» 2 / Bakara  159:

Kuran Sırası: 2
İniş Sırası: 87
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286

 » 2 / Bakara  Suresi: 159
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. إِنَّ (ÎN) = inne : doğrusu
2. الَّذِينَ (ELZ̃YN) = elleƶīne : kimseler
3. يَكْتُمُونَ (YKTMVN) = yektumūne : gizleyen
4. مَا (ME) = mā : şeyleri
5. أَنْزَلْنَا (ÊNZLNE) = enzelnā : indirdiğimiz
6. مِنَ (MN) = mine : -den
7. الْبَيِّنَاتِ (ELBYNET) = l-beyyināti : açık deliller-
8. وَالْهُدَىٰ (VELHD̃) = velhudā : ve hidayeti
9. مِنْ (MN) = min :
10. بَعْدِ (BAD̃) = beǎ'di : sonra
11. مَا (ME) = mā :
12. بَيَّنَّاهُ (BYNEH) = beyyennāhu : biz açıkça belirttikten
13. لِلنَّاسِ (LLNES) = linnāsi : insanlara
14. فِي (FY) = fī :
15. الْكِتَابِ (ELKTEB) = l-kitābi : Kitapta
16. أُولَٰئِكَ (ÊVLÙK) = ulāike : işte onlara
17. يَلْعَنُهُمُ (YLANHM) = yel'ǎnuhumu : la'net eder
18. اللَّهُ (ELLH) = llahu : Allah
19. وَيَلْعَنُهُمُ (VYLANHM) = ve yel'ǎnuhumu : ve la'net eder
20. اللَّاعِنُونَ (ELLEANVN) = l-lāǐnūne : bütün la'net edebilenler
doğrusu | kimseler | gizleyen | şeyleri | indirdiğimiz | -den | açık deliller- | ve hidayeti | | sonra | | biz açıkça belirttikten | insanlara | | Kitapta | işte onlara | la'net eder | Allah | ve la'net eder | bütün la'net edebilenler |

[] [] [KTM] [] [NZL] [] [BYN] [HD̃Y] [] [BAD̃] [] [BYN] [NVS] [] [KTB] [] [LAN] [] [LAN] [LAN]
ÎN ELZ̃YN YKTMVN ME ÊNZLNE MN ELBYNET VELHD̃ MN BAD̃ ME BYNEH LLNES FY ELKTEB ÊVLÙK YLANHM ELLH VYLANHM ELLEANVN

inne elleƶīne yektumūne enzelnā mine l-beyyināti velhudā min beǎ'di beyyennāhu linnāsi l-kitābi ulāike yel'ǎnuhumu llahu ve yel'ǎnuhumu l-lāǐnūne
إن الذين يكتمون ما أنزلنا من البينات والهدى من بعد ما بيناه للناس في الكتاب أولئك يلعنهم الله ويلعنهم اللاعنون

 » 2 / Bakara  Suresi: 159
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
إن | ÎN inne doğrusu Indeed,
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimseler those who
يكتمون ك ت م | KTM YKTMVN yektumūne gizleyen conceal
ما | ME şeyleri what
أنزلنا ن ز ل | NZL ÊNZLNE enzelnā indirdiğimiz We revealed
من | MN mine -den of
البينات ب ي ن | BYN ELBYNET l-beyyināti açık deliller- the clear proofs,
والهدى ه د ي | HD̃Y VELHD̃ velhudā ve hidayeti and the Guidance,
من | MN min from
بعد ب ع د | BAD̃ BAD̃ beǎ'di sonra after
ما | ME [what]
بيناه ب ي ن | BYN BYNEH beyyennāhu biz açıkça belirttikten We made clear
للناس ن و س | NVS LLNES linnāsi insanlara to the people
في | FY in
الكتاب ك ت ب | KTB ELKTEB l-kitābi Kitapta the Book -
أولئك | ÊVLÙK ulāike işte onlara those,
يلعنهم ل ع ن | LAN YLANHM yel'ǎnuhumu la'net eder curses them
الله | ELLH llahu Allah Allah
ويلعنهم ل ع ن | LAN VYLANHM ve yel'ǎnuhumu ve la'net eder and curse them
اللاعنون ل ع ن | LAN ELLEANVN l-lāǐnūne bütün la'net edebilenler the ones who curse.

2:159 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

doğrusu | kimseler | gizleyen | şeyleri | indirdiğimiz | -den | açık deliller- | ve hidayeti | | sonra | | biz açıkça belirttikten | insanlara | | Kitapta | işte onlara | la'net eder | Allah | ve la'net eder | bütün la'net edebilenler |

[] [] [KTM] [] [NZL] [] [BYN] [HD̃Y] [] [BAD̃] [] [BYN] [NVS] [] [KTB] [] [LAN] [] [LAN] [LAN]
ÎN ELZ̃YN YKTMVN ME ÊNZLNE MN ELBYNET VELHD̃ MN BAD̃ ME BYNEH LLNES FY ELKTEB ÊVLÙK YLANHM ELLH VYLANHM ELLEANVN

inne elleƶīne yektumūne enzelnā mine l-beyyināti velhudā min beǎ'di beyyennāhu linnāsi l-kitābi ulāike yel'ǎnuhumu llahu ve yel'ǎnuhumu l-lāǐnūne
إن الذين يكتمون ما أنزلنا من البينات والهدى من بعد ما بيناه للناس في الكتاب أولئك يلعنهم الله ويلعنهم اللاعنون

[] [] [ك ت م] [] [ن ز ل] [] [ب ي ن] [ه د ي] [] [ب ع د] [] [ب ي ن] [ن و س] [] [ك ت ب] [] [ل ع ن] [] [ل ع ن] [ل ع ن]

 » 2 / Bakara  Suresi: 159
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
إن | ÎN inne doğrusu Indeed,
,Nun,
,50,
ACC – accusative particle
حرف نصب
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimseler those who
Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
1,30,700,10,50,
REL – masculine plural relative pronoun
اسم موصول
يكتمون ك ت م | KTM YKTMVN yektumūne gizleyen conceal
Ye,Kef,Te,Mim,Vav,Nun,
10,20,400,40,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
ما | ME şeyleri what
Mim,Elif,
40,1,
REL – relative pronoun
اسم موصول
أنزلنا ن ز ل | NZL ÊNZLNE enzelnā indirdiğimiz We revealed
,Nun,Ze,Lam,Nun,Elif,
,50,7,30,50,1,
V – 1st person plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
من | MN mine -den of
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
البينات ب ي ن | BYN ELBYNET l-beyyināti açık deliller- the clear proofs,
Elif,Lam,Be,Ye,Nun,Elif,Te,
1,30,2,10,50,1,400,
N – genitive feminine plural noun
اسم مجرور
والهدى ه د ي | HD̃Y VELHD̃ velhudā ve hidayeti and the Guidance,
Vav,Elif,Lam,He,Dal,,
6,1,30,5,4,,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – genitive masculine noun
الواو عاطفة
اسم مجرور
من | MN min from
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
بعد ب ع د | BAD̃ BAD̃ beǎ'di sonra after
Be,Ayn,Dal,
2,70,4,
N – genitive noun
اسم مجرور
ما | ME [what]
Mim,Elif,
40,1,
REL – relative pronoun
اسم موصول
بيناه ب ي ن | BYN BYNEH beyyennāhu biz açıkça belirttikten We made clear
Be,Ye,Nun,Elif,He,
2,10,50,1,5,
V – 1st person plural (form II) perfect verb
PRON – subject pronoun
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل والهاء ضمير متصل في محل نصب مفعول به
للناس ن و س | NVS LLNES linnāsi insanlara to the people
Lam,Lam,Nun,Elif,Sin,
30,30,50,1,60,
P – prefixed preposition lām
N – genitive masculine plural noun
جار ومجرور
في | FY in
Fe,Ye,
80,10,
P – preposition
حرف جر
الكتاب ك ت ب | KTB ELKTEB l-kitābi Kitapta the Book -
Elif,Lam,Kef,Te,Elif,Be,
1,30,20,400,1,2,
N – genitive masculine noun
اسم مجرور
أولئك | ÊVLÙK ulāike işte onlara those,
,Vav,Lam,,Kef,
,6,30,,20,
DEM – plural demonstrative pronoun
اسم اشارة
يلعنهم ل ع ن | LAN YLANHM yel'ǎnuhumu la'net eder curses them
Ye,Lam,Ayn,Nun,He,Mim,
10,30,70,50,5,40,
V – 3rd person masculine singular imperfect verb
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
فعل مضارع و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
الله | ELLH llahu Allah Allah
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – nominative proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مرفوع
ويلعنهم ل ع ن | LAN VYLANHM ve yel'ǎnuhumu ve la'net eder and curse them
Vav,Ye,Lam,Ayn,Nun,He,Mim,
6,10,30,70,50,5,40,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine singular imperfect verb
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
الواو عاطفة
فعل مضارع و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
اللاعنون ل ع ن | LAN ELLEANVN l-lāǐnūne bütün la'net edebilenler the ones who curse.
Elif,Lam,Lam,Elif,Ayn,Nun,Vav,Nun,
1,30,30,1,70,50,6,50,
N – nominative masculine plural active participle
اسم مرفوع
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |إِنَّ: doğrusu | الَّذِينَ: kimseler | يَكْتُمُونَ: gizleyen | مَا: şeyleri | أَنْزَلْنَا: indirdiğimiz | مِنَ: -den | الْبَيِّنَاتِ: açık deliller- | وَالْهُدَىٰ: ve hidayeti | مِنْ: | بَعْدِ: sonra | مَا: | بَيَّنَّاهُ: biz açıkça belirttikten | لِلنَّاسِ: insanlara | فِي: | الْكِتَابِ: Kitapta | أُولَٰئِكَ: işte onlara | يَلْعَنُهُمُ: la'net eder | اللَّهُ: Allah | وَيَلْعَنُهُمُ: ve la'net eder | اللَّاعِنُونَ: bütün la'net edebilenler |
Kırık Meal (Harekesiz) : |إن ÎN doğrusu | الذين ELZ̃YN kimseler | يكتمون YKTMWN gizleyen | ما ME şeyleri | أنزلنا ÊNZLNE indirdiğimiz | من MN -den | البينات ELBYNET açık deliller- | والهدى WELHD̃ ve hidayeti | من MN | بعد BAD̃ sonra | ما ME | بيناه BYNEH biz açıkça belirttikten | للناس LLNES insanlara | في FY | الكتاب ELKTEB Kitapta | أولئك ÊWLÙK işte onlara | يلعنهم YLANHM la'net eder | الله ELLH Allah | ويلعنهم WYLANHM ve la'net eder | اللاعنون ELLEANWN bütün la'net edebilenler |
Kırık Meal (Okunuş) : |inne: doğrusu | elleƶīne: kimseler | yektumūne: gizleyen | : şeyleri | enzelnā: indirdiğimiz | mine: -den | l-beyyināti: açık deliller- | velhudā: ve hidayeti | min: | beǎ'di: sonra | : | beyyennāhu: biz açıkça belirttikten | linnāsi: insanlara | : | l-kitābi: Kitapta | ulāike: işte onlara | yel'ǎnuhumu: la'net eder | llahu: Allah | ve yel'ǎnuhumu: ve la'net eder | l-lāǐnūne: bütün la'net edebilenler |
Kırık Meal (Transcript) : |ÎN: doğrusu | ELZ̃YN: kimseler | YKTMVN: gizleyen | ME: şeyleri | ÊNZLNE: indirdiğimiz | MN: -den | ELBYNET: açık deliller- | VELHD̃: ve hidayeti | MN: | BAD̃: sonra | ME: | BYNEH: biz açıkça belirttikten | LLNES: insanlara | FY: | ELKTEB: Kitapta | ÊVLÙK: işte onlara | YLANHM: la'net eder | ELLH: Allah | VYLANHM: ve la'net eder | ELLEANVN: bütün la'net edebilenler |
Abdulbaki Gölpınarlı : İndirdiğimiz apaçık delilleri, bildirdiğimiz dosdoğru yolu, insanlara Kur'ân'da tamamıyla anlattıktan sonra bunu gizleyenlere gelince: Allah da onlara lânet eder, lânet edenler de.
Adem Uğur : İndirdiğimiz açık delilleri ve kitapta insanlara apaçık gösterdiğimiz hidayet yolunu gizleyenlere hem Allah hem de bütün lânet ediciler lânet eder.
Ahmed Hulusi : Kitapta apaçık bildirdiklerimizden sonra kim ki o işaret ve hidâyet vesilelerini gizlerse, işte Allâh onlara lânet eder (Allâh'tan uzak düşerler), lânet edebilecek herkes dahi lânet eder (yani hem bâtından hem de zâhirden gelen bir Allâh'tan ayrı düşmenin sonuçlarını yaşarlar).
Ahmet Tekin : İndirdiğimiz apaçık âyetleri, peygamberlerin tavsiyelerini, vahyin içeriğini açıklayan beyanlarını, Muhammed’in hak peygamber olduğunun kesin delillerini, ilahî hükümleri, hidayet yolunu, Muhammed’in gösterdiği yolun doğruluğunu, kitaplarda, Tevrat’ta ve İncil’de bizim insanların iyiliği için açıklamamızdan sonra gizleyenlere Allah lânet eder. Lânet edebilecek olanlar da lânet eder.
Ahmet Varol : İndirdiğimiz açık delilleri ve onu Kitap'ta insanlara açıklamamızdan sonra hidayet çizgisini gizleyenler var ya, işte bunlara Allah da lanet eder, bütün lanet ediciler de lanet eder.
Ali Bulaç : Gerçekten, apaçık belgelerden indirdiklerimizi ve insanlar için Kitapta açıkladığımız hidayeti gizlemekte olanlar; işte onlara, hem Allah lanet eder, hem de (bütün) lanet ediciler.
Ali Fikri Yavuz : İndirdiğimiz apaçık hükümleri ve doğru yolu, insanlara biz Kitab’da beyan ettikten sonra, gizliyenler (var ya), şüphesiz Allah onlara lânet eder. (onları rahmetinden kovar) ve bütün lânet edebilenler de, onlara lânet okur.
Bekir Sadak : (159-16) 0 Gercekten indirdigimiz belgeleri ve dogru yolu Kitab'da insanlara acikladiktan sonra, gizleyen kimseler var ya, onlara hem Allah lanet eder, hem lanetciler lanet eder, ancak tevbe edenler, islah olanlar ve gercegi ortaya koyanlar mustesna; iste onlarin tevbesini kabul ederim. Ben, tevbeleri daima kabul ve merhamet edenim.
Celal Yıldırım : (159-160) Şüphesiz ki, indirdiğimiz o açık belgeleri ve doğru yolu, Kitab'da insanlara açıkladıktan sonra gizleyenler yok mu, işte onlara hem Allah lanet eder, hem lânetçiler lanet eder. Ancak tevbe edip kendini düzeltenler ve hakkı açıklayıp ortaya koyanlar bu lanetin dışında kalır, işte Ben onların tevbesini kabul ederim. (Çünkü) tevbeleri çokça kabul eden, geniş rahmette bulunan ancak Benim.
Diyanet İşleri : İndirdiğimiz apaçık delilleri ve hidayeti Kitap’ta açıklamamızdan sonra onları gizleyenler var ya, işte onlara hem Allah lânet eder, hem de bütün lânet etme konumunda olanlar lânet eder.
Diyanet İşleri (eski) : (159-160) İndirdiğimiz belgeleri ve doğru yolu Kitab'da insanlara açıkladıktan sonra, gizleyen kimseler var ya, onlara hem Allah lanet eder, hem lanetçiler lanet eder, ancak tevbe edenler, ıslah olanlar ve gerçeği ortaya koyanlar müstesna; işte onların tevbesini kabul ederim. Ben, tevbeleri daima kabul ve merhamet edenim.
Diyanet Vakfi : İndirdiğimiz açık delilleri ve hidâyet yolunu -kitapta onu insanlara apaçık göstermemizden sonra- gizleyenler yok mu, işte onlara hem Allah hem de bütün lânet ediciler lânet eder.
Edip Yüksel : İndirdiğimiz açık delilleri ve hidayeti, -biz kitapta halka açıkladıktan sonra- gizleyenleri hem ALLAH ve hem de tüm lanetleyenler lanetler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : İndirdiğimiz apaçık delilleri ve hidayetin kendisi olan âyetleri insanlar için biz kitapta açıkladıktan sonra gizleyenler var ya mutlaka onlara Allah lanet eder. Lanet edebilecek olanlar da lanet ederler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : İndirdiğimiz apaçık ayetleri ve doğruyu, Biz onları insanlar için kitapta iyice açıkladıktan sonra, gizleyenlere Allah da bütün lanet edebilenler de lanet eder.
Elmalılı Hamdi Yazır : İndirdiğimiz beyyinatı ve ayni bidayet olan âyâtı insanlar için biz kitabda beyan ettikten sonra ketm edenler muhakkak ki onlara Allah lâ'net eder, lâ'net şanından olanlar da lâ'net eder
Fizilal-il Kuran : İndirdiğimiz belgeleri, biz onları Kitapta açıkladıktan sonra gizleyenler var ya, onlara hem Allah hem de bütün lânet edebilenler lânet eder.
Gültekin Onan : Gerçekten, apaçık belgelerden indirdiklerimizi ve insanlar için Kitapta açıkladığımız hidayeti gizlemekte olanlar; İşte onlara hem Tanrı lanet eder, hem de (bütün) lanet ediciler.
Hakkı Yılmaz : (159,160) "Şüphesiz indirdiğimiz açık delilleri ve doğru yol kılavuzunu, Biz, kitapta insanlara apaçık gösterdikten sonra gizleyen kimseler; işte onlar; onları Allah ve dışlayanlar, dışlayıp gözden çıkarır. Ancak günahtan dönüş yapan ve düzeltenler ve açık delilleri ve doğru yol kılavuzunu açıkça ortaya koyanlar başkadır. İşte onlar, Ben onların tevbelerini kabul ederim. Ve Ben tevbeleri çokça kabul eden, çok tevbe fırsatı veren, çokça merhamet edenim. "
Hasan Basri Çantay : Hakıykat, indirdiğimiz o açık açık âyetlerimizi ve doğruyu biz kitabda insanlara onu pek aşikâr bir suretde bildirdikden sonra gizleyenler (yok mu?) işte onlar (ın haali:) onlara hem Allah lâ'net eder ve hem lâ'net etmek şânından olanlar lâ'net eder.
Hayrat Neşriyat : Şübhe yok ki onu insanlara Kitab’da (Tevrât’da) beyân etmemizden sonra,(Muhammed’in sıfatları ve recm âyeti gibi) indirdiğimiz apaçık delilleri ve hidâyeti gizleyenler yok mu, işte onlar ki Allah kendilerine lâ'net eder, (bütün) lâ'net edenler de onlara lâ'net okur!
İbni Kesir : İndirdiğimiz, açık delilleri ve hidayeti, kitabda insanlara açıkça beyan ettikten sonra gizleyenlere; muhakkak ki onlara, Allah la'net eder ve la'net etmek şanından olanlar da la'net eder.
İskender Evrenosoğlu : Muhakkak ki, beyyinelerden indirdiğimiz şeyleri ve hidayeti (ölmeden evvel ruhun Allah'a ulaştırılmasını) Kitap'ta insanlara açıklamamızdan sonra gizleyenlere, işte onlara, Allah lânet eder ve lânet ediciler de onlara lânet eder.
Muhammed Esed : Bakın, katımızdan indirdiğimiz hakikatin ve rehberliğin delilini ilahi kelam aracılığıyla insanlığın önüne koyduktan sonra onu gizleyip örtbas edenlere gelince: İşte onlardır Allah'ın lanet edeceği ve onlardır yargılama yeteneğine sahip herkesin de lanet yağdıracağı.
Ömer Nasuhi Bilmen : O kimseler ki Bizim inzal etmiş olduğumuz beyanatı ve hüdâyı nasa açıkça beyan etmiş olduğumuzdan sonra saklarlar. Muhakkak onlara Allah Teâlâ lânet eder. Ve onlara lânet ediciler de lânette bulunurlar.
Ömer Öngüt : İndirdiğimiz açık delilleri ve hidayeti biz Kitap'ta açıkça belirttikten sonra gizleyenler var ya, işte onlara hem Allah lânet eder, hem de bütün lânet ediciler lânet eder.
Şaban Piriş : İndirdiğimiz açık delilleri ve doğru yolu kitapta insanlara açıkladıktan sonra onu gizleyenler.. İşte onlara hem Allah lanet eder, hem de lanet edenlerin hepsi lanet eder.
Suat Yıldırım : İnsanlar için biz kitapta açıkladıktan sonra, indirmiş olduğumuz aşikâr delilleri ve hidâyeti gizleyenler var ya, işte onlara Allah lânet ettiği gibi, Lânet edebilecek herkes de lânet eder.
Süleyman Ateş : İndirdiğimiz açık delilleri ve hidâyeti biz Kitapta insanlara açıkça belirttikten sonra gizleyenler (var ya), işte onlara hem Allâh la'net eder, hem bütün la'net edebilenler la'net eder.
Tefhim-ul Kuran : Gerçek, apaçık belgelerden indirdiklerimizi ve insanlar için Kitapta açıkladığımız hidayeti gizlemekte olanlar; işte onlara, hem Allah lanet eder, hem de lanet ediciler lanet eder.
Ümit Şimşek : Biz onları kitapta insanlara açıkladıktan sonra, indirmiş olduğumuz delilleri ve hidayeti saklayanlara gelince: Allah onları rahmetinden uzak tutar; lânet edebilecek olanlar da onlara lânet eder.
Yaşar Nuri Öztürk : İndirdiğimiz açık-seçik delillerle, kılavuz mesajı; biz onu Kitap'ta insanlara ayan-beyan gösterdikten sonra gizleyenlere, işte onlara, hem Allah lanet eder hem de diğer lanet okuyanlar lanet eder.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}