» 10 / Yûnus  101:

Kuran Sırası: 10
İniş Sırası: 51
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109

 » 10 / Yûnus  Suresi: 101
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. قُلِ (GL) = ḳuli : de ki
2. انْظُرُوا (ENƵRVE) = nZurū : bir bakın
3. مَاذَا (MEZ̃E) = māƶā : neler olduğuna
4. فِي (FY) = fī :
5. السَّمَاوَاتِ (ELSMEVET) = s-semāvāti : göklerde
6. وَالْأَرْضِ (VELÊRŽ) = vel'erDi : ve yerde
7. وَمَا (VME) = vemā :
8. تُغْنِي (TĞNY) = tuğnī : bir şey kazandırmaz
9. الْايَاتُ (EL ËYET) = l-āyātu : ayetler
10. وَالنُّذُرُ (VELNZ̃R) = ve nnuƶuru : ve uyarılar
11. عَنْ (AN) = ǎn :
12. قَوْمٍ (GVM) = ḳavmin : bir topluluğa
13. لَا (LE) = lā :
14. يُؤْمِنُونَ (YÙMNVN) = yu'minūne : iman etmeyen
de ki | bir bakın | neler olduğuna | | göklerde | ve yerde | | bir şey kazandırmaz | ayetler | ve uyarılar | | bir topluluğa | | iman etmeyen |

[GVL] [NƵR] [] [] [SMV] [ERŽ] [] [ĞNY] [EYY] [NZ̃R] [] [GVM] [] [EMN]
GL ENƵRVE MEZ̃E FY ELSMEVET VELÊRŽ VME TĞNY EL ËYET VELNZ̃R AN GVM LE YÙMNVN

ḳuli nZurū māƶā s-semāvāti vel'erDi vemā tuğnī l-āyātu ve nnuƶuru ǎn ḳavmin yu'minūne
قل انظروا ماذا في السماوات والأرض وما تغني الآيات والنذر عن قوم لا يؤمنون

 » 10 / Yûnus  Suresi: 101
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
قل ق و ل | GVL GL ḳuli de ki Say,
انظروا ن ظ ر | NƵR ENƵRVE nZurū bir bakın """See,"
ماذا | MEZ̃E māƶā neler olduğuna what
في | FY (is) in
السماوات س م و | SMV ELSMEVET s-semāvāti göklerde the heavens
والأرض ا ر ض | ERŽ VELÊRŽ vel'erDi ve yerde "and the earth."""
وما | VME vemā But not
تغني غ ن ي | ĞNY TĞNY tuğnī bir şey kazandırmaz will avail
الآيات ا ي ي | EYY EL ËYET l-āyātu ayetler the Signs
والنذر ن ذ ر | NZ̃R VELNZ̃R ve nnuƶuru ve uyarılar and the warners
عن | AN ǎn to
قوم ق و م | GVM GVM ḳavmin bir topluluğa a people
لا | LE (who do) not
يؤمنون ا م ن | EMN YÙMNVN yu'minūne iman etmeyen believe.

10:101 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

de ki | bir bakın | neler olduğuna | | göklerde | ve yerde | | bir şey kazandırmaz | ayetler | ve uyarılar | | bir topluluğa | | iman etmeyen |

[GVL] [NƵR] [] [] [SMV] [ERŽ] [] [ĞNY] [EYY] [NZ̃R] [] [GVM] [] [EMN]
GL ENƵRVE MEZ̃E FY ELSMEVET VELÊRŽ VME TĞNY EL ËYET VELNZ̃R AN GVM LE YÙMNVN

ḳuli nZurū māƶā s-semāvāti vel'erDi vemā tuğnī l-āyātu ve nnuƶuru ǎn ḳavmin yu'minūne
قل انظروا ماذا في السماوات والأرض وما تغني الآيات والنذر عن قوم لا يؤمنون

[ق و ل] [ن ظ ر] [] [] [س م و] [ا ر ض] [] [غ ن ي] [ا ي ي] [ن ذ ر] [] [ق و م] [] [ا م ن]

 » 10 / Yûnus  Suresi: 101
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
قل ق و ل | GVL GL ḳuli de ki Say,
Gaf,Lam,
100,30,
V – 2nd person masculine singular imperative verb
فعل أمر
انظروا ن ظ ر | NƵR ENƵRVE nZurū bir bakın """See,"
Elif,Nun,Zı,Re,Vav,Elif,
1,50,900,200,6,1,
V – 2nd person masculine plural imperative verb
PRON – subject pronoun
فعل أمر والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
ماذا | MEZ̃E māƶā neler olduğuna what
Mim,Elif,Zel,Elif,
40,1,700,1,
INTG – interrogative noun
اسم استفهام
في | FY (is) in
Fe,Ye,
80,10,
P – preposition
حرف جر
السماوات س م و | SMV ELSMEVET s-semāvāti göklerde the heavens
Elif,Lam,Sin,Mim,Elif,Vav,Elif,Te,
1,30,60,40,1,6,1,400,
N – genitive feminine plural noun
اسم مجرور
والأرض ا ر ض | ERŽ VELÊRŽ vel'erDi ve yerde "and the earth."""
Vav,Elif,Lam,,Re,Dad,
6,1,30,,200,800,
"CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – genitive feminine noun → Earth"
الواو عاطفة
اسم مجرور
وما | VME vemā But not
Vav,Mim,Elif,
6,40,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
NEG – negative particle
الواو عاطفة
حرف نفي
تغني غ ن ي | ĞNY TĞNY tuğnī bir şey kazandırmaz will avail
Te,Ğayn,Nun,Ye,
400,1000,50,10,
V – 3rd person feminine singular (form IV) imperfect verb
فعل مضارع
الآيات ا ي ي | EYY EL ËYET l-āyātu ayetler the Signs
Elif,Lam,,Ye,Elif,Te,
1,30,,10,1,400,
N – nominative feminine plural noun
اسم مرفوع
والنذر ن ذ ر | NZ̃R VELNZ̃R ve nnuƶuru ve uyarılar and the warners
Vav,Elif,Lam,Nun,Zel,Re,
6,1,30,50,700,200,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – nominative masculine plural noun
الواو عاطفة
اسم مرفوع
عن | AN ǎn to
Ayn,Nun,
70,50,
P – preposition
حرف جر
قوم ق و م | GVM GVM ḳavmin bir topluluğa a people
Gaf,Vav,Mim,
100,6,40,
N – genitive masculine indefinite noun
اسم مجرور
لا | LE (who do) not
Lam,Elif,
30,1,
NEG – negative particle
حرف نفي
يؤمنون ا م ن | EMN YÙMNVN yu'minūne iman etmeyen believe.
Ye,,Mim,Nun,Vav,Nun,
10,,40,50,6,50,
V – 3rd person masculine plural (form IV) imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |قُلِ: de ki | انْظُرُوا: bir bakın | مَاذَا: neler olduğuna | فِي: | السَّمَاوَاتِ: göklerde | وَالْأَرْضِ: ve yerde | وَمَا: | تُغْنِي: bir şey kazandırmaz | الْايَاتُ: ayetler | وَالنُّذُرُ: ve uyarılar | عَنْ: | قَوْمٍ: bir topluluğa | لَا: | يُؤْمِنُونَ: iman etmeyen |
Kırık Meal (Harekesiz) : |قل GL de ki | انظروا ENƵRWE bir bakın | ماذا MEZ̃E neler olduğuna | في FY | السماوات ELSMEWET göklerde | والأرض WELÊRŽ ve yerde | وما WME | تغني TĞNY bir şey kazandırmaz | الآيات EL ËYET ayetler | والنذر WELNZ̃R ve uyarılar | عن AN | قوم GWM bir topluluğa | لا LE | يؤمنون YÙMNWN iman etmeyen |
Kırık Meal (Okunuş) : |ḳuli: de ki | nZurū: bir bakın | māƶā: neler olduğuna | : | s-semāvāti: göklerde | vel'erDi: ve yerde | vemā: | tuğnī: bir şey kazandırmaz | l-āyātu: ayetler | ve nnuƶuru: ve uyarılar | ǎn: | ḳavmin: bir topluluğa | : | yu'minūne: iman etmeyen |
Kırık Meal (Transcript) : |GL: de ki | ENƵRVE: bir bakın | MEZ̃E: neler olduğuna | FY: | ELSMEVET: göklerde | VELÊRŽ: ve yerde | VME: | TĞNY: bir şey kazandırmaz | EL ËYET: ayetler | VELNZ̃R: ve uyarılar | AN: | GVM: bir topluluğa | LE: | YÙMNVN: iman etmeyen |
Abdulbaki Gölpınarlı : De ki: Bir bakın da görün, neler var göklerde ve yeryüzünde. Fakat bunca deliller, bunca korkutan peygamberler, inanmayan topluluğa ne fayda eder?
Adem Uğur : De ki: "Göklerde ve yerde neler var, bakın (da ibret alın!)" Fakat inanmayan bir topluma deliller ve uyarılar fayda sağlamaz.
Ahmed Hulusi : De ki: "Semâlar ve arzda ne oluyor, bir bakın!". . . O işaretler ve uyarılar, iman etmeyen topluluğa yarar sağlamaz!
Ahmet Tekin : Onlara: 'Bakın, düşünün, inceleyin göklerde ve yerde Allah’ın birliğine ve kudretine delâlet eden neler var?' de. İman etmeyecek bir topluma âyetler, mûcizeler, sorumluluk, hesap ve cezayı hatırlatan uyarılar ve kâinatta, Allah’ın varlığını, birliğini, kudretini gösteren deliller de fayda sağlamaz.
Ahmet Varol : De ki: 'Göklerde ve yerde neler olduğuna bir bakın.' İman etmeyen bir topluluğa ayetler ve uyarılar bir şey kazandırmaz.
Ali Bulaç : De ki: "Göklerde ve yerde ne var? Bir bakıverin." İman etmeyen bir topluluğa apaçık ayetler ve uyarmalar bir şey sağlamaz.
Ali Fikri Yavuz : De ki: “- Bakın, göklerde ve yerde neler var! “ Fakat, bunca âyetler (alâmetler) ve azabla korkutmalar, iman etmiyecek bir kavme fayda vermez.
Bekir Sadak : «oklerde ve yerde neler var, bir bakin"de. Inanmayacak bir millete ayetler ve uyarmalar fayda vermez.
Celal Yıldırım : De ki: Bir bakın göklerde ve yerde neler var! İmân etmiyecek bir topluluğa o âyetler ve o uyarılar ne fayda sağlar ?
Diyanet İşleri : De ki: “Göklerde ve yerde neler var, bir baksanıza.” Fakat âyetler ve uyarılar, inanmayan bir topluma hiçbir fayda sağlamaz.
Diyanet İşleri (eski) : 'Göklerde ve yerde neler var, bir bakın' de. İnanmayacak bir millete ayetler ve uyarmalar fayda vermez.
Diyanet Vakfi : De ki: «Göklerde ve yerde neler var, bakın (da ibret alın!)» Fakat inanmayan bir topluma deliller ve uyarılar fayda sağlamaz.
Edip Yüksel : De ki: 'Göklerde ve yerde neler var, bir bakın! İnanmıyan bir topluma deliller ve uyarılar kâr etmez.'
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : De ki: «Göklerde ve yerde olup bitenlere dikkatle bakın!» Fakat o uyarmalar ve o âyetler, iman etmeyen bir kavme fayda vermez ki!
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : De ki: «Bir bakın neler var göklerde ve yerde!» Fakat o deliller, o uyarılar iman etmeyecek bir kavme ne fayda sağlar ki!
Elmalılı Hamdi Yazır : De ki: bakın, Göklerde Yerde neler var, fakat o âyetler, o inzarlar iyman etmiyecek bir kavme ne fâide verir
Fizilal-il Kuran : Onlara de ki; «Göklerde ve yerde neler olduğuna bakınız.» Fakat ibret verici belgelerin ve uyarıların iman etmeyenlere hiçbir yararı olmaz.
Gültekin Onan : De ki: "Göklerde ve yerde ne var? Bir bakıverin." İnanmayan bir topluluğa apaçık ayetler ve uyarmalar bir şey sağlamaz.
Hakkı Yılmaz : De ki: “Göklerde ve yerde ne var bir bakın!” –Ve iman etmeyecek bir topluluğa apaçık âyetler/alâmetler/ göstergeler ve uyarmalar bir şey sağlamaz/ uyarmalar ne sağlar?–
Hasan Basri Çantay : De ki: «Göklerde ve yerde neler var, bakın». (Fakat) bunca âyetler (ibretler) ve inzârlar îman etmeyecekler gürûhüne fâide vermez.
Hayrat Neşriyat : De ki: 'Göklerde ve yerde neler var, bakın!' Fakat o deliller ve korkutmalar, îmân etmeyecek bir kavme fayda vermez.
İbni Kesir : De ki: Göklerde ve yerde neler var, bir bakın. Fakat bunca ayetler ve uyarılar inanmayanlar güruhuna fayda vermez.
İskender Evrenosoğlu : De ki: “Semalarda ve yeryüzünde ne(ler) var bakın! Âmenû olmayan bir kavme, âyetler (deliller) ve uyarılar fayda vermez.”
Muhammed Esed : De ki: "Göklerde ve yerde var olanlara bakın da düşünün!" Ne var ki, inanmayacak olan bir topluma ne ayetlerin, ne de uyarmaların bir yararı dokunabilir!
Ömer Nasuhi Bilmen : De ki: «Bakınız! Göklerde ve yerde olanlar nelerdir?» Fakat imân etmez bir kavim için âyetler ve korkutucular bir faide vermez.
Ömer Öngüt : De ki: “Göklerde ve yerde neler var, baksanıza!” Fakat inanmayan bir topluluğa âyetler ve uyarılar fayda sağlamaz.
Şaban Piriş : “Göklerde ve yerde neler var bir bakın!” de, inanmayacak bir topluma ayetler ve uyarmalar fayda vermez.
Suat Yıldırım : De ki: "Göklerde ve yerde neler ve neler var, bir baksanıza!" Fakat bunca işaretler ve uyarılar iman etmeyecek kimselere ne fayda verir ki?
Süleyman Ateş : "Göklerde ve yerde olanlara bakın!" de; ama o âyetler ve uyarılar, inanmayacak bir kavme yarar sağlamaz.
Tefhim-ul Kuran : De ki: «Göklerde ve yerde ne var? bir bakıverin.» İman etmeyen bir topluluğa apaçık ayetler ve uyarıp korkutmalar bir şey sağlamaz.
Ümit Şimşek : De ki: Göklerde ve yerde ne var, bir bakın. Fakat ne âyetler, ne de uyarılar, iman etmeyen bir topluluğa fayda vermez.
Yaşar Nuri Öztürk : De ki: "Göklerde ve yerde neler var/neler oluyor, bir bakın!" O ayetler ve uyarılar iman etmeyen bir toplumun hiçbir işine yaramaz.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}