» 3 / Âl-i Imrân  128:

Kuran Sırası: 3
İniş Sırası: 89
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200

 » 3 / Âl-i Imrân  Suresi: 128
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. لَيْسَ (LYS) = leyse : yoktur
2. لَكَ (LK) = leke : senin
3. مِنَ (MN) = mine :
4. الْأَمْرِ (ELÊMR) = l-emri : o konuda
5. شَيْءٌ (ŞYÙ) = şey'un : (yapacağın) bir şey
6. أَوْ (ÊV) = ev : ya
7. يَتُوبَ (YTVB) = yetūbe : (Allah) tevbelerini kabul eder
8. عَلَيْهِمْ (ALYHM) = ǎleyhim : onların
9. أَوْ (ÊV) = ev : ya da
10. يُعَذِّبَهُمْ (YAZ̃BHM) = yuǎƶƶibehum : onlara azab eder
11. فَإِنَّهُمْ (FÎNHM) = feinnehum : şüphesiz onlar (diye)
12. ظَالِمُونَ (ƵELMVN) = Zālimūne : zalimlerdir
yoktur | senin | | o konuda | (yapacağın) bir şey | ya | (Allah) tevbelerini kabul eder | onların | ya da | onlara azab eder | şüphesiz onlar (diye) | zalimlerdir |

[LYS] [] [] [EMR] [ŞYE] [] [TVB] [] [] [AZ̃B] [] [ƵLM]
LYS LK MN ELÊMR ŞYÙ ÊV YTVB ALYHM ÊV YAZ̃BHM FÎNHM ƵELMVN

leyse leke mine l-emri şey'un ev yetūbe ǎleyhim ev yuǎƶƶibehum feinnehum Zālimūne
ليس لك من الأمر شيء أو يتوب عليهم أو يعذبهم فإنهم ظالمون

 » 3 / Âl-i Imrân  Suresi: 128
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ليس ل ي س | LYS LYS leyse yoktur Not
لك | LK leke senin for you
من | MN mine of
الأمر ا م ر | EMR ELÊMR l-emri o konuda the decision
شيء ش ي ا | ŞYE ŞYÙ şey'un (yapacağın) bir şey (of) anything
أو | ÊV ev ya whether
يتوب ت و ب | TVB YTVB yetūbe (Allah) tevbelerini kabul eder He turns
عليهم | ALYHM ǎleyhim onların to them
أو | ÊV ev ya da or
يعذبهم ع ذ ب | AZ̃B YAZ̃BHM yuǎƶƶibehum onlara azab eder punishes them
فإنهم | FÎNHM feinnehum şüphesiz onlar (diye) for indeed, they
ظالمون ظ ل م | ƵLM ƵELMVN Zālimūne zalimlerdir (are) wrongdoers.

3:128 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

yoktur | senin | | o konuda | (yapacağın) bir şey | ya | (Allah) tevbelerini kabul eder | onların | ya da | onlara azab eder | şüphesiz onlar (diye) | zalimlerdir |

[LYS] [] [] [EMR] [ŞYE] [] [TVB] [] [] [AZ̃B] [] [ƵLM]
LYS LK MN ELÊMR ŞYÙ ÊV YTVB ALYHM ÊV YAZ̃BHM FÎNHM ƵELMVN

leyse leke mine l-emri şey'un ev yetūbe ǎleyhim ev yuǎƶƶibehum feinnehum Zālimūne
ليس لك من الأمر شيء أو يتوب عليهم أو يعذبهم فإنهم ظالمون

[ل ي س] [] [] [ا م ر] [ش ي ا] [] [ت و ب] [] [] [ع ذ ب] [] [ظ ل م]

 » 3 / Âl-i Imrân  Suresi: 128
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ليس ل ي س | LYS LYS leyse yoktur Not
Lam,Ye,Sin,
30,10,60,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض من اخوات «كان»
لك | LK leke senin for you
Lam,Kef,
30,20,
P – prefixed preposition lām
PRON – 2nd person masculine singular personal pronoun
جار ومجرور
من | MN mine of
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
الأمر ا م ر | EMR ELÊMR l-emri o konuda the decision
Elif,Lam,,Mim,Re,
1,30,,40,200,
N – genitive masculine noun
اسم مجرور
شيء ش ي ا | ŞYE ŞYÙ şey'un (yapacağın) bir şey (of) anything
Şın,Ye,,
300,10,,
N – nominative masculine indefinite noun
اسم مرفوع
أو | ÊV ev ya whether
,Vav,
,6,
CONJ – coordinating conjunction
حرف عطف
يتوب ت و ب | TVB YTVB yetūbe (Allah) tevbelerini kabul eder He turns
Ye,Te,Vav,Be,
10,400,6,2,
V – 3rd person masculine singular imperfect verb, subjunctive mood
فعل مضارع منصوب
عليهم | ALYHM ǎleyhim onların to them
Ayn,Lam,Ye,He,Mim,
70,30,10,5,40,
P – preposition
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
جار ومجرور
أو | ÊV ev ya da or
,Vav,
,6,
CONJ – coordinating conjunction
حرف عطف
يعذبهم ع ذ ب | AZ̃B YAZ̃BHM yuǎƶƶibehum onlara azab eder punishes them
Ye,Ayn,Zel,Be,He,Mim,
10,70,700,2,5,40,
V – 3rd person masculine singular (form II) imperfect verb, subjunctive mood
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
فعل مضارع منصوب و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
فإنهم | FÎNHM feinnehum şüphesiz onlar (diye) for indeed, they
Fe,,Nun,He,Mim,
80,,50,5,40,
REM – prefixed resumption particle
ACC – accusative particle
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
الفاء استئنافية
حرف نصب و«هم» ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
ظالمون ظ ل م | ƵLM ƵELMVN Zālimūne zalimlerdir (are) wrongdoers.
Zı,Elif,Lam,Mim,Vav,Nun,
900,1,30,40,6,50,
N – nominative masculine plural active participle
اسم مرفوع
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |لَيْسَ: yoktur | لَكَ: senin | مِنَ: | الْأَمْرِ: o konuda | شَيْءٌ: (yapacağın) bir şey | أَوْ: ya | يَتُوبَ: (Allah) tevbelerini kabul eder | عَلَيْهِمْ: onların | أَوْ: ya da | يُعَذِّبَهُمْ: onlara azab eder | فَإِنَّهُمْ: şüphesiz onlar (diye) | ظَالِمُونَ: zalimlerdir |
Kırık Meal (Harekesiz) : |ليس LYS yoktur | لك LK senin | من MN | الأمر ELÊMR o konuda | شيء ŞYÙ (yapacağın) bir şey | أو ÊW ya | يتوب YTWB (Allah) tevbelerini kabul eder | عليهم ALYHM onların | أو ÊW ya da | يعذبهم YAZ̃BHM onlara azab eder | فإنهم FÎNHM şüphesiz onlar (diye) | ظالمون ƵELMWN zalimlerdir |
Kırık Meal (Okunuş) : |leyse: yoktur | leke: senin | mine: | l-emri: o konuda | şey'un: (yapacağın) bir şey | ev: ya | yetūbe: (Allah) tevbelerini kabul eder | ǎleyhim: onların | ev: ya da | yuǎƶƶibehum: onlara azab eder | feinnehum: şüphesiz onlar (diye) | Zālimūne: zalimlerdir |
Kırık Meal (Transcript) : |LYS: yoktur | LK: senin | MN: | ELÊMR: o konuda | ŞYÙ: (yapacağın) bir şey | ÊV: ya | YTVB: (Allah) tevbelerini kabul eder | ALYHM: onların | ÊV: ya da | YAZ̃BHM: onlara azab eder | FÎNHM: şüphesiz onlar (diye) | ƵELMVN: zalimlerdir |
Abdulbaki Gölpınarlı : Senin bu işle ilgin yok bile; o, dilerse tövbelerini kabul eder, dilerse zâlim olduklarından dolayı onları azaplandırır.
Adem Uğur : Ki bu işte senin yapacağın bir şey yoktur yahut (müslüman olsunlar da) tevbelerini kabul etsin, ya da (ısrar ederlerse) onlara azap etsin diye (Allah Bedir'de size yardım etti). Çünkü onlar zalimdirler.
Ahmed Hulusi : Hüküm vermek sana ait değil; dilerse tövbelerini kabul eder veya azap verir. Gerçekten onlar zâlimlerdir.
Ahmet Tekin : Onlara yapılacak muameleden dolayı seni ilgilendiren bir konu yok. Allah ya onların tevbelerini, günah işlemekten vazgeçerek kendisine itaate yönelişlerini kabul eder, yahut onlara azap eder. Çünkü onlar zâlimdirler.
Ahmet Varol : Senin elinde bir şey yoktur. Allah dilerse onların tevbelerini kabul eder dilerse de zalim olmalarından dolayı kendilerine azab eder.
Ali Bulaç : (Allah'ın) Onların tevbelerini kabul etmesi veya zalim olduklarından dolayı azablandırması işinden sana bir şey (sorumluluk ve görev) yoktur.
Ali Fikri Yavuz : Senin elinde (onları cezalandırmak veya affetmek hususunda) bir şey yok. Allahı, ya onların tevbesini kabul eder, yahut onları zâlim bulundukları için azâblandırır.
Bekir Sadak : Allah'in, onlarin tevbelerini kabul veya onlara azab etmesi isiyle senin bir ilisigin yoktur; cunku onlar zalimlerdir.
Celal Yıldırım : Senin elinde emirden bir şey yoktur; Allah ya onların tevbesini kabul eder, ya da onlara azâb eder. Çünkü onlar zâlimlerdir.
Diyanet İşleri : Bu işte senin yapacağın bir şey yoktur. Allah, ya tövbelerini kabul edip onları affeder, ya da zalim olduklarından dolayı onlara azap eder.
Diyanet İşleri (eski) : Allah'ın, onların tevbelerini kabul veya onlara azab etmesi işiyle senin bir ilişiğin yoktur; çünkü onlar zalimlerdir.
Diyanet Vakfi : (127-128) Allah, kâfirlerden bir kısmının kökünü kessin veya onları perişan etsin, böylece bozulmuş bir halde dönüp gitsinler -ki bu işte senin yapacağın bir şey yoktur- yahut (müslüman olsunlar da) tevbelerini kabul etsin, ya da (ısrar ederlerse) onlara azap etsin diye (Allah Bedir'de size yardım etti). Çünkü onlar zalimdirler.
Edip Yüksel : Tevbelerini kabul etmesi veya işledikleri zulümden dolayı onları azaplandırması seni ilgilendirmez.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Bu işten sana hiçbir şey düşmez. (Allah), ya onların tevbesini kabul eder, yahut onlara, zalim olduklarından dolayı azab eder.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Senin elinde yapacak bir şey yok. Allah ya onların tevbesini kabul eder ya da onlara azap eder. Çünkü onlar, zalimlerdir.
Elmalılı Hamdi Yazır : Senin elinde emirden bir şey yok, yahud onlara tevbe ettirsin ve yahud azâb etsin çünkü onlar zalimdirler
Fizilal-il Kuran : Bu konuda senin yapabileceğin birşey yok. Allah ya onların tevbelerini kabul eder ya da zalimlikleri yüzünden onları azaba çarptırır.
Gültekin Onan : (Tanrı'nın) Onların tevbelerini kabul etmesi veya zalim olduklarından dolayı azablandırması buyruğundan sana bir şey (sorumluluk ve görev) yoktur.
Hakkı Yılmaz : "Bu işten sana hiçbir şey yoktur. Allah, ya onların tevbesini kabul eder yahut onlara azap eder. Artık, şüphesiz onlar yanlış; kendi zararlarına iş yapanlardır. "
Hasan Basri Çantay : (Kullarımın) iş (in) den hiç bir şey sana âid değildir. (Allah) ya onların tevbesini kabul eder, yahud onları, kendileri zâlim (kimse) ler oldukları için, azâblandırır.
Hayrat Neşriyat : (Ey Resûlüm!) Bu işte (îman veya inkârlarında) sana düşen bir şey yoktur; ya(îmâna gelirler de Allah) onların tevbelerini kabûl eder veya (küfürde ısrarlarından dolayı)onlara azâb eder; çünki doğrusu onlar zâlimlerdir.
İbni Kesir : Senin elinde emirden bir şey yok. Allah, ya onların tevbesini kabul eder, yahut da zalim oldukları için azablandırır.
İskender Evrenosoğlu : Senin için bir emir (yapacağın bir şey) yoktur. (Allah), ya onların tövbesini kabul eder veya onlara azap eder. Oysa onlar, gerçekten zalimlerdir.
Muhammed Esed : Allah'ın onların tevbelerini kabul etmesine yahut onları cezalandırmasına karar vermek senin işin değildir (ey Peygamber,) çünkü onlar zalimlerin ta kendileridir,
Ömer Nasuhi Bilmen : Senin için emirden bir şey yoktur, ya onları tevbe ettirsin veya onları muazzeb kılsın, çünkü onlar zalim kimselerdir.
Ömer Öngüt : Bu işten dolayı senin yapacağın hiçbir şey yoktur. Allah ya onların tevbelerini kabul eder, ya da onlara azap eder. Çünkü onlar zâlimdirler.
Şaban Piriş : Senin bu hususta yapacak bir şeyin yoktur. Allah, ya onların tevbesini kabul eder veya onları cezalandırır. Çünkü onlar zalimlerdir.
Suat Yıldırım : Bu hususta sana ait bir iş yoktur: Allah ister onlara tövbe nasib edip bağışlar, ister nefislerine zulmettikleri için onları cezalandırır.
Süleyman Ateş : O konuda senin yapacağın bir şey yoktur. Allâh, ya tevbelerini kabul edip onları affeder, ya da zâlim olduklarından dolayı onlara azâb eder.
Tefhim-ul Kuran : (Allah'ın) Onların tevbelerini kabul etmesi veya zalimler olduklarından dolayı azablandırması işinden sana bir şey (sorumluluk ve görev) yoktur.
Ümit Şimşek : Onların tevbelerini kabul etmek veya zulümleri yüzünden onlara azap vermek konusunda sana birşey düşmez.
Yaşar Nuri Öztürk : İş ve hüküm konusunda sana düşen bir şey yoktur. Allah ya tövbelerini kabul ederek onları bağışlar yahut da zalim oldukları için onlara azap eder.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}