» 2 / Bakara  217:

Kuran Sırası: 2
İniş Sırası: 87
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286

 » 2 / Bakara  Suresi: 217
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. يَسْأَلُونَكَ (YSÊLVNK) = yeselūneke : sana soruyorlar
2. عَنِ (AN) = ǎni :
3. الشَّهْرِ (ELŞHR) = ş-şehri : ayında
4. الْحَرَامِ (ELḪREM) = l-Harāmi : haram
5. قِتَالٍ (GTEL) = ḳitālin : savaşmaktan
6. فِيهِ (FYH) = fīhi : onda
7. قُلْ (GL) = ḳul : de ki
8. قِتَالٌ (GTEL) = ḳitālun : savaş
9. فِيهِ (FYH) = fīhi : O (aylar)da
10. كَبِيرٌ (KBYR) = kebīrun : büyük bir günahtır
11. وَصَدٌّ (VṦD̃) = veSaddun : ve alıkoymak
12. عَنْ (AN) = ǎn : -ndan
13. سَبِيلِ (SBYL) = sebīli : yolu-
14. اللَّهِ (ELLH) = llahi : Allah
15. وَكُفْرٌ (VKFR) = ve kufrun : ve inkar etmek
16. بِهِ (BH) = bihi : O'nu
17. وَالْمَسْجِدِ (VELMSCD̃) = velmescidi : ve Mescid-i
18. الْحَرَامِ (ELḪREM) = l-Harāmi : Haram(dan)
19. وَإِخْرَاجُ (VÎḢREC) = ve iḣrācu : sürüp çıkarmak
20. أَهْلِهِ (ÊHLH) = ehlihi : halkını
21. مِنْهُ (MNH) = minhu : ondan (Mekke'den)
22. أَكْبَرُ (ÊKBR) = ekberu : daha büyük (bir günahtır)
23. عِنْدَ (AND̃) = ǐnde : yanında
24. اللَّهِ (ELLH) = llahi : Allah
25. وَالْفِتْنَةُ (VELFTNT) = velfitnetu : ve fitne
26. أَكْبَرُ (ÊKBR) = ekberu : daha büyük(bir günah)tır
27. مِنَ (MN) = mine : -ten
28. الْقَتْلِ (ELGTL) = l-ḳatli : öldürmek-
29. وَلَا (VLE) = ve lā :
30. يَزَالُونَ (YZELVN) = yezālūne : vazgeçmezler
31. يُقَاتِلُونَكُمْ (YGETLVNKM) = yuḳātilūnekum : sizinle savaşmaktan
32. حَتَّىٰ (ḪT) = Hattā : kadar
33. يَرُدُّوكُمْ (YRD̃VKM) = yeruddūkum : sizi döndürünceye
34. عَنْ (AN) = ǎn : -den
35. دِينِكُمْ (D̃YNKM) = dīnikum : dininiz-
36. إِنِ (ÎN) = ini : eğer
37. اسْتَطَاعُوا (ESTŦEAVE) = steTāǔ : güçleri yetse
38. وَمَنْ (VMN) = ve men : ve kim
39. يَرْتَدِدْ (YRTD̃D̃) = yertedid : döner
40. مِنْكُمْ (MNKM) = minkum : sizden
41. عَنْ (AN) = ǎn : -nden
42. دِينِهِ (D̃YNH) = dīnihi : dini-
43. فَيَمُتْ (FYMT) = feyemut : ve ölürse
44. وَهُوَ (VHV) = vehuve : ve o
45. كَافِرٌ (KEFR) = kāfirun : kafir olarak
46. فَأُولَٰئِكَ (FÊVLÙK) = feulāike : işte
47. حَبِطَتْ (ḪBŦT) = HabiTat : boşa çıkmıştır
48. أَعْمَالُهُمْ (ÊAMELHM) = eǎ'māluhum : onların bütün yaptıkları
49. فِي (FY) = fī :
50. الدُّنْيَا (ELD̃NYE) = d-dunyā : dünyada (da)
51. وَالْاخِرَةِ (VEL ËḢRT) = vel'āḣirati : ahirette (de)
52. وَأُولَٰئِكَ (VÊVLÙK) = ve ulāike : ve onlar
53. أَصْحَابُ (ÊṦḪEB) = eSHābu : halkıdır
54. النَّارِ (ELNER) = n-nāri : ateş
55. هُمْ (HM) = hum : ve onlar
56. فِيهَا (FYHE) = fīhā : orada
57. خَالِدُونَ (ḢELD̃VN) = ḣālidūne : sürekli kalacaklardır
sana soruyorlar | | ayında | haram | savaşmaktan | onda | de ki | savaş | O (aylar)da | büyük bir günahtır | ve alıkoymak | -ndan | yolu- | Allah | ve inkar etmek | O'nu | ve Mescid-i | Haram(dan) | sürüp çıkarmak | halkını | ondan (Mekke'den) | daha büyük (bir günahtır) | yanında | Allah | ve fitne | daha büyük(bir günah)tır | -ten | öldürmek- | | vazgeçmezler | sizinle savaşmaktan | kadar | sizi döndürünceye | -den | dininiz- | eğer | güçleri yetse | ve kim | döner | sizden | -nden | dini- | ve ölürse | ve o | kafir olarak | işte | boşa çıkmıştır | onların bütün yaptıkları | | dünyada (da) | ahirette (de) | ve onlar | halkıdır | ateş | ve onlar | orada | sürekli kalacaklardır |

[SEL] [] [ŞHR] [ḪRM] [GTL] [] [GVL] [GTL] [] [KBR] [ṦD̃D̃] [] [SBL] [] [KFR] [] [SCD̃] [ḪRM] [ḢRC] [EHL] [] [KBR] [AND̃] [] [FTN] [KBR] [] [GTL] [] [ZYL] [GTL] [] [RD̃D̃] [] [D̃YN] [] [ŦVA] [] [RD̃D̃] [] [] [D̃YN] [MVT] [] [KFR] [] [ḪBŦ] [AML] [] [D̃NV] [EḢR] [] [ṦḪB] [NVR] [] [] [ḢLD̃]
YSÊLVNK AN ELŞHR ELḪREM GTEL FYH GL GTEL FYH KBYR VṦD̃ AN SBYL ELLH VKFR BH VELMSCD̃ ELḪREM VÎḢREC ÊHLH MNH ÊKBR AND̃ ELLH VELFTNT ÊKBR MN ELGTL VLE YZELVN YGETLVNKM ḪT YRD̃VKM AN D̃YNKM ÎN ESTŦEAVE VMN YRTD̃D̃ MNKM AN D̃YNH FYMT VHV KEFR FÊVLÙK ḪBŦT ÊAMELHM FY ELD̃NYE VEL ËḢRT VÊVLÙK ÊṦḪEB ELNER HM FYHE ḢELD̃VN

yeselūneke ǎni ş-şehri l-Harāmi ḳitālin fīhi ḳul ḳitālun fīhi kebīrun veSaddun ǎn sebīli llahi ve kufrun bihi velmescidi l-Harāmi ve iḣrācu ehlihi minhu ekberu ǐnde llahi velfitnetu ekberu mine l-ḳatli ve lā yezālūne yuḳātilūnekum Hattā yeruddūkum ǎn dīnikum ini steTāǔ ve men yertedid minkum ǎn dīnihi feyemut vehuve kāfirun feulāike HabiTat eǎ'māluhum d-dunyā vel'āḣirati ve ulāike eSHābu n-nāri hum fīhā ḣālidūne
يسألونك عن الشهر الحرام قتال فيه قل قتال فيه كبير وصد عن سبيل الله وكفر به والمسجد الحرام وإخراج أهله منه أكبر عند الله والفتنة أكبر من القتل ولا يزالون يقاتلونكم حتى يردوكم عن دينكم إن استطاعوا ومن يرتدد منكم عن دينه فيمت وهو كافر فأولئك حبطت أعمالهم في الدنيا والآخرة وأولئك أصحاب النار هم فيها خالدون

 » 2 / Bakara  Suresi: 217
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
يسألونك س ا ل | SEL YSÊLVNK yeselūneke sana soruyorlar They ask you
عن | AN ǎni about
الشهر ش ه ر | ŞHR ELŞHR ş-şehri ayında the month
الحرام ح ر م | ḪRM ELḪREM l-Harāmi haram [the] sacred -
قتال ق ت ل | GTL GTEL ḳitālin savaşmaktan (concerning) fighting
فيه | FYH fīhi onda in it.
قل ق و ل | GVL GL ḳul de ki Say,
قتال ق ت ل | GTL GTEL ḳitālun savaş """Fighting"
فيه | FYH fīhi O (aylar)da therein
كبير ك ب ر | KBR KBYR kebīrun büyük bir günahtır "(is) a great (sin);"
وصد ص د د | ṦD̃D̃ VṦD̃ veSaddun ve alıkoymak but hindering (people)
عن | AN ǎn -ndan from
سبيل س ب ل | SBL SBYL sebīli yolu- (the) way
الله | ELLH llahi Allah (of) Allah,
وكفر ك ف ر | KFR VKFR ve kufrun ve inkar etmek and disbelief
به | BH bihi O'nu in Him
والمسجد س ج د | SCD̃ VELMSCD̃ velmescidi ve Mescid-i and (preventing access to) Al-Masjid
الحرام ح ر م | ḪRM ELḪREM l-Harāmi Haram(dan) Al-Haraam,
وإخراج خ ر ج | ḢRC VÎḢREC ve iḣrācu sürüp çıkarmak and driving out
أهله ا ه ل | EHL ÊHLH ehlihi halkını its people
منه | MNH minhu ondan (Mekke'den) from it,
أكبر ك ب ر | KBR ÊKBR ekberu daha büyük (bir günahtır) (is) greater (sin)
عند ع ن د | AND̃ AND̃ ǐnde yanında near
الله | ELLH llahi Allah Allah.
والفتنة ف ت ن | FTN VELFTNT velfitnetu ve fitne And [the] oppression
أكبر ك ب ر | KBR ÊKBR ekberu daha büyük(bir günah)tır (is) greater
من | MN mine -ten than
القتل ق ت ل | GTL ELGTL l-ḳatli öldürmek- "[the] killing."""
ولا | VLE ve lā And not
يزالون ز ي ل | ZYL YZELVN yezālūne vazgeçmezler they will cease
يقاتلونكم ق ت ل | GTL YGETLVNKM yuḳātilūnekum sizinle savaşmaktan (to) fight with you
حتى | ḪT Hattā kadar until
يردوكم ر د د | RD̃D̃ YRD̃VKM yeruddūkum sizi döndürünceye they turn you away
عن | AN ǎn -den from
دينكم د ي ن | D̃YN D̃YNKM dīnikum dininiz- your religion,
إن | ÎN ini eğer if
استطاعوا ط و ع | ŦVA ESTŦEAVE steTāǔ güçleri yetse they are able.
ومن | VMN ve men ve kim And whoever
يرتدد ر د د | RD̃D̃ YRTD̃D̃ yertedid döner turns away
منكم | MNKM minkum sizden among you
عن | AN ǎn -nden from
دينه د ي ن | D̃YN D̃YNH dīnihi dini- his religion,
فيمت م و ت | MVT FYMT feyemut ve ölürse then dies
وهو | VHV vehuve ve o while he
كافر ك ف ر | KFR KEFR kāfirun kafir olarak (is) a disbeliever
فأولئك | FÊVLÙK feulāike işte for those
حبطت ح ب ط | ḪBŦ ḪBŦT HabiTat boşa çıkmıştır became worthless
أعمالهم ع م ل | AML ÊAMELHM eǎ'māluhum onların bütün yaptıkları their deeds
في | FY in
الدنيا د ن و | D̃NV ELD̃NYE d-dunyā dünyada (da) the world
والآخرة ا خ ر | EḢR VEL ËḢRT vel'āḣirati ahirette (de) and the Hereafter.
وأولئك | VÊVLÙK ve ulāike ve onlar And those
أصحاب ص ح ب | ṦḪB ÊṦḪEB eSHābu halkıdır (are) companions
النار ن و ر | NVR ELNER n-nāri ateş (of) the Fire,
هم | HM hum ve onlar they
فيها | FYHE fīhā orada in it
خالدون خ ل د | ḢLD̃ ḢELD̃VN ḣālidūne sürekli kalacaklardır (will) abide forever.

2:217 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

sana soruyorlar | | ayında | haram | savaşmaktan | onda | de ki | savaş | O (aylar)da | büyük bir günahtır | ve alıkoymak | -ndan | yolu- | Allah | ve inkar etmek | O'nu | ve Mescid-i | Haram(dan) | sürüp çıkarmak | halkını | ondan (Mekke'den) | daha büyük (bir günahtır) | yanında | Allah | ve fitne | daha büyük(bir günah)tır | -ten | öldürmek- | | vazgeçmezler | sizinle savaşmaktan | kadar | sizi döndürünceye | -den | dininiz- | eğer | güçleri yetse | ve kim | döner | sizden | -nden | dini- | ve ölürse | ve o | kafir olarak | işte | boşa çıkmıştır | onların bütün yaptıkları | | dünyada (da) | ahirette (de) | ve onlar | halkıdır | ateş | ve onlar | orada | sürekli kalacaklardır |

[SEL] [] [ŞHR] [ḪRM] [GTL] [] [GVL] [GTL] [] [KBR] [ṦD̃D̃] [] [SBL] [] [KFR] [] [SCD̃] [ḪRM] [ḢRC] [EHL] [] [KBR] [AND̃] [] [FTN] [KBR] [] [GTL] [] [ZYL] [GTL] [] [RD̃D̃] [] [D̃YN] [] [ŦVA] [] [RD̃D̃] [] [] [D̃YN] [MVT] [] [KFR] [] [ḪBŦ] [AML] [] [D̃NV] [EḢR] [] [ṦḪB] [NVR] [] [] [ḢLD̃]
YSÊLVNK AN ELŞHR ELḪREM GTEL FYH GL GTEL FYH KBYR VṦD̃ AN SBYL ELLH VKFR BH VELMSCD̃ ELḪREM VÎḢREC ÊHLH MNH ÊKBR AND̃ ELLH VELFTNT ÊKBR MN ELGTL VLE YZELVN YGETLVNKM ḪT YRD̃VKM AN D̃YNKM ÎN ESTŦEAVE VMN YRTD̃D̃ MNKM AN D̃YNH FYMT VHV KEFR FÊVLÙK ḪBŦT ÊAMELHM FY ELD̃NYE VEL ËḢRT VÊVLÙK ÊṦḪEB ELNER HM FYHE ḢELD̃VN

yeselūneke ǎni ş-şehri l-Harāmi ḳitālin fīhi ḳul ḳitālun fīhi kebīrun veSaddun ǎn sebīli llahi ve kufrun bihi velmescidi l-Harāmi ve iḣrācu ehlihi minhu ekberu ǐnde llahi velfitnetu ekberu mine l-ḳatli ve lā yezālūne yuḳātilūnekum Hattā yeruddūkum ǎn dīnikum ini steTāǔ ve men yertedid minkum ǎn dīnihi feyemut vehuve kāfirun feulāike HabiTat eǎ'māluhum d-dunyā vel'āḣirati ve ulāike eSHābu n-nāri hum fīhā ḣālidūne
يسألونك عن الشهر الحرام قتال فيه قل قتال فيه كبير وصد عن سبيل الله وكفر به والمسجد الحرام وإخراج أهله منه أكبر عند الله والفتنة أكبر من القتل ولا يزالون يقاتلونكم حتى يردوكم عن دينكم إن استطاعوا ومن يرتدد منكم عن دينه فيمت وهو كافر فأولئك حبطت أعمالهم في الدنيا والآخرة وأولئك أصحاب النار هم فيها خالدون

[س ا ل] [] [ش ه ر] [ح ر م] [ق ت ل] [] [ق و ل] [ق ت ل] [] [ك ب ر] [ص د د] [] [س ب ل] [] [ك ف ر] [] [س ج د] [ح ر م] [خ ر ج] [ا ه ل] [] [ك ب ر] [ع ن د] [] [ف ت ن] [ك ب ر] [] [ق ت ل] [] [ز ي ل] [ق ت ل] [] [ر د د] [] [د ي ن] [] [ط و ع] [] [ر د د] [] [] [د ي ن] [م و ت] [] [ك ف ر] [] [ح ب ط] [ع م ل] [] [د ن و] [ا خ ر] [] [ص ح ب] [ن و ر] [] [] [خ ل د]

 » 2 / Bakara  Suresi: 217
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
يسألونك س ا ل | SEL YSÊLVNK yeselūneke sana soruyorlar They ask you
Ye,Sin,,Lam,Vav,Nun,Kef,
10,60,,30,6,50,20,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
PRON – 2nd person masculine singular object pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل والكاف ضمير متصل في محل نصب مفعول به
عن | AN ǎni about
Ayn,Nun,
70,50,
P – preposition
حرف جر
الشهر ش ه ر | ŞHR ELŞHR ş-şehri ayında the month
Elif,Lam,Şın,He,Re,
1,30,300,5,200,
N – genitive masculine noun
اسم مجرور
الحرام ح ر م | ḪRM ELḪREM l-Harāmi haram [the] sacred -
Elif,Lam,Ha,Re,Elif,Mim,
1,30,8,200,1,40,
ADJ – genitive masculine adjective
صفة مجرورة
قتال ق ت ل | GTL GTEL ḳitālin savaşmaktan (concerning) fighting
Gaf,Te,Elif,Lam,
100,400,1,30,
N – genitive masculine indefinite noun
اسم مجرور
فيه | FYH fīhi onda in it.
Fe,Ye,He,
80,10,5,
P – preposition
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
جار ومجرور
قل ق و ل | GVL GL ḳul de ki Say,
Gaf,Lam,
100,30,
V – 2nd person masculine singular imperative verb
فعل أمر
قتال ق ت ل | GTL GTEL ḳitālun savaş """Fighting"
Gaf,Te,Elif,Lam,
100,400,1,30,
N – nominative masculine indefinite noun
اسم مرفوع
فيه | FYH fīhi O (aylar)da therein
Fe,Ye,He,
80,10,5,
P – preposition
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
جار ومجرور
كبير ك ب ر | KBR KBYR kebīrun büyük bir günahtır "(is) a great (sin);"
Kef,Be,Ye,Re,
20,2,10,200,
ADJ – nominative masculine singular indefinite adjective
صفة مرفوعة
وصد ص د د | ṦD̃D̃ VṦD̃ veSaddun ve alıkoymak but hindering (people)
Vav,Sad,Dal,
6,90,4,
REM – prefixed resumption particle
N – nominative masculine indefinite verbal noun
الواو استئنافية
اسم مرفوع
عن | AN ǎn -ndan from
Ayn,Nun,
70,50,
P – preposition
حرف جر
سبيل س ب ل | SBL SBYL sebīli yolu- (the) way
Sin,Be,Ye,Lam,
60,2,10,30,
N – genitive masculine noun
اسم مجرور
الله | ELLH llahi Allah (of) Allah,
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – genitive proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مجرور
وكفر ك ف ر | KFR VKFR ve kufrun ve inkar etmek and disbelief
Vav,Kef,Fe,Re,
6,20,80,200,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – nominative masculine indefinite noun
الواو عاطفة
اسم مرفوع
به | BH bihi O'nu in Him
Be,He,
2,5,
P – prefixed preposition bi
PRON – 3rd person masculine singular personal pronoun
جار ومجرور
والمسجد س ج د | SCD̃ VELMSCD̃ velmescidi ve Mescid-i and (preventing access to) Al-Masjid
Vav,Elif,Lam,Mim,Sin,Cim,Dal,
6,1,30,40,60,3,4,
"CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – genitive masculine noun → Masjid al-Haram"
الواو عاطفة
اسم مجرور
الحرام ح ر م | ḪRM ELḪREM l-Harāmi Haram(dan) Al-Haraam,
Elif,Lam,Ha,Re,Elif,Mim,
1,30,8,200,1,40,
ADJ – genitive masculine adjective
صفة مجرورة
وإخراج خ ر ج | ḢRC VÎḢREC ve iḣrācu sürüp çıkarmak and driving out
Vav,,Hı,Re,Elif,Cim,
6,,600,200,1,3,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – nominative masculine (form IV) verbal noun
الواو عاطفة
اسم مرفوع
أهله ا ه ل | EHL ÊHLH ehlihi halkını its people
,He,Lam,He,
,5,30,5,
N – genitive masculine noun
PRON – 3rd person masculine singular possessive pronoun
اسم مجرور والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
منه | MNH minhu ondan (Mekke'den) from it,
Mim,Nun,He,
40,50,5,
P – preposition
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
جار ومجرور
أكبر ك ب ر | KBR ÊKBR ekberu daha büyük (bir günahtır) (is) greater (sin)
,Kef,Be,Re,
,20,2,200,
N – nominative masculine singular noun
اسم مرفوع
عند ع ن د | AND̃ AND̃ ǐnde yanında near
Ayn,Nun,Dal,
70,50,4,
LOC – accusative location adverb
ظرف مكان منصوب
الله | ELLH llahi Allah Allah.
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – genitive proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مجرور
والفتنة ف ت ن | FTN VELFTNT velfitnetu ve fitne And [the] oppression
Vav,Elif,Lam,Fe,Te,Nun,Te merbuta,
6,1,30,80,400,50,400,
REM – prefixed resumption particle
N – nominative feminine noun
الواو استئنافية
اسم مرفوع
أكبر ك ب ر | KBR ÊKBR ekberu daha büyük(bir günah)tır (is) greater
,Kef,Be,Re,
,20,2,200,
N – nominative masculine singular noun
اسم مرفوع
من | MN mine -ten than
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
القتل ق ت ل | GTL ELGTL l-ḳatli öldürmek- "[the] killing."""
Elif,Lam,Gaf,Te,Lam,
1,30,100,400,30,
N – genitive masculine verbal noun
اسم مجرور
ولا | VLE ve lā And not
Vav,Lam,Elif,
6,30,1,
REM – prefixed resumption particle
NEG – negative particle
الواو استئنافية
حرف نفي
يزالون ز ي ل | ZYL YZELVN yezālūne vazgeçmezler they will cease
Ye,Ze,Elif,Lam,Vav,Nun,
10,7,1,30,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
يقاتلونكم ق ت ل | GTL YGETLVNKM yuḳātilūnekum sizinle savaşmaktan (to) fight with you
Ye,Gaf,Elif,Te,Lam,Vav,Nun,Kef,Mim,
10,100,1,400,30,6,50,20,40,
V – 3rd person masculine plural (form III) imperfect verb
PRON – subject pronoun
PRON – 2nd person masculine plural object pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل والكاف ضمير متصل في محل نصب مفعول به
حتى | ḪT Hattā kadar until
Ha,Te,,
8,400,,
P – preposition
حرف جر
يردوكم ر د د | RD̃D̃ YRD̃VKM yeruddūkum sizi döndürünceye they turn you away
Ye,Re,Dal,Vav,Kef,Mim,
10,200,4,6,20,40,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb, subjunctive mood
PRON – subject pronoun
PRON – 2nd person masculine plural object pronoun
فعل مضارع منصوب والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل والكاف ضمير متصل في محل نصب مفعول به
عن | AN ǎn -den from
Ayn,Nun,
70,50,
P – preposition
حرف جر
دينكم د ي ن | D̃YN D̃YNKM dīnikum dininiz- your religion,
Dal,Ye,Nun,Kef,Mim,
4,10,50,20,40,
N – genitive masculine noun
PRON – 2nd person masculine plural possessive pronoun
اسم مجرور والكاف ضمير متصل في محل جر بالاضافة
إن | ÎN ini eğer if
,Nun,
,50,
COND – conditional particle
حرف شرط
استطاعوا ط و ع | ŦVA ESTŦEAVE steTāǔ güçleri yetse they are able.
Elif,Sin,Te,Tı,Elif,Ayn,Vav,Elif,
1,60,400,9,1,70,6,1,
V – 3rd person masculine plural (form X) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
ومن | VMN ve men ve kim And whoever
Vav,Mim,Nun,
6,40,50,
REM – prefixed resumption particle
COND – conditional noun
الواو استئنافية
اسم شرط
يرتدد ر د د | RD̃D̃ YRTD̃D̃ yertedid döner turns away
Ye,Re,Te,Dal,Dal,
10,200,400,4,4,
V – 3rd person masculine singular (form VIII) imperfect verb, jussive mood
فعل مضارع مجزوم
منكم | MNKM minkum sizden among you
Mim,Nun,Kef,Mim,
40,50,20,40,
P – preposition
PRON – 2nd person masculine plural object pronoun
جار ومجرور
عن | AN ǎn -nden from
Ayn,Nun,
70,50,
P – preposition
حرف جر
دينه د ي ن | D̃YN D̃YNH dīnihi dini- his religion,
Dal,Ye,Nun,He,
4,10,50,5,
N – genitive masculine noun
PRON – 3rd person masculine singular possessive pronoun
اسم مجرور والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
فيمت م و ت | MVT FYMT feyemut ve ölürse then dies
Fe,Ye,Mim,Te,
80,10,40,400,
CONJ – prefixed conjunction fa (and)
V – 3rd person masculine singular imperfect verb, jussive mood
الفاء عاطفة
فعل مضارع مجزوم
وهو | VHV vehuve ve o while he
Vav,He,Vav,
6,5,6,
CIRC – prefixed circumstantial particle
PRON – 3rd person masculine singular personal pronoun
الواو حالية
ضمير منفصل
كافر ك ف ر | KFR KEFR kāfirun kafir olarak (is) a disbeliever
Kef,Elif,Fe,Re,
20,1,80,200,
N – nominative masculine indefinite noun
اسم مرفوع
فأولئك | FÊVLÙK feulāike işte for those
Fe,,Vav,Lam,,Kef,
80,,6,30,,20,
RSLT – prefixed result particle
DEM – plural demonstrative pronoun
الفاء واقعة في جواب الشرط
اسم اشارة
حبطت ح ب ط | ḪBŦ ḪBŦT HabiTat boşa çıkmıştır became worthless
Ha,Be,Tı,Te,
8,2,9,400,
V – 3rd person feminine singular perfect verb
فعل ماض
أعمالهم ع م ل | AML ÊAMELHM eǎ'māluhum onların bütün yaptıkları their deeds
,Ayn,Mim,Elif,Lam,He,Mim,
,70,40,1,30,5,40,
N – nominative masculine plural noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم مرفوع و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
في | FY in
Fe,Ye,
80,10,
P – preposition
حرف جر
الدنيا د ن و | D̃NV ELD̃NYE d-dunyā dünyada (da) the world
Elif,Lam,Dal,Nun,Ye,Elif,
1,30,4,50,10,1,
N – genitive feminine singular noun
اسم مجرور
والآخرة ا خ ر | EḢR VEL ËḢRT vel'āḣirati ahirette (de) and the Hereafter.
Vav,Elif,Lam,,Hı,Re,Te merbuta,
6,1,30,,600,200,400,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – genitive feminine singular noun
الواو عاطفة
اسم مجرور
وأولئك | VÊVLÙK ve ulāike ve onlar And those
Vav,,Vav,Lam,,Kef,
6,,6,30,,20,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
DEM – plural demonstrative pronoun
الواو عاطفة
اسم اشارة
أصحاب ص ح ب | ṦḪB ÊṦḪEB eSHābu halkıdır (are) companions
,Sad,Ha,Elif,Be,
,90,8,1,2,
N – nominative masculine plural noun
اسم مرفوع
النار ن و ر | NVR ELNER n-nāri ateş (of) the Fire,
Elif,Lam,Nun,Elif,Re,
1,30,50,1,200,
N – genitive feminine noun
اسم مجرور
هم | HM hum ve onlar they
He,Mim,
5,40,
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun
ضمير منفصل
فيها | FYHE fīhā orada in it
Fe,Ye,He,Elif,
80,10,5,1,
P – preposition
PRON – 3rd person feminine singular object pronoun
جار ومجرور
خالدون خ ل د | ḢLD̃ ḢELD̃VN ḣālidūne sürekli kalacaklardır (will) abide forever.
Hı,Elif,Lam,Dal,Vav,Nun,
600,1,30,4,6,50,
N – nominative masculine plural active participle
اسم مرفوع
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |يَسْأَلُونَكَ: sana soruyorlar | عَنِ: | الشَّهْرِ: ayında | الْحَرَامِ: haram | قِتَالٍ: savaşmaktan | فِيهِ: onda | قُلْ: de ki | قِتَالٌ: savaş | فِيهِ: O (aylar)da | كَبِيرٌ: büyük bir günahtır | وَصَدٌّ: ve alıkoymak | عَنْ: -ndan | سَبِيلِ: yolu- | اللَّهِ: Allah | وَكُفْرٌ: ve inkar etmek | بِهِ: O'nu | وَالْمَسْجِدِ: ve Mescid-i | الْحَرَامِ: Haram(dan) | وَإِخْرَاجُ: sürüp çıkarmak | أَهْلِهِ: halkını | مِنْهُ: ondan (Mekke'den) | أَكْبَرُ: daha büyük (bir günahtır) | عِنْدَ: yanında | اللَّهِ: Allah | وَالْفِتْنَةُ: ve fitne | أَكْبَرُ: daha büyük(bir günah)tır | مِنَ: -ten | الْقَتْلِ: öldürmek- | وَلَا: | يَزَالُونَ: vazgeçmezler | يُقَاتِلُونَكُمْ: sizinle savaşmaktan | حَتَّىٰ: kadar | يَرُدُّوكُمْ: sizi döndürünceye | عَنْ: -den | دِينِكُمْ: dininiz- | إِنِ: eğer | اسْتَطَاعُوا: güçleri yetse | وَمَنْ: ve kim | يَرْتَدِدْ: döner | مِنْكُمْ: sizden | عَنْ: -nden | دِينِهِ: dini- | فَيَمُتْ: ve ölürse | وَهُوَ: ve o | كَافِرٌ: kafir olarak | فَأُولَٰئِكَ: işte | حَبِطَتْ: boşa çıkmıştır | أَعْمَالُهُمْ: onların bütün yaptıkları | فِي: | الدُّنْيَا: dünyada (da) | وَالْاخِرَةِ: ahirette (de) | وَأُولَٰئِكَ: ve onlar | أَصْحَابُ: halkıdır | النَّارِ: ateş | هُمْ: ve onlar | فِيهَا: orada | خَالِدُونَ: sürekli kalacaklardır |
Kırık Meal (Harekesiz) : |يسألونك YSÊLWNK sana soruyorlar | عن AN | الشهر ELŞHR ayında | الحرام ELḪREM haram | قتال GTEL savaşmaktan | فيه FYH onda | قل GL de ki | قتال GTEL savaş | فيه FYH O (aylar)da | كبير KBYR büyük bir günahtır | وصد WṦD̃ ve alıkoymak | عن AN -ndan | سبيل SBYL yolu- | الله ELLH Allah | وكفر WKFR ve inkar etmek | به BH O'nu | والمسجد WELMSCD̃ ve Mescid-i | الحرام ELḪREM Haram(dan) | وإخراج WÎḢREC sürüp çıkarmak | أهله ÊHLH halkını | منه MNH ondan (Mekke'den) | أكبر ÊKBR daha büyük (bir günahtır) | عند AND̃ yanında | الله ELLH Allah | والفتنة WELFTNT ve fitne | أكبر ÊKBR daha büyük(bir günah)tır | من MN -ten | القتل ELGTL öldürmek- | ولا WLE | يزالون YZELWN vazgeçmezler | يقاتلونكم YGETLWNKM sizinle savaşmaktan | حتى ḪT kadar | يردوكم YRD̃WKM sizi döndürünceye | عن AN -den | دينكم D̃YNKM dininiz- | إن ÎN eğer | استطاعوا ESTŦEAWE güçleri yetse | ومن WMN ve kim | يرتدد YRTD̃D̃ döner | منكم MNKM sizden | عن AN -nden | دينه D̃YNH dini- | فيمت FYMT ve ölürse | وهو WHW ve o | كافر KEFR kafir olarak | فأولئك FÊWLÙK işte | حبطت ḪBŦT boşa çıkmıştır | أعمالهم ÊAMELHM onların bütün yaptıkları | في FY | الدنيا ELD̃NYE dünyada (da) | والآخرة WEL ËḢRT ahirette (de) | وأولئك WÊWLÙK ve onlar | أصحاب ÊṦḪEB halkıdır | النار ELNER ateş | هم HM ve onlar | فيها FYHE orada | خالدون ḢELD̃WN sürekli kalacaklardır |
Kırık Meal (Okunuş) : |yeselūneke: sana soruyorlar | ǎni: | ş-şehri: ayında | l-Harāmi: haram | ḳitālin: savaşmaktan | fīhi: onda | ḳul: de ki | ḳitālun: savaş | fīhi: O (aylar)da | kebīrun: büyük bir günahtır | veSaddun: ve alıkoymak | ǎn: -ndan | sebīli: yolu- | llahi: Allah | ve kufrun: ve inkar etmek | bihi: O'nu | velmescidi: ve Mescid-i | l-Harāmi: Haram(dan) | ve iḣrācu: sürüp çıkarmak | ehlihi: halkını | minhu: ondan (Mekke'den) | ekberu: daha büyük (bir günahtır) | ǐnde: yanında | llahi: Allah | velfitnetu: ve fitne | ekberu: daha büyük(bir günah)tır | mine: -ten | l-ḳatli: öldürmek- | ve lā: | yezālūne: vazgeçmezler | yuḳātilūnekum: sizinle savaşmaktan | Hattā: kadar | yeruddūkum: sizi döndürünceye | ǎn: -den | dīnikum: dininiz- | ini: eğer | steTāǔ: güçleri yetse | ve men: ve kim | yertedid: döner | minkum: sizden | ǎn: -nden | dīnihi: dini- | feyemut: ve ölürse | vehuve: ve o | kāfirun: kafir olarak | feulāike: işte | HabiTat: boşa çıkmıştır | eǎ'māluhum: onların bütün yaptıkları | : | d-dunyā: dünyada (da) | vel'āḣirati: ahirette (de) | ve ulāike: ve onlar | eSHābu: halkıdır | n-nāri: ateş | hum: ve onlar | fīhā: orada | ḣālidūne: sürekli kalacaklardır |
Kırık Meal (Transcript) : |YSÊLVNK: sana soruyorlar | AN: | ELŞHR: ayında | ELḪREM: haram | GTEL: savaşmaktan | FYH: onda | GL: de ki | GTEL: savaş | FYH: O (aylar)da | KBYR: büyük bir günahtır | VṦD̃: ve alıkoymak | AN: -ndan | SBYL: yolu- | ELLH: Allah | VKFR: ve inkar etmek | BH: O'nu | VELMSCD̃: ve Mescid-i | ELḪREM: Haram(dan) | VÎḢREC: sürüp çıkarmak | ÊHLH: halkını | MNH: ondan (Mekke'den) | ÊKBR: daha büyük (bir günahtır) | AND̃: yanında | ELLH: Allah | VELFTNT: ve fitne | ÊKBR: daha büyük(bir günah)tır | MN: -ten | ELGTL: öldürmek- | VLE: | YZELVN: vazgeçmezler | YGETLVNKM: sizinle savaşmaktan | ḪT: kadar | YRD̃VKM: sizi döndürünceye | AN: -den | D̃YNKM: dininiz- | ÎN: eğer | ESTŦEAVE: güçleri yetse | VMN: ve kim | YRTD̃D̃: döner | MNKM: sizden | AN: -nden | D̃YNH: dini- | FYMT: ve ölürse | VHV: ve o | KEFR: kafir olarak | FÊVLÙK: işte | ḪBŦT: boşa çıkmıştır | ÊAMELHM: onların bütün yaptıkları | FY: | ELD̃NYE: dünyada (da) | VEL ËḢRT: ahirette (de) | VÊVLÙK: ve onlar | ÊṦḪEB: halkıdır | ELNER: ateş | HM: ve onlar | FYHE: orada | ḢELD̃VN: sürekli kalacaklardır |
Abdulbaki Gölpınarlı : Sana, savaş haram olan ayda savaşı soruyorlar. De ki: O ayda savaş büyük bir günahtır. Fakat insanları Allah yolundan çıkarmak, onu inkâr etmek, halkı Mescid-i Harâm'dan menetmek ve mescit ehlini, oradan çıkarmak, Allah katında daha büyük bir günahtır. Fitneyse adam öldürmeden de beterdir. Gücü yeterse sizi dininizden döndürmedikçe sizinle savaştan geri kalmaz onlar. Sizden birisi dininden döndü de kâfir olarak öldü mü işlediği hayırlı işler, dünyada da heder olup gitmiş demektir, âhirette de. Onlardır ateş ehli, orada da ebedîyen kalırlar.
Adem Uğur : Sana haram ayı, yani onda savaşmayı soruyorlar. De ki: O ayda savaşmak büyük bir günahtır. (İnsanları) Allah yolundan çevirmek, Allah'ı inkâr etmek, Mescid-i Haram'ın ziyaretine mâni olmak ve halkını oradan çıkarmak ise Allah katında daha büyük günahtır. Fitne de adam öldürmekten daha büyük bir günahtır. Onlar eğer güçleri yeterse, sizi dininizden döndürünceye kadar size karşı savaşa devam ederler. Sizden kim, dininden döner ve kâfir olarak ölürse, onların yaptıkları işler dünyada da ahirette de boşa gider. Onlar cehennemliktirler ve orada devamlı kalırlar.
Ahmed Hulusi : Sana, savaşmanın haram olduğu ay içinde savaşmayı soruyorlar. O ayda savaşmak büyük iştir! Ne var ki Allâh yolundan (insanları) alıkoymak, hakikatini inkâr ve Mescid-i Haram'a nankörlük edip, halkı oraya girmekten yasaklamak, ehlini oradan sürmek, Allâh indînde çok daha büyük iştir! Fitne, öldürmekten de büyük iştir! Onlar güç yetirebilseler, sizi inancınızdan döndürene kadar sizinle savaşırlar. Sizden, kim din anlayışından döner ve hakikati inkâr üzere ölürse, dünyada ve sonsuz gelecek sürecinde, tüm yaptığı iyi işler boşa gider. İşte onlar ateş (yanma) ehlidirler ve sonsuza dek orada kalırlar.
Ahmet Tekin : Sana saldırmazlığın gelenek haline geldiği, Allah’ın savaşı haram kıldığı aylarda savaşmanın hükmünü soruyorlar: 'O aylarda savaşmak büyük günahtır. İnsanları Allah yolundan, İslâm’a girmekten alıkoymak, İslâmî hayatı yaşamaya engel tedbirler almak, Allah’ı inkâr etmek, Mescid-i Haram’ı ziyarete mânî olmak ve halkını oradan çıkarmak ise Allah katında daha büyük sorumluluğu gerektirir. Temel hak ve özgürlüklere yapılan tecavüz, baskı, zulüm, işkence, fitne, cinayetten ve savaştan, kan dökmekten daha büyük günahtır. Onlar, eğer güçleri yeterse, sizi dininizden döndürünceye, medeniyetinizden, şeriatınızdan ayırıncaya kadar size karşı savaşa devam ederler. Sizden kimler dininden döner, şeriatından vazgeçer, medeniyetini terkeder, yaratılışına uygun değerlerin yaşandığı hayatî yoldan sapar, kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar ile kâfir olarak ölürlerse, onların yaptıkları ameller dünyada da, âhirette, ebedî yurtta da boşa gider. Onlar cehennemliktirler. Orada devamlı kalırlar.' de.
Ahmet Varol : Sana haram aydan, onda savaşmaktan soruyorlar. De ki: 'Onda savaşmak büyük bir günahtır. İnsanları Allah'ın yolundan alıkoymak, onu inkar etmek, Mescid-i Haram'a karşı nankörlük etmek, halkını oradan çıkarmak Allah katında daha büyük bir günahtır. Bozgunculuk ise öldürmekten daha fenadır. Onlar eğer güç yetirebilirse sizi dininizden döndürünceye kadar sizinle savaşmaya devam ederler. Sizden kim dininden döner ve sonra da kâfir olarak ölürse, işte onların yaptıkları işler dünyada da, ahirette de boşa gitmiştir ve işte onlar cehennemliklerdir. Onlar orada sürekli kalıcıdırlar.
Ali Bulaç : Sana haram olan ayı, onda savaşmayı sorarlar. De ki: "Onda savaşmak büyük (bir günahtır). Ancak Allah katında, Allah'ın yolundan alıkoymak, onu inkâr etmek, Mescid-i Haram'a engel olmak ve halkını oradan çıkarmak daha büyük (bir günahtır). Fitne, katilden beterdir. Eğer güç yetirirlerse, sizi dininizden geri çevirinceye kadar sizinle savaşmayı sürdürürler; sizden kim dininden geri döner ve kafir olarak ölürse, artık onların bütün işledikleri (amelleri) dünyada da, ahirette de boşa çıkmıştır ve onlar ateşin halkıdır, onda süresiz kalacaklardır.
Ali Fikri Yavuz : Haram olan ayda savaşın hükmü nedir, diye sana soruyorlar. De ki: “- O ayda savaş yapmak büyük günahtır. Fakat küfür ve inkârla insanları Allah yolundan çevirmek, Mescid-i Harâm’da tavaf ve namazdan alıkomak, Peygamberi ve ashabını Mekke’den çıkarmak Allah katında daha büyük bir günahtır. Allah’a ortak koşmak fitnesi, Müslümanların haram ayda yaptıkları savaştan da beterdir. Ey müminler, kâfirlerin gücü yetse, sizi dininizden döndürünceye kadar sizinle savaşmalarından geri durmazlar. Sizden kim dininden döner de kâfir olarak ölürse, bu gibilerin yaptığı iyi şeyler, dünyada da, ahirette de boşa gitmiştir; ve onlar cehennem ehli olup orada ebedî olarak kalırlar.
Bekir Sadak : Sana hurmet edilen ayi, o aydaki savasi sorarlar. De ki: «O ayda savasmak buyuk suctur. Allah yolundan alikoymak, O'nu inkar etmek, Mescidi Haram'a engel olmak ve halkini oradan cikarmak Allah katinda daha buyuk suctur. Fitne cikarmak ise oldurmekten daha buyuktur". Gucleri yeterse, dininizden dondurunceye kadar sizinle savasa devam ederler. Icinizden dininden donup kafir olarak olen olursa, bunlarin isleri dunya ve ahirette bosa gitmis olur. Iste cehennemlikler onlardir, onlar orada temellidirler.
Celal Yıldırım : Sana hürmetli ay (Receb) den ondaki savaştan soruyorlar, de ki: Hürmetli ay'da savaş büyük bir günahtır. (Ama) Allah yolundan alıkoymak, onu inkâr etmek ve Mescid-i Harâm'a girmelerine engel olmak, halkını oradan çıkarmak, Allah katında daha büyük bir günahtır. Fitne adam öldürmekten daha büyük (bir suç ve günah)tır. Onlar (Allah ve Peygamberini inkâr edenler, İslâm'ı din olarak kabul etmeyenler) güçleri yetse sizi dininizden döndürünceye kadar durmadan savaşırlar. Sizden kim dininden döner de kâfir olduğu halde ölürse, artık böylelerinin amelleri Dünya'da da, Âhiret'te de boşa gitmiştir ve işte cehennemlikler ve orada devamlı kalıcılar bunlardır!
Diyanet İşleri : Sana haram ayda savaşmayı soruyorlar. De ki: “O ayda savaş büyük bir günahtır. Allah’ın yolundan alıkoymak, onu inkâr etmek, Mescid-i Haram’ın ziyaretine engel olmak ve halkını oradan çıkarmak, Allah katında daha büyük günahtır. Zulüm ve baskı ise adam öldürmekten daha büyüktür. Onlar, güç yetirebilseler, sizi dininizden döndürünceye kadar sizinle savaşmaya devam ederler. Sizden kim dininden döner de kâfir olarak ölürse, öylelerin bütün yapıp ettikleri dünyada da, ahirette de boşa gitmiştir. Bunlar cehennemliklerdir, orada sürekli kalacaklardır.
Diyanet İşleri (eski) : Sana hürmet edilen ayı, o aydaki savaşı sorarlar. De ki: 'O ayda savaşmak büyük suçtur. Allah yolundan alıkoymak, O'nu inkar etmek, Mescidi Haram'a engel olmak ve halkını oradan çıkarmak Allah katında daha büyük suçtur. Fitne çıkarmak ise öldürmekten daha büyüktür'. Güçleri yeterse, dininizden döndürünceye kadar sizinle savaşa devam ederler. İçinizden dininden dönüp kafir olarak ölen olursa, bunların işleri dünya ve ahirette boşa gitmiş olur. İşte cehennemlikler onlardır, onlar orada temellidirler.
Diyanet Vakfi : Sana haram ayı, yani onda savaşmayı soruyorlar. De ki: O ayda savaşmak büyük bir günahtır. (İnsanları) Allah yolundan çevirmek, Allah'ı inkâr etmek, Mescid-i Haram'ın ziyaretine mâni olmak ve halkını oradan çıkarmak ise Allah katında daha büyük günahtır. Fitne de adam öldürmekten daha büyük bir günahtır. Onlar eğer güçleri yeterse, sizi dininizden döndürünceye kadar size karşı savaşa devam ederler. Sizden kim, dininden döner ve kâfir olarak ölürse, onların yaptıkları işler dünyada da ahirette de boşa gider. Onlar cehennemliktirler ve orada devamlı kalırlar.
Edip Yüksel : Sana, Kutsal Ayda savaşmak konusunu da soruyorlar. De ki: 'Onda savaş büyük bir günahtır. Fakat ALLAH'ın yolundan çevirmek, O'na ve Kutsal Mescid'e nankörlük etmek ve halkını oradan çıkarmak ALLAH yanında daha büyük bir günahtır. Çünkü baskı ve zulüm, öldürmekten daha büyük bir suçtur.' Güçleri yetse sizi dininizden döndürünceye kadar sizinle savaşırlar. Sizden kim dininden döner ve inkarcı olarak ölürse, tüm yaptıkları dünyada ve ahirette boşa çıkar. Onlar ateş halkıdır ve orada sürekli kalıcıdır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Ey Muhammed! Sana haram aydan ve o ayda savaşmaktan soruyorlar. De ki: O ayda savaşmak, büyük bir günahtır. Bununla beraber Allah yolundan alıkoymak, O'nu inkar etmek, insanları, Mescid- i Haram'dan menetmek ve halkını oradan çıkarmak, Allah yanında daha büyük bir günahtır ve fitne, öldürmekten daha büyük bir vebaldir. Onlar, güçleri yeterse, sizi dininizden döndürmek için sizinle savaşmaktan hiçbir zaman geri durmazlar. Sizden de her kim, dininden döner ve kâfir olarak can verirse artık onların bütün amelleri, dünyada ve ahirette boşa gitmiştir. İşte onlar, cehennemliklerdir. Onlar orada ebedi olarak kalacaklardır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Sana haram ay ve onda savaşma hakkında soru yöneltiyorlar. De ki: «Onda savaş, büyük bir günahtır. Allah yolundan engellemek, O'nu inkar etmek, Mescid-i Haram'a gidişi engellemek ve halkını oradan çıkarmak ise, Allah katında daha büyük bir günahtır. Fitne ise, adam öldürmekten daha büyük bir kötülüktür. Onlar güçleri yeterse, sizi dininizden döndürmek için sizinle savaşı sürdürürler, sizden her kim de dininden döner ve kafir olarak ölürse, bunların yaptığı bütün iyi işler dünya ve ahirette boşa gitmiştir ve artık onlar cehennemliktirler, hep orada sonsuza kadar kalacaklardır.
Elmalılı Hamdi Yazır : sana hurmetli aydan ve onda kıtalden soruyorlar; deki onda bir kıtal büyük bir günahtır, maamafih Allah yolundan bir meni' ve ona bir küfür ve Mescidiharamdan meni' ve ehlini ondan çıkarmak Allah yanında daha büyük ve fitne katilden daha büyüktür, onlar güçleri yeterse sizi dininizden döndürmek için sizinle muharebe etmekten bir zaman geri durmazlar, sizden de her kim dininden döner ve kâfir olarak can verirse artık onların bütün amelleri Dünya ve Ahıret heder olmuştur ve artık onlar eshabı nardırlar, hep orada muhalled kalırlar
Fizilal-il Kuran : Sana haram olan ayı ve o ayda muharebe etmeyi soruyorlar. De ki: “O ayda muharebe etmek, büyük bir günahtır. Fakat; insanları Allah yolundan men etmek ve onu inkar eylemek, Mescid-i Haram’a gitmelerine engel olmak, onun ehlini oradan çıkarmaksa Allah katında daha büyük günahtır. Fitne, katilden de beterdir. Kafirlerin güçleri yetse, sizi dininizden döndürünceye kadar sizinle savaşa devam ederler. Sizden her kim dininden döner de kafir olarak ölürse, onların yaptığı ameller dünyada da ahirette de boşa gitmiştir. Ve onlar Cehennem ehlidirler. Onlar orada ebedi kalacaklardır.
Gültekin Onan : Sana haram olan ayı, onda savaşmayı sorarlar. De ki: "Onda savaşmak büyük (bir günahtır). Ancak Tanrı katında, Tanrı'nın yolundan alıkoymak, ona küfretmek, Mescid-i Haram'a engel olmak ve ehlini oradan çıkarmak daha büyük (bir günahtır). Fitne katilden beterdir. Eğer güç yetirirlerse, sizi dininizden geri çevirinceye kadar sizinle savaşmayı sürdürürler; sizden kim dininden geri döner (irtidat) ve kafir olarak ölürse, artık onların bütün işledikleri dünyada da ahirette de boşa çıkmıştır ve onlar ateşin halkıdır, onda süresiz kalacaklardır.
Hakkı Yılmaz : "Sana dokunulmaz olan aydan ve o dokunulmaz olan ayda savaşmaktan soruyorlar. De ki: “Onda savaşmak, büyük suçtur. Ve Allah yolundan alıkoymak, O'nu ve Mescid-i Harâm'ı/ilâhîyat eğitim merkezini bilerek reddetmek/ görmezlikten gelmek ve Mescid-i Harâm'ın halkını; orada eğitim-öğretim yapanları ve kısa süreli eğitime katılanları oradan çıkarmak, Allah yanında daha büyüktür. Ve insanları dinden çıkarmak; ortak koşmaya, Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini örtmeye sürüklemek, öldürmekten daha büyüktür.” Onlar, eğer güç yetirirlerse, sizi dininizden döndürmek için sizinle savaşmaktan hiçbir zaman geri durmazlar. Sizden de her kim dininden döner ve kâfir; Allah'ın ilâhlığını, rabliğini bilerek reddeden biri olarak can verirse, artık onların bütün amelleri, dünyada ve âhirette boşa gitmiştir. Ve işte onlar, ateşin ashâbıdır. Onlar orada sürekli kalanlardır. "
Hasan Basri Çantay : Sana haram olan o ayı, ondaki muhaarebeyi sorarlar. De ki: «Onda (o ayda) muhaarebe etmek büyük (günâh) dır, (insanları) Allah yolundan men' etmek, onu inkâr etmek, (ziyaretçilerin) Mescid-i haraama gitmelerine mâni' olmak, Onun halkını oradan çıkarmak ise Allah katında daha büyük (günah) dır. Fitne katilden de beterdir. Kâfirler, güçleri yetse, sizi dininizden döndürünceye kadar sizinle savaşmalarında devam edeceklerdir. İçinizden kim dininden döner de o, kâfir olarak ölürse onların (o gibilerin) yaptığı (iyi) işler dünyâda da, âhiretde de boşa gitmişdir. Onlar o ateşin (cehennemin) arkadaşlarıdır. Onlar orada (bir daha çıkmamak üzere) ebedî kalıcıdırlar.
Hayrat Neşriyat : (Ey Resûlüm!) Sana, haram ayı, onda savaşmayı soruyorlar. De ki: 'Onda savaşmak büyük (bir günah)tır. Fakat (insanları) Allah yolundan men' etmek ve O’nu inkâr etmek, hem (mü’minleri) Mescid-i Harâm’dan (men' etmek) ve ehlini oradan çıkarmak Allah katında (günah cihetiyle) daha büyüktür. Çünki fitne (çıkarmak ve mü’minleri inkâra zorlamak), öldürmekten daha büyük (bir günah)tır.' (Ey Habîbim!) Eğer güçleri yetse, sizi dîninizden döndürünceye kadar sizinle savaşmayı bırakmazlar. İçinizden kim dîninden döner de kendisi kâfir olarak ölürse, işte onlar yok mu, (onların) amelleri dünya ve âhirette boşa gitmiştir. Ve yine onlar ateş ehlidirler! Onlar orada ebedî olarak kalıcıdırlar.
İbni Kesir : Sana haram aydan ve onda savaştan soruyorlar. De ki: O ayda savaşmak; büyük bir günahtır. Fakat insanları Allah yolundan alıkoymak ve O'nu inkar etmek, Mescid-i Haram'a gitmelerine engel olmak, onun ehlini oradan çıkarmak Allah katında daha büyük günahtır. Fitne, katilden de beterdir. Kafirlerin güçleri yetse, sizi dininizden döndürünceye kadar sizinle savaşa devam ederler. Sizden her kim dininden dönerde kafir olarak ölürse; onların yaptığı ameller dünyada da, ahirette de boşa gitmiştir. Ve onlar, cehennem ehlidirler. Orada temelli kalacaklardır.
İskender Evrenosoğlu : Sana haram (hürmetli) aydan ve onun içinde yapılan savaştan soruyorlar. De ki: “Onun içinde (o ayda) savaş büyük (günahtır). (Fakat insanları) Allah yolundan saptırmak (alıkoymak) ve O'nu inkâr etmek, (mü'minlere) Mescid-i Haram'ı (yasaklamak) ve onun halkını oradan (Mekke'den sürüp) çıkarmak ise Allah katında daha büyüktür (büyük günahtır). Ve fitne, (adam) öldürmekten de daha büyüktür (bir suç ve günahtır). Eğer onların güçleri yetse (yapabilseler), sizi dîninizden döndürünceye kadar sizinle savaşmaktan geri kalmazlar. Sizden kim dîninden dönerse, o taktirde o, kâfir olarak ölür. Bu sebeple işte onlar, amelleri dünyada ve ahirette boşa gitmiş olanlardır. Ve işte onlar, ateş ehlidir. ve onlar, orada ebediyyen kalacak olanlardır.”
Muhammed Esed : Sana saldırmazlık örfünün geçerli ayda savaşmanın hükmünü soruyorlar. De ki: "O ayda savaşmak çirkin bir şeydir; ancak insanları Allah yolundan çevirmek, O'nu inkar etmek ve Mescid-i Haram(a girmekten onları men etmek) ve halkını oradan sürmek, (bütün bunlar) Allah katında daha da kötüdür, çünkü zulüm ve baskı öldürmekten daha korkunçtur." (Düşmanlarınız) güçleri yeterse, inancınızdan döndürünceye kadar sizinle savaşmaktan vazgeçmeyeceklerdir. Ama sizden biri imanından döner ve hakikati inkar eden biri olarak ölürse, böyle birinin yapıp ettikleri bu dünyada da, öteki dünyada da boşa gidecektir; işte böyleleri içinde yaşayıp kalacakları ateşe mahkum kimselerdir.
Ömer Nasuhi Bilmen : Sana Şehr-i Haram'ı, o ayda yapılan kıtali soruyorlar. De ki: «O ayda kıtal büyük bir günahtır. Fakat nâsı Allah'ın yolundan men etmek ve onu inkar eylemek, Mescid-i Haram'dan mende bulunmak ve onun ehlini oradan çıkarmak Allah yanında daha büyük (bir cinayettir). Ve fitne ise katilden daha büyüktür.» Onlar muktedir olabilseler sizi dininizden döndürünceye kadar sizinle savaştan geri durmazlar. Sizden ise her kim dininden dönüp de kâfir olarak ölürse artık onların bütün amelleri dünyada da, ahirette de sükut etmiş olur. Ve onlar artık cehennem ehlidirler. Onlar orada ebedîyyen kalacaklardır.
Ömer Öngüt : Resulüm! Sana haram aydan ve onda savaşmanın doğru olup olmadığından soruyorlar. De ki: Haram ayda savaşmak büyük bir günahtır. Fakat insanları Allah yolundan alıkoymak, Allah'ı inkâr etmek, Mescid-i haram'ın ziyaretine engel olmak ve halkını oradan çıkarmak ise, Allah katında daha büyük, daha ağır günahtır. Fitne de adam öldürmekten daha büyük bir günahtır. Eğer onların güçleri yetse, sizi dininizden döndürünceye kadar size karşı savaşa devam ederler. Sizden her kim dininden döner ve kâfir olarak ölürse, onların yaptıkları işler dünyada da ahirette de boşa gitmiştir. Onlar cehennemliktirler ve orada ebedî kalacaklardır.
Şaban Piriş : Sana hürmetli ayda yapılan savaşı soruyorlar, de ki: -O ayda savaşmak büyük suçtur, Allah yolundan alıkoymak, onu inkar etmek, Mescid-i Haram’a (girmeye) engel olmak ve halkını oradan çıkarmak Allah katında daha büyük suçtur. Fitne (çıkarmak) ise, öldürmekten daha büyüktür. Güçleri yeterse sizi dininizden döndürünceye kadar sizinle savaşmaya devam ederler. Sizden kim dininden dönüp, kafir olarak ölürse işte onlar, amelleri dünyada ve ahirette boşa gidenlerdir. İşte onlar ateş ehlidir. Orada ebedi kalacaklardır.
Suat Yıldırım : Sana haram ayı ve bu ayda savaşmanın hükmünü sorarlar. De ki: "O ayda savaşmak büyük bir günahtır. Fakat insanları Allah yolundan engellemek, Allah’ı inkâr etmek, Mescid-i Haram’ı ziyareti yasaklamak, o mescidin cemaatini yani Müslümanları oradan çıkarmak ise, Allah nazarında daha büyük günahtır. Dinden döndürmek için işkence, öldürmekten beterdir. Kâfirler, ellerinden gelse, sizi dininizden döndürünceye kadar sizinle savaşmaktan geri durmazlar. Sizden her kim dininden döner ve kâfirlikte devam ederek ölürse, işte onların dünyada da, âhirette de yaptıkları boşa gider. Bunlar cehennemlik olup orada ebedî kalacaklardır.
Süleyman Ateş : Sana harâm ayında savaşmaktan soruyorlar. De ki: "Onda savaş, büyük bir günâhtır. Fakat Allâh yoluna engel olmak, Allah'a ve Mescid-i Harâm'a karşı nankörlük etmek, halkını ondan (Mekke'den) sürüp çıkarmak, Allâh yanında daha büyük bir günâhtır. Fitne (baskı yapmak, adam) öldürmekten daha büyük(bir günâh)tır". Onlar yapabilseler sizi dininizden döndürünceye kadar sizinle savaşmaya devam ederler. Sizden kim dininden döner ve kâfir olarak ölürse, işte onların bütün yaptıkları dünyâda da, âhirette de boşa çıkmıştır ve onlar, ateş halkıdır, orada sürekli kalacaklardır.
Tefhim-ul Kuran : Sana haram olan ayı, onda savaşmayı sorarlar. De ki: «Onda savaşmak büyük (bir günahtır).» Allah katında ise, Allah'ın yolundan alıkoymak, onu inkâr etmek, Mescid-i Haram'a engel olmak ve halkını oradan çıkarmak daha büyük (bir günahtır). Fitne ise, katilden beterdir. Eğer güç yetirirlerse, sizi dininizden geri çevirinceye kadar sizinle savaşmayı sürdürürler; sizden kim dininden döner ve kâfir olarak ölürse, artık onların bütün yapıp etmeleri (amelleri) dünyada da, ahirette de boşa çıkmıştır ve onlar ateşin halkıdır, onda sürekli kalacaklardır.
Ümit Şimşek : Sana, Haram Ayda savaşmanın hükmünü soruyorlar. De ki: O ayda savaşmak büyük günahtır. Lâkin insanları Allah yolundan alıkoymak, Onu inkâr etmek, Mescid-i Haramın ziyaretini engellemek ve oranın ahalisini oradan çıkarmak ise, Allah katında daha da büyük günahtır. Çünkü fitne, öldürmekten de kötüdür. Onlar, sizi dininizden çevirinceye kadar sizinle savaşmak için ellerinden gelen hiçbir şeyi esirgemezler. Fakat sizden her kim dininden döner de kâfir olarak ölürse, işte öylelerinin dünyada ve âhirette bütün işleri boşa çıkmıştır. Onlar ateş ehlidir ve orada sürekli kalacaklardır.
Yaşar Nuri Öztürk : Sana haram ayı, onda savaşmayı soruyorlar, De ki: "O ayda savaş büyük bir günahtır. Ama Allah yolundan alıkoymak, O'na ve Mescid-i Haram'a nankörlük etmek, ora halkını oradan sürüp çıkarmak, Allah katında daha büyük bir günahtır." Fitne/baskı ve bozgunculuk, cana kıymaktan daha büyük bir kötülüktür. Eğer güçleri yetse sizi dininizden çevirinceye kadar sizinle savaşmayı sürdürürler. İçinizden kim irtidâd edip dininden dönerse kâfir olarak ölür. Böylelerinin amelleri dünyada da âhırette de boşa gitmiştir. Ateş ehlidir onlar. Sürekli kalacaklardır orada.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}