» 2 / Bakara  16:

Kuran Sırası: 2
İniş Sırası: 87
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286

 » 2 / Bakara  Suresi: 16
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. أُولَٰئِكَ (ÊVLÙK) = ulāike : işte onlar
2. الَّذِينَ (ELZ̃YN) = elleƶīne :
3. اشْتَرَوُا (EŞTRVE) = şteravu : satın aldılar
4. الضَّلَالَةَ (ELŽLELT) = D-Delālete : sapıklığı
5. بِالْهُدَىٰ (BELHD̃) = bil-hudā : hidayet karşılığında
6. فَمَا (FME) = femā : etmedi
7. رَبِحَتْ (RBḪT) = rabiHat : kâr
8. تِجَارَتُهُمْ (TCERTHM) = ticāratuhum : ticaretleri
9. وَمَا (VME) = ve mā : ve değildir
10. كَانُوا (KENVE) = kānū : olanlardan
11. مُهْتَدِينَ (MHTD̃YN) = muhtedīne : doğru yolu bulan
işte onlar | | satın aldılar | sapıklığı | hidayet karşılığında | etmedi | kâr | ticaretleri | ve değildir | olanlardan | doğru yolu bulan |

[] [] [ŞRY] [ŽLL] [HD̃Y] [] [RBḪ] [TCR] [] [KVN] [HD̃Y]
ÊVLÙK ELZ̃YN EŞTRVE ELŽLELT BELHD̃ FME RBḪT TCERTHM VME KENVE MHTD̃YN

ulāike elleƶīne şteravu D-Delālete bil-hudā femā rabiHat ticāratuhum ve mā kānū muhtedīne
أولئك الذين اشتروا الضلالة بالهدى فما ربحت تجارتهم وما كانوا مهتدين

 » 2 / Bakara  Suresi: 16
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
أولئك | ÊVLÙK ulāike işte onlar Those
الذين | ELZ̃YN elleƶīne (are) the ones who
اشتروا ش ر ي | ŞRY EŞTRVE şteravu satın aldılar bought
الضلالة ض ل ل | ŽLL ELŽLELT D-Delālete sapıklığı [the] astraying
بالهدى ه د ي | HD̃Y BELHD̃ bil-hudā hidayet karşılığında for [the] guidance.
فما | FME femā etmedi So not
ربحت ر ب ح | RBḪ RBḪT rabiHat kâr profited
تجارتهم ت ج ر | TCR TCERTHM ticāratuhum ticaretleri their commerce
وما | VME ve mā ve değildir and not
كانوا ك و ن | KVN KENVE kānū olanlardan were they
مهتدين ه د ي | HD̃Y MHTD̃YN muhtedīne doğru yolu bulan guided-ones.

2:16 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

işte onlar | | satın aldılar | sapıklığı | hidayet karşılığında | etmedi | kâr | ticaretleri | ve değildir | olanlardan | doğru yolu bulan |

[] [] [ŞRY] [ŽLL] [HD̃Y] [] [RBḪ] [TCR] [] [KVN] [HD̃Y]
ÊVLÙK ELZ̃YN EŞTRVE ELŽLELT BELHD̃ FME RBḪT TCERTHM VME KENVE MHTD̃YN

ulāike elleƶīne şteravu D-Delālete bil-hudā femā rabiHat ticāratuhum ve mā kānū muhtedīne
أولئك الذين اشتروا الضلالة بالهدى فما ربحت تجارتهم وما كانوا مهتدين

[] [] [ش ر ي] [ض ل ل] [ه د ي] [] [ر ب ح] [ت ج ر] [] [ك و ن] [ه د ي]

 » 2 / Bakara  Suresi: 16
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
أولئك | ÊVLÙK ulāike işte onlar Those
,Vav,Lam,,Kef,
,6,30,,20,
DEM – plural demonstrative pronoun
اسم اشارة
الذين | ELZ̃YN elleƶīne (are) the ones who
Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
1,30,700,10,50,
REL – masculine plural relative pronoun
اسم موصول
اشتروا ش ر ي | ŞRY EŞTRVE şteravu satın aldılar bought
Elif,Şın,Te,Re,Vav,Elif,
1,300,400,200,6,1,
V – 3rd person masculine plural (form VIII) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
الضلالة ض ل ل | ŽLL ELŽLELT D-Delālete sapıklığı [the] astraying
Elif,Lam,Dad,Lam,Elif,Lam,Te merbuta,
1,30,800,30,1,30,400,
N – accusative feminine noun
اسم منصوب
بالهدى ه د ي | HD̃Y BELHD̃ bil-hudā hidayet karşılığında for [the] guidance.
Be,Elif,Lam,He,Dal,,
2,1,30,5,4,,
P – prefixed preposition bi
N – genitive masculine noun
جار ومجرور
فما | FME femā etmedi So not
Fe,Mim,Elif,
80,40,1,
REM – prefixed resumption particle
NEG – negative particle
الفاء استئنافية
حرف نفي
ربحت ر ب ح | RBḪ RBḪT rabiHat kâr profited
Re,Be,Ha,Te,
200,2,8,400,
V – 3rd person feminine singular perfect verb
فعل ماض
تجارتهم ت ج ر | TCR TCERTHM ticāratuhum ticaretleri their commerce
Te,Cim,Elif,Re,Te,He,Mim,
400,3,1,200,400,5,40,
N – nominative feminine noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم مرفوع و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
وما | VME ve mā ve değildir and not
Vav,Mim,Elif,
6,40,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
NEG – negative particle
الواو عاطفة
حرف نفي
كانوا ك و ن | KVN KENVE kānū olanlardan were they
Kef,Elif,Nun,Vav,Elif,
20,1,50,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع اسم «كان»
مهتدين ه د ي | HD̃Y MHTD̃YN muhtedīne doğru yolu bulan guided-ones.
Mim,He,Te,Dal,Ye,Nun,
40,5,400,4,10,50,
N – accusative masculine plural (form VIII) active participle
اسم منصوب
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |أُولَٰئِكَ: işte onlar | الَّذِينَ: | اشْتَرَوُا: satın aldılar | الضَّلَالَةَ: sapıklığı | بِالْهُدَىٰ: hidayet karşılığında | فَمَا: etmedi | رَبِحَتْ: kâr | تِجَارَتُهُمْ: ticaretleri | وَمَا: ve değildir | كَانُوا: olanlardan | مُهْتَدِينَ: doğru yolu bulan |
Kırık Meal (Harekesiz) : |أولئك ÊWLÙK işte onlar | الذين ELZ̃YN | اشتروا EŞTRWE satın aldılar | الضلالة ELŽLELT sapıklığı | بالهدى BELHD̃ hidayet karşılığında | فما FME etmedi | ربحت RBḪT kâr | تجارتهم TCERTHM ticaretleri | وما WME ve değildir | كانوا KENWE olanlardan | مهتدين MHTD̃YN doğru yolu bulan |
Kırık Meal (Okunuş) : |ulāike: işte onlar | elleƶīne: | şteravu: satın aldılar | D-Delālete: sapıklığı | bil-hudā: hidayet karşılığında | femā: etmedi | rabiHat: kâr | ticāratuhum: ticaretleri | ve mā: ve değildir | kānū: olanlardan | muhtedīne: doğru yolu bulan |
Kırık Meal (Transcript) : |ÊVLÙK: işte onlar | ELZ̃YN: | EŞTRVE: satın aldılar | ELŽLELT: sapıklığı | BELHD̃: hidayet karşılığında | FME: etmedi | RBḪT: kâr | TCERTHM: ticaretleri | VME: ve değildir | KENVE: olanlardan | MHTD̃YN: doğru yolu bulan |
Abdulbaki Gölpınarlı : Onlardır doğru yolu satıp azgınlığı alanlar. Alışverişlerinden faydalanmadıkları gibi bir kazanç yolu da tutmamışlardır.
Adem Uğur : İşte onlar, hidayete karşılık dalâleti satın alanlardır. Ancak onların bu ticareti kazançlı olmamış ve kendileri de doğru yola girememişlerdir.
Ahmed Hulusi : İşte onlar hakikatlerini oluşturan gerçeğe (bilhüda) karşılık, dalâleti (kendi hakikatini fark edememe) satın almışlardır! Oysa bu ticaret onlara kâr getirmedi; gerçeğe de erdirmez!
Ahmet Tekin : Onlar doğru yolun, Allah’ın kitap ve peygamberle gösterdiği yolun yerine, dalâleti başlarına belâ olarak satın alanlar, başlarına buyruk yaşamayı, bozuk düzeni, helâki tercih edenlerdir. Onların ticaretleri kazançlı olmamıştır. Doğru yola gelmeye istekli de değiller.
Ahmet Varol : Bu kimseler hidayete karşılık sapıklığı satın almışlardır. Ancak yaptıkları alışveriş bir kazanç sağlamamış, kendileri de doğru yolu bulamamışlardır.
Ali Bulaç : İşte bunlar, hidayete karşılık sapıklığı satın almışlardır; fakat bu alışverişleri bir yarar sağlamamış; hidayeti de bulmamışlardır.
Ali Fikri Yavuz : Bunlar, o kimselerdir ki, hidayete karşılık dalâleti (sapıklığı, cehennemi) satın almışlardır. Onların ticareti kâr etmemiş ve doğru yolu da bulamamışlardır.
Bekir Sadak : Onlar, dogruluk yerine sapikligi aldilar da alisverisleri kar getirmedi; dogru yolu bulamamislardi.
Celal Yıldırım : İşte onlar öyle kimselerdir ki, doğru yola karşılık sapıklığı satın almışlardır. Bu alış verişleri kendilerine kâr sağlamamıştır; doğru yolu da bulmuş değillerdir.
Diyanet İşleri : İşte onlar, hidayete karşılık sapıklığı satın almış kimselerdir. Bu yüzden alışverişleri onlara kâr getirmemiş ve (sonuçta) doğru yolu bulamamışlardır.
Diyanet İşleri (eski) : Onlar, doğruluk yerine sapıklığı aldılar da alışverişleri kar getirmedi; doğru yolu bulamamışlardı.
Diyanet Vakfi : İşte onlar, hidayete karşılık dalâleti satın alanlardır. Ancak onların bu ticareti kazançlı olmamış ve kendileri de doğru yola girememişlerdir.
Edip Yüksel : Onlar hidayet karşılığında sapıklığı satın aldı. Ticaretleri ne kâr bırakır, ne de onları gerçeğe ulaştırır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : İşte onlar o kimselerdir ki, hidayet karşılığında sapıklığı satın aldılar da, ticaretleri kâr etmedi, doğru yolu da bulamadılar.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : İşte bunlar öyle kimselerdir ki hidayet karşılığında sapıklığı satın almışlardır da ticaretleri kar etmemiştir. Kar yolunu tutmuş da değillerdir.
Elmalılı Hamdi Yazır : bunlar işte öyle kimselerdir ki hidayet bedeline dalâleti satın almışlardır da ticaretleri kâr etmemiştir yolunu tutmuş da değillerdir.
Fizilal-il Kuran : Onlar hidayet karşılığında sapıklığı satın alan kimselerdir. Bu yüzden yaptıkları ticaretten kazanç elde edememişler ve de hidayete erememişlerdir.
Gültekin Onan : İşte bunlar hidayet karşılığında sapıklığı (dalaleti) satın almışlardır. Fakat bu ticaretleri bir yarar (kar) sağlamamış / getirmemiş, hidayeti de bulamamışlardır.
Hakkı Yılmaz : İşte onlar, doğru yol karşılığında sapıklığı satın alan kimselerdir de onların ticaretleri kâr etmedi ve onlar kılavuzlandıkları doğru yolu bulan kimseler olmadılar.
Hasan Basri Çantay : Onlar o kimselerdir ki doğru yolu bırakıp sapkınlığı (eğri yolu) satın almışlardır. Demek, alış verişleri onlara kazanç sağlamamış, onlar doğru yolu da bulmamışlardır.
Hayrat Neşriyat : İşte onlar, hidâyete karşılık dalâleti satın alanlardır. Fakat ticâretleri (onlara) kâr getirmemiştir. (Onlar, o zarardan kurtulmak için) doğru yolu bulmuş kimseler de değillerdir.
İbni Kesir : Onlar; hidayet karşılığı sapıklığı satın almış kimselerdir. Ticaretleri kendilerine kar sağlamamıştır. Ve onlar hidayete ermişlerden değildirler.
İskender Evrenosoğlu : İşte onlar, o kimselerdir ki, hidayet ile dalâleti satın aldılar. Fakat onların ticareti, onlara hiç kâr sağlamadı ve hidayete ermiş değillerdi.
Muhammed Esed : (Çünkü) onlar, hidayete karşılık sapıklığı satın almışlar, ama ne (bu) ticaretleri onlara fayda sağlamış, ne de (başka bir şekilde) hidayet bulmuşlardır.
Ömer Nasuhi Bilmen : Onlar (o münafıklar) o kimselerdir ki, hidâyet mukabilinde dalâleti satın almışlardır. Onların bu ticaretleri bir kazanç temin etmemiştir. Ve onlar hidâyete ermiş kimseler değildir.
Ömer Öngüt : İşte onlar hidayet karşılığında sapıklığı satın almışlardır. Bu alış-verişleri kendilerine kâr sağlamamıştır, doğru yolu da bulamamışlardır.
Şaban Piriş : Onlar, hidayet yerine sapıklığı satın aldılar da alışverişleri kar getirmedi ve doğru yolu bulanlar olmadılar.
Suat Yıldırım : İşte onlar hidâyeti verip, dalâlet satın aldılar. Ama bu, kârlı bir ticaret olmadı. Çünkü kâr yolunu tutmadılar.
Süleyman Ateş : İşte onlar o kimselerdir ki, hidâyet karşılığında sapıklığı satın aldılar da ticaretleri kar etmedi, doğru yolu da bulamadılar.
Tefhim-ul Kuran : İşte bunlar, hidayete karşılık sapıklığı satın almışlardır; fakat bu alışverişleri bir yarar sağlamamış; hidayeti de bulmamışlardır.
Ümit Şimşek : İşte onlar, hidayeti sapıklıkla değiştirmiş kimselerdir. Fakat ne bu ticaretlerinden bir kazanç sağlamışlar, ne de amaçlarına ulaşabilmişlerdir.
Yaşar Nuri Öztürk : İşte bunlar, doğruluk ve aydınlığı verip karanlık ve sapıklığı satın aldılar da ticaretleri hiç bir kazanç sağlamadı. Bir yol yordama girebilmiş de değillerdir.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}