Bekir Sadak : (58-59) «irinci olumden sonra bir daha olmeyecegiz degil mi? Azap da gormeyecegiz.»
Celal Yıldırım : (58-59) (Onlar artık o gün) biz birinci ölümümüzden başka bir daha ölmeyeceğiz ve biz azaba da uğratılmayacağız değil mi ? (Derler.)
Diyanet İşleri : (58-59) “Nasıl, ilk ölümümüzden başka ölmeyecek miymişiz? Bize azap edilmeyecek miymiş?”
Diyanet İşleri (eski) : (58-59) 'Birinci ölümden sonra bir daha ölmeyeceğiz değil mi? Azap da görmeyeceğiz ha?'
Diyanet Vakfi : (58-61) Birinci ölümümüz hariç, bir daha biz ölmeyecek ve bir daha azap görmeyecek değil miyiz? Şüphesiz bu, büyük kurtuluştur. Çalışanlar, böylesi bir kurtuluş için çalışsın.
Edip Yüksel : 'İlk ölüm hariç, cezalandırılmayacaktık hani?'
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : (58-59) «Nasılmış bak. Biz ilk ölümümüzden başka bir daha ölmeyecek miymişiz? Biz azaba uğratılmayacak mıymışız?»
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : (58-59) Nasılmış bak? Biz ilk ölümümüzden başka ölecek değiliz ve biz azaba uğrayacak da değiliz.
Fizilal-il Kuran : İlk ölümümüzden başka ölüm yok ve biz azaba da uğramayacağız ha!
Gültekin Onan : "Yalnızca birinci ölümümüzden başka (öyle mi)? Ve biz azaba uğratılacak olanlar değil miymişiz?"
Hakkı Yılmaz : (56-59) "Dedi ki: “Allah'a yemin ederim ki doğrusu sen az daha beni değişime/yıkıma uğratacaktın. Rabbimin nimeti olmasaydı, kesinlikle ben de bu hazır bulundurulanlardan olacaktım. Peki, nasılmış bak! Biz ilk ölümümüzden başka bir daha ölmeyecek miymişiz; bir daha diriltilmeyecekmiş miyiz? Biz, azaba uğratılmayacak mıymışız?” "
Hasan Basri Çantay : (58-59) «(Bak), biz ilk ölümümüzden başka bir daha ölmeyecek, biz azaba da uğratılmayacak değil miymişiz?»
Hayrat Neşriyat : (58-59) 'Peki (nasılmış), biz (dünyada) ilk ölümümüzden başka bir daha ölmeyecek(Cennette ebedî olarak kalacak) ve biz (îmânımızdan dolayı) azab görmeyecek kimseler değil miymişiz?'
İbni Kesir : Ancak ilk ölümümüz müstesna, ve azablandırılmayacağız da.
İskender Evrenosoğlu : Bizim ilk ölümümüz hariç. Ve biz azap görecek olanlar (da) değiliz.
Muhammed Esed : önceki ölümümüz dışında ve (bir daha) azaba uğratılmayacağız, değil mi?
Ömer Nasuhi Bilmen : «İlk ölümümüz müstesna ve biz azap görücüler de olmayacağız değil mi?»
Ömer Öngüt : "İlk ölümümüz hariç. Ve azap görmeyecek miymişiz?"
Şaban Piriş : İlk ölümümüzden başka. Biz, azaba da çarptırılmayacağız.
Suat Yıldırım : (58-61) Sonra cennetteki arkadaşlarına dönerek: "O ilk ölümümüzden sonra artık bize burada ölüm olmayacak değil mi, o azap bize hiç ulaşmayacak değil mi? Ne güzel! Şükürler olsun! İşte kurtuluş, işte büyük başarı diye buna derler. Çalışanlar, asıl, böyle bir başarı elde etmek için çalışsınlar!"
Süleyman Ateş : "Yalnız ilk ölümümüz, başka ölüm yok ve biz azâba da uğratılmayacağız ha?!"
Tefhim-ul Kuran : «Yalnızca birinci ölümümüzden başka (öyle mi)? Ve biz azaba uğratılacak olanlar da değil miymişiz; (öyle mi)?»
Ümit Şimşek : 'İlk ölümümüzden sonra bize ölüm yok. Azaba da uğratılmayacağız.'
Yaşar Nuri Öztürk : "Sadece ilk ölümümüz; azaba da uğratılmayacağız, öyle mi?"
Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için
TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen
dikkatli olunuz.]