» 26 / Su’arâ  32:

Kuran Sırası: 26
İniş Sırası: 47
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227

 » 26 / Su’arâ  Suresi: 32
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. فَأَلْقَىٰ (FÊLG) = feelḳā : sonra attı
2. عَصَاهُ (AṦEH) = ǎSāhu : asasını
3. فَإِذَا (FÎZ̃E) = fe iƶā : bir de (baktılar ki)
4. هِيَ (HY) = hiye : o
5. ثُعْبَانٌ (S̃ABEN) = ṧuǎ'bānun : bir ejderha
6. مُبِينٌ (MBYN) = mubīnun : apaçık
sonra attı | asasını | bir de (baktılar ki) | o | bir ejderha | apaçık |

[LGY] [AṦV] [] [] [S̃AB] [BYN]
FÊLG AṦEH FÎZ̃E HY S̃ABEN MBYN

feelḳā ǎSāhu fe iƶā hiye ṧuǎ'bānun mubīnun
فألقى عصاه فإذا هي ثعبان مبين

 » 26 / Su’arâ  Suresi: 32
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فألقى ل ق ي | LGY FÊLG feelḳā sonra attı So he threw
عصاه ع ص و | AṦV AṦEH ǎSāhu asasını his staff
فإذا | FÎZ̃E fe iƶā bir de (baktılar ki) and behold!
هي | HY hiye o It
ثعبان ث ع ب | S̃AB S̃ABEN ṧuǎ'bānun bir ejderha (was) a serpent,
مبين ب ي ن | BYN MBYN mubīnun apaçık manifest.

26:32 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

sonra attı | asasını | bir de (baktılar ki) | o | bir ejderha | apaçık |

[LGY] [AṦV] [] [] [S̃AB] [BYN]
FÊLG AṦEH FÎZ̃E HY S̃ABEN MBYN

feelḳā ǎSāhu fe iƶā hiye ṧuǎ'bānun mubīnun
فألقى عصاه فإذا هي ثعبان مبين

[ل ق ي] [ع ص و] [] [] [ث ع ب] [ب ي ن]

 » 26 / Su’arâ  Suresi: 32
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فألقى ل ق ي | LGY FÊLG feelḳā sonra attı So he threw
Fe,,Lam,Gaf,,
80,,30,100,,
REM – prefixed resumption particle
V – 3rd person masculine singular (form IV) perfect verb
الفاء استئنافية
فعل ماض
عصاه ع ص و | AṦV AṦEH ǎSāhu asasını his staff
Ayn,Sad,Elif,He,
70,90,1,5,
N – accusative masculine noun
PRON – 3rd person masculine singular possessive pronoun
اسم منصوب والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
فإذا | FÎZ̃E fe iƶā bir de (baktılar ki) and behold!
Fe,,Zel,Elif,
80,,700,1,
CONJ – prefixed conjunction fa (and)
T – time adverb
الفاء عاطفة
ظرف زمان
هي | HY hiye o It
He,Ye,
5,10,
PRON – 3rd person feminine singular personal pronoun
ضمير منفصل
ثعبان ث ع ب | S̃AB S̃ABEN ṧuǎ'bānun bir ejderha (was) a serpent,
Se,Ayn,Be,Elif,Nun,
500,70,2,1,50,
"N – nominative masculine indefinite noun → Snake"
اسم مرفوع
مبين ب ي ن | BYN MBYN mubīnun apaçık manifest.
Mim,Be,Ye,Nun,
40,2,10,50,
N – nominative masculine indefinite (form IV) active participle
اسم مرفوع
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |فَأَلْقَىٰ: sonra attı | عَصَاهُ: asasını | فَإِذَا: bir de (baktılar ki) | هِيَ: o | ثُعْبَانٌ: bir ejderha | مُبِينٌ: apaçık |
Kırık Meal (Harekesiz) : |فألقى FÊLG sonra attı | عصاه AṦEH asasını | فإذا FÎZ̃E bir de (baktılar ki) | هي HY o | ثعبان S̃ABEN bir ejderha | مبين MBYN apaçık |
Kırık Meal (Okunuş) : |feelḳā: sonra attı | ǎSāhu: asasını | fe iƶā: bir de (baktılar ki) | hiye: o | ṧuǎ'bānun: bir ejderha | mubīnun: apaçık |
Kırık Meal (Transcript) : |FÊLG: sonra attı | AṦEH: asasını | FÎZ̃E: bir de (baktılar ki) | HY: o | S̃ABEN: bir ejderha | MBYN: apaçık |
Abdulbaki Gölpınarlı : Mûsâ, sopasını attı, sopa hemen apaçık görünen koca bir ejderhâ oldu.
Adem Uğur : Bunun üzerine Musa asâsını atıverdi; bir de ne görsünler, asâ apaçık koca bir yılan (oluvermiş)!
Ahmed Hulusi : (Musa da) asasını bıraktı; birden o kesinlikle yılan olarak göründü!
Ahmet Tekin : Mûsâ asâsını attı. Bir de ne görsünler, asâ, aşikâre bir ejderha oluverdi.
Ahmet Varol : Bunun üzerine (Musa) asasını attı ve bir anda apaçık bir yılan oluverdi.
Ali Bulaç : Bunun üzerine asasını bırakıverdi, bir de (ne görsünler) o, açıkça bir ejderha oluverdi.
Ali Fikri Yavuz : Bunun üzerine Mûsa asâsını bırakıverdi; apaçık bir ejderha oluverdi.
Bekir Sadak : Bunun uzerine Musa degnegini atti, besbelli bir yilan oluverdi.
Celal Yıldırım : Bunun üzerine Musâ, Asâ'sını yere bırakıverdi, derken o çok açık ve belirgin ölçüde bir ejderha (oluverdi).
Diyanet İşleri : Bunun üzerine Mûsâ, asasını attı, bir de ne görsünler, asa açıkça kocaman bir yılan olmuş.
Diyanet İşleri (eski) : Bunun üzerine Musa değneğini attı, besbelli bir yılan oluverdi.
Diyanet Vakfi : Bunun üzerine Musa asâsını atıverdi; bir de ne görsünler, asâ apaçık koca bir yılan (oluvermiş)!
Edip Yüksel : Değneğini atınca apaçık bir yılan oluverdi.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Bunun üzerine Musa asâsını bırakıverdi; apaçık bir ejderha oluverdi.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Bunun üzerine (Musa) asasını bırakıverdi; apaçık bir ejderha oluverdi;
Elmalılı Hamdi Yazır : Bunun üzerine Asasını bırakıverdi, apaçık bir ejderha kesiliverdi
Fizilal-il Kuran : Bunun üzerine Musa elindeki değneği yere attı, değnek o anda sahici bir yılan oluverdi.
Gültekin Onan : Bunun üzerine asasını bırakıverdi, bir de (ne görsünler) o, açıkça bir ejderha oluverdi.
Hakkı Yılmaz : "Bunun üzerine Mûsâ, birikimini ortaya koyuverdi; bir de bakmışsın ki Mûsâ'nın birikimi, apaçık bir “silip süpüren”dir. "
Hasan Basri Çantay : Bunun üzerine (Muusâ) asaasını bırakıverdi. Birde (ne görsünler) o, apaçık bir ejderha!
Hayrat Neşriyat : Bunun üzerine (Mûsâ) asâsını (yere) bıraktı; bir de baktılar ki o, apaçık bir ejderhâdır!
İbni Kesir : Bunun üzerine o asasını attı, bir de ne görsün; apaçık bir ejderhadır.
İskender Evrenosoğlu : Bunun üzerine Musa (A.S) asasını attı. O zaman o, apaçık (gerçek) bir yılan oldu.
Muhammed Esed : Bunun üzerine (Musa) asasını yere bıraktı, bir de ne görsünler, (her haliyle) düpedüz bir yılan!
Ömer Nasuhi Bilmen : Bunun üzerine asasını bırakıverdi, o hemen bir apaçık ejderha kesildi.
Ömer Öngüt : Bunun üzerine Musa asasını attı. O ansızın bir yılan oluverdi.
Şaban Piriş : Bunun üzerine Musa asasını atmış ve o da hemen apaçık bir yılan oluvermişti.
Suat Yıldırım : Bunun üzerine Mûsa asâsını yere attı. Bir de ne görsünler: Değnek her haliyle tam bir ejderha oluvermiş!
Süleyman Ateş : (Mûsâ), asâsını attı, bir de (baktılar ki) o apaçık bir ejderha!
Tefhim-ul Kuran : Bunun üzerine asasını bırakıverdi, bir de (ne görsünler) o, açıkça bir ejderha oluverdi.
Ümit Şimşek : Musa asâsını yere bıraktığında o koca bir yılan kesiliverdi.
Yaşar Nuri Öztürk : O da asasını attı. Bir de ne görsünler, asa korkunç bir ejderha oluvermiş.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}