» 21 / Enbiyâ  Suresi:

Kuran Sırası: 21
İniş Sırası: 73

Kırık Meal (Transcript) Meali
|EGTRB: yaklaştı | LLNES: insanların | ḪSEBHM: hesapları | VHM: fakat onlar | FY: içinde | ĞFLT: gaflet | MARŽVN: yüz çevirmektedirler | (21:1)
|ME: | YÊTYHM: kendilerine gelen | MN: her | Z̃KR: ikazı | MN: -den | RBHM: Rablerin- | MḪD̃S̃: yeni | ÎLE: ancak | ESTMAVH: dinlerler | VHM: onlar | YLABVN: eğlenerek | (21:2)
|LEHYT: eğlencededir | GLVBHM: kalbleri | VÊSRVE: ve gizlediler | ELNCV: aralarındaki konuşmayı | ELZ̃YN: kimseler | ƵLMVE: zulmeden(ler) | HL: değil mi? | HZ̃E: bu | ÎLE: ancak | BŞR: bir insandır | MS̃LKM: sizin gibi | ÊFTÊTVN: şimdi siz kapılacak mısınız? | ELSḪR: büyüye | VÊNTM: siz | TBṦRVN: görüyorken | (21:3)
|GEL: dedi ki | RBY: Rabbim | YALM: bilir | ELGVL: konuşulanı | FY: | ELSMEÙ: gökte | VELÊRŽ: ve yerde | VHV: ve O | ELSMYA: işitendir | ELALYM: bilendir | (21:4)
|BL: hayır | GELVE: dediler | ÊŽĞES̃: (bu) karmakarışık | ÊḪLEM: hayallerdir | BL: hayır | EFTREH: onu uydurmuş | BL: hayır | HV: o | ŞEAR: şa'irdir | FLYÊTNE: bize getirse ya | B ËYT: bir mu'cize | KME: gibi | ÊRSL: gönderildikleri | ELÊVLVN: öncekilerin | (21:5)
|ME: | ËMNT: inanmamıştı | GBLHM: bunlardan önce | MN: hiçbir | GRYT: kent (halkı) | ÊHLKNEHE: helak ettiğimiz | ÊFHM: şimdi bunlar mı? | YÙMNVN: inanacaklar | (21:6)
|VME: | ÊRSLNE: biz göndermedik | GBLK: senden önce | ÎLE: başkasını | RCELE: erkeklerden | NVḪY: vahyedilen | ÎLYHM: kendilerine | FESÊLVE: sorun | ÊHL: ehline | ELZ̃KR: Zikir | ÎN: eğer | KNTM: idiyseniz | LE: | TALMVN: bilmiyor | (21:7)
|VME: ve | CALNEHM: biz onları yapmadık | CSD̃E: ceset(ler) | LE: | YÊKLVN: yemeyen | ELŦAEM: yemek | VME: ve | KENVE: değillerdi | ḢELD̃YN: ölümsüz | (21:8)
|S̃M: sonra | ṦD̃GNEHM: yerine getirdik | ELVAD̃: verdiğimiz sözü | FÊNCYNEHM: onları kurtardık | VMN: ve kimseleri | NŞEÙ: dilediğimiz | VÊHLKNE: ve helak ettik | ELMSRFYN: aşırı gidenleri | (21:9)
|LGD̃: andolsun | ÊNZLNE: indirdik | ÎLYKM: size | KTEBE: bir Kitap | FYH: içinde | Z̃KRKM: Zikr'iniz bulunan | ÊFLE: | TAGLVN: aklınızı kullanmıyor musunuz? | (21:10)
|VKM: ve nicesini | GṦMNE: kırıp geçirdik | MN: -den | GRYT: şehir(ler)- | KENT: olan | ƵELMT: zalim | VÊNŞÊNE: ve inşa ettik | BAD̃HE: onlardan sonra | GVME: bir topluluk | ËḢRYN: başka | (21:11)
|FLME: zaman | ÊḪSVE: hissettikleri | BÊSNE: azabımızı | ÎZ̃E: derhal | HM: onlar | MNHE: oradan | YRKŽVN: kaçıyorlardı | (21:12)
|LE: | TRKŽVE: (boşuna) kaçmayın | VERCAVE: ve dönün | ÎL: | ME: şeylere (ni'metlere) | ÊTRFTM: şımartıldığınız | FYH: içinde | VMSEKNKM: ve yurtlarınıza | LALKM: çünkü | TSÊLVN: sorguya çekileceksiniz | (21:13)
|GELVE: dediler | YE: EY/HEY/AH | VYLNE: eyvah bize | ÎNE: gerçekten biz | KNE: olduk | ƵELMYN: zalimlerden | (21:14)
|FME: | ZELT: kesilmedi | TLK: bu | D̃AVEHM: mırıldanmaları | ḪT: kadar | CALNEHM: biz onları yapıncaya | ḪṦYD̃E: biçilmiş (ekin gibi) | ḢEMD̃YN: sönmüş ateş (gibi) | (21:15)
|VME: ve | ḢLGNE: biz yaratmadık | ELSMEÙ: göğü | VELÊRŽ: ve yeri | VME: ve bulunanları | BYNHME: bunlar arasında | LEABYN: eğlence için | (21:16)
|LV: eğer | ÊRD̃NE: isteseydik | ÊN: | NTḢZ̃: edinmek | LHVE: bir eğlence | LETḢZ̃NEH: edinirdik | MN: | LD̃NE: kendi katımızdan | ÎN: eğer | KNE: olsaydık | FEALYN: yapacak | (21:17)
|BL: hayır | NGZ̃F: biz atarız | BELḪG: hakkı | AL: üstüne | ELBEŦL: batılın | FYD̃MĞH: onun beynini parçalar | FÎZ̃E: derhal | HV: o | ZEHG: yok olur | VLKM: size | ELVYL: yazıklar olsun | MME: ötürü | TṦFVN: yakıştırdıklarınızdan | (21:18)
|VLH: ve onlar | MN: kimseler | FY: olan | ELSMEVET: göklerde | VELÊRŽ: ve yerde | VMN: ve kimseler | AND̃H: O'nun yanındaki | LE: | YSTKBRVN: büyüklenmez | AN: | ABED̃TH: O'na kulluk etmekten | VLE: ve | YSTḪSRVN: yorulmazlar | (21:19)
|YSBḪVN: tesbih ederler | ELLYL: gece | VELNHER: ve gündüz | LE: hiç | YFTRVN: ara vermezler | (21:20)
|ÊM: yoksa | ETḢZ̃VE: edindiler mi? | ËLHT: tanrılar | MN: -den | ELÊRŽ: yer- | HM: onları | YNŞRVN: diriltecek | (21:21)
|LV: eğer | KEN: olsaydı | FYHME: ikisinde | ËLHT: tanrılar | ÎLE: başka | ELLH: Allah'tan | LFSD̃TE: ikisi de bozulup gitmişti | FSBḪEN: yüce(münezzeh)dir | ELLH: Allah | RB: sahibi | ELARŞ: arş'ın | AME: şeylerden | YṦFVN: nitelendirdikleri | (21:22)
|LE: | YSÊL: O sorulmaz | AME: şeylerden | YFAL: yaptığı | VHM: ama onlar | YSÊLVN: sorulurlar | (21:23)
|ÊM: yoksa | ETḢZ̃VE: mı edindiler? | MN: | D̃VNH: O'ndan başka | ËLHT: tanrılar | GL: de ki | HETVE: getirin | BRHENKM: delilinizi | HZ̃E: işte budur | Z̃KR: öğütü | MN: olanların | MAY: benimle beraber | VZ̃KR: ve öğütü | MN: | GBLY: benden öncekilerin | BL: ama | ÊKS̃RHM: çokları | LE: | YALMVN: bilmezler | ELḪG: hakkı | FHM: bundan dolayı onlar | MARŽVN: (haktan) yüz çevirirler | (21:24)
|VME: ve | ÊRSLNE: göndermedik | MN: | GBLK: senden önce | MN: hiçbir | RSVL: peygamber | ÎLE: | NVḪY: diye vahyetmediğimiz | ÎLYH: ona | ÊNH: şüphesiz | LE: yoktur | ÎLH: tanrı | ÎLE: başka | ÊNE: benden | FEABD̃VN: bana kulluk edin | (21:25)
|VGELVE: ve dediler | ETḢZ̃: edindi | ELRḪMN: Rahman | VLD̃E: çocuk | SBḪENH: O münezzehtir | BL: hayır | ABED̃: bilakis | MKRMVN: değerli | (21:26)
|LE: | YSBGVNH: O'ndan önce söylemezler | BELGVL: bir söz | VHM: ve onlar | BÊMRH: O'nun buyruğunu | YAMLVN: yaparlar | (21:27)
|YALM: bilir | ME: olanı | BYN: arasında (önlerinde) | ÊYD̃YHM: ellerinin (önlerinde) | VME: ve olanı | ḢLFHM: arkalarında | VLE: ve | YŞFAVN: şefa'at edemezler | ÎLE: başkasına | LMN: olduklarından | ERTŽ: razı | VHM: ve onlar | MN: -ndan | ḢŞYTH: O'nun korkusu- | MŞFGVN: titrerler | (21:28)
|VMN: ve her kim | YGL: derse | MNHM: onlardan | ÎNY: ben | ÎLH: bir tanrıyım | MN: | D̃VNH: O'ndan başka | FZ̃LK: böylece | NCZYH: onu cezalandırırız | CHNM: cehennemle | KZ̃LK: böyle | NCZY: biz cezalandırırız | ELƵELMYN: zalimleri | (21:29)
|ÊVLM: | YR: görmediler mi? | ELZ̃YN: kimseler | KFRVE: inkar eden(ler) | ÊN: şüphesiz | ELSMEVET: gökler | VELÊRŽ: ve yer | KENTE: idi | RTGE: bitişik | FFTGNEHME: biz onları ayırdık | VCALNE: ve yarattık | MN: -dan | ELMEÙ: su- | KL: her | ŞYÙ: şeyi | ḪY: canlı | ÊFLE: | YÙMNVN: hala inanmıyorlar mı? | (21:30)
|VCALNE: ve yarattık | FY: | ELÊRŽ: yerde | RVESY: yüksek dağlar | ÊN: diye | TMYD̃: sarsar | BHM: onları | VCALNE: ve açtık | FYHE: orada | FCECE: geniş | SBLE: yollar | LALHM: umulur ki | YHTD̃VN: yollarını bulurlar | (21:31)
|VCALNE: ve yaptık | ELSMEÙ: göğü | SGFE: bir tavan | MḪFVƵE: korunmuş | VHM: onlar hala | AN: -nden | ËYETHE: ayetleri- | MARŽVN: yüz çevirmektedirler | (21:32)
|VHV: O'dur | ELZ̃Y: | ḢLG: yaratan | ELLYL: geceyi | VELNHER: ve gündüzü | VELŞMS: ve güneşi | VELGMR: ve ayı | KL: her biri | FY: | FLK: bir yörüngede | YSBḪVN: yüzmektedir | (21:33)
|VME: ve | CALNE: vermedik | LBŞR: hiçbir insana | MN: | GBLK: senden önce | ELḢLD̃: ebedi yaşam | ÊFÎN: şimdi eğer | MT: sen ölürsen | FHM: onlar | ELḢELD̃VN: ebedi (mi kalacaklar?) | (21:34)
|KL: her | NFS: nefis | Z̃EÙGT: tadacaktır | ELMVT: ölümü | VNBLVKM: ve sizi imtihan ederiz | BELŞR: şer ile | VELḢYR: ve hayır ile | FTNT: sınamak için | VÎLYNE: ve (sonunda) bize | TRCAVN: döndürüleceksiniz | (21:35)
|VÎZ̃E: zaman | R ËK: seni gördükleri | ELZ̃YN: kimseler | KFRVE: inkar eden | ÎN: | YTḢZ̃VNK: seni edinmezler | ÎLE: dışında | HZVE: alay konusu etmek | ÊHZ̃E: bu mudur? (diye) | ELZ̃Y: kişi | YZ̃KR: diline dolayan | ËLHTKM: sizin tanrılarınızı | VHM: oysa kendileri | BZ̃KR: Zikri(uyarısı)nı | ELRḪMN: Rahman'ın | HM: onlar | KEFRVN: inkar ediyorlar | (21:36)
|ḢLG: yaratılmıştır | ELÎNSEN: insan | MN: | ACL: aceleden | SÊRYKM: size göstereceğim | ËYETY: ayetlerimi | FLE: | TSTACLVN: benden acele istemeyin | (21:37)
|VYGVLVN: ve diyorlar | MT: ne zaman? | HZ̃E: bu | ELVAD̃: tehdid(ettiğiniz azab) | ÎN: eğer | KNTM: iseniz | ṦED̃GYN: doğru söyleyenler | (21:38)
|LV: eğer | YALM: bir bilselerdi | ELZ̃YN: kimseler | KFRVE: inkar eden(ler) | ḪYN: zamanı | LE: | YKFVN: savamayacakları | AN: -nden | VCVHHM: yüzleri- | ELNER: ateşi | VLE: ne de | AN: -ndan | ƵHVRHM: sırtları- | VLE: ve | HM: onlara | YNṦRVN: yardım da olunmayacakları | (21:39)
|BL: doğrusu | TÊTYHM: o onlara gelecek | BĞTT: ansızın | FTBHTHM: onları şaşırtacak | FLE: | YSTŦYAVN: güçleri yetmeyecek | RD̃HE: onu reddetmeye | VLE: ve ne de | HM: kendilerine | YNƵRVN: süre verilecek | (21:40)
|VLGD̃: ve andolsun | ESTHZÙ: alay edildi | BRSL: peygamberlerle | MN: | GBLK: senden önceki | FḪEG: ama kuşatıverdi | BELZ̃YN: kimseleri | SḢRVE: alay eden(leri) | MNHM: onlarla | ME: şey | KENVE: onların | BH: onunla | YSTHZÙVN: alay ettikleri | (21:41)
|GL: de ki | MN: kim | YKLÙKM: sizi koruyacak? | BELLYL: gece | VELNHER: ve gündüz | MN: -dan | ELRḪMN: Rahman- | BL: hayır | HM: onlar | AN: -inden | Z̃KR: Zikr- | RBHM: Rablerinin | MARŽVN: yüz çeviriyorlar | (21:42)
|ÊM: yoksa | LHM: mı var? | ËLHT: tanrıları | TMNAHM: onları koruyacak | MN: karşı | D̃VNNE: bize | LE: | YSTŦYAVN: onların gücü yetmez | NṦR: yardım etmeye | ÊNFSHM: kendilerine | VLE: ne de | HM: onlara | MNE: bizim tarafımızdan | YṦḪBVN: sahip çıkılır | (21:43)
|BL: bilakis | MTANE: biz yaşattık | HÙLEÙ: onları | V ËBEÙHM: ve atalarını | ḪT: nihayet | ŦEL: uzun geldi | ALYHM: kendilerine | ELAMR: ömür | ÊFLE: | YRVN: görmüyorlar mı? | ÊNE: bizim | NÊTY: gelip | ELÊRŽ: yerlerini (topraklarını) | NNGṦHE: eksilttiğimizi | MN: | ÊŦREFHE: uçlarından | ÊFHM: onlar mı? | ELĞELBVN: üstün gelen | (21:44)
|GL: de ki | ÎNME: ben ancak | ÊNZ̃RKM: sizi uyarıyorum | BELVḪY: vahiyle | VLE: ama | YSMA: işitmez(ler) | ELṦM: sağır(lar) | ELD̃AEÙ: çağırıyı | ÎZ̃E: zaman | ME: | YNZ̃RVN: uyarıldıkları | (21:45)
|VLÙN: ve eğer | MSTHM: onlara dokunsa | NFḪT: bir esinti | MN: -ndan | AZ̃EB: azabı- | RBK: Rabbinin | LYGVLN: derler | YE: EY/HEY/AH | VYLNE: eyvah bize | ÎNE: biz gerçekten | KNE: olmuşuz | ƵELMYN: zalimler | (21:46)
|VNŽA: kurarız | ELMVEZYN: terazileri | ELGSŦ: adalet | LYVM: günü için | ELGYEMT: kıyamet | FLE: asla | TƵLM: haksızlık edilmez | NFS: kimseye | ŞYÙE: hiçbir | VÎN: ve eğer | KEN: olsa | MS̃GEL: ağırlığınca | ḪBT: danesi | MN: | ḢRD̃L: bir hardal | ÊTYNE: getiririz | BHE: onu | VKF: ve biz yeteriz | BNE: olarak | ḪESBYN: hesab gören | (21:47)
|VLGD̃: ve andolsun | ËTYNE: biz verdik | MVS: Musa'ya | VHERVN: ve Harun'a | ELFRGEN: Furkan'ı | VŽYEÙ: ve bir ışık | VZ̃KRE: ve bir öğüt | LLMTGYN: muttakiler için | (21:48)
|ELZ̃YN: onlar | YḢŞVN: korkarlar | RBHM: Rablerinden | BELĞYB: görmeden | VHM: ve onlar | MN: -nden | ELSEAT: (Duruşma) saati- | MŞFGVN: titrerler | (21:49)
|VHZ̃E: bu (Kur'an) | Z̃KR: bir öğüttür | MBERK: mübarek | ÊNZLNEH: ona indirdiğimiz | ÊFÊNTM: şimdi siz ediyor musunuz? | LH: onu | MNKRVN: inkar | (21:50)
|VLGD̃: ve andolsun | ËTYNE: biz vermiştik | ÎBREHYM: İbrahim'e | RŞD̃H: doğru yolu bulma yeteneğini | MN: | GBL: daha önceden | VKNE: ve biz idik | BH: onu | AELMYN: biliyor | (21:51)
|ÎZ̃: hani | GEL: demişti ki | LÊBYH: babasına | VGVMH: ve kavmine | ME: nedir? | HZ̃H: şu | ELTMES̃YL: heykeller | ELTY: | ÊNTM: sizin | LHE: kendisine | AEKFVN: taptığınız | (21:52)
|GELVE: dediler ki | VCD̃NE: bulduk | ËBEÙNE: babalarımızı | LHE: onlara | AEBD̃YN: tapıyorlar | (21:53)
|GEL: dedi | LGD̃: doğrusu | KNTM: | ÊNTM: siz | V ËBEÙKM: ve babalarınız | FY: içindesiniz | ŽLEL: bir sapıklık | MBYN: açık | (21:54)
|GELVE: dediler ki | ÊCÙTNE: bize getirdin mi? | BELḪG: gerçeği | ÊM: yoksa | ÊNT: sen | MN: | ELLEABYN: şaka mı yapıyorsun? | (21:55)
|GEL: dedi | BL: hayır | RBKM: Rabbiniz | RB: Rabbidir | ELSMEVET: göklerin | VELÊRŽ: ve yerin | ELZ̃Y: o ki | FŦRHN: onları yaratmıştır | VÊNE: ve ben de | AL: üzerine | Z̃LKM: bunun | MN: | ELŞEHD̃YN: şahidlik edenlerdenim | (21:56)
|VTELLH: Allah'a and olsun ki | LÊKYD̃N: bir tuzak kuracağım | ÊṦNEMKM: putlarınıza | BAD̃: sonra | ÊN: | TVLVE: siz gittikten | MD̃BRYN: arkanızı dönüp | (21:57)
|FCALHM: nihayet onları etti | CZ̃EZ̃E: parça parça | ÎLE: yalnız hariç | KBYRE: büyüğü | LHM: onların | LALHM: belki | ÎLYH: ona | YRCAVN: müracaat ederler (diye) | (21:58)
|GELVE: dediler | MN: kim? | FAL: yaptı | HZ̃E: bunu | B ËLHTNE: tanrılarımıza | ÎNH: muhakkak o | LMN: biridir | ELƵELMYN: zalimlerden | (21:59)
|GELVE: dediler | SMANE: işittik | FT: bir genç | YZ̃KRHM: onları diline dolayan | YGEL: deniliyormuş | LH: kendisine | ÎBREHYM: İbrahim | (21:60)
|GELVE: dediler | FÊTVE: getirin | BH: onu | AL: önüne | ÊAYN: gözü | ELNES: insanların | LALHM: böylece onlar | YŞHD̃VN: tanık olsunlar | (21:61)
|GELVE: dediler ki | ÊÊNT: sen mi? | FALT: yaptın | HZ̃E: bunu | B ËLHTNE: tanrılarımıza | YE: EY/HEY/AH | ÎBREHYM: İbrahim | (21:62)
|GEL: dedi | BL: hayır | FALH: yapmış | KBYRHM: büyükleri | HZ̃E: işte şu | FESÊLVHM: onlara sorun | ÎN: eğer | KENVE: onlar | YNŦGVN: konuşurlarsa | (21:63)
|FRCAVE: döndüler | ÎL: | ÊNFSHM: kendi vicdanlarına | FGELVE: ve dediler | ÎNKM: hakikaten siz | ÊNTM: sizler | ELƵELMVN: haksızsınız | (21:64)
|S̃M: sonra yine | NKSVE: döndürüldüler | AL: üzerine | RÙVSHM: eski kafaları | LGD̃: muhakkak | ALMT: bilirsin ki | ME: | HÙLEÙ: bunlar | YNŦGVN: konuşmazlar | (21:65)
|GEL: dedi ki | ÊFTABD̃VN: tapıyor musunuz? | MN: | D̃VN: bırakıp da | ELLH: Allah'ı | ME: şeylere | LE: asla | YNFAKM: size fayda vermeyen | ŞYÙE: hiçbir | VLE: ve | YŽRKM: zarar vermeyen | (21:66)
|ÊF: yuh olsun | LKM: size | VLME: ve | TABD̃VN: taptıklarınıza | MN: | D̃VN: dışında | ELLH: Allah'tan | ÊFLE: | TAGLVN: aklınızı kullanmıyor musunuz siz? | (21:67)
|GELVE: dediler ki | ḪRGVH: onu (İbrahim'i) yakın | VENṦRVE: ve yardım edin | ËLHTKM: tanrılarınıza | ÎN: eğer | KNTM: siz | FEALYN: (bir iş) yapacaksanız | (21:68)
|GLNE: biz de dedik ki | YE: EY/HEY/AH | NER: ateş | KVNY: ol | BRD̃E: serin | VSLEME: ve esenlik | AL: | ÎBREHYM: İbrahim'e | (21:69)
|VÊRED̃VE: ve istediler | BH: ona | KYD̃E: bir tuzak kurmak | FCALNEHM: biz de kendilerini uğrattık | ELÊḢSRYN: hüsrana | (21:70)
|VNCYNEH: ve onu kurtardık | VLVŦE: ve Lut'u | ÎL: (getirerek) | ELÊRŽ: bir yere | ELTY: | BERKNE: bereketli kıldığımız | FYHE: | LLAELMYN: alemlere | (21:71)
|VVHBNE: ve hediye ettik | LH: ona | ÎSḪEG: İshak'ı | VYAGVB: ve Ya'kub'u | NEFLT: bağış olarak | VKLE: ve hepsini | CALNE: yaptık | ṦELḪYN: salihlerden | (21:72)
|VCALNEHM: ve onları yaptık | ÊÙMT: önderler | YHD̃VN: doğru yolu gösteren | BÊMRNE: emrimizle | VÊVḪYNE: ve vahyettik | ÎLYHM: onlara | FAL: işler yap | ELḢYRET: hayırlı | VÎGEM: ve doğrul | ELṦLET: SaLâTe/Desteğe | VÎYTEÙ: ve ver | ELZKET: zekat | VKENVE: ve-idiler | LNE: bize | AEBD̃YN: kulluk eder- | (21:73)
|VLVŦE: ve Lut'a | ËTYNEH: verdik | ḪKME: hüküm | VALME: ve ilim | VNCYNEH: ve onu kurtardık | MN: -ten | ELGRYT: bir kent- | ELTY: ki (onlar) | KENT: idiler | TAML: işler yapıyor | ELḢBEÙS̃: çirkin | ÎNHM: gerçekten onlar | KENVE: idiler | GVM: bir kavim | SVÙ: kötü | FESGYN: yoldan çıkan | (21:74)
|VÊD̃ḢLNEH: ve onu soktuk | FY: içine | RḪMTNE: rahmetimizin | ÎNH: çünkü o | MN: -den idi | ELṦELḪYN: -Salihler | (21:75)
|VNVḪE: ve Nuh'u da | ÎZ̃: hani | NED̃: bize yalvarmıştı | MN: | GBL: bunlardan önce | FESTCBNE: biz de kabul etmiştik | LH: onun (du'asını) | FNCYNEH: kendisini kurtarmıştık | VÊHLH: ve ailesini | MN: -dan | ELKRB: sıkıntı- | ELAƵYM: büyük | (21:76)
|VNṦRNEH: ve onu koruduk | MN: -nden | ELGVM: kavmi- | ELZ̃YN: kimselerin | KZ̃BVE: yalanlayan | B ËYETNE: ayetlerimizi | ÎNHM: çünkü onlar | KENVE: olmuşlardı | GVM: bir kavim | SVÙ: kötü | FÊĞRGNEHM: biz de onları boğmuştuk | ÊCMAYN: hepsini | (21:77)
|VD̃EVVD̃: ve Davud'u | VSLYMEN: ve Süleyman'ı | ÎZ̃: hani | YḪKMEN: onlar hükmediyorlardı | FY: hakkında | ELḪRS̃: bir ekin | ÎZ̃: zaman | NFŞT: yayıldığı | FYH: orada | ĞNM: davarının | ELGVM: toplumun | VKNE: biz de idik | LḪKMHM: onların hükümlerine | ŞEHD̃YN: şahid | (21:78)
|FFHMNEHE: onu bellettik | SLYMEN: Süleyman'a | VKLE: ve hepsine | ËTYNE: verdik | ḪKME: hükümdarlık | VALME: ve bilgi | VSḢRNE: ve boyun eğdirdik | MA: onunla beraber | D̃EVVD̃: Davud'a | ELCBEL: dağları | YSBḪN: tesbih eden | VELŦYR: ve kuşları | VKNE: ve biz | FEALYN: (bunları) yaparız | (21:79)
|VALMNEH: ve ona öğretmiştik | ṦNAT: yapmayı | LBVS: zırh | LKM: sizin için | LTḪṦNKM: sizi korumak için | MN: -nden | BÊSKM: savaşın şiddeti- | FHL: (o halde) misiniz? | ÊNTM: siz | ŞEKRVN: şükredenlerden | (21:80)
|VLSLYMEN: ve Süleyman'a | ELRYḪ: fırtınayı | AEṦFT: şiddetli | TCRY: akıp giderdi | BÊMRH: onun emriyle | ÎL: | ELÊRŽ: yere | ELTY: | BERKNE: bereketlendirdiğimiz | FYHE: içini | VKNE: ve biz | BKL: her | ŞYÙ: şeyi | AELMYN: biliriz | (21:81)
|VMN: ve | ELŞYEŦYN: şeytanlardan | MN: kimseleri | YĞVṦVN: denize dalan | LH: kendisi için | VYAMLVN: ve yapan | AMLE: işler | D̃VN: başka | Z̃LK: bundan | VKNE: ve biz idik | LHM: onları | ḪEFƵYN: onun emrinde tutuyor | (21:82)
|VÊYVB: ve Eyyub'u da | ÎZ̃: hani | NED̃: du'a etmişti | RBH: Rabbine | ÊNY: gerçekten diye | MSNY: bana dokundu | ELŽR: bu dert | VÊNT: ve sen | ÊRḪM: en merhametlisisin | ELREḪMYN: merhametlilerin | (21:83)
|FESTCBNE: biz de kabul ettik | LH: onu(n du'asını) | FKŞFNE: ve kaldırdık | ME: ne varsa | BH: onun | MN: | ŽR: derdi | V ËTYNEH: ve ona verdik | ÊHLH: ailesini | VMS̃LHM: ve bir katını daha | MAHM: onlarla beraber | RḪMT: bir rahmet | MN: | AND̃NE: tarafımızdan | VZ̃KR: ve bir öğüt olarak | LLAEBD̃YN: ibadet edenler için | (21:84)
|VÎSMEAYL: ve İsma'il'i | VÎD̃RYS: İdris'i | VZ̃E: ve Zu'(l-Kifl'i) | ELKFL: (ve Zu')l-Kifl'i | KL: hepsi de | MN: | ELṦEBRYN: sabredenlerdendi | (21:85)
|VÊD̃ḢLNEHM: ve onları soktuk | FY: | RḪMTNE: rahmetimize | ÎNHM: çünkü onlar | MN: | ELṦELḪYN: Salihlerdendi | (21:86)
|VZ̃E: ve Zü(nnun'u) | ELNVN: (ve Zün)nun'u | ÎZ̃: zira | Z̃HB: gitmişti | MĞEŽBE: kızarak | FƵN: sanmıştı | ÊN: diye | LN: asla | NGD̃R: güç yetiremeyeceğiz | ALYH: kendisine | FNED̃: nihayet yalvardı | FY: içinde | ELƵLMET: karanlıklar | ÊN: diye | LE: yoktur | ÎLH: tanrı | ÎLE: başka | ÊNT: senden | SBḪENK: senin şanın yücedir | ÎNY: muhakkak ben | KNT: oldum | MN: | ELƵELMYN: zalimlerden | (21:87)
|FESTCBNE: biz de kabul ettik | LH: onu(n du'asını) | VNCYNEH: ve onu kurtardık | MN: | ELĞM: tasadan | VKZ̃LK: işte böyle | NNCY: biz kurtarırız | ELMÙMNYN: inananları | (21:88)
|VZKRYE: ve Zekeriyya'yı da | ÎZ̃: hani | NED̃: du'a etmişti | RBH: Rabbine | RB: Rabbim | LE: | TZ̃RNY: beni bırakma | FRD̃E: tek başıma | VÊNT: ve sen | ḢYR: en iyisisin | ELVERS̃YN: varislerin | (21:89)
|FESTCBNE: kabul buyurduk | LH: onu(n du'asını) | VVHBNE: ve armağan ettik | LH: ona | YḪY: Yahya'yı | VÊṦLḪNE: ve ıslah ettik | LH: kendisi için | ZVCH: eşini | ÎNHM: gerçekten onlar | KENVE: idiler | YSERAVN: koşuyor(lar) | FY: | ELḢYRET: hayır (işlere) | VYD̃AVNNE: ve bize du'a ederlerdi | RĞBE: umarak | VRHBE: ve korkarak | VKENVE: ve idiler | LNE: bize | ḢEŞAYN: derin bir saygı içinde | (21:90)
|VELTY: olanı (Meryemi) | ÊḪṦNT: korumuş | FRCHE: ırzını | FNFḢNE: ve üflemiştik | FYHE: ona | MN: -dan | RVḪNE: ruhumuz- | VCALNEHE: ve onu yapmıştık | VEBNHE: ve oğlunu | ËYT: bir ibret | LLAELMYN: alemlere | (21:91)
|ÎN: işte | HZ̃H: bu | ÊMTKM: sizin ümmetiniz | ÊMT: ümmettir | VEḪD̃T: bir tek | VÊNE: şüphesiz benim | RBKM: sizin Rabbiniz | FEABD̃VN: yalnız bana kulluk edin | (21:92)
|VTGŦAVE: ve parçaladılar | ÊMRHM: işlerini | BYNHM: aralarında | KL: hepsi | ÎLYNE: bize | RECAVN: döneceklerdir | (21:93)
|FMN: kim | YAML: yaparsa | MN: -den | ELṦELḪET: iyi işler- | VHV: ve o | MÙMN: inanmış olarak | FLE: asla | KFREN: nankörlük edilmez | LSAYH: onun çabasına | VÎNE: şüphesiz biz | LH: onu (çalışmasını) | KETBVN: yazmaktayız | (21:94)
|VḪREM: ve (yaşamak) haramdır | AL: | GRYT: bir ülkeye | ÊHLKNEHE: helak ettiğimiz | ÊNHM: onlar | LE: | YRCAVN: bir daha geri dönemezler | (21:95)
|ḪT: nihayet | ÎZ̃E: zaman | FTḪT: önü açıldığı | YÊCVC: Ye'cuc'un | VMÊCVC: ve Me'cuc'un | VHM: ve onlar | MN: | KL: her | ḪD̃B: tepeden | YNSLVN: akın etmeye başladıkları | (21:96)
|VEGTRB: ve yaklaşır | ELVAD̃: va'd | ELḪG: gerçek | FÎZ̃E: birden | HY: o | ŞEḢṦT: donup kalır | ÊBṦER: gözleri | ELZ̃YN: kimselerin | KFRVE: inkar eden(lerin) | YE: EY/HEY/AH | VYLNE: eyvah bize | GD̃: gerçekten | KNE: biz idik | FY: içinde | ĞFLT: gaflet | MN: | HZ̃E: bundan | BL: meğer | KNE: biz | ƵELMYN: zulmediyormuşuz | (21:97)
|ÎNKM: şüphesiz siz | VME: ve | TABD̃VN: taptıklarınız | MN: | D̃VN: başka | ELLH: Allah'tan | ḪṦB: odunusunuz | CHNM: cehennemin | ÊNTM: siz | LHE: oraya | VERD̃VN: gireceksiniz | (21:98)
|LV: eğer | KEN: olsalardı | HÙLEÙ: onlar | ËLHT: tanrılar | ME: | VRD̃VHE: oraya girmezlerdi | VKL: oysa hepsi | FYHE: orada | ḢELD̃VN: sürekli kalacaklardır | (21:99)
|LHM: onlar için vardır | FYHE: orada | ZFYR: bir inleme | VHM: ve onlar | FYHE: orada | LE: hiçbir şey | YSMAVN: işitmezler | (21:100)
|ÎN: kuşkusuz | ELZ̃YN: kimseler | SBGT: geçmiş olan(lar) | LHM: kendilerine | MNE: bizden | ELḪSN: güzellik | ÊVLÙK: işte onlar | ANHE: ondan (cehennemden) | MBAD̃VN: uzaklaştırılmışlardır | (21:101)
|LE: | YSMAVN: duymazlar | ḪSYSHE: onun uğultusunu | VHM: ve onlar | FY: içinde | ME: | EŞTHT: çektiği (ni'metler) | ÊNFSHM: canlarının | ḢELD̃VN: ebedi kalırlar | (21:102)
|LE: asla | YḪZNHM: onları tasalandırmaz | ELFZA: korku | ELÊKBR: en büyük | VTTLGEHM: onları şöyle karşılar | ELMLEÙKT: melekler | HZ̃E: işte bu | YVMKM: gününüzdür | ELZ̃Y: | KNTM: size | TVAD̃VN: va'dedilen | (21:103)
|YVM: o gün | NŦVY: düreriz | ELSMEÙ: göğü | KŦY: dürer gibi | ELSCL: tomarlarını | LLKTB: yazı | KME: gibi | BD̃ÊNE: başladığımız | ÊVL: ilk | ḢLG: yaratmaya | NAYD̃H: onu iade ederiz | VAD̃E: sözdür | ALYNE: üzerimize | ÎNE: şüphesiz | KNE: biz bunu | FEALYN: yapacağız | (21:104)
|VLGD̃: ve andolsun | KTBNE: yazmıştık | FY: | ELZBVR: Zebur'da | MN: | BAD̃: sonra | ELZ̃KR: Zikir'den (Tevrat'tan) | ÊN: mutlaka | ELÊRŽ: arza | YRS̃HE: varis olacak | ABED̃Y: kullarım | ELṦELḪVN: iyi | (21:105)
|ÎN: şüphesiz | FY: vardır | HZ̃E: bunda | LBLEĞE: elbette bir öğüt | LGVM: kavimler için | AEBD̃YN: kulluk eden | (21:106)
|VME: ve | ÊRSLNEK: biz seni göndermedik | ÎLE: başka sebeple | RḪMT: rahmetten | LLAELMYN: alemler için | (21:107)
|GL: de ki | ÎNME: şüphesiz | YVḪ: vahyolunur | ÎLY: bana | ÊNME: ancak | ÎLHKM: Tanrınız | ÎLH: Tanrıdır | VEḪD̃: bir tek | FHL: -mısınız? | ÊNTM: siz | MSLMVN: O'na teslim olacak- | (21:108)
|FÎN: eğer | TVLVE: yüz çevirirlerse | FGL: de ki | ËZ̃NTKM: ben size açıkladım | AL: | SVEÙ: eşit biçimde | VÎN: artık | ÊD̃RY: bilmem | ÊGRYB: yakın mı (olduğunu) | ÊM: yoksa | BAYD̃: uzak (mı olduğunu) | ME: şeyin | TVAD̃VN: tehdid edildiğiniz | (21:109)
|ÎNH: şüphesiz O | YALM: bilir | ELCHR: açığını | MN: | ELGVL: sözün | VYALM: ve bilir | ME: ne | TKTMVN: gizliyorsanız | (21:110)
|VÎN: ve | ÊD̃RY: bilmem | LALH: belki de o | FTNT: denemek içindir | LKM: sizi | VMTEA: ve yaşatmak içindir | ÎL: -ye kadar | ḪYN: bir süre- | (21:111)
|GEL: dedi ki | RB: Rabbim | EḪKM: hükmet | BELḪG: hak ile | VRBNE: ve Rabbimiz | ELRḪMN: çok merhamet edendir | ELMSTAEN: O'nun yardımına sığınılır | AL: karşı | ME: şeye | TṦFVN: sizin nitelendirdiğiniz | (21:112)


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{sure_meali.php}