ACC – accusative particle PRON – 3rd person masculine singular object pronoun حرف نصب والهاء ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
كان
ك و ن | KVN
KEN
kāne
idi
(there) was
Kef,Elif,Nun, 20,1,50,
V – 3rd person masculine singular perfect verb فعل ماض
فريق
ف ر ق | FRG
FRYG
ferīḳun
bir zümre
a party
Fe,Re,Ye,Gaf, 80,200,10,100,
N – nominative masculine indefinite noun اسم مرفوع
من
|
MN
min
-dan
of
Mim,Nun, 40,50,
P – preposition حرف جر
عبادي
ع ب د | ABD̃
ABED̃Y
ǐbādī
kullarım-
My slaves
Ayn,Be,Elif,Dal,Ye, 70,2,1,4,10,
N – genitive masculine plural noun PRON – 1st person singular possessive pronoun اسم مجرور والياء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
يقولون
ق و ل | GVL
YGVLVN
yeḳūlūne
diyorlar
(who) said,
Ye,Gaf,Vav,Lam,Vav,Nun, 10,100,6,30,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb PRON – subject pronoun فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
ربنا
ر ب ب | RBB
RBNE
rabbenā
Rabbimiz
"""Our Lord!"
Re,Be,Nun,Elif, 200,2,50,1,
N – accusative masculine noun PRON – 1st person plural possessive pronoun اسم منصوب و«نا» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
آمنا
ا م ن | EMN
ËMNE
āmennā
inandık
We believe,
,Mim,Nun,Elif, ,40,50,1,
V – 1st person plural (form IV) perfect verb PRON – subject pronoun فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
فاغفر
غ ف ر | ĞFR
FEĞFR
feğfir
bağışla
so forgive
Fe,Elif,Ğayn,Fe,Re, 80,1,1000,80,200,
REM – prefixed resumption particle V – 2nd person masculine singular imperative verb الفاء استئنافية فعل أمر
لنا
|
LNE
lenā
bizi
us
Lam,Nun,Elif, 30,50,1,
P – prefixed preposition lām PRON – 1st person plural personal pronoun جار ومجرور
وارحمنا
ر ح م | RḪM
VERḪMNE
verHamnā
ve bize acı
and have mercy on us,
Vav,Elif,Re,Ha,Mim,Nun,Elif, 6,1,200,8,40,50,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and) V – 2nd person masculine singular imperative verb PRON – 1st person plural object pronoun الواو عاطفة فعل أمر و«نا» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
وأنت
|
VÊNT
ve ente
ve sen
and You
Vav,,Nun,Te, 6,,50,400,
CONJ – prefixed conjunction wa (and) PRON – 2nd person masculine singular personal pronoun الواو عاطفة ضمير منفصل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.
Konu Başlığı: -
Kırık Meal (Arapça) : |إِنَّهُ: gerçek şu ki | كَانَ: idi | فَرِيقٌ: bir zümre | مِنْ: -dan | عِبَادِي: kullarım- | يَقُولُونَ: diyorlar | رَبَّنَا: Rabbimiz | امَنَّا: inandık | فَاغْفِرْ: bağışla | لَنَا: bizi | وَارْحَمْنَا: ve bize acı | وَأَنْتَ: ve sen | خَيْرُ: en hayırlısısın | الرَّاحِمِينَ: acıyanların |
Kırık Meal (Harekesiz) : |إنه ÎNHgerçek şu ki | كان KENidi | فريق FRYGbir zümre | من MN-dan | عبادي ABED̃Ykullarım- | يقولون YGWLWNdiyorlar | ربنا RBNERabbimiz | آمنا ËMNEinandık | فاغفر FEĞFRbağışla | لنا LNEbizi | وارحمنا WERḪMNEve bize acı | وأنت WÊNTve sen | خير ḢYRen hayırlısısın | الراحمين ELREḪMYNacıyanların |
Kırık Meal (Okunuş) : |innehu: gerçek şu ki | kāne: idi | ferīḳun: bir zümre | min: -dan | ǐbādī: kullarım- | yeḳūlūne: diyorlar | rabbenā: Rabbimiz | āmennā: inandık | feğfir: bağışla | lenā: bizi | verHamnā: ve bize acı | ve ente: ve sen | ḣayru: en hayırlısısın | r-rāHimīne: acıyanların |
Kırık Meal (Transcript) : |ÎNH: gerçek şu ki | KEN: idi | FRYG: bir zümre | MN: -dan | ABED̃Y: kullarım- | YGVLVN: diyorlar | RBNE: Rabbimiz | ËMNE: inandık | FEĞFR: bağışla | LNE: bizi | VERḪMNE: ve bize acı | VÊNT: ve sen | ḢYR: en hayırlısısın | ELREḪMYN: acıyanların |
Abdulbaki Gölpınarlı : Şüphe yok ki bir bölük vardır kullarımdan, Rabbimiz derler, inandık, yarlıga bizi ve acı bize ve sensin merhametliler merhametlisi.
Adem Uğur : Zira kullarımdan bir zümre: Rabbimiz! Biz iman ettik; öyle ise bizi affet; bize acı! Sen, merhametlilerin en iyisisin, demişlerdi.
Ahmed Hulusi : "Gerçek şu ki kullarımdan bir kısmı: 'Rabbimiz, iman ettik. . . Bizi mağfiret et ve bize rahmet et. . . Sen Rahıym olanların en hayırlısısın' derlerdi (de). . . "
Ahmet Tekin : Kullarımdan bir zümre:
'Ey Rabbimiz, iman ettik. Bizi koruma kalkanına al, bağışla, bize merhamet et. Sen merhametlilerin en hayırlısısın.' diyorlardı.
Ahmet Varol : Doğrusu kullarımdan bir grup: 'Rabbimiz! Biz iman ettik. Bizi bağışla ve bize merhamet et. Şüphesiz sen merhamet edenlerin en hayırlısısın' diyordu.
Ali Bulaç : "Çünkü gerçekten benim kullarımdan bir grup: "Rabbimiz, iman ettik, sen artık bizi bağışla ve bize merhamet et, sen merhamet edenlerin en hayırlısısın, derlerdi de,"
Ali Fikri Yavuz : Çünkü mümin kullarımdan bir topluluk vardı ki, onlar: “- Ey Rabbimiz, iman ettik, artık bizi bağışla ve bize merhamet et. Sen merhamet edenlerin en hayırlısısın.” derlerken.
Bekir Sadak : (108-11) 1 Allah: «inin oradan! Benimle konusmayin. Kullarimdan bir topluluk: «Rabbimiz! inandik, artik bizi bagisla, bize aci. Sen aciyanlarin en iyisisin» diyordu. Siz ise, onlari alaya aliyordunuz. Bu yaptiklariniz size Beni anmayi unutturuyordu. Onlara hep guluyordunuz. Sabretmelerine karsilik bugun onlari mukafatlandirdim. Dogrusu onlar kurtulanlardir» der.
Celal Yıldırım : Şüphesiz kullarımdan bir grup: «Ey Rabbimiz! İmân ettik, bizi bağışla, bize merhamet eyle; sen merhamet edenlerin en hayırlısısın» derlerdi de,
Diyanet İşleri : Kullarımdan, “Ey Rabbimiz! Biz inandık, bizi bağışla, bize merhamet et, sen merhamet edenlerin en hayırlısısın” diyen bir grup var idi.
Diyanet İşleri (eski) : (108-111) Allah: 'Sinin orada! Benimle konuşmayın. Kullarımdan bir topluluk: 'Rabbimiz! inandık, artık bizi bağışla, bize acı. Sen acıyanların en iyisisin' diyordu. Siz ise, onları alaya alıyordunuz. Bu yaptıklarınız size Beni anmayı unutturuyordu. Onlara hep gülüyordunuz. Sabretmelerine karşılık bugün onları mükafatlandırdım. Doğrusu onlar kurtulanlardır' der.
Diyanet Vakfi : Zira kullarımdan bir zümre: Rabbimiz! Biz iman ettik; öyle ise bizi affet; bize acı! Sen, merhametlilerin en iyisisin, demişlerdi.
Edip Yüksel : 'Kullarımdan bir grup, 'Rabbimiz, inandık, bizi bağışla, bize merhamet et, sen merhamet edenlerin en merhametlisisin.' derdi.'
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Çünkü kullarımdan bir zümre «Rabbimiz! Biz iman ettik; öyle ise bizi bağışla, bize merhamet et, sen, merhametlilerin en iyisisin.» diyorlardı.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Çünkü Kullarımdan: «Ey Rabbimiz, iman ettik; bizi bağışla, bize acı; Sen merhamet edenlerin en hayırlısısın!» diyenler vardı.
Elmalılı Hamdi Yazır : çünkü kullarımdan bir fırka vardı «rabbena amenna fağfirlena verhamna ve ente hayrurrahimin» diyorlardı da
Fizilal-il Kuran : Hani vaktiyle kullarımın bir bölümü 'Ey Rabb'imiz, biz sana inandık, bizi affeyle, bize merhamet et, sen merhamet edenlerin en iyisisin' diyorlardı.»
Gültekin Onan : "Çünkü gerçekten benim kullarımdan bir grup: "Rabbimiz, inandık, sen artık bizi bağışla ve bize merhamet et, sen merhamet edenlerin en hayırlısısın" derlerdi de,"
Hakkı Yılmaz : "Şüphesiz Benim kullarımdan bir grup: “Rabbimiz! Biz iman ettik; artık bizi bağışla, bize merhamet et, Sen merhametlilerin en iyisisin” diyorlardı. "
Hasan Basri Çantay : Çünkü kullarımdan bir zümre vardır ki onlar: «Ey Rabbimiz, îman etdik. Bizi yarlığa, bizi esirge. Sen esirgeyenlerin en hayırlısısın» derlerken,
Hayrat Neşriyat : 'Çünki kullarımdan bir zümre vardı ki: 'Rabbimiz! (Biz) îmân ettik; artık bizi bağışla; bize merhamet buyur; sen merhametlilerin en hayırlısısın!’ diyorlardı.'
İbni Kesir : Çünkü kullarımdan bir zümre vardı ki, onlar: Rabbımız, inandık, artık bağışla bizi, merhamet et bize. Sen merhamet edenlerin en hayırlısısın, diyordu.
İskender Evrenosoğlu : Muhakkak ki kullarımdan bir grup şöyle der: “Rabbimiz, biz âmenû olduk (ölmeden önce Sana ulaşmayı diledik). Artık bize mağfiret et ve bize rahmet et (Rahîm esma'n ile tecelli et). Ve Sen, Rahîm olanların en hayırlısısın.”
Muhammed Esed : "Bakın, kullarımın arasında, 'Ey Rabbimiz! Biz (Sana) inandık; öyleyse, bizim günahlarımızı bağışla ve bize acı, çünkü gerçek acıyan(ımız), esirgeyen(imiz) Sensin! diyenler de vardı;
Ömer Nasuhi Bilmen : «Çünkü kullarımdan bir zümre var idi ki, 'Ey Rabbimiz! Sana imân ettik, artık bizi yarlığa ve bize merhamet buyur ve Sen rahmet edenlerin elbette hayırlısısın' derlerdi.»
Ömer Öngüt : Kullarımdan bir zümre: “Ey Rabbimiz! İnandık, bizi bağışla, bize merhamet et, sen merhamet edenlerin en hayırlısısın. ” diyorlardı.
Şaban Piriş : Çünkü kullarımdan bir grup: -Rabbimiz, iman ettik, bizi bağışla, bize merhamet et, merhamet edenlerin en hayırlısı sensin! derlerdi.
Suat Yıldırım : (109-110) Kullarımdan, bir kısmı "inandık ya Rabbî! Affet günahlarımızı, merhamet et bize, çünkü Sen merhamet edenlerin en iyisi, en hayırlısısın!" dediklerinde, onları alaya alan sizler değil miydiniz! Sonunda sizin bu davranışlarınız Beni gönlünüzden geçirmeyi, Beni yâdetmeyi size unutturdu da, onlarla eğlenip durdunuz.
Süleyman Ateş : "Zira kullarımdan bir zümre: 'Rabbimiz inandık, bizi bağışla, bize acı, sen acıyanların en hayırlısısın' dedikleri için"
Tefhim-ul Kuran : «Çünkü gerçekten benim kullarımdan bir grup: -Rabbimiz, iman ettik, sen artık bizi bağışla ve bize merhamet et, sen merhamet edenlerin en hayırlısısın, derlerdi de,»
Ümit Şimşek : 'Benim kullarımdan bir topluluk vardı ki 'Rabbimiz, iman ettik. Sen de bizi bağışla, bize merhamet et. Sen merhametlilerin en merhametlisisin' derdi.
Yaşar Nuri Öztürk : Kullarımdan bir zümre "Rabbimiz, inandık; affet bizi, acı bize, sen merhametlilerin en hayırlısısın" diyorken,
Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için
TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen
dikkatli olunuz.]