REM – prefixed resumption particle V – 2nd person masculine plural (form VIII) perfect verb PRON – subject pronoun PRON – 3rd person masculine plural object pronoun الفاء استئنافية فعل ماض والتاء ضمير متصل في محل رفع فاعل و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
سخريا
س خ ر | SḢR
SḢRYE
siḣriyyen
alaya
(in) mockery
Sin,Hı,Re,Ye,Elif, 60,600,200,10,1,
N – accusative masculine singular indefinite noun اسم منصوب
حتى
|
ḪT
Hattā
nihayet
until
Ha,Te,, 8,400,,
P – preposition حرف جر
أنسوكم
ن س ي | NSY
ÊNSVKM
ensevkum
size unutturdular
they made you forget
,Nun,Sin,Vav,Kef,Mim, ,50,60,6,20,40,
V – 3rd person masculine plural (form IV) perfect verb PRON – subject pronoun PRON – 2nd person masculine plural object pronoun فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل والكاف ضمير متصل في محل نصب مفعول به
ذكري
ذ ك ر | Z̃KR
Z̃KRY
ƶikrī
beni anmayı
My remembrance,
Zel,Kef,Re,Ye, 700,20,200,10,
N – nominative masculine verbal noun PRON – 1st person singular possessive pronoun اسم مرفوع والياء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
وكنتم
ك و ن | KVN
VKNTM
ve kuntum
ve siz
and you used (to)
Vav,Kef,Nun,Te,Mim, 6,20,50,400,40,
CONJ – prefixed conjunction wa (and) V – 2nd person masculine plural perfect verb PRON – subject pronoun الواو عاطفة فعل ماض والتاء ضمير متصل في محل رفع اسم «كان»
منهم
|
MNHM
minhum
onlara
at them
Mim,Nun,He,Mim, 40,50,5,40,
P – preposition PRON – 3rd person masculine plural object pronoun جار ومجرور
تضحكون
ض ح ك | ŽḪK
TŽḪKVN
teDHakūne
daima gülüyordunuz
laugh.
Te,Dad,Ha,Kef,Vav,Nun, 400,800,8,20,6,50,
V – 2nd person masculine plural imperfect verb PRON – subject pronoun فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.
Konu Başlığı: -
Kırık Meal (Arapça) : |فَاتَّخَذْتُمُوهُمْ: siz onları aldınız | سِخْرِيًّا: alaya | حَتَّىٰ: nihayet | أَنْسَوْكُمْ: size unutturdular | ذِكْرِي: beni anmayı | وَكُنْتُمْ: ve siz | مِنْهُمْ: onlara | تَضْحَكُونَ: daima gülüyordunuz |
Kırık Meal (Harekesiz) : |فاتخذتموهم FETḢZ̃TMWHMsiz onları aldınız | سخريا SḢRYEalaya | حتى ḪTnihayet | أنسوكم ÊNSWKMsize unutturdular | ذكري Z̃KRYbeni anmayı | وكنتم WKNTMve siz | منهم MNHMonlara | تضحكون TŽḪKWNdaima gülüyordunuz |
Kırık Meal (Okunuş) : |fetteḣaƶtumūhum: siz onları aldınız | siḣriyyen: alaya | Hattā: nihayet | ensevkum: size unutturdular | ƶikrī: beni anmayı | ve kuntum: ve siz | minhum: onlara | teDHakūne: daima gülüyordunuz |
Kırık Meal (Transcript) : |FETḢZ̃TMVHM: siz onları aldınız | SḢRYE: alaya | ḪT: nihayet | ÊNSVKM: size unutturdular | Z̃KRY: beni anmayı | VKNTM: ve siz | MNHM: onlara | TŽḪKVN: daima gülüyordunuz |
Abdulbaki Gölpınarlı : Halbuki siz, onları alaya aldınız da sonunda beni anmayı unutturdu size bu hal ve siz onlara gülerdiniz.
Adem Uğur : İşte siz onları alaya aldınız; sonunda onlar (ile alay etmeniz) size beni yâdetmeyi unutturdu, siz onlara gülüyordunuz.
Ahmed Hulusi : "Siz onları alaya aldınız! Hatta (bu hâliniz) Zikrimi (hakikatinizdeki varlığımı hatırlamayı) size unutturdu! Siz onlara gülüyordunuz. "
Ahmet Tekin : 'İşte siz onları alay konusu yaptınız. Alayınız size beni zikretmeyi, bana şükretmeyi, benim övünç kaynağı Kur’ân’ımı, benim şeriatımı unutturdu. Siz onlara alay yollu gülüyordunuz.'
Ahmet Varol : Sizse onları alay konusu edinmiştiniz. Size benim zikrimi unutturdular ve siz onlara gülüyordunuz.
Ali Bulaç : "Siz onları alay konusu edinmiştiniz; öyle ki, size benim zikrimi unutturdular ve siz onlara gülüp duruyordunuz."
Ali Fikri Yavuz : Siz, onları, alaya aldınız. Nihayet bu hareketiniz, bana ibadet etmeyi size unutturdu. Onlara (istihza suretiyle) gülüyordunuz.
Bekir Sadak : (108-11) 1 Allah: «inin oradan! Benimle konusmayin. Kullarimdan bir topluluk: «Rabbimiz! inandik, artik bizi bagisla, bize aci. Sen aciyanlarin en iyisisin» diyordu. Siz ise, onlari alaya aliyordunuz. Bu yaptiklariniz size Beni anmayi unutturuyordu. Onlara hep guluyordunuz. Sabretmelerine karsilik bugun onlari mukafatlandirdim. Dogrusu onlar kurtulanlardir» der.
Celal Yıldırım : Siz onları alaya alırdınız; o kadar ki (bu yaramaz haliniz) beni anmayı size unutturdu ve siz onlara (bakıp bakıp alaylı şekilde) gülüyordunuz.
Diyanet İşleri : Siz ise onlarla alay ediyordunuz. O kadar ki onlar size beni anmayı unutturdu. Onlara hep gülüyordunuz.
Diyanet İşleri (eski) : (108-111) Allah: 'Sinin orada! Benimle konuşmayın. Kullarımdan bir topluluk: 'Rabbimiz! inandık, artık bizi bağışla, bize acı. Sen acıyanların en iyisisin' diyordu. Siz ise, onları alaya alıyordunuz. Bu yaptıklarınız size Beni anmayı unutturuyordu. Onlara hep gülüyordunuz. Sabretmelerine karşılık bugün onları mükafatlandırdım. Doğrusu onlar kurtulanlardır' der.
Diyanet Vakfi : İşte siz onları alaya aldınız; sonunda onlar (ile alay etmeniz) size beni yâdetmeyi unutturdu, siz onlara gülüyordunuz.
Edip Yüksel : 'Sizse onları alaya aldınız ve onlar yüzünden beni anmayı unuttunuz. Onlara gülüp duruyordunuz.'
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : İşte siz onları alaya aldınız; sonunda bu davranışınız size beni yâd etmeyi unutturdu; çünkü siz onlara gülüyordunuz.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Siz, onlarla alay ettiniz, hala Beni anmayı size unutturdular, onlara öyle gülüyordunuz.
Elmalılı Hamdi Yazır : siz onları maskara yerine tuttunuz, hattâ size benim yâdımı unutturdular, onlara öyle gülüyordunuz
Fizilal-il Kuran : Siz onları alaya alıyordunuz. Sonunda bu tutumunuz beni anmayı size unutturdu, artık onlara hep gülüyordunuz.
Gültekin Onan : "Siz onları alay konusu edinmiştiniz; öyle ki, size benim zikrimi unutturdular ve siz onlara gülüp duruyordunuz."
Hakkı Yılmaz : "İşte siz onları alaya aldınız; sonunda da onlar, size Benim anılmamı, öğüdümü unutturdu/terk ettirdi. Ve siz onlara gülüyordunuz. "
Hasan Basri Çantay : Siz onları eğlence edindiniz. Hattâ bu, beni hatırlamayı size unutdurdu. Siz onlara (istihza ile) gülüyordunuz.
Hayrat Neşriyat : 'Hâlbuki (siz) onları eğlence edindiniz; tâ ki (onlar ile alay etmeniz) size beni anmayı unutturdu ve (siz) onlara gülüyordunuz.'
İbni Kesir : Siz ise, onları alaya alıyordunuz. Öyle ki size Benim zikrimi unutturdular. Ve siz, onlara hep gülüyordunuz.
İskender Evrenosoğlu : Böylece onları alay konusu edindiniz. Öyle ki (bu), size Benim zikrimi unutturdu. Ve siz, onlara gülüyordunuz.
Muhammed Esed : fakat siz onları alay konusu yaptınız; öyle ki, bu sonunda size Beni anmayı büsbütün unutturdu; çünkü hep gülüp durdunuz onlara.
Ömer Nasuhi Bilmen : «Halbuki, siz onlara maskara ittihaz ettiniz, tâ ki, bunlar (böyle maskaralıklarınız) size Beni yâd etmeyi unutturdular ve onlardan (istihzâ ile) güler kimseler olmuştunuz.»
Ömer Öngüt : “Siz ise onları alaya alıyordunuz. Bu yaptıklarınız size benim zikrimi, beni anmayı unutturuyordu. Ve hep gülüyordunuz onlara!”
Şaban Piriş : Siz ise size benim zikrimi unutturana kadar onlarla alay ederdiniz. Siz onlara gülerdiniz.
Suat Yıldırım : (109-110) Kullarımdan, bir kısmı "inandık ya Rabbî! Affet günahlarımızı, merhamet et bize, çünkü Sen merhamet edenlerin en iyisi, en hayırlısısın!" dediklerinde, onları alaya alan sizler değil miydiniz! Sonunda sizin bu davranışlarınız Beni gönlünüzden geçirmeyi, Beni yâdetmeyi size unutturdu da, onlarla eğlenip durdunuz.
Süleyman Ateş : "Siz onlarla alay ettiniz, (sürekli onlarla uğraştığınız için onlar) size beni anmayı unutturdular. Siz dâimâ onlara gülüyordunuz."
Tefhim-ul Kuran : «Siz onları alay konusu edinmiştiniz; öyle ki, size benim zikrimi unutturdular ve siz onlara gülüp duruyordunuz.»
Ümit Şimşek : 'Ve siz onları alaya alırdınız. Sonunda bu alaylarınız size Beni anmayı unutturdu da onlara gülüp durdunuz.
Yaşar Nuri Öztürk : Siz onları alaya aldınız. Öyle ki, zikrimi/Kur'anımı size unutturdular. Siz onlara hep gülüyordunuz.
Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için
TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen
dikkatli olunuz.]