» 21 / Enbiyâ  52:

Kuran Sırası: 21
İniş Sırası: 73
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112

 » 21 / Enbiyâ  Suresi: 52
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. إِذْ (ÎZ̃) = iƶ : hani
2. قَالَ (GEL) = ḳāle : demişti ki
3. لِأَبِيهِ (LÊBYH) = liebīhi : babasına
4. وَقَوْمِهِ (VGVMH) = ve ḳavmihi : ve kavmine
5. مَا (ME) = mā : nedir?
6. هَٰذِهِ (HZ̃H) = hāƶihi : şu
7. التَّمَاثِيلُ (ELTMES̃YL) = t-temāṧīlu : heykeller
8. الَّتِي (ELTY) = lletī :
9. أَنْتُمْ (ÊNTM) = entum : sizin
10. لَهَا (LHE) = lehā : kendisine
11. عَاكِفُونَ (AEKFVN) = ǎākifūne : taptığınız
hani | demişti ki | babasına | ve kavmine | nedir? | şu | heykeller | | sizin | kendisine | taptığınız |

[] [GVL] [EBV] [GVM] [] [] [MS̃L] [] [] [] [AKF]
ÎZ̃ GEL LÊBYH VGVMH ME HZ̃H ELTMES̃YL ELTY ÊNTM LHE AEKFVN

ḳāle liebīhi ve ḳavmihi hāƶihi t-temāṧīlu lletī entum lehā ǎākifūne
إذ قال لأبيه وقومه ما هذه التماثيل التي أنتم لها عاكفون

 » 21 / Enbiyâ  Suresi: 52
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
إذ | ÎZ̃ hani When
قال ق و ل | GVL GEL ḳāle demişti ki he said
لأبيه ا ب و | EBV LÊBYH liebīhi babasına to his father
وقومه ق و م | GVM VGVMH ve ḳavmihi ve kavmine and his people,
ما | ME nedir? """What"
هذه | HZ̃H hāƶihi şu (are) these
التماثيل م ث ل | MS̃L ELTMES̃YL t-temāṧīlu heykeller [the] statues
التي | ELTY lletī which
أنتم | ÊNTM entum sizin you
لها | LHE lehā kendisine to it
عاكفون ع ك ف | AKF AEKFVN ǎākifūne taptığınız "(are) devoted?"""

21:52 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

hani | demişti ki | babasına | ve kavmine | nedir? | şu | heykeller | | sizin | kendisine | taptığınız |

[] [GVL] [EBV] [GVM] [] [] [MS̃L] [] [] [] [AKF]
ÎZ̃ GEL LÊBYH VGVMH ME HZ̃H ELTMES̃YL ELTY ÊNTM LHE AEKFVN

ḳāle liebīhi ve ḳavmihi hāƶihi t-temāṧīlu lletī entum lehā ǎākifūne
إذ قال لأبيه وقومه ما هذه التماثيل التي أنتم لها عاكفون

[] [ق و ل] [ا ب و] [ق و م] [] [] [م ث ل] [] [] [] [ع ك ف]

 » 21 / Enbiyâ  Suresi: 52
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
إذ | ÎZ̃ hani When
,Zel,
,700,
T – time adverb
ظرف زمان
قال ق و ل | GVL GEL ḳāle demişti ki he said
Gaf,Elif,Lam,
100,1,30,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
لأبيه ا ب و | EBV LÊBYH liebīhi babasına to his father
Lam,,Be,Ye,He,
30,,2,10,5,
P – prefixed preposition lām
N – genitive masculine singular noun
PRON – 3rd person masculine singular possessive pronoun
جار ومجرور والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
وقومه ق و م | GVM VGVMH ve ḳavmihi ve kavmine and his people,
Vav,Gaf,Vav,Mim,He,
6,100,6,40,5,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – genitive masculine noun
PRON – 3rd person masculine singular possessive pronoun
الواو عاطفة
اسم مجرور والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
ما | ME nedir? """What"
Mim,Elif,
40,1,
REL – relative pronoun
اسم موصول
هذه | HZ̃H hāƶihi şu (are) these
He,Zel,He,
5,700,5,
DEM – feminine singular demonstrative pronoun
اسم اشارة
التماثيل م ث ل | MS̃L ELTMES̃YL t-temāṧīlu heykeller [the] statues
Elif,Lam,Te,Mim,Elif,Se,Ye,Lam,
1,30,400,40,1,500,10,30,
N – nominative masculine plural noun
اسم مرفوع
التي | ELTY lletī which
Elif,Lam,Te,Ye,
1,30,400,10,
REL – feminine singular relative pronoun
اسم موصول
أنتم | ÊNTM entum sizin you
,Nun,Te,Mim,
,50,400,40,
PRON – 2nd person masculine plural personal pronoun
ضمير منفصل
لها | LHE lehā kendisine to it
Lam,He,Elif,
30,5,1,
P – prefixed preposition lām
PRON – 3rd person feminine singular personal pronoun
جار ومجرور
عاكفون ع ك ف | AKF AEKFVN ǎākifūne taptığınız "(are) devoted?"""
Ayn,Elif,Kef,Fe,Vav,Nun,
70,1,20,80,6,50,
N – nominative masculine plural active participle
اسم مرفوع
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |إِذْ: hani | قَالَ: demişti ki | لِأَبِيهِ: babasına | وَقَوْمِهِ: ve kavmine | مَا: nedir? | هَٰذِهِ: şu | التَّمَاثِيلُ: heykeller | الَّتِي: | أَنْتُمْ: sizin | لَهَا: kendisine | عَاكِفُونَ: taptığınız |
Kırık Meal (Harekesiz) : |إذ ÎZ̃ hani | قال GEL demişti ki | لأبيه LÊBYH babasına | وقومه WGWMH ve kavmine | ما ME nedir? | هذه HZ̃H şu | التماثيل ELTMES̃YL heykeller | التي ELTY | أنتم ÊNTM sizin | لها LHE kendisine | عاكفون AEKFWN taptığınız |
Kırık Meal (Okunuş) : |: hani | ḳāle: demişti ki | liebīhi: babasına | ve ḳavmihi: ve kavmine | : nedir? | hāƶihi: şu | t-temāṧīlu: heykeller | lletī: | entum: sizin | lehā: kendisine | ǎākifūne: taptığınız |
Kırık Meal (Transcript) : |ÎZ̃: hani | GEL: demişti ki | LÊBYH: babasına | VGVMH: ve kavmine | ME: nedir? | HZ̃H: şu | ELTMES̃YL: heykeller | ELTY: | ÊNTM: sizin | LHE: kendisine | AEKFVN: taptığınız |
Abdulbaki Gölpınarlı : Hani atasına ve kavmine, nedir bu tapıp durduğunuz heykeller demişti.
Adem Uğur : O, babasına ve kavmine: Şu karşısına geçip tapmakta olduğunuz heykeller de ne oluyor? demişti.
Ahmed Hulusi : Hani (İbrahim) babasına ve halkına demişti ki: "Kendilerine tapındığınız bu heykeller de nedir?"
Ahmet Tekin : Hani İbrâhim babasına ve kavmine: 'Şu tapınıp durduğunuz heykeller nedir?' demişti.
Ahmet Varol : O babasına ve kavmine: 'Sizin kendilerine tapınmakta olduğunuz şu heykeller de nedir?' demişti.
Ali Bulaç : Hani babasına ve kavmine demişti ki: "Sizin, karşılarında bel büküp eğilmekte olduğunuz bu temsili heykeller nedir?
Ali Fikri Yavuz : O zaman, babasına ve kavmine şöyle demişti: “- Sizin tapmakta olduğunuz heykeller nedir?”
Bekir Sadak : Ibrahim, babasina ve milletine: «Bu tapinip durdugunuz heykeller nedir?» demisti.
Celal Yıldırım : Hani o bir vakit babasına ve kavmine, «nedir bu üzerine kapanıp durduğunuz heykeller?» demişti.
Diyanet İşleri : Hani o, babasına ve kavmine, “Ne bu tapınıp durduğunuz heykeller?” demişti.
Diyanet İşleri (eski) : İbrahim, babasına ve milletine: 'Bu tapınıp durduğunuz heykeller nedir?' demişti.
Diyanet Vakfi : O, babasına ve kavmine: Şu karşısına geçip tapmakta olduğunuz heykeller de ne oluyor? demişti.
Edip Yüksel : Babasına ve halkına, 'Kendinizi adadığınız bu heykeller de neyin nesidir,' dedi.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : O zaman o, babasına ve kavmine: «Bu tapınıp durduğunuz heykeller nedir?» demişti.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : O vakit babasına ve kavmine dedi ki: «Başına toplanıp durduğunuz şu putlar nedir?»
Elmalılı Hamdi Yazır : O vakıt ki babasına ve kavmine ne bu başına toplanıb durduğunuz temasîl dedi
Fizilal-il Kuran : Hani O babasına ve soydaşlarına «Şu karşılarında saygı duruşu yaptığınız heykeller nedir?» dedi.
Gültekin Onan : Hani babasına ve kavmine demişti ki: "Sizin, karşılarında bel büküp eğilmekte olduğunuz bu temsili heykeller nedir?"
Hakkı Yılmaz : Hani İbrâhîm, babasına ve toplumuna: “Israrla kendisine tapınıp durduğunuz heykeller nedir?” demişti.
Hasan Basri Çantay : O zaman o, babasına ve kavmine: «Sizin tapmakda olduğunuz bu heykeller nedir?» demişdi.
Hayrat Neşriyat : Hani babasına ve kavmine: 'Sizin şu kendilerine tapınıcı olduğunuz heykeller de nedir?' demişti.
İbni Kesir : Hani o, babasına ve kavmine demişti ki: Şu tapınıp durduğunuz heykeller de nedir?
İskender Evrenosoğlu : (İbrâhîm A.S), babasına ve kavmine şöyle demişti: “Sizin ibadet ettiğiniz bu heykeller nedir?”
Muhammed Esed : babasına ve halkına (şöyle): "Kendinizi bu kadar yürekten adadığınız bu biçimsel nesneler nedir?" dediği zaman,
Ömer Nasuhi Bilmen : O vakit ki, babasına ve kavmine dedi ki: «Nedir bu timsaller ki, siz onlara (tapınmaya) devam edip duruyorsunuz?»
Ömer Öngüt : Babasına ve kavmine: “Sizin şu karşısında durup da tapmakta olduğunuz heykeller nedir?” dedi.
Şaban Piriş : Babasına ve kavmine: -Kendilerine bağlandığınız bu heykeller nedir? demişti.
Suat Yıldırım : O vakit babasına ve halkına: "Nedir bu karşısında durup taptığınız heykeller?" dedi.
Süleyman Ateş : Babasına ve kavmine demişti ki: "Sizin şu karşısında durup taptığınız heykeller nedir?"
Tefhim-ul Kuran : Hani babasına ve kavmine demişti ki: «Sizin, karşılarında bel büküp eğilmekte olduğunuz bu temsili heykeller nedir?»
Ümit Şimşek : O vakit İbrahim babası ile kavmine, 'Nedir bu tapıp durduğunuz suretler?' diye sormuştu.
Yaşar Nuri Öztürk : Babasına ve toplumuna şöyle demişti: "Şu başına toplanıp durduğunuz heykeller de ne?"


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}