» 3 / Âl-i Imrân  194:

Kuran Sırası: 3
İniş Sırası: 89
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200

 » 3 / Âl-i Imrân  Suresi: 194
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. رَبَّنَا (RBNE) = rabbenā : Rabbimiz
2. وَاتِنَا (V ËTNE) = ve ātinā : ve bize ver
3. مَا (ME) = mā : şeyi
4. وَعَدْتَنَا (VAD̃TNE) = veǎdtenā : va'dettiğin
5. عَلَىٰ (AL) = ǎlā :
6. رُسُلِكَ (RSLK) = rusulike : elçilerine
7. وَلَا (VLE) = ve lā :
8. تُخْزِنَا (TḢZNE) = tuḣzinā : bizi rezil, perişan etme
9. يَوْمَ (YVM) = yevme : günü
10. الْقِيَامَةِ (ELGYEMT) = l-ḳiyāmeti : kıyamet
11. إِنَّكَ (ÎNK) = inneke : zira sen
12. لَا (LE) = lā :
13. تُخْلِفُ (TḢLF) = tuḣlifu : caymazsın
14. الْمِيعَادَ (ELMYAED̃) = l-mīǎāde : verdiğin sözden
Rabbimiz | ve bize ver | şeyi | va'dettiğin | | elçilerine | | bizi rezil, perişan etme | günü | kıyamet | zira sen | | caymazsın | verdiğin sözden |

[RBB] [ETY] [] [VAD̃] [] [RSL] [] [ḢZY] [YVM] [GVM] [] [] [ḢLF] [VAD̃]
RBNE V ËTNE ME VAD̃TNE AL RSLK VLE TḢZNE YVM ELGYEMT ÎNK LE TḢLF ELMYAED̃

rabbenā ve ātinā veǎdtenā ǎlā rusulike ve lā tuḣzinā yevme l-ḳiyāmeti inneke tuḣlifu l-mīǎāde
ربنا وآتنا ما وعدتنا على رسلك ولا تخزنا يوم القيامة إنك لا تخلف الميعاد

 » 3 / Âl-i Imrân  Suresi: 194
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ربنا ر ب ب | RBB RBNE rabbenā Rabbimiz Our Lord,
وآتنا ا ت ي | ETY V ËTNE ve ātinā ve bize ver grant us
ما | ME şeyi what
وعدتنا و ع د | VAD̃ VAD̃TNE veǎdtenā va'dettiğin You promised us
على | AL ǎlā through
رسلك ر س ل | RSL RSLK rusulike elçilerine Your Messengers
ولا | VLE ve lā and (do) not
تخزنا خ ز ي | ḢZY TḢZNE tuḣzinā bizi rezil, perişan etme disgrace us
يوم ي و م | YVM YVM yevme günü (on the) Day
القيامة ق و م | GVM ELGYEMT l-ḳiyāmeti kıyamet (of) [the] Resurrection.
إنك | ÎNK inneke zira sen Indeed, You
لا | LE (do) not
تخلف خ ل ف | ḢLF TḢLF tuḣlifu caymazsın break
الميعاد و ع د | VAD̃ ELMYAED̃ l-mīǎāde verdiğin sözden "the promise."""

3:194 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

Rabbimiz | ve bize ver | şeyi | va'dettiğin | | elçilerine | | bizi rezil, perişan etme | günü | kıyamet | zira sen | | caymazsın | verdiğin sözden |

[RBB] [ETY] [] [VAD̃] [] [RSL] [] [ḢZY] [YVM] [GVM] [] [] [ḢLF] [VAD̃]
RBNE V ËTNE ME VAD̃TNE AL RSLK VLE TḢZNE YVM ELGYEMT ÎNK LE TḢLF ELMYAED̃

rabbenā ve ātinā veǎdtenā ǎlā rusulike ve lā tuḣzinā yevme l-ḳiyāmeti inneke tuḣlifu l-mīǎāde
ربنا وآتنا ما وعدتنا على رسلك ولا تخزنا يوم القيامة إنك لا تخلف الميعاد

[ر ب ب] [ا ت ي] [] [و ع د] [] [ر س ل] [] [خ ز ي] [ي و م] [ق و م] [] [] [خ ل ف] [و ع د]

 » 3 / Âl-i Imrân  Suresi: 194
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ربنا ر ب ب | RBB RBNE rabbenā Rabbimiz Our Lord,
Re,Be,Nun,Elif,
200,2,50,1,
N – accusative masculine noun
PRON – 1st person plural possessive pronoun
اسم منصوب و«نا» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
وآتنا ا ت ي | ETY V ËTNE ve ātinā ve bize ver grant us
Vav,,Te,Nun,Elif,
6,,400,50,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 2nd person masculine singular (form IV) imperative verb
PRON – 1st person plural object pronoun
الواو عاطفة
فعل أمر و«نا» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
ما | ME şeyi what
Mim,Elif,
40,1,
REL – relative pronoun
اسم موصول
وعدتنا و ع د | VAD̃ VAD̃TNE veǎdtenā va'dettiğin You promised us
Vav,Ayn,Dal,Te,Nun,Elif,
6,70,4,400,50,1,
V – 2nd person masculine singular perfect verb
PRON – subject pronoun
PRON – 1st person plural object pronoun
فعل ماض والتاء ضمير متصل في محل رفع فاعل و«نا» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
على | AL ǎlā through
Ayn,Lam,,
70,30,,
P – preposition
حرف جر
رسلك ر س ل | RSL RSLK rusulike elçilerine Your Messengers
Re,Sin,Lam,Kef,
200,60,30,20,
N – genitive masculine plural noun
PRON – 2nd person masculine singular possessive pronoun
اسم مجرور والكاف ضمير متصل في محل جر بالاضافة
ولا | VLE ve lā and (do) not
Vav,Lam,Elif,
6,30,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
PRO – prohibition particle
الواو عاطفة
حرف نهي
تخزنا خ ز ي | ḢZY TḢZNE tuḣzinā bizi rezil, perişan etme disgrace us
Te,Hı,Ze,Nun,Elif,
400,600,7,50,1,
V – 2nd person masculine singular (form IV) imperfect verb, jussive mood
PRON – 1st person plural object pronoun
فعل مضارع مجزوم و«نا» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
يوم ي و م | YVM YVM yevme günü (on the) Day
Ye,Vav,Mim,
10,6,40,
"T – accusative masculine time adverb → Day of Resurrection"
ظرف زمان منصوب
القيامة ق و م | GVM ELGYEMT l-ḳiyāmeti kıyamet (of) [the] Resurrection.
Elif,Lam,Gaf,Ye,Elif,Mim,Te merbuta,
1,30,100,10,1,40,400,
N – genitive feminine noun
اسم مجرور
إنك | ÎNK inneke zira sen Indeed, You
,Nun,Kef,
,50,20,
ACC – accusative particle
PRON – 2nd person masculine singular object pronoun
حرف نصب والكاف ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
لا | LE (do) not
Lam,Elif,
30,1,
NEG – negative particle
حرف نفي
تخلف خ ل ف | ḢLF TḢLF tuḣlifu caymazsın break
Te,Hı,Lam,Fe,
400,600,30,80,
V – 2nd person masculine singular (form IV) imperfect verb
فعل مضارع
الميعاد و ع د | VAD̃ ELMYAED̃ l-mīǎāde verdiğin sözden "the promise."""
Elif,Lam,Mim,Ye,Ayn,Elif,Dal,
1,30,40,10,70,1,4,
N – accusative masculine noun
اسم منصوب
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |رَبَّنَا: Rabbimiz | وَاتِنَا: ve bize ver | مَا: şeyi | وَعَدْتَنَا: va'dettiğin | عَلَىٰ: | رُسُلِكَ: elçilerine | وَلَا: | تُخْزِنَا: bizi rezil, perişan etme | يَوْمَ: günü | الْقِيَامَةِ: kıyamet | إِنَّكَ: zira sen | لَا: | تُخْلِفُ: caymazsın | الْمِيعَادَ: verdiğin sözden |
Kırık Meal (Harekesiz) : |ربنا RBNE Rabbimiz | وآتنا W ËTNE ve bize ver | ما ME şeyi | وعدتنا WAD̃TNE va'dettiğin | على AL | رسلك RSLK elçilerine | ولا WLE | تخزنا TḢZNE bizi rezil, perişan etme | يوم YWM günü | القيامة ELGYEMT kıyamet | إنك ÎNK zira sen | لا LE | تخلف TḢLF caymazsın | الميعاد ELMYAED̃ verdiğin sözden |
Kırık Meal (Okunuş) : |rabbenā: Rabbimiz | ve ātinā: ve bize ver | : şeyi | veǎdtenā: va'dettiğin | ǎlā: | rusulike: elçilerine | ve lā: | tuḣzinā: bizi rezil, perişan etme | yevme: günü | l-ḳiyāmeti: kıyamet | inneke: zira sen | : | tuḣlifu: caymazsın | l-mīǎāde: verdiğin sözden |
Kırık Meal (Transcript) : |RBNE: Rabbimiz | V ËTNE: ve bize ver | ME: şeyi | VAD̃TNE: va'dettiğin | AL: | RSLK: elçilerine | VLE: | TḢZNE: bizi rezil, perişan etme | YVM: günü | ELGYEMT: kıyamet | ÎNK: zira sen | LE: | TḢLF: caymazsın | ELMYAED̃: verdiğin sözden |
Abdulbaki Gölpınarlı : Rabbimiz, bize ver peygamberlerine vaadettiklerini ve aşağılık bir hale getirme bizi kıyâmet gününde, gerçekten de sen vaadinden dönmezsin.
Adem Uğur : Rabbimiz! Bize, peygamberlerin vasıtasıyla vâdettiklerini de ikram et ve kıyamet gününde bizi rezil-rüsvay etme; şüphesiz sen vâdinden caymazsın!
Ahmed Hulusi : "Rabbimiz, bize, Rasûllerine vadettiğini ver ve kıyamet sürecinde bizi rezil duruma düşürme! Muhakkak ki vaadinden dönmeyensin sen. "
Ahmet Tekin : 'Ey Rabbimiz, bize Rasullerinin ağzından va’dettiklerini de ver. Kıyamet günü bizi rezil rüsvay etme. Sen belirlenmiş hesap gününü gerçekleştirme sözünden dönmeyecek ve ertelemeyeceksin' diyenlerdir.
Ahmet Varol : 'Ey Rabbimiz! Peygamberlerin vasıtasıyla vaadetmiş olduklarını bize ver ve kıyamet gününde bizi rezil etme! Şüphesiz sen asla sözünden dönmezsin.'
Ali Bulaç : "Rabbimiz, elçilerine va'dettiklerini bize ver, kıyamet gününde de bizi 'hor ve aşağılık' kılma. Şüphesiz Sen, va'dine muhalefet etmeyensin."
Ali Fikri Yavuz : Ey Rabbimiz, peygamberlerinin lisânı üzere bize vâdettiğin sevabı ver ve kıyamet gününde bizi rüsvay etme. Şüphe yok ki sen vaadinden dönmezsin.”
Bekir Sadak : «ORabbimiz! Peygamberlerinle vadettiklerini bize ver, kiyamet gunu bizi rezil etme. Sen suphesiz sozunden caymazsin".
Celal Yıldırım : Rabbimiz! peygamberlerine bizim için va'dettiklerini bize ver, Kıyamet günü bizi rezîl ve rüsvay etme. Şüphesiz ki sen va'dinden dönmezsin.
Diyanet İşleri : “Rabbimiz! Peygamberlerin aracılığı ile bize va’dettiklerini ver bize. Kıyamet günü bizi rezil etme. Şüphesiz sen, va’dinden dönmezsin.”
Diyanet İşleri (eski) : 'Rabbimiz! Peygamberlerinle vadettiklerini bize ver, kıyamet günü bizi rezil etme. Sen şüphesiz sözünden caymazsın'.
Diyanet Vakfi : Rabbimiz! Bize, peygamberlerin vasıtasıyla vâdettiklerini de ikram et ve kıyamet gününde bizi rezil-rüsvay etme; şüphesiz sen vâdinden caymazsın!
Edip Yüksel : 'Rabbimiz, elçilerin yoluyla bize söz verdiğin şeyi ver, diriliş gününde bizi rezil etme. Sen sözünden hiç caymazsın.'
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : «Rabbimiz! bize peygamberlerine vaad ettiğini ver, kıyamet günü bizi rezil etme. Muhakkak sen verdiğin sözden dönmezsin».
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : «Ey Rabbimiz, peygamberlerinle bize va'd ettiklerini ver. Kıyamet gününde yüzümüzü kara çıkarma! Şüphesiz Sen, sözünden caymazsın!»
Elmalılı Hamdi Yazır : Rabbena! Hem Peygamberlerine karşı bizlere va'dettiklerini ihsan buyur da Kıyamet günü yüzlerimizi kara çıkarma, şübhe yok ki sen va'dinde hulfetmezsin
Fizilal-il Kuran : Ey Rabbimiz, peygamberlerinin ağzından vaad ettiklerini bize ver, kıyamet günü bizi perişan etme, kuşku yok ki sen sözünden caymazsın.»
Gültekin Onan : "Rabbimiz, elçilerine vaadettiklerini bize ver, kıyamet gününde de bizi 'hor ve aşağılık' kılma. Şüphesiz Sen, va'dine muhalefet etmeyensin."
Hakkı Yılmaz : (190-194) "Göklerin ve yeryüzünün oluşturuluşunda, gecenin ve gündüzün ardarda gelişinde, elbette, ayaktayken, otururken ve yanları üzerine yatarken Allah'ı anan; göklerin ve yerin oluşturuluşu üzerinde: “Rabbimiz! Sen, bunu boş yere oluşturmadın, Sen, tüm noksanlıklardan arınıksın. Artık bizi Ateş'in azabından koru! Rabbimiz! Şüphesiz Sen, kimi o ateşe girdirirsen artık onu kesinlikle rezil etmişsindir. Şirk koşarak yanlış; kendi zararlarına iş yapanlar için yardımcılardan da hiç kimse yoktur. Rabbimiz! Şüphesiz ki biz, “Rabbinize inanın!” diye çağıran bir nidacıyı duyduk ve hemen inandık. Rabbimiz! Artık bizim günahlarımızı bağışla, kötülüklerimizi ört ve bizi “iyi adamlar” ile birlikte, geçmişte yaptıklarımızı ve yapmamız gerekirken yapmadıklarımızı bir bir hatırlattır/öldür. Rabbimiz! Ve bize, elçilerin üzerine vaat ettiğin şeyleri ver, kıyâmet günü bizi rezil etme. Şüphesiz Sen, verdiğin sözden dönmezsin” diye iyiden iyiye düşünen kavrama yetenekleri olanlar için nice alâmetler/göstergeler vardır. "
Hasan Basri Çantay : «Ey Rabbimiz, senin peygamberlerine karşı bize va'd etdiklerini ver bize. Kıyaamet günü yüzümüzü kara çıkarma. Şübhe yok ki Sen asla sözünden dönmezsin».
Hayrat Neşriyat : Rabbimiz! Artık peygamberlerin vâsıtasıyla bize va'd ettiklerini bize ver ve bizi kıyâmet günü rezîl etme! Şübhesiz ki sen, va'd(in)den dönmezsin.'
İbni Kesir : Rabbımız; bize peygamberlerinin va'd ettiklerini ver ve kıyamet günü rezil etme bizi. Sen, sözünden asla dönmezsin.
İskender Evrenosoğlu : Rabbimiz! Resûllerin vasıtasıyla bize vaad ettiğin şeyleri bize ver ve kıyamet günü bizi rezil ve perişan etme. Muhakkak ki sen vaadinden dönmezsin.
Muhammed Esed : "Ey Rabbimiz! Elçilerin vasıtasıyla vaad ettiğin şeyi bize bahşet ve Kıyamet Günü bizi mahcup etme! Şüphesiz, sen sözünden asla caymazsın!"
Ömer Nasuhi Bilmen : «Ey Rabbimiz! Peygamberlerine karşı bizlere vaad buyurduklarını bizlere ihsan buyur. Ve bizleri Kıyamet gününde rüsvay etme. Şüphe yok ki, sen vaad buyurduğundan dönmezsin.»
Ömer Öngüt : “Ey Rabbimiz! Bize peygamberlerin vasıtasıyla vâdettiklerini ikram et ve kıyamet gününde bizi rezil etme, rüsvay etme! Şüphesiz ki sen vaadinden caymazsın. ”
Şaban Piriş : Rabbimiz, bize elçilerinle vaat ettiğin şeyleri ver ve kıyamet günü bizi perişan etme, sen sözünden dönmezsin.
Suat Yıldırım : "Rabbena! Resullerin vasıtasıyla bize vaad ettiğin mükâfatları bize lütfet, bizi kıyamet günü rezil ve perişan eyleme. Sen asla sözünden dönmezsin!"
Süleyman Ateş : "Rabbimiz bize, elçilerine va'dettiğini ver, kıyâmet günü bizi rezil, perişan etme. Zira sen verdiğin sözden caymazsın!"
Tefhim-ul Kuran : «Rabbimiz, peygamberlerine va'dettiklerini bize ver, kıyamet gününde de bizi 'hor ve aşağılık' kılma. Şüphesiz Sen, va'dine muhalefet etmeyensin.»
Ümit Şimşek : 'Rabbimiz! Elçilerinle bize vaad ettiğin şeyi bize ver; kıyamet gününde bizi rezil etme. Sen zaten vaadinden dönmezsin.'
Yaşar Nuri Öztürk : "Ey Rabbimiz! Resullerin aracılığıyla bize vaat etmiş olduğunu da bize ver, kıyamet günü bizi rezil etme. Sen, vaadine asla ters düşmezsin."


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}