» 2 / Bakara  231:

Kuran Sırası: 2
İniş Sırası: 87
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286

 » 2 / Bakara  Suresi: 231
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَإِذَا (VÎZ̃E) = ve iƶā : zaman
2. طَلَّقْتُمُ (ŦLGTM) = Talleḳtumu : boşadığınız
3. النِّسَاءَ (ELNSEÙ) = n-nisā'e : kadınları
4. فَبَلَغْنَ (FBLĞN) = fe beleğne : ulaştıklarında
5. أَجَلَهُنَّ (ÊCLHN) = ecelehunne : (iddetlerinin) sonuna
6. فَأَمْسِكُوهُنَّ (FÊMSKVHN) = feemsikūhunne : ya onları tutun
7. بِمَعْرُوفٍ (BMARVF) = bimeǎ'rūfin : iyilikle
8. أَوْ (ÊV) = ev : ya da
9. سَرِّحُوهُنَّ (SRḪVHN) = serriHūhunne : bırakın
10. بِمَعْرُوفٍ (BMARVF) = bimeǎ'rūfin : iyilikle
11. وَلَا (VLE) = ve lā :
12. تُمْسِكُوهُنَّ (TMSKVHN) = tumsikūhunne : onları (yanınızda) tutmayın
13. ضِرَارًا (ŽRERE) = Dirāran : zarar vermek için
14. لِتَعْتَدُوا (LTATD̃VE) = liteǎ'tedū : haklarına tecavüz edip
15. وَمَنْ (VMN) = ve men : kim
16. يَفْعَلْ (YFAL) = yef'ǎl : yaparsa
17. ذَٰلِكَ (Z̃LK) = ƶālike : bunu
18. فَقَدْ (FGD̃) = feḳad : muhakkak
19. ظَلَمَ (ƵLM) = Zeleme : zulmetmiştir
20. نَفْسَهُ (NFSH) = nefsehu : kendine
21. وَلَا (VLE) = ve lā :
22. تَتَّخِذُوا (TTḢZ̃VE) = tetteḣiƶū : edinmeyin
23. ايَاتِ ( ËYET) = āyāti : ayetlerini
24. اللَّهِ (ELLH) = llahi : Allah'ın
25. هُزُوًا (HZVE) = huzuven : eğlence
26. وَاذْكُرُوا (VEZ̃KRVE) = veƶkurū : düşünün
27. نِعْمَتَ (NAMT) = niǎ'mete : ni'metini
28. اللَّهِ (ELLH) = llahi : Allah'ın
29. عَلَيْكُمْ (ALYKM) = ǎleykum : size olan
30. وَمَا (VME) = ve mā :
31. أَنْزَلَ (ÊNZL) = enzele : indirdiklerini
32. عَلَيْكُمْ (ALYKM) = ǎleykum : size
33. مِنَ (MN) = mine : -tan
34. الْكِتَابِ (ELKTEB) = l-kitābi : Kitap-
35. وَالْحِكْمَةِ (VELḪKMT) = velHikmeti : ve Hikmet(ten)
36. يَعِظُكُمْ (YAƵKM) = yeǐZukum : size öğüt vermek için
37. بِهِ (BH) = bihi : onunla
38. وَاتَّقُوا (VETGVE) = vetteḳū : ve korkun
39. اللَّهَ (ELLH) = llahe : Allah'tan
40. وَاعْلَمُوا (VEALMVE) = veǎ'lemū : ve bilin ki
41. أَنَّ (ÊN) = enne : şüphesiz
42. اللَّهَ (ELLH) = llahe : Allah
43. بِكُلِّ (BKL) = bikulli : her
44. شَيْءٍ (ŞYÙ) = şey'in : şeyi
45. عَلِيمٌ (ALYM) = ǎlīmun : bilir
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَإِذَا: zaman | طَلَّقْتُمُ: boşadığınız | النِّسَاءَ: kadınları | فَبَلَغْنَ: ulaştıklarında | أَجَلَهُنَّ: (iddetlerinin) sonuna | فَأَمْسِكُوهُنَّ: ya onları tutun | بِمَعْرُوفٍ: iyilikle | أَوْ: ya da | سَرِّحُوهُنَّ: bırakın | بِمَعْرُوفٍ: iyilikle | وَلَا: | تُمْسِكُوهُنَّ: onları (yanınızda) tutmayın | ضِرَارًا: zarar vermek için | لِتَعْتَدُوا: haklarına tecavüz edip | وَمَنْ: kim | يَفْعَلْ: yaparsa | ذَٰلِكَ: bunu | فَقَدْ: muhakkak | ظَلَمَ: zulmetmiştir | نَفْسَهُ: kendine | وَلَا: | تَتَّخِذُوا: edinmeyin | ايَاتِ: ayetlerini | اللَّهِ: Allah'ın | هُزُوًا: eğlence | وَاذْكُرُوا: düşünün | نِعْمَتَ: ni'metini | اللَّهِ: Allah'ın | عَلَيْكُمْ: size olan | وَمَا: | أَنْزَلَ: indirdiklerini | عَلَيْكُمْ: size | مِنَ: -tan | الْكِتَابِ: Kitap- | وَالْحِكْمَةِ: ve Hikmet(ten) | يَعِظُكُمْ: size öğüt vermek için | بِهِ: onunla | وَاتَّقُوا: ve korkun | اللَّهَ: Allah'tan | وَاعْلَمُوا: ve bilin ki | أَنَّ: şüphesiz | اللَّهَ: Allah | بِكُلِّ: her | شَيْءٍ: şeyi | عَلِيمٌ: bilir |
Kırık Meal (Harekesiz) : |وإذا WÎZ̃E zaman | طلقتم ŦLGTM boşadığınız | النساء ELNSEÙ kadınları | فبلغن FBLĞN ulaştıklarında | أجلهن ÊCLHN (iddetlerinin) sonuna | فأمسكوهن FÊMSKWHN ya onları tutun | بمعروف BMARWF iyilikle | أو ÊW ya da | سرحوهن SRḪWHN bırakın | بمعروف BMARWF iyilikle | ولا WLE | تمسكوهن TMSKWHN onları (yanınızda) tutmayın | ضرارا ŽRERE zarar vermek için | لتعتدوا LTATD̃WE haklarına tecavüz edip | ومن WMN kim | يفعل YFAL yaparsa | ذلك Z̃LK bunu | فقد FGD̃ muhakkak | ظلم ƵLM zulmetmiştir | نفسه NFSH kendine | ولا WLE | تتخذوا TTḢZ̃WE edinmeyin | آيات ËYET ayetlerini | الله ELLH Allah'ın | هزوا HZWE eğlence | واذكروا WEZ̃KRWE düşünün | نعمت NAMT ni'metini | الله ELLH Allah'ın | عليكم ALYKM size olan | وما WME | أنزل ÊNZL indirdiklerini | عليكم ALYKM size | من MN -tan | الكتاب ELKTEB Kitap- | والحكمة WELḪKMT ve Hikmet(ten) | يعظكم YAƵKM size öğüt vermek için | به BH onunla | واتقوا WETGWE ve korkun | الله ELLH Allah'tan | واعلموا WEALMWE ve bilin ki | أن ÊN şüphesiz | الله ELLH Allah | بكل BKL her | شيء ŞYÙ şeyi | عليم ALYM bilir |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve iƶā: zaman | Talleḳtumu: boşadığınız | n-nisā'e: kadınları | fe beleğne: ulaştıklarında | ecelehunne: (iddetlerinin) sonuna | feemsikūhunne: ya onları tutun | bimeǎ'rūfin: iyilikle | ev: ya da | serriHūhunne: bırakın | bimeǎ'rūfin: iyilikle | ve lā: | tumsikūhunne: onları (yanınızda) tutmayın | Dirāran: zarar vermek için | liteǎ'tedū: haklarına tecavüz edip | ve men: kim | yef'ǎl: yaparsa | ƶālike: bunu | feḳad: muhakkak | Zeleme: zulmetmiştir | nefsehu: kendine | ve lā: | tetteḣiƶū: edinmeyin | āyāti: ayetlerini | llahi: Allah'ın | huzuven: eğlence | veƶkurū: düşünün | niǎ'mete: ni'metini | llahi: Allah'ın | ǎleykum: size olan | ve mā: | enzele: indirdiklerini | ǎleykum: size | mine: -tan | l-kitābi: Kitap- | velHikmeti: ve Hikmet(ten) | yeǐZukum: size öğüt vermek için | bihi: onunla | vetteḳū: ve korkun | llahe: Allah'tan | veǎ'lemū: ve bilin ki | enne: şüphesiz | llahe: Allah | bikulli: her | şey'in: şeyi | ǎlīmun: bilir |
Kırık Meal (Transcript) : |VÎZ̃E: zaman | ŦLGTM: boşadığınız | ELNSEÙ: kadınları | FBLĞN: ulaştıklarında | ÊCLHN: (iddetlerinin) sonuna | FÊMSKVHN: ya onları tutun | BMARVF: iyilikle | ÊV: ya da | SRḪVHN: bırakın | BMARVF: iyilikle | VLE: | TMSKVHN: onları (yanınızda) tutmayın | ŽRERE: zarar vermek için | LTATD̃VE: haklarına tecavüz edip | VMN: kim | YFAL: yaparsa | Z̃LK: bunu | FGD̃: muhakkak | ƵLM: zulmetmiştir | NFSH: kendine | VLE: | TTḢZ̃VE: edinmeyin | ËYET: ayetlerini | ELLH: Allah'ın | HZVE: eğlence | VEZ̃KRVE: düşünün | NAMT: ni'metini | ELLH: Allah'ın | ALYKM: size olan | VME: | ÊNZL: indirdiklerini | ALYKM: size | MN: -tan | ELKTEB: Kitap- | VELḪKMT: ve Hikmet(ten) | YAƵKM: size öğüt vermek için | BH: onunla | VETGVE: ve korkun | ELLH: Allah'tan | VEALMVE: ve bilin ki | ÊN: şüphesiz | ELLH: Allah | BKL: her | ŞYÙ: şeyi | ALYM: bilir |
Abdulbaki Gölpınarlı : Kadınları boşadınız da boşandıktan sonraki müddetlerini geçirdiler mi artık onları ya iyilikle tutun, yahut hoşlukla salıverin. Haklarında aşırı muâmelede bulunmak için zararlarına olarak onları zorla tutmayın. Bunu kim yaparsa ancak kendisine zarar eder. Allah'ın âyetlerini şaka sanmayın. Size verilen Allah nîmetlerini, öğüt vermek için indirdiği kitabı ve ondaki hikmeti anın. Sakının Allah'tan ve bilin ki o, her şeyi bilir.
Adem Uğur : Kadınları boşadığınız ve onlar da bekleme müddetlerini bitirdikleri vakit ya onları iyilikle tutun yahut iyilikle bırakın. Fakat haksızlık ederek ve zarar vermek için onları nikâh altında tutmayın. Kim bunu yaparsa muhakkak kendine kötülük etmiş olur. Allah'ın âyetlerini eğlenceye almayın. Allah'ın sizin üzerinizdeki nimetini, (size verdiği hidayeti), size öğüt vermek üzere indirdiği Kitab'ı ve hikmeti hatırlayın. Allah'tan korkun. Bilesiniz ki Allah, her şeyi bilir.
Ahmed Hulusi : Karılarınızı boşadığınızda üç aybaşı süresi tamamlandığında ya güzellikle devam edin ya da iyilikle serbest bırakın. Eziyet amacıyla onları kendinize bağlı tutmayın. Kim bunu yaparsa muhakkak kendi nefsine zulmetmiş olur. Allâh hükümlerini önemsememezlik yapmayın. Allâh'ın üzerinizdeki nimetini ve size "B" mânâsınca öğüt (ibret) vermek için Kitap ve Hikmetten inzâl ettiğini hatırlayın. Allâh'tan korunun ve iyi bilin ki, Allâh her şeyin (Esmâ mertebesi itibarıyla) hakikati olarak, bilir.
Ahmet Tekin : Kadınları boşadığınız zaman, iddetlerini, bekleme müddetlerini bitirdiklerinde, artık onları ya iyilikle hakkaniyetle, İslâmî kurallarla örtüşen örfe uygun bir şekilde sahiplenin, nikâhınızda tutun. Yahut iyilikle, İslâmî kurallarla örtüşen örfe uygun bir şekilde bırakın. Fakat haklarına tecavüz etmek için, zarar vermek kastıyla onları nikâhınızda tutmayın. Kim bunları yaparsa, kendisine zulmetmiş, kendisine haksızlık etmiş olur. Allah’ın âyetlerini, boşanma ile ilgili hükümlerini alay konusu haline getirmeyin. Allah’ın sizin üzerinizdeki nimetlerini, size tevdi ettiği şeriatı, gönlünüzü almak, size öğüt vermek, sorumluluğunuzu hatırlatmak üzere indirdiği kitabı, Kur’ân’ı, hikmeti, sağlıklı ve ahlâklı yaşama kurallarını, peygamberinizin sünnetini hatırlayın. Allah’a sığının, emirlerine yapışın, günahlardan arınıp, azaptan korunun. Allah’ın bütün amellerinizi, her şeyi bilebileceğini, sizi mükâfatlandırıp cezalandıracağını siz de bilin.
Ahmet Varol : Kadınlarınızı boşadığınızda bekleme sürelerini tamamlarlarsa artık onları ya iyilikle tutun veya iyilikle bırakın. Haklarına tecavüz etmek için kendilerine zarar vermek üzere yanınızda tutmayın. [49] Kim bunu yaparsa kendi nefsine haksızlık etmiş olur. Allah'ın ayetlerini eğlence konusu yapmayın. Allah'ın üzerinizdeki nimetini ve onlarla size öğüt vermek için üzerinize Kitab ve hikmet indirdiğini hatırlayın. Allah'a karşı gelmekten de sakının ve bilin ki Allah her şeyi bilmektedir.
Ali Bulaç : Kadınları boşadığınızda, bekleme sürelerini tamamlamışlarsa, onları ya güzellikle tutun ya da güzellikle bırakın. Fakat haklarını ihlal edip zarar vermek için onları (yanınızda) tutmayın. Kim böyle yaparsa artık o, kendi nefsine zulmetmiş olur. Allah'ın ayetlerini oyun (konusu) edinmeyin ve Allah'ın size verdiği nimeti ve size öğüt olarak indirdiği Kitab'ı ve hikmeti anın. Allah'tan korkup sakının ve bilin ki, Allah her şeyi bilendir.
Ali Fikri Yavuz : Siz kadınları (Ric’î Talâkla) boşadığınız zaman, iddetlerini bitirmeye yakın, onları ya iyilikle tutun (ric’at edin) veya iyilikle boşayın. Yoksa haklarına tecavüz için zararlarına olarak tutmayın. Bunu kim yaparsa, nefsine zulmetmiş olur. Sakın Allah’ın ayetlerini şaka yerine tutmayın. Allah’ın üzerinizdeki nimetini ve size öğüt vermek için indirdiği Kur’ân’ı ve ondaki hikmeti düşünün. Allah’dan korkun ve bilin ki, Allah her şeyi kemâliyle bilicidir.
Bekir Sadak : Kadinlari bosadiginizda, muddetleri sona ererken, onlari guzellikle tutun, ya da guzellikle birakin, haklarina tecevuz etmek icin onlara zararli olacak sekilde tutmayin; boyle yapan suphesiz kendisine yazik etmis olur. Allah'in ayetlerini de alaya almayin; Allah'in uzerinize olan nimetini, ogut vermek uzere size indirdigi Kitap ve hikmeti anin, Allah'tan sakinin, Allah'in her seyi bildigini bilin. *
Celal Yıldırım : Bir de kadınları boşadığınızda şer'î bekleme süresini bitirmek üzere iken onları ya örfe uygun iyilik ölçüleri içinde tutun, ya da örfe uygun iyilik ölçüleri içinde bırakın; haklarına tecavüz için zararlarına (sakın) tutmayın. Kim böyle yaparsa, kendine yazık etmiş olur. Allah'ın size olan nimetlerini ve size öğüt vermek için üzerinize indirdiği Kitap ve hikmeti düşünün. Allah'tan korkun, bilin ki Allah her şeyi yeterince bilir.
Diyanet İşleri : Kadınları boşadığınız ve onlar da bekleme sürelerini bitirdikleri zaman, ya onları iyilikle tutun yahut iyilikle bırakın. Haklarına tecavüz edip zarar vermek için onları tutmayın. Bunu kim yaparsa kendine zulmetmiş olur. Sakın Allah’ın âyetlerini eğlenceye almayın. Allah’ın üzerinizdeki nimetini, size öğüt vermek için indirdiği Kitab’ı ve hikmeti hatırlayın. Allah’a karşı gelmekten sakının ve bilin ki Allah her şeyi hakkıyla bilendir.
Diyanet İşleri (eski) : Kadınları boşadığınızda, müddetleri sona ererken, onları güzellikle tutun, ya da güzellikle bırakın, haklarına tecavüz etmek için onlara zararlı olacak şekilde tutmayın; böyle yapan şüphesiz kendisine yazık etmiş olur. Allah'ın ayetlerini de alaya almayın; Allah'ın üzerinize olan nimetini, öğüt vermek üzere size indirdiği Kitap ve hikmeti anın, Allah'tan sakının, Allah'ın her şeyi bildiğini bilin.
Diyanet Vakfi : Kadınları boşadığınız ve onlar da bekleme müddetlerini bitirdikleri vakit ya onları iyilikle tutun yahut iyilikle bırakın. Fakat haksızlık ederek ve zarar vermek için onları nikâh altında tutmayın. Kim bunu yaparsa muhakkak kendine kötülük etmiş olur. Allah'ın âyetlerini eğlenceye almayın. Allah'ın sizin üzerinizdeki nimetini, (size verdiği hidayeti), size öğüt vermek üzere indirdiği Kitab'ı ve hikmeti hatırlayın. Allah'tan korkun. Bilesiniz ki Allah, her şeyi bilir.
Edip Yüksel : Kadınları boşadığınız zaman, bekleme sürelerini (üç aybaşını) bitirdiler mi onları ya iyilikle yanınızda tutun veya iyilikle bırakın. İntikam almak için onlara zarar verecek şekilde tutmayın. Bunu yapan kendisine zulmetmiş olur. ALLAH'ın ayetlerini hafife almayın. ALLAH'ın size verdiği nimetlerini ve size öğüt vermek için size indirdiği kitabı ve hikmeti düşünün. ALLAH'ı dinleyin ve bilin ki ALLAH her şeyi Bilir
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Kadınları boşadığınız zaman iddetlerini bitirdiklerinde, artık kendilerini ya iyilikle tutun veya güzellikle salın. Yoksa haklarına tecavüz için zararlarına olarak onları tutmayın. Her kim bunu yaparsa nefsine zulmetmiş olur. Sakın Allah'ın âyetlerini alay konusu edinmeyin, Allah'ın üzerinizdeki nimetini, size kendisiyle öğüt vermek üzere indirdiği kitap ve hikmeti hatırlayıp, düşünün. Hem Allah'tan korkun ve bilin ki Allah her şeyi bilir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Kadınları boşadığınızda, iddetlerini bitirdikleri zaman, artık ya onları iyilikle tutun veya iyilikle salın. Yoksa haklarına tecavüz etmek için onları zararlarına olacak şekilde yanınızda tutmayın. Kim bunu yaparsa kendine zulmetmiş olur. Sakın Allah'ın ayetlerini şakaya almayın. Allah'ın üzerinizdeki nimetini ve size öğütler vermek için indirdiği kitap ve hikmeti unutmayıp düşünün. Allah'tan korkun ve bilin ki, Allah herşeyi bilir.
Elmalılı Hamdi Yazır : Hem kadınları boşadınız da ıddetlerini bitirdiler mi, artık kendilerini ya iyilikle tutun veya iyilikle salın, yoksa haklarına tecavüz için zararlarına olarak tutmayın, bunu kim yaparsa nefsine zulmetmiş olur, Sakın Allahın âyetlerini şaka yerine tutmayın, Allahın üzerinizdeki ni'metini ve size va'zlar vererek indirdiği kitab ve hikmeti unutmayın düşünün, hem Allahdan korkun ve bilin ki Allah her şeyi bilir
Fizilal-il Kuran : Kadınları boşayıp da bekleme sürelerini doldurdukları zaman ya onları meşru biçimde tutun ya da yine meşru biçimde bırakın. Sakın onlara zarar vererek Allah'ın sınırlarını çiğnemek amacı ile kadınları alıkoymayın. Kim bunu yaparsa kendine yazık etmiş olur. Allah'ın ayetlerini alaya almayın. Allah'ın size bağışladığı nimetleri ve öğüt vermek için indirdiği Kitabı ve hikmeti hatırınızdan çıkarmayın. Allah'tan korkun ve O'nun herşeyi bildiğini bilin.
Gültekin Onan : Kadınları boşadığınızda, bekleme sürelerini (ecele) (üç aybaşını) tamamlamışlarsa, onları ya güzellikle tutun ya da güzellikle bırakın. Fakat haklarını ihlal edip zarar vermek için onları (yanınızda) tutmayın. Kim böyle yaparsa, artık o kendi nefsine zulmetmiş olur. Tanrı'nın ayetlerini oyun (konusu) edinmeyin ve Tanrı'nın size verdiği nimeti ve size öğüt (va'z) olarak indirdiği kitabı ve hikmeti anın. Tanrı'dan korkup sakının ve bilin ki Tanrı herşeyi bilendir.
Hakkı Yılmaz : Kadınları boşadığınız zaman iddetlerini de bitirdiklerinde, artık onları ya ma‘rûf ile tutun veya ma‘rûf ile salın, haklarına tecavüz için zararlarına olarak onları tutmayın. Her kim bunu yaparsa kendi benliğine haksızlık etmiş olur. Allah'ın âyetlerini oyuncak da edinmeyin, Allah'ın üzerinizdeki nimetini, size kendisiyle öğüt vermek üzere indirdiği kitabı ve haksızlık, bozgunculuk ve kargaşayı engellemek için konulmuş kanun, düstur ve ilkeleri hatırlayıp düşünün. Hem de Allah'ın koruması altına girin ve şüphesiz Allah'ın her şeyi en iyi bilen olduğunu bilin.
Hasan Basri Çantay : Hem kadınları boşadınız da ıddetlerini bitirdiler mi, artık onları ya (kendilerine ric'atle) iyilikle tutun, ya iyilikle bırakın. (Fakat) onları, sırf zulmedebilmeniz için, zararlarına olarak, tutmayın. Kim böyle yaparsa muhakkak kendine yazık etmiş olur. Allahın âyetlerini (muhalefetle) oyuncak yerine koymayın. Allahın üzerinizdeki ni'metini ve size öğüd vermek için indirdiği kitâbı (Kur'ânı) ve (ondaki) hikmeti düşünün. Allahdan korkun ve bilin ki Allah her şey'i hakkıyle bilendir.
Hayrat Neşriyat : Ve kadınları (ric'î, dönüşü mümkün bir boşama ile) boşadığınızda, bekleme müddetlerinin de sonuna geldiklerinde, artık onları (ya) iyilikle tutun veya kendilerini iyilikle salıverin; yoksa(sırf) zulmetmeniz için zarar vermek üzere onları tutmayın! Artık kim böyle yaparsa, o takdirde şübhesiz kendine zulmetmiş olur. Ve Allah’ın âyetlerini alaya almayın! Hem Allah’ın üzerinizdeki ni' me ti ni ve kendisiyle nasîhat etmek üzere size indirdiği Kitâb’ı ve hikmeti (kitabdaki hükümleri) hatırlayın! Artık Allah’dan sakının ve bilin ki, şübhesiz Allah, herşeyi hakkıyla bilendir.
İbni Kesir : Ve kadınları boşadığınız zaman; iddetlerini bitirince artık onları ya iyilikle tutun veya iyilikle salıverin. Sırf zulmedebilmeniz için zararlarına onları tutuvermeyin. Kim, böyle yaparsa; muhakkak kendi nefsine zulmetmiş olur. Allah'ın ayetlerini oyuncak yerine koymayın. Allah'ın üzerinizdeki nimetini ve size öğüt vermek için indirdiği kitabı ve hikmeti hatırlayın. Allah'tan korkun. Ve bilin ki Allah, şüphesiz her şeyi bilendir.
İskender Evrenosoğlu : Ve kadınları boşadığınız zaman, bekleme sürelerini tamamladıktan sonra, artık onları marufla (örf ve adete uygun olarak iyilikle) tutun veya onları marufla (örf ve adete uygun olarak iyilikle) serbest bırakın. Haklarını çiğneyerek haddi aşıp, sakın zararlarına olarak onları tutmayın. Kim bunu yaparsa, o taktirde, kendisine zulmetmiştir. Allah'ın âyetlerini alay konusu edinmeyin.Ve Allah'ın üzerinizdeki ni'metini, kitaptan size indirdiğini ve hikmeti hatırlayın ki onunla, size öğüt veriyor. Ve Allah'a karşı takva sahibi olun, Allah'ın herşeyi çok iyi bildiğini bilin!
Muhammed Esed : Böylece, kadınlarınızı boşadığınızda ve onlar bekleme sürelerinin sonuna yaklaşmak üzere iken onları ya güzellikle alıkoyun ya da güzel bir şekilde bırakın. Ama, arzuları hilafına, eziyet etmek için alıkoymayın: Çünkü, böyle bir davranışta bulunan, (yalnızca) kendisine haksızlık etmiş olur. Ve Allah'ın (bu) mesajlarını önemsemezlik yapmayın; Allah'ın size lütfettiği nimetleri ve size öğüt için indirdiği vahyi ve hikmeti hatırlayın; Allah'a karşı sorumluluğunuzun bilincinde olun, ve bilin ki Allah her şeyin aslını bilir.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve kadınları boşadığınızda, onlar da adetlerinin sonuna yaklaşınca artık onları ya iyilikle tutunuz veya iyilikle salıveriniz. Onları, haklarına tecavüz için zararlarına olarak tutuvermeyiniz. Bunu her kim yaparsa muhakkak nefsine zulüm etmiş olur. Ve Allah Teâlâ'nın âyetlerini eğlence yerine tutmayınız. Ve Allah Teâlâ'nın üzerinize olan nîmetlerini ve sizlere indirip kendisiyle öğüt verdiği kitabı ve hikmeti yâd ediniz. Ve Hak Teâlâ'dan korkunuz. Ve biliniz ki Allah Teâlâ şüphesiz her şeyi bihakkın bilicidir.
Ömer Öngüt : Kadınları boşadığınız zaman, iddetlerini bitirince, artık onları ya iyilikle tutun veya iyilikle salıverin. Haklarına tecavüz edip, zarar vermek maksadıyla onları tutmayın. Kim bunu yaparsa nefsine zulmetmiş olur. Allah'ın âyetlerini eğlence edinmeyin. Allah'ın üzerinizdeki nimetini ve size öğüt vermek için indirdiği Kitab'ı ve ondaki hikmeti düşünün. Allah'tan korkun ve bilin ki Allah her şeyi bilendir.
Şaban Piriş : Kadınları boşadığınızda bekleme süreleri sona ererken, ya onları güzellikle tutun; ya da güzellikle bırakın fakat haklarına tecavüz etmek için, onlara zararlı olacak şekilde tutmayın; böyle yapan şüphesiz kendisine zulmetmiş olur. Allah’ın ayetlerini eğlence edinmeyin. Allah’ın üzerinizdeki nimetini ve size öğüt vermek için indirdiği kitabı, hikmeti düşünün. Allah’tan korkun ve bilin ki, Allah, şüphesiz her şeyi bilendir.
Suat Yıldırım : Ey kocalar! Eşlerinizi boşar, onlar da iddetlerini bitirirlerse, artık ya onları iyilikle yanınızda tutar, yahut güzellikle salıverirsiniz! Onların hukukuna tecavüz etmek kasdıyla zarar vermek için eşlerinizi alıkoymayın! Kim böyle yaparsa kendine zulmetmiş olur. Sakın Allah’ın âyetlerini şakaya almayın! Allah’ın sizin üzerinizdeki nimetleri ve sizi irşad etmek gayesiyle indirmiş olduğu kitap ve hikmeti hatırlayın, dile getirin, Allah’a karşı gelmekten sakının ve Allah’ın her şeyi hakkıyla bildiğini pek iyi bilin!
Süleyman Ateş : Kadınları boşadığınız zaman, bekleme sürelerini bitirdiler mi, ya onları iyilikle tutun, ya da iyilikle bırakın; haklarına tecâvüz edip zarar vermek için onları (yanınızda) tutmayın. Kim bunu yaparsa kendine yazık etmiş olur. Allâh'ın âyetlerini eğlence yerine koymayın; Allâh'ın size olan ni'metini ve size öğüt vermek için Kitap ve Hikmet'ten size indirdiklerini düşünün, Allah'tan korkun ve bilin ki, Allâh her şeyi bilir.
Tefhim-ul Kuran : Kadınları boşadığınızda, bekleme sürelerini tamamlamışlarsa, onları ya güzellikle tutun ya da güzellikle bırakın. Fakat haklarını ihlal edip zarar vermek için onları (yanınızda) tutmayın. Kim böyle yaparsa artık o, kendi nefsine zulmetmiş olur. Allah'ın ayetlerini oyun (konusu) edinmeyin ve Allah'ın size verdiği nimeti ve size öğüt olsun diye size indirdiği Kitab'ı ve hikmeti anın. Allah'tan da korkup sakının ve bilin ki, Allah her şeyi bilendir.
Ümit Şimşek : Kadınları boşadığınız zaman, iddetlerini bitirdiklerinde, ya onları iyilikle tutun, ya da iyilikle bırakın. Zarar vermek amacıyla onları tutup da haklarına tecavüz etmeyin. Böyle yapan, ancak kendisine yazık etmiş olur. Allah'ın âyetleriyle eğlenmeye kalkmayın. Allah'ın, üzerinizdeki nimetini ve size öğüt vermek için indirdiği kitabı ve hikmeti hatırlayın da Allah'a karşı gelmekten sakının. Şunu da bilin ki, Allah herşeyi hakkıyla bilmektedir.
Yaşar Nuri Öztürk : Kadınları boşadığınızda, bekleme sürelerini tamamladılar mı ya onları örfe uygun olarak tutun yahut da örfe uygun olarak serbest bırakın. Onları, zulmetmeniz için, zararlarına bir biçimde, tutmayın. Bunu yapan, öz benliğine zulmetmiş olur. Allah'ın ayetlerini eğlence aracı yapmayın. Allah'ın üzerinizdeki nimetini ve kendisiyle size öğüt vermek için indirdiği Kitap'ı ve hikmeti hatırlayın. Allah'tan korkun ve bilin ki, Allah her şeyi çok iyi bilmektedir.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}