V – 3rd person masculine plural perfect verb PRON – subject pronoun فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
سواء
س و ي | SVY
SVEÙ
sevā'un
aynıdır
"""(It is) same"
Sin,Vav,Elif,, 60,6,1,,
N – nominative masculine indefinite noun اسم مرفوع
علينا
|
ALYNE
ǎleynā
bizce
to us
Ayn,Lam,Ye,Nun,Elif, 70,30,10,50,1,
P – preposition PRON – 1st person plural object pronoun جار ومجرور
أوعظت
و ع ظ | VAƵ
ÊVAƵT
eveǎZte
öğüt versen de
whether you advise
,Vav,Ayn,Zı,Te, ,6,70,900,400,
EQ – prefixed equalization particle V – 2nd person masculine singular perfect verb PRON – subject pronoun الهمزة همزة التسوية فعل ماض والتاء ضمير متصل في محل رفع فاعل
أم
|
ÊM
em
veya
or
,Mim, ,40,
CONJ – coordinating conjunction حرف عطف
لم
|
LM
lem
not
Lam,Mim, 30,40,
NEG – negative particle حرف نفي
تكن
ك و ن | KVN
TKN
tekun
olmasan da
you are
Te,Kef,Nun, 400,20,50,
V – 2nd person masculine singular imperfect verb, jussive mood فعل مضارع مجزوم
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.
Konu Başlığı: -
Kırık Meal (Arapça) : |قَالُوا: dediler ki | سَوَاءٌ: aynıdır | عَلَيْنَا: bizce | أَوَعَظْتَ: öğüt versen de | أَمْ: veya | لَمْ: | تَكُنْ: olmasan da | مِنَ: -den | الْوَاعِظِينَ: öğüt verenler- |
Kırık Meal (Harekesiz) : |قالوا GELWEdediler ki | سواء SWEÙaynıdır | علينا ALYNEbizce | أوعظت ÊWAƵTöğüt versen de | أم ÊMveya | لم LM | تكن TKNolmasan da | من MN-den | الواعظين ELWEAƵYNöğüt verenler- |
Kırık Meal (Okunuş) : |ḳālū: dediler ki | sevā'un: aynıdır | ǎleynā: bizce | eveǎZte: öğüt versen de | em: veya | lem: | tekun: olmasan da | mine: -den | l-vāǐZīne: öğüt verenler- |
Kırık Meal (Transcript) : |GELVE: dediler ki | SVEÙ: aynıdır | ALYNE: bizce | ÊVAƵT: öğüt versen de | ÊM: veya | LM: | TKN: olmasan da | MN: -den | ELVEAƵYN: öğüt verenler- |
Abdulbaki Gölpınarlı : Bizce bir dediler, istersen öğüt ver bize, istersen öğüt verenlerden olma.
Adem Uğur : (Onlar) şöyle dediler: Sen öğüt versen de, vermesen de bizce birdir.
Ahmed Hulusi : Dediler ki: "İster öğüt ver ister verme; bize birdir!"
Ahmet Tekin : Kavmi:
'Sen gönül alsan, öğüt versen, sorumlulukla ilgili uyarılarda bulunsan da, öğüt verenlerden, uyarılarda bulunanlardan olmasan da, bizim için farketmez.' dediler.
Ahmet Varol : Dediler ki: 'Öğüt versen de öğüt verenlerden olmasan da bizim için birdir.
Ali Bulaç : Dediler ki: "Bizim için farketmez; öğüt versen de, öğüt verenlerden olmasan da."
Ali Fikri Yavuz : Onlar dediler ki: “- Sen öğüd versen de, öğüd verenlerden olmasan da bizce farkı yoktur.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Dediler ki: «Sen ha öğüt vermişsin, ha öğüt verenlerden olmamışsın, bizce birdir.
Elmalılı Hamdi Yazır : Sen, dediler: ha va'zetmişin ha va'zedenlerden olmamışın bizce müsavidir
Fizilal-il Kuran : Adoğulları dediler ki, «İster öğüt ver, ister öğüt verenlerden olma, bizim için birdir.»
Gültekin Onan : Dediler ki: "Bizim için farketmez; öğüt versen de, öğüt verenlerden olmasan da."
Hakkı Yılmaz : (136-138) Onlar dediler ki: “Sen, öğüt versen de yahut öğüt verenlerden olmasan da bizim için değişmez. Bu, sadece öncekilerin hayat tarzlarıdır. Ve biz azaba uğratılacaklar değiliz.”
Hasan Basri Çantay : Dediler: «Va'z etsen de, yahud va'z edicilerden olmasan da bize göre birdir».
Hayrat Neşriyat : (Onlar şöyle) dediler: '(Sen) nasîhat etsen de, nasîhat edenlerden olmasan da, bizim için birdir. (Biz vazgeçmeyiz!)'
İbni Kesir : Dediler ki: Öğüt versen de, yahut öğüt verenlerden olmasan da bizim için eşittir.
İskender Evrenosoğlu : “Sen, bize vaazetsen de veya vaazedenlerden olmasan da bizim için eşittir.” dediler.
Muhammed Esed : (Ama bütün bu uyarılara karşı onlar:) "Bize öğüt veriyor olsan da, olmasan da, bizim için fark etmez!" dediler.
Ömer Nasuhi Bilmen : Dediler ki: «Öğüt versen de veya öğüt verenlerden olmasan da bize karşı müsavîdir.»
Ömer Öngüt : Dediler ki: “Sen bize öğüt versen de, öğüt verenlerden olmasan da bizce birdir. ”
Şaban Piriş : Onlar da şöyle dediler: -Öğüt versen de vermesen de bizim için birdir.
Suat Yıldırım : (136-138) "Sen" dediler, "Ha böyle nasihat etmiş, ha etmemişsin, bize göre hepsi bir. Bizim tuttuğumuz yol, önceki atalarımızın sürüp gelen âdetlerinden başka bir şey değildir. Biz bundan ötürü de cezalandırılacak değiliz!"
Süleyman Ateş : Dediler ki: "Öğüt versen de, öğüt verenlerden olmasan da bizce birdir."
Tefhim-ul Kuran : Dediler ki: «Bizim için farketmez; öğüt versen de, öğüt verenlerden olmasan da.»
Ümit Şimşek : Dediler ki: 'Bize öğüt versen de bizim için birdir, vermesen de.
Yaşar Nuri Öztürk : Dediler: "Sen ha öğüt vermişsin ha öğüt verenlerden olmamışsın. Bizim için fark etmez."
Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için
TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen
dikkatli olunuz.]