» 15 / Hicr  42:

Kuran Sırası: 15
İniş Sırası: 54
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99

 » 15 / Hicr  Suresi: 42
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. إِنَّ (ÎN) = inne : şüphesiz
2. عِبَادِي (ABED̃Y) = ǐbādī : benim kullarım
3. لَيْسَ (LYS) = leyse : yoktur
4. لَكَ (LK) = leke : senin
5. عَلَيْهِمْ (ALYHM) = ǎleyhim : üzerinde
6. سُلْطَانٌ (SLŦEN) = sulTānun : bir gücün
7. إِلَّا (ÎLE) = illā : dışında
8. مَنِ (MN) = meni : kimseler
9. اتَّبَعَكَ (ETBAK) = ttebeǎke : sana uyan
10. مِنَ (MN) = mine : -dan
11. الْغَاوِينَ (ELĞEVYN) = l-ğāvīne : azgınlar-
şüphesiz | benim kullarım | yoktur | senin | üzerinde | bir gücün | dışında | kimseler | sana uyan | -dan | azgınlar- |

[] [ABD̃] [LYS] [] [] [SLŦ] [] [] [TBA] [] [ĞVY]
ÎN ABED̃Y LYS LK ALYHM SLŦEN ÎLE MN ETBAK MN ELĞEVYN

inne ǐbādī leyse leke ǎleyhim sulTānun illā meni ttebeǎke mine l-ğāvīne
إن عبادي ليس لك عليهم سلطان إلا من اتبعك من الغاوين

 » 15 / Hicr  Suresi: 42
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
إن | ÎN inne şüphesiz Indeed,
عبادي ع ب د | ABD̃ ABED̃Y ǐbādī benim kullarım My slaves,
ليس ل ي س | LYS LYS leyse yoktur not
لك | LK leke senin you have
عليهم | ALYHM ǎleyhim üzerinde over them
سلطان س ل ط | SLŦ SLŦEN sulTānun bir gücün any authority,
إلا | ÎLE illā dışında except
من | MN meni kimseler those who
اتبعك ت ب ع | TBA ETBAK ttebeǎke sana uyan follow you,
من | MN mine -dan of
الغاوين غ و ي | ĞVY ELĞEVYN l-ğāvīne azgınlar- "the ones who go astray."""

15:42 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

şüphesiz | benim kullarım | yoktur | senin | üzerinde | bir gücün | dışında | kimseler | sana uyan | -dan | azgınlar- |

[] [ABD̃] [LYS] [] [] [SLŦ] [] [] [TBA] [] [ĞVY]
ÎN ABED̃Y LYS LK ALYHM SLŦEN ÎLE MN ETBAK MN ELĞEVYN

inne ǐbādī leyse leke ǎleyhim sulTānun illā meni ttebeǎke mine l-ğāvīne
إن عبادي ليس لك عليهم سلطان إلا من اتبعك من الغاوين

[] [ع ب د] [ل ي س] [] [] [س ل ط] [] [] [ت ب ع] [] [غ و ي]

 » 15 / Hicr  Suresi: 42
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
إن | ÎN inne şüphesiz Indeed,
,Nun,
,50,
ACC – accusative particle
حرف نصب
عبادي ع ب د | ABD̃ ABED̃Y ǐbādī benim kullarım My slaves,
Ayn,Be,Elif,Dal,Ye,
70,2,1,4,10,
N – nominative masculine plural noun
PRON – 1st person singular possessive pronoun
اسم مرفوع والياء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
ليس ل ي س | LYS LYS leyse yoktur not
Lam,Ye,Sin,
30,10,60,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض من اخوات «كان»
لك | LK leke senin you have
Lam,Kef,
30,20,
P – prefixed preposition lām
PRON – 2nd person masculine singular personal pronoun
جار ومجرور
عليهم | ALYHM ǎleyhim üzerinde over them
Ayn,Lam,Ye,He,Mim,
70,30,10,5,40,
P – preposition
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
جار ومجرور
سلطان س ل ط | SLŦ SLŦEN sulTānun bir gücün any authority,
Sin,Lam,Tı,Elif,Nun,
60,30,9,1,50,
N – nominative masculine indefinite noun
اسم مرفوع
إلا | ÎLE illā dışında except
,Lam,Elif,
,30,1,
RES – restriction particle
أداة حصر
من | MN meni kimseler those who
Mim,Nun,
40,50,
REL – relative pronoun
اسم موصول
اتبعك ت ب ع | TBA ETBAK ttebeǎke sana uyan follow you,
Elif,Te,Be,Ayn,Kef,
1,400,2,70,20,
V – 3rd person masculine singular (form VIII) perfect verb
PRON – 2nd person masculine singular object pronoun
فعل ماض والكاف ضمير متصل في محل نصب مفعول به
من | MN mine -dan of
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
الغاوين غ و ي | ĞVY ELĞEVYN l-ğāvīne azgınlar- "the ones who go astray."""
Elif,Lam,Ğayn,Elif,Vav,Ye,Nun,
1,30,1000,1,6,10,50,
N – genitive masculine plural active participle
اسم مجرور
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |إِنَّ: şüphesiz | عِبَادِي: benim kullarım | لَيْسَ: yoktur | لَكَ: senin | عَلَيْهِمْ: üzerinde | سُلْطَانٌ: bir gücün | إِلَّا: dışında | مَنِ: kimseler | اتَّبَعَكَ: sana uyan | مِنَ: -dan | الْغَاوِينَ: azgınlar- |
Kırık Meal (Harekesiz) : |إن ÎN şüphesiz | عبادي ABED̃Y benim kullarım | ليس LYS yoktur | لك LK senin | عليهم ALYHM üzerinde | سلطان SLŦEN bir gücün | إلا ÎLE dışında | من MN kimseler | اتبعك ETBAK sana uyan | من MN -dan | الغاوين ELĞEWYN azgınlar- |
Kırık Meal (Okunuş) : |inne: şüphesiz | ǐbādī: benim kullarım | leyse: yoktur | leke: senin | ǎleyhim: üzerinde | sulTānun: bir gücün | illā: dışında | meni: kimseler | ttebeǎke: sana uyan | mine: -dan | l-ğāvīne: azgınlar- |
Kırık Meal (Transcript) : |ÎN: şüphesiz | ABED̃Y: benim kullarım | LYS: yoktur | LK: senin | ALYHM: üzerinde | SLŦEN: bir gücün | ÎLE: dışında | MN: kimseler | ETBAK: sana uyan | MN: -dan | ELĞEVYN: azgınlar- |
Abdulbaki Gölpınarlı : Şüphe yok ki kullarıma hiçbir sûretle gücün yetmez, ancak sana uyan azgınlara yeter senin gücün.
Adem Uğur : Şüphesiz kullarım üzerinde senin bir hakimiyetin yoktur. Ancak azgınlardan sana uyanlar müstesna.
Ahmed Hulusi : "Muhakkak ki Benim kullarım üzerinde senin bir sultan (gücün, yaptırımın) yoktur. . . Azgınlardan sana tâbi olanlar müstesna. "
Ahmet Tekin : 'Sana uyan hain düşünceler taşıyan azgınlardan başka, benim ilâhlığımı tanıyan, candan müslüman olarak bana bağlanan, saygılı kullarımın üzerinde hiçbir nüfuzun, hiçbir yetkin, hiçbir gücün yoktur.'
Ahmet Varol : Benim kullarımın üzerinde senin hiçbir gücün olamaz. Ancak azgınlardan sana uyanlar müstesna.
Ali Bulaç : "Şüphesiz, kışkırtılıp saptırılmışlardan sana uyanlar dışında, senin benim kullarım üzerinde zorlayıcı hiç bir gücün yoktur."
Ali Fikri Yavuz : Azgın olanlardan sana uyan müstesna, kullarımın üzerinde asla senin hiç bir hükmün yoktur.”
Bekir Sadak : (41-42) Allah soyle dedi: «Benim gerekli kildigim dosdogru yol budur; «kullarimin uzerinde senin bir nufuzun olamaz. Ancak sana uyan sapiklar bunun disindadir.»
Celal Yıldırım : Şüphesiz ki, kullarımın üzerinde senin hiçbir sultan yoktur; ancak şaşkın azgınlardan senin peşine takılanlar müstesna.
Diyanet İşleri : (41-42) Allah, “İşte bu bana ulaştıran dosdoğru yoldur. Azgınlardan sana uyanlar dışında, kullarım üzerinde senin hiçbir hâkimiyetin yoktur” dedi.
Diyanet İşleri (eski) : (41-42) Allah şöyle dedi: 'Benim gerekli kıldığım dosdoğru yol budur; kullarımın üzerinde senin bir nüfuzun olamaz. Ancak sana uyan sapıklar bunun dışındadır.'
Diyanet Vakfi : «Şüphesiz kullarım üzerinde senin bir hakimiyetin yoktur. Ancak azgınlardan sana uyanlar müstesna.»
Edip Yüksel : 'Elbette, sadece bana kulluk edenlere karşı bir gücün yoktur. Ancak sana uyan sapıklara gücün yeter.'
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : «Sana uyan azgınlardan başka, kullarımın üzerinde hiçbir nüfuzun yoktur.»
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Gerçekten senin, benim o kullarım üzerinde hiçbir hakimiyetin yoktur; ancak, azgınlardan sana uyanlar bunların dışındadır.
Elmalılı Hamdi Yazır : Hakıkat o kullarım, senin onlar üzerine bir sultan yoktur, ancak azgınlardan sana uyanlar başka
Fizilal-il Kuran : Sana uyan sapıklar dışındaki kullarım üzerinde senin hiçbir nüfuzun, hiçbir etkileme gücün yoktur.
Gültekin Onan : "Şüphesiz, kışkırtılıp saptırılmışlardan sana uyanlar dışında, senin benim kullarım üzerinde zorlayıcı hiç bir gücün yoktur."
Hakkı Yılmaz : (41-44) Allah dedi ki: “İşte bu Benim üzerime aldığım dosdoğru bir yoldur. Sana uyan azgınlardan başka, kullarımın üzerinde hiçbir zorlayıcı gücün yoktur. Şüphesiz ki onların hepsine vaat edilen yer de cehennemdir. Onun için yedi kapı vardır. O kapıların her biri için onlardan bir parça ayrılmıştır.”
Hasan Basri Çantay : «Benim kullarımın üzerinde senin hiç bir tahakküm (ün) yokdur. Meğer ki azıb sapanlardan sana tâbi' olanlar olsun».
Hayrat Neşriyat : 'Gerçekten kullarımın (hiçbiri) üzerinde senin bir hâkimiyetin yoktur; ancak azgınlardan sana uyanlar müstesnâ.'
İbni Kesir : Muhakkak ki kullarımın üzerinde senin bir nüfuzun olmaz. Ancak sana uyan sapıklar müstesna.
İskender Evrenosoğlu : Azgın olanlardan (iğvaya düşürdüklerinden) sana tâbî olan kimseler hariç, muhakkak ki; benim kullarım üzerinde senin bir sultanlığın (gücün) yoktur.
Muhammed Esed : "aslında, (zaten) yoldan çıkmış olup da (kendi iradeleriyle) senin peşine takılanların dışında, Benim kullarım üzerinde senin bir nüfuzun olmayacaktır."
Ömer Nasuhi Bilmen : (41-42) (Cenâb-ı Hak) Buyurdu ki: «Bu bana ait dosdoğru bir yoldur. Şüphe yok ki, benim kullarımın üzerinde senin için bir saltanat yoktur, ancak azgınlardan sana ittiba etmiş olanlar müstesna.»
Ömer Öngüt : “Benim hâlis kullarım üzerinde senin bir nüfuzun olamaz. Ancak sana uyan azgınlar bunun dışındadır. ”
Şaban Piriş : Senin, kullarım üzerinde hiçbir hakimiyetin yoktur, sana uyan azgınlar dışında.
Suat Yıldırım : "Şüphesiz Benim o seçkin kullarım üzerinde senin hiçbir nüfûzun yoktur, ancak senin peşine takılmış şaşkın azgınlar başka!"
Süleyman Ateş : "Benim hâlis kullarıma karşı senin bir gücün yoktur. Ancak sana uyan azgınlar(ı azdırabilirsin)".
Tefhim-ul Kuran : «Şüphesiz, kışkırtılıp saptırılmışlardan sana uyanlar dışında, senin benim kullarım üzerinde zorlayıcı hiç bir gücün yoktur.»
Ümit Şimşek : Sana uyan azgınların dışında, Benim kullarıma senin gücün yetmez.
Yaşar Nuri Öztürk : "Benim kullarım aleyhine senin elinde hiçbir güç/kanıt olmayacak. Azgınların seni izleyenleri müstesna."


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}