» 2 / Bakara  119:

Kuran Sırası: 2
İniş Sırası: 87
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286

 » 2 / Bakara  Suresi: 119
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. إِنَّا (ÎNE) = innā : doğrusu biz
2. أَرْسَلْنَاكَ (ÊRSLNEK) = erselnāke : seni gönderdik
3. بِالْحَقِّ (BELḪG) = bil-Haḳḳi : gerçekle
4. بَشِيرًا (BŞYRE) = beşīran : müjdeleyici
5. وَنَذِيرًا (VNZ̃YRE) = ve neƶīran : ve uyarıcı olarak
6. وَلَا (VLE) = ve lā : değilsin
7. تُسْأَلُ (TSÊL) = tuselu : sen sorumlu
8. عَنْ (AN) = ǎn :
9. أَصْحَابِ (ÊṦḪEB) = eSHābi : halkından
10. الْجَحِيمِ (ELCḪYM) = l-ceHīmi : cehennem
doğrusu biz | seni gönderdik | gerçekle | müjdeleyici | ve uyarıcı olarak | değilsin | sen sorumlu | | halkından | cehennem |

[] [RSL] [ḪGG] [BŞR] [NZ̃R] [] [SEL] [] [ṦḪB] [CḪM]
ÎNE ÊRSLNEK BELḪG BŞYRE VNZ̃YRE VLE TSÊL AN ÊṦḪEB ELCḪYM

innā erselnāke bil-Haḳḳi beşīran ve neƶīran ve lā tuselu ǎn eSHābi l-ceHīmi
إنا أرسلناك بالحق بشيرا ونذيرا ولا تسأل عن أصحاب الجحيم

 » 2 / Bakara  Suresi: 119
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
إنا | ÎNE innā doğrusu biz Indeed We!
أرسلناك ر س ل | RSL ÊRSLNEK erselnāke seni gönderdik [We] have sent you
بالحق ح ق ق | ḪGG BELḪG bil-Haḳḳi gerçekle with the truth,
بشيرا ب ش ر | BŞR BŞYRE beşīran müjdeleyici (as) a bearer of good news
ونذيرا ن ذ ر | NZ̃R VNZ̃YRE ve neƶīran ve uyarıcı olarak and (as) a warner.
ولا | VLE ve lā değilsin And not
تسأل س ا ل | SEL TSÊL tuselu sen sorumlu you will be asked
عن | AN ǎn about
أصحاب ص ح ب | ṦḪB ÊṦḪEB eSHābi halkından (the) companions
الجحيم ج ح م | CḪM ELCḪYM l-ceHīmi cehennem (of) the blazing Fire.

2:119 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

doğrusu biz | seni gönderdik | gerçekle | müjdeleyici | ve uyarıcı olarak | değilsin | sen sorumlu | | halkından | cehennem |

[] [RSL] [ḪGG] [BŞR] [NZ̃R] [] [SEL] [] [ṦḪB] [CḪM]
ÎNE ÊRSLNEK BELḪG BŞYRE VNZ̃YRE VLE TSÊL AN ÊṦḪEB ELCḪYM

innā erselnāke bil-Haḳḳi beşīran ve neƶīran ve lā tuselu ǎn eSHābi l-ceHīmi
إنا أرسلناك بالحق بشيرا ونذيرا ولا تسأل عن أصحاب الجحيم

[] [ر س ل] [ح ق ق] [ب ش ر] [ن ذ ر] [] [س ا ل] [] [ص ح ب] [ج ح م]

 » 2 / Bakara  Suresi: 119
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
إنا | ÎNE innā doğrusu biz Indeed We!
,Nun,Elif,
,50,1,
ACC – accusative particle
PRON – 1st person plural object pronoun
حرف نصب و«نا» ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
أرسلناك ر س ل | RSL ÊRSLNEK erselnāke seni gönderdik [We] have sent you
,Re,Sin,Lam,Nun,Elif,Kef,
,200,60,30,50,1,20,
V – 1st person plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
PRON – 2nd person masculine singular object pronoun
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل والكاف ضمير متصل في محل نصب مفعول به
بالحق ح ق ق | ḪGG BELḪG bil-Haḳḳi gerçekle with the truth,
Be,Elif,Lam,Ha,Gaf,
2,1,30,8,100,
P – prefixed preposition bi
N – genitive masculine noun
جار ومجرور
بشيرا ب ش ر | BŞR BŞYRE beşīran müjdeleyici (as) a bearer of good news
Be,Şın,Ye,Re,Elif,
2,300,10,200,1,
N – accusative masculine singular indefinite noun
اسم منصوب
ونذيرا ن ذ ر | NZ̃R VNZ̃YRE ve neƶīran ve uyarıcı olarak and (as) a warner.
Vav,Nun,Zel,Ye,Re,Elif,
6,50,700,10,200,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – accusative masculine indefinite noun
الواو عاطفة
اسم منصوب
ولا | VLE ve lā değilsin And not
Vav,Lam,Elif,
6,30,1,
REM – prefixed resumption particle
NEG – negative particle
الواو استئنافية
حرف نفي
تسأل س ا ل | SEL TSÊL tuselu sen sorumlu you will be asked
Te,Sin,,Lam,
400,60,,30,
V – 2nd person masculine singular passive imperfect verb
فعل مضارع مبني للمجهول
عن | AN ǎn about
Ayn,Nun,
70,50,
P – preposition
حرف جر
أصحاب ص ح ب | ṦḪB ÊṦḪEB eSHābi halkından (the) companions
,Sad,Ha,Elif,Be,
,90,8,1,2,
N – genitive masculine plural noun
اسم مجرور
الجحيم ج ح م | CḪM ELCḪYM l-ceHīmi cehennem (of) the blazing Fire.
Elif,Lam,Cim,Ha,Ye,Mim,
1,30,3,8,10,40,
N – genitive feminine noun
اسم مجرور
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |إِنَّا: doğrusu biz | أَرْسَلْنَاكَ: seni gönderdik | بِالْحَقِّ: gerçekle | بَشِيرًا: müjdeleyici | وَنَذِيرًا: ve uyarıcı olarak | وَلَا: değilsin | تُسْأَلُ: sen sorumlu | عَنْ: | أَصْحَابِ: halkından | الْجَحِيمِ: cehennem |
Kırık Meal (Harekesiz) : |إنا ÎNE doğrusu biz | أرسلناك ÊRSLNEK seni gönderdik | بالحق BELḪG gerçekle | بشيرا BŞYRE müjdeleyici | ونذيرا WNZ̃YRE ve uyarıcı olarak | ولا WLE değilsin | تسأل TSÊL sen sorumlu | عن AN | أصحاب ÊṦḪEB halkından | الجحيم ELCḪYM cehennem |
Kırık Meal (Okunuş) : |innā: doğrusu biz | erselnāke: seni gönderdik | bil-Haḳḳi: gerçekle | beşīran: müjdeleyici | ve neƶīran: ve uyarıcı olarak | ve lā: değilsin | tuselu: sen sorumlu | ǎn: | eSHābi: halkından | l-ceHīmi: cehennem |
Kırık Meal (Transcript) : |ÎNE: doğrusu biz | ÊRSLNEK: seni gönderdik | BELḪG: gerçekle | BŞYRE: müjdeleyici | VNZ̃YRE: ve uyarıcı olarak | VLE: değilsin | TSÊL: sen sorumlu | AN: | ÊṦḪEB: halkından | ELCḪYM: cehennem |
Abdulbaki Gölpınarlı : Şüphe yok ki biz, seni dosdoğru bir müjdeci ve korkutucu olarak gönderdik, zâten sen, o cehennemliklerden sorumlu da değilsin.
Adem Uğur : Doğrusu biz seni Hak (Kur'an) ile müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik. Sen cehenmemliklerden sorumlu değilsin.
Ahmed Hulusi : Gerçek ki Biz, seni, müjdelemen ve uyarman için HAK olarak irsâl ettik. Cehennem ehli senden sorulmaz.
Ahmet Tekin : Biz seni gerekçeli, hikmete dayalı, hak bir kitap olan Kur’ân ile Kur’ân’daki hakça düzeni toplumda gerçekleştirmen için rahmetimizi, merhametimizi, ihsanımızı, sevgimizi müjdeleyici, sorumluluk, hesap ve cezayı hatırlatan uyarıcı olarak özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere gönderdik. Kâfir olarak ölüp kaynayan, köpüren Cehennem azabına maruz kalanlardan sen sorumlu değilsin; cehennemliklerle ilgili herhangi bir talepte bulunma.
Ahmet Varol : Seni bir müjdeleyici ve bir korkutucu olarak hakla gönderdik. Sen cehennemliklerden sorumlu değilsin.
Ali Bulaç : Şüphesiz biz seni bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak, hak (Kur'an) ile gönderdik. Sen cehennemin halkından sorumlu tutulmayacaksın.
Ali Fikri Yavuz : Şüphe yok ki, biz seni rahmetimizin müjdecisi ve azâbımızın habercisi olarak hak Kur’an ile gönderdik; sen o cehennemliklerden sorumlu da değilsin.
Bekir Sadak : Dogrusu Biz, seni hak ile, mujdeci ve uyarici olarak gondermisizdir. Sen, cehennemliklerden sorumlu tutulmayacaksin.
Celal Yıldırım : Şüphesiz ki Biz Seni bir müjdeci ve (sonucu felâket olacak yolun tehlikesini) haber verip uyarıcı olarak hak ile gönderdik. Cehennemliklerden artık Sen mes'ul değilsin.
Diyanet İşleri : Şüphesiz biz seni hak ile; müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik. Sen cehennemlik olanlardan sorumlu tutulacak değilsin.
Diyanet İşleri (eski) : Doğrusu Biz, seni hak ile, müjdeci ve uyarıcı olarak göndermişizdir. Sen, cehennemliklerden sorumlu tutulmayacaksın.
Diyanet Vakfi : Doğrusu biz seni Hak (Kur'an) ile müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik. Sen cehennemliklerden sorumlu değilsin.
Edip Yüksel : Biz seni, gerçekle, müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik. Cehennem halkından sen sorumlu değilsin.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Şüphe yok ki, Biz seni hak ile rahmetimizin müjdecisi ve azabımızın habercisi olarak gönderdik. Sen, o cehennemliklerden sorumlu değilsin.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Şüphesiz ki, Biz seni hak (olan Kur'an) ile rahmetimizin müjdecisi ve azabımızın habercisi gönderdik. Sen o cehennemliklerden sorumlu da değilsin.
Elmalılı Hamdi Yazır : Şek yok: biz seni hakkile rahmetimizin müjdecisi ve azabımızın habercisi gönderdik; sen o Cehennemliklerden mes'ul de değilsin
Fizilal-il Kuran : Biz seni gerçeğin müjdecisi ve uyarıcısı (korkutucusu) olarak gönderdik. Sen Cehennemliklerden sorumlu değilsin.
Gültekin Onan : Kuşkusuz biz seni bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak hak ile gönderdik. Sen cehennemin halkından sorumlu tutulmayacaksın.
Hakkı Yılmaz : Şüphesiz Biz, seni gerçek ile müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik. Sen, cehennem ashâbından sorumlu da tutulmazsın.
Hasan Basri Çantay : (Habîbim) şübhe yok ki biz seni (rahmetimizin) kâmil bir müjdeci (si) ve (azabımızın) gerçek korkutucu (su ve habercisi) olarak o Hak (Kur'ân) ile gönderdik. Sen cehennemin arkadaşlarından (cehennemlik olanların küfürde ayak diremelerinden) mes'ul olacak değilsin.
Hayrat Neşriyat : (Habîbim, yâ Muhammed!) Şübhe yok ki biz seni, hak (dîn) ile, bir müjdeleyici ve(aynı zamanda) bir korkutucu olarak gönderdik; ve (sen) Cehennem ehlinden suâl olunmayacaksın!
İbni Kesir : Şüphesiz ki biz seni müjdeleyici ve korkutucu olarak hak ile gönderdik. Cehennem ashabından sen mes'ul olacak değilsin.
İskender Evrenosoğlu : Muhakkak ki Biz seni, hak ile müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik. Ve ashabı cehîmden (cehennemliklerden) sana sorulmaz (sen cehenneme gideceklerden sorumlu tutulmazsın ).
Muhammed Esed : Doğrusu Biz seni (ey Peygamber) hakikat ile gönderdik: Bir müjdeleyici ve uyarıcı olarak; yakıcı ateşe mahkum olanlardan sen sorumlu değilsin.
Ömer Nasuhi Bilmen : Şüphe yok ki, Biz seni hak ile mübeşşir ve münzir olarak gönderdik. Sen cehennem ashâbından mes'ul olmazsın.
Ömer Öngüt : Doğrusu biz seni hak ile müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik. Sen cehennemliklerden sorumlu değilsin.
Şaban Piriş : Biz seni hem müjdeci, hem de korkutucu olarak hak ile gönderdik. Cehennem halkından sen sorumlu değilsin.
Suat Yıldırım : Biz seni sırf Kur’ân’la müjdelemen ve uyarman için gerçeğin ta kendisi olarak gönderdik. Yoksa sen cehennemliklerden ötürü sorguya çekilecek değilsin.
Süleyman Ateş : Doğrusu biz seni, gerçekle, müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik. Cehennem halkından sen sorumlu değilsin.
Tefhim-ul Kuran : Şüphesiz biz seni bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak, hak (Kur'an) ile gönderdik. Sen cehennemin halkından sorumlu tutulmayacaksın.
Ümit Şimşek : Biz seni hem müjdeleyici, hem de sakındırıcı olarak, hak ile gönderdik. Yoksa sen Cehennem ehlinden sorumlu değilsin.
Yaşar Nuri Öztürk : İnan olsun ki, biz seni hak üzere bir müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik. Sen, cehennem ehlinden sorgu suale çekilmeyeceksin/cehennem yâranından sen sorumlu değilsin.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}