» 37 / Sâffât  13:

Kuran Sırası: 37
İniş Sırası: 56
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182

 » 37 / Sâffât  Suresi: 13
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَإِذَا (VÎZ̃E) = ve iƶā : ve ne zaman
2. ذُكِّرُوا (Z̃KRVE) = ƶukkirū : öğüt verilse
3. لَا (LE) = lā :
4. يَذْكُرُونَ (YZ̃KRVN) = yeƶkurūne : öğüt almazlar
ve ne zaman | öğüt verilse | | öğüt almazlar |

[] [Z̃KR] [] [Z̃KR]
VÎZ̃E Z̃KRVE LE YZ̃KRVN

ve iƶā ƶukkirū yeƶkurūne
وإذا ذكروا لا يذكرون

 » 37 / Sâffât  Suresi: 13
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وإذا | VÎZ̃E ve iƶā ve ne zaman And when
ذكروا ذ ك ر | Z̃KR Z̃KRVE ƶukkirū öğüt verilse they are reminded,
لا | LE not
يذكرون ذ ك ر | Z̃KR YZ̃KRVN yeƶkurūne öğüt almazlar they receive admonition.

37:13 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ve ne zaman | öğüt verilse | | öğüt almazlar |

[] [Z̃KR] [] [Z̃KR]
VÎZ̃E Z̃KRVE LE YZ̃KRVN

ve iƶā ƶukkirū yeƶkurūne
وإذا ذكروا لا يذكرون

[] [ذ ك ر] [] [ذ ك ر]

 » 37 / Sâffât  Suresi: 13
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وإذا | VÎZ̃E ve iƶā ve ne zaman And when
Vav,,Zel,Elif,
6,,700,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
T – time adverb
الواو عاطفة
ظرف زمان
ذكروا ذ ك ر | Z̃KR Z̃KRVE ƶukkirū öğüt verilse they are reminded,
Zel,Kef,Re,Vav,Elif,
700,20,200,6,1,
V – 3rd person masculine plural (form II) passive perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض مبني للمجهول والواو ضمير متصل في محل رفع نائب فاعل
لا | LE not
Lam,Elif,
30,1,
NEG – negative particle
حرف نفي
يذكرون ذ ك ر | Z̃KR YZ̃KRVN yeƶkurūne öğüt almazlar they receive admonition.
Ye,Zel,Kef,Re,Vav,Nun,
10,700,20,200,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
VÎZ̃E Z̃KRVE LE YZ̃KRVN

وإذا ذكروا لا يذكرون

 » 37 / Sâffât  Suresi: 13

: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَإِذَا: ve ne zaman | ذُكِّرُوا: öğüt verilse | لَا: | يَذْكُرُونَ: öğüt almazlar |
Kırık Meal (Harekesiz) : |وإذا WÎZ̃E ve ne zaman | ذكروا Z̃KRWE öğüt verilse | لا LE | يذكرون YZ̃KRWN öğüt almazlar |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve iƶā: ve ne zaman | ƶukkirū: öğüt verilse | : | yeƶkurūne: öğüt almazlar |
Kırık Meal (Transcript) : |VÎZ̃E: ve ne zaman | Z̃KRVE: öğüt verilse | LE: | YZ̃KRVN: öğüt almazlar |
Abdulbaki Gölpınarlı : Ve öğüt verilince Kur'ân'la öğüt almazlar.
Adem Uğur : Kendilerine öğüt verildiği vakit öğüt almazlar.
Ahmed Hulusi : Onlar hatırlatıldıklarında da hatırlayıp düşünmezler!
Ahmet Tekin : Onlara tebliğ edildiği, öğüt verildiği zaman, öğüt de almazlar.
Ahmet Varol : Kendilerine öğüt verildiğinde öğüt almazlar.
Ali Bulaç : Kendilerine öğüt verildiğinde, öğüt almıyorlar.
Ali Fikri Yavuz : Onlara Kur’an’la öğüd verildiği zaman da, düşünüp nasihat kabul etmiyorlar.
Bekir Sadak : Onlara ogut verildiginde ogut dinlemezler.
Celal Yıldırım : Kendilerine öğüt verilince öğüt almazlar. ise (seninle) eğleniyorlar. inkâr ve inâdlarına) şaşıyorsun, onlar
Diyanet İşleri : Kendilerine öğüt verildiği zaman öğüt almıyorlar.
Diyanet İşleri (eski) : Onlara öğüt verildiğinde öğüt dinlemezler.
Diyanet Vakfi : Kendilerine öğüt verildiği vakit öğüt almazlar.
Edip Yüksel : Kendilerine hatırlatıldığında öğüt almıyorlar.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Kendilerine hatırlatıldığında da düşünmüyorlar.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Uyarıldıklarında da düşünmüyorlar.
Elmalılı Hamdi Yazır : İhtar edildiklerinde de düşünmüyorlar
Fizilal-il Kuran : Onlara öğüt verildiği vakit düşünüp öğüt almazlar.
Gültekin Onan : Kendilerine öğüt verildiğinde, öğüt almıyorlar.
Hakkı Yılmaz : Kendilerine öğüt verildiği zaman öğüt kabul etmiyorlar.
Hasan Basri Çantay : Kendilerine (Kur'an ile) va'z edilince düşünüb de öğüt kabul etmezler,
Hayrat Neşriyat : Kendilerine nasîhat edildiği zaman da, ibret almıyorlar.
İbni Kesir : Kendilerine öğüt verildiğinde ise öğüt dinlemezler.
İskender Evrenosoğlu : Ve (onlara) hatırlatılınca (anlatılınca) tezekkür etmezler (dinleyip hükme varamazlar).
Muhammed Esed : ve (hakikat) kendilerine hatırlatıldığında onu kavramaya yanaşmazlar;
Ömer Nasuhi Bilmen : (12-14) Evet. Sen taaccüp ettin. Onlar ise istihzâda bulunurlar. Ve onlara nasihat verildiği zaman, düşünüp nasihat kabul etmezler. Ve bir mûcize gördükleri vakit de onunla istihzâ eder dururlar.
Ömer Öngüt : Kendilerine öğüt verildiği zaman öğüt almazlar.
Şaban Piriş : Onlara öğüt verildiği zaman öğüt almıyorlar.
Suat Yıldırım : Kendilerine nasihat edildiğinde uyarmaları dikkate almazlar.
Süleyman Ateş : Kendilerine öğüt verilse öğüt almıyorlar.
Tefhim-ul Kuran : Kendilerine öğüt verildiğinde, öğüt almıyorlar.
Ümit Şimşek : Öğüt verildiğinde düşünüp ibret almıyorlar.
Yaşar Nuri Öztürk : Düşünüp taşınmaya çağrıldıklarında düşünmüyorlar.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}