» 10 / Yûnus  108:

Kuran Sırası: 10
İniş Sırası: 51
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109

 » 10 / Yûnus  Suresi: 108
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. قُلْ (GL) = ḳul : de ki
2. يَا (YE) = yā : EY/HEY/AH
3. أَيُّهَا (ÊYHE) = eyyuhā : SİZ!
4. النَّاسُ (ELNES) = n-nāsu : insanlar
5. قَدْ (GD̃) = ḳad : muhakkak
6. جَاءَكُمُ (CEÙKM) = cā'ekumu : size gelmiştir
7. الْحَقُّ (ELḪG) = l-Haḳḳu : hak
8. مِنْ (MN) = min : -den
9. رَبِّكُمْ (RBKM) = rabbikum : Rabbiniz-
10. فَمَنِ (FMN) = femeni : kim
11. اهْتَدَىٰ (EHTD̃) = htedā : hidayet bulursa
12. فَإِنَّمَا (FÎNME) = feinnemā : şüphesiz
13. يَهْتَدِي (YHTD̃Y) = yehtedī : hidayet bulmuştur
14. لِنَفْسِهِ (LNFSH) = linefsihi : kendi yararına
15. وَمَنْ (VMN) = ve men : ve kim de
16. ضَلَّ (ŽL) = Delle : sapıtırsa
17. فَإِنَّمَا (FÎNME) = feinnemā : şüphesiz
18. يَضِلُّ (YŽL) = yeDillu : sapıtmıştır
19. عَلَيْهَا (ALYHE) = ǎleyhā : kendi aleyhine
20. وَمَا (VME) = ve mā : değilim
21. أَنَا (ÊNE) = enā : ben
22. عَلَيْكُمْ (ALYKM) = ǎleykum : sizin üzerinize
23. بِوَكِيلٍ (BVKYL) = bivekīlin : bir vekil
de ki | EY/HEY/AH | SİZ! | insanlar | muhakkak | size gelmiştir | hak | -den | Rabbiniz- | kim | hidayet bulursa | şüphesiz | hidayet bulmuştur | kendi yararına | ve kim de | sapıtırsa | şüphesiz | sapıtmıştır | kendi aleyhine | değilim | ben | sizin üzerinize | bir vekil |

[GVL] [Y] [EYH] [NVS] [] [CYE] [ḪGG] [] [RBB] [] [HD̃Y] [] [HD̃Y] [NFS] [] [ŽLL] [] [ŽLL] [] [] [] [] [VKL]
GL YE ÊYHE ELNES GD̃ CEÙKM ELḪG MN RBKM FMN EHTD̃ FÎNME YHTD̃Y LNFSH VMN ŽL FÎNME YŽL ALYHE VME ÊNE ALYKM BVKYL

ḳul eyyuhā n-nāsu ḳad cā'ekumu l-Haḳḳu min rabbikum femeni htedā feinnemā yehtedī linefsihi ve men Delle feinnemā yeDillu ǎleyhā ve mā enā ǎleykum bivekīlin
قل يا أيها الناس قد جاءكم الحق من ربكم فمن اهتدى فإنما يهتدي لنفسه ومن ضل فإنما يضل عليها وما أنا عليكم بوكيل

 » 10 / Yûnus  Suresi: 108
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
قل ق و ل | GVL GL ḳul de ki Say,
يا ي | Y YE EY/HEY/AH """O!"
أيها أ ي ه | EYH ÊYHE eyyuhā SİZ! You
الناس ن و س | NVS ELNES n-nāsu insanlar """O mankind!"
قد | GD̃ ḳad muhakkak Verily
جاءكم ج ي ا | CYE CEÙKM cā'ekumu size gelmiştir has come to you
الحق ح ق ق | ḪGG ELḪG l-Haḳḳu hak the truth
من | MN min -den from
ربكم ر ب ب | RBB RBKM rabbikum Rabbiniz- your Lord.
فمن | FMN femeni kim So whoever
اهتدى ه د ي | HD̃Y EHTD̃ htedā hidayet bulursa (is) guided
فإنما | FÎNME feinnemā şüphesiz then only
يهتدي ه د ي | HD̃Y YHTD̃Y yehtedī hidayet bulmuştur (he is) guided
لنفسه ن ف س | NFS LNFSH linefsihi kendi yararına for his soul,
ومن | VMN ve men ve kim de and whoever
ضل ض ل ل | ŽLL ŽL Delle sapıtırsa goes astray
فإنما | FÎNME feinnemā şüphesiz then only
يضل ض ل ل | ŽLL YŽL yeDillu sapıtmıştır he strays
عليها | ALYHE ǎleyhā kendi aleyhine against it.
وما | VME ve mā değilim And I am not
أنا | ÊNE enā ben And I am not
عليكم | ALYKM ǎleykum sizin üzerinize over you
بوكيل و ك ل | VKL BVKYL bivekīlin bir vekil "a guardian."""

10:108 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

de ki | EY/HEY/AH | SİZ! | insanlar | muhakkak | size gelmiştir | hak | -den | Rabbiniz- | kim | hidayet bulursa | şüphesiz | hidayet bulmuştur | kendi yararına | ve kim de | sapıtırsa | şüphesiz | sapıtmıştır | kendi aleyhine | değilim | ben | sizin üzerinize | bir vekil |

[GVL] [Y] [EYH] [NVS] [] [CYE] [ḪGG] [] [RBB] [] [HD̃Y] [] [HD̃Y] [NFS] [] [ŽLL] [] [ŽLL] [] [] [] [] [VKL]
GL YE ÊYHE ELNES GD̃ CEÙKM ELḪG MN RBKM FMN EHTD̃ FÎNME YHTD̃Y LNFSH VMN ŽL FÎNME YŽL ALYHE VME ÊNE ALYKM BVKYL

ḳul eyyuhā n-nāsu ḳad cā'ekumu l-Haḳḳu min rabbikum femeni htedā feinnemā yehtedī linefsihi ve men Delle feinnemā yeDillu ǎleyhā ve mā enā ǎleykum bivekīlin
قل يا أيها الناس قد جاءكم الحق من ربكم فمن اهتدى فإنما يهتدي لنفسه ومن ضل فإنما يضل عليها وما أنا عليكم بوكيل

[ق و ل] [ي] [أ ي ه] [ن و س] [] [ج ي ا] [ح ق ق] [] [ر ب ب] [] [ه د ي] [] [ه د ي] [ن ف س] [] [ض ل ل] [] [ض ل ل] [] [] [] [] [و ك ل]

 » 10 / Yûnus  Suresi: 108
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
قل ق و ل | GVL GL ḳul de ki Say,
Gaf,Lam,
100,30,
V – 2nd person masculine singular imperative verb
فعل أمر
يا ي | Y YE EY/HEY/AH """O!"
Ye,Elif,
10,1,

أيها أ ي ه | EYH ÊYHE eyyuhā SİZ! You
,Ye,He,Elif,
,10,5,1,
VOC – prefixed vocative particle ya
N – nominative noun
أداة نداء
اسم مرفوع
الناس ن و س | NVS ELNES n-nāsu insanlar """O mankind!"
Elif,Lam,Nun,Elif,Sin,
1,30,50,1,60,
N – nominative masculine plural noun
اسم مرفوع
قد | GD̃ ḳad muhakkak Verily
Gaf,Dal,
100,4,
CERT – particle of certainty
حرف تحقيق
جاءكم ج ي ا | CYE CEÙKM cā'ekumu size gelmiştir has come to you
Cim,Elif,,Kef,Mim,
3,1,,20,40,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
PRON – 2nd person masculine plural object pronoun
فعل ماض والكاف ضمير متصل في محل نصب مفعول به
الحق ح ق ق | ḪGG ELḪG l-Haḳḳu hak the truth
Elif,Lam,Ha,Gaf,
1,30,8,100,
N – nominative masculine noun
اسم مرفوع
من | MN min -den from
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
ربكم ر ب ب | RBB RBKM rabbikum Rabbiniz- your Lord.
Re,Be,Kef,Mim,
200,2,20,40,
N – genitive masculine noun
PRON – 2nd person masculine plural possessive pronoun
اسم مجرور والكاف ضمير متصل في محل جر بالاضافة
فمن | FMN femeni kim So whoever
Fe,Mim,Nun,
80,40,50,
REM – prefixed resumption particle
REL – relative pronoun
الفاء استئنافية
اسم موصول
اهتدى ه د ي | HD̃Y EHTD̃ htedā hidayet bulursa (is) guided
Elif,He,Te,Dal,,
1,5,400,4,,
V – 3rd person masculine singular (form VIII) perfect verb
فعل ماض
فإنما | FÎNME feinnemā şüphesiz then only
Fe,,Nun,Mim,Elif,
80,,50,40,1,
REM – prefixed resumption particle
ACC – accusative particle
PREV – preventive particle
الفاء استئنافية
كافة ومكفوفة
يهتدي ه د ي | HD̃Y YHTD̃Y yehtedī hidayet bulmuştur (he is) guided
Ye,He,Te,Dal,Ye,
10,5,400,4,10,
V – 3rd person masculine singular (form VIII) imperfect verb
فعل مضارع
لنفسه ن ف س | NFS LNFSH linefsihi kendi yararına for his soul,
Lam,Nun,Fe,Sin,He,
30,50,80,60,5,
P – prefixed preposition lām
N – genitive feminine singular noun
PRON – 3rd person masculine singular possessive pronoun
جار ومجرور والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
ومن | VMN ve men ve kim de and whoever
Vav,Mim,Nun,
6,40,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
REL – relative pronoun
الواو عاطفة
اسم موصول
ضل ض ل ل | ŽLL ŽL Delle sapıtırsa goes astray
Dad,Lam,
800,30,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
فإنما | FÎNME feinnemā şüphesiz then only
Fe,,Nun,Mim,Elif,
80,,50,40,1,
REM – prefixed resumption particle
ACC – accusative particle
PREV – preventive particle
الفاء استئنافية
كافة ومكفوفة
يضل ض ل ل | ŽLL YŽL yeDillu sapıtmıştır he strays
Ye,Dad,Lam,
10,800,30,
V – 3rd person masculine singular imperfect verb
فعل مضارع
عليها | ALYHE ǎleyhā kendi aleyhine against it.
Ayn,Lam,Ye,He,Elif,
70,30,10,5,1,
P – preposition
PRON – 3rd person feminine singular object pronoun
جار ومجرور
وما | VME ve mā değilim And I am not
Vav,Mim,Elif,
6,40,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
NEG – negative particle
الواو عاطفة
حرف نفي
أنا | ÊNE enā ben And I am not
,Nun,Elif,
,50,1,
PRON – 1st person singular personal pronoun
ضمير منفصل
عليكم | ALYKM ǎleykum sizin üzerinize over you
Ayn,Lam,Ye,Kef,Mim,
70,30,10,20,40,
P – preposition
PRON – 2nd person masculine plural object pronoun
جار ومجرور
بوكيل و ك ل | VKL BVKYL bivekīlin bir vekil "a guardian."""
Be,Vav,Kef,Ye,Lam,
2,6,20,10,30,
P – prefixed preposition bi
N – genitive masculine indefinite noun
جار ومجرور
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |قُلْ: de ki | يَا : EY/HEY/AH | أَيُّهَا: SİZ! | النَّاسُ: insanlar | قَدْ: muhakkak | جَاءَكُمُ: size gelmiştir | الْحَقُّ: hak | مِنْ: -den | رَبِّكُمْ: Rabbiniz- | فَمَنِ: kim | اهْتَدَىٰ: hidayet bulursa | فَإِنَّمَا: şüphesiz | يَهْتَدِي: hidayet bulmuştur | لِنَفْسِهِ: kendi yararına | وَمَنْ: ve kim de | ضَلَّ: sapıtırsa | فَإِنَّمَا: şüphesiz | يَضِلُّ: sapıtmıştır | عَلَيْهَا: kendi aleyhine | وَمَا: değilim | أَنَا: ben | عَلَيْكُمْ: sizin üzerinize | بِوَكِيلٍ: bir vekil |
Kırık Meal (Harekesiz) : |قل GL de ki | يا YE EY/HEY/AH | أيها ÊYHE SİZ! | الناس ELNES insanlar | قد GD̃ muhakkak | جاءكم CEÙKM size gelmiştir | الحق ELḪG hak | من MN -den | ربكم RBKM Rabbiniz- | فمن FMN kim | اهتدى EHTD̃ hidayet bulursa | فإنما FÎNME şüphesiz | يهتدي YHTD̃Y hidayet bulmuştur | لنفسه LNFSH kendi yararına | ومن WMN ve kim de | ضل ŽL sapıtırsa | فإنما FÎNME şüphesiz | يضل YŽL sapıtmıştır | عليها ALYHE kendi aleyhine | وما WME değilim | أنا ÊNE ben | عليكم ALYKM sizin üzerinize | بوكيل BWKYL bir vekil |
Kırık Meal (Okunuş) : |ḳul: de ki | : EY/HEY/AH | eyyuhā: SİZ! | n-nāsu: insanlar | ḳad: muhakkak | cā'ekumu: size gelmiştir | l-Haḳḳu: hak | min: -den | rabbikum: Rabbiniz- | femeni: kim | htedā: hidayet bulursa | feinnemā: şüphesiz | yehtedī: hidayet bulmuştur | linefsihi: kendi yararına | ve men: ve kim de | Delle: sapıtırsa | feinnemā: şüphesiz | yeDillu: sapıtmıştır | ǎleyhā: kendi aleyhine | ve mā: değilim | enā: ben | ǎleykum: sizin üzerinize | bivekīlin: bir vekil |
Kırık Meal (Transcript) : |GL: de ki | YE: EY/HEY/AH | ÊYHE: SİZ! | ELNES: insanlar | GD̃: muhakkak | CEÙKM: size gelmiştir | ELḪG: hak | MN: -den | RBKM: Rabbiniz- | FMN: kim | EHTD̃: hidayet bulursa | FÎNME: şüphesiz | YHTD̃Y: hidayet bulmuştur | LNFSH: kendi yararına | VMN: ve kim de | ŽL: sapıtırsa | FÎNME: şüphesiz | YŽL: sapıtmıştır | ALYHE: kendi aleyhine | VME: değilim | ÊNE: ben | ALYKM: sizin üzerinize | BVKYL: bir vekil |
Abdulbaki Gölpınarlı : De ki: Ey insanlar, gerçekten de Rabbinizden hak ve hakikat gelmiştir size. Artık kim doğru yola giderse faydası kendisinedir ve kim saparsa zararı kendine ve ben, sizi koruyucu değilim.
Adem Uğur : De ki: Ey insanlar! Size Rabbinizden Hak (Kur'an) gelmiştir. Artık kim doğru yola gelirse, ancak kendisi için gelecektir. Kim de saparsa, o da ancak kendi aleyhine sapacaktır. Ben sizin üzerinize vekil değilim. (Sadece tebliğ etmekle memurum).
Ahmed Hulusi : De ki: "Ey insanlar. . . Gerçek ki size Rabbinizden hakikat bilgisi gelmiştir! Artık kim hakikate yönelirse yalnızca kendi nefsi için yönelmiş olur; kim de saparsa sadece kendi nefsi aleyhine sapmış olur! Ben sizin Vekiyliniz (hakikatinizin şuurunuzdaki yönlendiricisi) değilim. "
Ahmet Tekin : 'Ey insanlar! Toplumda hakça bir düzen gerçekleştirmeniz için Hak kitap Kur’ân Rabbinizden size geldi. Kim hidayet rehberi Kur’ân’ı, hak yolu, İslâm’ı tercih ederek kabullenir, hak yolda sebat ederse, ancak kendi iyiliği, kurtuluşu için hak yola girmiş, İslâmî hayatı yaşamış olur. Kim başına buyruk davranarak hak yoldan uzaklaşır, dalâleti, bozuk düzeni, helâki tercih ederse, yalnızca kendi felâketini hazırlamış, kendisi zarara ziyana uğramış olur. Ben sizin adınıza Allah’a karşı savunma yapamam. Allah adına da sizin üzerinizde zor kullanamam' diye ilan et.
Ahmet Varol : De ki: 'Ey insanlar! Size Rabbinizden hak gelmiştir. Kim hidayeti kabul ederse kendi yararına kabul etmiş olur; kim de sapıtırsa kendi aleyhine sapıtmış olur. Ben sizin üzerinize bir vekil değilim.'
Ali Bulaç : De ki: "Ey insanlar, şüphesiz size Rabbinizden hak gelmiştir. Kim hidayet bulursa, o ancak kendi nefsi için hidayet bulmuştur. Kim saparsa, o da, kendi aleyhine sapmıştır. Ben sizin üzerinizde bir vekil değilim."
Ali Fikri Yavuz : Rasûlüm, şöyle de: “- Ey insanlar! Size Rabbinizden hak (Kur’an ve Peygamber) geldi. Artık hidayeti kabul eden, kendi nefsi için kabul etmiş olur; ve sapıklığa düşen ve kendi aleyhine (zararına) sapmış olur. Ben de sizin üzerinize vekil değilim.”
Bekir Sadak : De ki: «Ey insanlar! Rabbinizden size gercek gelmistir. Dogru yola giren ancak kendisi icin girmis ve sapitan da kendi zararina olarak sapitmistir. Ben sizin bekciniz degilim.»
Celal Yıldırım : De ki: Ey insanlar! Gerçekten Rabbinizden size Hak (olan kitab ve hak olan peygamber) geldi. Artık bu durumda kim doğru yolu seçerse, ancak kendi lehine seçmiştir. Kim de sapıtırsa, kendi aleyhine sapıtmıştır. Ben sizin üzerinizde bir vekîl (bekçi, koruyucu ve işleri yüklenen, sizi dilediğim gibi savunan) değilim.
Diyanet İşleri : De ki: “Ey insanlar, size Rabbinizden gerçek (Kur’an) gelmiştir. Artık kim doğru yola girerse, ancak kendisi için girer. Kim de saparsa ancak kendi aleyhine sapar. Ben sizden sorumlu değilim.”
Diyanet İşleri (eski) : De ki: 'Ey insanlar! Rabbinizden size gerçek gelmiştir. Doğru yola giren ancak kendisi için girmiş ve sapıtan da kendi zararına olarak sapıtmıştır. Ben sizin üzerinize vekil değilim.'
Diyanet Vakfi : De ki: Ey insanlar! Size Rabbinizden Hak (Kur’an) gelmiştir. Artık kim doğru yola gelirse, ancak kendisi için gelecektir. Kim de saparsa, o da ancak kendi aleyhine sapacaktır. Ben sizin üzerinize vekil değilim. (Sadece tebliğ etmekle memurum).
Edip Yüksel : De ki, 'Ey halk, Rabbinizden size gerçek gelmiş bulunuyor. Kim yola gelirse kendisi için yola gelmiş olur, kim de saparsa kendi zararına sapar. Ben, sizden sorumlu değilim.'
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : De ki: «Ey insanlar! İşte size Rabbinizden hak geldi. Artık kim hidayeti kabul ederse kendi canı için kabul etmiş olur. Kim sapıklık ederse kendi zararına sapıklık etmiş olur. Ve ben sizin üzerinize vekil değilim.»
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : De ki: «Ey insanlar, işte size Rabbinizden hak geldi. Artık hidayeti kabul eden kendi nefsi için kabul etmiş olur; sapkınlık eden de kendi aleyhine sapmış olur. Ve ben sizin üzerinize vekil değilim.»
Elmalılı Hamdi Yazır : Ey insanlar! işte rabbınızdan size hak geldi, artık hidayeti kabul eden kendi nefsi için kabul etmiş olur, sapkınlık eden de kendi aleyhine sapmış olur: ve ben sizin üzerinize vekil değilim, de
Fizilal-il Kuran : De ki: «Ey insanlar, size Rabbinizden hak gelmiştir. Artık kim hidayeti kabul ederse o, ancak kendi faydası için hidayete ermiş, kim de saparsa, kendi zararına sapmış olur. Ben sizin başınızda bir bekçi de değilim.»
Gültekin Onan : De ki: "Ey insanlar, şüphesiz size rabbinizden hak gelmiştir. Kim hidayet bulursa, o ancak kendi nefsi için hidayet bulmuştur. Kim saparsa, o da, kendi aleyhine sapmıştır. Ben sizin üzerinizde bir vekil değilim."
Hakkı Yılmaz : "De ki: “Ey insanlar! Rabbinizden, elbette, size hak gelmiştir. Artık kılavuzlanan doğru yola giren, ancak kendisi için girmiştir ve gerçekten, sapan da, kendi zararına sapmıştır. Ve ben, sizin üzerinize sizi ayakta tutan; sizden sorumlu biri değilim.” "
Hasan Basri Çantay : De ki: «Ey insanlar, size Rabbinizden hak gelmişdir. Artık kim hidâyeti kabul ederse o, ancak kendi fâidesi için hidâyete ermiş, kim de saparsa o da yalınız kendi zararına sapmış olur. Ben sizin başınızda bir bekçi de değilim a»!
Hayrat Neşriyat : De ki: 'Ey insanlar! Gerçekten size Rabbi niz den hak gelmiştir. Artık kim hidâyete ererse, o takdirde ancak kendisi için hidâyete ermiş olur.Kim de dalâlete düşerse, artık ancak kendi aleyhine dalâlete düşmüş olur. Ben sizin üzerinize (ille de îmân etmeniz için) vekil değilim!'
İbni Kesir : De ki: Ey insanlar; size Rabbınızdan hak gelmiştir. Artık kim hidayeti kabul ederse; o, ancak kendi faydası için hidayete ermiş, kim de saparsa; kendi zararına sapmış olur. Ben, sizin başınıza bir bekçi değilim.
İskender Evrenosoğlu : De ki: “Ey insanlar, Rabbinizden size hak gelmiştir! Kim hidayete erdiyse, muhakkak ki kendi nefsi için hidayete erer. Ve kim dalâlette olduysa (kaldıysa) ancak kendi aleyhine (sorumluluğu kendi üzerinde) dalâlette olur. Ve ben, sizin üzerinize vekil değilim.”
Muhammed Esed : (Ey Peygamber,) de ki: "Ey insanlar, şimdi size Rabbinizden hakikat (bilgisi) gelmiş bulunuyor artık. Bundan böyle her kim ki doğru yolu izlemeyi seçerse, bunu kendi lehine seçmiş olacaktır; ve her kim ki sapıklığı seçerse, yine bunu kendi aleyhine seçmiş olacaktır. Sizin davranışınızdan sorumlu değilim ben".
Ömer Nasuhi Bilmen : De ki: «Ey insanlar! Muhakkak ki, Rabbiniz tarafından size hak gelmiştir. Artık her kim hidâyeti kabul ederse kendi nefsi için hidâyete ermiş olur. Ve her kim dalâlete düşerse şüphe yok ki, kendi nefsi aleyhine dalâlete düşmüş olur. Ve ben sizin üzerinize bir vekil değilim.»
Ömer Öngüt : De ki: “Ey insanlar! Size Rabbinizden hak gelmiştir. Artık kim hidayeti kabul ederse, o ancak kendi iyiliği için hidayete ermiş olur. Kim de saparsa, o da ancak kendi zararına sapmış olur. Ben sizin üzerinize vekil değilim. ”
Şaban Piriş : De ki: -Ey İnsanlar! Rabbinizden size hak gelmiştir. Doğru yola giren sadece kendisi için girmiş ve sapıtan da kendi zararına sapıtmıştır. Ben, sizin bekçiniz değilim.
Suat Yıldırım : De ki: "Ey insanlar! İşte Rabbiniz tarafından, hakikat size gelmiş bulunuyor. Artık kim bu gerçeği kabul eder de doğru yolu tutarsa, bunun faydası sadece kendisinedir. Her kim de bu yoldan saparsa, o da kendi aleyhine olarak sapar. Bilin ki, ben işlerinizi yönetmeyi üstüne almış biri değilim."
Süleyman Ateş : De ki: "Ey insanlar, işte size Rabbinizden gerçek geldi. Artık yola gelen, kendisi için gelir; sapan da kendi zararına sapar. Ben sizin üzerinize vekil değilim!"
Tefhim-ul Kuran : De ki: «Ey insanlar, şüphesiz size Rabbinizden hak gelmiştir. Kim hidayete ulaşırsa, o, ancak kendi nefsi için hidayete ulaşmıştır. Kim de saparsa, o da, kendi aleyhine sapmıştır. Ben sizin üzerinizde bir vekil değilim.»
Ümit Şimşek : De ki: Ey insanlar! İşte size Rabbinizden hak gelmiştir. Doğru yolu tutan kendisi için tutar; sapan da kendi aleyhine sapar. Ben ise sizden sorumlu bir vekil değilim.
Yaşar Nuri Öztürk : De ki: "Ey insanlar! Şu bir gerçek ki hak size Rabbinizden gelmiştir. Artık doğruya yönelen kendi benliği için yönelir; sapan da kendi benliği aleyhine sapar. Ben sizin üzerinize vekil değilim."


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}