» 23 / Mü’minûn  82:

Kuran Sırası: 23
İniş Sırası: 74
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118

 » 23 / Mü’minûn  Suresi: 82
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. قَالُوا (GELVE) = ḳālū : dediler ki
2. أَإِذَا (ÊÎZ̃E) = eiƶā : zaman mı?
3. مِتْنَا (MTNE) = mitnā : öldüğümüz
4. وَكُنَّا (VKNE) = ve kunnā : ve olduğumuz
5. تُرَابًا (TREBE) = turāben : toprak
6. وَعِظَامًا (VAƵEME) = ve ǐZāmen : ve kemik
7. أَإِنَّا (ÊÎNE) = einnā : biz mi?
8. لَمَبْعُوثُونَ (LMBAVS̃VN) = lemeb'ǔṧūne : diriltileceğiz
dediler ki | zaman mı? | öldüğümüz | ve olduğumuz | toprak | ve kemik | biz mi? | diriltileceğiz |

[GVL] [] [MVT] [KVN] [TRB] [AƵM] [] [BAS̃]
GELVE ÊÎZ̃E MTNE VKNE TREBE VAƵEME ÊÎNE LMBAVS̃VN

ḳālū eiƶā mitnā ve kunnā turāben ve ǐZāmen einnā lemeb'ǔṧūne
قالوا أإذا متنا وكنا ترابا وعظاما أإنا لمبعوثون

 » 23 / Mü’minûn  Suresi: 82
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
قالوا ق و ل | GVL GELVE ḳālū dediler ki They said,
أإذا | ÊÎZ̃E eiƶā zaman mı? """What! When"
متنا م و ت | MVT MTNE mitnā öldüğümüz we are dead
وكنا ك و ن | KVN VKNE ve kunnā ve olduğumuz and become
ترابا ت ر ب | TRB TREBE turāben toprak dust
وعظاما ع ظ م | AƵM VAƵEME ve ǐZāmen ve kemik and bones,
أإنا | ÊÎNE einnā biz mi? would we
لمبعوثون ب ع ث | BAS̃ LMBAVS̃VN lemeb'ǔṧūne diriltileceğiz surely be resurrected?

23:82 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

dediler ki | zaman mı? | öldüğümüz | ve olduğumuz | toprak | ve kemik | biz mi? | diriltileceğiz |

[GVL] [] [MVT] [KVN] [TRB] [AƵM] [] [BAS̃]
GELVE ÊÎZ̃E MTNE VKNE TREBE VAƵEME ÊÎNE LMBAVS̃VN

ḳālū eiƶā mitnā ve kunnā turāben ve ǐZāmen einnā lemeb'ǔṧūne
قالوا أإذا متنا وكنا ترابا وعظاما أإنا لمبعوثون

[ق و ل] [] [م و ت] [ك و ن] [ت ر ب] [ع ظ م] [] [ب ع ث]

 » 23 / Mü’minûn  Suresi: 82
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
قالوا ق و ل | GVL GELVE ḳālū dediler ki They said,
Gaf,Elif,Lam,Vav,Elif,
100,1,30,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
أإذا | ÊÎZ̃E eiƶā zaman mı? """What! When"
,,Zel,Elif,
,,700,1,
INTG – prefixed interrogative alif
T – time adverb
الهمزة همزة استفهام
ظرف زمان
متنا م و ت | MVT MTNE mitnā öldüğümüz we are dead
Mim,Te,Nun,Elif,
40,400,50,1,
V – 1st person plural passive perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض مبني للمجهول و«نا» ضمير متصل في محل رفع نائب فاعل
وكنا ك و ن | KVN VKNE ve kunnā ve olduğumuz and become
Vav,Kef,Nun,Elif,
6,20,50,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 1st person plural perfect verb
PRON – subject pronoun
الواو عاطفة
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع اسم «كان»
ترابا ت ر ب | TRB TREBE turāben toprak dust
Te,Re,Elif,Be,Elif,
400,200,1,2,1,
"N – accusative masculine indefinite noun → Dust"
اسم منصوب
وعظاما ع ظ م | AƵM VAƵEME ve ǐZāmen ve kemik and bones,
Vav,Ayn,Zı,Elif,Mim,Elif,
6,70,900,1,40,1,
"CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – accusative masculine plural indefinite noun → Bone"
الواو عاطفة
اسم منصوب
أإنا | ÊÎNE einnā biz mi? would we
,,Nun,Elif,
,,50,1,
INTG – prefixed interrogative alif
ACC – accusative particle
PRON – 1st person plural object pronoun
الهمزة همزة استفهام
حرف نصب و«نا» ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
لمبعوثون ب ع ث | BAS̃ LMBAVS̃VN lemeb'ǔṧūne diriltileceğiz surely be resurrected?
Lam,Mim,Be,Ayn,Vav,Se,Vav,Nun,
30,40,2,70,6,500,6,50,
EMPH – emphatic prefix lām
N – nominative masculine plural passive participle
اللام لام التوكيد
اسم مرفوع
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |قَالُوا: dediler ki | أَإِذَا: zaman mı? | مِتْنَا: öldüğümüz | وَكُنَّا: ve olduğumuz | تُرَابًا: toprak | وَعِظَامًا: ve kemik | أَإِنَّا: biz mi? | لَمَبْعُوثُونَ: diriltileceğiz |
Kırık Meal (Harekesiz) : |قالوا GELWE dediler ki | أإذا ÊÎZ̃E zaman mı? | متنا MTNE öldüğümüz | وكنا WKNE ve olduğumuz | ترابا TREBE toprak | وعظاما WAƵEME ve kemik | أإنا ÊÎNE biz mi? | لمبعوثون LMBAWS̃WN diriltileceğiz |
Kırık Meal (Okunuş) : |ḳālū: dediler ki | eiƶā: zaman mı? | mitnā: öldüğümüz | ve kunnā: ve olduğumuz | turāben: toprak | ve ǐZāmen: ve kemik | einnā: biz mi? | lemeb'ǔṧūne: diriltileceğiz |
Kırık Meal (Transcript) : |GELVE: dediler ki | ÊÎZ̃E: zaman mı? | MTNE: öldüğümüz | VKNE: ve olduğumuz | TREBE: toprak | VAƵEME: ve kemik | ÊÎNE: biz mi? | LMBAVS̃VN: diriltileceğiz |
Abdulbaki Gölpınarlı : Dediler ki: Öldükten ve toz toprak ve kemik kesildikten sonra mı diriltileceğiz?
Adem Uğur : Dediler ki: Sahi biz, ölüp de bir toprak ve kemik yığını haline gelmişken, mutlaka yeniden diriltileceğiz öyle mi?
Ahmed Hulusi : Dediler ki: "Ölüp, toprak ve kemikler olduğumuzda gerçekten yeni bir yapıyla yaşama devam edecek miyiz?"
Ahmet Tekin : 'Ölüp de toprak ve kemik yığını haline geldiğimiz zaman mı, biz mi, yeniden diriltilecek mişiz?' dediler.
Ahmet Varol : Dediler ki: 'Öldüğümüz, toprak ve kemik haline geldiğimiz zaman mı, biz mi o zaman tekrar diriltileceğiz?
Ali Bulaç : Dediler ki: "Öldüğümüz, bir toprak ve bir kemik olduğumuz zaman, gerçekten biz mi diriltilecek mişiz?"
Ali Fikri Yavuz : Şöyle demişlerdi: “- Biz ölüb de bir toprak ve bir yığın kemik olduğumuz zaman mı, cidden biz mi diriltilmiş olacağız?
Bekir Sadak : (82-83) Oncekiler: «Olup toprak ve bir yigin kemik oldugumuzda mi diriltilecegiz? And olsun ki biz ve daha once de babalarimiz tehdit edilmisti; bu, oncekilerin masallarindan baska birsey degildir» demislerdi.
Celal Yıldırım : Biz öldüğümüz, toprak ve kemik olduğumuz zaman diriltilip kaldırılacak mıyız ?
Diyanet İşleri : Dediler ki: “Gerçekten biz, ölüp bir toprak ve kemik yığını hâline geldikten sonra mı tekrar diriltileceğiz?”
Diyanet İşleri (eski) : (82-83) Öncekiler: 'Ölüp toprak ve bir yığın kemik olduğumuzda mı diriltileceğiz? And olsun ki biz ve daha önce de babalarımız tehdit edilmişti; bu, öncekilerin masallarından başka birşey değildir' demişlerdi.
Diyanet Vakfi : Dediler ki: Sahi biz, ölüp de bir toprak ve kemik yığını haline gelmişken, mutlaka yeniden diriltileceğiz öyle mi?
Edip Yüksel : Ve şöyle dediler: 'Biz öldüğümüz, toprak ve kemik olduğumuz zaman mı dirileceğiz?'
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Dediler ki: «Sahi biz, ölüp de bir toprak ve kemik yığını haline gelmişken, mutlaka yeniden diriltileceğiz öyle mi?»
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : ki: «ölüp de bir toprak, bir yığın kemik olduğumuz zaman mı, sahi biz mi mutlaka diriltileceğiz?
Elmalılı Hamdi Yazır : «Öldüğümüz ve bir türab, bir yığın kemik olduğumuz vakıt mı, cidden biz mi mutlak ba'solunacağız?
Fizilal-il Kuran : Biz ölüp de toprak ve kemik olduktan sonra yeniden mi diriltileceğiz?
Gültekin Onan : Dediler ki: "Öldüğümüz, bir toprak ve bir kemik olduğumuz zaman, gerçekten biz mi diriltilecek mişiz?"
Hakkı Yılmaz : (82,83) Onlar: “Biz, ölüp de bir toprak ve kemikler olunca mı, kesinlikle diriltileceğiz? Andolsun ki biz ve atalarımız bundan önce bununla korkutulmuştuk. Bu, evvelkilerin masallarından başka bir şey değildir!” dediler.
Hasan Basri Çantay : Onlar «Öldüğümüz ve bir toprak ve kemik olduğumuz zaman mı, hakıykaten biz mi diriltilib kaldırılacakmışız?» demişlerdi.
Hayrat Neşriyat : Dediler ki: 'Öldüğümüz ve bir toprak ve bir kemik yığını hâline geldiğimiz zaman mı, gerçekten biz mi yeniden diriltilecek kimseler olacakmışız?'
İbni Kesir : Onlar demişlerdi ki: Ölüp de toprak ve kemik yığını olduğumuzda mı, gerçekten biz mi diriltileceğiz?
İskender Evrenosoğlu : “Öldüğümüz, toprak ve kemik olduğumuz zaman mı? Gerçekten, mutlaka biz beas mı edileceğiz (yeniden mi diriltileceğiz)?” dediler.
Muhammed Esed : "Biz öldükten, toza toprağa, kemiğe dönüştükten sonra, yeniden diriltileceğiz, öyle mi?" derler.
Ömer Nasuhi Bilmen : Dediler ki: «Öldüğümüz ve toprak ve kemikler olduğumuz zaman mı biz herhalde diriltilip kaldırılacağız?»
Ömer Öngüt : Dediler ki: “Ölüp de toprak ve kemik yığını hâline geldiğimiz zaman mı, biz mi diriltileceğiz?”
Şaban Piriş : -Ölüp, toprak ve kemik haline geldiğimiz zaman mı, biz yeniden diriltileceğiz? dediler.
Suat Yıldırım : (82-83) "Ölüp toprak ve kemik haline geldikten sonra biz dirilecekmişiz ha! Bize de, daha önce babalarımıza da bu vaad edilip durdu. Doğrusu bu dirilme işi, öncekilerin masallarından başka bir şey değil!" dediler.
Süleyman Ateş : "Öldüğümüz, toprak ve kemik haline geldiğimiz zaman mı, biz mi diriltileceğiz?" dediler.
Tefhim-ul Kuran : Dediler ki: «Öldüğümüz, bir toprak ve bir kemik olduğumuz zaman, gerçekten biz mi diriltilecek mişiz?»
Ümit Şimşek : Dediler ki: 'Ölüp de toprağa karıştıktan, kemik yığınına dönüştükten sonra mı tekrar diriltileceğiz?
Yaşar Nuri Öztürk : Dediler ki: "Ölüp, toprak ve kemik haline geldiğimiz zaman mı, gerçekten o zaman mı diriltileceğiz?"


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}