» 26 / Su’arâ  190:

Kuran Sırası: 26
İniş Sırası: 47
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227

 » 26 / Su’arâ  Suresi: 190
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. إِنَّ (ÎN) = inne : muhakkak ki
2. فِي (FY) = fī : vardır
3. ذَٰلِكَ (Z̃LK) = ƶālike : bunda
4. لَايَةً (L ËYT) = lāyeten : bir ibret
5. وَمَا (VME) = vemā : ama yine
6. كَانَ (KEN) = kāne : değildir
7. أَكْثَرُهُمْ (ÊKS̃RHM) = ekṧeruhum : çokları
8. مُؤْمِنِينَ (MÙMNYN) = mu'minīne : inananlardan
muhakkak ki | vardır | bunda | bir ibret | ama yine | değildir | çokları | inananlardan |

[] [] [] [EYY] [] [KVN] [KS̃R] [EMN]
ÎN FY Z̃LK L ËYT VME KEN ÊKS̃RHM MÙMNYN

inne ƶālike lāyeten vemā kāne ekṧeruhum mu'minīne
إن في ذلك لآية وما كان أكثرهم مؤمنين

 » 26 / Su’arâ  Suresi: 190
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
إن | ÎN inne muhakkak ki Indeed,
في | FY vardır in
ذلك | Z̃LK ƶālike bunda that
لآية ا ي ي | EYY L ËYT lāyeten bir ibret surely, is a sign
وما | VME vemā ama yine but not
كان ك و ن | KVN KEN kāne değildir are
أكثرهم ك ث ر | KS̃R ÊKS̃RHM ekṧeruhum çokları most of them
مؤمنين ا م ن | EMN MÙMNYN mu'minīne inananlardan believers.

26:190 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

muhakkak ki | vardır | bunda | bir ibret | ama yine | değildir | çokları | inananlardan |

[] [] [] [EYY] [] [KVN] [KS̃R] [EMN]
ÎN FY Z̃LK L ËYT VME KEN ÊKS̃RHM MÙMNYN

inne ƶālike lāyeten vemā kāne ekṧeruhum mu'minīne
إن في ذلك لآية وما كان أكثرهم مؤمنين

[] [] [] [ا ي ي] [] [ك و ن] [ك ث ر] [ا م ن]

 » 26 / Su’arâ  Suresi: 190
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
إن | ÎN inne muhakkak ki Indeed,
,Nun,
,50,
ACC – accusative particle
حرف نصب
في | FY vardır in
Fe,Ye,
80,10,
P – preposition
حرف جر
ذلك | Z̃LK ƶālike bunda that
Zel,Lam,Kef,
700,30,20,
DEM – masculine singular demonstrative pronoun
اسم اشارة
لآية ا ي ي | EYY L ËYT lāyeten bir ibret surely, is a sign
Lam,,Ye,Te merbuta,
30,,10,400,
EMPH – emphatic prefix lām
N – accusative feminine singular indefinite noun
اللام لام التوكيد
اسم منصوب
وما | VME vemā ama yine but not
Vav,Mim,Elif,
6,40,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
NEG – negative particle
الواو عاطفة
حرف نفي
كان ك و ن | KVN KEN kāne değildir are
Kef,Elif,Nun,
20,1,50,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
أكثرهم ك ث ر | KS̃R ÊKS̃RHM ekṧeruhum çokları most of them
,Kef,Se,Re,He,Mim,
,20,500,200,5,40,
N – nominative masculine singular noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم مرفوع و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
مؤمنين ا م ن | EMN MÙMNYN mu'minīne inananlardan believers.
Mim,,Mim,Nun,Ye,Nun,
40,,40,50,10,50,
N – accusative masculine plural (form IV) active participle
اسم منصوب
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |إِنَّ: muhakkak ki | فِي: vardır | ذَٰلِكَ: bunda | لَايَةً: bir ibret | وَمَا: ama yine | كَانَ: değildir | أَكْثَرُهُمْ: çokları | مُؤْمِنِينَ: inananlardan |
Kırık Meal (Harekesiz) : |إن ÎN muhakkak ki | في FY vardır | ذلك Z̃LK bunda | لآية L ËYT bir ibret | وما WME ama yine | كان KEN değildir | أكثرهم ÊKS̃RHM çokları | مؤمنين MÙMNYN inananlardan |
Kırık Meal (Okunuş) : |inne: muhakkak ki | : vardır | ƶālike: bunda | lāyeten: bir ibret | vemā: ama yine | kāne: değildir | ekṧeruhum: çokları | mu'minīne: inananlardan |
Kırık Meal (Transcript) : |ÎN: muhakkak ki | FY: vardır | Z̃LK: bunda | L ËYT: bir ibret | VME: ama yine | KEN: değildir | ÊKS̃RHM: çokları | MÙMNYN: inananlardan |
Abdulbaki Gölpınarlı : Şüphe yok ki bunda bir delil var, fakat halkın çoğu inanmaz.
Adem Uğur : Doğrusu bunda büyük bir ders vardır; ama çokları iman etmezler.
Ahmed Hulusi : Muhakkak ki bu olayda da işaret - ders vardır. . . Ne var ki onların çoğunluğu iman etmemiştir!
Ahmet Tekin : Bunlarda da, kesinlikle Allah’ın kudretine, ilmine, hikmet sahibi olduğuna işaretler, bütün insanlar için ibretler, alınacak dersler vardır. Onların çoğu iman edecek değildi.
Ahmet Varol : Şüphesiz bunda bir ibret vardır. Onların çoğu iman etmemişti.
Ali Bulaç : Gerçekten, bunda bir ayet vardır, ama onların çoğu iman etmiş değildirler.
Ali Fikri Yavuz : Doğrusu bunda, (onlara yaptığımız bu helâk işinde), kendilerinden sonra gelenler için büyük bir ibret var, öyle iken çoğu mümin olmadı.
Bekir Sadak : Dogrusu bunda bir ders vardir. Fakat cogu inanmamistir.
Celal Yıldırım : Bunda elbette bir öğüt ve ibret vardır. Zaten onların çoğu mü'min değildi.
Diyanet İşleri : Şüphesiz bunda bir ibret vardır. Onların çoğu ise iman etmiş değillerdir.
Diyanet İşleri (eski) : Doğrusu bunda bir ders vardır. Fakat çoğu inanmamıştır.
Diyanet Vakfi : Doğrusu bunda büyük bir ders vardır; ama çokları iman etmezler.
Edip Yüksel : Bunda bir ders var; ancak çoğunluk inanmaz.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Şüphesiz bunda bir âyet (alınacak bir ders) vardır. Ama çokları iman etmiş değillerdir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Şüphesiz bunda (alınacak) bir ibret vardır; ama çoğu iman etmedi.
Elmalılı Hamdi Yazır : Şüphesiz bunda mutlak bir âyet var, öyle iken ekserîsi mü'min olmadı
Fizilal-il Kuran : Kuşku yok ki, bu olaydan alınacak dersler vardır. Onların çoğunluğu inanmamış kimselerdi.
Gültekin Onan : Gerçekten bunda bir ayet vardır, ama onların çoğu inançlı olmamıştır.
Hakkı Yılmaz : Şüphesiz bunda bir alâmet/gösterge vardır. Ama onların çoğu iman ediciler değillerdi.
Hasan Basri Çantay : Şübhesiz bunda mutlak bir âyet vardır. (Fakat) onların çoğu îman ediciler değildir.
Hayrat Neşriyat : Şübhesiz ki bunda apaçık bir ibret vardır. Fakat onların çoğu îmân etmiş kimseler değildir.
İbni Kesir : Muhakkak ki bunda bir ayet vardır. Ama onların çoğu mü'minler olmadı.
İskender Evrenosoğlu : Muhakkak ki bunda, mutlaka bir âyet (ibret) vardır. Ve onların çoğu, mü'min olmadılar (Allah'a ulaşmayı dilemediler).
Muhammed Esed : Bu (kıssada da insanlar için) bir ders vardır; insanların çoğu (buna) inanmasalar da...
Ömer Nasuhi Bilmen : Muhakkak ki, bunda elbette bir ibret vardır. Halbuki, onların ekserisi mü'min kimseler olmadı.
Ömer Öngüt : Doğrusu bunda öğüt ve ibret vardır, amma onların çoğu iman etmediler.
Şaban Piriş : İşte bu olayda da bir ibret vardır, fakat onların çoğu yine de inanmış değildir.
Suat Yıldırım : Elbette bunda alınacak ibret vardır. Fakat onların ekserisi ders alıp da iman etmezler.
Süleyman Ateş : Muhakkak ki bunda bir ibret vardır ama yine çokları inanmazlar.
Tefhim-ul Kuran : Hiç şüphe yok, bunda bir ayet vardır, ama onların çoğu iman etmiş değildirler.
Ümit Şimşek : İşte bunda bir âyet vardır. Fakat onların çoğu yine iman etmez.
Yaşar Nuri Öztürk : Bunda elbette bir ibret var ama onların çoğu inanan kişiler değildi.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}