» 6 / En’âm  109:

Kuran Sırası: 6
İniş Sırası: 55
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165

 » 6 / En’âm  Suresi: 109
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَأَقْسَمُوا (VÊGSMVE) = ve eḳsemū : ve yemin ettiler
2. بِاللَّهِ (BELLH) = billahi : Allah'a
3. جَهْدَ (CHD̃) = cehde : güçlü
4. أَيْمَانِهِمْ (ÊYMENHM) = eymānihim : yeminleriyle
5. لَئِنْ (LÙN) = lein : eğer
6. جَاءَتْهُمْ (CEÙTHM) = cā'ethum : kendilerine gelirse
7. ايَةٌ ( ËYT) = āyetun : bir mu'cize
8. لَيُؤْمِنُنَّ (LYÙMNN) = leyu'minunne : mutlaka inanacaklarına
9. بِهَا (BHE) = bihā : ona
10. قُلْ (GL) = ḳul : de ki
11. إِنَّمَا (ÎNME) = innemā : ancak
12. الْايَاتُ (EL ËYET) = l-āyātu : Mu'cizeler
13. عِنْدَ (AND̃) = ǐnde : katındadır
14. اللَّهِ (ELLH) = llahi : Allah
15. وَمَا (VME) = ve mā : değil misiniz?
16. يُشْعِرُكُمْ (YŞARKM) = yuş'ǐrukum : şuurunda
17. أَنَّهَا (ÊNHE) = ennehā : o (mu'cize)
18. إِذَا (ÎZ̃E) = iƶā : ne zaman
19. جَاءَتْ (CEÙT) = cā'et : gelmiş olsa
20. لَا (LE) = lā :
21. يُؤْمِنُونَ (YÙMNVN) = yu'minūne : onlar inanmazlar
ve yemin ettiler | Allah'a | güçlü | yeminleriyle | eğer | kendilerine gelirse | bir mu'cize | mutlaka inanacaklarına | ona | de ki | ancak | Mu'cizeler | katındadır | Allah | değil misiniz? | şuurunda | o (mu'cize) | ne zaman | gelmiş olsa | | onlar inanmazlar |

[GSM] [] [CHD̃] [YMN] [] [CYE] [EYY] [EMN] [] [GVL] [] [EYY] [AND̃] [] [] [ŞAR] [] [] [CYE] [] [EMN]
VÊGSMVE BELLH CHD̃ ÊYMENHM LÙN CEÙTHM ËYT LYÙMNN BHE GL ÎNME EL ËYET AND̃ ELLH VME YŞARKM ÊNHE ÎZ̃E CEÙT LE YÙMNVN

ve eḳsemū billahi cehde eymānihim lein cā'ethum āyetun leyu'minunne bihā ḳul innemā l-āyātu ǐnde llahi ve mā yuş'ǐrukum ennehā iƶā cā'et yu'minūne
وأقسموا بالله جهد أيمانهم لئن جاءتهم آية ليؤمنن بها قل إنما الآيات عند الله وما يشعركم أنها إذا جاءت لا يؤمنون

 » 6 / En’âm  Suresi: 109
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وأقسموا ق س م | GSM VÊGSMVE ve eḳsemū ve yemin ettiler And they swear
بالله | BELLH billahi Allah'a by Allah
جهد ج ه د | CHD̃ CHD̃ cehde güçlü strongest
أيمانهم ي م ن | YMN ÊYMENHM eymānihim yeminleriyle (of) their oaths
لئن | LÙN lein eğer that if
جاءتهم ج ي ا | CYE CEÙTHM cā'ethum kendilerine gelirse came to them
آية ا ي ي | EYY ËYT āyetun bir mu'cize a sign,
ليؤمنن ا م ن | EMN LYÙMNN leyu'minunne mutlaka inanacaklarına they would surely believe
بها | BHE bihā ona in it.
قل ق و ل | GVL GL ḳul de ki Say,
إنما | ÎNME innemā ancak """Only"
الآيات ا ي ي | EYY EL ËYET l-āyātu Mu'cizeler the signs
عند ع ن د | AND̃ AND̃ ǐnde katındadır (are) with
الله | ELLH llahi Allah "Allah."""
وما | VME ve mā değil misiniz? And what
يشعركم ش ع ر | ŞAR YŞARKM yuş'ǐrukum şuurunda will make you perceive
أنها | ÊNHE ennehā o (mu'cize) that [it]
إذا | ÎZ̃E iƶā ne zaman when
جاءت ج ي ا | CYE CEÙT cā'et gelmiş olsa it comes
لا | LE not
يؤمنون ا م ن | EMN YÙMNVN yu'minūne onlar inanmazlar they will believe.

6:109 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ve yemin ettiler | Allah'a | güçlü | yeminleriyle | eğer | kendilerine gelirse | bir mu'cize | mutlaka inanacaklarına | ona | de ki | ancak | Mu'cizeler | katındadır | Allah | değil misiniz? | şuurunda | o (mu'cize) | ne zaman | gelmiş olsa | | onlar inanmazlar |

[GSM] [] [CHD̃] [YMN] [] [CYE] [EYY] [EMN] [] [GVL] [] [EYY] [AND̃] [] [] [ŞAR] [] [] [CYE] [] [EMN]
VÊGSMVE BELLH CHD̃ ÊYMENHM LÙN CEÙTHM ËYT LYÙMNN BHE GL ÎNME EL ËYET AND̃ ELLH VME YŞARKM ÊNHE ÎZ̃E CEÙT LE YÙMNVN

ve eḳsemū billahi cehde eymānihim lein cā'ethum āyetun leyu'minunne bihā ḳul innemā l-āyātu ǐnde llahi ve mā yuş'ǐrukum ennehā iƶā cā'et yu'minūne
وأقسموا بالله جهد أيمانهم لئن جاءتهم آية ليؤمنن بها قل إنما الآيات عند الله وما يشعركم أنها إذا جاءت لا يؤمنون

[ق س م] [] [ج ه د] [ي م ن] [] [ج ي ا] [ا ي ي] [ا م ن] [] [ق و ل] [] [ا ي ي] [ع ن د] [] [] [ش ع ر] [] [] [ج ي ا] [] [ا م ن]

 » 6 / En’âm  Suresi: 109
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وأقسموا ق س م | GSM VÊGSMVE ve eḳsemū ve yemin ettiler And they swear
Vav,,Gaf,Sin,Mim,Vav,Elif,
6,,100,60,40,6,1,
REM – prefixed resumption particle
V – 3rd person masculine plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
الواو استئنافية
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
بالله | BELLH billahi Allah'a by Allah
Be,Elif,Lam,Lam,He,
2,1,30,30,5,
"P – prefixed preposition bi
PN – genitive proper noun → Allah"
جار ومجرور
جهد ج ه د | CHD̃ CHD̃ cehde güçlü strongest
Cim,He,Dal,
3,5,4,
N – accusative masculine verbal noun
اسم منصوب
أيمانهم ي م ن | YMN ÊYMENHM eymānihim yeminleriyle (of) their oaths
,Ye,Mim,Elif,Nun,He,Mim,
,10,40,1,50,5,40,
N – genitive masculine plural noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم مجرور و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
لئن | LÙN lein eğer that if
Lam,,Nun,
30,,50,
EMPH – emphatic prefix lām
COND – conditional particle
اللام لام التوكيد
حرف شرط
جاءتهم ج ي ا | CYE CEÙTHM cā'ethum kendilerine gelirse came to them
Cim,Elif,,Te,He,Mim,
3,1,,400,5,40,
V – 3rd person feminine singular perfect verb
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
فعل ماض و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
آية ا ي ي | EYY ËYT āyetun bir mu'cize a sign,
,Ye,Te merbuta,
,10,400,
N – nominative feminine singular indefinite noun
اسم مرفوع
ليؤمنن ا م ن | EMN LYÙMNN leyu'minunne mutlaka inanacaklarına they would surely believe
Lam,Ye,,Mim,Nun,Nun,
30,10,,40,50,50,
EMPH – emphatic prefix lām
V – 3rd person masculine plural (form IV) imperfect verb
EMPH – emphatic suffix nūn
اللام لام التوكيد
فعل مضارع والنون للتوكيد
بها | BHE bihā ona in it.
Be,He,Elif,
2,5,1,
P – prefixed preposition bi
PRON – 3rd person feminine singular personal pronoun
جار ومجرور
قل ق و ل | GVL GL ḳul de ki Say,
Gaf,Lam,
100,30,
V – 2nd person masculine singular imperative verb
فعل أمر
إنما | ÎNME innemā ancak """Only"
,Nun,Mim,Elif,
,50,40,1,
ACC – accusative particle
PREV – preventive particle
كافة ومكفوفة
الآيات ا ي ي | EYY EL ËYET l-āyātu Mu'cizeler the signs
Elif,Lam,,Ye,Elif,Te,
1,30,,10,1,400,
N – nominative feminine plural noun
اسم مرفوع
عند ع ن د | AND̃ AND̃ ǐnde katındadır (are) with
Ayn,Nun,Dal,
70,50,4,
LOC – accusative location adverb
ظرف مكان منصوب
الله | ELLH llahi Allah "Allah."""
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – genitive proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مجرور
وما | VME ve mā değil misiniz? And what
Vav,Mim,Elif,
6,40,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
INTG – interrogative noun
الواو عاطفة
اسم استفهام
يشعركم ش ع ر | ŞAR YŞARKM yuş'ǐrukum şuurunda will make you perceive
Ye,Şın,Ayn,Re,Kef,Mim,
10,300,70,200,20,40,
V – 3rd person masculine singular (form IV) imperfect verb
PRON – 2nd person masculine plural object pronoun
فعل مضارع والكاف ضمير متصل في محل نصب مفعول به
أنها | ÊNHE ennehā o (mu'cize) that [it]
,Nun,He,Elif,
,50,5,1,
ACC – accusative particle
PRON – 3rd person feminine singular object pronoun
حرف نصب من اخوات «ان» و«ها» ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
إذا | ÎZ̃E iƶā ne zaman when
,Zel,Elif,
,700,1,
T – time adverb
ظرف زمان
جاءت ج ي ا | CYE CEÙT cā'et gelmiş olsa it comes
Cim,Elif,,Te,
3,1,,400,
V – 3rd person feminine singular perfect verb
فعل ماض
لا | LE not
Lam,Elif,
30,1,
NEG – negative particle
حرف نفي
يؤمنون ا م ن | EMN YÙMNVN yu'minūne onlar inanmazlar they will believe.
Ye,,Mim,Nun,Vav,Nun,
10,,40,50,6,50,
V – 3rd person masculine plural (form IV) imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَأَقْسَمُوا: ve yemin ettiler | بِاللَّهِ: Allah'a | جَهْدَ: güçlü | أَيْمَانِهِمْ: yeminleriyle | لَئِنْ: eğer | جَاءَتْهُمْ: kendilerine gelirse | ايَةٌ: bir mu'cize | لَيُؤْمِنُنَّ: mutlaka inanacaklarına | بِهَا: ona | قُلْ: de ki | إِنَّمَا: ancak | الْايَاتُ: Mu'cizeler | عِنْدَ: katındadır | اللَّهِ: Allah | وَمَا: değil misiniz? | يُشْعِرُكُمْ: şuurunda | أَنَّهَا: o (mu'cize) | إِذَا: ne zaman | جَاءَتْ: gelmiş olsa | لَا: | يُؤْمِنُونَ: onlar inanmazlar |
Kırık Meal (Harekesiz) : |وأقسموا WÊGSMWE ve yemin ettiler | بالله BELLH Allah'a | جهد CHD̃ güçlü | أيمانهم ÊYMENHM yeminleriyle | لئن LÙN eğer | جاءتهم CEÙTHM kendilerine gelirse | آية ËYT bir mu'cize | ليؤمنن LYÙMNN mutlaka inanacaklarına | بها BHE ona | قل GL de ki | إنما ÎNME ancak | الآيات EL ËYET Mu'cizeler | عند AND̃ katındadır | الله ELLH Allah | وما WME değil misiniz? | يشعركم YŞARKM şuurunda | أنها ÊNHE o (mu'cize) | إذا ÎZ̃E ne zaman | جاءت CEÙT gelmiş olsa | لا LE | يؤمنون YÙMNWN onlar inanmazlar |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve eḳsemū: ve yemin ettiler | billahi: Allah'a | cehde: güçlü | eymānihim: yeminleriyle | lein: eğer | cā'ethum: kendilerine gelirse | āyetun: bir mu'cize | leyu'minunne: mutlaka inanacaklarına | bihā: ona | ḳul: de ki | innemā: ancak | l-āyātu: Mu'cizeler | ǐnde: katındadır | llahi: Allah | ve mā: değil misiniz? | yuş'ǐrukum: şuurunda | ennehā: o (mu'cize) | iƶā: ne zaman | cā'et: gelmiş olsa | : | yu'minūne: onlar inanmazlar |
Kırık Meal (Transcript) : |VÊGSMVE: ve yemin ettiler | BELLH: Allah'a | CHD̃: güçlü | ÊYMENHM: yeminleriyle | LÙN: eğer | CEÙTHM: kendilerine gelirse | ËYT: bir mu'cize | LYÙMNN: mutlaka inanacaklarına | BHE: ona | GL: de ki | ÎNME: ancak | EL ËYET: Mu'cizeler | AND̃: katındadır | ELLH: Allah | VME: değil misiniz? | YŞARKM: şuurunda | ÊNHE: o (mu'cize) | ÎZ̃E: ne zaman | CEÙT: gelmiş olsa | LE: | YÙMNVN: onlar inanmazlar |
Abdulbaki Gölpınarlı : Onlar, kendilerine bir delil gelirse inanacaklarına dâir çok sıkı yemin ettiler. De ki: Deliller, Allah katındadır, fakat delil gelse de inanmayacaklarını anlamaz mısınız?
Adem Uğur : Kendilerine bir mucize gelirse ona mutlaka inanacaklarına dair kuvvetli bir şekilde Allah'a and içtiler. De ki: Mucizeler ancak Allah katındandır. Ama mucize geldiğinde de inanmayacaklarının farkında mısınız?
Ahmed Hulusi : Eğer onlara bir mucize gelirse ona mutlaka iman edeceklerine dair, Allâh adına olanca güçleriyle yemin ettiler. De ki: "Mucizeler yalnız indAllâh'tadır". . . O (mucize) geldiği zaman da iman etmeyeceklerinin farkında değil misiniz?
Ahmet Tekin : Kendilerine, seni tasdik eden bir âyet, bir mûcize gelirse, ona mutlaka inanacaklarına dair peşpeşe Allah’a büyük yeminler ettiler. 'Mûcizeler ancak Allah katındadır' de. Onlara mûcizeler geldiğinde de iman etmeyeceklerini sen nereden bileceksin?
Ahmet Varol : Kendilerine bir mucizenin gelmesi durumunda iman edecekleri konusunda bütün güçleriyle Allah'a yemin ettiler. De ki: 'Mucizeler Allah katındadır.' Üstelik o gelse de onların yine iman etmeyeceklerinin bilincinde değil misiniz?
Ali Bulaç : Olanca yeminleriyle, eğer kendilerine bir ayet gelse, kesin olarak ona inanacaklarına dair Allah'a yemin ettiler. De ki: "Ayetler, ancak Allah katındadır"; onlara (mucizeler) gelse de kuşkusuz inanmayacaklarının şuurunda değil misiniz?
Ali Fikri Yavuz : Müşrikler, kuvvetli olarak Allah’a yemin ettiler ki, eğer kendilerine istedikleri gibi bir âyet (mûcize) gelirse, muhakkak ona iman edeceklerdir. De ki: “-Âyetler ancak Allah katındadır.” Ey müminler ! Siz farkında değilsiniz; o âyet (mûcize) geldiği vakit de iman etmiyecekler.
Bekir Sadak : Kendilerine bir mucize gosterilirse, mutlaka ona inananacaklarina dair butun gucleriyle Allah'a yemin ederler. De ki: «Mucizeler, ancak Allah katindadir"; onlarin, mucize geldigi zaman da inanmayacaklarini anlamiyor musunuz?
Celal Yıldırım : Eğer kendilerine (arzuları doğrultusunda) bir mu'cize gelirse, herhalde ona inanacaklarına dair olanca yeminleriyle yemin ettiler. De ki: Mu'cizeler ancak Allah katındadır. Farkında değilsiniz, onlara mu'cize gelse yine de inanmazlar.
Diyanet İşleri : Eğer kendilerine (başka) bir mucize gelirse, mutlaka ona inanacaklarına dair en güçlü yeminleriyle Allah’a yemin ettiler. De ki: “Mucizeler ancak Allah katındadır. O mucizeler geldiği vakit de inanmayacaklarını siz ne bileceksiniz?”
Diyanet İşleri (eski) : Kendilerine bir mucize gösterilirse, mutlaka ona inanacaklarına dair bütün güçleriyle Allah'a yemin ederler. De ki: 'Mucizeler, ancak Allah katındadır'; onların, mucize geldiği zaman da inanmayacaklarını anlamıyor musunuz?
Diyanet Vakfi : Kendilerine bir mucize gelirse ona mutlaka inanacaklarına dair kuvvetli bir şekilde Allah'a and içtiler. De ki: Mucizeler ancak Allah katındandır. Ama mucize geldiğinde de inanmayacaklarının farkında mısınız?
Edip Yüksel : Kendilerine bir mucize gelse ona mutlaka inanacaklarına dair tüm güçleriyle ALLAH'a yemin ederler. De ki: 'Mucizeler ALLAH'ın yanındadır.' Mucize geldiği zaman da onların inanmıyacağını bilmez misiniz?
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Müşrikler, kendilerine bir mucize gelirse ona mutlaka iman edeceklerine dair en ağır yeminleriyle Allah'a yemin ettiler. De ki: «Mucizeler ancak Allah katındadır». Onlara mucizeler geldiğinde de iman etmeyeceklerini siz nerden bileceksiniz?
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Bir de onlar en ağır yeminleriyle Allah'a yemin ediyorlar ki kendilerine bambaşka bir mucize gelseymiş, muhakkak ona inanacaklarmış. De ki: «Mucizeler ancak Allah katındadır!» Onlara mucizeler geldiğinde de iman etmeyeceklerini siz nereden bileceksiniz.
Elmalılı Hamdi Yazır : Bir de olanca yeminleriyle Allah kasem ettiler ki: eğer kendilerine bambaşka bir âyet gelirse imiş her halde ona iymân edeceklermiş, de ki «Âyetler ancak Allahın nezdinde» siz ne bileceksiniz ki doğrusu: onlar o âyet geldiği vakit de iymân etmiyecekler
Fizilal-il Kuran : Onlar kesin bir dille Allah adına yemin ederek, eğer kendilerine bir mucize gelirse O'na mutlaka inanacaklarını söylediler. De ki; «Mucizeler sırf Allah'ın tekelindedir.» Hem bilmiyor musunuz ki, eğer o mucize gelse, onlar yine inanmazlar.
Gültekin Onan : Olanca yeminleriyle, eğer kendilerine bir ayet gelse, kesin olarak ona inanacaklarına dair Tanrı'ya yemin ettiler. De ki: "Ayetler ancak Tanrı katındadır"; onlara gelse de kuşkusuz inanmayacaklarının şuurunda değil misiniz?
Hakkı Yılmaz : Ve ortak koşanlar, kendilerine bir alâmet/gösterge gelirse, ona kesinlikle iman edeceklerine dair en ağır yeminleriyle Allah'a yemin ettiler. De ki: “Alâmetler/ göstergeler ancak Allah katındadır.” Onlara alâmetler/ göstergeler geldiğinde de iman etmeyeceklerini anlamıyor musunuz?
Hasan Basri Çantay : Allaha yeminlerinin bütün hızıyla andetdiler ki eğer kendilerine (istedikleri gibi) bir âyet (bir mu'cize) gelirse her halde ona inanacaklar. De ki: «Âyetler ancak Allahın nezdindedir». O (âyet) geldiği zaman da onların yine îman etmeyeceklerinin siz farkında değil misiniz?
Hayrat Neşriyat : Fakat kendilerine bir mu'cize gelirse, ona mutlaka inanacaklarına, bütün güçleriyle Allah’a yemîn ettiler. De ki: 'Mu'cizeler, ancak Allah katındadır.' (Ey mü’minler!) Peki gerçekten o (mu'cize) geldiği zaman (onların yine) îmân etmeyeceklerini siz ne bileceksiniz?
İbni Kesir : Onlar, bütün güçleriyle Allah'a yemin ettiler ki; eğer kendilerine bir ayet gelirse mutlaka ona inanacaklar. De ki: Ayetler; ancak Allah'ın nezdindedir. O, geldiği zaman da onların yine inanmayacaklarının farkında değil misiniz?
İskender Evrenosoğlu : Ve eğer onlara bir âyet (mucize) gelirse, ona mutlaka inanacaklarına dair, Allah'a en kuvvetli yeminleri ile yemin ettiler. “Muhakkak ki; âyetler (mucizeler) ancak Allah'ın katındadır (İndi İlâhi'dedir)” de. Ve (âyet) geldiği zaman onların inanmayacaklarının siz farkında değilsiniz.
Muhammed Esed : Şimdi en emin ve kararlı şekilde Allaha yemin ediyorlar ki eğer kendilerine bir mucize gösterilmiş olsaydı bu (ilahi kelam)a gerçekten inanmış olacaklardı. De ki: "Mucizeler yalnız Allahın elindedir!" Ve hepinizin bildiği gibi, onlara bir mucize gösterilmiş olsaydı bile ona inanmazlardı
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve Allah Teâlâ'ya olanca yeminleriyle kasem ettiler ki, eğer onlara bir âyet gelirse elbette O'na imân edecekler. De ki: «Âyetler ancak Allah'ın indindedir.» Size ne bildirecektir ki, o âyet geldiği vakit de yine imân etmeyeceklerdir.
Ömer Öngüt : Kendilerine bir âyet (mucize) gelirse, mutlaka ona iman edeceklerine dair en ağır bir biçimde Allah'a yemin ettiler. De ki: “Âyetler (mucizeler) ancak Allah katındadır. ” Onlara âyet (mucize) gelse de iman etmeyeceklerinin farkında değil misin?
Şaban Piriş : Müşrikler, kendilerine bir mucize gelirse, ona mutlaka iman edeceklerine bütün güçleriyle Allah’a yemin etmişlerdi. De ki: -Mucizeler ancak Allah’ın yanındadır. Hem mucize gelse bile ona inanmazlardı.
Suat Yıldırım : Kendilerine bambaşka bir mûcize geldiği takdirde mutlaka ona inanacaklarına dair vargüçleriyle Allah’a yemin ettiler. De ki: "Mûcizeler ancak Allah’ın yanındadır." O istedikleri mûcize geldiği zaman onların yine de iman etmeyeceklerinin siz farkında değil misiniz?
Süleyman Ateş : Eğer kendilerine bir mu'cize gelirse ona mutlaka inanacaklarına olanca güçleriyle Allah'a yemin ettiler. De ki: "Mu'cizeler ancak Allâh'ın yanındadır." Hem bilir misiniz o (mu'cize) gelmiş olsa da onlar yine inanmazlar?
Tefhim-ul Kuran : Olanca yeminleriyle, eğer kendilerine bir ayet gelse, kesin olarak ona inanacaklarına dair Allah'a yemin ettiler. De ki: «ayetler, ancak Allah katındadır»; onlara (mucizeler) gelse de kuşkusuz inanmayacaklarının şuurunda değil misiniz?
Ümit Şimşek : Kendilerine bir mucize gelirse sana iman edeceklerine dair var güçleriyle Allah'a yemin ettiler. De ki: Mucizeler Allah katındadır. Yoksa mucize geldiğinde de iman etmeyeceklerinin bilincinde değil misiniz?
Yaşar Nuri Öztürk : Tüm yeminleriyle Allah'a yemin ettiler ki, eğer kendilerine bir mucize gelirse ona mutlaka inanacaklar. Söyle onlara: "Mucizeler ancak Allah'ın katındadır." Mucize geldiğinde de iman etmeyeceklerini anlamıyor musunuz?


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}