» 10 / Yûnus  103:

Kuran Sırası: 10
İniş Sırası: 51
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109

 » 10 / Yûnus  Suresi: 103
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. ثُمَّ (S̃M) = ṧumme : Sonra
2. نُنَجِّي (NNCY) = nuneccī : kurtarırız
3. رُسُلَنَا (RSLNE) = rusulenā : peygamberlerimizi
4. وَالَّذِينَ (VELZ̃YN) = velleƶīne : ve kimseleri
5. امَنُوا ( ËMNVE) = āmenū : iman eden(leri)
6. كَذَٰلِكَ (KZ̃LK) = keƶālike : işte böyle
7. حَقًّا (ḪGE) = Haḳḳan : bir haktır
8. عَلَيْنَا (ALYNE) = ǎleynā : üzerimize
9. نُنْجِ (NNC) = nunci : kurtarmak
10. الْمُؤْمِنِينَ (ELMÙMNYN) = l-mu'minīne : Mü'minleri
Sonra | kurtarırız | peygamberlerimizi | ve kimseleri | iman eden(leri) | işte böyle | bir haktır | üzerimize | kurtarmak | Mü'minleri |

[] [NCV] [RSL] [] [EMN] [] [ḪGG] [] [NCV] [EMN]
S̃M NNCY RSLNE VELZ̃YN ËMNVE KZ̃LK ḪGE ALYNE NNC ELMÙMNYN

ṧumme nuneccī rusulenā velleƶīne āmenū keƶālike Haḳḳan ǎleynā nunci l-mu'minīne
ثم ننجي رسلنا والذين آمنوا كذلك حقا علينا ننج المؤمنين

 » 10 / Yûnus  Suresi: 103
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ثم | S̃M ṧumme Sonra Then
ننجي ن ج و | NCV NNCY nuneccī kurtarırız We will save
رسلنا ر س ل | RSL RSLNE rusulenā peygamberlerimizi Our Messengers
والذين | VELZ̃YN velleƶīne ve kimseleri and those who
آمنوا ا م ن | EMN ËMNVE āmenū iman eden(leri) believe.
كذلك | KZ̃LK keƶālike işte böyle Thus,
حقا ح ق ق | ḪGG ḪGE Haḳḳan bir haktır (it is) an obligation
علينا | ALYNE ǎleynā üzerimize upon Us
ننج ن ج و | NCV NNC nunci kurtarmak (that) We save
المؤمنين ا م ن | EMN ELMÙMNYN l-mu'minīne Mü'minleri the believers.

10:103 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

Sonra | kurtarırız | peygamberlerimizi | ve kimseleri | iman eden(leri) | işte böyle | bir haktır | üzerimize | kurtarmak | Mü'minleri |

[] [NCV] [RSL] [] [EMN] [] [ḪGG] [] [NCV] [EMN]
S̃M NNCY RSLNE VELZ̃YN ËMNVE KZ̃LK ḪGE ALYNE NNC ELMÙMNYN

ṧumme nuneccī rusulenā velleƶīne āmenū keƶālike Haḳḳan ǎleynā nunci l-mu'minīne
ثم ننجي رسلنا والذين آمنوا كذلك حقا علينا ننج المؤمنين

[] [ن ج و] [ر س ل] [] [ا م ن] [] [ح ق ق] [] [ن ج و] [ا م ن]

 » 10 / Yûnus  Suresi: 103
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ثم | S̃M ṧumme Sonra Then
Se,Mim,
500,40,
CONJ – coordinating conjunction
حرف عطف
ننجي ن ج و | NCV NNCY nuneccī kurtarırız We will save
Nun,Nun,Cim,Ye,
50,50,3,10,
V – 1st person plural (form II) imperfect verb
فعل مضارع
رسلنا ر س ل | RSL RSLNE rusulenā peygamberlerimizi Our Messengers
Re,Sin,Lam,Nun,Elif,
200,60,30,50,1,
N – accusative masculine plural noun
PRON – 1st person plural possessive pronoun
اسم منصوب و«نا» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
والذين | VELZ̃YN velleƶīne ve kimseleri and those who
Vav,Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
6,1,30,700,10,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
REL – masculine plural relative pronoun
الواو عاطفة
اسم موصول
آمنوا ا م ن | EMN ËMNVE āmenū iman eden(leri) believe.
,Mim,Nun,Vav,Elif,
,40,50,6,1,
V – 3rd person masculine plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
كذلك | KZ̃LK keƶālike işte böyle Thus,
Kef,Zel,Lam,Kef,
20,700,30,20,
P – prefixed preposition ka
DEM – masculine singular demonstrative pronoun
جار ومجرور
حقا ح ق ق | ḪGG ḪGE Haḳḳan bir haktır (it is) an obligation
Ha,Gaf,Elif,
8,100,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
علينا | ALYNE ǎleynā üzerimize upon Us
Ayn,Lam,Ye,Nun,Elif,
70,30,10,50,1,
P – preposition
PRON – 1st person plural object pronoun
جار ومجرور
ننج ن ج و | NCV NNC nunci kurtarmak (that) We save
Nun,Nun,Cim,
50,50,3,
V – 1st person plural (form IV) imperfect verb
فعل مضارع
المؤمنين ا م ن | EMN ELMÙMNYN l-mu'minīne Mü'minleri the believers.
Elif,Lam,Mim,,Mim,Nun,Ye,Nun,
1,30,40,,40,50,10,50,
N – accusative masculine plural (form IV) active participle
اسم منصوب
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |ثُمَّ: Sonra | نُنَجِّي: kurtarırız | رُسُلَنَا: peygamberlerimizi | وَالَّذِينَ: ve kimseleri | امَنُوا: iman eden(leri) | كَذَٰلِكَ: işte böyle | حَقًّا: bir haktır | عَلَيْنَا: üzerimize | نُنْجِ: kurtarmak | الْمُؤْمِنِينَ: Mü'minleri |
Kırık Meal (Harekesiz) : |ثم S̃M Sonra | ننجي NNCY kurtarırız | رسلنا RSLNE peygamberlerimizi | والذين WELZ̃YN ve kimseleri | آمنوا ËMNWE iman eden(leri) | كذلك KZ̃LK işte böyle | حقا ḪGE bir haktır | علينا ALYNE üzerimize | ننج NNC kurtarmak | المؤمنين ELMÙMNYN Mü'minleri |
Kırık Meal (Okunuş) : |ṧumme: Sonra | nuneccī: kurtarırız | rusulenā: peygamberlerimizi | velleƶīne: ve kimseleri | āmenū: iman eden(leri) | keƶālike: işte böyle | Haḳḳan: bir haktır | ǎleynā: üzerimize | nunci: kurtarmak | l-mu'minīne: Mü'minleri |
Kırık Meal (Transcript) : |S̃M: Sonra | NNCY: kurtarırız | RSLNE: peygamberlerimizi | VELZ̃YN: ve kimseleri | ËMNVE: iman eden(leri) | KZ̃LK: işte böyle | ḪGE: bir haktır | ALYNE: üzerimize | NNC: kurtarmak | ELMÙMNYN: Mü'minleri |
Abdulbaki Gölpınarlı : Sonra peygamberlerimizi ve inananları böylece kurtarırız biz ve inananları kurtarmak, bir haktır bize.
Adem Uğur : Biz, sonra peygamberlerimizi ve aynı şekilde iman edenleri kurtarırız. İnananları üzerimize bir borç olarak kurtaracağız.
Ahmed Hulusi : Sonra (azap geldiğinde) biz Rasûllerimizi ve iman etmişleri kurtarırız. . . İman edenleri kurtarmamız, üzerimize bir haktır.
Ahmet Tekin : Hakkı inkâr edip, ayetlerimizi yalanlamaya kalkışanların felâketlerini hazırlarız. Sonra Rasullerimizi ve iman edenleri kurtarırız. Geçmişte rasullerimizi, iman edenleri kurtardığımız gibi, bu bizim kesinlikle gerçekleştireceğimiz bir taahhüttür. Muhammed’e iman eden şuurlu ve kâmil mü’minleri de kurtaracağız.
Ahmet Varol : Sonuçta peygamberlerimizi ve iman etmiş olanları böyle kurtarırız. Mü'minleri kurtarmak üzerimize bir haktır.
Ali Bulaç : Sonra biz, elçilerimizi ve iman edenleri böyle kurtarırız; mü'minleri kurtarmamız bizim üzerimize bir haktır.
Ali Fikri Yavuz : Sonra kâfirlere azap inince, Peygamberlerimizi ve Onlara iman edenleri kurtarıyorduk. İşte böylece, müminleri de, üzerimizde bir hak olarak, (müşrikler azab çektiği zaman), kurtaracağız.
Bekir Sadak : Sonra Biz, peygamberlerimizi ve inananlari boylece kurtaririz, inananlari (verdigimiz soz geregince) kurtarmamiz Bize haktir. *
Celal Yıldırım : Sonra da peygamberlerimizi ve imân edenleri böylece kurtarırız. Mü'minleri de (azâb geldiğinde) kurtarmamız üzerimize bir haktır.
Diyanet İşleri : Sonra resûllerimizi ve iman edenleri kurtarırız. (Ey Muhammed!) Aynı şekilde üzerimize bir hak olarak, inananları da kurtaracağız.
Diyanet İşleri (eski) : Sonra Biz, peygamberlerimizi ve inananları böylece kurtarırız, inananları (verdiğimiz söz gereğince) kurtarmamız Bize haktır.
Diyanet Vakfi : Biz, sonra peygamberlerimizi ve aynı şekilde iman edenleri kurtarırız. İnananları üzerimize bir borç olarak kurtaracağız.
Edip Yüksel : Sonunda elçilerimizi ve inananları kurtarırız. Evet, inananları kurtarmak bizim değişmez bir yasamızdır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Sonra biz, peygamberlerimizi ve iman edenleri kurtarırız. İşte biz böyleyiz. Müminleri kurtarmak üzerimize düşen bir görevdir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Sonra Biz, peygamberlerimizi ve iman edenleri kurtarırız; işte Biz böyle üzerimize düşen bir görev olarak mü'minleri kurtarırız.
Elmalılı Hamdi Yazır : Sonra Resullerimizi ve iyman edenleri kurtarırız, biz böyle uhdemizde bir hakk olarak mü'minleri kurtarırız
Fizilal-il Kuran : Sözkonusu toplu afetlerden sonra peygamberlerimizi ve iman edenleri kurtarırız. Mü'minleri kurtarmak böylece üzerimize borçtur.
Gültekin Onan : Sonra biz, elçilerimizi ve inananları böyle kurtarırız; inançlıları kurtarmamız bizim üzerimize bir haktır.
Hakkı Yılmaz : Sonra Biz, elçilerimizi ve iman edenleri kurtarırız. İşte böyle! Mü’minleri kurtarmak üzerimize düşen bir görevdir.
Hasan Basri Çantay : Nihayet biz resullerimizi ve îman edenleri selâmete erdiririz. (Müşriklere azâb çatdığı zaman) böylece mü'minleri de, üstümüzde bir hak olarak, kurtaracağız.
Hayrat Neşriyat : Sonra peygamberlerimizi ve îmân edenleri kurtarırız. İşte böyle, mü’minleri kurtarmak üzerimize bir haktır.
İbni Kesir : Sonra Biz, peygamberlerimizi ve iman edenleri kurtarırız. Böylece üstümüze bir hak olarak mü'minleri kurtaracağız.
İskender Evrenosoğlu : Sonra Biz, resûllerimizi ve âmenû olan kimseleri böyle kurtarırız. Mü'minleri kurtarmamız üzerimize haktır.
Muhammed Esed : (Çünkü bu konudaki değişmeyen uygulama şudur: hakkı inkar edip ayetlerimizi yalanlamaya kalkışanların felaketlerini hazırlarız;) ve buna karşılık elçilerimizi ve imana erişenleri kurtarırız. İşte bize hak olan, böylece inananları kurtarmamızdır.
Ömer Nasuhi Bilmen : Sonra Biz peygamberlerimizi ve imân etmiş olanları kurtarırız. Böylece Bizim üzerimize bir haktır ki, mü'minleri necâta erdiririz.
Ömer Öngüt : Sonra biz peygamberlerimizi ve iman edenleri kurtarırız. Böylece iman edenleri kurtarmak bizim üzerimize haktır.
Şaban Piriş : Sonra biz Peygamberlerimizi ve iman edenleri böyle kurtarırız. İman edenleri verdiğimiz söz gereğince kurtarmamız bize haktır.
Suat Yıldırım : Sonra Biz, resûllerimizi ve iman edenleri kurtarırız. Böylece müminleri kurtarmak üzerimize düşen bir borçtur.
Süleyman Ateş : Sonunda elçilerimizi ve inananları kurtarırız. İşte böyle, üzerimize bir borç olarak mü'minleri kurtarırız.
Tefhim-ul Kuran : Sonra biz, peygamberlerimizi ve iman edenleri böyle kurtarırız; mü'minleri kurtarmamız da bizim üzerimizde bir haktır.
Ümit Şimşek : Azap onlara geldiğinde, Biz peygamberleri ve iman edenleri kurtarırız. Mü'minleri böylece kurtarmak üzerimize bir borç olmuştur.
Yaşar Nuri Öztürk : Sonunda biz, resullerimizi ve iman edenleri kurtarıyoruz. İşte böyledir. Üzerimize bir borç olarak, inananları kurtarırız.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}