» 21 / Enbiyâ  84:

Kuran Sırası: 21
İniş Sırası: 73
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112

 » 21 / Enbiyâ  Suresi: 84
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. فَاسْتَجَبْنَا (FESTCBNE) = festecebnā : biz de kabul ettik
2. لَهُ (LH) = lehu : onu(n du'asını)
3. فَكَشَفْنَا (FKŞFNE) = fe keşefnā : ve kaldırdık
4. مَا (ME) = mā : ne varsa
5. بِهِ (BH) = bihi : onun
6. مِنْ (MN) = min :
7. ضُرٍّ (ŽR) = Durrin : derdi
8. وَاتَيْنَاهُ (V ËTYNEH) = ve āteynāhu : ve ona verdik
9. أَهْلَهُ (ÊHLH) = ehlehu : ailesini
10. وَمِثْلَهُمْ (VMS̃LHM) = ve miṧlehum : ve bir katını daha
11. مَعَهُمْ (MAHM) = meǎhum : onlarla beraber
12. رَحْمَةً (RḪMT) = raHmeten : bir rahmet
13. مِنْ (MN) = min :
14. عِنْدِنَا (AND̃NE) = ǐndinā : tarafımızdan
15. وَذِكْرَىٰ (VZ̃KR) = ve ƶikrā : ve bir öğüt olarak
16. لِلْعَابِدِينَ (LLAEBD̃YN) = lil'ǎābidīne : ibadet edenler için
biz de kabul ettik | onu(n du'asını) | ve kaldırdık | ne varsa | onun | | derdi | ve ona verdik | ailesini | ve bir katını daha | onlarla beraber | bir rahmet | | tarafımızdan | ve bir öğüt olarak | ibadet edenler için |

[CVB] [] [KŞF] [] [] [] [ŽRR] [ETY] [EHL] [MS̃L] [] [RḪM] [] [AND̃] [Z̃KR] [ABD̃]
FESTCBNE LH FKŞFNE ME BH MN ŽR V ËTYNEH ÊHLH VMS̃LHM MAHM RḪMT MN AND̃NE VZ̃KR LLAEBD̃YN

festecebnā lehu fe keşefnā bihi min Durrin ve āteynāhu ehlehu ve miṧlehum meǎhum raHmeten min ǐndinā ve ƶikrā lil'ǎābidīne
فاستجبنا له فكشفنا ما به من ضر وآتيناه أهله ومثلهم معهم رحمة من عندنا وذكرى للعابدين

 » 21 / Enbiyâ  Suresi: 84
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فاستجبنا ج و ب | CVB FESTCBNE festecebnā biz de kabul ettik So We responded
له | LH lehu onu(n du'asını) to him
فكشفنا ك ش ف | KŞF FKŞFNE fe keşefnā ve kaldırdık and We removed
ما | ME ne varsa what
به | BH bihi onun (was) on him
من | MN min of
ضر ض ر ر | ŽRR ŽR Durrin derdi (the) adversity.
وآتيناه ا ت ي | ETY V ËTYNEH ve āteynāhu ve ona verdik And We gave him
أهله ا ه ل | EHL ÊHLH ehlehu ailesini his family
ومثلهم م ث ل | MS̃L VMS̃LHM ve miṧlehum ve bir katını daha and (the) like thereof
معهم | MAHM meǎhum onlarla beraber with them
رحمة ر ح م | RḪM RḪMT raHmeten bir rahmet (as) Mercy
من | MN min from Ourselves,
عندنا ع ن د | AND̃ AND̃NE ǐndinā tarafımızdan from Ourselves,
وذكرى ذ ك ر | Z̃KR VZ̃KR ve ƶikrā ve bir öğüt olarak and a reminder
للعابدين ع ب د | ABD̃ LLAEBD̃YN lil'ǎābidīne ibadet edenler için for the worshippers.

21:84 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

biz de kabul ettik | onu(n du'asını) | ve kaldırdık | ne varsa | onun | | derdi | ve ona verdik | ailesini | ve bir katını daha | onlarla beraber | bir rahmet | | tarafımızdan | ve bir öğüt olarak | ibadet edenler için |

[CVB] [] [KŞF] [] [] [] [ŽRR] [ETY] [EHL] [MS̃L] [] [RḪM] [] [AND̃] [Z̃KR] [ABD̃]
FESTCBNE LH FKŞFNE ME BH MN ŽR V ËTYNEH ÊHLH VMS̃LHM MAHM RḪMT MN AND̃NE VZ̃KR LLAEBD̃YN

festecebnā lehu fe keşefnā bihi min Durrin ve āteynāhu ehlehu ve miṧlehum meǎhum raHmeten min ǐndinā ve ƶikrā lil'ǎābidīne
فاستجبنا له فكشفنا ما به من ضر وآتيناه أهله ومثلهم معهم رحمة من عندنا وذكرى للعابدين

[ج و ب] [] [ك ش ف] [] [] [] [ض ر ر] [ا ت ي] [ا ه ل] [م ث ل] [] [ر ح م] [] [ع ن د] [ذ ك ر] [ع ب د]

 » 21 / Enbiyâ  Suresi: 84
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فاستجبنا ج و ب | CVB FESTCBNE festecebnā biz de kabul ettik So We responded
Fe,Elif,Sin,Te,Cim,Be,Nun,Elif,
80,1,60,400,3,2,50,1,
REM – prefixed resumption particle
V – 1st person plural (form X) perfect verb
PRON – subject pronoun
الفاء استئنافية
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
له | LH lehu onu(n du'asını) to him
Lam,He,
30,5,
P – prefixed preposition lām
PRON – 3rd person masculine singular personal pronoun
جار ومجرور
فكشفنا ك ش ف | KŞF FKŞFNE fe keşefnā ve kaldırdık and We removed
Fe,Kef,Şın,Fe,Nun,Elif,
80,20,300,80,50,1,
CONJ – prefixed conjunction fa (and)
V – 1st person plural perfect verb
PRON – subject pronoun
الفاء عاطفة
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
ما | ME ne varsa what
Mim,Elif,
40,1,
REL – relative pronoun
اسم موصول
به | BH bihi onun (was) on him
Be,He,
2,5,
P – prefixed preposition bi
PRON – 3rd person masculine singular personal pronoun
جار ومجرور
من | MN min of
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
ضر ض ر ر | ŽRR ŽR Durrin derdi (the) adversity.
Dad,Re,
800,200,
N – genitive masculine indefinite noun
اسم مجرور
وآتيناه ا ت ي | ETY V ËTYNEH ve āteynāhu ve ona verdik And We gave him
Vav,,Te,Ye,Nun,Elif,He,
6,,400,10,50,1,5,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 1st person plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
الواو عاطفة
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل والهاء ضمير متصل في محل نصب مفعول به
أهله ا ه ل | EHL ÊHLH ehlehu ailesini his family
,He,Lam,He,
,5,30,5,
N – accusative masculine noun
PRON – 3rd person masculine singular possessive pronoun
اسم منصوب والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
ومثلهم م ث ل | MS̃L VMS̃LHM ve miṧlehum ve bir katını daha and (the) like thereof
Vav,Mim,Se,Lam,He,Mim,
6,40,500,30,5,40,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – accusative masculine noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
الواو عاطفة
اسم منصوب و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
معهم | MAHM meǎhum onlarla beraber with them
Mim,Ayn,He,Mim,
40,70,5,40,
LOC – accusative location adverb
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
ظرف مكان منصوب و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
رحمة ر ح م | RḪM RḪMT raHmeten bir rahmet (as) Mercy
Re,Ha,Mim,Te merbuta,
200,8,40,400,
N – accusative feminine indefinite noun
اسم منصوب
من | MN min from Ourselves,
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
عندنا ع ن د | AND̃ AND̃NE ǐndinā tarafımızdan from Ourselves,
Ayn,Nun,Dal,Nun,Elif,
70,50,4,50,1,
N – genitive noun
PRON – 1st person plural possessive pronoun
اسم مجرور و«نا» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
وذكرى ذ ك ر | Z̃KR VZ̃KR ve ƶikrā ve bir öğüt olarak and a reminder
Vav,Zel,Kef,Re,,
6,700,20,200,,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – nominative feminine noun
الواو عاطفة
اسم مرفوع
للعابدين ع ب د | ABD̃ LLAEBD̃YN lil'ǎābidīne ibadet edenler için for the worshippers.
Lam,Lam,Ayn,Elif,Be,Dal,Ye,Nun,
30,30,70,1,2,4,10,50,
P – prefixed preposition lām
N – genitive masculine plural active participle
جار ومجرور
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |فَاسْتَجَبْنَا: biz de kabul ettik | لَهُ: onu(n du'asını) | فَكَشَفْنَا: ve kaldırdık | مَا: ne varsa | بِهِ: onun | مِنْ: | ضُرٍّ: derdi | وَاتَيْنَاهُ: ve ona verdik | أَهْلَهُ: ailesini | وَمِثْلَهُمْ: ve bir katını daha | مَعَهُمْ: onlarla beraber | رَحْمَةً: bir rahmet | مِنْ: | عِنْدِنَا: tarafımızdan | وَذِكْرَىٰ: ve bir öğüt olarak | لِلْعَابِدِينَ: ibadet edenler için |
Kırık Meal (Harekesiz) : |فاستجبنا FESTCBNE biz de kabul ettik | له LH onu(n du'asını) | فكشفنا FKŞFNE ve kaldırdık | ما ME ne varsa | به BH onun | من MN | ضر ŽR derdi | وآتيناه W ËTYNEH ve ona verdik | أهله ÊHLH ailesini | ومثلهم WMS̃LHM ve bir katını daha | معهم MAHM onlarla beraber | رحمة RḪMT bir rahmet | من MN | عندنا AND̃NE tarafımızdan | وذكرى WZ̃KR ve bir öğüt olarak | للعابدين LLAEBD̃YN ibadet edenler için |
Kırık Meal (Okunuş) : |festecebnā: biz de kabul ettik | lehu: onu(n du'asını) | fe keşefnā: ve kaldırdık | : ne varsa | bihi: onun | min: | Durrin: derdi | ve āteynāhu: ve ona verdik | ehlehu: ailesini | ve miṧlehum: ve bir katını daha | meǎhum: onlarla beraber | raHmeten: bir rahmet | min: | ǐndinā: tarafımızdan | ve ƶikrā: ve bir öğüt olarak | lil'ǎābidīne: ibadet edenler için |
Kırık Meal (Transcript) : |FESTCBNE: biz de kabul ettik | LH: onu(n du'asını) | FKŞFNE: ve kaldırdık | ME: ne varsa | BH: onun | MN: | ŽR: derdi | V ËTYNEH: ve ona verdik | ÊHLH: ailesini | VMS̃LHM: ve bir katını daha | MAHM: onlarla beraber | RḪMT: bir rahmet | MN: | AND̃NE: tarafımızdan | VZ̃KR: ve bir öğüt olarak | LLAEBD̃YN: ibadet edenler için |
Abdulbaki Gölpınarlı : Derken duâsını kabûl ettik de ne zarara uğradıysa giderdik ve katımızdan rahmet ve ibâdet edenlere ibret olmak üzere ona âilesini ve onlarla berâber daha da bir mislini verdik.
Adem Uğur : Bunun üzerine biz, tarafımızdan bir rahmet ve kulluk edenler için bir hatıra olmak üzere onun duasını kabul ettik; kendisinde dert ve sıkıntı olarak ne varsa giderdik ve ona aile efradını, ayrıca bunlarla birlikte bir mislini daha verdik.
Ahmed Hulusi : Biz de Ona icabet ettik ve hastalığından kurtardık. . . Ayrıca ona, indîmizden bir rahmet ve abidler (yakîn gelene kadar gerekli çalışmaları yapanlar) için hatırlatma olarak, ehlini ve onlarla beraber onların mislini de verdik.
Ahmet Tekin : Onun duasını kabul ettik. Başına gelen dertten, hastalıktan onu kurtardık. Katımızdan bir rahmet, bizi tanımada, candan müslüman olarak bize bağlanmada, saygıyla bize kulluk ve ibadette daim olanlara bir hâtıra, inkâr edenlere de bir uyarı olmak üzere, kaybettiği nüfusunu bir kat artırarak ona yeni bir nesil verdik.
Ahmet Varol : Biz de onun duasını kabul ettik, üzerindeki derdi kaldırdık ve tarafımızdan bir rahmet, ibadet edenler için de bir ibret olarak ona ailesini ve onlarla birlikte bir o kadarını daha verdik.
Ali Bulaç : Böylece onun duasına icabet ettik. Kendisinden o derdi giderdik; ona katımızdan bir rahmet ve ibadet edenler için bir zikir olmak üzere ailesini ve onlarla birlikte bir katını daha verdik.
Ali Fikri Yavuz : Biz de duasını kabul edip hemen kendisindeki hastalığı giderdik. Tarafımızdan bir rahmet ve ibadet edenler için de bir hatıra olmak üzere, ona (diriltmek suretiyle) hem ailesini (çoluk çocuğunu), hem onlarla beraber daha bir katını verdik.
Bekir Sadak : Biz de onun duasini kabul etmis ve basina gelenleri kaldirmistik. Katimizdan bir rahmet ve kulluk edenlere bir hatira olmak uzere ona tekrar ailesini ve kaybettikleriyle bir mislini daha vermistik.
Celal Yıldırım : Onun duasını kabul etmiş, kendisinden o dert ve marazı gidermiştik ve bizden bir rahmet, ibâdete gönül verip devam edenlere bir anı olmak üzere ona, ailesini, onlarla beraber (kaybettiklerinin) bir mislini de vermiştik.
Diyanet İşleri : Biz de onun duasını kabul edip kendisinde dert namına ne varsa gidermiştik. Tarafımızdan bir rahmet ve kullukta bulunanlar için de bir ibret olmak üzere ona ailesini ve onlarla beraber bir mislini daha vermiştik.
Diyanet İşleri (eski) : Biz de onun duasını kabul etmiş ve başına gelenleri kaldırmıştık. Katımızdan bir rahmet ve kulluk edenlere bir hatıra olmak üzere ona tekrar ailesini ve kaybettikleriyle bir mislini daha vermiştik.
Diyanet Vakfi : Bunun üzerine biz, tarafımızdan bir rahmet ve kulluk edenler için bir hatıra olmak üzere onun duasını kabul ettik; kendisinde dert ve sıkıntı olarak ne varsa giderdik ve ona aile efradını, ayrıca bunlarla birlikte bir mislini daha verdik.
Edip Yüksel : Biz ona cevap vererek ne sıkıntısı varsa onu giderdik. Katımızdan bir rahmet, kulluk edenlere bir hatırlatma olarak kendisine, ailesini ve onların bir mislini verdik.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Biz de onun duasını kabul ettik de başına gelenleri kaldırdık. Katımızdan bir rahmet ve kulluk edenlere bir hatıra olmak üzere, ona tekrar ailesini ve kaybettikleriyle bir mislini daha verdik .
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Biz de duasını kabul ettik; hemen kendisindeki sıkıntıyı giderdik. Tarafımızdan bir rahmet ve kulluk edenlere bir uyarı olmak üzere ona ailesini ve onlarla birlikte olanların bir mislini daha verdik!
Elmalılı Hamdi Yazır : Biz de duâsını kabul ettik de hemen kendisindeki durru açtık ve tarafımızdan bir rahmet ve âbidler için bir muhtıra olmak üzere ona ehlini ve beraberlerinde onların bir mislini de verdik
Fizilal-il Kuran : Biz de duasını kabul ederek pençesine düştüğü derdi giderdik. Ayrıca karşılıksız rahmetimizin bir eseri olarak ve bize kulluk edenlerin her zaman anacakları bir örnek olsun diye eski ailesini kendisine bir kat fazlası ile yeniden bağışladık.
Gültekin Onan : Böylece onun duasına icabet ettik. Kendisinden o derdi giderdik, ona katımızdan bir rahmet ve ibadet edenler için bir zikir olmak üzere ehlini (ailesini) ve onlarla birlikte bir katını daha verdik.
Hakkı Yılmaz : (83,84) "Ve Eyyûb; hani o: “Şüphesiz bana zarar dokundu. Sen merhametlilerin en merhametlisisin” diye Rabbine nida etmişti de Biz, o'nun için karşılık vermiştik. Sonra o'ndan zararlı olan şeyleri kaldırdık. Ve katımızdan bir rahmet ve kulluk edenlere bir öğüt olmak üzere, kendisine ailesini, yakınlarını ve kaybettikleriyle bir mislini daha verdik. "
Hasan Basri Çantay : Biz de onu (n bu duasını) kabul etmiş, kendisindeki o zararı gidermiş, tarafımızdan bir rahmet ve ibâdet edenler için bir haatıra olmak üzere hem ailesini, hem onlarla beraber daha bir mislini ona vermişdik.
Hayrat Neşriyat : Bunun üzerine (biz de) onun duâsını kabûl etmiştik de kendisinde bulunan zararı(o hastalığı) açmış (kaldırmış)tık; katımızdan bir rahmet ve (bize) kulluk edenlere bir ibret olmak üzere, ona âilesini ve onlarla berâber bir mislini daha verdik.
İbni Kesir : Biz de onun duasını kabul etmiş ve uğradığı sıkıntıyı kaldırmıştık. Katımızdan bir rahmet ve kulluk edenlere bir hatıra olmak üzere, ona hem ailesini, hem de bir katını vermiştik.
İskender Evrenosoğlu : Bunun üzerine ona icabet ettik (duasını kabul ettik). Böylece zarar veren şeyi giderdik (hastalığı iyileştirdik). Kullara bir zikir (öğüt) ve katımızdan bir rahmet olsun diye. Ona ehlini (ailesini) ve onlarla beraber bir mislini daha verdik.
Muhammed Esed : Bunun üzerine, o(nun bu yakarışı)na karşılık verdik ve o'nu çektiği dertten kurtardık; ayrıca, o'na katımızdan bir rahmet ve Bize kulluk edenlere bir ders olmak üzere, sayılarını bir kat artırarak yeni bir zürriyyet verdik.
Ömer Nasuhi Bilmen : Biz de O'nun duasını kabul ettik de O'nda olan ızdırabı açıverdik ve O'na ehlini ve onlar ile beraber onların bir mislini kendi tarafımızdan bir rahmet ve ibadet edenler için bir mev'ize olmak üzere verdik.
Ömer Öngüt : Biz de onun bu niyazını kabul etmiş, uğradığı sıkıntıyı kaldırmış, tarafımızdan bir rahmet ve kulluk edenler için bir hatıra olmak üzere ona hem âilesini hem de kaybettikleriyle beraber bir mislini daha vermiştik.
Şaban Piriş : Onun duasını kabul etmiş ve sıkıntısını gidermiştik. Ona, ailesini ve onlarla beraber, katımızdan bir rahmet ve kulluk edenlere bir ibret olarak bir katını daha vermiştik.
Suat Yıldırım : (83-84) Eyyûb’u da an. Hani o: "Ya Rabbî, bu dert bana iyice dokundu. Sen merhametlilerin en merhametli olanısın" diye niyaz etmiş, Biz de onun duasını kabul buyurup katımızdan bir lütuf ve ibadet edenlere bir ders olmak üzere, hastalığını iyileştirmiş, kendisine aile ve dostlarını bir misliyle beraber vermiştik.
Süleyman Ateş : Biz de onun du'âsını kabul etmiş, kendisine bulaşan derdi kaldırmıştık; ona tarafımızdan bir rahmet ve ibâdet edenler için bir öğüt olarak âilesini ve onlarla beraber bir katını daha vermiştik.
Tefhim-ul Kuran : Böylece onun duasına icabet ettik. Kendisinden o derdi giderdik; ona katımızdan bir rahmet ve ibadet edenler için bir zikir olmak üzere ailesini ve onlarla birlikte bir katını daha verdik.
Ümit Şimşek : Biz de onun duasını kabul ettik, bütün dertlerini giderdik; katımızdan bir rahmet eseri ve Allah'a kulluk edenlere bir ibret olarak, ailesini ve bir o kadarını daha ona bağışladık.
Yaşar Nuri Öztürk : Hemen cevap verdik ona, kendisindeki derdi kaldırdık. Tarafımızdan bir rahmet ve ibadet edenler için bir hatırlatma olarak, ona ailesini ve beraberinde benzerlerini de verdik.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}