» 10 / Yûnus  49:

Kuran Sırası: 10
İniş Sırası: 51
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109

 » 10 / Yûnus  Suresi: 49
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. قُلْ (GL) = ḳul : de ki
2. لَا (LE) = lā :
3. أَمْلِكُ (ÊMLK) = emliku : ben dokunduramam
4. لِنَفْسِي (LNFSY) = linefsī : kendime
5. ضَرًّا (ŽRE) = Derran : bir zarar
6. وَلَا (VLE) = ve lā : veya
7. نَفْعًا (NFAE) = nef'ǎn : yarar
8. إِلَّا (ÎLE) = illā : başka
9. مَا (ME) = mā :
10. شَاءَ (ŞEÙ) = şā'e : dilediğinden
11. اللَّهُ (ELLH) = llahu : Allah'ın
12. لِكُلِّ (LKL) = likulli : hepsi için vardır
13. أُمَّةٍ (ÊMT) = ummetin : ümmetin
14. أَجَلٌ (ÊCL) = ecelun : bir eceli
15. إِذَا (ÎZ̃E) = iƶā : zaman
16. جَاءَ (CEÙ) = cā'e : geldiği
17. أَجَلُهُمْ (ÊCLHM) = eceluhum : ecelleri
18. فَلَا (FLE) = felā : ne
19. يَسْتَأْخِرُونَ (YSTÊḢRVN) = yeste'ḣirūne : öne alınırlar
20. سَاعَةً (SEAT) = sāǎten : bir saat
21. وَلَا (VLE) = ve lā : ne de
22. يَسْتَقْدِمُونَ (YSTGD̃MVN) = yesteḳdimūne : geriye bırakılırlar
de ki | | ben dokunduramam | kendime | bir zarar | veya | yarar | başka | | dilediğinden | Allah'ın | hepsi için vardır | ümmetin | bir eceli | zaman | geldiği | ecelleri | ne | öne alınırlar | bir saat | ne de | geriye bırakılırlar |

[GVL] [] [MLK] [NFS] [ŽRR] [] [NFA] [] [] [ŞYE] [] [KLL] [EMM] [ECL] [] [CYE] [ECL] [] [EḢR] [SVA] [] [GD̃M]
GL LE ÊMLK LNFSY ŽRE VLE NFAE ÎLE ME ŞEÙ ELLH LKL ÊMT ÊCL ÎZ̃E CEÙ ÊCLHM FLE YSTÊḢRVN SEAT VLE YSTGD̃MVN

ḳul emliku linefsī Derran ve lā nef'ǎn illā şā'e llahu likulli ummetin ecelun iƶā cā'e eceluhum felā yeste'ḣirūne sāǎten ve lā yesteḳdimūne
قل لا أملك لنفسي ضرا ولا نفعا إلا ما شاء الله لكل أمة أجل إذا جاء أجلهم فلا يستأخرون ساعة ولا يستقدمون

 » 10 / Yûnus  Suresi: 49
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
قل ق و ل | GVL GL ḳul de ki Say,
لا | LE """Not"
أملك م ل ك | MLK ÊMLK emliku ben dokunduramam I have power
لنفسي ن ف س | NFS LNFSY linefsī kendime for myself
ضرا ض ر ر | ŽRR ŽRE Derran bir zarar (for) any harm
ولا | VLE ve lā veya and not
نفعا ن ف ع | NFA NFAE nef'ǎn yarar (for) any profit
إلا | ÎLE illā başka except
ما | ME what
شاء ش ي ا | ŞYE ŞEÙ şā'e dilediğinden Allah wills.
الله | ELLH llahu Allah'ın Allah wills.
لكل ك ل ل | KLL LKL likulli hepsi için vardır For every
أمة ا م م | EMM ÊMT ummetin ümmetin nation
أجل ا ج ل | ECL ÊCL ecelun bir eceli (is) a term.
إذا | ÎZ̃E iƶā zaman When
جاء ج ي ا | CYE CEÙ cā'e geldiği comes
أجلهم ا ج ل | ECL ÊCLHM eceluhum ecelleri their term,
فلا | FLE felā ne then not
يستأخرون ا خ ر | EḢR YSTÊḢRVN yeste'ḣirūne öne alınırlar they remain behind
ساعة س و ع | SVA SEAT sāǎten bir saat an hour,
ولا | VLE ve lā ne de and not
يستقدمون ق د م | GD̃M YSTGD̃MVN yesteḳdimūne geriye bırakılırlar "they can precede (it)."""

10:49 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

de ki | | ben dokunduramam | kendime | bir zarar | veya | yarar | başka | | dilediğinden | Allah'ın | hepsi için vardır | ümmetin | bir eceli | zaman | geldiği | ecelleri | ne | öne alınırlar | bir saat | ne de | geriye bırakılırlar |

[GVL] [] [MLK] [NFS] [ŽRR] [] [NFA] [] [] [ŞYE] [] [KLL] [EMM] [ECL] [] [CYE] [ECL] [] [EḢR] [SVA] [] [GD̃M]
GL LE ÊMLK LNFSY ŽRE VLE NFAE ÎLE ME ŞEÙ ELLH LKL ÊMT ÊCL ÎZ̃E CEÙ ÊCLHM FLE YSTÊḢRVN SEAT VLE YSTGD̃MVN

ḳul emliku linefsī Derran ve lā nef'ǎn illā şā'e llahu likulli ummetin ecelun iƶā cā'e eceluhum felā yeste'ḣirūne sāǎten ve lā yesteḳdimūne
قل لا أملك لنفسي ضرا ولا نفعا إلا ما شاء الله لكل أمة أجل إذا جاء أجلهم فلا يستأخرون ساعة ولا يستقدمون

[ق و ل] [] [م ل ك] [ن ف س] [ض ر ر] [] [ن ف ع] [] [] [ش ي ا] [] [ك ل ل] [ا م م] [ا ج ل] [] [ج ي ا] [ا ج ل] [] [ا خ ر] [س و ع] [] [ق د م]

 » 10 / Yûnus  Suresi: 49
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
قل ق و ل | GVL GL ḳul de ki Say,
Gaf,Lam,
100,30,
V – 2nd person masculine singular imperative verb
فعل أمر
لا | LE """Not"
Lam,Elif,
30,1,
NEG – negative particle
حرف نفي
أملك م ل ك | MLK ÊMLK emliku ben dokunduramam I have power
,Mim,Lam,Kef,
,40,30,20,
V – 1st person singular imperfect verb
فعل مضارع
لنفسي ن ف س | NFS LNFSY linefsī kendime for myself
Lam,Nun,Fe,Sin,Ye,
30,50,80,60,10,
P – prefixed preposition lām
N – genitive feminine singular noun
PRON – 1st person singular possessive pronoun
جار ومجرور والياء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
ضرا ض ر ر | ŽRR ŽRE Derran bir zarar (for) any harm
Dad,Re,Elif,
800,200,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
ولا | VLE ve lā veya and not
Vav,Lam,Elif,
6,30,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
NEG – negative particle
الواو عاطفة
حرف نفي
نفعا ن ف ع | NFA NFAE nef'ǎn yarar (for) any profit
Nun,Fe,Ayn,Elif,
50,80,70,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
إلا | ÎLE illā başka except
,Lam,Elif,
,30,1,
RES – restriction particle
أداة حصر
ما | ME what
Mim,Elif,
40,1,
REL – relative pronoun
اسم موصول
شاء ش ي ا | ŞYE ŞEÙ şā'e dilediğinden Allah wills.
Şın,Elif,,
300,1,,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
الله | ELLH llahu Allah'ın Allah wills.
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – nominative proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مرفوع
لكل ك ل ل | KLL LKL likulli hepsi için vardır For every
Lam,Kef,Lam,
30,20,30,
P – prefixed preposition lām
N – genitive masculine noun
جار ومجرور
أمة ا م م | EMM ÊMT ummetin ümmetin nation
,Mim,Te merbuta,
,40,400,
N – genitive feminine singular indefinite noun
اسم مجرور
أجل ا ج ل | ECL ÊCL ecelun bir eceli (is) a term.
,Cim,Lam,
,3,30,
N – nominative masculine indefinite noun
اسم مرفوع
إذا | ÎZ̃E iƶā zaman When
,Zel,Elif,
,700,1,
T – time adverb
ظرف زمان
جاء ج ي ا | CYE CEÙ cā'e geldiği comes
Cim,Elif,,
3,1,,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
أجلهم ا ج ل | ECL ÊCLHM eceluhum ecelleri their term,
,Cim,Lam,He,Mim,
,3,30,5,40,
N – nominative masculine noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم مرفوع و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
فلا | FLE felā ne then not
Fe,Lam,Elif,
80,30,1,
REM – prefixed resumption particle
NEG – negative particle
الفاء استئنافية
حرف نفي
يستأخرون ا خ ر | EḢR YSTÊḢRVN yeste'ḣirūne öne alınırlar they remain behind
Ye,Sin,Te,,Hı,Re,Vav,Nun,
10,60,400,,600,200,6,50,
V – 3rd person masculine plural (form X) imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
ساعة س و ع | SVA SEAT sāǎten bir saat an hour,
Sin,Elif,Ayn,Te merbuta,
60,1,70,400,
N – accusative feminine indefinite noun
اسم منصوب
ولا | VLE ve lā ne de and not
Vav,Lam,Elif,
6,30,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
NEG – negative particle
الواو عاطفة
حرف نفي
يستقدمون ق د م | GD̃M YSTGD̃MVN yesteḳdimūne geriye bırakılırlar "they can precede (it)."""
Ye,Sin,Te,Gaf,Dal,Mim,Vav,Nun,
10,60,400,100,4,40,6,50,
V – 3rd person masculine plural (form X) imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |قُلْ: de ki | لَا: | أَمْلِكُ: ben dokunduramam | لِنَفْسِي: kendime | ضَرًّا: bir zarar | وَلَا: veya | نَفْعًا: yarar | إِلَّا: başka | مَا: | شَاءَ: dilediğinden | اللَّهُ: Allah'ın | لِكُلِّ: hepsi için vardır | أُمَّةٍ: ümmetin | أَجَلٌ: bir eceli | إِذَا: zaman | جَاءَ: geldiği | أَجَلُهُمْ: ecelleri | فَلَا: ne | يَسْتَأْخِرُونَ: öne alınırlar | سَاعَةً: bir saat | وَلَا: ne de | يَسْتَقْدِمُونَ: geriye bırakılırlar |
Kırık Meal (Harekesiz) : |قل GL de ki | لا LE | أملك ÊMLK ben dokunduramam | لنفسي LNFSY kendime | ضرا ŽRE bir zarar | ولا WLE veya | نفعا NFAE yarar | إلا ÎLE başka | ما ME | شاء ŞEÙ dilediğinden | الله ELLH Allah'ın | لكل LKL hepsi için vardır | أمة ÊMT ümmetin | أجل ÊCL bir eceli | إذا ÎZ̃E zaman | جاء CEÙ geldiği | أجلهم ÊCLHM ecelleri | فلا FLE ne | يستأخرون YSTÊḢRWN öne alınırlar | ساعة SEAT bir saat | ولا WLE ne de | يستقدمون YSTGD̃MWN geriye bırakılırlar |
Kırık Meal (Okunuş) : |ḳul: de ki | : | emliku: ben dokunduramam | linefsī: kendime | Derran: bir zarar | ve lā: veya | nef'ǎn: yarar | illā: başka | : | şā'e: dilediğinden | llahu: Allah'ın | likulli: hepsi için vardır | ummetin: ümmetin | ecelun: bir eceli | iƶā: zaman | cā'e: geldiği | eceluhum: ecelleri | felā: ne | yeste'ḣirūne: öne alınırlar | sāǎten: bir saat | ve lā: ne de | yesteḳdimūne: geriye bırakılırlar |
Kırık Meal (Transcript) : |GL: de ki | LE: | ÊMLK: ben dokunduramam | LNFSY: kendime | ŽRE: bir zarar | VLE: veya | NFAE: yarar | ÎLE: başka | ME: | ŞEÙ: dilediğinden | ELLH: Allah'ın | LKL: hepsi için vardır | ÊMT: ümmetin | ÊCL: bir eceli | ÎZ̃E: zaman | CEÙ: geldiği | ÊCLHM: ecelleri | FLE: ne | YSTÊḢRVN: öne alınırlar | SEAT: bir saat | VLE: ne de | YSTGD̃MVN: geriye bırakılırlar |
Abdulbaki Gölpınarlı : De ki: Allah dilemedikçe kendimden bile bir zararı gidermeye, bir hayrı elde etmeye gücüm yetmez. Her ümmetin mukadder bir zamanı var. Mukadder zamanları geldi mi ne bir an geri kalırlar, ne bir an önce helâk olurlar.
Adem Uğur : De ki: "Ben kendime bile Allah'ın dilediğinden başka ne bir zarar ne de bir menfaat verme gücüne sahibim." Her ümmetin bir eceli vardır. Ecelleri geldiği zaman artık ne bir saat geri kalırlar ne de ileri giderler.
Ahmed Hulusi : De ki: "Nefsim için Allâh'ın dilediği haricinde bir zarar ve bir faydaya malîk değilim. . . Her ümmetin bir ömrü vardır. . . Yaşam süreleri tamam olduğunda, ne bir saat geri kalırlar ve ne de ileri giderler. "
Ahmet Tekin : 'Allah’ın sünnetinin, düzeninin yasaları içinde, iradesinin tecellilerine uygun olanların dışında, ben kendime ne zarar verebilecek, ne fayda sağlayabilecek güce sahibim. Her millet (toplum, devlet, medeniyet) için bir vade belirlenmiştir. Vadeleri dolduğu zaman ne bir an erteleyebilirler, ne de öne alabilirler' de.
Ahmet Varol : De ki: 'Ben Allah'ın dilediğinden başka kendime herhangi bir zarar veya yarar dokunduramam. Her ümmetin bir eceli vardır. Ecelleri geldiğinde ne bir saat öne alınırlar, ne de bir saat geriye bırakılırlar.'
Ali Bulaç : De ki: "Allah'ın dilemesi dışında, kendim için zarardan ve yarardan (hiç bir şeye) malik değilim. Her ümmetin bir eceli vardır. Onların ecelleri gelince, artık ne bir saat ertelenebilirler, ne öne alınabilirler.
Ali Fikri Yavuz : (Ey Rasûlüm), de ki: “- Ben kendi kendime, Allah’ın dilediğinden başka, ne bir menfaate, ne de bir zarara sahip olamam.” Her ümmetin helâki için muayyen bir vakit (ecel) vardır. Artık bu ecel geldiği vakit, bir an geri de kalamazlar, ileride gidemezler.
Bekir Sadak : De ki: «Allah'in dilemesi disinda ben kendime bir fayda ve zarar verecek durumda degilim. Her ummet icin bir sure vardir; sureleri sona erince bir saat bile geciktirilmezler ve one de alinmazlar.»
Celal Yıldırım : De ki: Ben —Allah'ın dilediğinden başka— kendi kendime ne bir zarara, ne de bir yarara mâlikim. Her ümmetin belirlenmiş bir süresi vardır, onların o süresi gelince ne bir ân geri kalırlar, ne de bir ân ileri geçerler.
Diyanet İşleri : De ki: “Allah dilemedikçe, ben kendime bile ne bir zarar, ne de fayda verme gücüne sahibim. Her milletin bir eceli vardır. Onların eceli geldi mi, ne bir an geri kalabilirler ne de öne geçebilirler.”
Diyanet İşleri (eski) : De ki: 'Allah'ın dilemesi dışında ben kendime bir fayda ve zarar verecek durumda değilim. Her ümmet için bir süre vardır; süreleri sona erince bir saat bile geciktirilmezler ve öne de alınmazlar.'
Diyanet Vakfi : De ki: «Ben kendime bile Allah’ın dilediğinden başka ne bir zarar ne de bir menfaat verme gücüne sahibim.» Her ümmetin bir eceli vardır. Ecelleri geldiği zaman artık ne bir saat geri kalırlar ne de ileri giderler.
Edip Yüksel : De ki: 'ALLAH'ın dilemesi dışında, ben kendime dahi ne bir zarar ne de bir yarar verme gücüne sahip değilim. Her toplumun bir süresi vardır. Süreleri bitince ne bir saat geciktirilir ne de öne alınırlar.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : De ki, «Ben, Allah'ın dilediğinin dışında kendi kendime ne bir zarar ne bir fayda verebilirim». Her ümmetin bir eceli vardır. Ecelleri gelince artık ne bir an geri, ne bir an ileri gidebilirler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : (48-49) «Ne zamandır bu va'dedilen (azap); eğer doğru söylüyorsanız?» diyorlar. De ki: «Ben Allah'ın dilediğinin dışında kendi kendime ne bir yarar, ne de bir zarara malikim!» Her ümmetin bir eceli vardır; ecelleri gelince artık bir an geride kalamazlar, ileri de gidemezler.
Elmalılı Hamdi Yazır : De ki: ben kendi kendime Allahın dilediğinden başka ne bir menfeate ne de bir mazarrata malik değilim, her ümmet için bir ecel vardır, ecelleri geldiği vakıt artık bir saat geri de kalamazlar, ileri de gidemezler
Fizilal-il Kuran : Onlara de ki; «Allah'ın dileği dışında benim kendime bile zarar ya da yarar dokundurmaya gücüm yetmez. Her ümmetin belirli bir yaşama süresi vardır. O süre dolunca, ne bir an geri bırakılırlar ve ne de bir an önceye alınırlar.»
Gültekin Onan : De ki: "Tanrı'nın dilemesi dışında, kendim için zarardan ve yarardan (hiç bir şeye) malik değilim. Her ümmetin bir eceli vardır. Onların ecelleri gelince artık ne bir saat ertelenebilirler, ne öne alınabilirler."
Hakkı Yılmaz : De ki: “Ben, Allah'ın dilediğinin dışında kendim için bir zarar ve bir yarara güç yetiremem.” Her önderli toplum için bir süre sonu vardır. Onların sürelerinin sonu gelince artık ne bir an erteleyebilirler, ne öne alabilirler.
Hasan Basri Çantay : De ki: «Ben kendi kendime Allahın dilediğinden başka ne bir zarar, ne de bir fâide (yapmıya) muktedir değilim. Her ümmetin (helâkleri için mukadder) bir eceli vardır. Ecelleri geldiği zaman artık bir saat geri de kalamazlar, öne de geçemezler».
Hayrat Neşriyat : De ki: '(Ben) kendim için dahi, Allah’ın dilemesi müstesnâ, ne bir zarar, ne de bir faydaya sâhibim!' Her ümmetin bir eceli vardır. Ecelleri geldiği zaman, artık ne bir saat geri kalabilirler, ne de öne geçebilirler!
İbni Kesir : De ki: Allah'ın dilemesi dışında, ben; kendime bir fayda ve zarar verecek durumda değilim. Her ümmet için bir sure vardır. Sureleri gelince; ne bir an geciktirilir, ne de öne alınırlar.
İskender Evrenosoğlu : De ki: “Allah'ın dilediği şey hariç, ben nefsime (kendime) bir fayda veya bir zarar vermeye malik değilim. Her ümmetin bir eceli vardır. Onların eceli geldiği zaman artık bir saat tehir edilmez ve öne alınmaz.”
Muhammed Esed : (Ey Peygamber) de ki: "Allah dilemedikçe, ben kendim ne bir zararı önleyecek ne de kendime bir yarar sağlayabilecek güçteyim. Her ümmet için bir süre belirlenmiştir: süreleri son bulunca, onu ne bir an geciktirebilirler, ne de çabuklaştırabilirler".
Ömer Nasuhi Bilmen : De ki: «Ben kendi nefsim için Allah Teâlâ'nın dilediğinden başka ne bir zarara ve nede bir faideye mâlik olamam. Her ümmet için bir ecel vardır. Ecelleri geldiği vakit artık ne bir saat geri kalabilirler ve ne de ileri gidebilirler.»
Ömer Öngüt : De ki: “Allah'ın dilemesi dışında ben kendime ne bir zarar, ne de bir menfaat verme gücüne sahip değilim. ” Her ümmetin (hayatlarının son bulacağı) belirli bir eceli vardır. Ecelleri gelince ne bir an geri kalırlar, ne de öne geçebilirler.
Şaban Piriş : De ki: -Allah’ın dilediğinden başka kendim için bir zarar da fayda da sağlayamam. Her ümmetin bir eceli vardır. Eceli geldiği zaman bir saat bile geri de bırakılmaz; ileri de alınmaz.”
Suat Yıldırım : De ki: "Ben kendi kendime bile, Allah’ın dilediğinden başka ne bir zararı savma, ne de bir fayda sağlama imkânına sahip değilim. Her ümmetin belirlenmiş bir ömür süresi vardır. Artık o vâdeleri gelince, onu ne bir saat ileri, ne de bir saat geri alamazlar."
Süleyman Ateş : De ki: "Ben kendime dahi, Allâh'ın dilediğinden başka, ne zarar, ne de yarar verme gücüne sâhip değilim. Her ümmetin bir süresi vardır. Süreleri gelince ne bir an geri kalırlar, ne de ileri giderler."
Tefhim-ul Kuran : De ki: «Allah'ın dilemesi dışında, kendim için zarardan ve yarardan (hiç bir şeye) malik değilim, her şey Allah'ın iradesine bağlıdır, Her ümmetin bir eceli vardır. Onların ecelleri gelince, artık ne bir saat ertelenebilirler, ne de öne alınabilirler.»
Ümit Şimşek : De ki: Allah dilemedikçe benim kendime ne bir yararım dokunur, ne bir zararım. Her ümmet için bir ecel vardır. Ecelleri geldiğinde de ne bir an geri bırakılır, ne de öne alınır.
Yaşar Nuri Öztürk : De ki: "Ben kendime bile Allah'ın istediği dışında bir zarar verme yahut yarar sağlama gücünde değilim. Her ümmetin bir eceli var. Ecelleri geldiğinde bir saat geri de kalamazlar, ileri de gidemezler."


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}