REM – prefixed resumption particle V – 2nd person masculine plural (form VIII) imperative verb PRON – subject pronoun الفاء استئنافية فعل أمر والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
الله
|
ELLH
llahe
Allah'tan
Allah
Elif,Lam,Lam,He, 1,30,30,5,
"PN – accusative proper noun → Allah" لفظ الجلالة منصوب
وأطيعون
ط و ع | ŦVA
VÊŦYAVN
ve eTīǔni
ve bana ita'at edin
"and obey me."""
Vav,,Tı,Ye,Ayn,Vav,Nun, 6,,9,10,70,6,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and) V – 2nd person masculine plural (form IV) imperative verb PRON – subject pronoun PRON – 1st person singular object pronoun الواو عاطفة فعل أمر والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل والياء المحذوفة ضمير متصل في محل نصب مفعول به
Adem Uğur : Onun için, Allah'tan korkun ve bana itaat edin.
Ahmed Hulusi : "O hâlde Allâh'tan (kesinlikle yaptıklarınızın sonucunu yaşatacağı için) korunun ve bana itaat edin!"
Ahmet Tekin : 'O halde, Allah’a sığının, emirlerine yapışın, günahlardan arınıp, azaptan korunun, bana itaat edin, benim sünnetimi uygulayın.'
Ahmet Varol : Artık Allah'tan sakının ve bana itaat edin.
Ali Bulaç : "Artık Allah'tan korkup sakının ve bana itaat edin."
Ali Fikri Yavuz : O halde, Allah’dan korkun ve bana itaat edin.”
Bekir Sadak : (106-11) 0 Kardesleri Nuh, onlara: «Allah'a karsi gelmekten sakinmaz misinz? Dogrusu ben size gonderilmis guvenilir bir elciyim. Allah'tan sakinin ve bana itaat edin. Buna karsi sizden bir ucret istemiyorum. Benim ecrim ancak Alemlerin Rabbine aittir. Artik Allah'tan sakinin ve bana itaat edin» dedi.
Diyanet İşleri : “O hâlde, Allah’a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin!”
Diyanet İşleri (eski) : (106-110) Kardeşleri Nuh, onlara: 'Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız? Doğrusu ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim. Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Buna karşı sizden bir ücret istemiyorum. Benim ecrim ancak Alemlerin Rabbine aittir. Artık Allah'tan sakının ve bana itaat edin' dedi.
Diyanet Vakfi : Onun için, Allah'tan korkun ve bana itaat edin.
Edip Yüksel : 'ALLAH'ı dinleyip bana uymalısınız.'
Fizilal-il Kuran : O halde Allah'tan korkunuz ve çağrıma uyunuz.
Gültekin Onan : "Artık Tanrı'dan korkup sakının ve bana itaat edin."
Hakkı Yılmaz : (106-110) Bir zamanlar kardeşleri Nûh onlara demişti ki: “Siz Allah'ın koruması altına girmez misiniz? Şüphesiz ki ben, sizin için güvenilir bir elçiyim. Artık, Allah'ın koruması altına girin ve bana itaat edin. Ve buna karşılık ben sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ücretim ancak âlemlerin Rabbi üzerinedir. Artık, Allah'ın koruması altına girin ve bana itaat edin!”
Hayrat Neşriyat : 'Artık Allah’dan sakının ve bana itâat edin!'
İbni Kesir : O halde Allah'tan korkun da bana itaat edin.
İskender Evrenosoğlu : Öyleyse Allah'a karşı takva sahibi olun (Allah'a ulaşmayı dileyin). Ve bana itaat edin.
Muhammed Esed : Öyleyse artık Allah'a karşı sorumluluk bilinci taşıyın ve benim izimden yürüyün!"
Ömer Nasuhi Bilmen : (109-110) «Ve bunun mukabilinde sizden bir ücret istemiyorum. Benim mükâfaatım, ancak alemlerin Rabbine aittir. Artık Allah'tan korkun ve bana itaat edin.»
Ömer Öngüt : “Öyle ise Allah'tan korkun ve bana itaat edin. ”
Şaban Piriş : Allah’tan korkun ve bana itaat edin.
Suat Yıldırım : Haydi öyleyse! Allah’a karşı gelmekten sakının da bana itaat edin!."
Süleyman Ateş : "Öyle ise Allah'tan korkun ve bana itâ'at edin."
Tefhim-ul Kuran : «Artık Allah'tan korkup sakının ve bana itaat edin.»
Ümit Şimşek : 'Allah'tan korkun ve bana itaat edin.'
Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için
TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen
dikkatli olunuz.]