» 7 / A’râf  175:

Kuran Sırası: 7
İniş Sırası: 39
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206

 » 7 / A’râf  Suresi: 175
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَاتْلُ (VETL) = vetlu : ve oku
2. عَلَيْهِمْ (ALYHM) = ǎleyhim : onlara
3. نَبَأَ (NBÊ) = nebee : haberini
4. الَّذِي (ELZ̃Y) = lleƶī : ki
5. اتَيْنَاهُ ( ËTYNEH) = āteynāhu : kendisine verdik
6. ايَاتِنَا ( ËYETNE) = āyātinā : ayetlerimizi
7. فَانْسَلَخَ (FENSLḢ) = fenseleḣa : sıyrıldı, çıktı
8. مِنْهَا (MNHE) = minhā : onlardan
9. فَأَتْبَعَهُ (FÊTBAH) = feetbeǎhu : onu peşine taktı
10. الشَّيْطَانُ (ELŞYŦEN) = ş-şeyTānu : şeytan
11. فَكَانَ (FKEN) = fe kāne : böylece oldu
12. مِنَ (MN) = mine : -dan
13. الْغَاوِينَ (ELĞEVYN) = l-ğāvīne : azgınlar-
ve oku | onlara | haberini | ki | kendisine verdik | ayetlerimizi | sıyrıldı, çıktı | onlardan | onu peşine taktı | şeytan | böylece oldu | -dan | azgınlar- |

[TLV] [] [NBE] [] [ETY] [EYY] [SLḢ] [] [TBA] [ŞŦN] [KVN] [] [ĞVY]
VETL ALYHM NBÊ ELZ̃Y ËTYNEH ËYETNE FENSLḢ MNHE FÊTBAH ELŞYŦEN FKEN MN ELĞEVYN

vetlu ǎleyhim nebee lleƶī āteynāhu āyātinā fenseleḣa minhā feetbeǎhu ş-şeyTānu fe kāne mine l-ğāvīne
واتل عليهم نبأ الذي آتيناه آياتنا فانسلخ منها فأتبعه الشيطان فكان من الغاوين

 » 7 / A’râf  Suresi: 175
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
واتل ت ل و | TLV VETL vetlu ve oku And recite
عليهم | ALYHM ǎleyhim onlara to them
نبأ ن ب ا | NBE NBÊ nebee haberini (the) story
الذي | ELZ̃Y lleƶī ki (of the) one whom
آتيناه ا ت ي | ETY ËTYNEH āteynāhu kendisine verdik We gave [him]
آياتنا ا ي ي | EYY ËYETNE āyātinā ayetlerimizi Our Verses,
فانسلخ س ل خ | SLḢ FENSLḢ fenseleḣa sıyrıldı, çıktı but he detached
منها | MNHE minhā onlardan [from] them,
فأتبعه ت ب ع | TBA FÊTBAH feetbeǎhu onu peşine taktı so followed him
الشيطان ش ط ن | ŞŦN ELŞYŦEN ş-şeyTānu şeytan the Shaitaan
فكان ك و ن | KVN FKEN fe kāne böylece oldu and he became
من | MN mine -dan of
الغاوين غ و ي | ĞVY ELĞEVYN l-ğāvīne azgınlar- those gone astray.

7:175 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ve oku | onlara | haberini | ki | kendisine verdik | ayetlerimizi | sıyrıldı, çıktı | onlardan | onu peşine taktı | şeytan | böylece oldu | -dan | azgınlar- |

[TLV] [] [NBE] [] [ETY] [EYY] [SLḢ] [] [TBA] [ŞŦN] [KVN] [] [ĞVY]
VETL ALYHM NBÊ ELZ̃Y ËTYNEH ËYETNE FENSLḢ MNHE FÊTBAH ELŞYŦEN FKEN MN ELĞEVYN

vetlu ǎleyhim nebee lleƶī āteynāhu āyātinā fenseleḣa minhā feetbeǎhu ş-şeyTānu fe kāne mine l-ğāvīne
واتل عليهم نبأ الذي آتيناه آياتنا فانسلخ منها فأتبعه الشيطان فكان من الغاوين

[ت ل و] [] [ن ب ا] [] [ا ت ي] [ا ي ي] [س ل خ] [] [ت ب ع] [ش ط ن] [ك و ن] [] [غ و ي]

 » 7 / A’râf  Suresi: 175
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
واتل ت ل و | TLV VETL vetlu ve oku And recite
Vav,Elif,Te,Lam,
6,1,400,30,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 2nd person masculine singular imperative verb
الواو عاطفة
فعل أمر
عليهم | ALYHM ǎleyhim onlara to them
Ayn,Lam,Ye,He,Mim,
70,30,10,5,40,
P – preposition
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
جار ومجرور
نبأ ن ب ا | NBE NBÊ nebee haberini (the) story
Nun,Be,,
50,2,,
N – accusative masculine noun
اسم منصوب
الذي | ELZ̃Y lleƶī ki (of the) one whom
Elif,Lam,Zel,Ye,
1,30,700,10,
REL – masculine singular relative pronoun
اسم موصول
آتيناه ا ت ي | ETY ËTYNEH āteynāhu kendisine verdik We gave [him]
,Te,Ye,Nun,Elif,He,
,400,10,50,1,5,
V – 1st person plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل والهاء ضمير متصل في محل نصب مفعول به
آياتنا ا ي ي | EYY ËYETNE āyātinā ayetlerimizi Our Verses,
,Ye,Elif,Te,Nun,Elif,
,10,1,400,50,1,
N – accusative feminine plural noun
PRON – 1st person plural possessive pronoun
اسم منصوب و«نا» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
فانسلخ س ل خ | SLḢ FENSLḢ fenseleḣa sıyrıldı, çıktı but he detached
Fe,Elif,Nun,Sin,Lam,Hı,
80,1,50,60,30,600,
REM – prefixed resumption particle
V – 3rd person masculine singular (form VII) perfect verb
الفاء استئنافية
فعل ماض
منها | MNHE minhā onlardan [from] them,
Mim,Nun,He,Elif,
40,50,5,1,
P – preposition
PRON – 3rd person feminine singular object pronoun
جار ومجرور
فأتبعه ت ب ع | TBA FÊTBAH feetbeǎhu onu peşine taktı so followed him
Fe,,Te,Be,Ayn,He,
80,,400,2,70,5,
CONJ – prefixed conjunction fa (and)
V – 3rd person masculine singular (form IV) perfect verb
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
الفاء عاطفة
فعل ماض والهاء ضمير متصل في محل نصب مفعول به
الشيطان ش ط ن | ŞŦN ELŞYŦEN ş-şeyTānu şeytan the Shaitaan
Elif,Lam,Şın,Ye,Tı,Elif,Nun,
1,30,300,10,9,1,50,
"PN – nominative masculine proper noun → Satan"
اسم علم مرفوع
فكان ك و ن | KVN FKEN fe kāne böylece oldu and he became
Fe,Kef,Elif,Nun,
80,20,1,50,
CONJ – prefixed conjunction fa (and)
V – 3rd person masculine singular perfect verb
الفاء عاطفة
فعل ماض
من | MN mine -dan of
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
الغاوين غ و ي | ĞVY ELĞEVYN l-ğāvīne azgınlar- those gone astray.
Elif,Lam,Ğayn,Elif,Vav,Ye,Nun,
1,30,1000,1,6,10,50,
N – genitive masculine plural active participle
اسم مجرور
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَاتْلُ: ve oku | عَلَيْهِمْ: onlara | نَبَأَ: haberini | الَّذِي: ki | اتَيْنَاهُ: kendisine verdik | ايَاتِنَا: ayetlerimizi | فَانْسَلَخَ: sıyrıldı, çıktı | مِنْهَا: onlardan | فَأَتْبَعَهُ: onu peşine taktı | الشَّيْطَانُ: şeytan | فَكَانَ: böylece oldu | مِنَ: -dan | الْغَاوِينَ: azgınlar- |
Kırık Meal (Harekesiz) : |واتل WETL ve oku | عليهم ALYHM onlara | نبأ NBÊ haberini | الذي ELZ̃Y ki | آتيناه ËTYNEH kendisine verdik | آياتنا ËYETNE ayetlerimizi | فانسلخ FENSLḢ sıyrıldı, çıktı | منها MNHE onlardan | فأتبعه FÊTBAH onu peşine taktı | الشيطان ELŞYŦEN şeytan | فكان FKEN böylece oldu | من MN -dan | الغاوين ELĞEWYN azgınlar- |
Kırık Meal (Okunuş) : |vetlu: ve oku | ǎleyhim: onlara | nebee: haberini | lleƶī: ki | āteynāhu: kendisine verdik | āyātinā: ayetlerimizi | fenseleḣa: sıyrıldı, çıktı | minhā: onlardan | feetbeǎhu: onu peşine taktı | ş-şeyTānu: şeytan | fe kāne: böylece oldu | mine: -dan | l-ğāvīne: azgınlar- |
Kırık Meal (Transcript) : |VETL: ve oku | ALYHM: onlara | NBÊ: haberini | ELZ̃Y: ki | ËTYNEH: kendisine verdik | ËYETNE: ayetlerimizi | FENSLḢ: sıyrıldı, çıktı | MNHE: onlardan | FÊTBAH: onu peşine taktı | ELŞYŦEN: şeytan | FKEN: böylece oldu | MN: -dan | ELĞEVYN: azgınlar- |
Abdulbaki Gölpınarlı : Oku onlara kendisine delillerimizi ihsân ettiğimiz halde bile-bile onları inkâr edip, onların hükmünden sıyrılıp Şeytan'a uyan ve helâk olana âit kıssayı.
Adem Uğur : Onlara (yahudilere), kendisine âyetlerimizden verdiğimiz ve fakat onlardan sıyrılıp çıkan, o yüzden de şeytanın takibine uğrayan ve sonunda azgınlardan olan kimsenin haberini oku.
Ahmed Hulusi : Onlara şu şahsın haberini bildir: Biz ona işaretlerimizi verdiğimiz halde o ilimden sıyrılıp çıktı (hakikati unutup nefsaniyetiyle yaşamaya başladı). . . (Derken) şeytan (kendini beden kabulü) onu (kendine) tâbi kıldı ve (nihayet o) azgınlardan oldu.
Ahmet Tekin : Kendisine âyetlerimizi verdiğimiz, ilmî ve dinî bilgisi olan şu alçağın yaptıklarını da onlara, yahudilere oku. O menfaat karşılığı âyetlerimizden, kitabımızdan uzaklaştı, ihmal etti. Şeytan ve şeytanî güçler onu peşine taktı. Hain düşünceler taşıyanlardan, hak yoldan sapanlardan biri oldu.
Ahmet Varol : Onlara, kendisine ayetlerimizi verdiğimiz sonra da onlardan sıyrılıp çıkan ve şeytanın onu peşine takması dolayısıyla azgınlardan olan kimsenin haberini de oku.
Ali Bulaç : Onlara kendisine ayetlerimizi verdiğimiz kişinin haberini anlat. O, bundan sıyrılıp uzaklaşmış, şeytan onu peşine takmıştı. O da sonunda azgınlardan olmuştu.
Ali Fikri Yavuz : (Ey Rasûlüm) Yahudî’lere o kimsenin (İsraîloğullarından bir âlimin) haberini oku ki, kendisine âyetlerimizi vermiştik de, o, bunları inkâr ederek imandan çıkmıştı. Böylece şeytan onu arkasına takmış da azgınlardan olmuştu.
Bekir Sadak : Onlara, seytanin pesine takdigi ve kendisine verdigimiz ayetlerden siyrilarak azginliklardan olan kisinin olayini anlat.
Celal Yıldırım : (Ey Muhammed!) Kendisine âyetlerimizi verdiğimiz kimsenin haberini (olayını) anlat: O verdiğimiz âyetlerden sıyrılıp çıktı; şeytan da onu kendi peşine takıp sürükledi ve böylece azgınlardan oldu.
Diyanet İşleri : Kendisine âyetlerimizi verdiğimiz hâlde, onlardan sıyrılıp da şeytanın kendisini peşine taktığı, bu yüzden de azgınlardan olan kimsenin haberini onlara anlat.
Diyanet İşleri (eski) : Onlara, şeytanın peşine takdığı ve kendisine verdiğimiz ayetlerden sıyrılarak azgınlıklardan olan kişinin olayını anlat.
Diyanet Vakfi : Onlara (yahudilere), kendisine âyetlerimizden verdiğimiz ve fakat onlardan sıyrılıp çıkan, o yüzden de şeytanın takibine uğrayan ve sonunda azgınlardan olan kimsenin haberini oku.
Edip Yüksel : Kendisine ayetlerimizi verdiğimiz, ancak onlardan sıyrılmış-geçmiş kimsenin ne duruma düştüğünü anlat onlara. Şeytan onu saptırıncaya kadar izlemişti.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Onlara, kendisine âyetlerimizi sunduğumuz o adamın kıssasını da anlat; âyetlerden sıyrılıp çıktı, derken onu şeytan arkasına taktı, en sonunda da helak olanlardan oldu.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Onlara o herifin kıssasını da anlat ki, ona ayetlerimizi vermiştik, ama o, onlardan sıyrılıp çıktı, derken onu, şeytan arkasına taktı da yolunu şaşırmışlardan oldu.
Elmalılı Hamdi Yazır : Onlara o herifin kıssasını da oku: ki ona âyetlerimizi sormuştuk da o, onlardan sıyrıldı çıktı, derken onu Şeytan arkasına taktı da sapkınlardan oldu
Fizilal-il Kuran : Onlara şu adamın olayını anlat: Adama ayetlerimizi sunduk, fakat o onların içinden sıyrılıp çıktı. Arkasından onu şeytan peşine taktı da azgınlardan oldu.
Gültekin Onan : Onlara kendisine ayetlerimizi verdiğimiz kişinin haberini anlat / aktar. O, bundan sıyrılıp uzaklaşmış, şeytan onu peşine takmıştı. O da sonunda azgınlardan olmuştu.
Hakkı Yılmaz : Kendisine âyetlerimizi verdiğimiz, sonra da onlardan sıyrılıp çıkan, derken şeytânın peşine taktığı, böylece de azgınlardan oluveren o kişinin ciddî haberini onlara anlat.
Hasan Basri Çantay : (Habîbim) onlara o kimsenin haberini de oku ki biz kendisine âyetlerimizi vermişdik de, o bunlardan sıyrılıb çıkmış, derken şeytan onu arkasına takmış, nihayet azgınlardan olmuşdu.
Hayrat Neşriyat : (Ey Resûlüm!) Onlara (o yahudilere) şu kimsenin haberini de oku ki, kendisine âyetlerimizi verdik de (o inkâr ederek) onlardan sıyrılıp çıktı; bunun üzerine şeytan onu peşine taktı; böylece azgınlardan oldu.
İbni Kesir : Kendisine ayetlerimizi verdiğimiz halde, onlardan sıyrılan ve şeytanın arkasına taktığı sonunda da azgınlardan olan o kimsenin haberini anlat.
İskender Evrenosoğlu : Onlara, âyetlerimizi verdiğimiz kimsenin haberini oku (anlat). Sonra o, ondan (âyetlerden) ayrıldı, artık şeytan onu kendisine tâbî kıldı. Ve böylece o zarar görenlerden (azgınlardan) oldu.
Muhammed Esed : Ve kendisine mesajlarımızı lütfettiğimiz halde onları bir kenara atan kimsenin başına gelecek olanı anlat onlara: Şeytan yetişip yakalar onu ve o da, başka niceleri gibi, vahim bir sapışla sapıp gider.
Ömer Nasuhi Bilmen : Onlara o kimsenin haberini de oku ki, o kimseye âyetlerimizi vermiştik, onlardan sıyrılıp ayrıldı. Şeytan da onu kendisine tâbi kıldı. Artık sapıklardan olmuş oldu.
Ömer Öngüt : Onlara o kimsenin haberini de anlat ki, kendisine âyetlerimizden vermiştik. Fakat o bunlardan sıyrılıp çıkmıştı. Derken şeytan onu arkasına takmış, nihayet azgınlardan olmuştu.
Şaban Piriş : Onlara, kendisine ayetlerimizi verdiğimiz, fakat onlardan sıyrılıp çıkan, şeytanın kendisine uydurduğu sapık azgınlardan olan kimsenin haberini oku!
Suat Yıldırım : (175-176) Onlara, kendisine âyetlerimiz hakkında ilim nasib ettiğimiz kimsenin de kıssasını anlat: Evet, o adam bu ilme rağmen o âyetlerin çerçevesinden sıyrıldı, şeytan da onu peşine taktı, derken azgınlardan biri olup çıktı. Eğer dileseydik, onu o âyetler sayesinde yüksek bir mevkiye çıkarırdık, lâkin o, dünyaya saplandı ve hevasının esiri oldu. Onun hali tıpkı köpeğin durumuna benzer: Üzerine varsan da dilini sarkıtıp solur; kendi haline bıraksan da yine dilini salar solur! İşte bu, tıpkı âyetlerimizi yalan sayan kimselerin misalidir. Sen olayı onlara anlat, olur ki düşünüp kendilerine çekidüzen verirler.
Süleyman Ateş : Onlara şu adamın haberini de oku: Kendisine âyetlerimizi verdik de onlardan sıyrıldı, çıktı, şeytân onu peşine taktı, böylece azgınlardan oldu.
Tefhim-ul Kuran : Onlara kendisine ayetlerimizi verdiğimiz kişinin haberini anlat. O, bundan sıyrılıp uzaklaşmış, şeytan da onu peşine takmıştı. O da sonunda azgınlardan oluvermişti.
Ümit Şimşek : Onlara şu kimsenin haberini de oku: Biz ona âyetlerimizi vermiştik. Ama o bundan sıyrılıp çıktı. Sonra şeytan onu peşine taktı; böylece azgının biri olup çıktı.
Yaşar Nuri Öztürk : Onlara, şu adamın haberini de oku: Kendisine ayetlerimizi vermiştik; onlardan sıyrılıp çıktı, şeytan da onu peşine taktı; nihayet o, azgınlardan oluverdi.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}