» 3 / Âl-i Imrân  16:

Kuran Sırası: 3
İniş Sırası: 89
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200

 » 3 / Âl-i Imrân  Suresi: 16
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. الَّذِينَ (ELZ̃YN) = elleƶīne : (onlar ki)
2. يَقُولُونَ (YGVLVN) = yeḳūlūne : derler
3. رَبَّنَا (RBNE) = rabbenā : Rabbimiz
4. إِنَّنَا (ÎNNE) = innenā : gerçekten biz
5. امَنَّا ( ËMNE) = āmennā : inandık
6. فَاغْفِرْ (FEĞFR) = feğfir : bağışla
7. لَنَا (LNE) = lenā : bizden
8. ذُنُوبَنَا (Z̃NVBNE) = ƶunūbenā : günahlarımızı
9. وَقِنَا (VGNE) = ve ḳinā : ve bizi koru
10. عَذَابَ (AZ̃EB) = ǎƶābe : azabından
11. النَّارِ (ELNER) = n-nāri : ateş
(onlar ki) | derler | Rabbimiz | gerçekten biz | inandık | bağışla | bizden | günahlarımızı | ve bizi koru | azabından | ateş |

[] [GVL] [RBB] [] [EMN] [ĞFR] [] [Z̃NB] [VGY] [AZ̃B] [NVR]
ELZ̃YN YGVLVN RBNE ÎNNE ËMNE FEĞFR LNE Z̃NVBNE VGNE AZ̃EB ELNER

elleƶīne yeḳūlūne rabbenā innenā āmennā feğfir lenā ƶunūbenā ve ḳinā ǎƶābe n-nāri
الذين يقولون ربنا إننا آمنا فاغفر لنا ذنوبنا وقنا عذاب النار

 » 3 / Âl-i Imrân  Suresi: 16
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
الذين | ELZ̃YN elleƶīne (onlar ki) Those who
يقولون ق و ل | GVL YGVLVN yeḳūlūne derler say,
ربنا ر ب ب | RBB RBNE rabbenā Rabbimiz """Our Lord!"
إننا | ÎNNE innenā gerçekten biz Indeed, we
آمنا ا م ن | EMN ËMNE āmennā inandık (have) believed,
فاغفر غ ف ر | ĞFR FEĞFR feğfir bağışla so forgive
لنا | LNE lenā bizden for us
ذنوبنا ذ ن ب | Z̃NB Z̃NVBNE ƶunūbenā günahlarımızı our sins
وقنا و ق ي | VGY VGNE ve ḳinā ve bizi koru and save us
عذاب ع ذ ب | AZ̃B AZ̃EB ǎƶābe azabından (from) punishment
النار ن و ر | NVR ELNER n-nāri ateş "(of) the Fire."""

3:16 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

(onlar ki) | derler | Rabbimiz | gerçekten biz | inandık | bağışla | bizden | günahlarımızı | ve bizi koru | azabından | ateş |

[] [GVL] [RBB] [] [EMN] [ĞFR] [] [Z̃NB] [VGY] [AZ̃B] [NVR]
ELZ̃YN YGVLVN RBNE ÎNNE ËMNE FEĞFR LNE Z̃NVBNE VGNE AZ̃EB ELNER

elleƶīne yeḳūlūne rabbenā innenā āmennā feğfir lenā ƶunūbenā ve ḳinā ǎƶābe n-nāri
الذين يقولون ربنا إننا آمنا فاغفر لنا ذنوبنا وقنا عذاب النار

[] [ق و ل] [ر ب ب] [] [ا م ن] [غ ف ر] [] [ذ ن ب] [و ق ي] [ع ذ ب] [ن و ر]

 » 3 / Âl-i Imrân  Suresi: 16
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
الذين | ELZ̃YN elleƶīne (onlar ki) Those who
Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
1,30,700,10,50,
REL – masculine plural relative pronoun
اسم موصول
يقولون ق و ل | GVL YGVLVN yeḳūlūne derler say,
Ye,Gaf,Vav,Lam,Vav,Nun,
10,100,6,30,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
ربنا ر ب ب | RBB RBNE rabbenā Rabbimiz """Our Lord!"
Re,Be,Nun,Elif,
200,2,50,1,
N – accusative masculine noun
PRON – 1st person plural possessive pronoun
اسم منصوب و«نا» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
إننا | ÎNNE innenā gerçekten biz Indeed, we
,Nun,Nun,Elif,
,50,50,1,
ACC – accusative particle
PRON – 1st person plural object pronoun
حرف نصب و«نا» ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
آمنا ا م ن | EMN ËMNE āmennā inandık (have) believed,
,Mim,Nun,Elif,
,40,50,1,
V – 1st person plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
فاغفر غ ف ر | ĞFR FEĞFR feğfir bağışla so forgive
Fe,Elif,Ğayn,Fe,Re,
80,1,1000,80,200,
REM – prefixed resumption particle
V – 2nd person masculine singular imperative verb
الفاء استئنافية
فعل أمر
لنا | LNE lenā bizden for us
Lam,Nun,Elif,
30,50,1,
P – prefixed preposition lām
PRON – 1st person plural personal pronoun
جار ومجرور
ذنوبنا ذ ن ب | Z̃NB Z̃NVBNE ƶunūbenā günahlarımızı our sins
Zel,Nun,Vav,Be,Nun,Elif,
700,50,6,2,50,1,
N – accusative masculine plural noun
PRON – 1st person plural possessive pronoun
اسم منصوب و«نا» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
وقنا و ق ي | VGY VGNE ve ḳinā ve bizi koru and save us
Vav,Gaf,Nun,Elif,
6,100,50,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 2nd person masculine singular imperative verb
PRON – 1st person plural object pronoun
الواو عاطفة
فعل أمر و«نا» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
عذاب ع ذ ب | AZ̃B AZ̃EB ǎƶābe azabından (from) punishment
Ayn,Zel,Elif,Be,
70,700,1,2,
N – accusative masculine noun
اسم منصوب
النار ن و ر | NVR ELNER n-nāri ateş "(of) the Fire."""
Elif,Lam,Nun,Elif,Re,
1,30,50,1,200,
N – genitive feminine noun
اسم مجرور
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |الَّذِينَ: (onlar ki) | يَقُولُونَ: derler | رَبَّنَا: Rabbimiz | إِنَّنَا: gerçekten biz | امَنَّا: inandık | فَاغْفِرْ: bağışla | لَنَا: bizden | ذُنُوبَنَا: günahlarımızı | وَقِنَا: ve bizi koru | عَذَابَ: azabından | النَّارِ: ateş |
Kırık Meal (Harekesiz) : |الذين ELZ̃YN (onlar ki) | يقولون YGWLWN derler | ربنا RBNE Rabbimiz | إننا ÎNNE gerçekten biz | آمنا ËMNE inandık | فاغفر FEĞFR bağışla | لنا LNE bizden | ذنوبنا Z̃NWBNE günahlarımızı | وقنا WGNE ve bizi koru | عذاب AZ̃EB azabından | النار ELNER ateş |
Kırık Meal (Okunuş) : |elleƶīne: (onlar ki) | yeḳūlūne: derler | rabbenā: Rabbimiz | innenā: gerçekten biz | āmennā: inandık | feğfir: bağışla | lenā: bizden | ƶunūbenā: günahlarımızı | ve ḳinā: ve bizi koru | ǎƶābe: azabından | n-nāri: ateş |
Kırık Meal (Transcript) : |ELZ̃YN: (onlar ki) | YGVLVN: derler | RBNE: Rabbimiz | ÎNNE: gerçekten biz | ËMNE: inandık | FEĞFR: bağışla | LNE: bizden | Z̃NVBNE: günahlarımızı | VGNE: ve bizi koru | AZ̃EB: azabından | ELNER: ateş |
Abdulbaki Gölpınarlı : Onlar öyle kişilerdir ki Rabbimiz derler, inandık, suçlarımızı yarlıga ve bizi koru ateşin azâbından.
Adem Uğur : (Bu nimetler) "Ey Rabbimiz! İman ettik; bizim günahlarımızı bağışla, bizi ateş azabından koru!" diyen;
Ahmed Hulusi : Onlar şöyle derler: "Rabbimiz, biz kesinlikle iman ettik. Artık bizim suçlarımızı bağışla ve bizi yanmaktan koru!"
Ahmet Tekin : Allah’ın kulları: 'Ey Rabbimiz, biz iman ettik. Bizim günahlarımızı bağışla. Bizi Cehennem azabından koru.' diyenlerdir.
Ahmet Varol : Bunlar: 'Ey Rabbimiz! Biz iman ettik. Bizim günahlarımızı bağışla ve bizi ateşin azabından koru' diyenlerdir.
Ali Bulaç : Onlar: "Rabbimiz şüphesiz biz iman ettik, artık bizim günahlarımızı bağışla ve bizi ateşin azabından koru" diyenler;
Ali Fikri Yavuz : O takva sahipleri yalvararak: “- Ey Rabbimiz, biz iman ve itaat ettik, bizim günahlarımızı bağışla ve bizi cehennem azabından koru derler.
Bekir Sadak : (16-17) Onlar ki, «Rabbimiz! Biz suphesiz inandik, bunun icin gunahlarimizi bize bagisla ve bizi atesin azabindan koru» diyen, sabreden, dogru olan, gonulden kulluk eden, hayra sarfeden ve seher vakitlerinde bagislanma dileyenlerdir.
Celal Yıldırım : (16-17) «Ey Rabbimiz ! Şüphesiz ki biz imân ettik; artık günahlarımızı bağışla ve bizi Cehennem ateşinin azabından koru» diyenler: Sabredenler, doğru olanlar, itaat edip baş eğenler, boyun bükenler, (mallarını Allah yolunda) harcayanlar ve seher vakitlerinde istiğfar edenlerdir.
Diyanet İşleri : (16-17) (Bunlar), “Rabbimiz, biz iman ettik. Bizim günahlarımızı bağışla. Bizi ateş azabından koru” diyenler, sabredenler, doğru olanlar, huzurunda gönülden boyun büküp divan duranlar, Allah yolunda harcayanlar ve seherlerde (Allah’tan) bağışlanma dileyenlerdir.
Diyanet İşleri (eski) : (16-17) Onlar ki, 'Rabbimiz! Biz şüphesiz inandık, bunun için günahlarımızı bize bağışla ve bizi ateşin azabından koru' diyen, sabreden, doğru olan, gönülden kulluk eden, hayra sarfeden ve seher vakitlerinde bağışlanma dileyenlerdir.
Diyanet Vakfi : (Bu nimetler) «Ey Rabbimiz! İman ettik; bizim günahlarımızı bağışla, bizi ateş azabından koru!» diyen;
Edip Yüksel : Onlar ki: 'Rabbimiz, biz inandık, günahlarımızı bağışla ve bizi cehennem azabından koru,' derler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Onlar ki, «Ey Rabbimiz! Biz inandık, iman getirdik, artık bizim suçlarımızı bağışla ve bizi ateş azabından koru!» derler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Onlar ki: «Rabbimiz, inandık iman getirdik; artık bizim suçlarımızı bağışla ve bizleri o ateş azabından koru!» derler.
Elmalılı Hamdi Yazır : Onları ki ya rabbena derler: inandık iman getirdik artık bizim suçlarımızı bağışla ve o ateş azabından koru bizleri
Fizilal-il Kuran : Bu kimseler 'Ey Rabbimiz, inandık, günahlarımızı affeyle, bizleri Cehennem ateşinin azabından koru' derler.
Gültekin Onan : Onlar: "Rabbimiz şüphesiz biz inandık, artık bizim günahlarımızı bağışla ve bizi ateşin azabından koru" diyenler;
Hakkı Yılmaz : (15-17) "De ki: “Size bundan daha hayırlı olanı bildireyim mi? Allah'ın koruması altına girmiş; “Rabbimiz! Şüphesiz biz inandık, artık bizim suçlarımızı bağışla ve bizi Ateş'in azabından koru!” diyen, sabreden; direnç gösteren, doğru olan, sürekli saygıda duran, Allah yolunda harcamada bulunan ve seherlerde bağışlanma dileyen kişiler için Rablerinin katında, içinde temelli kalacakları, altından ırmaklar akan cennetler, tertemiz eşler ve Allah'tan hoşnutluk vardır. Ve Allah, kulları en iyi görendir. "
Hasan Basri Çantay : (16-17) (O takvaaya erenler): «Ey Rabbimiz, biz îman etdik. Artık bizim günâhlarımızı yarlığa ve bizi o ateşin azabından koru» diyenler, sabredenler, (imanlarında) gerçek olanlar, (Allaha) itaatle boyun eğenler, infaak edenler, seharlarda Allahdan mağfiret isteyenlerdir.
Hayrat Neşriyat : Onlar ki: 'Rabbimiz! Muhakkak ki biz îmân ettik; artık günahlarımızı bize bağışla ve bizi o ateşin azâbından muhâfaza eyle!' derler.
İbni Kesir : Onlar ki: Ey Rabbımız; biz gerçekten iman ettik, artık günahlarımızı bize bağışla ve o ateş azabından bizleri koru diyenler,
İskender Evrenosoğlu : Onlar (takva sahipleri): “Rabbimiz, biz hiç şüphesiz mü'min olduk (îmân ettik), artık bizim günahlarımızı (sevaba çevirerek) bize mağfiret et ve bizi ateş azabından koru.” derler.
Muhammed Esed : "Ey Rabbimiz! (Sana) inanıyoruz, bizi affet, günahlarımızı bağışla ve bizi ateşin azabından emin kıl" diyenlerin:
Ömer Nasuhi Bilmen : Onlar ki, «Ey Rabbimiz! Biz muhakkak imân ettik, artık bizim günahları mağfiret buyur ve bizleri o ateş azabından koru,» derler.
Ömer Öngüt : (O takvâ sahipleri): “Ey Rabbimiz! Biz şüphesiz ki inandık, günahlarımızı bağışla ve bizi ateş azabından koru!” derler.
Şaban Piriş : Onlar: -Rabbimiz, biz, kesin olarak iman ettik. Bizim günahlarımızı bağışla ve bizi ateşin azabından koru, diyenlerdir.
Suat Yıldırım : O müttakiler: "Ey bizim kerim Rabbimiz, biz iman ettik, günahlarımızı bağışla ve bizi cehennem azabından koru!" diye yalvarırlar.
Süleyman Ateş : "Rabbimiz, biz inandık, bizim günâhlarımızı bağışla, bizi ateş azâbından koru!" diyenleri,
Tefhim-ul Kuran : Ki onlar: «Rabbimiz şüphesiz biz iman ettik, artık bizim günahlarımızı bağışla ve bizi ateşin azabından koru» diyenler;
Ümit Şimşek : O takvâ sahipleri, 'Ey Rabbimiz,' derler. 'Biz kuşkusuz bir şekilde iman ettik. Sen de bizim günahlarımızı bağışla, bizi ateş azabından koru.'
Yaşar Nuri Öztürk : Kullar ki şöyle derler: "Ey Rabbimiz, kuşkusuz olarak sana inandık. Bağışla günahlarımızı, ateş azabından koru bizi."


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}