» 26 / Su’arâ  200:

Kuran Sırası: 26
İniş Sırası: 47
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227

 » 26 / Su’arâ  Suresi: 200
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. كَذَٰلِكَ (KZ̃LK) = keƶālike : öylece
2. سَلَكْنَاهُ (SLKNEH) = seleknāhu : biz onu soktuk
3. فِي (FY) = fī : içine
4. قُلُوبِ (GLVB) = ḳulūbi : kalbleri
5. الْمُجْرِمِينَ (ELMCRMYN) = l-mucrimīne : suçluların
öylece | biz onu soktuk | içine | kalbleri | suçluların |

[] [SLK] [] [GLB] [CRM]
KZ̃LK SLKNEH FY GLVB ELMCRMYN

keƶālike seleknāhu ḳulūbi l-mucrimīne
كذلك سلكناه في قلوب المجرمين

 » 26 / Su’arâ  Suresi: 200
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
كذلك | KZ̃LK keƶālike öylece Thus
سلكناه س ل ك | SLK SLKNEH seleknāhu biz onu soktuk We have inserted it
في | FY içine into
قلوب ق ل ب | GLB GLVB ḳulūbi kalbleri (the) hearts
المجرمين ج ر م | CRM ELMCRMYN l-mucrimīne suçluların (of) the criminals.

26:200 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

öylece | biz onu soktuk | içine | kalbleri | suçluların |

[] [SLK] [] [GLB] [CRM]
KZ̃LK SLKNEH FY GLVB ELMCRMYN

keƶālike seleknāhu ḳulūbi l-mucrimīne
كذلك سلكناه في قلوب المجرمين

[] [س ل ك] [] [ق ل ب] [ج ر م]

 » 26 / Su’arâ  Suresi: 200
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
كذلك | KZ̃LK keƶālike öylece Thus
Kef,Zel,Lam,Kef,
20,700,30,20,
P – prefixed preposition ka
DEM – masculine singular demonstrative pronoun
جار ومجرور
سلكناه س ل ك | SLK SLKNEH seleknāhu biz onu soktuk We have inserted it
Sin,Lam,Kef,Nun,Elif,He,
60,30,20,50,1,5,
V – 1st person plural perfect verb
PRON – subject pronoun
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل والهاء ضمير متصل في محل نصب مفعول به
في | FY içine into
Fe,Ye,
80,10,
P – preposition
حرف جر
قلوب ق ل ب | GLB GLVB ḳulūbi kalbleri (the) hearts
Gaf,Lam,Vav,Be,
100,30,6,2,
"N – genitive feminine plural noun → Heart"
اسم مجرور
المجرمين ج ر م | CRM ELMCRMYN l-mucrimīne suçluların (of) the criminals.
Elif,Lam,Mim,Cim,Re,Mim,Ye,Nun,
1,30,40,3,200,40,10,50,
N – genitive masculine plural (form IV) active participle
اسم مجرور
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |كَذَٰلِكَ: öylece | سَلَكْنَاهُ: biz onu soktuk | فِي: içine | قُلُوبِ: kalbleri | الْمُجْرِمِينَ: suçluların |
Kırık Meal (Harekesiz) : |كذلك KZ̃LK öylece | سلكناه SLKNEH biz onu soktuk | في FY içine | قلوب GLWB kalbleri | المجرمين ELMCRMYN suçluların |
Kırık Meal (Okunuş) : |keƶālike: öylece | seleknāhu: biz onu soktuk | : içine | ḳulūbi: kalbleri | l-mucrimīne: suçluların |
Kırık Meal (Transcript) : |KZ̃LK: öylece | SLKNEH: biz onu soktuk | FY: içine | GLVB: kalbleri | ELMCRMYN: suçluların |
Abdulbaki Gölpınarlı : Biz, böylece Kur'ân'ı, mücrimlerin gönüllerine kadar işlettik.
Adem Uğur : Onu günahkârların kalplerine böyle soktuk.
Ahmed Hulusi : İşte Onu, (hakikati inkâr) suçu işleyenlerin akıllarına bu kadar sokarız!
Ahmet Tekin : Kur’ân’ı yalanlamayı, inkârı ve hidayeti kafalarına, kalplerine soktuğumuz gibi, onun, Kur’ân’ın İslâm’a planlı cephe alarak, müslümanlığı, müslüman nesilleri yozlaştırma, yok etme suçu işleyen güç ve iktidar sahibi âsilerin, suçluların, günahkârların kafalarında, kalplerinde yankı bulmadan geçip gitmesine de biz yol açtık.
Ahmet Varol : Biz onu suçluların kalplerine işte böyle soktuk.
Ali Bulaç : Biz onu, suçlu günahkarların kalbine işte böyle işlettik.
Ali Fikri Yavuz : Biz, o küfrü mücrimlerin kalblerine öyle sokmuşuz ki,
Bekir Sadak : (200-20) 2 Suclularin kalblerine Kuran'i boylece sokariz da, can yakici azabi gormedikce ona inanmazlar. Bu azap onlara haberleri olmadan geliverecektir.
Celal Yıldırım : (200-201) İşte biz onu (=inkâr ve sapıklığı) böylece suçlu günahkârların kalblerine aktarıp soktuk da elem verici azabı görmedikçe mümkün değil ona inanmazlar.
Diyanet İşleri : İşte böylece biz onu (Kur’an’ı) suçluların kalbine soktuk.
Diyanet İşleri (eski) : (200-202) Suçluların kalblerine Kuran'ı böylece sokarız da, can yakıcı azabı görmedikçe ona inanmazlar. Bu azap onlara haberleri olmadan geliverecektir.
Diyanet Vakfi : (200-201) Onu günahkârların kalplerine böyle soktuk. Onun için, acıklı azabı görünceye kadar ona iman etmezler.
Edip Yüksel : İşte biz onu suçluların kalplerine böylece (yabancı bir dil gibi) sokarız.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : (200-201) Böylece onu günahkarların kalplerine soktuk. (Okuyup anladılar, ama yine de) acıklı azabı görünceye kadar ona iman etmezler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Biz onu suçluların kalbine öyle sokmuşuzdur.
Elmalılı Hamdi Yazır : Biz onu mücrimlerin kalblerine öyle sokmuşuzdur.
Fizilal-il Kuran : Böylece inanmamayı ağır suçluların kalplerine aşıladık.
Gültekin Onan : Biz onu, suçlu günahkarların kalbine işte böyle işlettik.
Hakkı Yılmaz : (200,201) Böylece onu günahkârların kalplerine soktuk. Onlar acıklı azabı görünceye kadar ona iman etmezler.
Hasan Basri Çantay : Biz (küfrü) o günahkârların kalbine Öyle bir sokduk ki,
Hayrat Neşriyat : İşte onu (o küfrü) günahkârların kalblerine (yalanlamalarındaki inadları sebebiyle) böyle sokmuşuzdur.
İbni Kesir : İşte böylece onu suçluların kalbine sokarız.
İskender Evrenosoğlu : Biz O'nu, mücrimlerin kalplerine işte böyle soktuk (işledik).
Muhammed Esed : Biz bu (mesajı)n o günahkarların kalplerinden (bir yankı bulmadan) geçip gitmesine yol açtık:
Ömer Nasuhi Bilmen : İşte öylece onu (küfrü) günahkârların kalplerine sokmuşuzdur.
Ömer Öngüt : İşte böylece onu o günahkârların kalplerine soktuk.
Şaban Piriş : İşte böylece onu suçluların kalbine sokarız da..
Suat Yıldırım : (200-201) İşte aynen bunun gibi, Biz o yalanlamayı suçlu kâfirlerin kalplerine öyle bir soktuk ki, o can yakıcı azaba girmedikçe ona iman etmezler.
Süleyman Ateş : Biz onu, suçluların kalblerine öyle soktuk.
Tefhim-ul Kuran : Biz onu, suçlu günahkârların kalbine işte böyle geçirip yürüttük.
Ümit Şimşek : Mücrimlerin kalplerinde inkârı Biz böyle yerleştirmişizdir.
Yaşar Nuri Öztürk : Biz onu suçluların kalplerine işte böyle yolladık.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}