» 10 / Yûnus  19:

Kuran Sırası: 10
İniş Sırası: 51
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109

 » 10 / Yûnus  Suresi: 19
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَمَا (VME) = ve mā : ve
2. كَانَ (KEN) = kāne : değildir
3. النَّاسُ (ELNES) = n-nāsu : insanlar
4. إِلَّا (ÎLE) = illā : ancak
5. أُمَّةً (ÊMT) = ummeten : bir ümmettir
6. وَاحِدَةً (VEḪD̃T) = vāHideten : tek
7. فَاخْتَلَفُوا (FEḢTLFVE) = feḣtelefū : sonradan ayrılığa düştüler
8. وَلَوْلَا (VLVLE) = velevlā : eğer olmasaydı
9. كَلِمَةٌ (KLMT) = kelimetun : bir takdir
10. سَبَقَتْ (SBGT) = sebeḳat : önceden belirlenmiş
11. مِنْ (MN) = min :
12. رَبِّكَ (RBK) = rabbike : Rabbin tarafından
13. لَقُضِيَ (LGŽY) = leḳuDiye : kesin hüküm verilirdi
14. بَيْنَهُمْ (BYNHM) = beynehum : aralarında
15. فِيمَا (FYME) = fīmā : şeylerde
16. فِيهِ (FYH) = fīhi : onda
17. يَخْتَلِفُونَ (YḢTLFVN) = yeḣtelifūne : ayrılığa düştükleri
ve | değildir | insanlar | ancak | bir ümmettir | tek | sonradan ayrılığa düştüler | eğer olmasaydı | bir takdir | önceden belirlenmiş | | Rabbin tarafından | kesin hüküm verilirdi | aralarında | şeylerde | onda | ayrılığa düştükleri |

[] [KVN] [NVS] [] [EMM] [VḪD̃] [ḢLF] [] [KLM] [SBG] [] [RBB] [GŽY] [BYN] [] [] [ḢLF]
VME KEN ELNES ÎLE ÊMT VEḪD̃T FEḢTLFVE VLVLE KLMT SBGT MN RBK LGŽY BYNHM FYME FYH YḢTLFVN

ve mā kāne n-nāsu illā ummeten vāHideten feḣtelefū velevlā kelimetun sebeḳat min rabbike leḳuDiye beynehum fīmā fīhi yeḣtelifūne
وما كان الناس إلا أمة واحدة فاختلفوا ولولا كلمة سبقت من ربك لقضي بينهم فيما فيه يختلفون

 » 10 / Yûnus  Suresi: 19
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وما | VME ve mā ve And not
كان ك و ن | KVN KEN kāne değildir was
الناس ن و س | NVS ELNES n-nāsu insanlar the mankind
إلا | ÎLE illā ancak but
أمة ا م م | EMM ÊMT ummeten bir ümmettir a community,
واحدة و ح د | VḪD̃ VEḪD̃T vāHideten tek one,
فاختلفوا خ ل ف | ḢLF FEḢTLFVE feḣtelefū sonradan ayrılığa düştüler then they differed.
ولولا | VLVLE velevlā eğer olmasaydı And had (it) not been
كلمة ك ل م | KLM KLMT kelimetun bir takdir a word
سبقت س ب ق | SBG SBGT sebeḳat önceden belirlenmiş (that) preceded
من | MN min from
ربك ر ب ب | RBB RBK rabbike Rabbin tarafından your Lord,
لقضي ق ض ي | GŽY LGŽY leḳuDiye kesin hüküm verilirdi surely, it (would) have been judged
بينهم ب ي ن | BYN BYNHM beynehum aralarında between them
فيما | FYME fīmā şeylerde concerning what
فيه | FYH fīhi onda [therein]
يختلفون خ ل ف | ḢLF YḢTLFVN yeḣtelifūne ayrılığa düştükleri they differ.

10:19 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ve | değildir | insanlar | ancak | bir ümmettir | tek | sonradan ayrılığa düştüler | eğer olmasaydı | bir takdir | önceden belirlenmiş | | Rabbin tarafından | kesin hüküm verilirdi | aralarında | şeylerde | onda | ayrılığa düştükleri |

[] [KVN] [NVS] [] [EMM] [VḪD̃] [ḢLF] [] [KLM] [SBG] [] [RBB] [GŽY] [BYN] [] [] [ḢLF]
VME KEN ELNES ÎLE ÊMT VEḪD̃T FEḢTLFVE VLVLE KLMT SBGT MN RBK LGŽY BYNHM FYME FYH YḢTLFVN

ve mā kāne n-nāsu illā ummeten vāHideten feḣtelefū velevlā kelimetun sebeḳat min rabbike leḳuDiye beynehum fīmā fīhi yeḣtelifūne
وما كان الناس إلا أمة واحدة فاختلفوا ولولا كلمة سبقت من ربك لقضي بينهم فيما فيه يختلفون

[] [ك و ن] [ن و س] [] [ا م م] [و ح د] [خ ل ف] [] [ك ل م] [س ب ق] [] [ر ب ب] [ق ض ي] [ب ي ن] [] [] [خ ل ف]

 » 10 / Yûnus  Suresi: 19
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وما | VME ve mā ve And not
Vav,Mim,Elif,
6,40,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
NEG – negative particle
الواو عاطفة
حرف نفي
كان ك و ن | KVN KEN kāne değildir was
Kef,Elif,Nun,
20,1,50,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
الناس ن و س | NVS ELNES n-nāsu insanlar the mankind
Elif,Lam,Nun,Elif,Sin,
1,30,50,1,60,
N – nominative masculine plural noun
اسم مرفوع
إلا | ÎLE illā ancak but
,Lam,Elif,
,30,1,
RES – restriction particle
أداة حصر
أمة ا م م | EMM ÊMT ummeten bir ümmettir a community,
,Mim,Te merbuta,
,40,400,
N – accusative feminine singular indefinite noun
اسم منصوب
واحدة و ح د | VḪD̃ VEḪD̃T vāHideten tek one,
Vav,Elif,Ha,Dal,Te merbuta,
6,1,8,4,400,
N – accusative feminine indefinite noun
اسم منصوب
فاختلفوا خ ل ف | ḢLF FEḢTLFVE feḣtelefū sonradan ayrılığa düştüler then they differed.
Fe,Elif,Hı,Te,Lam,Fe,Vav,Elif,
80,1,600,400,30,80,6,1,
REM – prefixed resumption particle
V – 3rd person masculine plural (form VIII) perfect verb
PRON – subject pronoun
الفاء استئنافية
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
ولولا | VLVLE velevlā eğer olmasaydı And had (it) not been
Vav,Lam,Vav,Lam,Elif,
6,30,6,30,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
COND – conditional particle
الواو عاطفة
حرف شرط
كلمة ك ل م | KLM KLMT kelimetun bir takdir a word
Kef,Lam,Mim,Te merbuta,
20,30,40,400,
N – nominative feminine indefinite noun
اسم مرفوع
سبقت س ب ق | SBG SBGT sebeḳat önceden belirlenmiş (that) preceded
Sin,Be,Gaf,Te,
60,2,100,400,
V – 3rd person feminine singular perfect verb
فعل ماض
من | MN min from
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
ربك ر ب ب | RBB RBK rabbike Rabbin tarafından your Lord,
Re,Be,Kef,
200,2,20,
N – genitive masculine noun
PRON – 2nd person masculine singular possessive pronoun
اسم مجرور والكاف ضمير متصل في محل جر بالاضافة
لقضي ق ض ي | GŽY LGŽY leḳuDiye kesin hüküm verilirdi surely, it (would) have been judged
Lam,Gaf,Dad,Ye,
30,100,800,10,
EMPH – emphatic prefix lām
V – 3rd person masculine singular passive perfect verb
اللام لام التوكيد
فعل ماض مبني للمجهول
بينهم ب ي ن | BYN BYNHM beynehum aralarında between them
Be,Ye,Nun,He,Mim,
2,10,50,5,40,
LOC – accusative location adverb
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
ظرف مكان منصوب و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
فيما | FYME fīmā şeylerde concerning what
Fe,Ye,Mim,Elif,
80,10,40,1,
P – preposition
REL – relative pronoun
حرف جر
اسم موصول
فيه | FYH fīhi onda [therein]
Fe,Ye,He,
80,10,5,
P – preposition
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
جار ومجرور
يختلفون خ ل ف | ḢLF YḢTLFVN yeḣtelifūne ayrılığa düştükleri they differ.
Ye,Hı,Te,Lam,Fe,Vav,Nun,
10,600,400,30,80,6,50,
V – 3rd person masculine plural (form VIII) imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَمَا: ve | كَانَ: değildir | النَّاسُ: insanlar | إِلَّا: ancak | أُمَّةً: bir ümmettir | وَاحِدَةً: tek | فَاخْتَلَفُوا: sonradan ayrılığa düştüler | وَلَوْلَا: eğer olmasaydı | كَلِمَةٌ: bir takdir | سَبَقَتْ: önceden belirlenmiş | مِنْ: | رَبِّكَ: Rabbin tarafından | لَقُضِيَ: kesin hüküm verilirdi | بَيْنَهُمْ: aralarında | فِيمَا: şeylerde | فِيهِ: onda | يَخْتَلِفُونَ: ayrılığa düştükleri |
Kırık Meal (Harekesiz) : |وما WME ve | كان KEN değildir | الناس ELNES insanlar | إلا ÎLE ancak | أمة ÊMT bir ümmettir | واحدة WEḪD̃T tek | فاختلفوا FEḢTLFWE sonradan ayrılığa düştüler | ولولا WLWLE eğer olmasaydı | كلمة KLMT bir takdir | سبقت SBGT önceden belirlenmiş | من MN | ربك RBK Rabbin tarafından | لقضي LGŽY kesin hüküm verilirdi | بينهم BYNHM aralarında | فيما FYME şeylerde | فيه FYH onda | يختلفون YḢTLFWN ayrılığa düştükleri |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve mā: ve | kāne: değildir | n-nāsu: insanlar | illā: ancak | ummeten: bir ümmettir | vāHideten: tek | feḣtelefū: sonradan ayrılığa düştüler | velevlā: eğer olmasaydı | kelimetun: bir takdir | sebeḳat: önceden belirlenmiş | min: | rabbike: Rabbin tarafından | leḳuDiye: kesin hüküm verilirdi | beynehum: aralarında | fīmā: şeylerde | fīhi: onda | yeḣtelifūne: ayrılığa düştükleri |
Kırık Meal (Transcript) : |VME: ve | KEN: değildir | ELNES: insanlar | ÎLE: ancak | ÊMT: bir ümmettir | VEḪD̃T: tek | FEḢTLFVE: sonradan ayrılığa düştüler | VLVLE: eğer olmasaydı | KLMT: bir takdir | SBGT: önceden belirlenmiş | MN: | RBK: Rabbin tarafından | LGŽY: kesin hüküm verilirdi | BYNHM: aralarında | FYME: şeylerde | FYH: onda | YḢTLFVN: ayrılığa düştükleri |
Abdulbaki Gölpınarlı : İnsanlar, ancak tek bir ümmetti, sonradan ayrılıklara düştüler. Rabbinin ezelî takdîri olmasaydı ayrılıklara düştükleri şeyler hakkında çoktan aralarında bir hüküm verilirdi, mücrimler, çoktan helâk olup giderdi.
Adem Uğur : İnsanlar sadece bir tek ümmetti, sonradan ayrılığa düştüler. Eğer (azabın ertelenmesi ile ilgili) Rabbinden bir söz (ezelî bir takdir) geçmemiş olsaydı, ayrılığa düştükleri konuda hemen aralarında hüküm verilirdi (Derhal azap iner ve işleri bitirilirdi).
Ahmed Hulusi : İnsanlar tek bir ümmetten (İslâm fıtratı üzere yaratılma gerçeği) başka bir şey değildi, ayrılığa düştüler! (Anlatılmak istenen; varoluşun, zamansallıkla anlaşılan değil, her an geçerliliği olan olduğu. Şöyle ki: Her insanın, yaratılış olarak İslâm fıtratı üzere tek bir esasa göre meydana geldiği, anne-babasının dinini benlenince ayrılığın oluştuğuna işaret ediliyor. A. H. ) Eğer Rabbinden öne geçmiş bir söz (kullukların gereğinin yaşanması hükmü) olmasaydı, hakkında ayrılığa düştükleri konuda aralarında hüküm verilirdi.
Ahmet Tekin : İnsanlar yaratılışları icabı aslında aynı inancı ve düşünceyi paylaşan bir tek milletti. Hür iradeleri ve seçme özgürlükleri olduğu için daha sonra farklı inançlara ve düşüncelere sahip oldular. Eğer insanların sorumlu tutularak muhakeme edileceği, mükâfata nâil olanla cezaya müstehak olanların hükümlerinin kesinleşeceği ile ilgili, rahmeti gazabına baskın olan Rabbinin koyduğu-kurduğu, mühlet verilen bir düzen olmasaydı, insanların ihtilaf ettikleri konularda, aralarında âcilen yargı gerçekleştirilir, hüküm icra edilirdi.
Ahmet Varol : İnsanlar sadece bir tek ümmetti ancak sonradan ayrılığa düştüler. Eğer Rabbin tarafından önceden belirlenmiş bir takdir olmasaydı aralarında ayrılığa düştükleri şeylerde kesin hüküm verilirdi.
Ali Bulaç : İnsanlar, tek bir ümmetten başka değildi; sonra anlaşmazlığa düştüler. Eğer Rabbinden geçmiş (verilmiş) bir söz olmasaydı, anlaşmazlığa düştükleri şey konusunda mutlaka aralarında hüküm verilmiş olurdu.
Ali Fikri Yavuz : İnsanlar ilk önce, yalnız tek bir ümmetti (aynı dine bağlıydılar) Sonra ayrılığa düştüler (bir çok batıl dinlere ayrıldılar.) Eğer Rabbinden ezelde bir takdir geçmemiş olsaydı (cezaları âhirete bırakılmamış olaydı), o ihtilâf edip durdukları şeylerde şimdiye kadar aralarında hüküm verilmiş bitmişti; (hemen üzerlerine azab inerdi).
Bekir Sadak : Insanlar bir tek ummettiler,sonra ayriliga dustuler; sayet Rabbinden, daha once bir takdir gecmemis olsaydi, aralarinda ihtilafa dustukleri seyler hakkinda hukum coktan verilmis olurdu.
Celal Yıldırım : İnsanlar ancak bir tek ümmet idi; sonra ayrılığa düştüler. Eğer Rabbinden bir söz (hükme bağlanıp) geçmemiş olsaydı, elbette ihtilâfa düştükleri şey hakkında hüküm verilirdi de (iş) bitmiş olurdu.
Diyanet İşleri : İnsanlar (başlangıçta tevhit inancına bağlı) tek bir ümmet idiler; sonra ayrılığa düştüler. Eğer (azabın ertelenmesiyle ilgili olarak ezelde) Rabbinden bir söz geçmiş olmasaydı, ayrılığa düştükleri hususlarda aralarında derhal hüküm verilir (işleri bitirilir)di.
Diyanet İşleri (eski) : İnsanlar bir tek ümmettiler, sonra ayrılığa düştüler; şayet Rabbinden, daha önce bir takdir geçmemiş olsaydı, aralarında ihtilafa düştükleri şeyler hakkında hüküm çoktan verilmiş olurdu.
Diyanet Vakfi : İnsanlar sadece bir tek ümmetti, sonradan ayrılığa düştüler. Eğer (azabın ertelenmesi ile ilgili) Rabbinden bir söz (ezelî bir takdir) geçmemiş olsaydı, ayrılığa düştükleri konuda hemen aralarında hüküm verilirdi (Derhal azap iner ve işleri bitirilirdi).
Edip Yüksel : İnsanlar bir tek toplumdu; sonra anlaşmazlığa düştüler. Rabbinin vermiş olduğu bir sözü olmasaydı, anlaşmazlığa düştükleri konuda hemen aralarında hüküm verilecekti.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : İnsanlar, aslında bir tek ümmet idiler, sonra ihtilafa düşüp ayrı ayrı oldular. Eğer Rabbinden bir karar çıkmamış olsa idi, ihtilaf edip durdukları şeyler hakkında şimdiye kadar aralarında çoktan hüküm verilmiş olurdu.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : İnsanlar birtek ümmet idi, sonra ayrılığa düştüler, eğer Rabbinden daha önce geçmiş bir hüküm olmasaydı, ihtilaf edip durdukları şeyler hakkında şimdiye kadar aralarında hüküm verilmiş, bitmiş olurdu.
Elmalılı Hamdi Yazır : İnsanlar bir tek ümmetti, sonra ıhtilâf ettiler, eğer rabbından ezelde bir kelime sebketmiş olmasa idi o ıhtilâf edib durdukları şeylerde şimdiye kadar beynlerinde huküm verilmiş bitmişti.
Fizilal-il Kuran : Tüm insanlar tek bir ümmetten ibaretti, sonra görüş ayrılığına düştüler. Eğer Rabbinin daha önce kesinleşmiş bir kararı olmasaydı, anlaşmazlığa düştükleri konularda aralarında hemen hüküm verilirdi.
Gültekin Onan : İnsanlar tek bir ümmetten başka değildi; sonra anlaşmazlığa düştüler. Eğer rabbinden geçmiş (verilmiş) bir söz olmasaydı, anlaşmazlığa düştükleri şey konusunda mutlaka aralarında hüküm verilmiş olurdu.
Hakkı Yılmaz : Ve insanlar, sadece bir tek ümmet idiler, sonra ihtilâfa düştüler ve eğer Rabbinden bir Söz geçmemiş olsa idi, ihtilâf edip durdukları şeyler hakkında aralarında hüküm kesinlikle gerçekleştirilmişti.
Hasan Basri Çantay : İnsanlar bir tek ümmetden başka (bir şey) değildi. Sonra ihtilâfa düşdüler. Eğer Rabbinden bir söz (ezelî bir takdîr) geçmiş olmasaydı hakkında ihtilâf edegeldikleri şeylere dâir aralarında (şimdiye kadar) muhakkak hüküm verilmiş, bitmişdi bile..
Hayrat Neşriyat : Hâlbuki insanlar ancak (inanan ve güzel ameller işleyen) tek bir ümmetti; sonra ihtilâfa düştüler. Eğer Rabbin tarafından (hak ettikleri azâbın te’hîrine dâir) önceden(söylenmiş) bir söz olmasaydı (cezâları hemen gelir ve) üzerinde ihtilâf etmekte oldukları şeyler hakkında, aralarında elbette (çoktan) hüküm verilmiş olurdu.
İbni Kesir : İnsanlar tek bir ümmetten başka bir şey değildir. Sonradan ayrılığa düştüler. Eğer Rabbından daha önce bir söz geçmemiş olsaydı; ayrılığa düştükleri şeyler hakkında hüküm çoktan verilmiş olurdu.
İskender Evrenosoğlu : Ve insanlar, tek bir ümmetten başka olmadı (tek bir ümmetti). Sonradan ihtilâfa (ayrılığa) düştüler. Rabbinden bir söz (kelime) geçmiş (verilmiş) olmasaydı, onların aralarında ihtilâfa düştükleri şey hakkında mutlaka hüküm verilirdi.
Muhammed Esed : Ve (bil ki,) bütün insanlık sadece bir tek topluluk halindeydi, ama sonradan ayrı görüşleri benimsemeye başladılar. Şayet (bu konuda) Rabbinin katında önceden belirlenmiş bir karar olmasaydı düştükleri bütün bu ayrılıklar (daha başlangıçta) çözümlenmiş olurdu.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve insanlar bir ümmetten başka değildi. Sonra ihtilafa düştüler. Eğer Rabbin tarafından geçmiş bir kelime bulunmasa idi, onların arasında ihtilâfa düştükleri şey hususunda elbette ki (derhal) hükmolunurdu.
Ömer Öngüt : İnsanlar ilk önce bir tek ümmet idiler, sonradan ayrılığa düştüler. Eğer Rabbinden ezelde bir takdir geçmemiş olsaydı, ihtilâfa düştükleri şeyler hakkında hüküm çoktan verilmiş olurdu.
Şaban Piriş : İnsanlar tek ümmetti, sonra ayrıldılar. Rabbinden daha önce bir söz verilmemiş olmasaydı; ayrılığa düştükleri konuda aralarında hüküm verilirdi.
Suat Yıldırım : İnsanlar aslında tek ümmet idi. Başlangıçta hepsi tevhid inancına sahip iken sonra aralarında ihtilaf çıktı.Şayet Allah’tan nihaî hükmü kıyamete bırakma şeklinde önceden yapılmış bir vaad olmasaydı, ihtilaf ettikleri konudaki hüküm çoktan verilmiş, azap tepelerine inmiş olurdu.
Süleyman Ateş : İnsanlar bir tek milletten başka bir şey değildi, ama ayrılığa düştüler. Eğer Rabbinden bir söz geçmemiş olsaydı, ayrılığa düştükleri konuda hemen aralarında hüküm verilir(işleri bitirilir)di.
Tefhim-ul Kuran : İnsanlar, tek bir ümmetten başka değillerdi; sonra anlaşmazlığa düştüler. Eğer Rabbinden geçmiş (verilmiş) bir söz olmasaydı, anlaşmazlığa düştükleri şey konusunda mutlaka aralarında hüküm verilmiş olurdu.
Ümit Şimşek : İnsanlar tek bir ümmet idi; sonra anlaşmazlığa düştüler. Eğer bu konuda daha önce Rabbinden bir söz geçmiş olmasaydı, anlaşmazlığa düştükleri şey için aralarında hüküm şimdiden verilirdi.
Yaşar Nuri Öztürk : İnsanlar bir tek ümmetten başka değilken ihtilafa düştüler. Eğer Rabbinden bir söz öne geçmemiş olsaydı, tartışıp durdukları konuda aralarında hüküm verilir/iş mutlaka bitirilirdi.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}