» 2 / Bakara  187:

Kuran Sırası: 2
İniş Sırası: 87
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286

 » 2 / Bakara  Suresi: 187
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. أُحِلَّ (ÊḪL) = uHille : helal kılındı
2. لَكُمْ (LKM) = lekum : size
3. لَيْلَةَ (LYLT) = leylete : gecesi
4. الصِّيَامِ (ELṦYEM) = S-Siyāmi : oruç
5. الرَّفَثُ (ELRFS̃) = r-rafeṧu : yaklaşmak
6. إِلَىٰ (ÎL) = ilā :
7. نِسَائِكُمْ (NSEÙKM) = nisāikum : kadınlarınıza
8. هُنَّ (HN) = hunne : onlar
9. لِبَاسٌ (LBES) = libāsun : elbisenizdir
10. لَكُمْ (LKM) = lekum : sizin
11. وَأَنْتُمْ (VÊNTM) = ve entum : ve siz de
12. لِبَاسٌ (LBES) = libāsun : elbisesisiniz
13. لَهُنَّ (LHN) = lehunne : onların
14. عَلِمَ (ALM) = ǎlime : bildi
15. اللَّهُ (ELLH) = llahu : Allah
16. أَنَّكُمْ (ÊNKM) = ennekum : gerçekten siz
17. كُنْتُمْ (KNTM) = kuntum : olduğunuzu
18. تَخْتَانُونَ (TḢTENVN) = teḣtānūne : yazık ediyorsunuz
19. أَنْفُسَكُمْ (ÊNFSKM) = enfusekum : kendinize
20. فَتَابَ (FTEB) = fetābe : tevbenizi kabul etti
21. عَلَيْكُمْ (ALYKM) = ǎleykum : sizden
22. وَعَفَا (VAFE) = ve ǎfā : ve affetti
23. عَنْكُمْ (ANKM) = ǎnkum : sizi
24. فَالْانَ (FEL ËN) = felāne : artık şimdi
25. بَاشِرُوهُنَّ (BEŞRVHN) = bāşirūhunne : onlara yaklaşın
26. وَابْتَغُوا (VEBTĞVE) = vebteğū : ve arayın
27. مَا (ME) = mā : şeyleri
28. كَتَبَ (KTB) = ketebe : yaz(ıp takdir etmiş ol)duğu
29. اللَّهُ (ELLH) = llahu : Allah'ın
30. لَكُمْ (LKM) = lekum : sizin için
31. وَكُلُوا (VKLVE) = ve kulū : ve yiyin
32. وَاشْرَبُوا (VEŞRBVE) = veşrabū : ve için
33. حَتَّىٰ (ḪT) = Hattā : kadar
34. يَتَبَيَّنَ (YTBYN) = yetebeyyene : ayırdelinceye
35. لَكُمُ (LKM) = lekumu : sizce
36. الْخَيْطُ (ELḢYŦ) = l-ḣayTu : iplik
37. الْأَبْيَضُ (ELÊBYŽ) = l-ebyeDu : beyaz
38. مِنَ (MN) = mine : -ten
39. الْخَيْطِ (ELḢYŦ) = l-ḣayTi : iplik-
40. الْأَسْوَدِ (ELÊSVD̃) = l-esvedi : siyah
41. مِنَ (MN) = mine :
42. الْفَجْرِ (ELFCR) = l-fecri : şafağın
43. ثُمَّ (S̃M) = ṧumme : sonra
44. أَتِمُّوا (ÊTMVE) = etimmū : tamamlayın
45. الصِّيَامَ (ELṦYEM) = S-Siyāme : orucu
46. إِلَى (ÎL) = ilā : dek
47. اللَّيْلِ (ELLYL) = l-leyli : gece (oluncaya)
48. وَلَا (VLE) = ve lā :
49. تُبَاشِرُوهُنَّ (TBEŞRVHN) = tubāşirūhunne : (kadınlara) yaklaşmayın
50. وَأَنْتُمْ (VÊNTM) = veentum : siz
51. عَاكِفُونَ (AEKFVN) = ǎākifūne : ibadete çekilmiş iken
52. فِي (FY) = fī :
53. الْمَسَاجِدِ (ELMSECD̃) = l-mesācidi : mescidlerde
54. تِلْكَ (TLK) = tilke : bunlar
55. حُدُودُ (ḪD̃VD̃) = Hudūdu : sınırlarıdır
56. اللَّهِ (ELLH) = llahi : Allah'ın
57. فَلَا (FLE) = felā :
58. تَقْرَبُوهَا (TGRBVHE) = teḳrabūhā : bunlara yaklaşmayın
59. كَذَٰلِكَ (KZ̃LK) = keƶālike : işte böyle
60. يُبَيِّنُ (YBYN) = yubeyyinu : açıklar ki
61. اللَّهُ (ELLH) = llahu : Allah
62. ايَاتِهِ ( ËYETH) = āyātihi : ayetlerini
63. لِلنَّاسِ (LLNES) = linnāsi : insanlara
64. لَعَلَّهُمْ (LALHM) = leǎllehum : umulur ki
65. يَتَّقُونَ (YTGVN) = yetteḳūne : korunup sakınırlar
helal kılındı | size | gecesi | oruç | yaklaşmak | | kadınlarınıza | onlar | elbisenizdir | sizin | ve siz de | elbisesisiniz | onların | bildi | Allah | gerçekten siz | olduğunuzu | yazık ediyorsunuz | kendinize | tevbenizi kabul etti | sizden | ve affetti | sizi | artık şimdi | onlara yaklaşın | ve arayın | şeyleri | yaz(ıp takdir etmiş ol)duğu | Allah'ın | sizin için | ve yiyin | ve için | kadar | ayırdelinceye | sizce | iplik | beyaz | -ten | iplik- | siyah | | şafağın | sonra | tamamlayın | orucu | dek | gece (oluncaya) | | (kadınlara) yaklaşmayın | siz | ibadete çekilmiş iken | | mescidlerde | bunlar | sınırlarıdır | Allah'ın | | bunlara yaklaşmayın | işte böyle | açıklar ki | Allah | ayetlerini | insanlara | umulur ki | korunup sakınırlar |

[ḪLL] [] [LYL] [ṦVM] [RFS̃] [] [NSV] [] [LBS] [] [] [LBS] [] [ALM] [] [] [KVN] [ḢVN] [NFS] [TVB] [] [AFV] [] [] [BŞR] [BĞY] [] [KTB] [] [] [EKL] [ŞRB] [] [BYN] [] [ḢYŦ] [BYŽ] [] [ḢYŦ] [SVD̃] [] [FCR] [] [TMM] [ṦVM] [] [LYL] [] [BŞR] [] [AKF] [] [SCD̃] [] [ḪD̃D̃] [] [] [GRB] [] [BYN] [] [EYY] [NVS] [] [VGY]
ÊḪL LKM LYLT ELṦYEM ELRFS̃ ÎL NSEÙKM HN LBES LKM VÊNTM LBES LHN ALM ELLH ÊNKM KNTM TḢTENVN ÊNFSKM FTEB ALYKM VAFE ANKM FEL ËN BEŞRVHN VEBTĞVE ME KTB ELLH LKM VKLVE VEŞRBVE ḪT YTBYN LKM ELḢYŦ ELÊBYŽ MN ELḢYŦ ELÊSVD̃ MN ELFCR S̃M ÊTMVE ELṦYEM ÎL ELLYL VLE TBEŞRVHN VÊNTM AEKFVN FY ELMSECD̃ TLK ḪD̃VD̃ ELLH FLE TGRBVHE KZ̃LK YBYN ELLH ËYETH LLNES LALHM YTGVN

uHille lekum leylete S-Siyāmi r-rafeṧu ilā nisāikum hunne libāsun lekum ve entum libāsun lehunne ǎlime llahu ennekum kuntum teḣtānūne enfusekum fetābe ǎleykum ve ǎfā ǎnkum felāne bāşirūhunne vebteğū ketebe llahu lekum ve kulū veşrabū Hattā yetebeyyene lekumu l-ḣayTu l-ebyeDu mine l-ḣayTi l-esvedi mine l-fecri ṧumme etimmū S-Siyāme ilā l-leyli ve lā tubāşirūhunne veentum ǎākifūne l-mesācidi tilke Hudūdu llahi felā teḳrabūhā keƶālike yubeyyinu llahu āyātihi linnāsi leǎllehum yetteḳūne
أحل لكم ليلة الصيام الرفث إلى نسائكم هن لباس لكم وأنتم لباس لهن علم الله أنكم كنتم تختانون أنفسكم فتاب عليكم وعفا عنكم فالآن باشروهن وابتغوا ما كتب الله لكم وكلوا واشربوا حتى يتبين لكم الخيط الأبيض من الخيط الأسود من الفجر ثم أتموا الصيام إلى الليل ولا تباشروهن وأنتم عاكفون في المساجد تلك حدود الله فلا تقربوها كذلك يبين الله آياته للناس لعلهم يتقون

 » 2 / Bakara  Suresi: 187
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
أحل ح ل ل | ḪLL ÊḪL uHille helal kılındı Permitted
لكم | LKM lekum size for you
ليلة ل ي ل | LYL LYLT leylete gecesi (in the) nights
الصيام ص و م | ṦVM ELṦYEM S-Siyāmi oruç (of) fasting
الرفث ر ف ث | RFS̃ ELRFS̃ r-rafeṧu yaklaşmak (is) the approach
إلى | ÎL ilā to
نسائكم ن س و | NSV NSEÙKM nisāikum kadınlarınıza your wives.
هن | HN hunne onlar They
لباس ل ب س | LBS LBES libāsun elbisenizdir (are) garments
لكم | LKM lekum sizin for you
وأنتم | VÊNTM ve entum ve siz de and you
لباس ل ب س | LBS LBES libāsun elbisesisiniz (are) garments
لهن | LHN lehunne onların for them.
علم ع ل م | ALM ALM ǎlime bildi Knows
الله | ELLH llahu Allah Allah
أنكم | ÊNKM ennekum gerçekten siz that you
كنتم ك و ن | KVN KNTM kuntum olduğunuzu used to
تختانون خ و ن | ḢVN TḢTENVN teḣtānūne yazık ediyorsunuz deceive
أنفسكم ن ف س | NFS ÊNFSKM enfusekum kendinize yourselves,
فتاب ت و ب | TVB FTEB fetābe tevbenizi kabul etti so He turned
عليكم | ALYKM ǎleykum sizden towards you
وعفا ع ف و | AFV VAFE ve ǎfā ve affetti and He forgave
عنكم | ANKM ǎnkum sizi [on] you.
فالآن | FEL ËN felāne artık şimdi So now
باشروهن ب ش ر | BŞR BEŞRVHN bāşirūhunne onlara yaklaşın have relations with them
وابتغوا ب غ ي | BĞY VEBTĞVE vebteğū ve arayın and seek
ما | ME şeyleri what
كتب ك ت ب | KTB KTB ketebe yaz(ıp takdir etmiş ol)duğu has ordained
الله | ELLH llahu Allah'ın Allah
لكم | LKM lekum sizin için for you.
وكلوا ا ك ل | EKL VKLVE ve kulū ve yiyin And eat
واشربوا ش ر ب | ŞRB VEŞRBVE veşrabū ve için and drink
حتى | ḪT Hattā kadar until
يتبين ب ي ن | BYN YTBYN yetebeyyene ayırdelinceye becomes distinct
لكم | LKM lekumu sizce to you
الخيط خ ي ط | ḢYŦ ELḢYŦ l-ḣayTu iplik the thread
الأبيض ب ي ض | BYŽ ELÊBYŽ l-ebyeDu beyaz [the] white
من | MN mine -ten from
الخيط خ ي ط | ḢYŦ ELḢYŦ l-ḣayTi iplik- the thread
الأسود س و د | SVD̃ ELÊSVD̃ l-esvedi siyah [the] black
من | MN mine of
الفجر ف ج ر | FCR ELFCR l-fecri şafağın [the] dawn.
ثم | S̃M ṧumme sonra Then
أتموا ت م م | TMM ÊTMVE etimmū tamamlayın complete
الصيام ص و م | ṦVM ELṦYEM S-Siyāme orucu the fast
إلى | ÎL ilā dek till
الليل ل ي ل | LYL ELLYL l-leyli gece (oluncaya) the night.
ولا | VLE ve lā And (do) not
تباشروهن ب ش ر | BŞR TBEŞRVHN tubāşirūhunne (kadınlara) yaklaşmayın have relations with them
وأنتم | VÊNTM veentum siz while you
عاكفون ع ك ف | AKF AEKFVN ǎākifūne ibadete çekilmiş iken (are) secluded
في | FY in
المساجد س ج د | SCD̃ ELMSECD̃ l-mesācidi mescidlerde the masajid.
تلك | TLK tilke bunlar These
حدود ح د د | ḪD̃D̃ ḪD̃VD̃ Hudūdu sınırlarıdır (are the) limits
الله | ELLH llahi Allah'ın (set by) Allah,
فلا | FLE felā so (do) not
تقربوها ق ر ب | GRB TGRBVHE teḳrabūhā bunlara yaklaşmayın approach them.
كذلك | KZ̃LK keƶālike işte böyle Thus
يبين ب ي ن | BYN YBYN yubeyyinu açıklar ki makes clear
الله | ELLH llahu Allah Allah
آياته ا ي ي | EYY ËYETH āyātihi ayetlerini His verses
للناس ن و س | NVS LLNES linnāsi insanlara for [the] people
لعلهم | LALHM leǎllehum umulur ki so that they may
يتقون و ق ي | VGY YTGVN yetteḳūne korunup sakınırlar (become) righteous.

2:187 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

helal kılındı | size | gecesi | oruç | yaklaşmak | | kadınlarınıza | onlar | elbisenizdir | sizin | ve siz de | elbisesisiniz | onların | bildi | Allah | gerçekten siz | olduğunuzu | yazık ediyorsunuz | kendinize | tevbenizi kabul etti | sizden | ve affetti | sizi | artık şimdi | onlara yaklaşın | ve arayın | şeyleri | yaz(ıp takdir etmiş ol)duğu | Allah'ın | sizin için | ve yiyin | ve için | kadar | ayırdelinceye | sizce | iplik | beyaz | -ten | iplik- | siyah | | şafağın | sonra | tamamlayın | orucu | dek | gece (oluncaya) | | (kadınlara) yaklaşmayın | siz | ibadete çekilmiş iken | | mescidlerde | bunlar | sınırlarıdır | Allah'ın | | bunlara yaklaşmayın | işte böyle | açıklar ki | Allah | ayetlerini | insanlara | umulur ki | korunup sakınırlar |

[ḪLL] [] [LYL] [ṦVM] [RFS̃] [] [NSV] [] [LBS] [] [] [LBS] [] [ALM] [] [] [KVN] [ḢVN] [NFS] [TVB] [] [AFV] [] [] [BŞR] [BĞY] [] [KTB] [] [] [EKL] [ŞRB] [] [BYN] [] [ḢYŦ] [BYŽ] [] [ḢYŦ] [SVD̃] [] [FCR] [] [TMM] [ṦVM] [] [LYL] [] [BŞR] [] [AKF] [] [SCD̃] [] [ḪD̃D̃] [] [] [GRB] [] [BYN] [] [EYY] [NVS] [] [VGY]
ÊḪL LKM LYLT ELṦYEM ELRFS̃ ÎL NSEÙKM HN LBES LKM VÊNTM LBES LHN ALM ELLH ÊNKM KNTM TḢTENVN ÊNFSKM FTEB ALYKM VAFE ANKM FEL ËN BEŞRVHN VEBTĞVE ME KTB ELLH LKM VKLVE VEŞRBVE ḪT YTBYN LKM ELḢYŦ ELÊBYŽ MN ELḢYŦ ELÊSVD̃ MN ELFCR S̃M ÊTMVE ELṦYEM ÎL ELLYL VLE TBEŞRVHN VÊNTM AEKFVN FY ELMSECD̃ TLK ḪD̃VD̃ ELLH FLE TGRBVHE KZ̃LK YBYN ELLH ËYETH LLNES LALHM YTGVN

uHille lekum leylete S-Siyāmi r-rafeṧu ilā nisāikum hunne libāsun lekum ve entum libāsun lehunne ǎlime llahu ennekum kuntum teḣtānūne enfusekum fetābe ǎleykum ve ǎfā ǎnkum felāne bāşirūhunne vebteğū ketebe llahu lekum ve kulū veşrabū Hattā yetebeyyene lekumu l-ḣayTu l-ebyeDu mine l-ḣayTi l-esvedi mine l-fecri ṧumme etimmū S-Siyāme ilā l-leyli ve lā tubāşirūhunne veentum ǎākifūne l-mesācidi tilke Hudūdu llahi felā teḳrabūhā keƶālike yubeyyinu llahu āyātihi linnāsi leǎllehum yetteḳūne
أحل لكم ليلة الصيام الرفث إلى نسائكم هن لباس لكم وأنتم لباس لهن علم الله أنكم كنتم تختانون أنفسكم فتاب عليكم وعفا عنكم فالآن باشروهن وابتغوا ما كتب الله لكم وكلوا واشربوا حتى يتبين لكم الخيط الأبيض من الخيط الأسود من الفجر ثم أتموا الصيام إلى الليل ولا تباشروهن وأنتم عاكفون في المساجد تلك حدود الله فلا تقربوها كذلك يبين الله آياته للناس لعلهم يتقون

[ح ل ل] [] [ل ي ل] [ص و م] [ر ف ث] [] [ن س و] [] [ل ب س] [] [] [ل ب س] [] [ع ل م] [] [] [ك و ن] [خ و ن] [ن ف س] [ت و ب] [] [ع ف و] [] [] [ب ش ر] [ب غ ي] [] [ك ت ب] [] [] [ا ك ل] [ش ر ب] [] [ب ي ن] [] [خ ي ط] [ب ي ض] [] [خ ي ط] [س و د] [] [ف ج ر] [] [ت م م] [ص و م] [] [ل ي ل] [] [ب ش ر] [] [ع ك ف] [] [س ج د] [] [ح د د] [] [] [ق ر ب] [] [ب ي ن] [] [ا ي ي] [ن و س] [] [و ق ي]

 » 2 / Bakara  Suresi: 187
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
أحل ح ل ل | ḪLL ÊḪL uHille helal kılındı Permitted
,Ha,Lam,
,8,30,
V – 3rd person masculine singular (form IV) passive perfect verb
فعل ماض مبني للمجهول
لكم | LKM lekum size for you
Lam,Kef,Mim,
30,20,40,
P – prefixed preposition lām
PRON – 2nd person masculine plural personal pronoun
جار ومجرور
ليلة ل ي ل | LYL LYLT leylete gecesi (in the) nights
Lam,Ye,Lam,Te merbuta,
30,10,30,400,
T – accusative feminine time adverb
ظرف زمان منصوب
الصيام ص و م | ṦVM ELṦYEM S-Siyāmi oruç (of) fasting
Elif,Lam,Sad,Ye,Elif,Mim,
1,30,90,10,1,40,
N – genitive masculine noun
اسم مجرور
الرفث ر ف ث | RFS̃ ELRFS̃ r-rafeṧu yaklaşmak (is) the approach
Elif,Lam,Re,Fe,Se,
1,30,200,80,500,
N – nominative masculine noun
اسم مرفوع
إلى | ÎL ilā to
,Lam,,
,30,,
P – preposition
حرف جر
نسائكم ن س و | NSV NSEÙKM nisāikum kadınlarınıza your wives.
Nun,Sin,Elif,,Kef,Mim,
50,60,1,,20,40,
N – genitive feminine plural noun
PRON – 2nd person masculine plural possessive pronoun
اسم مجرور والكاف ضمير متصل في محل جر بالاضافة
هن | HN hunne onlar They
He,Nun,
5,50,
PRON – 3rd person feminine plural personal pronoun
ضمير منفصل
لباس ل ب س | LBS LBES libāsun elbisenizdir (are) garments
Lam,Be,Elif,Sin,
30,2,1,60,
N – nominative masculine indefinite noun
اسم مرفوع
لكم | LKM lekum sizin for you
Lam,Kef,Mim,
30,20,40,
P – prefixed preposition lām
PRON – 2nd person masculine plural personal pronoun
جار ومجرور
وأنتم | VÊNTM ve entum ve siz de and you
Vav,,Nun,Te,Mim,
6,,50,400,40,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
PRON – 2nd person masculine plural personal pronoun
الواو عاطفة
ضمير منفصل
لباس ل ب س | LBS LBES libāsun elbisesisiniz (are) garments
Lam,Be,Elif,Sin,
30,2,1,60,
N – nominative masculine indefinite noun
اسم مرفوع
لهن | LHN lehunne onların for them.
Lam,He,Nun,
30,5,50,
P – prefixed preposition lām
PRON – 3rd person feminine plural personal pronoun
جار ومجرور
علم ع ل م | ALM ALM ǎlime bildi Knows
Ayn,Lam,Mim,
70,30,40,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
الله | ELLH llahu Allah Allah
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – nominative proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مرفوع
أنكم | ÊNKM ennekum gerçekten siz that you
,Nun,Kef,Mim,
,50,20,40,
ACC – accusative particle
PRON – 2nd person masculine plural object pronoun
حرف نصب من اخوات «ان» والكاف ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
كنتم ك و ن | KVN KNTM kuntum olduğunuzu used to
Kef,Nun,Te,Mim,
20,50,400,40,
V – 2nd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والتاء ضمير متصل في محل رفع اسم «كان»
تختانون خ و ن | ḢVN TḢTENVN teḣtānūne yazık ediyorsunuz deceive
Te,Hı,Te,Elif,Nun,Vav,Nun,
400,600,400,1,50,6,50,
V – 2nd person masculine plural (form VIII) imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
أنفسكم ن ف س | NFS ÊNFSKM enfusekum kendinize yourselves,
,Nun,Fe,Sin,Kef,Mim,
,50,80,60,20,40,
N – accusative feminine plural noun
PRON – 2nd person masculine plural possessive pronoun
اسم منصوب والكاف ضمير متصل في محل جر بالاضافة
فتاب ت و ب | TVB FTEB fetābe tevbenizi kabul etti so He turned
Fe,Te,Elif,Be,
80,400,1,2,
CONJ – prefixed conjunction fa (and)
V – 3rd person masculine singular perfect verb
الفاء عاطفة
فعل ماض
عليكم | ALYKM ǎleykum sizden towards you
Ayn,Lam,Ye,Kef,Mim,
70,30,10,20,40,
P – preposition
PRON – 2nd person masculine plural object pronoun
جار ومجرور
وعفا ع ف و | AFV VAFE ve ǎfā ve affetti and He forgave
Vav,Ayn,Fe,Elif,
6,70,80,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine singular perfect verb
الواو عاطفة
فعل ماض
عنكم | ANKM ǎnkum sizi [on] you.
Ayn,Nun,Kef,Mim,
70,50,20,40,
P – preposition
PRON – 2nd person masculine plural object pronoun
جار ومجرور
فالآن | FEL ËN felāne artık şimdi So now
Fe,Elif,Lam,,Nun,
80,1,30,,50,
REM – prefixed resumption particle
T – accusative time adverb
الفاء استئنافية
ظرف زمان منصوب
باشروهن ب ش ر | BŞR BEŞRVHN bāşirūhunne onlara yaklaşın have relations with them
Be,Elif,Şın,Re,Vav,He,Nun,
2,1,300,200,6,5,50,
V – 2nd person masculine plural (form III) imperative verb
PRON – subject pronoun
PRON – 3rd person feminine plural object pronoun
فعل أمر والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل و«هن» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
وابتغوا ب غ ي | BĞY VEBTĞVE vebteğū ve arayın and seek
Vav,Elif,Be,Te,Ğayn,Vav,Elif,
6,1,2,400,1000,6,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 2nd person masculine plural (form VIII) imperative verb
PRON – subject pronoun
الواو عاطفة
فعل أمر والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
ما | ME şeyleri what
Mim,Elif,
40,1,
REL – relative pronoun
اسم موصول
كتب ك ت ب | KTB KTB ketebe yaz(ıp takdir etmiş ol)duğu has ordained
Kef,Te,Be,
20,400,2,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
الله | ELLH llahu Allah'ın Allah
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – nominative proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مرفوع
لكم | LKM lekum sizin için for you.
Lam,Kef,Mim,
30,20,40,
P – prefixed preposition lām
PRON – 2nd person masculine plural personal pronoun
جار ومجرور
وكلوا ا ك ل | EKL VKLVE ve kulū ve yiyin And eat
Vav,Kef,Lam,Vav,Elif,
6,20,30,6,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 2nd person masculine plural imperative verb
PRON – subject pronoun
الواو عاطفة
فعل أمر والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
واشربوا ش ر ب | ŞRB VEŞRBVE veşrabū ve için and drink
Vav,Elif,Şın,Re,Be,Vav,Elif,
6,1,300,200,2,6,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 2nd person masculine plural imperative verb
PRON – subject pronoun
الواو عاطفة
فعل أمر والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
حتى | ḪT Hattā kadar until
Ha,Te,,
8,400,,
P – preposition
حرف جر
يتبين ب ي ن | BYN YTBYN yetebeyyene ayırdelinceye becomes distinct
Ye,Te,Be,Ye,Nun,
10,400,2,10,50,
V – 3rd person masculine singular (form V) imperfect verb, subjunctive mood
فعل مضارع منصوب
لكم | LKM lekumu sizce to you
Lam,Kef,Mim,
30,20,40,
P – prefixed preposition lām
PRON – 2nd person masculine plural personal pronoun
جار ومجرور
الخيط خ ي ط | ḢYŦ ELḢYŦ l-ḣayTu iplik the thread
Elif,Lam,Hı,Ye,Tı,
1,30,600,10,9,
N – nominative masculine noun
اسم مرفوع
الأبيض ب ي ض | BYŽ ELÊBYŽ l-ebyeDu beyaz [the] white
Elif,Lam,,Be,Ye,Dad,
1,30,,2,10,800,
ADJ – nominative masculine singular adjective
صفة مرفوعة
من | MN mine -ten from
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
الخيط خ ي ط | ḢYŦ ELḢYŦ l-ḣayTi iplik- the thread
Elif,Lam,Hı,Ye,Tı,
1,30,600,10,9,
N – genitive masculine noun
اسم مجرور
الأسود س و د | SVD̃ ELÊSVD̃ l-esvedi siyah [the] black
Elif,Lam,,Sin,Vav,Dal,
1,30,,60,6,4,
ADJ – genitive masculine singular adjective
صفة مجرورة
من | MN mine of
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
الفجر ف ج ر | FCR ELFCR l-fecri şafağın [the] dawn.
Elif,Lam,Fe,Cim,Re,
1,30,80,3,200,
"N – genitive masculine noun → Dawn"
اسم مجرور
ثم | S̃M ṧumme sonra Then
Se,Mim,
500,40,
CONJ – coordinating conjunction
حرف عطف
أتموا ت م م | TMM ÊTMVE etimmū tamamlayın complete
,Te,Mim,Vav,Elif,
,400,40,6,1,
V – 2nd person masculine plural (form IV) imperative verb
PRON – subject pronoun
فعل أمر والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
الصيام ص و م | ṦVM ELṦYEM S-Siyāme orucu the fast
Elif,Lam,Sad,Ye,Elif,Mim,
1,30,90,10,1,40,
N – accusative masculine noun
اسم منصوب
إلى | ÎL ilā dek till
,Lam,,
,30,,
P – preposition
حرف جر
الليل ل ي ل | LYL ELLYL l-leyli gece (oluncaya) the night.
Elif,Lam,Lam,Ye,Lam,
1,30,30,10,30,
N – genitive masculine noun
اسم مجرور
ولا | VLE ve lā And (do) not
Vav,Lam,Elif,
6,30,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
PRO – prohibition particle
الواو عاطفة
حرف نهي
تباشروهن ب ش ر | BŞR TBEŞRVHN tubāşirūhunne (kadınlara) yaklaşmayın have relations with them
Te,Be,Elif,Şın,Re,Vav,He,Nun,
400,2,1,300,200,6,5,50,
V – 2nd person masculine plural (form III) imperfect verb, jussive mood
PRON – subject pronoun
PRON – 3rd person feminine plural object pronoun
فعل مضارع مجزوم والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل و«هن» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
وأنتم | VÊNTM veentum siz while you
Vav,,Nun,Te,Mim,
6,,50,400,40,
CIRC – prefixed circumstantial particle
PRON – 2nd person masculine plural personal pronoun
الواو حالية
ضمير منفصل
عاكفون ع ك ف | AKF AEKFVN ǎākifūne ibadete çekilmiş iken (are) secluded
Ayn,Elif,Kef,Fe,Vav,Nun,
70,1,20,80,6,50,
N – nominative masculine plural active participle
اسم مرفوع
في | FY in
Fe,Ye,
80,10,
P – preposition
حرف جر
المساجد س ج د | SCD̃ ELMSECD̃ l-mesācidi mescidlerde the masajid.
Elif,Lam,Mim,Sin,Elif,Cim,Dal,
1,30,40,60,1,3,4,
"N – genitive masculine plural noun → Mosque"
اسم مجرور
تلك | TLK tilke bunlar These
Te,Lam,Kef,
400,30,20,
DEM – feminine singular demonstrative pronoun
اسم اشارة
حدود ح د د | ḪD̃D̃ ḪD̃VD̃ Hudūdu sınırlarıdır (are the) limits
Ha,Dal,Vav,Dal,
8,4,6,4,
N – nominative masculine plural noun
اسم مرفوع
الله | ELLH llahi Allah'ın (set by) Allah,
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – genitive proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مجرور
فلا | FLE felā so (do) not
Fe,Lam,Elif,
80,30,1,
CAUS – prefixed particle of cause
PRO – prohibition particle
الفاء سببية
حرف نهي
تقربوها ق ر ب | GRB TGRBVHE teḳrabūhā bunlara yaklaşmayın approach them.
Te,Gaf,Re,Be,Vav,He,Elif,
400,100,200,2,6,5,1,
V – 2nd person masculine plural imperfect verb, jussive mood
PRON – subject pronoun
PRON – 3rd person feminine singular object pronoun
فعل مضارع مجزوم والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل و«ها» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
كذلك | KZ̃LK keƶālike işte böyle Thus
Kef,Zel,Lam,Kef,
20,700,30,20,
P – prefixed preposition ka
DEM – masculine singular demonstrative pronoun
جار ومجرور
يبين ب ي ن | BYN YBYN yubeyyinu açıklar ki makes clear
Ye,Be,Ye,Nun,
10,2,10,50,
V – 3rd person masculine singular (form II) imperfect verb
فعل مضارع
الله | ELLH llahu Allah Allah
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – nominative proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مرفوع
آياته ا ي ي | EYY ËYETH āyātihi ayetlerini His verses
,Ye,Elif,Te,He,
,10,1,400,5,
N – accusative feminine plural noun
PRON – 3rd person masculine singular possessive pronoun
اسم منصوب والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
للناس ن و س | NVS LLNES linnāsi insanlara for [the] people
Lam,Lam,Nun,Elif,Sin,
30,30,50,1,60,
P – prefixed preposition lām
N – genitive masculine plural noun
جار ومجرور
لعلهم | LALHM leǎllehum umulur ki so that they may
Lam,Ayn,Lam,He,Mim,
30,70,30,5,40,
ACC – accusative particle
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
حرف نصب من اخوات «ان» و«هم» ضمير متصل في محل نصب اسم «لعل»
يتقون و ق ي | VGY YTGVN yetteḳūne korunup sakınırlar (become) righteous.
Ye,Te,Gaf,Vav,Nun,
10,400,100,6,50,
V – 3rd person masculine plural (form VIII) imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |أُحِلَّ: helal kılındı | لَكُمْ: size | لَيْلَةَ: gecesi | الصِّيَامِ: oruç | الرَّفَثُ: yaklaşmak | إِلَىٰ: | نِسَائِكُمْ: kadınlarınıza | هُنَّ: onlar | لِبَاسٌ: elbisenizdir | لَكُمْ: sizin | وَأَنْتُمْ: ve siz de | لِبَاسٌ: elbisesisiniz | لَهُنَّ: onların | عَلِمَ: bildi | اللَّهُ: Allah | أَنَّكُمْ: gerçekten siz | كُنْتُمْ: olduğunuzu | تَخْتَانُونَ: yazık ediyorsunuz | أَنْفُسَكُمْ: kendinize | فَتَابَ: tevbenizi kabul etti | عَلَيْكُمْ: sizden | وَعَفَا: ve affetti | عَنْكُمْ: sizi | فَالْانَ: artık şimdi | بَاشِرُوهُنَّ: onlara yaklaşın | وَابْتَغُوا: ve arayın | مَا: şeyleri | كَتَبَ: yaz(ıp takdir etmiş ol)duğu | اللَّهُ: Allah'ın | لَكُمْ: sizin için | وَكُلُوا: ve yiyin | وَاشْرَبُوا: ve için | حَتَّىٰ: kadar | يَتَبَيَّنَ: ayırdelinceye | لَكُمُ: sizce | الْخَيْطُ: iplik | الْأَبْيَضُ: beyaz | مِنَ: -ten | الْخَيْطِ: iplik- | الْأَسْوَدِ: siyah | مِنَ: | الْفَجْرِ: şafağın | ثُمَّ: sonra | أَتِمُّوا: tamamlayın | الصِّيَامَ: orucu | إِلَى: dek | اللَّيْلِ: gece (oluncaya) | وَلَا: | تُبَاشِرُوهُنَّ: (kadınlara) yaklaşmayın | وَأَنْتُمْ: siz | عَاكِفُونَ: ibadete çekilmiş iken | فِي: | الْمَسَاجِدِ: mescidlerde | تِلْكَ: bunlar | حُدُودُ: sınırlarıdır | اللَّهِ: Allah'ın | فَلَا: | تَقْرَبُوهَا: bunlara yaklaşmayın | كَذَٰلِكَ: işte böyle | يُبَيِّنُ: açıklar ki | اللَّهُ: Allah | ايَاتِهِ: ayetlerini | لِلنَّاسِ: insanlara | لَعَلَّهُمْ: umulur ki | يَتَّقُونَ: korunup sakınırlar |
Kırık Meal (Harekesiz) : |أحل ÊḪL helal kılındı | لكم LKM size | ليلة LYLT gecesi | الصيام ELṦYEM oruç | الرفث ELRFS̃ yaklaşmak | إلى ÎL | نسائكم NSEÙKM kadınlarınıza | هن HN onlar | لباس LBES elbisenizdir | لكم LKM sizin | وأنتم WÊNTM ve siz de | لباس LBES elbisesisiniz | لهن LHN onların | علم ALM bildi | الله ELLH Allah | أنكم ÊNKM gerçekten siz | كنتم KNTM olduğunuzu | تختانون TḢTENWN yazık ediyorsunuz | أنفسكم ÊNFSKM kendinize | فتاب FTEB tevbenizi kabul etti | عليكم ALYKM sizden | وعفا WAFE ve affetti | عنكم ANKM sizi | فالآن FEL ËN artık şimdi | باشروهن BEŞRWHN onlara yaklaşın | وابتغوا WEBTĞWE ve arayın | ما ME şeyleri | كتب KTB yaz(ıp takdir etmiş ol)duğu | الله ELLH Allah'ın | لكم LKM sizin için | وكلوا WKLWE ve yiyin | واشربوا WEŞRBWE ve için | حتى ḪT kadar | يتبين YTBYN ayırdelinceye | لكم LKM sizce | الخيط ELḢYŦ iplik | الأبيض ELÊBYŽ beyaz | من MN -ten | الخيط ELḢYŦ iplik- | الأسود ELÊSWD̃ siyah | من MN | الفجر ELFCR şafağın | ثم S̃M sonra | أتموا ÊTMWE tamamlayın | الصيام ELṦYEM orucu | إلى ÎL dek | الليل ELLYL gece (oluncaya) | ولا WLE | تباشروهن TBEŞRWHN (kadınlara) yaklaşmayın | وأنتم WÊNTM siz | عاكفون AEKFWN ibadete çekilmiş iken | في FY | المساجد ELMSECD̃ mescidlerde | تلك TLK bunlar | حدود ḪD̃WD̃ sınırlarıdır | الله ELLH Allah'ın | فلا FLE | تقربوها TGRBWHE bunlara yaklaşmayın | كذلك KZ̃LK işte böyle | يبين YBYN açıklar ki | الله ELLH Allah | آياته ËYETH ayetlerini | للناس LLNES insanlara | لعلهم LALHM umulur ki | يتقون YTGWN korunup sakınırlar |
Kırık Meal (Okunuş) : |uHille: helal kılındı | lekum: size | leylete: gecesi | S-Siyāmi: oruç | r-rafeṧu: yaklaşmak | ilā: | nisāikum: kadınlarınıza | hunne: onlar | libāsun: elbisenizdir | lekum: sizin | ve entum: ve siz de | libāsun: elbisesisiniz | lehunne: onların | ǎlime: bildi | llahu: Allah | ennekum: gerçekten siz | kuntum: olduğunuzu | teḣtānūne: yazık ediyorsunuz | enfusekum: kendinize | fetābe: tevbenizi kabul etti | ǎleykum: sizden | ve ǎfā: ve affetti | ǎnkum: sizi | felāne: artık şimdi | bāşirūhunne: onlara yaklaşın | vebteğū: ve arayın | : şeyleri | ketebe: yaz(ıp takdir etmiş ol)duğu | llahu: Allah'ın | lekum: sizin için | ve kulū: ve yiyin | veşrabū: ve için | Hattā: kadar | yetebeyyene: ayırdelinceye | lekumu: sizce | l-ḣayTu: iplik | l-ebyeDu: beyaz | mine: -ten | l-ḣayTi: iplik- | l-esvedi: siyah | mine: | l-fecri: şafağın | ṧumme: sonra | etimmū: tamamlayın | S-Siyāme: orucu | ilā: dek | l-leyli: gece (oluncaya) | ve lā: | tubāşirūhunne: (kadınlara) yaklaşmayın | veentum: siz | ǎākifūne: ibadete çekilmiş iken | : | l-mesācidi: mescidlerde | tilke: bunlar | Hudūdu: sınırlarıdır | llahi: Allah'ın | felā: | teḳrabūhā: bunlara yaklaşmayın | keƶālike: işte böyle | yubeyyinu: açıklar ki | llahu: Allah | āyātihi: ayetlerini | linnāsi: insanlara | leǎllehum: umulur ki | yetteḳūne: korunup sakınırlar |
Kırık Meal (Transcript) : |ÊḪL: helal kılındı | LKM: size | LYLT: gecesi | ELṦYEM: oruç | ELRFS̃: yaklaşmak | ÎL: | NSEÙKM: kadınlarınıza | HN: onlar | LBES: elbisenizdir | LKM: sizin | VÊNTM: ve siz de | LBES: elbisesisiniz | LHN: onların | ALM: bildi | ELLH: Allah | ÊNKM: gerçekten siz | KNTM: olduğunuzu | TḢTENVN: yazık ediyorsunuz | ÊNFSKM: kendinize | FTEB: tevbenizi kabul etti | ALYKM: sizden | VAFE: ve affetti | ANKM: sizi | FEL ËN: artık şimdi | BEŞRVHN: onlara yaklaşın | VEBTĞVE: ve arayın | ME: şeyleri | KTB: yaz(ıp takdir etmiş ol)duğu | ELLH: Allah'ın | LKM: sizin için | VKLVE: ve yiyin | VEŞRBVE: ve için | ḪT: kadar | YTBYN: ayırdelinceye | LKM: sizce | ELḢYŦ: iplik | ELÊBYŽ: beyaz | MN: -ten | ELḢYŦ: iplik- | ELÊSVD̃: siyah | MN: | ELFCR: şafağın | S̃M: sonra | ÊTMVE: tamamlayın | ELṦYEM: orucu | ÎL: dek | ELLYL: gece (oluncaya) | VLE: | TBEŞRVHN: (kadınlara) yaklaşmayın | VÊNTM: siz | AEKFVN: ibadete çekilmiş iken | FY: | ELMSECD̃: mescidlerde | TLK: bunlar | ḪD̃VD̃: sınırlarıdır | ELLH: Allah'ın | FLE: | TGRBVHE: bunlara yaklaşmayın | KZ̃LK: işte böyle | YBYN: açıklar ki | ELLH: Allah | ËYETH: ayetlerini | LLNES: insanlara | LALHM: umulur ki | YTGVN: korunup sakınırlar |
Abdulbaki Gölpınarlı : Oruçlu olduğunuz günün gecesinde kadınlarınızla buluşmanız, size helâl edilmiştir. Onlar sizin için elbisedir, siz onlar için elbisesiniz. Allah bildi ki nefsinizi yenemeyecek, sabredemeyecek, bir iştir, işleyeceksiniz, bu yüzden tövbenizi kabul etti, sizi bağışladı. Gayri onlarla buluşun ve Allah'ın size yazdığını dileyin. Fecir doğup da aydınlığıyla kara iplik, sizce beyaz iplikten ayırt edilinceye dek yiyin, için. Sonra orucu ertesi geceye kadar tamam olarak tutun. Fakat mescitlerde ibadet için niyetlendiniz, oturdunuz kaldınız mı kadınlarınıza dokunmayın. İşte bunlar, Allah sınırlarıdır, yaklaşmayın o sınırlara. İnsanlar, sakınıp korunsunlar diye Allah, delillerini bu sûretle apaçık bildirir.
Adem Uğur : Oruç gecesinde kadınlarınıza yaklaşmak size helâl kılındı. Onlar sizin için birer elbise, siz de onlar için birer elbisesiniz. Allah sizin kendinize kötülük ettiğinizi bildi ve tevbenizi kabul edip sizi bağışladı. Artık (ramazan gecelerinde) onlara yaklaşın ve Allah'ın sizin için takdir ettiklerini isteyin. Sabahın beyaz ipliği (aydınlığı), siyah ipliğinden (karanlığından) ayırt edilinceye kadar yeyin, için, sonra akşama kadar orucu tamamlayın. Mescitlerde ibadete çekilmiş olduğunuz zamanlarda kadınlarla birleşmeyin. Bunlar Allah'ın koyduğu sınırlardır. Sakın bu sınırlara yaklaşmayın. İşte böylece Allah âyetlerini insanlara açıklar. Umulur ki korunurlar.
Ahmed Hulusi : Sıyam günlerinin gecelerinde kadınlarınıza yaklaşmak (cinsellik) helal kılındı. Onlar sizin, siz de onların elbisesisiniz (kişinin dış dünyasındaki en yakını). Allâh bu konuda nefsinize haksızlık ettiğinizi (gece de oruç devam eder cinsellik yapılmaz zannınızı) bildi de yanlıştan dönmenizi (tövbenizi) kabul etti ve sizi affetti. Artık onlara Allâh'ın hükmü kadarıyla yaklaşabilirsiniz. Gün başlangıcına (gecenin karanlığının günün aydınlığına dönüşme sürecine) kadar, yeyip için. Sonra sıyamı geceye kadar yaşayın. Mescidlerde itikâfta iken eşlerinize yaklaşmayın. Bunlar Allâh'ın koyduğu sınırlardır ki onlara yanaşmayın. İşte Allâh, işaretleri böylece açıklar ki bilfiil korunasınız.
Ahmet Tekin : Oruçlu olduğunuz günlerin gecelerinde, hanımlarınızla ilişkiye girmeniz size helâl ve meşrû kılındı. Onlar sizin iyiliğiniz için bir elbise, vazgeçilmez birlikteliğinizin, sizi koruyan, sırlarınızı saklayan ortağı, rahat ve huzur kaynağıdırlar. Siz de onların iyiliği için bir elbise, vazgeçilmez birlikteliğinizin, onları koruyan, sırlarını saklayan, ortağı, rahat ve huzur kaynağısınız. Allah, o gecelerde kendinize hâkim olamadığınızı, kendinize haksızlık ettiğinizi bildi de, yüzünüze baktı, tevbenizi, günah işlemekten vazgeçerek kendisine itaate yönelişinizi kabul edip sizden bu yasağı kaldırdı. Şimdi onların koynuna girin. Allah’ın sizin için ezelde Levh-i Mahfuz’da yazdığı, yazılı olarak farz kıldığı nesili kazanmaya çalışın. Fecrin beyaz ipliği, siyah ipliğinden, tan yerinin aydınlığı, gecenin karanlığından ayırt edilinceye kadar yeyin için. Sonra akşama kadar, yasaklara riayet ederek oruçlarınızı tamamlayın. Mescitlerde itikâfa girdiğiniz, ibadete çekildiğiniz günlerde hanımlarınıza yaklaşmayın. Bunlar, Allah’ın koyduğu kurallar ve yasaklardır. Bu kuralları çiğnemeyin. Bu sınırlara yaklaşmayın. Böylece Allah âyetlerini, dinin emir ve hükümlerini, insanların iyiliği, kurtuluşu için açıklıyor. Umulur ki, Allah’a sığınıp emirlerine yapışırlar, günahlardan arınıp, azaptan korunurlar, kulluk ve sorumluluk şuuruyla, haklarına ve özgürlüklerine sahip çıkarak şahsiyetli davranırlar, dinî ve sosyal görevlerinin bilincinde olurlar.
Ahmet Varol : Size, oruç günlerinin gecelerinde hanımlarınıza yaklaşmanız helal kılındı. Onlar sizin için bir örtüdürler, siz de onlar için bir örtüsünüz. Allah sizin nefislerinize güvenemeyeceğinizi bildi de tevbelerinizi kabul etti ve sizi bağışladı. Şu halde artık (geceleri) onlara yaklaşın ve Allah'ın sizin için takdir ettiğini dileyin. Ve şafağın beyaz ipliği siyah ipliğinden size göre ayırdoluncaya kadar yiyip için. Sonra geceye kadar orucu tamamlayın. Camilerde itikafta olduğunuz zamanlarda hanımlarınıza yaklaşmayın. Bunlar Allah'ın koymuş olduğu sınırlardır, bunlara yaklaşmayın. İşte, sakınırlar diye Allah ayetlerini insanlara böyle açıklamaktadır.
Ali Bulaç : Oruç gecesinde kadınlarınıza yaklaşmak size helal kılındı. Onlar, sizin örtüleriniz, siz de onlara örtüsünüz. Allah, gerçekten sizin, nefislerinize ihanet etmekte olduğunuzu bildi, tevbenizi kabul etti ve sizi bağışladı. Artık onlara yaklaşın ve Allah'ın sizin için yazdıklarını dileyin. Fecir vakti, sizce beyaz iplik siyah iplikten ayırd edilinceye kadar yiyin, için, sonra geceye kadar orucu tamamlayın. Mescidlerde itikafta olduğunuz zamanlarda onlara (kadınlarınıza) yaklaşmayın. Bunlar, Allah'ın sınırlarıdır, (sakın) onlara yanaşmayın. İşte Allah, insanlara ayetlerini böylece açıklar; umulur ki sakınırlar.
Ali Fikri Yavuz : Oruç gecesi, kadınlarınıza yaklaşmanız size helâl kılındı. Onlar, sizin için fenalığa karşı koruyucu bir elbise ve siz de onlar için koruyucu bir elbise gibisiniz. Allah, nefislerinize emniyet edemiyeceğinizi bildiği için, üzerinize rahmeti ile ihsan edip günahınızı afvetti. Şimdi hanımlarınıza gecelerde mübaşerette bulunun ve Allah’ın sizler için mübah takdir ettiği üremeyi isteyin; ve gece ile gündüzü ayıran fecrin beyaz ipliği, gecenin siyah ipliğinden sizce seçilinceye kadar yeyin, için. Sonra ertesi geceye kadar orucu tam tutun. Siz ibadet için mescidlere kapanıp itikâf halinde iken geceleri de hanımlarınıza yaklaşmayın. Bu hükümler Allah’ın (yasak) sınırlarıdır, sakın onlara yaklaşmayın. İşte Allah âyetlerini böylece insanlara açıklar ki, sakınıp korunsunlar.
Bekir Sadak : Oruc tuttugunuz gunlerin gecesi kadinlariniza yaklasmaniz size helal kilindi, onlar sizin ortunuz, siz de onlarin ortulerisiniz. Allah, nefsinize guvenemiyeceginizi biliyordu, bu sebeple tevbenizi kabul edip sizi affetti; artik onlara yaklasabilirsiniz. Allah'in sizin icin takdir ettigini dileyin. Tan yerinde, beyaz iplik siyah iplikten sizce ayirdedilinceye kadar, yiyin icin, sonra orucu geceye kadar tamamlayin. Mescidlerde itikafa cekildiginizde kadinlariniza yaklasmayin. Allah insanlara yasaklardan sakinsinlar diye ayetlerini boylece apacik bildirir.
Celal Yıldırım : (Ramazan'da) Oruç (tuttuğunuz günlerin) gecesi kadınlarınıza cinsel yaklaşmada bulunmanız size helâl kılındı. Onlar sizin için bir elbise, siz de onlar için bir elbisesiniz. Allah kendinize olan güveni kötüye kullanacağınızı biliyordu. (Bu hususta) tevbenizi kabul etti, sizi bağışladı. Artık (geceleri) onlara yaklaşın ve Allah'ın size yazıp takdir ettiğini dileyin. Fecirde beyaz iplik siyah iplikten size seçilinceye (gündüzün aydınlığı, gecenin karanlığından sıyrılıp ayrılıncaya) kadar yeyin, için. Sonra da orucu geceye kadar tamamlayın. Mescidlerde itikatta bulunduğunuzda kadınlarınıza (geceleri de) cinsel yaklaşmada bulunmayın. Bunlar Allah'ın sınırlarıdır; sakın yaklaşmayın. İşte Allah âyetlerini böylece insanlara açıklıyor. Ola ki sakınırlar.
Diyanet İşleri : Oruç gecesinde kadınlarınıza yaklaşmak size helâl kılındı. Onlar, size örtüdürler, siz de onlara örtüsünüz. Allah, (Ramazan gecelerinde hanımlarınıza yaklaşarak) kendinize zulmetmekte olduğunuzu bildi de tövbenizi kabul edip sizi affetti. Artık eşlerinize yaklaşın ve Allah’ın sizin için yazıp takdir etmiş olduğu şeyi arayın. Şafağın aydınlığı gecenin karanlığından ayırt edilinceye (tan yeri ağarıncaya) kadar yiyin, için. Sonra da akşama kadar orucu tam tutun. Bununla birlikte siz mescitlerde itikâfta iken eşlerinize yaklaşmayın. Bunlar, Allah’ın koyduğu sınırlardır. Bu sınırlara yaklaşmayın. Allah, kendine karşı gelmekten sakınsınlar diye, âyetlerini insanlara böylece açıklar.
Diyanet İşleri (eski) : Oruç tuttuğunuz günlerin gecesi kadınlarınıza yaklaşmanız size helal kılındı, onlar sizin örtünüz, siz de onların örtülerisiniz. Allah, nefsinize güvenemiyeceğinizi biliyordu, bu sebeple tevbenizi kabul edip sizi affetti; artık onlara yaklaşabilirsiniz. Allah'ın sizin için takdir ettiğini dileyin. Tan yerinde, beyaz iplik siyah iplikten sizce ayırdedilinceye kadar, yiyin için, sonra orucu geceye kadar tamamlayın. Mescidlerde itikafa çekildiğinizde kadınlarınıza yaklaşmayın. Allah insanlara yasaklardan sakınsınlar diye ayetlerini böylece apaçık bildirir.
Diyanet Vakfi : Oruç gecesinde kadınlarınıza yaklaşmak size helâl kılındı. Onlar sizin için birer elbise, siz de onlar için birer elbisesiniz. Allah sizin kendinize kötülük ettiğinizi bildi ve tevbenizi kabul edip sizi bağışladı. Artık (ramazan gecelerinde) onlara yaklaşın ve Allah'ın sizin için takdir ettiklerini isteyin. Sabahın beyaz ipliği (aydınlığı), siyah ipliğinden (karanlığından) ayırt edilinceye kadar yeyin, için, sonra akşama kadar orucu tamamlayın. Mescitlerde ibadete çekilmiş olduğunuz zamanlarda kadınlarla birleşmeyin. Bunlar Allah'ın koyduğu sınırlardır. Sakın bu sınırlara yaklaşmayın. İşte böylece Allah âyetlerini insanlara açıklar. Umulur ki korunurlar.
Edip Yüksel : Oruç gecelerinde kadınlarınızla cinsel ilişkide bulunmanız size helal kılındı. Onlar sizin (sırlarınızı gizleyen) örtüleriniz, siz de onların örtülerisiniz. ALLAH, kendinizi kandırıp durduğunuzu bildi de tevbenizi kabul etti ve sizi bağışladı. Artık ALLAH'ın sizin için belirlediğini dileyerek onlarla cinsel ilişkide bulunabilirsiniz. Şafağın beyaz ve siyah ipliğini birbirinden ayırdedinceye kadar yeyin, için. Sonra geceye kadar orucu tamamlayın. Mescitlere kapanmış durumdayken onlarla cinsel ilişkide bulunmayın. Bunlar ALLAH'ın koyduğu sınırlardır; onları çiğnemeyin. ALLAH korunmaları için ayetlerini halka böyle açıklar.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Oruç gecesi kadınlarınıza yaklaşmanız, size helâl kılındı. Onlar, sizin için bir örtü, siz de onlar için bir örtü durumundasınız. Allah, nefsinize güvenemeyeceğinizi bildiği için müracaatınızı kabul buyurdu ve sizi bağışladı. Şimdi onlara yaklaşın ve Allah'ın sizler için yazdığını isteyin. Ta fecrin beyaz ipliği siyah iplikden size seçilinceye kadar yiyin, için. Sonra da ertesi geceye kadar orucu tam tutun. Bununla beraber siz mescitlerde îtikaf halinde iken onlara yaklaşmayın. Bunlar, Allah'ın sınırlarıdır, sakın onlara yaklaşmayın. Allah, âyetlerini insanlara böyle açıklıyor ki sakınıp korunsunlar.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Oruç günlerinin gecesi kadınlarınızla ilişkide bulunmanız size helal edildi. Onlar sizin için bir giysi, siz de onlar için bir giysi durumundasınız. Allah nefsinize güvenemeyeceğinizi bildiği için tevbenizi kabul etti ve sizi bağışladı. Şimdi onlarla ilişkide bulunun, Allah'ın sizler için yazdığını isteyin ve fecrin beyaz ipliği siyah iplikten sizce seçilinceye kadar yiyin, için, sonra da ertesi geceye kadar orucu tam tutun. Bununla birlikte siz, mescitlerde itikaf halinde iken onlarla ilişkide bulunmayın. Bunlar, Allah'ın sınırlarıdır; sakın onlara yaklaşmayın! Allah böylece, sakınıp korunsunlar diye insanlara ayetlerini iyice açıklıyor.
Elmalılı Hamdi Yazır : Oruç gecesi kadınlarınıza ilişmeniz size helâl buyuruldu, onlar sizin için bir libas siz de onlar için bir libas mesabesindesiniz, Allah nefsinize emniyyet edemiyeceğinizi bildiği için müraceatınızı kabul buyurdu ve sizden afvetti, şimdi onlara mübaşerette bulunun ve Allahın sizler için yazdığını isteyin ve tâ fecrin beyaz ipliği siyah iplikten sizce seçilinceye kadar yeyin için, sonra da ertesi geceye kadar orucu tam tutun, bununla beraber siz mescidlerde i'tikâf halinde iken onlara mübaşerette bulunmayın, bunlar Allah hudududur sakın onlara yaklaşmayın, böyle ayırd ediyor Allah âyetlerini insanlara ki sakınıb korunsunlar
Fizilal-il Kuran : Sizin için oruç gecesi kadınlarınıza yaklaşmak helal kılındı. Onlar sizin için, siz de onlar için bir libassınız. Sizin nefislerinize hıyanet edeceğinizi Allah bildi de, tevbenizi kabul etti ve sizi bağışladı. Artık onlara yaklaşın. Ve Allah’ın hakkınızda yazdığını isteyin. Ve fecrin beyaz ipliği siyah ipliğinden seçilinceye kadar yiyin, için. Sonra geceye kadar orucu tamamlayın. Mescidlerde i’tikafta bulunduğunuz zaman kadınlarınıza yaklaşmayın. Bu, Allah’ın hudududur. Sakın onlara yaklaşmayın. İşte Allah ayetlerini insanlara böylece açıklar. Ta ki onlar korunsunlar.
Gültekin Onan : Oruç gecelerinde kadınlarınıza yaklaşmanız size helal kılındı. Onlar sizin (sırlarınızı gizleyen) örtüleriniz, siz de onlara örtüsünüz. Tanrı, gerçekten sizin nefslerinize ihanet etmekte olduğunuzu (veya: zaaf gösterdiğinizi ya da yazık ettiğinizi) bildi, tevbenizi kabul etti ve sizi bağışladı. Artık onlara yaklaşın ve Tanrı'nın sizin için yazdıklarını dileyin. Fecir (vakti) sizce beyaz iplik siyah iplikten ayırd edilinceye kadar yiyin, için, sonra geceye kadar orucu tamamlayın. Mescidlerde itikafta olduğunuz zamanlarda onlara (kadınlarınıza) yaklaşmayın. Bunlar Tanrı'nın sınırlarıdır, (sakın) onlara yanaşmayın. İşte Tanrı insanlara ayetlerini böylece açıklar. Umulur ki sakınırlar.
Hakkı Yılmaz : Karşılıklı, beraberce oruç tutma gecesinde kadınlarınıza cinsellikle ilgili sözler, cinsel ilişki, size helâl kılındı. Onlar, sizin için bir giysidir, siz de onlar için bir giysisiniz. Allah, sizin kendinize hâinlik ettiğinizi bildi de tevbenizi kabul etti ve sizi bağışladı. Artık kadınlarınıza yaklaşın ve Allah'ın sizler için yazdığı şeylerden arayın. Ve fecrden, beyaz iplik siyah iplikten iyiden iyiye sizin için açığa çıkıncaya kadar yiyin-için. Ve geceye kadar orucu tamamlayın. Ve siz ilâhiyat eğitim merkezlerinde programlı ibâdet hâlinde iken onlara yaklaşmayın. Bunlar, Allah'ın sınırlarıdır, artık Allah'ın sınırlarına yaklaşmayın. Allah, Kendisinin koruması altına girsinler diye âyetlerini insanlara işte böyle açıkça ortaya koyar.
Hasan Basri Çantay : Oruç (günlerinizin) gecesinde kadınlarınıza yaklaşmak size halâl edildi. Onlar sizin için, siz de onlar için birer libâssınız. Allah nefislerinize karşı za'f göstermekde olduğunuzu bildi de tevbenizi kabul etdi, sizi bağışladı. Artık (bundan sonra geceleri) onlara yaklaşın ve Allahın hakkınızda yazdığını isteyin. (Bütün gece) fecr (-Î saadık) olan ak iplik kara iplikden size seçilinceye kadar yeyin, için, sonra geceye kadar orucu tamamlayın. Mescidlerde i'tîkâfda bulunduğunuz zaman kadınlarınıza (geceleri de) yaklaşmayın. Bu (hükümler) Allahın sınırlarıdır. Sakın onlara (o sınırlara) yaklaşmayın, işte Allah âyetlerini böylece insanlara açıklar. Tâki korunsunlar.
Hayrat Neşriyat : Oruç gecesinde kadınlarınıza yaklaşmak size helâl kılındı. Onlar sizin için (günahlardan koruyan) bir elbise, siz de onlar için bir elbise (gibi)siniz. Allah şübhesiz sizin, (oruç gecesi kadınlarınıza yaklaşmakla) nefislerinize ihânet etmekte olduğunuzu bildi de tevbenizi kabûl etti ve sizi affetti. Artık şimdi (oruç gecelerinde de) onlara yak laşın ve Allah’ın sizin için takdîr ettiğini isteyin! Ve fecrin beyaz ipliği, siyah iplikten size belli oluncaya (imsak vaktine) kadar yiyin, için; sonra da geceye (iftar vaktine) kadar orucu tamamlayın! Fakat siz mes cid lerde i'ti kâf ta bulunan kimseler oldu ğunuzda, onlara(kadınlarınıza) yaklaşmayın! Bunlar Allah’ın hudûdudur, sakın onlara yak laşmayın! İşte Allah, âyet lerini insanlara böyle açıklar; tâ ki (gü nahlardan) sakınsınlar!
İbni Kesir : Oruç gecesi kadınlarınıza yaklaşmak size helal kılındı. Onlar sizin için, siz de onlar için bir elbisesiniz. Sizin nefislerinize hıyanet eder olduğunuzu Allah bildi de tevbenizi kabul edip, sizi bağışladı. Artık onlara yaklaşın ve Allah'ın hakkınızda yazdığını isteyin. Sizin için şafağın beyaz ipliği, siyah ipliğinden seçilinceye kadar yeyin, için sonra geceye kadar orucu tamamlayın. Mescidlerde i'tikafta bulunduğunuz zaman, kadınlarınıza yaklaşmayın. Bu Allah'ın hudududur. Sakın onlara yaklaşmayın. İşte Allah ayetlerini insanlara, korunsunlar diye böyle açıklar.
İskender Evrenosoğlu : Oruç gecesi kadınlarınıza yaklaşmanız size helâl kılındı. Onlar sizin için, siz de onlar için birer elbisesiniz. Allah, sizin nefslerinize ihanet ettiğinizi bildi. Bunun üzerine tövbelerinizi kabul etti ve sizi affetti. Şimdi artık onlara (eşlerinize) yaklaşın ve Allah'ın sizin için yazdığı (takdir ettiği) şeyleri isteyin. Fecr vaktinde beyaz iplik, siyah iplikten tebeyyün edinceye (size belli oluncaya, gündüzün aydınlığı, gecenin karanlığından sıyrılıncaya) kadar yeyin ve için. Sonra orucu geceye kadar tamamlayın. Mescidlerde itikâfta iseniz onlarla (kadınlarınızla) mübaşeret etmeyin. Bu Allah'ın hudududur (yasaklarıdır). Artık ona (yasaklara) yaklaşmayın. Allah, âyetlerini insanlara işte böyle açıklıyor. Umulur ki böylece onlar takva sahibi olurlar.
Muhammed Esed : (Gündüz) tutulan oruçtan sonraki gece boyunca kadınlarınıza yaklaşmanız helaldir: onlar sizin için bir elbise gibidirler ve siz de onlar için bir elbise gibisiniz. Allah bu konuda kendinizi sıkıntıya sokacağınızı bilir; bu yüzden O size mağfiret ile yönelmiş ve bu zorluğu üzerinizden kaldırmıştır. Şimdi öyleyse onlara yaklaşabilir ve Allah'ın sizin için uygun gördüğünden yararlanabilirsiniz ve gecenin karanlığından tan yerinin aydınlığı fark edilinceye kadar yiyip içebilirsiniz. Sonra gece çökünceye kadar oruca devam edersiniz. Ama mescitlerde itikafta iken kadınlara yaklaşmayın. Bunlar Allah'ın koyduğu sınırlardır: O halde bu sınırları ihlal etmeyin: (işte) böylece Allah mesajlarını insanlara açıklıyor ki, O'na karşı sorumluluklarının bilincinde olabilsinler.
Ömer Nasuhi Bilmen : Sizin için oruç gecesi kadınlarınızla mücâmaatta bulunmak helâl kılındı. Onlar sizin için libastır. Siz de onlar için libassınızdır. Muhakkak sizin nefislerinize hıyanet edeceğinizi Allah Teâlâ bildi ve tevbenizi kabul etti ve sizden (günahlarınızı) af buyurdu. Şimdi onlara mübaşerette bulununuz. Ve Allah Teâlâ'nın sizler için yazdığı şeyi isteyiniz. Ve sizler için fecrin beyaz ipliği siyah ipliğinden tebeyyün edinceye kadar yiyiniz ve içiniz. Sonra orucu ertesi geceye kadar tam tutunuz. Ve siz mescitlerde mûtekif bulundukça kadınlarınıza mübaşerette bulunmayınız. Bu Allah'ın hudududur. Sakın onlara yaklaşmayınız. İşte Allah Teâlâ âyetlerini nâsa böyle açıkça beyan buyurur. Tâ ki onlar sakınalar.
Ömer Öngüt : Oruç tuttuğunuz günlerin gecelerinde hanımlarınıza yaklaşmak size helâl kılındı. Onlar sizin örtünüz, siz de onların örtülerisiniz. Allah sizin nefislerinize hiyanet etmekte olduğunuzu bildi de tevbenizi kabul etti ve sizi bağışladı. Artık onlara yaklaşın ve Allah'ın sizin için takdir ettiğini dileyin. Fecirde beyaz iplik siyah iplikten ayırdedilinceye kadar yiyin için. Sonra da orucu gece oluncaya kadar tamamlayın. Mescidlerde itikafta iken hanımlar(ınız)a yaklaşmayın. Bunlar Allah'ın koyduğu sınırlardır, sakın bu sınırlara yaklaşmayın. Allah insanlara âyetlerini böyle açıklar ki, korunup sakınsınlar.
Şaban Piriş : Oruç gecesi kadınlarınıza yaklaşmak size helal kılındı. Onlar sizin örtünüz, sizde onların örtüsüsünüz. Allah, nefsinize ihanet etmekte olduğunuzu biliyordu. Bu sebeple, tevbenizi kabul edip sizi bağışladı; artık onlara yaklaşın ve Allah’ın sizin için takdir ettiğini dileyiniz. Fecir esnasında ufuktaki beyazlık; karanlıktan ayırt edilinceye kadar yiyin için sonra geceye kadar orucu tamamlayın. Mescitlerde itikafa çekilmiş olduğunuzda kadınlara (geceleri de) yaklaşmayın. İşte, Allah, insanlara kötülüklerden korunmaları için ayetlerini böylece açıklar.
Suat Yıldırım : (Ey kocalar), oruç tuttuğunuz günlerin gecelerinde, eşlerinize yaklaşmak size helâl kılındı. Eşleriniz sizin elbiseleriniz, siz de eşlerinizin elbiselerisiniz. Allah nefsinize güvenemeyeceğinizi bildiği için yüzünüze bakıp, size bu lütufta bulundu. Artık bundan böyle onlara yaklaşıp Allah’ın sizin için takdir buyurduğu neslin arayışı içinde olun! Şafak vaktine, günün ağarması gecenin karanlığından fark edilinceye kadar yiyin için. Sonra gece girinceye kadar orucu tamamlayın! Mescidlerde itikâfta bulunduğunuz sırada eşlerinize yaklaşmayın! Bunlar Allah’ın yasak sınırlarıdır, sakın o hudutlara yaklaşmayın! İşte böylece Allah insanlara, zararlardan sakınıp korunmaları için âyetlerini iyice açıklar.
Süleyman Ateş : Oruç gecesi, kadınlarınıza yaklaşmak, size helâl kılındı. Onlar sizin elbisenizdir, siz de onların elbisesisiniz. Allâh, sizin kendinize yazık etmekte olduğunuzu bildi de tevbenizi kabul edip sizi affetti. Artık şimdi onlara yaklaşın ve Allâh'ın sizin için yaz(ıp takdir etmiş ol)duğunu arayın; şafağın beyaz ipliği siyah iplikten ayırdelinceye kadar yeyin, için; sonra tâ gece oluncaya dek orucu tamamlayın; mescidlerde ibâdete çekilmiş iken kadınlara yaklaşmayın. Bunlar, Allâh'ın (yasak) sınırlarıdır, bunlara yaklaşmayın. Allâh, insanlara âyetlerini böyle açıklar ki korunup sakınsınlar.
Tefhim-ul Kuran : Oruç gecesinde kadınlarınıza yaklaşmak size helal kılındı. Onlar, sizin örtüleriniz, siz de onların örtüsüsünüz. Allah, gerçekten sizin, nefislerinize ihanet etmekte olduğunuzu bildi, tevbenizi kabul etti ve sizi bağışladı. Artık onlara yaklaşın ve Allah'ın sizin için yazdıklarını dileyin. Fecir vakti, sizce beyaz iplik siyah iplikten ayırd edilinceye kadar yiyin, için, sonra geceye kadar orucu tamamlayın. Mescidlerde itikafta olduğunuz zamanlarda da onlara (kadınlarınıza) yaklaşmayın. Bunlar, Allah'ın sınırlarıdır, (sakın) onlara yanaşmayın. İşte Allah, insanlara ayetlerini böylece açıklar; umulur ki sakınırlar.
Ümit Şimşek : Oruç gecesinde kadınlarınızla ilişki size helâl kılındı. Onlar sizin için bir elbise, siz onlar için bir elbisesiniz. Allah biliyor ki siz kendinize hıyanet ediyordunuz; onun için tevbenizi kabul edip sizi bağışladı. Artık onlara serbestçe yaklaşın ve Allah'ın sizin için yazmış olduğu şeyi arayın. Fecirde tanyerinin beyaz ipliği gecenin siyah ipliğinden ayırt edilir hale gelinceye kadar da yiyin, için; sonra da geceye kadar oruca devam edin. Yalnız, mescidde itikâfa girdiğiniz zaman kadınlarınızla ilişkide bulunmayın. Bunlar Allah'ın çizdiği sınırlardır; ona yaklaşmayın. Sakınsınlar diye, insanlara âyetlerini Allah işte böyle açıklıyor.
Yaşar Nuri Öztürk : Oruç gecesi kadınlarınıza yaklaşmak size helal kılınmıştır. Onlar sizin için giysidir, siz de onlar için giysisiniz. Allah sizin öz benliklerinize yazık etmekte olduğunuzu bilmiş, tövbelerinizi kabul edip sizi affetmiştir. Artık şimdi onlara yaklaşın ve Allah'ın sizin için yazdığı şeyi arayın. Tan yerinin beyaz ipliği siyah ipliğinden sizce seçilinceye kadar yiyin için; sonra da orucu gece oluncaya değin tamamlayın. Mescitlerde itikâfta bulunduğunuz sırada zevcelerinizle cinsel temas kurmayın. İşte bunlar Allah'ın yasaklarıdır, bunlara yaklaşmayın. Allah, ayetlerini insanlara işte böyle açıklar ki korunabilsinler.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}