Kırık Meal (Arapça) : |قَالَ : dedi | إِنَّكُمْ : şüphesiz siz | قَوْمٌ : kimselersiniz | مُنْكَرُونَ : hiç tanınmamış | Kırık Meal (Harekesiz) : |قال GEL dedi | إنكم ÎNKM şüphesiz siz | قوم GWM kimselersiniz | منكرون MNKRWN hiç tanınmamış | Kırık Meal (Okunuş) : |ḳāle : dedi | innekum : şüphesiz siz | ḳavmun : kimselersiniz | munkerūne : hiç tanınmamış | Kırık Meal (Transcript) : |GEL : dedi | ÎNKM : şüphesiz siz | GVM : kimselersiniz | MNKRVN : hiç tanınmamış | Abdulbaki Gölpınarlı : O, siz dedi tanınmamış kimselersiniz. Adem Uğur : Lût onlara: "Hakikaten siz tanınmayan kimselersiniz" dedi. Ahmed Hulusi : (Lût) dedi ki: "Muhakkak ki siz yadırganacak birilerisiniz!" Ahmet Tekin : Onlara:
'Siz, kimse tarafından tanınmayan ürküntü veren kimselersiniz' dedi. Ahmet Varol : (Lut): 'Siz tanınmayan bir topluluksunuz' dedi. Ali Bulaç : (Lut) Dedi ki: "Sizler gerçekten tanınmamış bir topluluksunuz." Ali Fikri Yavuz : Lût dedi ki: “- Doğrusu siz ürkülecek bir kavimsiniz Bekir Sadak : (61-62) Elciler Lut'un ailesine gelince, Lut: «Dogrusu siz taninmayan kimselersiniz» dedi. Celal Yıldırım : Lût, onlara : «Elbette (yabancısınız) tanınan bir topluluk değilsiniz,» dedi. Diyanet İşleri : (61-62) Elçiler (melekler) Lût’un ailesine gelince, Lût onlara, “Gerçekten siz tanınmayan kimselersiniz” dedi. Diyanet İşleri (eski) : (61-62) Elçiler Lut'un ailesine gelince, Lut: 'Doğrusu siz tanınmayan kimselersiniz' dedi. Diyanet Vakfi : (61-62) Elçiler Lût âilesine gelince, Lût onlara: «Hakikaten siz tanınmayan kimselersiniz» dedi. Edip Yüksel : (Lut:) 'Siz, bizce tanınmayan bir topluluksunuz,' dedi. Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Lût dedi ki: «Doğrusu siz ürkülecek bir kavimsiniz.» Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Lut: «Siz, gerçekten ürkülecek bir topluluksunuz.» dedi. Elmalılı Hamdi Yazır : Siz, dedi: cidden ürkülecek bir kavmsiniz Fizilal-il Kuran : Lût; «Siz benim tanımadığım kimselersiniz» dedi. Gültekin Onan : (Lut) Dedi ki: "Sizler gerçekten münker bir kavimsiniz." Hakkı Yılmaz : (61,62) "Sonra elçiler, Lût'un ailesine gelince, Lût; “Doğrusu siz alışılmadık, kimliği belli olmayan bir toplumsunuz” dedi. " Hasan Basri Çantay : (Lût) dedi ki: «Herhalde siz tanınmamış bir zümresiniz». Hayrat Neşriyat : (61-62) Nihâyet elçiler Lût âilesine geldiğinde, (Lût onlara:) 'Doğrusu siz (buralarda pek) tanınmamış bir topluluksunuz' dedi. İbni Kesir : Lut: Doğrusu siz, tanınmamış kimselersiniz, dedi. İskender Evrenosoğlu : (Lut (A.S) şöyle) dedi: “Muhakkak ki; siz tanınmayan bir kavimsiniz (yabancı bir topluluksunuz).” Muhammed Esed : (Lut onlara): "Doğrusu, siz (burada) tanınmayan kimselersiniz!" dedi. Ömer Nasuhi Bilmen : (Lut aleyhisselâm) Dedi ki: «Muhakkak siz, meçhul bir tâifesiniz.» Ömer Öngüt : Lut onlara: “Doğrusu siz tanınmamış kimselersiniz. ” dedi. Şaban Piriş : -Siz, tanınmayan kimselersiniz, dedi Lût. Suat Yıldırım : (61-62) Elçiler Lut’un evine gelince O: "Doğrusu, siz ürkülecek kimselersiniz." dedi. Süleyman Ateş : (Lût): "Siz hiç tanınmamış kimselersiniz!" dedi. Tefhim-ul Kuran : (Lut) Dedi ki: «Sizler gerçekten tanınmamış bir topluluksunuz.» Ümit Şimşek : Lût 'Siz yabancı kimselersiniz' dedi. Yaşar Nuri Öztürk : Lût: "Siz tanınmayan kimlersiniz." dedi.