» 3 / Âl-i Imrân  178:

Kuran Sırası: 3
İniş Sırası: 89
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200

 » 3 / Âl-i Imrân  Suresi: 178
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَلَا (VLE) = ve lā :
2. يَحْسَبَنَّ (YḪSBN) = yeHsebenne : sanmasınlar
3. الَّذِينَ (ELZ̃YN) = elleƶīne : kimseler
4. كَفَرُوا (KFRVE) = keferū : inkar edenler
5. أَنَّمَا (ÊNME) = ennemā : ki
6. نُمْلِي (NMLY) = numlī : süre vermemiz
7. لَهُمْ (LHM) = lehum : kendilerine
8. خَيْرٌ (ḢYR) = ḣayrun : hayırlıdır
9. لِأَنْفُسِهِمْ (LÊNFSHM) = lienfusihim : kendileri için
10. إِنَّمَا (ÎNME) = innemā :
11. نُمْلِي (NMLY) = numlī : biz süre veriyoruz
12. لَهُمْ (LHM) = lehum : onlara
13. لِيَزْدَادُوا (LYZD̃ED̃VE) = liyezdādū : artırsınlar diye
14. إِثْمًا (ÎS̃ME) = iṧmen : günahı
15. وَلَهُمْ (VLHM) = ve lehum : ve Onların
16. عَذَابٌ (AZ̃EB) = ǎƶābun : bir azab
17. مُهِينٌ (MHYN) = muhīnun : alçaltıcı
| sanmasınlar | kimseler | inkar edenler | ki | süre vermemiz | kendilerine | hayırlıdır | kendileri için | | biz süre veriyoruz | onlara | artırsınlar diye | günahı | ve Onların | bir azab | alçaltıcı |

[] [ḪSB] [] [KFR] [] [MLV] [] [ḢYR] [NFS] [] [MLV] [] [ZYD̃] [ES̃M] [LHM] [AZ̃B] [HVN]
VLE YḪSBN ELZ̃YN KFRVE ÊNME NMLY LHM ḢYR LÊNFSHM ÎNME NMLY LHM LYZD̃ED̃VE ÎS̃ME VLHM AZ̃EB MHYN

ve lā yeHsebenne elleƶīne keferū ennemā numlī lehum ḣayrun lienfusihim innemā numlī lehum liyezdādū iṧmen ve lehum ǎƶābun muhīnun
ولا يحسبن الذين كفروا أنما نملي لهم خير لأنفسهم إنما نملي لهم ليزدادوا إثما ولهم عذاب مهين

 » 3 / Âl-i Imrân  Suresi: 178
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ولا | VLE ve lā And (let) not
يحسبن ح س ب | ḪSB YḪSBN yeHsebenne sanmasınlar think
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimseler those who
كفروا ك ف ر | KFR KFRVE keferū inkar edenler disbelieved
أنما | ÊNME ennemā ki that
نملي م ل و | MLV NMLY numlī süre vermemiz We give respite
لهم | LHM lehum kendilerine to them
خير خ ي ر | ḢYR ḢYR ḣayrun hayırlıdır (is) good
لأنفسهم ن ف س | NFS LÊNFSHM lienfusihim kendileri için for themselves.
إنما | ÎNME innemā Only
نملي م ل و | MLV NMLY numlī biz süre veriyoruz We give respite
لهم | LHM lehum onlara to them
ليزدادوا ز ي د | ZYD̃ LYZD̃ED̃VE liyezdādū artırsınlar diye so that they may increase
إثما ا ث م | ES̃M ÎS̃ME iṧmen günahı (in) sins,
ولهم ل ه م | LHM VLHM ve lehum ve Onların And for them
عذاب ع ذ ب | AZ̃B AZ̃EB ǎƶābun bir azab (is) a punishment
مهين ه و ن | HVN MHYN muhīnun alçaltıcı humiliating.

3:178 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

| sanmasınlar | kimseler | inkar edenler | ki | süre vermemiz | kendilerine | hayırlıdır | kendileri için | | biz süre veriyoruz | onlara | artırsınlar diye | günahı | ve Onların | bir azab | alçaltıcı |

[] [ḪSB] [] [KFR] [] [MLV] [] [ḢYR] [NFS] [] [MLV] [] [ZYD̃] [ES̃M] [LHM] [AZ̃B] [HVN]
VLE YḪSBN ELZ̃YN KFRVE ÊNME NMLY LHM ḢYR LÊNFSHM ÎNME NMLY LHM LYZD̃ED̃VE ÎS̃ME VLHM AZ̃EB MHYN

ve lā yeHsebenne elleƶīne keferū ennemā numlī lehum ḣayrun lienfusihim innemā numlī lehum liyezdādū iṧmen ve lehum ǎƶābun muhīnun
ولا يحسبن الذين كفروا أنما نملي لهم خير لأنفسهم إنما نملي لهم ليزدادوا إثما ولهم عذاب مهين

[] [ح س ب] [] [ك ف ر] [] [م ل و] [] [خ ي ر] [ن ف س] [] [م ل و] [] [ز ي د] [ا ث م] [ل ه م] [ع ذ ب] [ه و ن]

 » 3 / Âl-i Imrân  Suresi: 178
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ولا | VLE ve lā And (let) not
Vav,Lam,Elif,
6,30,1,
REM – prefixed resumption particle
PRO – prohibition particle
الواو استئنافية
حرف نهي
يحسبن ح س ب | ḪSB YḪSBN yeHsebenne sanmasınlar think
Ye,Ha,Sin,Be,Nun,
10,8,60,2,50,
V – 3rd person masculine singular imperfect verb, jussive mood
EMPH – emphatic suffix nūn
فعل مضارع مجزوم والنون للتوكيد
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimseler those who
Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
1,30,700,10,50,
REL – masculine plural relative pronoun
اسم موصول
كفروا ك ف ر | KFR KFRVE keferū inkar edenler disbelieved
Kef,Fe,Re,Vav,Elif,
20,80,200,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
أنما | ÊNME ennemā ki that
,Nun,Mim,Elif,
,50,40,1,
ACC – accusative particle
REL – relative pronoun
حرف نصب من اخوات «ان»
اسم موصول
نملي م ل و | MLV NMLY numlī süre vermemiz We give respite
Nun,Mim,Lam,Ye,
50,40,30,10,
V – 1st person plural (form IV) imperfect verb
فعل مضارع
لهم | LHM lehum kendilerine to them
Lam,He,Mim,
30,5,40,
P – prefixed preposition lām
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun
جار ومجرور
خير خ ي ر | ḢYR ḢYR ḣayrun hayırlıdır (is) good
Hı,Ye,Re,
600,10,200,
N – nominative masculine singular indefinite noun
اسم مرفوع
لأنفسهم ن ف س | NFS LÊNFSHM lienfusihim kendileri için for themselves.
Lam,,Nun,Fe,Sin,He,Mim,
30,,50,80,60,5,40,
P – prefixed preposition lām
N – genitive feminine plural noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
جار ومجرور و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
إنما | ÎNME innemā Only
,Nun,Mim,Elif,
,50,40,1,
ACC – accusative particle
PREV – preventive particle
كافة ومكفوفة
نملي م ل و | MLV NMLY numlī biz süre veriyoruz We give respite
Nun,Mim,Lam,Ye,
50,40,30,10,
V – 1st person plural (form IV) imperfect verb
فعل مضارع
لهم | LHM lehum onlara to them
Lam,He,Mim,
30,5,40,
P – prefixed preposition lām
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun
جار ومجرور
ليزدادوا ز ي د | ZYD̃ LYZD̃ED̃VE liyezdādū artırsınlar diye so that they may increase
Lam,Ye,Ze,Dal,Elif,Dal,Vav,Elif,
30,10,7,4,1,4,6,1,
PRP – prefixed particle of purpose lām
V – 3rd person masculine plural (form VIII) imperfect verb, subjunctive mood
PRON – subject pronoun
اللام لام التعليل
فعل مضارع منصوب والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
إثما ا ث م | ES̃M ÎS̃ME iṧmen günahı (in) sins,
,Se,Mim,Elif,
,500,40,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
ولهم ل ه م | LHM VLHM ve lehum ve Onların And for them
Vav,Lam,He,Mim,
6,30,5,40,
REM – prefixed resumption particle
P – prefixed preposition lām
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun
الواو استئنافية
جار ومجرور
عذاب ع ذ ب | AZ̃B AZ̃EB ǎƶābun bir azab (is) a punishment
Ayn,Zel,Elif,Be,
70,700,1,2,
N – nominative masculine indefinite noun
اسم مرفوع
مهين ه و ن | HVN MHYN muhīnun alçaltıcı humiliating.
Mim,He,Ye,Nun,
40,5,10,50,
ADJ – nominative masculine indefinite (form IV) active participle
صفة مرفوعة
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَلَا: | يَحْسَبَنَّ: sanmasınlar | الَّذِينَ: kimseler | كَفَرُوا: inkar edenler | أَنَّمَا: ki | نُمْلِي: süre vermemiz | لَهُمْ: kendilerine | خَيْرٌ: hayırlıdır | لِأَنْفُسِهِمْ: kendileri için | إِنَّمَا: | نُمْلِي: biz süre veriyoruz | لَهُمْ: onlara | لِيَزْدَادُوا: artırsınlar diye | إِثْمًا: günahı | وَلَهُمْ: ve Onların | عَذَابٌ: bir azab | مُهِينٌ: alçaltıcı |
Kırık Meal (Harekesiz) : |ولا WLE | يحسبن YḪSBN sanmasınlar | الذين ELZ̃YN kimseler | كفروا KFRWE inkar edenler | أنما ÊNME ki | نملي NMLY süre vermemiz | لهم LHM kendilerine | خير ḢYR hayırlıdır | لأنفسهم LÊNFSHM kendileri için | إنما ÎNME | نملي NMLY biz süre veriyoruz | لهم LHM onlara | ليزدادوا LYZD̃ED̃WE artırsınlar diye | إثما ÎS̃ME günahı | ولهم WLHM ve Onların | عذاب AZ̃EB bir azab | مهين MHYN alçaltıcı |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve lā: | yeHsebenne: sanmasınlar | elleƶīne: kimseler | keferū: inkar edenler | ennemā: ki | numlī: süre vermemiz | lehum: kendilerine | ḣayrun: hayırlıdır | lienfusihim: kendileri için | innemā: | numlī: biz süre veriyoruz | lehum: onlara | liyezdādū: artırsınlar diye | iṧmen: günahı | ve lehum: ve Onların | ǎƶābun: bir azab | muhīnun: alçaltıcı |
Kırık Meal (Transcript) : |VLE: | YḪSBN: sanmasınlar | ELZ̃YN: kimseler | KFRVE: inkar edenler | ÊNME: ki | NMLY: süre vermemiz | LHM: kendilerine | ḢYR: hayırlıdır | LÊNFSHM: kendileri için | ÎNME: | NMLY: biz süre veriyoruz | LHM: onlara | LYZD̃ED̃VE: artırsınlar diye | ÎS̃ME: günahı | VLHM: ve Onların | AZ̃EB: bir azab | MHYN: alçaltıcı |
Abdulbaki Gölpınarlı : Küfredenler, kendilerine mühlet ve fırsat vermemizi, kendileri için hayırlı sanmasınlar. Onlara mühlet ve fırsat verişimiz, suçlarını arttırmaları içindir ve onlaradır hor, hakir edici azap.
Adem Uğur : İnkâr edenler sanmasınlar ki, kendilerine mühlet vermemiz onlar için daha hayırlıdır. Onlara ancak günahlarını arttırmaları için fırsat veriyoruz. Onlar için alçaltıcı bir azap vardır.
Ahmed Hulusi : Hakikati inkâr ederek yaşayanlar, kendilerine süre tanımamızın hayırlarına olduğunu sanmasınlar! Sadece suçlarını büyütmeleri için süre tanıyoruz (bu Allâh'ın mekridir onlara). Onlara zilleti yaşatacak bir azap vardır.
Ahmet Tekin : Kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenler, kâfirler, kendilerine vereceğimiz mühletin, haklarında hayırlı olduğunu sanmasınlar. Bilerek işledikleri günahlarını, zararlarını artırsınlar diye, biz onlara mühlet veriyoruz. Onlara, alçaltıcı, zillete düşürücü bir azap vardır.
Ahmet Varol : Kâfirler kendilerine mühlet vermemizin kendileri için hayırlı olduğunu sanmasınlar. Onlara günahlarını artırmaları için mühlet veriyoruz. Onlar için aşağılayıcı bir azap vardır.
Ali Bulaç : O küfre sapanlar, kendilerine tanıdığımız süreyi sakın kendileri için hayırlı sanmasınlar, biz onlara, ancak günahları daha da artsın, diye süre vermekteyiz. Onlar için aşağılatıcı bir azab vardır.
Ali Fikri Yavuz : Bir de küfredenler, kendilerine ömür ve mühlet verişimizi, sakın kendileri için hayırlı sanmasın. Biz onları sırf günahlarını artırsınlar diye bırakıyoruz. Hem onlara, hor ve hakîr bırakan bir azap vardır.
Bekir Sadak : N/A
Celal Yıldırım : O küfredenler bir süre ken dilerini öyle bırakışımızı sakın kendileri için hayır sanmasınlar; onları bu bırakışımız günah artırmaları içindir. Onlara aşağılayıcı bir azâb vardır.
Diyanet İşleri : İnkâr edenler, kendilerine vermiş olduğumuz mühletin, sakın kendileri için hayırlı olduğunu sanmasınlar. Biz, onlara ancak günahları artsın diye mühlet veriyoruz. Onlar için alçaltıcı bir azap vardır.
Diyanet İşleri (eski) : Biz onlara ancak, günahları çoğalsın diye mühlet veriyoruz. Küçültücü azab onlaradır.
Diyanet Vakfi : İnkâr edenler sanmasınlar ki, kendilerine mühlet vermemiz onlar için daha hayırlıdır. Onlara ancak günahlarını arttırmaları için fırsat veriyoruz. Onlar için alçaltıcı bir azap vardır.
Edip Yüksel : İnkarcılar, vermiş bulunduğum sürenin kendileri için iyi olduğunu sanmasınlar. Günahlarının artması için kendilerine süre veriyoruz. Onlara alçaltıcı bir azap var
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Kâfirler, kendilerine mühlet vermemizin, şahısları için hayırlı olduğunu sanmasınlar. Biz onlara bu mühleti, ancak günahlarını artırsınlar diye veriyoruz. Onlar için alçaltıcı bir azap vardır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Bir de inkar edenler, kendilerini bırakışımızın, sakın onlar için hayırlı olduğunu sanmasınlar. Biz onları sadece günahlarını artırsınlar diye bırakıyoruz.Onlara alçaltıcı bir azap vardır.
Elmalılı Hamdi Yazır : Bir de o küfredenler kendilerini bırakışımızı zinhar kendileri için bir hayır sanmasınlar biz onları sırf günahlarını arttırsınlar diye bırakıyoruz, hem onlara zillet verici bir azab var
Fizilal-il Kuran : Kafirler, sakın kendilerine mühlet vermemizin, fırsat tanımamızın iyiliklerine olduğunu sanmasınlar. Onlara sırf günahları artsın diye mühlet tanıyor, fırsat veriyoruz. Onları onur kırıcı bir azap bekliyor.
Gültekin Onan : O kafirler, kendilerine tanıdığımız süreyi sakın kendileri için hayırlı sanmasınlar, biz onlara, ancak günahları daha da artsın, diye süre vermekteyiz. Onlar için aşağılatıcı bir azab vardır.
Hakkı Yılmaz : Allah'ın ilâhlığını rabliğini tanımayan şu kimseler, şüphesiz Bizim kendilerine süre tanıyışımızın, kendileri için hayırlı olduğunu sanmasınlar. Şüphesiz Biz, onlara daha çok günaha girsinler diye süre tanıyoruz. Ve onlar için alçaltıcı bir azap vardır.
Hasan Basri Çantay : O küfredenler kendilerine zaman (ve meydan) vermenizi nefisleri için zînhâr hayırlı sanmasın (lar). Onlara fırsat verişimiz, ancak günâh (larm) ı artırmaları içindir. Onlara hor ve hakıyr edici bir azâb vardır.
Hayrat Neşriyat : O hâlde inkâr edenler, gerçekten onlara mühlet vermemizi kendileri için sakın bir hayır sanmasınlar! Onlara ancak, (pek istedikleri şekilde) günahlarının artması için mühlet veriyoruz! Hâlbuki onlara aşağılayıcı bir azab vardır.
İbni Kesir : Küfredenler, kendilerine mühlet verişimizi; sakın kendileri için hayırlı sanmasınlar, Biz onlara sırf günahları çoğalsın diye mühlet veriyoruz. Onlar için alçaltıcı bir azab vardır.
İskender Evrenosoğlu : Ve sakın o kâfirler, onlara mühlet vermemizi, kendileri için bir hayır sanmasınlar. Sadece günahlarını artırmaları için onlara mühlet veriyoruz. Ve onlar için ”Alçaltıcı Azap “ vardır.
Muhammed Esed : Ve onlar -hakikati inkara şartlanmış olanlar- sanmasınlar ki kendilerine mühlet vermemiz onların hayrınadır, onlara mühlet verdik ki günahkarlıkları artsın; sonuçta onları utanç verici bir azap beklemektedir.
Ömer Nasuhi Bilmen : Küfredenler asla sanmasınlar ki, onlara mühlet verişimiz onların nefisleri için bir hayırdır. Biz onlara mühlet veriyoruz ki günahlarını arttırsınlar. Ve onlar için zillet verici bir azap vardır.
Ömer Öngüt : Kâfirler kendilerine mühlet verişimizi sakın kendileri için hayırlı sanmasınlar. Biz onlara sırf günahları çoğalsın diye mühlet veriyoruz. Onlar için alçaltıcı bir azap vardır.
Şaban Piriş : Kafirler kendilerine mühlet vermemizi hayırlı sanmasınlar. Biz onlara ancak günahlarını artırmaları için mühlet veriyoruz/ ömürlerini uzatıyoruz. Onlar için alçaltıcı bir azap vardır.
Suat Yıldırım : O kâfirler kendilerine mühlet vermemizin kendileri hakkında hayır olduğunu sanmasınlar. Onlara mühlet vermemiz, günahlarının artması içindir. Onlara zelil ve perişan eden bir azap vardır.
Süleyman Ateş : İnkâr edenler sanmasınlar ki, kendilerine süre vermemiz, kendileri için hayırlıdır. Biz onlara süre veriyoruz ki günâhı artırsınlar. Onlar için alçaltıcı bir azâb vardır.
Tefhim-ul Kuran : O küfre sapanlar, kendilerine tanıdığımız süreyi sakın kendileri için hayırlı sanmasınlar, biz onlara, ancak günahları daha da artsın, diye süre vermekteyiz. Onlar için aşağılatıcı bir azab vardır.
Ümit Şimşek : İnkâr edenler, onlara mühlet verişimizi kendilerinin hayrına sanmasınlar. Biz onlara, günahlarını arttırsınlar diye mühlet veriyoruz. Sonunda onlar için aşağılayıcı bir azap vardır.
Yaşar Nuri Öztürk : Küfre sapanlar, onlara süre tanımamızın kendileri için hayırlı olduğunu asla düşünmesinler. Onlara, biraz daha günah işlesinler diye süre veriyoruz. Yere geçirecek bir azap var onlar için.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}