» 2 / Bakara  198:

Kuran Sırası: 2
İniş Sırası: 87
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286

 » 2 / Bakara  Suresi: 198
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. لَيْسَ (LYS) = leyse : yoktur
2. عَلَيْكُمْ (ALYKM) = ǎleykum : sizin için
3. جُنَاحٌ (CNEḪ) = cunāHun : bir günah
4. أَنْ (ÊN) = en :
5. تَبْتَغُوا (TBTĞVE) = tebteğū : aramanızda
6. فَضْلًا (FŽLE) = feDlen : lutfunu
7. مِنْ (MN) = min :
8. رَبِّكُمْ (RBKM) = rabbikum : Rabbinizin
9. فَإِذَا (FÎZ̃E) = fe iƶā : zaman
10. أَفَضْتُمْ (ÊFŽTM) = efeDtum : ayrılıp akın ettiğiniz
11. مِنْ (MN) = min : -tan
12. عَرَفَاتٍ (ARFET) = ǎrafātin : Arafat-
13. فَاذْكُرُوا (FEZ̃KRVE) = feƶkurū : anın (hatırlayın)
14. اللَّهَ (ELLH) = llahe : Allah'ı
15. عِنْدَ (AND̃) = ǐnde : yanında
16. الْمَشْعَرِ (ELMŞAR) = l-meş'ǎri : Meş'ar-i
17. الْحَرَامِ (ELḪREM) = l-Harāmi : Haram
18. وَاذْكُرُوهُ (VEZ̃KRVH) = veƶkurūhu : O'nu anın
19. كَمَا (KME) = kemā : gibi
20. هَدَاكُمْ (HD̃EKM) = hedākum : sizi hidayet ettiği
21. وَإِنْ (VÎN) = vein : ve
22. كُنْتُمْ (KNTM) = kuntum : siz idiniz
23. مِنْ (MN) = min :
24. قَبْلِهِ (GBLH) = ḳablihi : O'ndan önce
25. لَمِنَ (LMN) = lemine :
26. الضَّالِّينَ (ELŽELYN) = D-Dāllīne : sapıklardan
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |لَيْسَ: yoktur | عَلَيْكُمْ: sizin için | جُنَاحٌ: bir günah | أَنْ: | تَبْتَغُوا: aramanızda | فَضْلًا: lutfunu | مِنْ: | رَبِّكُمْ: Rabbinizin | فَإِذَا: zaman | أَفَضْتُمْ: ayrılıp akın ettiğiniz | مِنْ: -tan | عَرَفَاتٍ: Arafat- | فَاذْكُرُوا: anın (hatırlayın) | اللَّهَ: Allah'ı | عِنْدَ: yanında | الْمَشْعَرِ: Meş'ar-i | الْحَرَامِ: Haram | وَاذْكُرُوهُ: O'nu anın | كَمَا: gibi | هَدَاكُمْ: sizi hidayet ettiği | وَإِنْ: ve | كُنْتُمْ: siz idiniz | مِنْ: | قَبْلِهِ: O'ndan önce | لَمِنَ: | الضَّالِّينَ: sapıklardan |
Kırık Meal (Harekesiz) : |ليس LYS yoktur | عليكم ALYKM sizin için | جناح CNEḪ bir günah | أن ÊN | تبتغوا TBTĞWE aramanızda | فضلا FŽLE lutfunu | من MN | ربكم RBKM Rabbinizin | فإذا FÎZ̃E zaman | أفضتم ÊFŽTM ayrılıp akın ettiğiniz | من MN -tan | عرفات ARFET Arafat- | فاذكروا FEZ̃KRWE anın (hatırlayın) | الله ELLH Allah'ı | عند AND̃ yanında | المشعر ELMŞAR Meş'ar-i | الحرام ELḪREM Haram | واذكروه WEZ̃KRWH O'nu anın | كما KME gibi | هداكم HD̃EKM sizi hidayet ettiği | وإن WÎN ve | كنتم KNTM siz idiniz | من MN | قبله GBLH O'ndan önce | لمن LMN | الضالين ELŽELYN sapıklardan |
Kırık Meal (Okunuş) : |leyse: yoktur | ǎleykum: sizin için | cunāHun: bir günah | en: | tebteğū: aramanızda | feDlen: lutfunu | min: | rabbikum: Rabbinizin | fe iƶā: zaman | efeDtum: ayrılıp akın ettiğiniz | min: -tan | ǎrafātin: Arafat- | feƶkurū: anın (hatırlayın) | llahe: Allah'ı | ǐnde: yanında | l-meş'ǎri: Meş'ar-i | l-Harāmi: Haram | veƶkurūhu: O'nu anın | kemā: gibi | hedākum: sizi hidayet ettiği | vein: ve | kuntum: siz idiniz | min: | ḳablihi: O'ndan önce | lemine: | D-Dāllīne: sapıklardan |
Kırık Meal (Transcript) : |LYS: yoktur | ALYKM: sizin için | CNEḪ: bir günah | ÊN: | TBTĞVE: aramanızda | FŽLE: lutfunu | MN: | RBKM: Rabbinizin | FÎZ̃E: zaman | ÊFŽTM: ayrılıp akın ettiğiniz | MN: -tan | ARFET: Arafat- | FEZ̃KRVE: anın (hatırlayın) | ELLH: Allah'ı | AND̃: yanında | ELMŞAR: Meş'ar-i | ELḪREM: Haram | VEZ̃KRVH: O'nu anın | KME: gibi | HD̃EKM: sizi hidayet ettiği | VÎN: ve | KNTM: siz idiniz | MN: | GBLH: O'ndan önce | LMN: | ELŽELYN: sapıklardan |
Abdulbaki Gölpınarlı : Rabbinizden rızık fazlalığı isteyerek ticarette bulunmanızda bir beis yok. Arafat'tan seller gibi boşanıp hep berâber inince de Meş'ar-ül-Harâm'da Allah'ı anın. Hem de o, size doğru yolu nasıl gösterdi, onu anmanızı nasıl bellettiyse öyle anın. Bundan önce gerçekten de sapıklardandınız ya.
Adem Uğur : (Hac mevsiminde ticaret yaparak) Rabbinizden gelecek bir lütfu (kazancı) aramanızda size herhangi bir günah yoktur. Arafat'tan ayrılıp akın ettiğinizde Meş'ar-i Haram'da Allah'ı zikredin ve O'nu size gösterdiği şekilde anın. Şüphesiz siz daha önce yanlış gidenlerden idiniz.
Ahmed Hulusi : (Hac süresi içinde) Rabbinizin fazlından istemenizde bir suç yoktur. Arafat'tan hep birlikte akıp dönerken, Meşari Haram'da (Müzdelife) Allâh'ı zikredin. O'nu, hidâyetinin sizde açığa çıktığı kadarıyla zikredin. Muhakkak ki bundan önce siz (hakikatten) sapmışlardandınız.
Ahmet Tekin : Hac mevsiminde ticaret yaparak, Rabbinizden gelecek bir lütfu, kazancı aramanızda size herhangi bir günah yoktur. Arafattan akın akın indiğinizde, Meş’ar-i Haram yanında, Müzdelife’de Allah’ı zikredin. Allah’a ibadet edin, Allah’ın dinini, şeriatını anlatın. Allah’ın, Kur’ân’da ve Rasûlünün sünnetinde size öğrettiği şekilde şer’î mükellefiyetleri yerine getirerek, dinini, kitabını ve sünneti anlatarak onu zikredin. Doğrusu siz, bundan önce, başlarına buyruk hareket ederek dalâleti, bozuk düzeni, helâki tercih edenler arasındaydınız.
Ahmet Varol : Rabbinizden bir lütuf istemenizde sizin için herhangi bir sakınca yoktur. [41] Arafat'tan topluca indiğinizde Meş'ar-ı Haram'da Allah'ı anın. O size doğru olanı gösterdiği gibi siz de O'nu anın. Gerçekte siz bundan önce sapıklardan idiniz.
Ali Bulaç : Rabbinizden bir fazl istemenizde sizce sakınca yoktur. Arafat'tan hep birlikte indiğinizde Allah'ı Meş'ar-ı Haram'da anın. O, sizi nasıl doğru yola yöneltip ilettiyse, siz de O'nu anın. Gerçek şu ki, siz bundan evvel sapmışlardandınız.
Ali Fikri Yavuz : Hac mevsiminde Rabbinizin fazlından ticaret istemeniz (alışveriş etmeniz) size günah değildir. Arafat’dan dönüşünüzde Meş’ari Haram nâmındaki yerde Allah’ı zikredin. O, size nasıl hidayet etti ise, siz de onu öylece anın. Doğrusu siz Bundan önce (Allah’ın hidayetinden evvel) cidden sapıklardandınız.
Bekir Sadak : Rabbiniz'den refah istemenizde bir engel yoktur. Arafat'tan indiginizde, Allah'i Mesari Haram'da anin; O'nu, size gosterdigi sekilde zikredin. Nitekim siz onceleri hic suphesiz sapiklardandiniz.
Celal Yıldırım : Rabbinizden (ticaret amacıyla) kâr ve yarar istemenizde size bir günah yoktur. Arafat'tan akıp geldiğinizde Meş'ar-i Haram yanında Allah'ı anın. O sizi nasıl doğruya eriştirdiyse siz de O'nu öylece anın ; her ne kadar bundan önce sapık kimselerdendiniz (ama şimdi doğru yola eriştirildiniz).
Diyanet İşleri : (Hac mevsiminde ticaret yaparak) Rabbinizin lütuf ve keremini istemekte size bir günah yoktur. Arafat’tan ayrılıp (sel gibi Müzdelife’ye) akın ettiğinizde, Meş’ar-i Haram’da Allah’ı zikredin. Onu, size gösterdiği gibi zikredin. Doğrusu siz onun yol göstermesinden önce yolunu şaşırmışlardan idiniz.
Diyanet İşleri (eski) : Rabbiniz'den refah istemenizde bir engel yoktur. Arafat'tan indiğinizde, Allah'ı Meşari Haram'da anın; O'nu, size gösterdiği şekilde zikredin. Nitekim siz önceleri hiç şüphesiz sapıklardandınız.
Diyanet Vakfi : (Hac mevsiminde ticaret yaparak) Rabbinizden gelecek bir lütfu (kazancı) aramanızda size herhangi bir günah yoktur. Arafat'tan ayrılıp akın ettiğinizde Meş'ar-i Haram'da Allah'ı zikredin ve O'nu size gösterdiği şekilde anın. Şüphesiz siz daha önce yanlış gidenlerden idiniz
Edip Yüksel : Rabbinizin lütfunu (hac bölgesinde ticaret yaparak) aramanızda sakınca yok. Arafat'tan ayrıldığınızda Kutsal Bölgede ALLAH'ı anın. Sizi doğru yola ilettiği için O'nu anın; bundan önce siz sapıtmıştınız.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Rabbinizin lütfunu istemenizde size bir günah yoktur. Arafat'tan indiğiniz zaman Meş'ar- i Haram yanında (Müzdelife'de) Allah'ı zikredin. O'nu, size gösterdiği şekilde zikredin. Doğrusu siz, bundan önce gerçekten sapmışlardandınız.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Hac mevsiminde Rabbinizden rızık isteyerek ticaret yapmanız size günah değildir. Arafattan sel gibi taşarak döndüğünüzde Meş'ari'l-Haram yanında, Allah'ı zikredin. O'nu, size doğrusunu öğrettiği gibi zikredin. Doğrusu siz, bundan önce gerçekten yolunu şaşırmışlardan idiniz.
Elmalılı Hamdi Yazır : rabbınızın fazlından ticaret istemeniz size günah değildir, derken Arafattan ifaza ettiniz mi Meş'arı haram yanında Allahı zikredin hem onu size doğrusunu öğrettiği gibi zikredin, doğrusu siz bundan evvel cidden şaşırmışlardan idiniz
Fizilal-il Kuran : Rabbinizin lütuf ve keremini istemenizin hiçbir sakıncası yoktur. Arafat'tan aşağı inince Meşar- ı Haram'da Allah'ı anın. O sizi nasıl doğru yola iletti ise siz de O'nu anın. Zira O'nun yol göstermesinden önce, kuşkusuz, sapıklardan idiniz.
Gültekin Onan : Rabbinizden (hac bölgesinde ticaret yaparak) bir fazl istemenizde sakınca yoktur. Arafat'tan hep birlikte indiğinizde Tanrı'yı Meş'ar-ı Haram'da anın. O sizi nasıl doğru yola yöneltip ilettiyse, siz de O'nu anın. Gerçek şu ki, siz bundan önce sapmışlardınız.
Hakkı Yılmaz : "Rabbinizden bir armağan istemenizde hiçbir sakınca yoktur. Artık Arafat'tan; eğitim birimlerinden ayrılıp akın ettiğinizde, Meş’ar-i Harâm'da; dokunulmaz bilinçlenme merkezinde hemen Allah'ı anın. Ve O'nu, O'nun size gösterdiği gibi anın. Ve siz bundan önce gerçekten sapıklardan idiniz. "
Hasan Basri Çantay : (Hacc mevsiminde ticâretle) Rabbinizden rızık istemenizde bir günâh yokdur. Arafatdan (orada «vakfe» den sonra, seller gibi) boşanıp (elbirlik) akdığınız zaman «Meş'ar-i haraam» ın yanında Allahı zikredin, O, size nasıl hidâyet etdiyse siz de Onu öylece anın. (Bilirsiniz ya) siz bundan evvel gerçek sapıklardandınız!
Hayrat Neşriyat : (Hac esnâsında ticâret yaparak) Rabbinizden bir ihsan aramanızda size bir günah yoktur. Nihâyet Arafat’tan (ayrılıp) akın ettiğiniz zaman, Meş'ar-i Harâm (tepesi) yanında(Müzdelife’de) artık Allah’ı zikredin! Ve (O) sizi hidâyete erdirdiği gibi, (siz de) O’nu zikredin! Doğrusu (siz) bundan evvel de elbette dalâlete düşenlerdendiniz.
İbni Kesir : Rabbınızın lutf-u keremini aramanızda bir günah yoktur. Arafat'tan geri döndüğünüz zaman, Meş'ar-ı Haram'ın yanında Allah'ı zikredin. O, sizi hidayete ulaştırdığı gibi, siz de O'nu zikredin. Nitekim siz bundan önce, sapıklardan idiniz.
İskender Evrenosoğlu : Rabbinizden fazl istemeniz size günah değildir. Artık Arafat'tan akın akın geldiğiniz zaman Meş'aril Haram'ın yanında Allah'ı zikredin. Ve sizi hidayete erdirdiği şekilde siz de O'nu zikredin. Ve siz ondan (hidayetten) önce ise, elbette dalâlette kalanlardandınız.
Muhammed Esed : (Bununla beraber), Rabbinizden (hac esnasında) bir lütuf elde etmek için çalışırsanız günah işlemiş olmazsınız. Arafat'tan kalabalıklar halinde dalga dalga indiğinizde, kutsal mahalde Allah'ı anın ve O'nu, yolunuzu gerçekten kaybetmişken size doğru yolu gösteren bir İlah olarak anın.
Ömer Nasuhi Bilmen : Rabbinizden bir rızık talep etmeniz sizin üzerinize bir günah değildir. Arafat'tan geri döndüğünüz zaman Allah Teâlâ'yı Meş'ar-i Haram yanında hemen zikrediniz. Ve O'nu, size hidâyet ettiği gibi zikreyleyiniz. Şüphe yok ki, siz bundan evvel dalâlette kalmış kimselerden idiniz.
Ömer Öngüt : Rabbinizin lütuf ve ihsanını aramanızda size hiçbir vebal ve günah yoktur. Arafat'tan ayrılıp akın ettiğinizde Meş'ar-i haram'ın yanında Allah'ı zikredin. O size nasıl hidayet ettiyse, siz de O'nu öylece zikredin. Bundan evvel siz sapıklardan idiniz.
Şaban Piriş : Rabbinizden rızık/fazl istemenizde her hangi bir günah yoktur. Arafat’tan ayrılınca Meş’ari Haram’da Allah’ı zikredin. Nitekim, O, size yol göstermeden önce gerçekten, şaşkınlardan / dalalette olanlardan idiniz ya!
Suat Yıldırım : Hac mevsiminde ticaret yaparak, Rabbinizden size gelecek kâr ve yarar taleb etmenizde size bir vebal yoktur. Arafat’ta vakfeden ayrılıp sel gibi Müzdelife’ye doğru akın ettiğinizde, Meş’ar-ı Haram’da Allah’ı zikredin. O size nasıl güzelce doğru yolu gösterdiyse, siz de öyle güzel bir şekilde O’nu zikredin! Bilirsiniz ki, O’nun yol göstermesinden önce siz yolu şaşırmış kimselerdendiniz.
Süleyman Ateş : Rabbinizin lutuf ve keremini aramanızda sizin için bir günâh yoktur. Arafat(taki duruş)tan ayrılıp (Müzdelife'ye) akın edince Meş'ar-i harâm'da Allâh'ı anın, O'nun size gösterdiği biçimde O'nu anın. O'nun yol göstermesinden önce siz, sapıklardan idiniz.
Tefhim-ul Kuran : Rabbinizden bir fazl istemenizde size sakınca yoktur. Arafat'tan hep birlikte indiğinizde Allah'ı Meş'ar-ı Haram'da anın. O, sizi nasıl doğru yola yöneltip ilettiyse, siz de O'nu anın. Gerçek şu ki, siz bundan evvel sapık olanlardandınız.
Ümit Şimşek : Rabbinizden size erişecek bir nimeti aramanızda sakınca yoktur. Arafat'tan sökün ettiğiniz zaman, Müzdelife'deki Meş'ar-ı Haramda Allah'ı anın. Onun size yol gösterişine karşılık, siz de Onu anın. Yoksa, daha önce siz şaşkınlar arasındaydınız.
Yaşar Nuri Öztürk : Rabb'inizden bir lütuf ve bereket istemenizde hiç bir sakınca yoktur. Arafat'tan ayrılıp akın ettiğinizde Meş'ar-i Haram'da Allah'ı zikredin. O'nu, O'nun size gösterdiği gibi anın. Siz bundan önce gerçekten sapıklardan idiniz.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}