CONJ – prefixed conjunction fa (and) V – 3rd person masculine singular imperfect verb, subjunctive mood PRON – 3rd person masculine plural object pronoun الفاء عاطفة فعل مضارع منصوب و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
بغتة
ب غ ت | BĞT
BĞTT
beğteten
ansızın
suddenly,
Be,Ğayn,Te,Te merbuta, 2,1000,400,400,
N – accusative feminine indefinite noun اسم منصوب
وهم
|
VHM
vehum
onlar
while they
Vav,He,Mim, 6,5,40,
CIRC – prefixed circumstantial particle PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun الواو حالية ضمير منفصل
لا
|
LE
lā
hiç
(do) not
Lam,Elif, 30,1,
NEG – negative particle حرف نفي
يشعرون
ش ع ر | ŞAR
YŞARVN
yeş'ǔrūne
farkında olmazlar
perceive.
Ye,Şın,Ayn,Re,Vav,Nun, 10,300,70,200,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb PRON – subject pronoun فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
Adem Uğur : İşte bu (azap) onlara, kendileri farkında olmadan, ansızın geliverecektir.
Ahmed Hulusi : (Ölüm azabı) onlara, düşünmedikleri bir anda, ansızın gelir! (Ölüm, en büyük azaptır; çünkü kişi ölümü tadarak hakikatini bizzat müşahede eder ve hakikatinin hakkını veremediğini kavrar; artık bunun gereğini yerine getirme imkânı kalmadığını idrak ederek çok büyük bir pişmanlığın azabı içine düşer. A. H. )
Ahmet Tekin : İşte o azap da, onlara, ansızın, farkında olmadıkları bir sırada gelecek.
Ahmet Varol : (Azap) onlara, kendileri farkında olmadan ansızın gelir.
Ali Bulaç : Artık o (azab), kendileri şuurunda olmadan onlara apansız gelecektir.
Ali Fikri Yavuz : İşte, bu azab, hiç farkında değillerken, ansızın kendilerine gelecektir.
Bekir Sadak : (200-20) 2 Suclularin kalblerine Kuran'i boylece sokariz da, can yakici azabi gormedikce ona inanmazlar. Bu azap onlara haberleri olmadan geliverecektir.
Celal Yıldırım : Bu azâb, farkına varmadıkları bir halde ansızın kendilerine gelir de,
Diyanet İşleri : (201-203) Onlar, farkında olmadan ansızın kendilerine gelecek olan elem dolu azabı görüp de, “Bize mühlet verilmez mi?” demedikçe, ona inanmazlar.
Diyanet İşleri (eski) : (200-202) Suçluların kalblerine Kuran'ı böylece sokarız da, can yakıcı azabı görmedikçe ona inanmazlar. Bu azap onlara haberleri olmadan geliverecektir.
Elmalılı Hamdi Yazır : Ki geliversin de kendilerine ansızın, hiç farkında değillerken
Fizilal-il Kuran : O azapla hiç farkında olmadıkları bir sırada, ansızın yüzyüze gelirler.
Gültekin Onan : Artık o (azab), kendileri şuurunda olmadan onlara apansız gelecektir.
Hakkı Yılmaz : İşte bu onlara, kendileri farkında olmadan, ansızın geliverecektir.
Hasan Basri Çantay : İşte bu (azab) onlara, kendileri de farkında olmayarak, ansızın gelecekdir.
Hayrat Neşriyat : İşte (bu azab) onlara haberleri olmadan, ansızın gelecektir.
İbni Kesir : O da kendilerine apansız, haberleri olmadan geliverir.
İskender Evrenosoğlu : Böylece o (azap), onlara ansızın gelir ve onlar farkında olmazlar.
Muhammed Esed : O azap ki, sonunda, onların hiç beklemedikleri bir anda ansızın gelip çatacaktır;
Ömer Nasuhi Bilmen : Artık (o azap) onlara hiç farkedemez bir haldeler iken ansızın geliverir.
Ömer Öngüt : Azap onlara öyle ansızın gelir ki, onlar hiç farkında olmazlar.
Şaban Piriş : O azap, onlara farkında olmadıkları bir anda ansızın gelir.
Suat Yıldırım : İşte bu azap, kendilerine ansızın gelir ki, onlar hiç farkında olmazlar.
Süleyman Ateş : Azâb onlara öyle ansızın gelir ki, onlar hiç farkında olmazlar.
Tefhim-ul Kuran : Artık o (azab), kendileri şuurunda olmadan onlara apansız gelecektir.
Ümit Şimşek : O azap, hiç ummadıkları anda, birden bire onlara geliverir.
Yaşar Nuri Öztürk : O azap onlara ansızın gelecek, farkında bile olmayacaklar.
Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için
TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen
dikkatli olunuz.]