Diyanet Vakfi : (54-55) (O zât, dünyâda geçmiş olan hâdiseyi bu şekilde anlattıktan sonra Allah Teâlâ orada bulunanlara:) Siz işin gerçeğine vâkıf mısınız? dedi. İşte o zaman konuşan baktı, arkadaşını cehennemin ortasında gördü.
Edip Yüksel : (Yanındakilere,) 'Bakar mısınız?' der.
İskender Evrenosoğlu : "Siz muttali olanlar mısınız (onun halini yakînen bilenler misiniz)?" dedi.
Muhammed Esed : (Ve) ekleyecek: "Bakmak (ve onu görmek) ister misiniz?"
Ömer Nasuhi Bilmen : Dedi ki: Siz (onun halinden) haberdar olmak ister misiniz?
Ömer Öngüt : (Sonra yanındakilere): "Acaba arkadaşımın nerede olduğunu biliyor musunuz?" dedi.
Şaban Piriş : -Ona ne olduğunu görüyor musunuz? der birisi.
Suat Yıldırım : (54-57) "Şimdi ister misiniz onu size göstereyim?" Onlar da arzu edince, derhal bir tarama yapıp onu cehennemin tam ortasında bulur. "Vallahi, nerdeyse beni de düştüğün o helâke sürükleyecektin! Rabbimin hidâyet nimeti yetişmeseydi, eli kolu kelepçeli getirilip o azaba atılanlardan olacaktım!"
Süleyman Ateş : (Sonra yanındakilere): "Bakar mısınız?" dedi.
Tefhim-ul Kuran : (Konuşan yanındakilere) Der ki: «Sizler (onun şimdi ne durumda olduğunu) biliyor musunuz?»
Ümit Şimşek : 'Şimdi ne halde olduğunu biliyor musunuz?' der.
Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için
TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen
dikkatli olunuz.]