» 10 / Yûnus  107:

Kuran Sırası: 10
İniş Sırası: 51
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109

 » 10 / Yûnus  Suresi: 107
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَإِنْ (VÎN) = ve in : eğer
2. يَمْسَسْكَ (YMSSK) = yemseske : sana verirse
3. اللَّهُ (ELLH) = llahu : Allah
4. بِضُرٍّ (BŽR) = biDurrin : bir sıkıntı
5. فَلَا (FLE) = felā : yoktur
6. كَاشِفَ (KEŞF) = kāşife : giderecek
7. لَهُ (LH) = lehu : onu
8. إِلَّا (ÎLE) = illā : başka
9. هُوَ (HV) = huve : O'ndan
10. وَإِنْ (VÎN) = ve in : ve eğer
11. يُرِدْكَ (YRD̃K) = yuridke : senin için dilerse
12. بِخَيْرٍ (BḢYR) = biḣayrin : bir iyilik
13. فَلَا (FLE) = felā : yoktur
14. رَادَّ (RED̃) = rādde : geri çevirecek
15. لِفَضْلِهِ (LFŽLH) = lifeDlihi : O'nun lütfunu
16. يُصِيبُ (YṦYB) = yuSību : verir
17. بِهِ (BH) = bihi : bunu
18. مَنْ (MN) = men : kimseye
19. يَشَاءُ (YŞEÙ) = yeşā'u : dilediği
20. مِنْ (MN) = min : -ndan
21. عِبَادِهِ (ABED̃H) = ǐbādihi : kulları-
22. وَهُوَ (VHV) = ve huve : ve O
23. الْغَفُورُ (ELĞFVR) = l-ğafūru : bağışlayıcıdır
24. الرَّحِيمُ (ELRḪYM) = r-raHīmu : merhamet edicidir
eğer | sana verirse | Allah | bir sıkıntı | yoktur | giderecek | onu | başka | O'ndan | ve eğer | senin için dilerse | bir iyilik | yoktur | geri çevirecek | O'nun lütfunu | verir | bunu | kimseye | dilediği | -ndan | kulları- | ve O | bağışlayıcıdır | merhamet edicidir |

[] [MSS] [] [ŽRR] [] [KŞF] [] [] [] [] [RVD̃] [ḢYR] [] [RD̃D̃] [FŽL] [ṦVB] [] [] [ŞYE] [] [ABD̃] [] [ĞFR] [RḪM]
VÎN YMSSK ELLH BŽR FLE KEŞF LH ÎLE HV VÎN YRD̃K BḢYR FLE RED̃ LFŽLH YṦYB BH MN YŞEÙ MN ABED̃H VHV ELĞFVR ELRḪYM

ve in yemseske llahu biDurrin felā kāşife lehu illā huve ve in yuridke biḣayrin felā rādde lifeDlihi yuSību bihi men yeşā'u min ǐbādihi ve huve l-ğafūru r-raHīmu
وإن يمسسك الله بضر فلا كاشف له إلا هو وإن يردك بخير فلا راد لفضله يصيب به من يشاء من عباده وهو الغفور الرحيم

 » 10 / Yûnus  Suresi: 107
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وإن | VÎN ve in eğer And if
يمسسك م س س | MSS YMSSK yemseske sana verirse Allah touches you
الله | ELLH llahu Allah Allah touches you
بضر ض ر ر | ŽRR BŽR biDurrin bir sıkıntı with adversity
فلا | FLE felā yoktur (there is) no
كاشف ك ش ف | KŞF KEŞF kāşife giderecek remover
له | LH lehu onu of it
إلا | ÎLE illā başka except
هو | HV huve O'ndan Him,
وإن | VÎN ve in ve eğer and if
يردك ر و د | RVD̃ YRD̃K yuridke senin için dilerse He intends for you
بخير خ ي ر | ḢYR BḢYR biḣayrin bir iyilik any good
فلا | FLE felā yoktur then (there is) no
راد ر د د | RD̃D̃ RED̃ rādde geri çevirecek repeller
لفضله ف ض ل | FŽL LFŽLH lifeDlihi O'nun lütfunu (of) His Bounty.
يصيب ص و ب | ṦVB YṦYB yuSību verir He causes it to reach
به | BH bihi bunu He causes it to reach
من | MN men kimseye whom
يشاء ش ي ا | ŞYE YŞEÙ yeşā'u dilediği He wills
من | MN min -ndan of
عباده ع ب د | ABD̃ ABED̃H ǐbādihi kulları- His slaves.
وهو | VHV ve huve ve O And He
الغفور غ ف ر | ĞFR ELĞFVR l-ğafūru bağışlayıcıdır (is) the Oft-Forgiving,
الرحيم ر ح م | RḪM ELRḪYM r-raHīmu merhamet edicidir the Most Merciful.

10:107 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

eğer | sana verirse | Allah | bir sıkıntı | yoktur | giderecek | onu | başka | O'ndan | ve eğer | senin için dilerse | bir iyilik | yoktur | geri çevirecek | O'nun lütfunu | verir | bunu | kimseye | dilediği | -ndan | kulları- | ve O | bağışlayıcıdır | merhamet edicidir |

[] [MSS] [] [ŽRR] [] [KŞF] [] [] [] [] [RVD̃] [ḢYR] [] [RD̃D̃] [FŽL] [ṦVB] [] [] [ŞYE] [] [ABD̃] [] [ĞFR] [RḪM]
VÎN YMSSK ELLH BŽR FLE KEŞF LH ÎLE HV VÎN YRD̃K BḢYR FLE RED̃ LFŽLH YṦYB BH MN YŞEÙ MN ABED̃H VHV ELĞFVR ELRḪYM

ve in yemseske llahu biDurrin felā kāşife lehu illā huve ve in yuridke biḣayrin felā rādde lifeDlihi yuSību bihi men yeşā'u min ǐbādihi ve huve l-ğafūru r-raHīmu
وإن يمسسك الله بضر فلا كاشف له إلا هو وإن يردك بخير فلا راد لفضله يصيب به من يشاء من عباده وهو الغفور الرحيم

[] [م س س] [] [ض ر ر] [] [ك ش ف] [] [] [] [] [ر و د] [خ ي ر] [] [ر د د] [ف ض ل] [ص و ب] [] [] [ش ي ا] [] [ع ب د] [] [غ ف ر] [ر ح م]

 » 10 / Yûnus  Suresi: 107
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وإن | VÎN ve in eğer And if
Vav,,Nun,
6,,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
COND – conditional particle
الواو عاطفة
حرف شرط
يمسسك م س س | MSS YMSSK yemseske sana verirse Allah touches you
Ye,Mim,Sin,Sin,Kef,
10,40,60,60,20,
V – 3rd person masculine singular imperfect verb, jussive mood
PRON – 2nd person masculine singular object pronoun
فعل مضارع مجزوم والكاف ضمير متصل في محل نصب مفعول به
الله | ELLH llahu Allah Allah touches you
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – nominative proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مرفوع
بضر ض ر ر | ŽRR BŽR biDurrin bir sıkıntı with adversity
Be,Dad,Re,
2,800,200,
P – prefixed preposition bi
N – genitive masculine indefinite noun
جار ومجرور
فلا | FLE felā yoktur (there is) no
Fe,Lam,Elif,
80,30,1,
REM – prefixed resumption particle
NEG – negative particle
الفاء استئنافية
حرف نفي
كاشف ك ش ف | KŞF KEŞF kāşife giderecek remover
Kef,Elif,Şın,Fe,
20,1,300,80,
N – accusative masculine active participle
اسم منصوب
له | LH lehu onu of it
Lam,He,
30,5,
P – prefixed preposition lām
PRON – 3rd person masculine singular personal pronoun
جار ومجرور
إلا | ÎLE illā başka except
,Lam,Elif,
,30,1,
RES – restriction particle
أداة حصر
هو | HV huve O'ndan Him,
He,Vav,
5,6,
PRON – 3rd person masculine singular personal pronoun
ضمير منفصل
وإن | VÎN ve in ve eğer and if
Vav,,Nun,
6,,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
COND – conditional particle
الواو عاطفة
حرف شرط
يردك ر و د | RVD̃ YRD̃K yuridke senin için dilerse He intends for you
Ye,Re,Dal,Kef,
10,200,4,20,
V – 3rd person masculine singular (form IV) imperfect verb, jussive mood
PRON – 2nd person masculine singular object pronoun
فعل مضارع مجزوم والكاف ضمير متصل في محل نصب مفعول به
بخير خ ي ر | ḢYR BḢYR biḣayrin bir iyilik any good
Be,Hı,Ye,Re,
2,600,10,200,
P – prefixed preposition bi
N – genitive masculine singular indefinite noun
جار ومجرور
فلا | FLE felā yoktur then (there is) no
Fe,Lam,Elif,
80,30,1,
REM – prefixed resumption particle
NEG – negative particle
الفاء استئنافية
حرف نفي
راد ر د د | RD̃D̃ RED̃ rādde geri çevirecek repeller
Re,Elif,Dal,
200,1,4,
N – accusative masculine active participle
اسم منصوب
لفضله ف ض ل | FŽL LFŽLH lifeDlihi O'nun lütfunu (of) His Bounty.
Lam,Fe,Dad,Lam,He,
30,80,800,30,5,
P – prefixed preposition lām
N – genitive masculine noun
PRON – 3rd person masculine singular possessive pronoun
جار ومجرور والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
يصيب ص و ب | ṦVB YṦYB yuSību verir He causes it to reach
Ye,Sad,Ye,Be,
10,90,10,2,
V – 3rd person masculine singular (form IV) imperfect verb
فعل مضارع
به | BH bihi bunu He causes it to reach
Be,He,
2,5,
P – prefixed preposition bi
PRON – 3rd person masculine singular personal pronoun
جار ومجرور
من | MN men kimseye whom
Mim,Nun,
40,50,
REL – relative pronoun
اسم موصول
يشاء ش ي ا | ŞYE YŞEÙ yeşā'u dilediği He wills
Ye,Şın,Elif,,
10,300,1,,
V – 3rd person masculine singular imperfect verb
فعل مضارع
من | MN min -ndan of
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
عباده ع ب د | ABD̃ ABED̃H ǐbādihi kulları- His slaves.
Ayn,Be,Elif,Dal,He,
70,2,1,4,5,
N – genitive masculine plural noun
PRON – 3rd person masculine singular possessive pronoun
اسم مجرور والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
وهو | VHV ve huve ve O And He
Vav,He,Vav,
6,5,6,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
PRON – 3rd person masculine singular personal pronoun
الواو عاطفة
ضمير منفصل
الغفور غ ف ر | ĞFR ELĞFVR l-ğafūru bağışlayıcıdır (is) the Oft-Forgiving,
Elif,Lam,Ğayn,Fe,Vav,Re,
1,30,1000,80,6,200,
N – nominative masculine singular noun
اسم مرفوع
الرحيم ر ح م | RḪM ELRḪYM r-raHīmu merhamet edicidir the Most Merciful.
Elif,Lam,Re,Ha,Ye,Mim,
1,30,200,8,10,40,
ADJ – nominative masculine singular adjective
صفة مرفوعة
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَإِنْ: eğer | يَمْسَسْكَ: sana verirse | اللَّهُ: Allah | بِضُرٍّ: bir sıkıntı | فَلَا: yoktur | كَاشِفَ: giderecek | لَهُ: onu | إِلَّا: başka | هُوَ: O'ndan | وَإِنْ: ve eğer | يُرِدْكَ: senin için dilerse | بِخَيْرٍ: bir iyilik | فَلَا: yoktur | رَادَّ: geri çevirecek | لِفَضْلِهِ: O'nun lütfunu | يُصِيبُ: verir | بِهِ: bunu | مَنْ: kimseye | يَشَاءُ: dilediği | مِنْ: -ndan | عِبَادِهِ: kulları- | وَهُوَ: ve O | الْغَفُورُ: bağışlayıcıdır | الرَّحِيمُ: merhamet edicidir |
Kırık Meal (Harekesiz) : |وإن WÎN eğer | يمسسك YMSSK sana verirse | الله ELLH Allah | بضر BŽR bir sıkıntı | فلا FLE yoktur | كاشف KEŞF giderecek | له LH onu | إلا ÎLE başka | هو HW O'ndan | وإن WÎN ve eğer | يردك YRD̃K senin için dilerse | بخير BḢYR bir iyilik | فلا FLE yoktur | راد RED̃ geri çevirecek | لفضله LFŽLH O'nun lütfunu | يصيب YṦYB verir | به BH bunu | من MN kimseye | يشاء YŞEÙ dilediği | من MN -ndan | عباده ABED̃H kulları- | وهو WHW ve O | الغفور ELĞFWR bağışlayıcıdır | الرحيم ELRḪYM merhamet edicidir |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve in: eğer | yemseske: sana verirse | llahu: Allah | biDurrin: bir sıkıntı | felā: yoktur | kāşife: giderecek | lehu: onu | illā: başka | huve: O'ndan | ve in: ve eğer | yuridke: senin için dilerse | biḣayrin: bir iyilik | felā: yoktur | rādde: geri çevirecek | lifeDlihi: O'nun lütfunu | yuSību: verir | bihi: bunu | men: kimseye | yeşā'u: dilediği | min: -ndan | ǐbādihi: kulları- | ve huve: ve O | l-ğafūru: bağışlayıcıdır | r-raHīmu: merhamet edicidir |
Kırık Meal (Transcript) : |VÎN: eğer | YMSSK: sana verirse | ELLH: Allah | BŽR: bir sıkıntı | FLE: yoktur | KEŞF: giderecek | LH: onu | ÎLE: başka | HV: O'ndan | VÎN: ve eğer | YRD̃K: senin için dilerse | BḢYR: bir iyilik | FLE: yoktur | RED̃: geri çevirecek | LFŽLH: O'nun lütfunu | YṦYB: verir | BH: bunu | MN: kimseye | YŞEÙ: dilediği | MN: -ndan | ABED̃H: kulları- | VHV: ve O | ELĞFVR: bağışlayıcıdır | ELRḪYM: merhamet edicidir |
Abdulbaki Gölpınarlı : Allah, sana bir zarar verirse o zararı, ondan başka giderecek yoktur ve hayır etmek dilerse de ihsânını reddeden bulunmaz; bunu, kullarından dilediğine verir ve odur suçları örten rahîm.
Adem Uğur : Eğer Allah sana bir zarar dokundurursa, onu yine O'ndan başka giderecek yoktur. Eğer sana bir hayır dilerse, O'nun keremini geri çevirecek de yoktur. O, hayrını kullarından dilediğine eriştirir. Ve O bağışlayandır, esirgeyendir.
Ahmed Hulusi : Allâh sende bir sıkıntı açığa çıkarırsa, onu O'ndan başka kaldıracak yoktur! Eğer sende bir hayır irade ederse, O'nun lütfunu geri çevirecek de yoktur! O, lütfunu kullarından dilediğine nasip eder. . . O Ğafûr'dur, Rahıym'dir.
Ahmet Tekin : Eğer Allah senin başına bir felâket bir sıkıntı getirir, ekonomik darboğaza düşürürse, Allah’tan başka kimse onu gideremez. Allah senin için bir hayır murad ederse, onun lütfunu engelleyecek de yoktur. Lütfunu kullarından sünnetine, düzeninin yasalarına uygun olarak, iradesinin tecellisine tâbi, akıllı ve sorumlu kimselere nasip eder. O çok bağışlayıcı, engin merhamet sahibidir.
Ahmet Varol : Allah sana bir sıkıntı verirse onu yine O'ndan başka giderecek yoktur. Eğer senin için bir iyilik dilerse O'nun lütfunu da geri çevirecek yoktur. O bunu kullarından dilediğine verir. O, bağışlayıcıdır, merhamet edicidir.'
Ali Bulaç : Allah sana bir zarar dokunduracak olsa, O'ndan başka bunu senden kaldıracak yoktur. Ve eğer sana bir hayır isterse, O'nun bol fazlını geri çevirecek de yoktur. Kullarından dilediğine bundan isabet ettirir. O, bağışlayandır, esirgeyendir.
Ali Fikri Yavuz : Eğer Allah, sana bir keder dokunduracak olursa, onu Allah’dan başka giderecek yoktur ve eğer sana bir hayır dilerse, o zaman da onun ihsanını geri çevirecek yoktur. Allah, ihsan ve fazlını kullarından dilediğine nasib eder. Allah Gafûr’dur, Rahîm’dir.
Bekir Sadak : Allah sana bir sikinti verirse, onu O'ndan baskasi gideremez. Sana bir iyilik dilerse O'nun nimetini engelleyecek yoktur. O'nu kullarindan diledigine verir. O, bagislayandir, merhametlidir.
Celal Yıldırım : Eğer Allah sana bir zarar, bir sıkıntı dokunduracak olursa, onu O'ndan başka giderecek yoktur. Eğer sana bir iyilik dilerse, O'nun nîmet ve ihsanını reddedecek de yoktur; onu kullarından dilediğine eriştirir. O çok bağışlayan, çok merhamet edendir.
Diyanet İşleri : Eğer Allah sana herhangi bir zarar verecek olursa, bil ki onu, O’ndan başka giderebilecek yoktur. Eğer sana bir hayır dilerse, O’nun lütfunu engelleyebilecek de yoktur. O, bunu kullarından dilediğine eriştirir. O, çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.
Diyanet İşleri (eski) : Allah sana bir sıkıntı verirse, onu O'ndan başkası gideremez. Sana bir iyilik dilerse O'nun nimetini engelleyecek yoktur. O'nu kullarından dilediğine verir. O, bağışlayandır, merhametlidir.
Diyanet Vakfi : Eğer Allah sana bir zarar dokundurursa, onu yine O’ndan başka giderecek yoktur. Eğer sana bir hayır dilerse, O’nun keremini geri çevirecek de yoktur. O, hayrını kullarından dilediğine eriştirir. Ve O bağışlayandır, esirgeyendir.
Edip Yüksel : ALLAH sana bir zarar dokundurursa onu, O'ndan başka ortadan kaldıracak yoktur. Senin için bir iyilik dilerse, O'nun lütfunu da geri çevirecek yoktur. Kullarından dilediğine bunu verir. O, Bağışlayandır, Rahimdir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Ve eğer Allah, sana bir zarar dokunduracak olursa, onu O'ndan başka giderecek yoktur. Ve eğer sana bir hayır dilerse, o zaman da O'nun hayrını engelleyebilecek kimse yoktur. O, lütfunu dilediği kuluna nasip eder. Allah çok yarlığayıcı, çok esirgeyicidir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Ve eğer Allah sana bir keder dokunduracak olursa, onu O'ndan başka açacak yoktur; ve eğer O, sana bir hayır dilerse o zaman da O'nun lütfunu reddedecek yoktur. O, lütfunu kullarından dilediğine nasip eder. O çok bağışlayan, çok merhamet edendir.
Elmalılı Hamdi Yazır : Ve eğer Allah sana bir keder dokunduracak olursa onu ondan başka açacak yoktur ve eğer o sana bir hayır murad ederse o vakıt de onun fadlını reddedecek yoktur, o, onu kullarından dilediğine nasîb eder, o öyle gafûr, öyle rahîmdir
Fizilal-il Kuran : Allah sana bir sıkıntı verirse onu yine ancak Allah giderir. Sana bir iyilik dilediği takdirde O’nun nimetini engelleyecek bir kuvvet de yoktur. O, bunu kullarından dilediğine eriştirir. O, Gafûr dur, Rahîm dir.
Gültekin Onan : Tanrı sana bir zarar dokunduracak olsa, O'ndan başka bunu senden kaldıracak yoktur. Ve eğer sana bir hayır isterse, O'nun bol fazlını geri çevirecek de yoktur. Kullarından dilediğine bundan isabet ettirir. O, bağışlayandır, esirgeyendir.
Hakkı Yılmaz : Ve eğer Allah, sana bir zarar dokunduracak olursa, onu O'ndan başka giderecek biri yoktur. Ve eğer sana bir hayır dilerse, o zaman da O'nun verdiklerini geri çevirecek biri yoktur. O, armağanlarını kullarından dilediğine isabet ettirir. Ve Allah, çok yarlıgayıcı, çok merhametlidir.
Hasan Basri Çantay : Eğer Allah sana (her hangi yüzden bir keder,) bir zarar dokundurursa onu kendinden başka hiç bir açıcı (giderici) yokdur. Eğer sana bir hayır da dilerse Onun fazl (-u kerem) ini geri çevirici hiç bir (kuvvet) de yokdur. O, bunu kullarından dilediğine erişdirir. O, çok yarlığayıcı çok esirgeyicidir.
Hayrat Neşriyat : Eğer Allah sana bir zarar dokundurursa, artık onu O’ndan başka açacak (kaldıracak)olan kimse yoktur! Eğer sana bir hayır dilerse, O’nun ih sânını geri çevirecek kimse de yoktur! (O,) bunu (bu ihsânını) kullarından dilediğine ulaştırır. Çünki O, Gafûr (çok bağışlayan)dır, Rahîm (çok merhamet eden)dir.
İbni Kesir : Allah sana bir sıkıntı verirse; onu yine ancak Allah giderir. Sana biri iyilik dilediği takdirde; onun lütfunu geri çevirecek de yoktur. O, bunu kullarından dilediğine verir. O, Gafur'dur, Rahim'dir.
İskender Evrenosoğlu : Ve eğer Allah, sana bir zarar (bir darlık) dokundurursa, artık onu, O'ndan (Allah'tan) başka giderecek kimse yoktur. Ve eğer sana (senin için) bir hayır isterse, o taktirde O'nun fazlını geri çevirecek kimse yoktur. O'nu kullarından dilediği kimseye isabet ettirir. Ve O; Gafûr'dur (mağfiret eden), Rahîm'dir (rahmet nurunun sahibi).
Muhammed Esed : Ve (bil ki,) eğer senin başına Allah bir darlık, bir sıkıntı saracak olsa, O'ndan başka onu giderecek yoktur: Ve eğer hakkında iyilik, genişlik diliyorsa, O'nun lütuf ve cömertliğini engelleyebilecek kimse de yoktur; O lütuf ve cömertliğini kullarından dilediğine nasip eder. Çünkü çok acıyan, esirgeyen gerçek bağışlayıcı O'dur.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve eğer Allah Teâlâ sana bir zarar dokundurursa artık O'ndan başka onu bir açacak yoktur. Ve eğer sana bir hayır dilerse artık O'nun fazlını reddedecek de yoktur. Bunu kullarından dilediğine eriştirir ve gafûrdur rahîmdir.
Ömer Öngüt : Eğer Allah sana bir zarar bir sıkıntı verirse, onu senden kaldıracak O'dur. Eğer sana bir hayır ve iyilik dilerse, lütfuna kimse mâni olamaz. O bunu kullarından dilediğine eriştirir. O çok bağışlayan, çok merhamet edendir.
Şaban Piriş : Allah sana bir sıkıntı verirse, onu O’ndan başkası gideremez. Sana bir iyilik dilerse; O’nun nimetini engelleyecek yoktur. Onu kullarından dilediğine verir. O, bağışlayandır, merhametlidir.
Suat Yıldırım : Eğer Allah sana bir sıkıntı, bir zarar dokundurursa, onu yine O’ndan başka giderecek yoktur. Şayet sana hayır dilerse, o durumda O’nun bu lütfunu engelleyebilecek de yoktur. O, lütfunu ihsanını kullarından dilediğine eriştirir. O, öyle gafur, öyle rahîmdir! (affı, merhamet ve ihsanı boldur).
Süleyman Ateş : Eğer Allâh sana bir zarar dokundursa onu, yine O'ndan başka kaldıracak yoktur ve eğer sana bir hayır dilese, O'nun keremini de geri çevirecek yoktur. Hayrını, kullarından dilediğine verir. O, bağışlayandır, esirgeyendir.
Tefhim-ul Kuran : Allah sana bir zarar dokunduracak olursa, O'ndan başka bunu senden kaldıracak yoktur. Ve eğer sana bir hayır isterse, O'nun bol fazlını geri çevirecek de yoktur. Kullarından dilediğine bundan isabet ettir. O, bağışlayandır, esirgeyendir.
Ümit Şimşek : Allah sana bir zarar verecek olsa, bunu Ondan başkası kaldıramaz. Senin için bir hayır murad ederse, Onun lütfunu geri çevirebilecek kimse de olmaz. O lütfunu kullarından dilediğine nasip eder. O çok bağışlayıcı, çok merhamet edicidir.
Yaşar Nuri Öztürk : Allah sana bir zarar dokundurursa, onu kaldıracak olan başkası değil, yine O'dur. O sana bir hayır dilerse, O'nun lütfunu reddedecek yoktur. Kullarından dilediğini lütfuyla nasiplendirir. Gafûr'dur O, Rahîm'dir.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}