» 26 / Su’arâ  202:

Kuran Sırası: 26
İniş Sırası: 47
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227

 » 26 / Su’arâ  Suresi: 202
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. فَيَأْتِيَهُمْ (FYÊTYHM) = fe ye'tiyehum : (azab) onlara gelir de
2. بَغْتَةً (BĞTT) = beğteten : ansızın
3. وَهُمْ (VHM) = vehum : onlar
4. لَا (LE) = lā : hiç
5. يَشْعُرُونَ (YŞARVN) = yeş'ǔrūne : farkında olmazlar
(azab) onlara gelir de | ansızın | onlar | hiç | farkında olmazlar |

[ETY] [BĞT] [] [] [ŞAR]
FYÊTYHM BĞTT VHM LE YŞARVN

fe ye'tiyehum beğteten vehum yeş'ǔrūne
فيأتيهم بغتة وهم لا يشعرون

 » 26 / Su’arâ  Suresi: 202
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فيأتيهم ا ت ي | ETY FYÊTYHM fe ye'tiyehum (azab) onlara gelir de And it will come to them
بغتة ب غ ت | BĞT BĞTT beğteten ansızın suddenly,
وهم | VHM vehum onlar while they
لا | LE hiç (do) not
يشعرون ش ع ر | ŞAR YŞARVN yeş'ǔrūne farkında olmazlar perceive.

26:202 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

(azab) onlara gelir de | ansızın | onlar | hiç | farkında olmazlar |

[ETY] [BĞT] [] [] [ŞAR]
FYÊTYHM BĞTT VHM LE YŞARVN

fe ye'tiyehum beğteten vehum yeş'ǔrūne
فيأتيهم بغتة وهم لا يشعرون

[ا ت ي] [ب غ ت] [] [] [ش ع ر]

 » 26 / Su’arâ  Suresi: 202
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فيأتيهم ا ت ي | ETY FYÊTYHM fe ye'tiyehum (azab) onlara gelir de And it will come to them
Fe,Ye,,Te,Ye,He,Mim,
80,10,,400,10,5,40,
CONJ – prefixed conjunction fa (and)
V – 3rd person masculine singular imperfect verb, subjunctive mood
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
الفاء عاطفة
فعل مضارع منصوب و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
بغتة ب غ ت | BĞT BĞTT beğteten ansızın suddenly,
Be,Ğayn,Te,Te merbuta,
2,1000,400,400,
N – accusative feminine indefinite noun
اسم منصوب
وهم | VHM vehum onlar while they
Vav,He,Mim,
6,5,40,
CIRC – prefixed circumstantial particle
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun
الواو حالية
ضمير منفصل
لا | LE hiç (do) not
Lam,Elif,
30,1,
NEG – negative particle
حرف نفي
يشعرون ش ع ر | ŞAR YŞARVN yeş'ǔrūne farkında olmazlar perceive.
Ye,Şın,Ayn,Re,Vav,Nun,
10,300,70,200,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
FYÊTYHM BĞTT VHM LE YŞARVN

فيأتيهم بغتة وهم لا يشعرون

 » 26 / Su’arâ  Suresi: 202

: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |فَيَأْتِيَهُمْ: (azab) onlara gelir de | بَغْتَةً: ansızın | وَهُمْ: onlar | لَا: hiç | يَشْعُرُونَ: farkında olmazlar |
Kırık Meal (Harekesiz) : |فيأتيهم FYÊTYHM (azab) onlara gelir de | بغتة BĞTT ansızın | وهم WHM onlar | لا LE hiç | يشعرون YŞARWN farkında olmazlar |
Kırık Meal (Okunuş) : |fe ye'tiyehum: (azab) onlara gelir de | beğteten: ansızın | vehum: onlar | : hiç | yeş'ǔrūne: farkında olmazlar |
Kırık Meal (Transcript) : |FYÊTYHM: (azab) onlara gelir de | BĞTT: ansızın | VHM: onlar | LE: hiç | YŞARVN: farkında olmazlar |
Abdulbaki Gölpınarlı : Ansızın gelip çatar onlara ve onlar anlamazlar bile.
Adem Uğur : İşte bu (azap) onlara, kendileri farkında olmadan, ansızın geliverecektir.
Ahmed Hulusi : (Ölüm azabı) onlara, düşünmedikleri bir anda, ansızın gelir! (Ölüm, en büyük azaptır; çünkü kişi ölümü tadarak hakikatini bizzat müşahede eder ve hakikatinin hakkını veremediğini kavrar; artık bunun gereğini yerine getirme imkânı kalmadığını idrak ederek çok büyük bir pişmanlığın azabı içine düşer. A. H. )
Ahmet Tekin : İşte o azap da, onlara, ansızın, farkında olmadıkları bir sırada gelecek.
Ahmet Varol : (Azap) onlara, kendileri farkında olmadan ansızın gelir.
Ali Bulaç : Artık o (azab), kendileri şuurunda olmadan onlara apansız gelecektir.
Ali Fikri Yavuz : İşte, bu azab, hiç farkında değillerken, ansızın kendilerine gelecektir.
Bekir Sadak : (200-20) 2 Suclularin kalblerine Kuran'i boylece sokariz da, can yakici azabi gormedikce ona inanmazlar. Bu azap onlara haberleri olmadan geliverecektir.
Celal Yıldırım : Bu azâb, farkına varmadıkları bir halde ansızın kendilerine gelir de,
Diyanet İşleri : (201-203) Onlar, farkında olmadan ansızın kendilerine gelecek olan elem dolu azabı görüp de, “Bize mühlet verilmez mi?” demedikçe, ona inanmazlar.
Diyanet İşleri (eski) : (200-202) Suçluların kalblerine Kuran'ı böylece sokarız da, can yakıcı azabı görmedikçe ona inanmazlar. Bu azap onlara haberleri olmadan geliverecektir.
Diyanet Vakfi : İşte bu (azap) onlara, kendileri farkında olmadan, ansızın geliverecektir.
Edip Yüksel : Onlara ansızın, beklemedikleri bir anda gelecektir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : İşte bu (azab) onlara, kendileri farkında olmadan, ansızın geliverecektir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : o azap kendilerine ansızın hiç farkında olmadıkları bir anda gelecektir,
Elmalılı Hamdi Yazır : Ki geliversin de kendilerine ansızın, hiç farkında değillerken
Fizilal-il Kuran : O azapla hiç farkında olmadıkları bir sırada, ansızın yüzyüze gelirler.
Gültekin Onan : Artık o (azab), kendileri şuurunda olmadan onlara apansız gelecektir.
Hakkı Yılmaz : İşte bu onlara, kendileri farkında olmadan, ansızın geliverecektir.
Hasan Basri Çantay : İşte bu (azab) onlara, kendileri de farkında olmayarak, ansızın gelecekdir.
Hayrat Neşriyat : İşte (bu azab) onlara haberleri olmadan, ansızın gelecektir.
İbni Kesir : O da kendilerine apansız, haberleri olmadan geliverir.
İskender Evrenosoğlu : Böylece o (azap), onlara ansızın gelir ve onlar farkında olmazlar.
Muhammed Esed : O azap ki, sonunda, onların hiç beklemedikleri bir anda ansızın gelip çatacaktır;
Ömer Nasuhi Bilmen : Artık (o azap) onlara hiç farkedemez bir haldeler iken ansızın geliverir.
Ömer Öngüt : Azap onlara öyle ansızın gelir ki, onlar hiç farkında olmazlar.
Şaban Piriş : O azap, onlara farkında olmadıkları bir anda ansızın gelir.
Suat Yıldırım : İşte bu azap, kendilerine ansızın gelir ki, onlar hiç farkında olmazlar.
Süleyman Ateş : Azâb onlara öyle ansızın gelir ki, onlar hiç farkında olmazlar.
Tefhim-ul Kuran : Artık o (azab), kendileri şuurunda olmadan onlara apansız gelecektir.
Ümit Şimşek : O azap, hiç ummadıkları anda, birden bire onlara geliverir.
Yaşar Nuri Öztürk : O azap onlara ansızın gelecek, farkında bile olmayacaklar.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}