» 26 / Su’arâ  67:

Kuran Sırası: 26
İniş Sırası: 47
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227

 » 26 / Su’arâ  Suresi: 67
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. إِنَّ (ÎN) = inne : muhakkak ki
2. فِي (FY) = fī : vardır
3. ذَٰلِكَ (Z̃LK) = ƶālike : bunda
4. لَايَةً (L ËYT) = lāyeten : bir ibret
5. وَمَا (VME) = vemā : ama
6. كَانَ (KEN) = kāne :
7. أَكْثَرُهُمْ (ÊKS̃RHM) = ekṧeruhum : çokları
8. مُؤْمِنِينَ (MÙMNYN) = mu'minīne : inanmazlar
muhakkak ki | vardır | bunda | bir ibret | ama | | çokları | inanmazlar |

[] [] [] [EYY] [] [KVN] [KS̃R] [EMN]
ÎN FY Z̃LK L ËYT VME KEN ÊKS̃RHM MÙMNYN

inne ƶālike lāyeten vemā kāne ekṧeruhum mu'minīne
إن في ذلك لآية وما كان أكثرهم مؤمنين

 » 26 / Su’arâ  Suresi: 67
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
إن | ÎN inne muhakkak ki Indeed,
في | FY vardır in
ذلك | Z̃LK ƶālike bunda that
لآية ا ي ي | EYY L ËYT lāyeten bir ibret surely (is) a Sign,
وما | VME vemā ama but not
كان ك و ن | KVN KEN kāne are
أكثرهم ك ث ر | KS̃R ÊKS̃RHM ekṧeruhum çokları most of them
مؤمنين ا م ن | EMN MÙMNYN mu'minīne inanmazlar believers.

26:67 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

muhakkak ki | vardır | bunda | bir ibret | ama | | çokları | inanmazlar |

[] [] [] [EYY] [] [KVN] [KS̃R] [EMN]
ÎN FY Z̃LK L ËYT VME KEN ÊKS̃RHM MÙMNYN

inne ƶālike lāyeten vemā kāne ekṧeruhum mu'minīne
إن في ذلك لآية وما كان أكثرهم مؤمنين

[] [] [] [ا ي ي] [] [ك و ن] [ك ث ر] [ا م ن]

 » 26 / Su’arâ  Suresi: 67
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
إن | ÎN inne muhakkak ki Indeed,
,Nun,
,50,
ACC – accusative particle
حرف نصب
في | FY vardır in
Fe,Ye,
80,10,
P – preposition
حرف جر
ذلك | Z̃LK ƶālike bunda that
Zel,Lam,Kef,
700,30,20,
DEM – masculine singular demonstrative pronoun
اسم اشارة
لآية ا ي ي | EYY L ËYT lāyeten bir ibret surely (is) a Sign,
Lam,,Ye,Te merbuta,
30,,10,400,
EMPH – emphatic prefix lām
N – accusative feminine singular indefinite noun
اللام لام التوكيد
اسم منصوب
وما | VME vemā ama but not
Vav,Mim,Elif,
6,40,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
NEG – negative particle
الواو عاطفة
حرف نفي
كان ك و ن | KVN KEN kāne are
Kef,Elif,Nun,
20,1,50,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
أكثرهم ك ث ر | KS̃R ÊKS̃RHM ekṧeruhum çokları most of them
,Kef,Se,Re,He,Mim,
,20,500,200,5,40,
N – nominative masculine singular noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم مرفوع و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
مؤمنين ا م ن | EMN MÙMNYN mu'minīne inanmazlar believers.
Mim,,Mim,Nun,Ye,Nun,
40,,40,50,10,50,
N – accusative masculine plural (form IV) active participle
اسم منصوب
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |إِنَّ: muhakkak ki | فِي: vardır | ذَٰلِكَ: bunda | لَايَةً: bir ibret | وَمَا: ama | كَانَ: | أَكْثَرُهُمْ: çokları | مُؤْمِنِينَ: inanmazlar |
Kırık Meal (Harekesiz) : |إن ÎN muhakkak ki | في FY vardır | ذلك Z̃LK bunda | لآية L ËYT bir ibret | وما WME ama | كان KEN | أكثرهم ÊKS̃RHM çokları | مؤمنين MÙMNYN inanmazlar |
Kırık Meal (Okunuş) : |inne: muhakkak ki | : vardır | ƶālike: bunda | lāyeten: bir ibret | vemā: ama | kāne: | ekṧeruhum: çokları | mu'minīne: inanmazlar |
Kırık Meal (Transcript) : |ÎN: muhakkak ki | FY: vardır | Z̃LK: bunda | L ËYT: bir ibret | VME: ama | KEN: | ÊKS̃RHM: çokları | MÙMNYN: inanmazlar |
Abdulbaki Gölpınarlı : Şüphe yok ki bunda bir delil var, fakat halkın çoğu inanmaz.
Adem Uğur : Şüphesiz bunda bir ibret vardır; ama çokları iman etmiş değillerdir.
Ahmed Hulusi : Muhakkak ki bu olayda bir mucize - ders var! Onların çoğunluğu ise buna iman etmiş değillerdir.
Ahmet Tekin : Bunlarda Allah’ın kudretine, ilmine, hikmet sahibi olduğuna işaretler, insanlar için ibretler vardır. Fakat onların çoğu iman edecek değildir.
Ahmet Varol : Şüphesiz bunda bir ibret vardır. Onların çoğu iman etmemişti.
Ali Bulaç : Şüphesiz, bunda bir ayet vardır. Ama onların çoğu iman etmiş değildirler.
Ali Fikri Yavuz : Elbette bunda bir ibret var, böyle iken (geri kalanlardan) çoğu imana gelmedi.
Bekir Sadak : Bunda suphesiz ders vardir, ama cogu inanmamistir.
Celal Yıldırım : Şüphesiz ki bu olayda öğüt ve ibret vardır; (ne varki kalanların) çoğu imân etmiş değillerdir.
Diyanet İşleri : Bunda şüphesiz bir ibret vardır. Ama pek çokları iman etmiş değillerdi.
Diyanet İşleri (eski) : Bunda şüphesiz ders vardır, ama çoğu inanmamıştır.
Diyanet Vakfi : Şüphesiz bunda bir ibret vardır; ama çokları iman etmiş değillerdir.
Edip Yüksel : Elbette bunda bir ders vardır; ama çokları inanmazlar.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Şüphesiz bunda bir âyet (ibret) vardır; ama çokları iman etmiş değillerdir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Şüphesiz bunda gerçekten bir ibret vardır; fakat çokları inanmadı.
Elmalılı Hamdi Yazır : Şübhesiz bunda mutlak bir âyet var, öyle iken ekserîsi mü'min olmadı
Fizilal-il Kuran : Kuşku yok ki, bu olaydan alınacak dersler vardır. Fakat insanların çoğu buna inanmadı.
Gültekin Onan : Şüphesiz bunda bir ayet vardır. Ama onların çoğu inançlı olmamıştır.
Hakkı Yılmaz : Şüphesiz bunda kesinlikle bir alâmet/gösterge vardır. Ama çokları iman etmiş değillerdi.
Hasan Basri Çantay : Bunda elbette bir ibret vardı. (Fakat) onların çoğu îman etmiş değillerdi.
Hayrat Neşriyat : Şübhesiz ki bunda, elbette bir ibret vardır. Fakat onların çoğu îmân etmiş kimseler değildir.
İbni Kesir : Şüphesiz ki bunda, bir ayet vardır. Ama onların çoğu inananlar değildi.
İskender Evrenosoğlu : Muhakkak ki bunda gerçekten âyet (ibret) vardır. (Fakat) onların çoğu mü'min olmadılar.
Muhammed Esed : Bu (kıssada), şüphesiz, (bütün insanlar için) bir ders vardır; velev ki onlardan çoğu inanmasa da.
Ömer Nasuhi Bilmen : Şüphe yok ki, bunda elbette bir ibret vardır. Halbuki, onların ekserisi imân etmiş kimseler olmadı.
Ömer Öngüt : Şüphesiz ki bunda âyet (kudretimize bir nişane) vardır. Yine de onların çoğu iman etmezler.
Şaban Piriş : Şüphesiz bunda bir “ayet/işaret” vardır. Yine de onların çoğu iman etmezler.
Suat Yıldırım : Elbette bunda alınacak ibret vardır, fakat onların ekserisi ibret alıp da iman etmezler.
Süleyman Ateş : Muhakkak ki bunda bir ibret vardır, ama çokları inanmazlar.
Tefhim-ul Kuran : Hiç şüphe yok, bunda bir ayet vardır. Ama onların çoğu iman etmiş değildirler.
Ümit Şimşek : İşte bunda bir âyet vardır. Fakat onların çoğu yine iman etmez.
Yaşar Nuri Öztürk : Bunda elbette bir ibret vardır ama onların çoğu inanmış kimseler değildi.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}