REM – prefixed resumption particle V – 3rd person masculine plural (form V) perfect verb PRON – subject pronoun الفاء استئنافية فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
أمرهم
ا م ر | EMR
ÊMRHM
emrahum
işlerini
their affair (of unity)
,Mim,Re,He,Mim, ,40,200,5,40,
N – accusative masculine noun PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun اسم منصوب و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
بينهم
ب ي ن | BYN
BYNHM
beynehum
aralarında
between them
Be,Ye,Nun,He,Mim, 2,10,50,5,40,
LOC – accusative location adverb PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun ظرف مكان منصوب و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
زبرا
ز ب ر | ZBR
ZBRE
zuburan
Kitaplara
(into) sects,
Ze,Be,Re,Elif, 7,2,200,1,
N – accusative masculine plural indefinite noun اسم منصوب
كل
ك ل ل | KLL
KL
kullu
her
each
Kef,Lam, 20,30,
N – nominative masculine noun اسم مرفوع
حزب
ح ز ب | ḪZB
ḪZB
Hizbin
gurup
faction
Ha,Ze,Be, 8,7,2,
N – genitive masculine indefinite noun اسم مجرور
بما
|
BME
bimā
bulunanla
in what
Be,Mim,Elif, 2,40,1,
P – prefixed preposition bi REL – relative pronoun جار ومجرور
لديهم
|
LD̃YHM
ledeyhim
kendi yanında
they have
Lam,Dal,Ye,He,Mim, 30,4,10,5,40,
LOC – location adverb PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun ظرف مكان و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.
Konu Başlığı: -
Kırık Meal (Arapça) : |فَتَقَطَّعُوا: fakat parçalayıp ayırdılar | أَمْرَهُمْ: işlerini | بَيْنَهُمْ: aralarında | زُبُرًا: Kitaplara | كُلُّ: her | حِزْبٍ: gurup | بِمَا: bulunanla | لَدَيْهِمْ: kendi yanında | فَرِحُونَ: sevinmektedir |
Kırık Meal (Harekesiz) : |فتقطعوا FTGŦAWEfakat parçalayıp ayırdılar | أمرهم ÊMRHMişlerini | بينهم BYNHMaralarında | زبرا ZBREKitaplara | كل KLher | حزب ḪZBgurup | بما BMEbulunanla | لديهم LD̃YHMkendi yanında | فرحون FRḪWNsevinmektedir |
Kırık Meal (Okunuş) : |feteḳaTTaǔ: fakat parçalayıp ayırdılar | emrahum: işlerini | beynehum: aralarında | zuburan: Kitaplara | kullu: her | Hizbin: gurup | bimā: bulunanla | ledeyhim: kendi yanında | feriHūne: sevinmektedir |
Kırık Meal (Transcript) : |FTGŦAVE: fakat parçalayıp ayırdılar | ÊMRHM: işlerini | BYNHM: aralarında | ZBRE: Kitaplara | KL: her | ḪZB: gurup | BME: bulunanla | LD̃YHM: kendi yanında | FRḪVN: sevinmektedir |
Abdulbaki Gölpınarlı : Fakat din husûsunda ayrıldılar ve ayrılanlar, kendi kitaplarından başka kitapları inkâr ettiler ve her bölük, kendi elindekine râzı oldu, onunla övünmiye koyuldu.
Adem Uğur : Ne var ki insanlar kendi aralarındaki işlerini parça parça böldüler. Her gurup kendilerinde bulunan (fikir ve davranış) ile sevinip böbürlenmektedirler.
Ahmed Hulusi : (Din - sistem tek iken) onlar muhtelif yorumlar hâlinde aralarında işlerini parçaladılar. . . Her grup kendi kabul ettikleriyle hoşnuttur.
Ahmet Tekin : İnsanlar, geçmiş mülga kitapları sahiplenerek, ideolojik cereyanlara kapılarak, aralarındaki düzenlerini, işlerini, birliklerini, güçlerini, yönetimlerini, ekonomilerini ve dinlerini parçaladılar. Her grup, kendisinde bulunan ile sevinip böbürlendi.
Ahmet Varol : Ancak onlar aralarında işlerini (değişik) kitaplara ayırdılar. Her grup kendi yanında olanla sevinmektedir.
Ali Bulaç : Ancak onlar, işlerini kendi aralarında (farklı) kitaplar halinde böldüler; her bir grup, kendi ellerinde olanla yetinip sevinmektedir.
Ali Fikri Yavuz : Nihayet milletler, dinleri hususunda, aralarında parçalara bölündüler. Her fırka kendi din ve mezhebine güveniyor, hak olduğuna inanıyor.
Bekir Sadak : Ama insanlar din konusunda aralarinda boluk boluk oldular. Her boluk kendi tuttugu yoldan memnundur.
Celal Yıldırım : Ama ne var ki (gerçek bu olmakla beraber) ümmetler kendi aralarında bölünüp parça parça oldular, her biri sahip bulunduğu (din ve mezhep) ile kendi halinden memnun ve mutludur.
Diyanet İşleri : (İnsanlar ise, din) işlerini kendi aralarında parça parça ettiler. Her grup kendinde bulunan ile sevinmektedir.
Diyanet İşleri (eski) : Ama insanlar din konusunda aralarında bölük bölük oldular. Her bölük kendi tuttuğu yoldan memnundur.
Diyanet Vakfi : Ne var ki insanlar kendi aralarındaki işlerini parça parça böldüler. Her gurup kendilerinde bulunan (fikir ve davranış) ile sevinip böbürlenmektedirler.
Edip Yüksel : Fakat, onlar işlerini çeşitli kitaplara ayırdılar. Her grup kendi yanında bulunandan hoşnut...
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Derken insanlar kendi aralarındaki işlerini parça parça böldüler. Her grup, kendinde bulunan ile sevinip böbürlendi.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Derken kumandalarını aralarında kitap kitap parçalaştılar, her grup kendilerininkine güveniyor.
Elmalılı Hamdi Yazır : Derken kumandalarını aralarında kitab kitab parçalaştılar, her hızib kendilerininkine güveniyor
Fizilal-il Kuran : Fakat insanlar bu inanç birliğini yıkarak çeşitli gruplara ayrıldılar. Her grup kendi inanç sistemi ile övündü.
Gültekin Onan : Ancak onlar, buyruklarını kendi aralarında (farklı) kitaplar halinde böldüler; her bir grup, kendi ellerinde olanla yetinip sevinmektedir.
Hakkı Yılmaz : Sonra insanlar kendi aralarındaki işlerini parça parça böldüler. Her grup, kendinde bulunan ile sevinip böbürlenmektedir.
Hasan Basri Çantay : Fakat (o kavmler) dînlerde (muhtelif) fırkalara ayrılmak, her fırka kendi ellerindeki (nezdlerindeki dîn) ile böbürlenmek suretiyle parça parça oldular.
Hayrat Neşriyat : Fakat (insanlar din husûsunda) işlerini kendi aralarında parça parça böldüler. Her kısım kendi yanında bulunan (din) ile memnundurlar.
İbni Kesir : Ama onlar işlerini kendi aralarında bölük bölük ayırdılar. Her bölük kendi tuttuğu yoldan memnundur.
İskender Evrenosoğlu : Fakat onlar, (dînin) emirlerini kendi aralarında kısımlara (fırkalara) ayırarak böldüler. Grupların hepsi, kendilerindeki (kabul ettikleri) ile ferahlanırlar.
Muhammed Esed : Ama (sizi izlediklerini söyleyen toplumlar) aralarındaki bu birliği bozup parça parça oldular; her hizip (ancak) kendi benimsediği (öğretinin dar ve katı kalıpları) içinde rahat soluk alır oldu.
Ömer Nasuhi Bilmen : Fakat ümmetler, fırka fırka olarak aralarında dinlerini parçaladılar. Her fırka kendi yanlarında olan ile mesrurlardır.
Ömer Öngüt : Amma ne var ki, insanlar din hususunda kendi aralarında parçalara bölündüler, çeşitli kitaplara ayrıldılar. Her bölük her parti kendi tuttuğu yoldan memnundur, yanında bulunan (din veya kitapla) sevinmektedir.
Şaban Piriş : İşlerini aralarında bölük bölük ayırdılar. Her grup kendi yanında olanla ferahlıyor.
Suat Yıldırım : Ama peygamberleri izlediklerini iddia eden ümmetler fırkalara ayrılıp bölük bölük oldular. Her grup, kendilerine ait görüşten ötürü memnun ve mutludur.
Süleyman Ateş : Fakat işlerini aralarında parçalayıp, çeşitli kitaplara ayırdılar. Her parti, kendi yanında bulunanla sevinmektedir.
Tefhim-ul Kuran : Ancak onlar, işlerini kendi aralarında (farklı) kitaplar halinde parçalayıp bölündüler; her bir grup, kendi ellerindeki olanla yetinip sevinmektedir.
Ümit Şimşek : Fakat onlar işlerini parça parça ettiler; her topluluk kendisininkiyle övünüp durur.
Yaşar Nuri Öztürk : Fakat onlar işlerini aralarında parçalayıp çeşitli zübürlere/kutsallaştırmış hizip kitaplarına ayırdılar. Her hizip, yalnız kendi yanındakiyle sevinip övünmektedir.
Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için
TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen
dikkatli olunuz.]