» 7 / A’râf  64:

Kuran Sırası: 7
İniş Sırası: 39
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206

 » 7 / A’râf  Suresi: 64
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. فَكَذَّبُوهُ (FKZ̃BVH) = fekeƶƶebūhu : O'nu yalanladılar
2. فَأَنْجَيْنَاهُ (FÊNCYNEH) = feenceynāhu : biz de kurtardık
3. وَالَّذِينَ (VELZ̃YN) = velleƶīne : o kimseleri
4. مَعَهُ (MAH) = meǎhu : O'nunla berebar
5. فِي (FY) = fī : bulunanları
6. الْفُلْكِ (ELFLK) = l-fulki : gemide
7. وَأَغْرَقْنَا (VÊĞRGNE) = ve eğraḳnā : ve boğduk
8. الَّذِينَ (ELZ̃YN) = elleƶīne : kimseleri
9. كَذَّبُوا (KZ̃BVE) = keƶƶebū : yalanlayanları
10. بِايَاتِنَا (B ËYETNE) = biāyātinā : ayetlerimizi
11. إِنَّهُمْ (ÎNHM) = innehum : çünkü onlar
12. كَانُوا (KENVE) = kānū : idiler
13. قَوْمًا (GVME) = ḳavmen : bir kavim
14. عَمِينَ (AMYN) = ǎmīne : kör
O'nu yalanladılar | biz de kurtardık | o kimseleri | O'nunla berebar | bulunanları | gemide | ve boğduk | kimseleri | yalanlayanları | ayetlerimizi | çünkü onlar | idiler | bir kavim | kör |

[KZ̃B] [NCV] [] [] [] [FLK] [ĞRG] [] [KZ̃B] [EYY] [] [KVN] [GVM] [AMY]
FKZ̃BVH FÊNCYNEH VELZ̃YN MAH FY ELFLK VÊĞRGNE ELZ̃YN KZ̃BVE B ËYETNE ÎNHM KENVE GVME AMYN

fekeƶƶebūhu feenceynāhu velleƶīne meǎhu l-fulki ve eğraḳnā elleƶīne keƶƶebū biāyātinā innehum kānū ḳavmen ǎmīne
فكذبوه فأنجيناه والذين معه في الفلك وأغرقنا الذين كذبوا بآياتنا إنهم كانوا قوما عمين

 » 7 / A’râf  Suresi: 64
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فكذبوه ك ذ ب | KZ̃B FKZ̃BVH fekeƶƶebūhu O'nu yalanladılar But they denied him,
فأنجيناه ن ج و | NCV FÊNCYNEH feenceynāhu biz de kurtardık so We saved him
والذين | VELZ̃YN velleƶīne o kimseleri and those who
معه | MAH meǎhu O'nunla berebar (were) with him
في | FY bulunanları in
الفلك ف ل ك | FLK ELFLK l-fulki gemide the ship.
وأغرقنا غ ر ق | ĞRG VÊĞRGNE ve eğraḳnā ve boğduk And We drowned
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimseleri those who
كذبوا ك ذ ب | KZ̃B KZ̃BVE keƶƶebū yalanlayanları denied
بآياتنا ا ي ي | EYY B ËYETNE biāyātinā ayetlerimizi Our Verses.
إنهم | ÎNHM innehum çünkü onlar Indeed, they
كانوا ك و ن | KVN KENVE kānū idiler were
قوما ق و م | GVM GVME ḳavmen bir kavim a people
عمين ع م ي | AMY AMYN ǎmīne kör blind.

7:64 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

O'nu yalanladılar | biz de kurtardık | o kimseleri | O'nunla berebar | bulunanları | gemide | ve boğduk | kimseleri | yalanlayanları | ayetlerimizi | çünkü onlar | idiler | bir kavim | kör |

[KZ̃B] [NCV] [] [] [] [FLK] [ĞRG] [] [KZ̃B] [EYY] [] [KVN] [GVM] [AMY]
FKZ̃BVH FÊNCYNEH VELZ̃YN MAH FY ELFLK VÊĞRGNE ELZ̃YN KZ̃BVE B ËYETNE ÎNHM KENVE GVME AMYN

fekeƶƶebūhu feenceynāhu velleƶīne meǎhu l-fulki ve eğraḳnā elleƶīne keƶƶebū biāyātinā innehum kānū ḳavmen ǎmīne
فكذبوه فأنجيناه والذين معه في الفلك وأغرقنا الذين كذبوا بآياتنا إنهم كانوا قوما عمين

[ك ذ ب] [ن ج و] [] [] [] [ف ل ك] [غ ر ق] [] [ك ذ ب] [ا ي ي] [] [ك و ن] [ق و م] [ع م ي]

 » 7 / A’râf  Suresi: 64
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فكذبوه ك ذ ب | KZ̃B FKZ̃BVH fekeƶƶebūhu O'nu yalanladılar But they denied him,
Fe,Kef,Zel,Be,Vav,He,
80,20,700,2,6,5,
REM – prefixed resumption particle
V – 3rd person masculine plural (form II) perfect verb
PRON – subject pronoun
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
الفاء استئنافية
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل والهاء ضمير متصل في محل نصب مفعول به
فأنجيناه ن ج و | NCV FÊNCYNEH feenceynāhu biz de kurtardık so We saved him
Fe,,Nun,Cim,Ye,Nun,Elif,He,
80,,50,3,10,50,1,5,
REM – prefixed resumption particle
V – 1st person plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
الفاء استئنافية
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل والهاء ضمير متصل في محل نصب مفعول به
والذين | VELZ̃YN velleƶīne o kimseleri and those who
Vav,Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
6,1,30,700,10,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
REL – masculine plural relative pronoun
الواو عاطفة
اسم موصول
معه | MAH meǎhu O'nunla berebar (were) with him
Mim,Ayn,He,
40,70,5,
LOC – accusative location adverb
PRON – 3rd person masculine singular possessive pronoun
ظرف مكان منصوب والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
في | FY bulunanları in
Fe,Ye,
80,10,
P – preposition
حرف جر
الفلك ف ل ك | FLK ELFLK l-fulki gemide the ship.
Elif,Lam,Fe,Lam,Kef,
1,30,80,30,20,
"N – genitive masculine noun → Noah's Ark"
اسم مجرور
وأغرقنا غ ر ق | ĞRG VÊĞRGNE ve eğraḳnā ve boğduk And We drowned
Vav,,Ğayn,Re,Gaf,Nun,Elif,
6,,1000,200,100,50,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 1st person plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
الواو عاطفة
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimseleri those who
Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
1,30,700,10,50,
REL – masculine plural relative pronoun
اسم موصول
كذبوا ك ذ ب | KZ̃B KZ̃BVE keƶƶebū yalanlayanları denied
Kef,Zel,Be,Vav,Elif,
20,700,2,6,1,
V – 3rd person masculine plural (form II) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
بآياتنا ا ي ي | EYY B ËYETNE biāyātinā ayetlerimizi Our Verses.
Be,,Ye,Elif,Te,Nun,Elif,
2,,10,1,400,50,1,
P – prefixed preposition bi
N – genitive feminine plural noun
PRON – 1st person plural possessive pronoun
جار ومجرور و«نا» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
إنهم | ÎNHM innehum çünkü onlar Indeed, they
,Nun,He,Mim,
,50,5,40,
ACC – accusative particle
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
حرف نصب و«هم» ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
كانوا ك و ن | KVN KENVE kānū idiler were
Kef,Elif,Nun,Vav,Elif,
20,1,50,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع اسم «كان»
قوما ق و م | GVM GVME ḳavmen bir kavim a people
Gaf,Vav,Mim,Elif,
100,6,40,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
عمين ع م ي | AMY AMYN ǎmīne kör blind.
Ayn,Mim,Ye,Nun,
70,40,10,50,
ADJ – accusative masculine plural adjective
صفة منصوبة
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |فَكَذَّبُوهُ: O'nu yalanladılar | فَأَنْجَيْنَاهُ: biz de kurtardık | وَالَّذِينَ: o kimseleri | مَعَهُ: O'nunla berebar | فِي: bulunanları | الْفُلْكِ: gemide | وَأَغْرَقْنَا: ve boğduk | الَّذِينَ: kimseleri | كَذَّبُوا: yalanlayanları | بِايَاتِنَا: ayetlerimizi | إِنَّهُمْ: çünkü onlar | كَانُوا: idiler | قَوْمًا: bir kavim | عَمِينَ: kör |
Kırık Meal (Harekesiz) : |فكذبوه FKZ̃BWH O'nu yalanladılar | فأنجيناه FÊNCYNEH biz de kurtardık | والذين WELZ̃YN o kimseleri | معه MAH O'nunla berebar | في FY bulunanları | الفلك ELFLK gemide | وأغرقنا WÊĞRGNE ve boğduk | الذين ELZ̃YN kimseleri | كذبوا KZ̃BWE yalanlayanları | بآياتنا B ËYETNE ayetlerimizi | إنهم ÎNHM çünkü onlar | كانوا KENWE idiler | قوما GWME bir kavim | عمين AMYN kör |
Kırık Meal (Okunuş) : |fekeƶƶebūhu: O'nu yalanladılar | feenceynāhu: biz de kurtardık | velleƶīne: o kimseleri | meǎhu: O'nunla berebar | : bulunanları | l-fulki: gemide | ve eğraḳnā: ve boğduk | elleƶīne: kimseleri | keƶƶebū: yalanlayanları | biāyātinā: ayetlerimizi | innehum: çünkü onlar | kānū: idiler | ḳavmen: bir kavim | ǎmīne: kör |
Kırık Meal (Transcript) : |FKZ̃BVH: O'nu yalanladılar | FÊNCYNEH: biz de kurtardık | VELZ̃YN: o kimseleri | MAH: O'nunla berebar | FY: bulunanları | ELFLK: gemide | VÊĞRGNE: ve boğduk | ELZ̃YN: kimseleri | KZ̃BVE: yalanlayanları | B ËYETNE: ayetlerimizi | ÎNHM: çünkü onlar | KENVE: idiler | GVME: bir kavim | AMYN: kör |
Abdulbaki Gölpınarlı : Fakat onlar, onu inkâr ettiler, yalancı saydılar, biz de onu ve onunla berâber gemide bulunanları kurtardık ve âyetlerimizi yalanlayanları suya boğduk. Şüphe yok ki onlar kör bir kavimdi.
Adem Uğur : Onu yalanladılar, biz de onu ve onunla beraber gemide bulunanları kurtardık, âyetlerimizi yalanlayanları da suda boğduk! Çünkü onlar kör bir kavim idiler.
Ahmed Hulusi : Onu yalanladılar. . . (Biz de) Onu ve onunla beraber olanları gemide kurtardık. . . (Esmâ'nın açığa çıkışı olan) işaretlerimizi yalanlayanları ise boğduk. . . Muhakkak ki onlar basîretsiz bir toplumdu!
Ahmet Tekin : Onu yalanladılar. Biz onu ve onunla birlikte olanları gemilere alarak kurtardık. Âyetlerimizi yalanlayanları da tufanda boğduk. Onlar önlerini göremeyecek kadar kör, basiretleri bağlı düşüncesiz bir kavim idiler.
Ahmet Varol : Onlar onu yalanladılar. Biz de onu ve gemide onunla beraber olanları kurtardık, ayetlerimizi yalanlayanları da (suda) boğduk. Şüphesiz onlar görmeyen bir topluluk idiler.
Ali Bulaç : Onu yalanladılar. Biz de onu ve gemide onunla birlikte olanları kurtardık, ayetlerimizi yalan sayanları suda boğduk. Çünkü onlar kör bir kavimdi.
Ali Fikri Yavuz : Bunun üzerine Nûh’u tekzip ettiler. Biz de Nûh’u ve kendisiyle bareber gemide bulunanları kurtardık; ve âyetlerimizi yalanlıyanları (tufan ile) boğduk. Çünkü onlar, basiretleri körleşmiş bir kavim idiler.
Bekir Sadak : Onu yalanladilar; biz de onu ve gemide beraberinde olanlari kurtardik, ayetlerimizi yalan sayanlari suda bogduk, cunku onlar kor bir milletti.*
Celal Yıldırım : Buna rağmen Onu yalanladılar. Biz de Onu ve gemide beraberinde bulunanları kurtardık ve bizim âyetlerimizi yalanlayanları (tufanda) boğduk. Çünkü onlar kör bir topluluktu.
Diyanet İşleri : Derken kavmi onu yalanladı. Biz de onu ve gemide onunla beraber bulunanları kurtardık. Âyetlerimizi yalanlayanları da suda boğduk. Çünkü onlar (vicdanları hakka kapalı) kör bir kavim idiler.
Diyanet İşleri (eski) : Onu yalanladılar; biz de onu ve gemide beraberinde olanları kurtardık, ayetlerimizi yalan sayanları suda boğduk, çünkü onlar kör bir milletti.
Diyanet Vakfi : Onu yalanladılar, biz de onu ve onunla beraber gemide bulunanları kurtardık, âyetlerimizi yalanlayanları da suda boğduk! Çünkü onlar kör bir kavim idiler.
Edip Yüksel : Onu yalanladılar. Bunun üzerine onu ve gemide beraberinde bulunanları kurtardık. Ayetlerimizi yalanlayanları ise boğduk. Onlar kör bir halktı.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : O'nu yalanladılar, biz de O'nu ve O'nunla beraber gemide bulunanları kurtardık, âyetlerimizi yalanlayanları boğduk! Çünkü onlar, kalb gözleri körleşmiş bir kavim idiler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Bunun üzerine ona yalan söylüyorsun, dediler. Biz de onu ve beraberinde iman edenleri gemide kurtuluşa erdirdik ve ayetlerimize yalan diyenleri suda boğduk. Çünkü onlar basiretleri körelmiş bir toplum idiler.
Elmalılı Hamdi Yazır : Bunun üzerine onu tekzib ettiler, biz de kendisini ve ma'iyyetinde iyman edenleri gemide necâta erdirdik de âyetlerimizi tekzib edenleri garkeyledik, çünkü bunlar basıyretleri körelmiş bir kavm idiler
Fizilal-il Kuran : Onu yalanladılar. Bunun üzerine onu ve gemide onunla birlikte olanları kurtardık. Ayetlerimizi yalanlayanları ise boğduk. Kuşkusuz onlar kör bir kavim idiler.
Gültekin Onan : Onu yalanladılar. Biz de onu ve gemide beraberinde bulunanları kurtardık. Ayetlerimizi yalanlayanları ise suda boğduk. Çünkü onlar kör bir kavimdi.
Hakkı Yılmaz : Bunun üzerine o'nu yalanladılar, Biz de Nûh'u ve o'nunla beraber gemide bulunanları kurtardık, âyetlerimizi yalanlayanları da boğduk! Gerçekten onlar, kör bir topluluk idiler.
Hasan Basri Çantay : Bunun üzerine onu yalanladılar. Biz de kendisini ve beraberinde gemide bulunanları selâmete erdirdik, âyetlerimizi yalan sayanları (tuufan ile) doğduk. Çünkü onlar (kalb gözleri) kör (olan) bir kavm idiler.
Hayrat Neşriyat : Buna rağmen onu yalanladılar; bunun üzerine (biz de) onu ve onunla berâbergemide bulunanları kurtardık; âyetlerimizi yalanlayanları ise suda boğduk. Çünki onlar(basîret cihetiyle) kör bir kavim idiler.
İbni Kesir : Bunun üzerine onu yalanladılar. Biz de onu ve gemide beraberinde olanları kurtardık. Ayetlerimizi yalan sayanları da suda boğduk. Çünkü onlar, gerçekten kör bir kavim idiler.
İskender Evrenosoğlu : Fakat onu yalanladılar, bu yüzden onu ve gemide onunla beraber olanları kurtardık. Ve âyetlerimizi yalanlayanları boğduk. Muhakkak ki; onlar âmâ (kör) bir kavim oldu(lar).
Muhammed Esed : Ve (bu uyarıya rağmen) onu yalanladılar! Ve bunun üzerine Biz de onu ve gemide onunla beraber olanları kurtardık; ayetlerimizi yalanlayanları ise (suda) boğduk gerçekten kör bir topluluktu onlar!
Ömer Nasuhi Bilmen : Bunun üzerine O'nu tekzîp ettiler. Biz de O'nu ve O'nunla beraber gemide olanları kurtardık. Âyetlerimizi tekzîp edenleri de garkettik. Çünkü onlar bir kör kavim olmuşlardı.
Ömer Öngüt : Nuh'u yalanladılar. Biz de onu ve onunla beraber gemide bulunanları kurtardık. Âyetlerimizi yalan sayanları suda boğduk. Çünkü onlar kör bir kavim idiler.
Şaban Piriş : Fakat, onu yalanladılar. Biz de onu ve gemide onunla beraber olanları kurtardık. Ayetlerimizi yalanlayanları da suda boğduk. Onlar, kör bir toplumdu.
Suat Yıldırım : Onlar Nûh’u yalancı saydılar. Biz de onu ve yanında olanları gemide kurtardık, âyetlerimizi yalan sayanları ise boğduk. Çünkü onlar, basîretleri körelmiş kimselerdi.
Süleyman Ateş : O'nu yalanladılar, biz de O'nunla berebar gemide bulunanları kurtardık, âyetlerimizi yalanlayanları boğduk! Çünkü onlar kör bir kavim idiler.
Tefhim-ul Kuran : Onu yalanladılar. Biz de onu ve gemide onunla birlikte olanları kurtardık, ayetlerimizi yalan sayanları da suda boğduk. Çünkü onlar kör bir kavimdi.
Ümit Şimşek : Onlar Nuh'u yalanladılar. Biz de onu ve gemide onunla beraber olanları kurtardık; âyetlerimizi yalanlayanları ise boğduk. Çünkü onlar, bir körler güruhu idi.
Yaşar Nuri Öztürk : Onu yalanladılar. Bunun üzerine biz onu beraberindekileri gemi içinde kurtardık, ayetlerimizi yalanlayanları boğduk. Gözleri görmez bir topluluktu onlar.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}