» 15 / Hicr  Suresi:

Kuran Sırası: 15
İniş Sırası: 54

Ahmed Hulusi Meali
Elif, Lââm, Ra. . . Bunlar O BİLGİnin (Hakikat ve Sünnetullah), Kurân'ın apaçık işaretleridir.(15:1)
(Öyle olur ki) hakikat bilgisini inkâr edenler (hakikatlerinden perdeliler), keşke gerçekte teslim olmuşluğumuzun farkında olsaydık, diye şiddetli arzu duyarlar.(15:2)
Bırak onları, yesinler, zevklensinler; sonu gelmez arzular onları oyalasın! Yakında bilecekler.(15:3)
Biz hiçbir bölgeyi belli bir yazgısı olmaksızın helâk etmedik.(15:4)
Hiçbir topluluk ecelini ne öne çekebilir, ne de erteleyebilir.(15:5)
Dediler ki: "Ey kendisine Zikir (uyaran - hatırlatıcı bilgi) inzâl edilmiş kimse! Muhakkak ki sen mecnunsun (cinlenmişsin). "(15:6)
"Eğer doğru sözlü isen, bize meleklerle gelmeliydin?"(15:7)
Biz melekleri bil-Hak (Hak olarak) inzâl ederiz. . . O vakit de onlara zaten göz açtırılmaz!(15:8)
Doğrusu biz indirdik O Zikri, Biz!. . Ve muhakkak O'nun koruyucuları biziz!(15:9)
Andolsun, senden önceki, aynı inancı paylaşan ilk toplumlar içinde de (Rasûller) irsâl ettik.(15:10)
Onlara bir Rasûl gelir gelmez, mutlaka onunla alay ederlerdi.(15:11)
İşte Onu suçluların kalplerinde böylece ilerletiriz.(15:12)
Ona (hatırlatıcı BİLGİye) iman etmezler. . . Evvelce iman etmeyenlerin yaşadıkları sonuçlardan da ders almazlar.(15:13)
Üzerlerine semâdan bir kapı açsak da, onun içinden yükselselerdi. . .(15:14)
Elbette şöyle derlerdi: "Gözlerimiz bağlandı, hatta biz sihirlenmiş bir toplumuz!"(15:15)
Andolsun ki biz semâda (beyinde) burçlar meydana getirdik (beyinde hakikat müşahedesini oluşturan özel alanlar {pineal gland} oluşturduk) ve ona ibretle bakanlar için (çeşitli özelliklerle) bezedik.(15:16)
Onu şeytan-ı racîm'den (amigdalanın oluşturduğu birimsellik - kaybetme korkularından) biz koruduk.(15:17)
İşitme (orada açığa çıkan hakikati bedenselliğe mal etme) hırsızlığı yapan müstesna! Onu da apaçık ışık saçan ateş topu (hakikat ilmi nuru) izler.(15:18)
Arzı (bedeni Esmâ özelliklerini açığa çıkaracak organları alacak şekilde) genişlettik! Onda sâbit dağlar (vücuttaki organlar) ilka ettik. . . Onda her şeyi ölçülü bitirdik.(15:19)
Orada hem sizin için ve hem de yaşam gıdası size ait olmayanlar için geçim yolları oluşturduk.(15:20)
Hiçbir şey yoktur ki onun hazineleri (oluşturan kuvveleri) bizim indîmizde olmasın! Biz onu (o kuvveleri - özellikleri) gereken ölçüsüyle inzâl ederiz (açığa çıkartırız).(15:21)
Biz rüzgârları (fikirleri), aşılayıcılar (yeni düşünceler - buluşlar oluşturucu) olarak irsâl ettik. . . Semâdan bir su (bilgi) inzâl ettik de sizi onunla suvardık. . . Onu saklayıcı siz değilsiniz.(15:22)
Muhakkak ki biz, evet biziz hayat veren de öldüren de! Biz vârisleriz (siz Fânisiniz biz Bakıy'ız)!(15:23)
Andolsun ki, sizden ileri geçmek isteyenleri de biliriz; andolsun ki, geriye kalanları da biliriz!(15:24)
Muhakkak ki Rabbin, "HÛ"; onları haşreder! Muhakkak ki O, Hakiym'dir, Aliym'dir.(15:25)
Andolsun ki, biz insanı dönüşüp gelişen hücresel yapıdan (toprak + su + hava) halkettik.(15:26)
Cann'ı da daha önce semum ateşten (gözeneklerden geçen, zehirleyici ateşten; ışınsal bedenle, cehennemdeki ateş, semum kelimesiyle tanımlanmıştır. A. H. ) yarattık.(15:27)
Hani Rabbin, melâikeye: "Muhakkak ki ben kuru balçıktan, değişip dönüşen balçıktan (hücre) bir beşer halkedeceğim" demişti.(15:28)
"Onu tesviye edip (beden ve beyini kemâle erdirip), ona Ruhumdan (Esmâ mânâlarımın özelliklerinden) nefhettim (üfledim); (böylece buyurdum) Ona secdeye kapanın (Onun kuvveleri olarak hizmetine girin)!"(15:29)
O meleklerin (kuvvelerin) hepsi, toptan secde ettiler (bir kısım Esmâ kuvveleri beyinle açığa çıkmaya başladı).(15:30)
İblis hariç! (O) secde eden (kuvveler) ile beraber olmadı.(15:31)
Dedi ki: "Ey İblis! Sana ne oluyor da secde edenlerle beraber olmuyorsun?"(15:32)
(İblis) dedi ki: "Kuru balçıktan, değişip dönüşen hücresel yapıdan yarattığın bir beşere secde etmek için var olmadım. "(15:33)
Buyurdu: "O hâlde çık oradan! Muhakkak ki sen racîmsin (tard edilmiş, taşlanmış). "(15:34)
"Muhakkak ki, Sünnetullah gerçeğinin açığa çıkma sürecine kadar lânet (hakikatini yaşamaktan uzak düşme) senin üzerinedir. "(15:35)
(İblis) dedi ki: "Rabbim! (Vefat ederek ölümü tadacakları ve yeni bir bedenle) bâ's olunacakları sürece kadar bana mühlet ver!"(15:36)
Buyurdu: "Muhakkak ki sen mühlet verilenlerdensin!"(15:37)
"Bilinen süreç gelene kadar!"(15:38)
(İblis) dedi ki: "Rabbim! Bende açığa çıkan Esmâ'n sonucu azdırman yüzünden, yemin ederim ki, arzda (bedenli yaşamlarında) onlara (suçları; Sünnetullah'a göre perdelilik oluşturan fiilleri) süsleyeceğim ve onları toptan azdıracağım. "(15:39)
"Onlardan ihlâslandırılmış kulların müstesna!"(15:40)
Buyurdu ki: "İşte benim üzerime aldığım müstakim yol budur!"(15:41)
"Muhakkak ki Benim kullarım üzerinde senin bir sultan (gücün, yaptırımın) yoktur. . . Azgınlardan sana tâbi olanlar müstesna. "(15:42)
"Muhakkak ki onların hepsinin vadolunan yeri Cehennem'dir. "(15:43)
"Onun yedi kapısı vardır (Yaratılış amacını aşan şekilde kullanılan göz - kulak - dil - eller - ayaklar - mide - cinsel organ). . . Her kapı için onlardan taksim edilmiş bir bölüm vardır. "(15:44)
Muttakiler ise cennetlerde ve ayn(kaynak)lardadırlar.(15:45)
"Oraya âminler olarak (Bi-)Selâm ile girin. "(15:46)
Biz onların, (ayrı görmekten kaynaklanan) kin - düşmanlık duygularını içlerinde söküp attık! Kardeşler olarak tahtlar üzerinde karşılıklı otururlar.(15:47)
Onda onlara bir yorgunluk dokunmaz (enerjileri tükenmez). . . Onlar oradan hiçbir zaman çıkarılmazlar.(15:48)
Haber ver kullarıma ki, Ben, gerçekten Ben Ğafûr'um, Rahıym'im.(15:49)
Muhakkak ki azabım (Ben'den ayrı düşmenin yaşatacağı azap), en acı azap odur!(15:50)
Onlara İbrahim'in konuklarından haber ver.(15:51)
Hani Onun yanına gelmişlerdi de "Selâm" demişlerdi. . . (İbrahim de): "Biz sizden endişe duyuyoruz" diye cevap verdi.(15:52)
(Onlar da) dediler ki: "Endişelenme! Doğrusu biz sana Aliym bir erkek evlat müjdeliyoruz. "(15:53)
(İbrahim) dedi ki: "İhtiyar olduktan sonra mı bana müjde veriyorsunuz? Ne ile müjdeliyorsunuz?"(15:54)
Dediler ki: "Seni Hak olarak müjdeliyoruz! Sakın ümitsizliğe düşme!"(15:55)
(İbrahim) dedi: "(Hakikatten) sapmışların dışında Rabbinin rahmetinden kim ümidini yitirir?"(15:56)
(İbrahim): "Ey irsâl olunanlar! (Başka) işleviniz nedir?" dedi.(15:57)
Dediler ki: "Gerçek şu ki, biz suçlular toplumu için irsâl olunduk. "(15:58)
"Lût ailesi bundan istisna! Biz onların hepsini kurtaracağız. "(15:59)
"(Lût'un) karısı hariç. . . Onun, geride kalanlardan olmasını takdir ettik. "(15:60)
Bundan sonra irsâl olunan melâike Lût'a geldi.(15:61)
(Lût) dedi ki: "Muhakkak ki siz yadırganacak birilerisiniz!"(15:62)
Dediler ki: "Bilakis, biz sana onların şüpheli oldukları bir konuda (yaptıklarının sonucu azap) getirdik. "(15:63)
"Biz sana Hak olarak geldik ve biz sözümüze sadığız. "(15:64)
"O hâlde gecenin bir bölümünde aileni al, uzaklaştır. . . Sen de arkalarından takip et. . . Sizden hiçbir kimse geriye bakmasın. . . Emrolunduğunuz tarafa geçin - gidin!"(15:65)
Ona şu işi hükmettik: "Kesinlikle bunlar sabahlarken arkaları kesilmiş olacaktır. "(15:66)
Şehir halkı sevinerek geldi.(15:67)
(Lût) dedi ki: "Bu kişiler benim misafirlerimdir. . . Beni utandırmayın. "(15:68)
"Allâh'tan çekinin ve beni rezil etmeyin!"(15:69)
Dediler ki: "Biz sana başkalarının işine karışma demedik mi?"(15:70)
(Lût) dedi ki: "Eğer bu ise yapmak istediğiniz, işte kızlarım!"(15:71)
Yaşamına yemin olsun ki, onlar (zevk) sarhoşlukları içinde, kör ve şaşkın bocalıyorlar!(15:72)
Güneş doğarken, o korkunç titreşimli ses onları yakaladı.(15:73)
Oranın üstünü altına çevirdik ve üzerlerine siccilden taşlar (pişirilmiş taşlaşmış çamur - volkanik lav) yağdırdık.(15:74)
Gerçek ki, bu olayda feraset sahipleri (görünüşten, içyüzünü farkedenler) için işaretler vardır. Not: Bir hadis-i şerif'te şöyle buyurulur: Rasûlullah: "İtteku firasetelMu'mini, fe innehu yenzuru BiNurillahi teala. . . Sümme karae; inne fiy zalike leayatin lilMütevessimiyn: Mu'minin ferasetinden sakının (dikkate alın), çünkü o, B sırrınca Allâhu Teâlâ'nın Nur'u ile bakar. . . " Sonra bu 75. âyeti okudu.(15:75)
Muhakkak ki o şehir, insanların yolları üzerindedir.(15:76)
Elbette ki bunda iman edenlerce alınası dersler vardır.(15:77)
Ashab-ı Eyke (orman halkı; Şuayb a. s. ın kavmi) de gerçekten zâlimler idi.(15:78)
Bu sebeple onlara yaptıklarının acı sonuçlarını yaşattık! Her ikisi de açık seçik görülebilen bir bölgededir.(15:79)
Gerçek ki, Ashab-ı Hicr (Semud halkı) da Rasûlleri yalanladı.(15:80)
Onlara işaretlerimizi verdik; ama onlardan yüz çevirdiler.(15:81)
Dağlardan güvenli evler yontuyorlardı.(15:82)
O korkunç titreşimli ses (volkanik patlama) onları da sabah vaktine girerlerken yakaladı.(15:83)
Kazandıkları, onları kurtaramadı.(15:84)
Biz, semâları ve arzı ve ikisi arasındakileri Hak olarak yarattık! Kesinlikle o Saat (ölüm) gelecektir. . . O hâlde, hoşgörü ve Hakkanî görüş ile davran.(15:85)
Kesinlikle Rabbin "HÛ"; Hallak'tır, Aliym'dir.(15:86)
Gerçek ki, biz sana, Seb-ü Mesânî'yi (yedi zâtî sıfatınla hakikati değerlendirme kuvvesini) ve Kur'ân-ı Aziym'i (hakikat ve Sünnetullah BİLGİsini) verdik.(15:87)
Hakikati inkâr edenlerden bir kısmına verdiğimiz geçici dünya nimet ve zevklerine sakın gözünü takma! Sana gereken değeri vermiyorlar diye üzülme. . . İman edenlere kol kanat ger!(15:88)
De ki: "Kesinlikle ben, evet ben apaçık bir uyarıcıyım. "(15:89)
İnzâl ettiğimizi bölüp ayrıştıranlara (Tevrat ve İncil'i işlerine gelenler ve gelmeyenler olarak) olduğu gibi; sana da inzâl ettik (hakikat BİLGİsini)!(15:90)
Kurân'ı, işlerine geldiği gibi böldüler (çıkarları yönünden Kurân'ı değerlendirdiler)!(15:91)
Rabbine yemin olsun ki, onların hepsi sorgulanacak. . .(15:92)
Yapmakta olduklarından!(15:93)
Emrolunduğunu (hakikat ve Sünnetullah bilgisini) açıkla ve müşriklerden yüz çevir!(15:94)
O alay edenlere karşı, kesinlikle biz sana yeterliyiz!(15:95)
Onlar ki, Allâh (âlemleri ve hakikatlerini Esmâ'sıyla yaratan) yanı sıra bir tanrı edinirler. . . Yakında bilecekler!(15:96)
Yemin olsun ki, onların söyledikleri yüzünden içinin daraldığını elbette biliyoruz.(15:97)
(O hâlde) Rabbinin Hamdi olarak tespih et ve secde (benliğini yok) edenlerden ol!(15:98)
Sana yakîn gelene (benliğinin yokluğunu fark edene kadar -ölüm hakikatin fark edilmesi hâlidir- Vahid-ül Kahhar'ın yaşanmasına) kadar, Rabbine ibadet et (yakîn sonrasında ise bunun doğal sonucu Rabbinin kulluğu devam eder zaten)!(15:99)


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{sure_meali.php}