ACC – accusative particle PRON – 1st person plural object pronoun حرف نصب و«نا» ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
أرسلناك
ر س ل | RSL
ÊRSLNEK
erselnāke
seni gönderdik
[We] have sent you
,Re,Sin,Lam,Nun,Elif,Kef, ,200,60,30,50,1,20,
V – 1st person plural (form IV) perfect verb PRON – subject pronoun PRON – 2nd person masculine singular object pronoun فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل والكاف ضمير متصل في محل نصب مفعول به
بالحق
ح ق ق | ḪGG
BELḪG
bil-Haḳḳi
gerçekle
with the truth,
Be,Elif,Lam,Ha,Gaf, 2,1,30,8,100,
P – prefixed preposition bi N – genitive masculine noun جار ومجرور
بشيرا
ب ش ر | BŞR
BŞYRE
beşīran
müjdeleyici
(as) a bearer of good news
Be,Şın,Ye,Re,Elif, 2,300,10,200,1,
N – accusative masculine singular indefinite noun اسم منصوب
ونذيرا
ن ذ ر | NZ̃R
VNZ̃YRE
ve neƶīran
ve uyarıcı olarak
and (as) a warner.
Vav,Nun,Zel,Ye,Re,Elif, 6,50,700,10,200,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and) N – accusative masculine indefinite noun الواو عاطفة اسم منصوب
ولا
|
VLE
ve lā
değilsin
And not
Vav,Lam,Elif, 6,30,1,
REM – prefixed resumption particle NEG – negative particle الواو استئنافية حرف نفي
تسأل
س ا ل | SEL
TSÊL
tuselu
sen sorumlu
you will be asked
Te,Sin,,Lam, 400,60,,30,
V – 2nd person masculine singular passive imperfect verb فعل مضارع مبني للمجهول
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.
Konu Başlığı: -
Kırık Meal (Arapça) : |إِنَّا: doğrusu biz | أَرْسَلْنَاكَ: seni gönderdik | بِالْحَقِّ: gerçekle | بَشِيرًا: müjdeleyici | وَنَذِيرًا: ve uyarıcı olarak | وَلَا: değilsin | تُسْأَلُ: sen sorumlu | عَنْ: | أَصْحَابِ: halkından | الْجَحِيمِ: cehennem |
Kırık Meal (Harekesiz) : |إنا ÎNEdoğrusu biz | أرسلناك ÊRSLNEKseni gönderdik | بالحق BELḪGgerçekle | بشيرا BŞYREmüjdeleyici | ونذيرا WNZ̃YREve uyarıcı olarak | ولا WLEdeğilsin | تسأل TSÊLsen sorumlu | عن AN | أصحاب ÊṦḪEBhalkından | الجحيم ELCḪYMcehennem |
Kırık Meal (Okunuş) : |innā: doğrusu biz | erselnāke: seni gönderdik | bil-Haḳḳi: gerçekle | beşīran: müjdeleyici | ve neƶīran: ve uyarıcı olarak | ve lā: değilsin | tuselu: sen sorumlu | ǎn: | eSHābi: halkından | l-ceHīmi: cehennem |
Kırık Meal (Transcript) : |ÎNE: doğrusu biz | ÊRSLNEK: seni gönderdik | BELḪG: gerçekle | BŞYRE: müjdeleyici | VNZ̃YRE: ve uyarıcı olarak | VLE: değilsin | TSÊL: sen sorumlu | AN: | ÊṦḪEB: halkından | ELCḪYM: cehennem |
Abdulbaki Gölpınarlı : Şüphe yok ki biz, seni dosdoğru bir müjdeci ve korkutucu olarak gönderdik, zâten sen, o cehennemliklerden sorumlu da değilsin.
Adem Uğur : Doğrusu biz seni Hak (Kur'an) ile müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik. Sen cehenmemliklerden sorumlu değilsin.
Ahmed Hulusi : Gerçek ki Biz, seni, müjdelemen ve uyarman için HAK olarak irsâl ettik. Cehennem ehli senden sorulmaz.
Ahmet Tekin : Biz seni gerekçeli, hikmete dayalı, hak bir kitap olan Kur’ân ile Kur’ân’daki hakça düzeni toplumda gerçekleştirmen için rahmetimizi, merhametimizi, ihsanımızı, sevgimizi müjdeleyici, sorumluluk, hesap ve cezayı hatırlatan uyarıcı olarak özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere gönderdik. Kâfir olarak ölüp kaynayan, köpüren Cehennem azabına maruz kalanlardan sen sorumlu değilsin; cehennemliklerle ilgili herhangi bir talepte bulunma.
Ahmet Varol : Seni bir müjdeleyici ve bir korkutucu olarak hakla gönderdik. Sen cehennemliklerden sorumlu değilsin.
Ali Bulaç : Şüphesiz biz seni bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak, hak (Kur'an) ile gönderdik. Sen cehennemin halkından sorumlu tutulmayacaksın.
Ali Fikri Yavuz : Şüphe yok ki, biz seni rahmetimizin müjdecisi ve azâbımızın habercisi olarak hak Kur’an ile gönderdik; sen o cehennemliklerden sorumlu da değilsin.
Bekir Sadak : Dogrusu Biz, seni hak ile, mujdeci ve uyarici olarak gondermisizdir. Sen, cehennemliklerden sorumlu tutulmayacaksin.
Celal Yıldırım : Şüphesiz ki Biz Seni bir müjdeci ve (sonucu felâket olacak yolun tehlikesini) haber verip uyarıcı olarak hak ile gönderdik. Cehennemliklerden artık Sen mes'ul değilsin.
Diyanet İşleri : Şüphesiz biz seni hak ile; müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik. Sen cehennemlik olanlardan sorumlu tutulacak değilsin.
Diyanet İşleri (eski) : Doğrusu Biz, seni hak ile, müjdeci ve uyarıcı olarak göndermişizdir. Sen, cehennemliklerden sorumlu tutulmayacaksın.
Diyanet Vakfi : Doğrusu biz seni Hak (Kur'an) ile müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik. Sen cehennemliklerden sorumlu değilsin.
Edip Yüksel : Biz seni, gerçekle, müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik. Cehennem halkından sen sorumlu değilsin.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Şüphe yok ki, Biz seni hak ile rahmetimizin müjdecisi ve azabımızın habercisi olarak gönderdik. Sen, o cehennemliklerden sorumlu değilsin.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Şüphesiz ki, Biz seni hak (olan Kur'an) ile rahmetimizin müjdecisi ve azabımızın habercisi gönderdik. Sen o cehennemliklerden sorumlu da değilsin.
Elmalılı Hamdi Yazır : Şek yok: biz seni hakkile rahmetimizin müjdecisi ve azabımızın habercisi gönderdik; sen o Cehennemliklerden mes'ul de değilsin
Fizilal-il Kuran : Biz seni gerçeğin müjdecisi ve uyarıcısı (korkutucusu) olarak gönderdik. Sen Cehennemliklerden sorumlu değilsin.
Gültekin Onan : Kuşkusuz biz seni bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak hak ile gönderdik. Sen cehennemin halkından sorumlu tutulmayacaksın.
Hakkı Yılmaz : Şüphesiz Biz, seni gerçek ile müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik. Sen, cehennem ashâbından sorumlu da tutulmazsın.
Hasan Basri Çantay : (Habîbim) şübhe yok ki biz seni (rahmetimizin) kâmil bir müjdeci (si) ve (azabımızın) gerçek korkutucu (su ve habercisi) olarak o Hak (Kur'ân) ile gönderdik. Sen cehennemin arkadaşlarından (cehennemlik olanların küfürde ayak diremelerinden) mes'ul olacak değilsin.
Hayrat Neşriyat : (Habîbim, yâ Muhammed!) Şübhe yok ki biz seni, hak (dîn) ile, bir müjdeleyici ve(aynı zamanda) bir korkutucu olarak gönderdik; ve (sen) Cehennem ehlinden suâl olunmayacaksın!
İbni Kesir : Şüphesiz ki biz seni müjdeleyici ve korkutucu olarak hak ile gönderdik. Cehennem ashabından sen mes'ul olacak değilsin.
İskender Evrenosoğlu : Muhakkak ki Biz seni, hak ile müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik. Ve ashabı cehîmden (cehennemliklerden) sana sorulmaz (sen cehenneme gideceklerden sorumlu tutulmazsın ).
Muhammed Esed : Doğrusu Biz seni (ey Peygamber) hakikat ile gönderdik: Bir müjdeleyici ve uyarıcı olarak; yakıcı ateşe mahkum olanlardan sen sorumlu değilsin.
Ömer Nasuhi Bilmen : Şüphe yok ki, Biz seni hak ile mübeşşir ve münzir olarak gönderdik. Sen cehennem ashâbından mes'ul olmazsın.
Ömer Öngüt : Doğrusu biz seni hak ile müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik. Sen cehennemliklerden sorumlu değilsin.
Şaban Piriş : Biz seni hem müjdeci, hem de korkutucu olarak hak ile gönderdik. Cehennem halkından sen sorumlu değilsin.
Suat Yıldırım : Biz seni sırf Kur’ân’la müjdelemen ve uyarman için gerçeğin ta kendisi olarak gönderdik. Yoksa sen cehennemliklerden ötürü sorguya çekilecek değilsin.
Süleyman Ateş : Doğrusu biz seni, gerçekle, müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik. Cehennem halkından sen sorumlu değilsin.
Tefhim-ul Kuran : Şüphesiz biz seni bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak, hak (Kur'an) ile gönderdik. Sen cehennemin halkından sorumlu tutulmayacaksın.
Ümit Şimşek : Biz seni hem müjdeleyici, hem de sakındırıcı olarak, hak ile gönderdik. Yoksa sen Cehennem ehlinden sorumlu değilsin.
Yaşar Nuri Öztürk : İnan olsun ki, biz seni hak üzere bir müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik. Sen, cehennem ehlinden sorgu suale çekilmeyeceksin/cehennem yâranından sen sorumlu değilsin.
Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için
TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen
dikkatli olunuz.]