» 10 / Yûnus  26:

Kuran Sırası: 10
İniş Sırası: 51
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109

 » 10 / Yûnus  Suresi: 26
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. لِلَّذِينَ (LLZ̃YN) = lilleƶīne : kimselere vardır
2. أَحْسَنُوا (ÊḪSNVE) = eHsenū : iyilik eden(lere)
3. الْحُسْنَىٰ (ELḪSN) = l-Husnā : daha iyisi
4. وَزِيَادَةٌ (VZYED̃T) = ve ziyādetun : ve fazlası
5. وَلَا (VLE) = ve lā :
6. يَرْهَقُ (YRHG) = yerheḳu : bürümez
7. وُجُوهَهُمْ (VCVHHM) = vucūhehum : onların yüzlerini
8. قَتَرٌ (GTR) = ḳaterun : karalık
9. وَلَا (VLE) = ve lā :
10. ذِلَّةٌ (Z̃LT) = ƶilletun : ve aşağılık
11. أُولَٰئِكَ (ÊVLÙK) = ulāike : işte bunlar
12. أَصْحَابُ (ÊṦḪEB) = eSHābu : ehlidirler
13. الْجَنَّةِ (ELCNT) = l-cenneti : cennet
14. هُمْ (HM) = hum : onlar
15. فِيهَا (FYHE) = fīhā : orada
16. خَالِدُونَ (ḢELD̃VN) = ḣālidūne : sürekli kalıcıdırlar
kimselere vardır | iyilik eden(lere) | daha iyisi | ve fazlası | | bürümez | onların yüzlerini | karalık | | ve aşağılık | işte bunlar | ehlidirler | cennet | onlar | orada | sürekli kalıcıdırlar |

[] [ḪSN] [ḪSN] [ZYD̃] [] [RHG] [VCH] [GTR] [] [Z̃LL] [] [ṦḪB] [CNN] [] [] [ḢLD̃]
LLZ̃YN ÊḪSNVE ELḪSN VZYED̃T VLE YRHG VCVHHM GTR VLE Z̃LT ÊVLÙK ÊṦḪEB ELCNT HM FYHE ḢELD̃VN

lilleƶīne eHsenū l-Husnā ve ziyādetun ve lā yerheḳu vucūhehum ḳaterun ve lā ƶilletun ulāike eSHābu l-cenneti hum fīhā ḣālidūne
للذين أحسنوا الحسنى وزيادة ولا يرهق وجوههم قتر ولا ذلة أولئك أصحاب الجنة هم فيها خالدون

 » 10 / Yûnus  Suresi: 26
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
للذين | LLZ̃YN lilleƶīne kimselere vardır For those who
أحسنوا ح س ن | ḪSN ÊḪSNVE eHsenū iyilik eden(lere) do good
الحسنى ح س ن | ḪSN ELḪSN l-Husnā daha iyisi (is) the best
وزيادة ز ي د | ZYD̃ VZYED̃T ve ziyādetun ve fazlası and more.
ولا | VLE ve lā And not
يرهق ر ه ق | RHG YRHG yerheḳu bürümez (will) cover
وجوههم و ج ه | VCH VCVHHM vucūhehum onların yüzlerini their faces
قتر ق ت ر | GTR GTR ḳaterun karalık dust
ولا | VLE ve lā and not
ذلة ذ ل ل | Z̃LL Z̃LT ƶilletun ve aşağılık humiliation.
أولئك | ÊVLÙK ulāike işte bunlar Those
أصحاب ص ح ب | ṦḪB ÊṦḪEB eSHābu ehlidirler (are the) companions
الجنة ج ن ن | CNN ELCNT l-cenneti cennet (of) Paradise,
هم | HM hum onlar they
فيها | FYHE fīhā orada in it
خالدون خ ل د | ḢLD̃ ḢELD̃VN ḣālidūne sürekli kalıcıdırlar (will) abide forever.

10:26 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

kimselere vardır | iyilik eden(lere) | daha iyisi | ve fazlası | | bürümez | onların yüzlerini | karalık | | ve aşağılık | işte bunlar | ehlidirler | cennet | onlar | orada | sürekli kalıcıdırlar |

[] [ḪSN] [ḪSN] [ZYD̃] [] [RHG] [VCH] [GTR] [] [Z̃LL] [] [ṦḪB] [CNN] [] [] [ḢLD̃]
LLZ̃YN ÊḪSNVE ELḪSN VZYED̃T VLE YRHG VCVHHM GTR VLE Z̃LT ÊVLÙK ÊṦḪEB ELCNT HM FYHE ḢELD̃VN

lilleƶīne eHsenū l-Husnā ve ziyādetun ve lā yerheḳu vucūhehum ḳaterun ve lā ƶilletun ulāike eSHābu l-cenneti hum fīhā ḣālidūne
للذين أحسنوا الحسنى وزيادة ولا يرهق وجوههم قتر ولا ذلة أولئك أصحاب الجنة هم فيها خالدون

[] [ح س ن] [ح س ن] [ز ي د] [] [ر ه ق] [و ج ه] [ق ت ر] [] [ذ ل ل] [] [ص ح ب] [ج ن ن] [] [] [خ ل د]

 » 10 / Yûnus  Suresi: 26
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
للذين | LLZ̃YN lilleƶīne kimselere vardır For those who
Lam,Lam,Zel,Ye,Nun,
30,30,700,10,50,
P – prefixed preposition lām
REL – masculine plural relative pronoun
جار ومجرور
أحسنوا ح س ن | ḪSN ÊḪSNVE eHsenū iyilik eden(lere) do good
,Ha,Sin,Nun,Vav,Elif,
,8,60,50,6,1,
V – 3rd person masculine plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
الحسنى ح س ن | ḪSN ELḪSN l-Husnā daha iyisi (is) the best
Elif,Lam,Ha,Sin,Nun,,
1,30,8,60,50,,
N – nominative feminine singular noun
اسم مرفوع
وزيادة ز ي د | ZYD̃ VZYED̃T ve ziyādetun ve fazlası and more.
Vav,Ze,Ye,Elif,Dal,Te merbuta,
6,7,10,1,4,400,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – nominative feminine indefinite noun
الواو عاطفة
اسم مرفوع
ولا | VLE ve lā And not
Vav,Lam,Elif,
6,30,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
NEG – negative particle
الواو عاطفة
حرف نفي
يرهق ر ه ق | RHG YRHG yerheḳu bürümez (will) cover
Ye,Re,He,Gaf,
10,200,5,100,
V – 3rd person masculine singular imperfect verb
فعل مضارع
وجوههم و ج ه | VCH VCVHHM vucūhehum onların yüzlerini their faces
Vav,Cim,Vav,He,He,Mim,
6,3,6,5,5,40,
N – accusative masculine plural noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم منصوب و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
قتر ق ت ر | GTR GTR ḳaterun karalık dust
Gaf,Te,Re,
100,400,200,
N – nominative masculine indefinite noun
اسم مرفوع
ولا | VLE ve lā and not
Vav,Lam,Elif,
6,30,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
NEG – negative particle
الواو عاطفة
حرف نفي
ذلة ذ ل ل | Z̃LL Z̃LT ƶilletun ve aşağılık humiliation.
Zel,Lam,Te merbuta,
700,30,400,
N – nominative feminine indefinite noun
اسم مرفوع
أولئك | ÊVLÙK ulāike işte bunlar Those
,Vav,Lam,,Kef,
,6,30,,20,
DEM – plural demonstrative pronoun
اسم اشارة
أصحاب ص ح ب | ṦḪB ÊṦḪEB eSHābu ehlidirler (are the) companions
,Sad,Ha,Elif,Be,
,90,8,1,2,
N – nominative masculine plural noun
اسم مرفوع
الجنة ج ن ن | CNN ELCNT l-cenneti cennet (of) Paradise,
Elif,Lam,Cim,Nun,Te merbuta,
1,30,3,50,400,
"PN – genitive feminine proper noun → Paradise"
اسم علم مجرور
هم | HM hum onlar they
He,Mim,
5,40,
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun
ضمير منفصل
فيها | FYHE fīhā orada in it
Fe,Ye,He,Elif,
80,10,5,1,
P – preposition
PRON – 3rd person feminine singular object pronoun
جار ومجرور
خالدون خ ل د | ḢLD̃ ḢELD̃VN ḣālidūne sürekli kalıcıdırlar (will) abide forever.
Hı,Elif,Lam,Dal,Vav,Nun,
600,1,30,4,6,50,
N – nominative masculine plural active participle
اسم مرفوع
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |لِلَّذِينَ: kimselere vardır | أَحْسَنُوا: iyilik eden(lere) | الْحُسْنَىٰ: daha iyisi | وَزِيَادَةٌ: ve fazlası | وَلَا: | يَرْهَقُ: bürümez | وُجُوهَهُمْ: onların yüzlerini | قَتَرٌ: karalık | وَلَا: | ذِلَّةٌ: ve aşağılık | أُولَٰئِكَ: işte bunlar | أَصْحَابُ: ehlidirler | الْجَنَّةِ: cennet | هُمْ: onlar | فِيهَا: orada | خَالِدُونَ: sürekli kalıcıdırlar |
Kırık Meal (Harekesiz) : |للذين LLZ̃YN kimselere vardır | أحسنوا ÊḪSNWE iyilik eden(lere) | الحسنى ELḪSN daha iyisi | وزيادة WZYED̃T ve fazlası | ولا WLE | يرهق YRHG bürümez | وجوههم WCWHHM onların yüzlerini | قتر GTR karalık | ولا WLE | ذلة Z̃LT ve aşağılık | أولئك ÊWLÙK işte bunlar | أصحاب ÊṦḪEB ehlidirler | الجنة ELCNT cennet | هم HM onlar | فيها FYHE orada | خالدون ḢELD̃WN sürekli kalıcıdırlar |
Kırık Meal (Okunuş) : |lilleƶīne: kimselere vardır | eHsenū: iyilik eden(lere) | l-Husnā: daha iyisi | ve ziyādetun: ve fazlası | ve lā: | yerheḳu: bürümez | vucūhehum: onların yüzlerini | ḳaterun: karalık | ve lā: | ƶilletun: ve aşağılık | ulāike: işte bunlar | eSHābu: ehlidirler | l-cenneti: cennet | hum: onlar | fīhā: orada | ḣālidūne: sürekli kalıcıdırlar |
Kırık Meal (Transcript) : |LLZ̃YN: kimselere vardır | ÊḪSNVE: iyilik eden(lere) | ELḪSN: daha iyisi | VZYED̃T: ve fazlası | VLE: | YRHG: bürümez | VCVHHM: onların yüzlerini | GTR: karalık | VLE: | Z̃LT: ve aşağılık | ÊVLÙK: işte bunlar | ÊṦḪEB: ehlidirler | ELCNT: cennet | HM: onlar | FYHE: orada | ḢELD̃VN: sürekli kalıcıdırlar |
Abdulbaki Gölpınarlı : İyilik edenleri iyilikle mükâfatlandırırız, daha da fazlasını veririz ve yüzleri kararmaz, zillete düşmez onlar. Onlardır cennet ehli, orada ebedî kalırlar.
Abdullah Aydın : İyi iş, güzel amel yapanlara daima daha iyi mükâfat (cennet) ve üstünü (Allah'ın cemâlini görme bahtiyarlığı) verilir. Onların yüzleri ne karanr, ne de kızarır. İşte onlar cennetliklerdir, orada temelli kalacaklardır.
Adem Uğur : Güzel davrananlara daha güzel karşılık, bir de fazlası vardır. Onların yüzlerine ne bir toz (kara leke) bulaşır ne de bir horluk (gelir). İşte onlar cennet ehlidirler. Ve onlar orada ebedî kalacaklardır.
Ahmed Hulusi : İhsan ehline, daha güzeli ve fazlası vardır. . . Onların vechlerini (yüzlerini - şuurlarını) ne kara toz zerresi (bencillik), ne de (hakikatlerinden ayrı düşmenin getirisi olan) zillet kaplar. . . Onlar sonsuza dek cennet ehlidirler!
Ahmet Davudoğlu : (îmân etmek suretiyle) güzel ameller işleyenlere cennet ve bir de ziyade vardır. (Bu ziyade Allah'ı görmeleridir.) Onların yüzlerine ne bir toz (lekesi) bulaşır, ne de bir zillet!... İşte bunlar cennetliklerdir, orada ebedî kalıcılardır.
Ahmet Tekin : İyiliği, iyi niyetleri, dinin, ahlâkın ve kamu vicdanının emirlerini, devamlı davranışlarına, ilişkilerine, görevlerine, hayatlarına yansıtan, samimiyetle ibadet eden, aktif olarak iyiliğe, iyi uygulamaya, iyileştirmeye örnek olan, işlerinde mükemmellik, dürüstlük ve başarı için dikkat harcayan, hayırlı icraatlar, kalıcı hizmetler yapan müslüman önderlere, idarecilere, askerî erkâna ve müslümanlara, devlet nimeti, daha güzel mükâfat var. Fazlası da, cemâl-i ilâhîyi görme de var. Yüzlerine ne siyah toz lekeleri bulaşır, ne de onlarda, zillet emaresi görürsün. Onlar cennet ehlidirler. Orada ebedî yaşarlar.
Ahmet Varol : İyilik edenlere daha iyisi ve fazlası vardır. Onların yüzlerini ne bir karalık ne de aşağılık bürür. İşte bunlar cennetliktirler. Orada sürekli kalıcıdırlar.
Ali Arslan : Güzel davrananlara en güzel mükâfat, bir de fazlası vardır. Onların yüzlerine ne bir toz (karalık) ve ne de bir horluk bulaşır. İşte onlar cennet ehlidirler. Onlar orada ebedî kalacaklardır.
Ali Bulaç : Güzellik yapanlara daha güzeli ve fazlası vardır. Onların yüzlerini ne bir karartı sarar, ne bir zillet, işte onlar cennetin halkıdırlar; orada süresiz kalacaklardır.
Ali Fikri Yavuz : İman edip güzel bir amel işleyenlere cennet ve bir de Allah’ın Cemalini görmek var. Onların yüzlerine ne bir leke bulaşır, ne de bir zillet... İşte bunlar cennetliktirler, kendileri orada ebedî olarak kalıcıdırlar.
Arif Pamuk : İyi iş, güzel amel yapanlara daha güzeli ve daha fazlası ile karşılık vardır. Yüzlerine ne kara bulaşır, ne de aşağılanırlar. Cennet ehli işte bunlardır. Orada ebedî kalacaklardır.
Ayntabî Mehmet Efendi : Allahû Tealâ'nın nazarına lâyık (rızasına uygun) güzel ameller işleyenlere daha güzel bir mükâfat, bir de ziyadesi vardır. Ve onların yüzlerini ne bir toz, ne de bir mezellet kaplamaz. Onlar cennetliktirler ve orada daim kalacaklardır.
Bahaeddin Sağlam : Güzellikle iş yapanlara, güzel olan cennet ve fazlası vardır. Onların yüzlerini ne toz duman, ne de zillet bürümez. Onlar cennete lâyıktırlar, orada ebedî olarak kalacaklardır.
Bekir Sadak : Iyi davrananlara; daima daha iyisi ve ustunu verilir. Onlarin yuzlerine ne bir karalik, ne de zillet bulasir. Iste onlar cennetliklerdir, orada temelli kalirlar.
Bir Heyet : Güzel amel edenlere daha güzel mükâfat (cennet) bir de fazlası vardır. Onlann yüzlerine ne bir toz (kara leke) bulaşır, ne de bir horluk gelir. İşte onlar cennet ehlidir. Ve onlar orada ebedî kalacaklardır.
Celal Yıldırım : İyi-yararlı güzel amelde bulunanlara daha iyisi ve güzeli, bir de fazlası vardır. Yüzlerini ne bir toz duman, ne de aşağılık ve horluk kaplar. İşte onlar Cennet yaranıdırlar. Orada devamlı kalıcılardır onlar.
Diyanet İşleri : Güzel iş yapanlara (karşılık olarak) daha güzeli ve bir de fazlası vardır. Onların yüzlerine ne bir kara bulaşır, ne de bir zillet. İşte onlar cennetliklerdir ve orada ebedî kalacaklardır.
Diyanet İşleri (eski) : İyi davrananlara; daima daha iyisi ve üstünü verilir. Onların yüzlerine ne bir karalık, ne de zillet bulaşır. İşte onlar cennetliklerdir, orada temelli kalırlar.
Diyanet Vakfi : Güzel davrananlara daha güzel karşılık, bir de fazlası vardır. Onların yüzlerine ne bir toz (kara leke) bulaşır ne de bir horluk (gelir). İşte onlar cennet ehlidirler. Ve onlar orada ebedî kalacaklardır.
Diyanet Vakfı (1993) : Güzel davrananlara daha güzel karşılık, bir de fazlası vardır. Onların yüzlerine ne bir toz (kara leke) bulaşır, ne de bir horluk (gelir). İşte onlar cennet ehlidirler ve onlar orada ebedî kalacaklardır.
Edip Yüksel : Güzel davrananlara daha fazlası vardır. Yüzlerini ne bir yoksunluk ne de bir aşağılanma duygusu kaplar. Onlar cennet halkıdır. Orada ebedi kalıcıdırlar.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : İyi iş, güzel amel yapanlara daha güzeli ve daha fazlasıyla karşılık vardır. Yüzlerine ne kara bulaşır, ne de aşağılanırlar. Cennet ehli işte bunlardır. Orada ebedî kalacaklardır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : İyi işler yapanlara daha güzeli; bir de fazlası var; yüzlerine ne bir kara bulaşır, ne de aşağılık. Onlar cennet ehli, hep orada ebedi kalacaklardır.
Elmalılı Hamdi Yazır : Hasenât yapanlara husnâ bir de ziyade var, ve yüzlerine ne bir kara bulaşır ne zillet, onlar eshabı Cennet hep orada muhalleddirler
Fizilal-il Kuran : Dünyada iyi işler yapanlara daha iyi bir karşılık ve fazlası vardır. Onların yüzlerini ne kara leke ve ne de horlanmışlık kaplar. Onlar cennetliklerdir, orada ebedi olarak kalacaklardır.
Gültekin Onan : Güzellik yapanlara daha güzeli ve fazlası vardır. Onların yüzlerini ne bir karartı sarar, ne bir illet. İşte onlar cennetin halkıdırlar orada süresiz kalacaklardır.
Hakkı Yılmaz : Güzellik yapan kişiler için daha güzeli ve fazlası vardır. Yüzlerine kara bulaşmaz, aşağılık, aşağılanma da. İşte bunlar, cennet ashâbıdırlar. Onlar, orada sonsuz olarak kalıcıdırlar.
Hasan Basri Çantay : İyi iş, güzel amel yapanlara («ihsân» mertebesine erenlere) daha güzel iyilik, bir de ziyâde vardır. Onların yüzlerine ne bir toz (karalık) bulaşır, ne de bir horluk kaplar. Onlar cennetin yaranıdırlar ki kendileri onun için ebedî kalıcıdırlar.
Hasan Tahsin Feyizli : İyilik ve iyi hareket yapanlara, daha güzeli ve bir de ziyade(si) vardır. Onların yüzlerini (kendilerini mahcup edecek) ne bir toz, ne de bir hakirlik kaplamaz. İşte onlar cennet ehlidirler ki, kendileri orada ebedî kalacaklardır.
Hayrat Neşriyat : (Îmân edip) güzel amel işleyenlere daha güzel karşılık (olarak Cennet), bir deziyâde (Allah’ın cemâline mazhar olmak) vardır! Ve onların yüzlerine ne bir karalık bulaşır, ne de bir aşağılık! İşte onlar Cennet ehlidirler. Onlar orada ebedî olarak kalıcıdırlar.
Hüseyin Atay, Yaşar Kutluay : İyi davrananlara, daima daha iyisi ve üstünü verilir. Onların yüzlerine ne bir karanlık, ne de zillet bulaşır. İşte onlar cennetliklerdir, orada temelli kalırlar.
Hüseyin Kaleli : “İyilik, güzellik yapanlara daha iyisi, daha güzeli ve bir de ziyadesi vardır. Onların yüzlerini bir toz ve bir zillet de kaplamaz. İşte bunlar cennetliklerdir. Onlar orada ebedi kalıcılardır.”
İbni Kesir : Güzel davrananlara daha güzeli ve fazlası var. Onların yüzleri ne kararır ne de zilletten kızarır. Onlar cennetin yaranıdırlar. Orada temelli kalacaklardır.
İskender Evrenosoğlu : Onlar için Ahsenül hüsna (Allah'ın Zat'ına ulaşmak) ve ziyadesi (daha fazlası, Allah'ın cemalini görmek) vardır. Onların yüzlerini bir keder kaplamaz ve bir zillet (küçük düşme, hakirlik) yoktur. İşte onlar, cennet halkıdır. Onlar, orada devamlı kalanlardır.
İsmail Mutlu, Şaban Döğen : İyilik yapan ve iyi kullukta bulunanlara, yaptıklarının daha güzeliyle karşılık ve fazladan mükafat vardır. Kıyamet günüde onların yüzüne ne bir toz konar, nede bir zillet kaplar. İşte onlar Cennet ehlidir, orada ebedi olarak kalacaklardır.
Muhammed Esed : İyi ve yararlı işler yapmakta sebatlı olanları (karşılık olarak) daha iyisi ve ondan da fazlası beklemektedir. (Kıyamet Günü'nde) onların yüzlerini ne bir kararma, ne de bir aşağılanma gölgelemeyecektir: İşte bunlardır cennetlikler; orada ebedi kalacak olanlar.
Mustafa İslamoğlu : İyi ve yararlı davranmakta sebat gösterenlere, (karşılık olarak) ondan daha iyisi ve (kat kat) fazlası var. Dahası (o gün) onların ne yüzleri kara çıkar, ne de onursuzluktan başları eğilir: işte bunlar Cennet’in sakinleridirler; orada yerleşip kalmak üzere girerler.
Nedim Yılmaz : İyi amel işleyenlere daha güzeli ve bir de fazlası vardır. Onların yüzünü ne bir toz kaplar, ne de horluk. İşte onlar cennet ehlidir. Orada sürekli olarak kalacaklardır.
Ömer Nasuhi Bilmen : İhsanda bulunanlar için güzellik ve bir ziyâdelik vardır ve onların yüzlerini ne karalık ve ne de bir alçaklık kaplamaz. İşte onlar cennet ehlidirler. Onlar orada ebedîyyen kalıcılardır.
Ömer Öngüt : Güzel amellerde bulunanlara daha güzel karşılık, bir de fazlası vardır. Onların yüzlerine ne bir kara bulaşır, ne de zillet. İşte onlar cennetliklerdir, orada ebedî kalacaklardır.
Ömer Rıza Doğrul : İyilik edenlere yaptıkları iyiliğin karşılığıyla ve daha fazlasıyla mükâfat vardır. Onların yüzü kararmaz yüzlerini zillet kaplamaz. Bunlar cennetliktirler ve orada daim kalacaklardır.
Şaban Piriş : İyi davrananlara, daha iyisi ve bir fazlası vardır. Onların yüzlerini karartı ve zillet bürümez. Onlar cennet dostlarıdır, onlar orada ebedidirler.
Suat Yıldırım : İyi ve güzel davranışlarda bulunanlara en güzel mükâfat yani cennet ile daha da fazlası olarak Allah’ın cemalini görmek var. Onların yüzlerine ne bir leke bulaşır, ne de bir zillet! İşte onlar cennetliktir. Onlar orada ebedî kalacaklardır.
Süleyman Ateş : Güzel davrananlara daha güzel karşılık ve fazlası var. Onların yüzlerine ne bir kara bulaşır, ne de horluk. İşte onlar cennet halkıdır, orada ebedi kalacaklardır.
Talat Koçyiğit : İyi iş yapanlara (mükâfat olarak) daha iyisi ve bir de “ziyade” vardır. Onların yüzlerine ne toz bulaşır, ne de zillet.. İşte asıl cennet ehli bunlardır. Ve orada daimîdirler.
Tefhim-ul Kuran : Güzellik yapanlara daha güzeli ve fazlası vardır. Onların yüzlerini ne bir karartı sarar, ne bir zillet, işte onlar cennetin halkıdırlar; onda ebedi olarak kalacaklardır.
Ümit Şimşek : İyilik yapanlara ödülün en güzeli, bir de onun ziyadesi vardır. Onların yüzüne ne bir toz konar, ne zillet bulaşır. Onlar Cennet ehlidir ve orada sürekli kalacaklardır.
Yaşar Nuri Öztürk : Güzel düşünüp güzel davrananlara güzellik var. Dahası da var. Onların yüzlerine kara da bulaşmaz, zillet de... Cennetin dostlarıdır onlar; sürekli kalıcıdırlar orada.
Ziya Kazıcı, Necip Taylan : İyilik edenlere daha güzel iyilik ve ziyadesi vardır. Onların yüzlerine zillet ve hakaret tozu bulaşmaz. Onlar, kendisinde ebedî kalmak üzere cennet ehlidirler.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}