» 3 / Âl-i Imrân  11:

Kuran Sırası: 3
İniş Sırası: 89
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200

 » 3 / Âl-i Imrân  Suresi: 11
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. كَدَأْبِ (KD̃ÊB) = kede'bi : durumu gibi
2. الِ ( ËL) = āli : ailesinin
3. فِرْعَوْنَ (FRAVN) = fir'ǎvne : Fir'avn
4. وَالَّذِينَ (VELZ̃YN) = velleƶīne : ve kimselerin
5. مِنْ (MN) = min :
6. قَبْلِهِمْ (GBLHM) = ḳablihim : onlardan önceki
7. كَذَّبُوا (KZ̃BVE) = keƶƶebū : onlar da yalanladılar
8. بِايَاتِنَا (B ËYETNE) = biāyātinā : ayetlerimizi
9. فَأَخَذَهُمُ (FÊḢZ̃HM) = feeḣaƶehumu : onları yakaladı
10. اللَّهُ (ELLH) = llahu : Allah
11. بِذُنُوبِهِمْ (BZ̃NVBHM) = biƶunūbihim : günahlarıyla
12. وَاللَّهُ (VELLH) = vallahu : Allah'ın
13. شَدِيدُ (ŞD̃YD̃) = şedīdu : çetindir
14. الْعِقَابِ (ELAGEB) = l-ǐḳābi : cezası
durumu gibi | ailesinin | Fir'avn | ve kimselerin | | onlardan önceki | onlar da yalanladılar | ayetlerimizi | onları yakaladı | Allah | günahlarıyla | Allah'ın | çetindir | cezası |

[D̃EB] [EVL] [] [] [] [GBL] [KZ̃B] [EYY] [EḢZ̃] [] [Z̃NB] [] [ŞD̃D̃] [AGB]
KD̃ÊB ËL FRAVN VELZ̃YN MN GBLHM KZ̃BVE B ËYETNE FÊḢZ̃HM ELLH BZ̃NVBHM VELLH ŞD̃YD̃ ELAGEB

kede'bi āli fir'ǎvne velleƶīne min ḳablihim keƶƶebū biāyātinā feeḣaƶehumu llahu biƶunūbihim vallahu şedīdu l-ǐḳābi
كدأب آل فرعون والذين من قبلهم كذبوا بآياتنا فأخذهم الله بذنوبهم والله شديد العقاب

 » 3 / Âl-i Imrân  Suresi: 11
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
كدأب د ا ب | D̃EB KD̃ÊB kede'bi durumu gibi Like behavior
آل ا و ل | EVL ËL āli ailesinin (of the) people
فرعون | FRAVN fir'ǎvne Fir'avn (of) Firaun
والذين | VELZ̃YN velleƶīne ve kimselerin and those who
من | MN min (were) from
قبلهم ق ب ل | GBL GBLHM ḳablihim onlardan önceki before them.
كذبوا ك ذ ب | KZ̃B KZ̃BVE keƶƶebū onlar da yalanladılar They denied
بآياتنا ا ي ي | EYY B ËYETNE biāyātinā ayetlerimizi Our Signs,
فأخذهم ا خ ذ | EḢZ̃ FÊḢZ̃HM feeḣaƶehumu onları yakaladı so seized them
الله | ELLH llahu Allah Allah
بذنوبهم ذ ن ب | Z̃NB BZ̃NVBHM biƶunūbihim günahlarıyla for their sins.
والله | VELLH vallahu Allah'ın And Allah
شديد ش د د | ŞD̃D̃ ŞD̃YD̃ şedīdu çetindir (is) severe
العقاب ع ق ب | AGB ELAGEB l-ǐḳābi cezası (in) [the] punishment.

3:11 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

durumu gibi | ailesinin | Fir'avn | ve kimselerin | | onlardan önceki | onlar da yalanladılar | ayetlerimizi | onları yakaladı | Allah | günahlarıyla | Allah'ın | çetindir | cezası |

[D̃EB] [EVL] [] [] [] [GBL] [KZ̃B] [EYY] [EḢZ̃] [] [Z̃NB] [] [ŞD̃D̃] [AGB]
KD̃ÊB ËL FRAVN VELZ̃YN MN GBLHM KZ̃BVE B ËYETNE FÊḢZ̃HM ELLH BZ̃NVBHM VELLH ŞD̃YD̃ ELAGEB

kede'bi āli fir'ǎvne velleƶīne min ḳablihim keƶƶebū biāyātinā feeḣaƶehumu llahu biƶunūbihim vallahu şedīdu l-ǐḳābi
كدأب آل فرعون والذين من قبلهم كذبوا بآياتنا فأخذهم الله بذنوبهم والله شديد العقاب

[د ا ب] [ا و ل] [] [] [] [ق ب ل] [ك ذ ب] [ا ي ي] [ا خ ذ ] [] [ذ ن ب] [] [ش د د] [ع ق ب]

 » 3 / Âl-i Imrân  Suresi: 11
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
كدأب د ا ب | D̃EB KD̃ÊB kede'bi durumu gibi Like behavior
Kef,Dal,,Be,
20,4,,2,
P – prefixed preposition ka
N – genitive masculine noun
جار ومجرور
آل ا و ل | EVL ËL āli ailesinin (of the) people
,Lam,
,30,
N – genitive masculine noun
اسم مجرور
فرعون | FRAVN fir'ǎvne Fir'avn (of) Firaun
Fe,Re,Ayn,Vav,Nun,
80,200,70,6,50,
"PN – genitive masculine proper noun → Pharaoh"
اسم علم مجرور بالفتحة بدلاً من الكسرة لأنه ممنوع من الصرف
والذين | VELZ̃YN velleƶīne ve kimselerin and those who
Vav,Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
6,1,30,700,10,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
REL – masculine plural relative pronoun
الواو عاطفة
اسم موصول
من | MN min (were) from
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
قبلهم ق ب ل | GBL GBLHM ḳablihim onlardan önceki before them.
Gaf,Be,Lam,He,Mim,
100,2,30,5,40,
N – genitive noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم مجرور و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
كذبوا ك ذ ب | KZ̃B KZ̃BVE keƶƶebū onlar da yalanladılar They denied
Kef,Zel,Be,Vav,Elif,
20,700,2,6,1,
V – 3rd person masculine plural (form II) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
بآياتنا ا ي ي | EYY B ËYETNE biāyātinā ayetlerimizi Our Signs,
Be,,Ye,Elif,Te,Nun,Elif,
2,,10,1,400,50,1,
P – prefixed preposition bi
N – genitive feminine plural noun
PRON – 1st person plural possessive pronoun
جار ومجرور و«نا» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
فأخذهم ا خ ذ | EḢZ̃ FÊḢZ̃HM feeḣaƶehumu onları yakaladı so seized them
Fe,,Hı,Zel,He,Mim,
80,,600,700,5,40,
CONJ – prefixed conjunction fa (and)
V – 3rd person masculine singular perfect verb
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
الفاء عاطفة
فعل ماض و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
الله | ELLH llahu Allah Allah
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – nominative proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مرفوع
بذنوبهم ذ ن ب | Z̃NB BZ̃NVBHM biƶunūbihim günahlarıyla for their sins.
Be,Zel,Nun,Vav,Be,He,Mim,
2,700,50,6,2,5,40,
P – prefixed preposition bi
N – genitive masculine plural noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
جار ومجرور و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
والله | VELLH vallahu Allah'ın And Allah
Vav,Elif,Lam,Lam,He,
6,1,30,30,5,
"REM – prefixed resumption particle
PN – nominative proper noun → Allah"
الواو استئنافية
لفظ الجلالة مرفوع
شديد ش د د | ŞD̃D̃ ŞD̃YD̃ şedīdu çetindir (is) severe
Şın,Dal,Ye,Dal,
300,4,10,4,
N – nominative masculine singular noun
اسم مرفوع
العقاب ع ق ب | AGB ELAGEB l-ǐḳābi cezası (in) [the] punishment.
Elif,Lam,Ayn,Gaf,Elif,Be,
1,30,70,100,1,2,
N – genitive masculine noun
اسم مجرور
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |كَدَأْبِ: durumu gibi | الِ: ailesinin | فِرْعَوْنَ: Fir'avn | وَالَّذِينَ: ve kimselerin | مِنْ: | قَبْلِهِمْ: onlardan önceki | كَذَّبُوا: onlar da yalanladılar | بِايَاتِنَا: ayetlerimizi | فَأَخَذَهُمُ: onları yakaladı | اللَّهُ: Allah | بِذُنُوبِهِمْ: günahlarıyla | وَاللَّهُ: Allah'ın | شَدِيدُ: çetindir | الْعِقَابِ: cezası |
Kırık Meal (Harekesiz) : |كدأب KD̃ÊB durumu gibi | آل ËL ailesinin | فرعون FRAWN Fir'avn | والذين WELZ̃YN ve kimselerin | من MN | قبلهم GBLHM onlardan önceki | كذبوا KZ̃BWE onlar da yalanladılar | بآياتنا B ËYETNE ayetlerimizi | فأخذهم FÊḢZ̃HM onları yakaladı | الله ELLH Allah | بذنوبهم BZ̃NWBHM günahlarıyla | والله WELLH Allah'ın | شديد ŞD̃YD̃ çetindir | العقاب ELAGEB cezası |
Kırık Meal (Okunuş) : |kede'bi: durumu gibi | āli: ailesinin | fir'ǎvne: Fir'avn | velleƶīne: ve kimselerin | min: | ḳablihim: onlardan önceki | keƶƶebū: onlar da yalanladılar | biāyātinā: ayetlerimizi | feeḣaƶehumu: onları yakaladı | llahu: Allah | biƶunūbihim: günahlarıyla | vallahu: Allah'ın | şedīdu: çetindir | l-ǐḳābi: cezası |
Kırık Meal (Transcript) : |KD̃ÊB: durumu gibi | ËL: ailesinin | FRAVN: Fir'avn | VELZ̃YN: ve kimselerin | MN: | GBLHM: onlardan önceki | KZ̃BVE: onlar da yalanladılar | B ËYETNE: ayetlerimizi | FÊḢZ̃HM: onları yakaladı | ELLH: Allah | BZ̃NVBHM: günahlarıyla | VELLH: Allah'ın | ŞD̃YD̃: çetindir | ELAGEB: cezası |
Abdulbaki Gölpınarlı : Firavun soyu ve ondan öncekiler gibi hani. Âyetlerimizi yalanladılar, Allah da onları suçlarıyla alıverdi ve Allah'ın cezası çetindir.
Adem Uğur : (Onların yolu) Firavun hanedanının ve onlardan öncekilerin tuttuğu yola benzer. Onlar bizim âyetlerimizi yalanladılar, Allah da kendilerini günahları yüzünden yakalayıverdi. Allah'ın cezası çok şiddetlidir.
Ahmed Hulusi : (Onların gidişatı) tıpkı Firavun hanedanı ve onlardan öncekilerin gidişatı gibi. . . (Onlar) işaretlerimizi (Esmâ'nın açığa çıkışı olan işaretleri) yalanlamışlardı. Allâh da onları bu suçlarıyla yakalayıverdi. Allâh Şediyd ül 'Ikab'dır (yapılan suçun hak ettiği karşılığı vermede çok şiddetlidir).
Ahmet Tekin : İnkârda ısrar edenlerin halleri, Firavun hanedanının, devlet görevlilerinin, yandaşlarının ve onlardan öncekilerin hallerine, davranışına benziyor. Onlar âyetlerimizi, Kur’ân’ı yalanladılar. Bunun üzerine Allah, işledikleri günâhlar sebebiyle onları suçüstü yakaladı. Allah onlara, âyetlerinin inkâr edilme suçuna denk âdil ceza verme gücüne sahiptir.
Ahmet Varol : Tıpkı Firavun ailesi ve onlardan önce geçmiş olanlar gibi ki, onlar bizim ayetlerimizi inkar ettiler; Allah da günahlarından dolayı onları yakaladı. [2] Allah cezası çok şiddetli olandır.
Ali Bulaç : Tıpkı Firavun ailesi ve onlardan öncekilerin gidiş tarzı gibi. Ayetlerimizi yalanladılar, böylece Allah günahları nedeniyle onları yakalayıverdi. Allah, (cezayla) sonuçlandırması pek şiddetli olandır.
Ali Fikri Yavuz : O kâfirlerin Râsûlüllah’ı tekzipleri, tıpkı Firavun hânedânının ve onlardan öncekilerin tutumu gibidir. Onlar, bizim âyetlerimizi yalanladılar da Allah, yaptıkları günahlar sebebiyle kendilerini enseledi. Allah’ın azâbı çok şiddetlidir.
Bekir Sadak : Bunlarin tutumu, Firavun ailesinin ve onlardan oncekilerin tutumu gibi ki, ayetlerimizi yalanladilar da Allah onlari gunahlarindan dolayi yok etti. Allah'in cezalandirmasi siddetlidir.
Celal Yıldırım : (Evet, bunların gidişi ve tutumu) Fir'avn'ın aile ve yoldaşlarının ve onlardan öncekilerin tutumuna benzer ki âyetlerimizi yalanladılar da bu yüzden Allah onları günahlarıyla yakalayıp (cezalandırdı). Allah'ın cezası pek şiddetlidir.
Diyanet İşleri : (Bunların durumu) Firavun ailesinin ve onlardan öncekilerin durumu gibidir: Âyetlerimizi yalanladılar. Allah da onları günahlarıyla yakaladı. Allah, azabı çok şiddetli olandır.
Diyanet İşleri (eski) : Bunların tutumu, Firavun ailesinin ve onlardan öncekilerin tutumu gibi ki, ayetlerimizi yalanladılar da Allah onları günahlarından dolayı yok (helak) etti. Allah'ın cezalandırması şiddetlidir.
Diyanet Vakfi : (Onların yolu) Firavun hanedanının ve onlardan öncekilerin tuttuğu yola benzer. Onlar bizim âyetlerimizi yalanladılar, Allah da kendilerini günahları yüzünden yakalayıverdi. Allah'ın cezası çok şiddetlidir.
Edip Yüksel : Firavun'un halkı veya onlardan öncekilerin durumu gibi... Ayetlerimizi (vahiy ve mucizelerimizi) yalanladılar ve ALLAH da onları suçüstü yakaladı. ALLAH'ın cezalandırması şiddetlidir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Gidişatları, Firavun soyunun ve daha öncekilerin gidişatı gibidir. Onlar, âyetlerimizi yalan saymışlardı. Bunun üzerine Allah da onları işledikleri günahlar yüzünden yakalayıp alaşağı etti. Allah, cezası çetin olandır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Tıpkı Firavun hanedanının ve onlardan öncekilerin gidişi gibi, ayetlerimizi yalanladılar. Allah da onları günahları yüzünden tutup yakaladı. Allah'ın azabı çok şiddetlidir.
Elmalılı Hamdi Yazır : Tıpkı Âli Fir'avnin gidişi gibi, ki ayetlerimizi tekzib ettiler de Allah onları cürümlerile tutup alıverdi, Allahın ikabı çok şiddetlidir.
Fizilal-il Kuran : Tıpkı Firavunoğulları gibi, daha öncekilerin durumu gibi. Onlar ayetlerimizi yalanladılar. Allah da günahları yüzünden onların yakalarına yapıştı. Hiç kuşkusuz Allah'ın azabı ağırdır.
Gültekin Onan : Tıpkı Firavun ailesi ve onlardan öncekilerin gidiş tarzı gibi. Ayetlerimizi yalanladılar, böylece Tanrı günahları nedeniyle onları yakalayıverdi. Tanrı, (cezayla) sonuçlandırması pek şiddetli olandır.
Hakkı Yılmaz : (10,11) "Şüphesiz kâfirler; Allah'ın ilâhlığını, rabliğini bilerek reddetmiş olan şu kimseler; onların malları ve evlatları, –aynı Firavun'un yakınlarının ve onlardan öncekilerinki gibi– Allah'tan hiçbir şeyi savamaz. Ve onlar Ateş'in yakıtıdırlar. Firavun'un yakınları ve onlardan öncekiler, âyetlerimizi yalanladılar da Allah, onları günahları yüzünden yakalayıverdi. Ve Allah, cezası/yakalaması çok çetin olandır. "
Hasan Basri Çantay : (Onların gidişi) tıbkı Fir'avn haanedânının ve onlardan evvel gelenlerin gidişi gibidir. Onlar bizim âyetlerimizi yalanladılar da Allah da kendilerini günâhları yüzünden yakalayıverdi. Allah, cezası pek çetin olandır.
Hayrat Neşriyat : (Bunların âdeti) Fir'avun ehlinin ve onlardan öncekilerin âdeti gibidir. (Onlar da)âyetlerimizi yalanlamışlardı. Allah da onları, günahları sebebi ile yakalayıvermişti. Allah ise, azâbı pek şiddetli olandır.
İbni Kesir : Tıpkı Firavun hanedanının ve onlardan öncekilerin yaptığı gibi. Onlar ayetlerimizi yalanladılar da Allah günahlarından dolayı onları yakalayıverdi. Allah azabı çok şiddetli olandır.
İskender Evrenosoğlu : (Onların durumu) Firavun ailesinin ve onlardan öncekilerin durumu gibidir. Âyetlerimizi yalanladılar, bunun üzerine Allah, onları günahları sebebiyle yakaladı. Ve Allah ikâbı (azabı) şiddetli olandır.
Muhammed Esed : Firavun halkının ve onlardan önce yaşayanların başına gelenlerin aynısı (onların başına da gelecek): Onlar mesajlarımızı yalanladılar ve Allah günahlarından dolayı onları hesaba çekti: çünkü Allah karşılık vermede şedittir.
Ömer Nasuhi Bilmen : Onların bu gidişi, tıpkı âl-i Fir'avun'un ve ondan evvelki kimselerin gidişi gibidir ki bizim âyetlerimizi tekzîp ettiler. Allah Teâlâ da onları günahları sebebiyle yakaladı. Ve Allah Teâlâ Şedîdü'l-İkab'tır.
Ömer Öngüt : (Kâfirlerin gidişatı) tıpkı Firavun hanedanının ve onlardan öncekilerin tuttuğu yola benzer. Onlar âyetlerimizi yalanladılar, Allah da onları günahları ile yakaladı. Allah'ın azabı çok şiddetlidir.
Şaban Piriş : Tıpkı Firavun Hanedanı ve onlardan öncekilerin gidişi (tavırları) gibi ayetlerimizi yalanladılar da Allah da onları günahları sebebiyle cezalandırdı. Allah’ın cezalandırması pek şiddetlidir.
Suat Yıldırım : Tıpkı Firavun taraftarlarının ve onlardan daha öncekilerin gidişi gibi. Onlar, âyetlerimizi yalanladılar, Allah da kendilerini cürümleri sebebiyle kıskıvrak yakaladı. Allah’ın cezası pek şiddetlidir.
Süleyman Ateş : Fir'avn âilesinin ve onlardan öncekilerin durumu gibi. Onlar da âyetlerimizi yalanladılar. Allâh da onları günâhlarıyla yakaladı. Allâh'ın cezâsı çetindir.
Tefhim-ul Kuran : Tıpkı Firavun ailesi ve onlardan öncekilerin gidiş tarzı gibi. Ayetlerimizi yalanladılar, böylece Allah günahları nedeniyle onları yakalayıverdi. Allah, (ceza ile) sonuçlandırması pek şiddetli olandır.
Ümit Şimşek : Tıpkı Firavun ehli ile daha öncekilerin durumu gibi. Onlar da âyetlerimizi yalanlamışlardı. Derken Allah onları günahlarıyla yakalayıverdi. Allah'ın ise cezası pek şiddetlidir.
Yaşar Nuri Öztürk : Tıpkı Firavun hanedanı ve onlardan öncekilerin durumu gibi. Ayetlerimizi yalanlamışlardı da Allah, onları günahları yüzünden yakalamıştı. Allah, cezayı çok şiddetli vermektedir.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}