» 18 / Kehf  14:

Kuran Sırası: 18
İniş Sırası: 69
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110

 » 18 / Kehf  Suresi: 14
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَرَبَطْنَا (VRBŦNE) = ve rabeTnā : ve metanet bağlamıştık
2. عَلَىٰ (AL) = ǎlā : üstüne
3. قُلُوبِهِمْ (GLVBHM) = ḳulūbihim : kalblerinin
4. إِذْ (ÎZ̃) = iƶ :
5. قَامُوا (GEMVE) = ḳāmū : kalktılar
6. فَقَالُوا (FGELVE) = fe ḳālū : ve dediler ki
7. رَبُّنَا (RBNE) = rabbunā : Rabbimiz
8. رَبُّ (RB) = rabbu : Rabbidir
9. السَّمَاوَاتِ (ELSMEVET) = s-semāvāti : göklerin
10. وَالْأَرْضِ (VELÊRŽ) = vel'erDi : ve yerin
11. لَنْ (LN) = len :
12. نَدْعُوَ (ND̃AV) = ned'ǔe : biz asla demeyiz
13. مِنْ (MN) = min :
14. دُونِهِ (D̃VNH) = dūnihi : O'ndan başkasına
15. إِلَٰهًا (ÎLHE) = ilāhen : Tanrı
16. لَقَدْ (LGD̃) = leḳad : yoksa
17. قُلْنَا (GLNE) = ḳulnā : konuşmuş oluruz
18. إِذًا (ÎZ̃E) = iƶen : o zaman
19. شَطَطًا (ŞŦŦE) = şeTaTen : saçma sapan
ve metanet bağlamıştık | üstüne | kalblerinin | | kalktılar | ve dediler ki | Rabbimiz | Rabbidir | göklerin | ve yerin | | biz asla demeyiz | | O'ndan başkasına | Tanrı | yoksa | konuşmuş oluruz | o zaman | saçma sapan |

[RBŦ] [] [GLB] [] [GVM] [GVL] [RBB] [RBB] [SMV] [ERŽ] [] [D̃AV] [] [D̃VN] [ELH] [] [GVL] [] [ŞŦŦ]
VRBŦNE AL GLVBHM ÎZ̃ GEMVE FGELVE RBNE RB ELSMEVET VELÊRŽ LN ND̃AV MN D̃VNH ÎLHE LGD̃ GLNE ÎZ̃E ŞŦŦE

ve rabeTnā ǎlā ḳulūbihim ḳāmū fe ḳālū rabbunā rabbu s-semāvāti vel'erDi len ned'ǔe min dūnihi ilāhen leḳad ḳulnā iƶen şeTaTen
وربطنا على قلوبهم إذ قاموا فقالوا ربنا رب السماوات والأرض لن ندعو من دونه إلها لقد قلنا إذا شططا

 » 18 / Kehf  Suresi: 14
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وربطنا ر ب ط | RBŦ VRBŦNE ve rabeTnā ve metanet bağlamıştık And We made firm
على | AL ǎlā üstüne [on]
قلوبهم ق ل ب | GLB GLVBHM ḳulūbihim kalblerinin their hearts
إذ | ÎZ̃ when
قاموا ق و م | GVM GEMVE ḳāmū kalktılar they stood up
فقالوا ق و ل | GVL FGELVE fe ḳālū ve dediler ki and said,
ربنا ر ب ب | RBB RBNE rabbunā Rabbimiz """Our Lord"
رب ر ب ب | RBB RB rabbu Rabbidir (is) the Lord
السماوات س م و | SMV ELSMEVET s-semāvāti göklerin (of) the heavens
والأرض ا ر ض | ERŽ VELÊRŽ vel'erDi ve yerin and the earth.
لن | LN len Never
ندعو د ع و | D̃AV ND̃AV ned'ǔe biz asla demeyiz we will invoke
من | MN min besides Him
دونه د و ن | D̃VN D̃VNH dūnihi O'ndan başkasına besides Him
إلها ا ل ه | ELH ÎLHE ilāhen Tanrı any god.
لقد | LGD̃ leḳad yoksa Certainly,
قلنا ق و ل | GVL GLNE ḳulnā konuşmuş oluruz we would have said,
إذا | ÎZ̃E iƶen o zaman then,
شططا ش ط ط | ŞŦŦ ŞŦŦE şeTaTen saçma sapan an enormity.

18:14 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ve metanet bağlamıştık | üstüne | kalblerinin | | kalktılar | ve dediler ki | Rabbimiz | Rabbidir | göklerin | ve yerin | | biz asla demeyiz | | O'ndan başkasına | Tanrı | yoksa | konuşmuş oluruz | o zaman | saçma sapan |

[RBŦ] [] [GLB] [] [GVM] [GVL] [RBB] [RBB] [SMV] [ERŽ] [] [D̃AV] [] [D̃VN] [ELH] [] [GVL] [] [ŞŦŦ]
VRBŦNE AL GLVBHM ÎZ̃ GEMVE FGELVE RBNE RB ELSMEVET VELÊRŽ LN ND̃AV MN D̃VNH ÎLHE LGD̃ GLNE ÎZ̃E ŞŦŦE

ve rabeTnā ǎlā ḳulūbihim ḳāmū fe ḳālū rabbunā rabbu s-semāvāti vel'erDi len ned'ǔe min dūnihi ilāhen leḳad ḳulnā iƶen şeTaTen
وربطنا على قلوبهم إذ قاموا فقالوا ربنا رب السماوات والأرض لن ندعو من دونه إلها لقد قلنا إذا شططا

[ر ب ط] [] [ق ل ب] [] [ق و م] [ق و ل] [ر ب ب] [ر ب ب] [س م و] [ا ر ض] [] [د ع و] [] [د و ن] [ا ل ه] [] [ق و ل] [] [ش ط ط]

 » 18 / Kehf  Suresi: 14
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وربطنا ر ب ط | RBŦ VRBŦNE ve rabeTnā ve metanet bağlamıştık And We made firm
Vav,Re,Be,Tı,Nun,Elif,
6,200,2,9,50,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 1st person plural perfect verb
PRON – subject pronoun
الواو عاطفة
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
على | AL ǎlā üstüne [on]
Ayn,Lam,,
70,30,,
P – preposition
حرف جر
قلوبهم ق ل ب | GLB GLVBHM ḳulūbihim kalblerinin their hearts
Gaf,Lam,Vav,Be,He,Mim,
100,30,6,2,5,40,
"N – genitive feminine plural noun → Heart
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun"
اسم مجرور و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
إذ | ÎZ̃ when
,Zel,
,700,
T – time adverb
ظرف زمان
قاموا ق و م | GVM GEMVE ḳāmū kalktılar they stood up
Gaf,Elif,Mim,Vav,Elif,
100,1,40,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
فقالوا ق و ل | GVL FGELVE fe ḳālū ve dediler ki and said,
Fe,Gaf,Elif,Lam,Vav,Elif,
80,100,1,30,6,1,
CONJ – prefixed conjunction fa (and)
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
الفاء عاطفة
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
ربنا ر ب ب | RBB RBNE rabbunā Rabbimiz """Our Lord"
Re,Be,Nun,Elif,
200,2,50,1,
N – nominative masculine noun
PRON – 1st person plural possessive pronoun
اسم مرفوع و«نا» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
رب ر ب ب | RBB RB rabbu Rabbidir (is) the Lord
Re,Be,
200,2,
N – nominative masculine noun
اسم مرفوع
السماوات س م و | SMV ELSMEVET s-semāvāti göklerin (of) the heavens
Elif,Lam,Sin,Mim,Elif,Vav,Elif,Te,
1,30,60,40,1,6,1,400,
N – genitive feminine plural noun
اسم مجرور
والأرض ا ر ض | ERŽ VELÊRŽ vel'erDi ve yerin and the earth.
Vav,Elif,Lam,,Re,Dad,
6,1,30,,200,800,
"CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – genitive feminine noun → Earth"
الواو عاطفة
اسم مجرور
لن | LN len Never
Lam,Nun,
30,50,
NEG – negative particle
حرف نفي
ندعو د ع و | D̃AV ND̃AV ned'ǔe biz asla demeyiz we will invoke
Nun,Dal,Ayn,Vav,
50,4,70,6,
V – 1st person plural imperfect verb, subjunctive mood
فعل مضارع منصوب
من | MN min besides Him
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
دونه د و ن | D̃VN D̃VNH dūnihi O'ndan başkasına besides Him
Dal,Vav,Nun,He,
4,6,50,5,
N – genitive noun
PRON – 3rd person masculine singular possessive pronoun
اسم مجرور والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
إلها ا ل ه | ELH ÎLHE ilāhen Tanrı any god.
,Lam,He,Elif,
,30,5,1,
N – accusative masculine singular indefinite noun
اسم منصوب
لقد | LGD̃ leḳad yoksa Certainly,
Lam,Gaf,Dal,
30,100,4,
EMPH – emphatic prefix lām
CERT – particle of certainty
اللام لام التوكيد
حرف تحقيق
قلنا ق و ل | GVL GLNE ḳulnā konuşmuş oluruz we would have said,
Gaf,Lam,Nun,Elif,
100,30,50,1,
V – 1st person plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
إذا | ÎZ̃E iƶen o zaman then,
,Zel,Elif,
,700,1,
SUR – surprise particle
حرف فجاءة
شططا ش ط ط | ŞŦŦ ŞŦŦE şeTaTen saçma sapan an enormity.
Şın,Tı,Tı,Elif,
300,9,9,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَرَبَطْنَا: ve metanet bağlamıştık | عَلَىٰ: üstüne | قُلُوبِهِمْ: kalblerinin | إِذْ: | قَامُوا: kalktılar | فَقَالُوا: ve dediler ki | رَبُّنَا: Rabbimiz | رَبُّ: Rabbidir | السَّمَاوَاتِ: göklerin | وَالْأَرْضِ: ve yerin | لَنْ: | نَدْعُوَ: biz asla demeyiz | مِنْ: | دُونِهِ: O'ndan başkasına | إِلَٰهًا: Tanrı | لَقَدْ: yoksa | قُلْنَا: konuşmuş oluruz | إِذًا: o zaman | شَطَطًا: saçma sapan |
Kırık Meal (Harekesiz) : |وربطنا WRBŦNE ve metanet bağlamıştık | على AL üstüne | قلوبهم GLWBHM kalblerinin | إذ ÎZ̃ | قاموا GEMWE kalktılar | فقالوا FGELWE ve dediler ki | ربنا RBNE Rabbimiz | رب RB Rabbidir | السماوات ELSMEWET göklerin | والأرض WELÊRŽ ve yerin | لن LN | ندعو ND̃AW biz asla demeyiz | من MN | دونه D̃WNH O'ndan başkasına | إلها ÎLHE Tanrı | لقد LGD̃ yoksa | قلنا GLNE konuşmuş oluruz | إذا ÎZ̃E o zaman | شططا ŞŦŦE saçma sapan |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve rabeTnā: ve metanet bağlamıştık | ǎlā: üstüne | ḳulūbihim: kalblerinin | : | ḳāmū: kalktılar | fe ḳālū: ve dediler ki | rabbunā: Rabbimiz | rabbu: Rabbidir | s-semāvāti: göklerin | vel'erDi: ve yerin | len: | ned'ǔe: biz asla demeyiz | min: | dūnihi: O'ndan başkasına | ilāhen: Tanrı | leḳad: yoksa | ḳulnā: konuşmuş oluruz | iƶen: o zaman | şeTaTen: saçma sapan |
Kırık Meal (Transcript) : |VRBŦNE: ve metanet bağlamıştık | AL: üstüne | GLVBHM: kalblerinin | ÎZ̃: | GEMVE: kalktılar | FGELVE: ve dediler ki | RBNE: Rabbimiz | RB: Rabbidir | ELSMEVET: göklerin | VELÊRŽ: ve yerin | LN: | ND̃AV: biz asla demeyiz | MN: | D̃VNH: O'ndan başkasına | ÎLHE: Tanrı | LGD̃: yoksa | GLNE: konuşmuş oluruz | ÎZ̃E: o zaman | ŞŦŦE: saçma sapan |
Abdulbaki Gölpınarlı : Ve kalplerini gerçeğe bağladık kalkıp da Rabbimiz, göklerin ve yeryüzünün Rabbidir, ondan başka bir mabuda tapmayız biz ve andolsun ki böyle bir şey söyledik mi gerçekten uzaklaşmış oluruz dedikleri zaman.
Adem Uğur : Onların kalplerini metîn kıldık. O yiğitler (o yerin hükümdarı karşısında) ayağa kalkarak dediler ki: "Bizim Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbidir. Biz, O'ndan başkasına tanrı demeyiz. Yoksa saçma sapan konuşmuş oluruz.
Ahmed Hulusi : Onların kalplerine râbıta koyduk (şuurlarını, müşahede hâlinde devamlı kıldık)! İşte (o delikanlılar) ayağa kalktılar da şöyle dediler: "Rabbimiz (aslımız olan El Esmâ mertebesi), semâların ve arzın Rabbidir (varlıkta olan her şeyi El Esmâ'sıyla oluşturandır)! O'nun dûnunda (o kavrama denk olmayan) ilâh (varlıkta tasarruf eden) kabul edemeyiz! Andolsun, bunun aksini dillendirirsek o takdirde akıl ve mantığın alamayacağı kadar saçma bir laf etmiş oluruz. "
Ahmet Tekin : Onların akıllarını, kalplerini metin kıldık, sıkıntılara karşı iradelerini bileyledik. O yiğit gençler, ülkenin hükümdarının karşısına dikilerek: 'Bizim Rabbimiz göklerin ve yerin yaratıcısı, düzeninin hâkimi, Rabbidir. Biz onun dışında, kulları durumundakilere tanrı deyip, asla yalvarmayız. Yoksa saçma sapan konuşmuş oluruz.' dediklerini insanlara hatırlat.
Ahmet Varol : Biz onların kalplerini sağlam kılmıştık. (Kralın önünde) durduklarında şöyle dediler: 'Bizim Rabbimiz göklerin ve yerin Rabbidir. Biz O'ndan başkasına tapmayacağız. Aksi takdirde, andolsun ki, çok saçma bir söz söylemiş oluruz.
Ali Bulaç : Onların kalpleri üzerinde (sabrı ve kararlılığı) rabtetmiştik; (Krala karşı) Kıyam ettiklerinde demişlerdi ki: "Bizim Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbi'dir; ilah olarak biz O'ndan başkasına kesinlikle tapmayız, (eğer tersini) söyleyecek olursak, andolsun, gerçeğin dışına çıkarız."
Ali Fikri Yavuz : (Padişah Dekyanos kâfirin huzurunda putlara tapmayı terkeden bu yiğitler), ayağa kalkıp da: “-Bizim Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbidir; asla ondan başkasına ilâh deyip tapmayız, o takdirde muhakkak saçma söylemiş oluruz.
Bekir Sadak : (13-15) Onlarin olayini sana Biz gercek olarak anlatiyoruz: Onlar Rablerine inanmis birkac gencti. Onlarin hidayetlerini artirmis ve kalblerini pekistirmistik. Durup, soyle demislerdi: «Rabbimiz goklerin ve yerin Rabbidir, O'nu birakip baska bir tanriya yalvarmayiz, yoksa and olsun ki, batil soz soylemis oluruz. su bizim milletimiz, Allah'i birakip O'ndan baska tanrilar edindiler. Onlarin gercek olduguna apacik delil getirmeleri gerekmez mi? Allah'a karsi yalan uydurandan daha zalim kimdir?»
Celal Yıldırım : Ve (hükümdarın karşısında) ayakta durup, «bizim Rabbimiz göklerin ve yerin Rabbıdır, ondan başka hiçbir tanrıya mümkün değil tapmayız ; bunun aksini söylersek ancak yalan söylemiş oluruz,» dedikleri zaman kalblerini (dayanma ve sebat gösterme duygusuyla) pekiştirdik.
Diyanet İşleri : (14-15) Kalkıp da, “Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbidir. O’ndan başkasına asla ilâh demeyiz. Yoksa andolsun ki saçma bir söz söylemiş oluruz. Şunlar, şu kavmimiz, O’ndan başka tanrılar edindiler. Onlar hakkında açık bir delil getirselerdi ya! Artık kim Allah’a karşı yalan uydurandan daha zalimdir?” dediklerinde onların kalplerine kuvvet vermiştik.
Diyanet İşleri (eski) : (13-15) Onların olayını sana Biz gerçek olarak anlatıyoruz: Onlar Rablerine inanmış birkaç gençti. Onların hidayetlerini artırmış ve kalblerini pekiştirmiştik. Durup, şöyle demişlerdi: 'Rabbimiz göklerin ve yerin Rabbidir, O'nu bırakıp başka bir tanrıya yalvarmayız, yoksa and olsun ki, batıl söz söylemiş oluruz. Şu bizim milletimiz, Allah'ı bırakıp O'ndan başka tanrılar edindiler. Onların gerçek olduğuna apaçık delil getirmeleri gerekmez mi? Allah'a karşı yalan uydurandan daha zalim kimdir?'
Diyanet Vakfi : Onların kalplerini metîn kıldık. O yiğitler (o yerin hükümdarı karşısında) ayağa kalkarak dediler ki: «Bizim Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbidir. Biz, O'ndan başkasına tanrı demeyiz. Yoksa saçma sapan konuşmuş oluruz.
Edip Yüksel : Kalktıklarında kalplerini sağlamlaştırmıştık. 'Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbidir. O'ndan başka tanrı edinmeyeceğiz. Yoksa, yanlış söz söylemiş oluruz.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : (Oranın hükümdarı karşısında) ayağa kalkarak dediler ki: «Bizim Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbidir. Biz, O'ndan başkasına ilâh deyip tapmayız, yoksa saçma sapan konuşmuş oluruz.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Ve kalplerini pekiştirdik. O vakit ayağa kalkıp dediler ki: «Bizim Rabbimiz göklerin ve yerin Rabbidir; kesinlikle O'ndan başka hiçbir tanrıya tapmayız; yoksa gerçekten saçma sapan konuşmuş oluruz.
Elmalılı Hamdi Yazır : O vakıt ki kıyam ettiler de dediler: bizim rabbımız Göklerin ve Yerin rabbı, biz ıhtimali yok ondan başka bir ilâhe tapmayız, doğrusu o surette cidden saçma söylemiş oluruz
Fizilal-il Kuran : Kalplerini pekiştirmiştik. Hani, kâfirlerin karşısına dikilip şöyle demişlerdi; «Bizim Rabb'imiz, göklerin ve yerin Rabb'idir; O'ndan başkasına yalvarmayız, yoksa saçmalamış oluruz.»
Gültekin Onan : Onların kalpleri üzerinde (sabrı ve kararlılığı) rabtetmiştik; (Krala karşı) Kıyam ettiklerinde demişlerdi ki: "Bizim rabbimiz, göklerin ve yerin rabbidir; tanrı olarak biz O'ndan başkasına kesinlikle tapmayız, (eğer tersini) söyleyecek olursak, andolsun gerçeğin dışına çıkarız."
Hakkı Yılmaz : (14,15) "Ve Biz onlar ayaklanıp da: “Bizim Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbidir. Biz, O'nun astlarına ilâh olarak yalvarmayız, yoksa kesinlikle saçma-sapan konuşmuş oluruz. Şunlar, Allah'ın astlarından ilâhlar edinen bizim toplumumuzdur. Edindikleri ilâhlara dair açık bir delil getirselerdi ya! Allah'a karşı yalan uydurandan daha yanlış davranan; kendi zararlarına iş yapan kim olabilir?” dediklerinde onların kalplerini sağlamlaştırdık. "
Hasan Basri Çantay : (14-15) Ve (zaalim hükümdarın önünde) dikilib de: «Bizim Rabbimiz göklerin ve yerin Rabbidir. Biz ondan başkasına Tanrı demeyiz. (Dersek) o halde, andolsun ki, hakıykatden uzaklaşmış oluruz. Şunlar, şu bizim kavmimiz Ondan (Allahdan) başka Tanrılar edindiler. Bunların üzerine baari açık bir bürhan getirselerdi ya. Artık Allaha karşı yalan yere iftira edenlerden daha zaalim kimdir?» dedikleri zaman onların kalblerini (sabr ve sebat ile tamamen Hakka) bağlamışdık.
Hayrat Neşriyat : Ve (kralın önünde) ayağa kalktıklarında onların kalblerini kuvvetlendirdik de şöyle dediler: 'Bizim Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbidir! O’ndan başkasına aslâ ilâh olarak yalvarmayız! Yoksa yemîn olsun ki bâtıl söz söylemiş oluruz.'
İbni Kesir : Kalkıp da; Bizim Rabbımız göklerin ve yerin Rabbıdır; biz O'ndan başkasına tanrı demeyiz, yoksa andolsun ki; batıl söz söylemiş oluruz, dedikleri zaman kalblerini pekiştirmiştik.
İskender Evrenosoğlu : Onların kalpleri üzerine rabıta kurduk (kalplerini Bize bağladık). Ayağa kalktıkları zaman (kalkınca) şöyle dediler: “Bizim Rabbimiz, semaların ve arzın Rabbidir. O'ndan başkasına ilâh olarak asla dua etmeyiz. Öyle yaparsak, andolsun ki haddi aşarak yanlış söylemiş olurduk.”
Muhammed Esed : kalplerini pekiştirmiştik; öyle ki, doğrulup (birbirlerine): "Rabbimiz göklerin ve yerin Rabbidir", demişlerdi "Biz asla O'ndan başkasına yalvarıp yakarmayacağız, (çünkü böyle bir şey yaparsak) çok çirkin bir şey dile getirmiş oluruz!
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve onların kalplerini kuvvetlendirdik, o vakit ki kıyam ettiler de dediler ki: «Bizim Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbidir, O'ndan başkasına bir ilâh diye tapamayız. Diyecek olsak elbetteki haktan pek uzak bir söz söylemiş oluruz.»
Ömer Öngüt : Kalplerini kuvvetlendirdik. Ayağa kalkarak dediler ki: “Bizim Rabbimiz göklerin ve yerin Rabbidir. Biz O'ndan başkasını ilâh olarak çağırmayız. Yoksa andolsun ki gerçek dışı söz söylemiş oluruz. ”
Şaban Piriş : Ayağa kalkarak: -Bizim Rabbimiz göklerin ve yerin Rabbidir. Ondan başka bir ilaha dua etmeyeceğiz. Yoksa batıl söz söylemiş oluruz, dedikleri zaman onların kalplerini sağlamlaştırmıştık.
Suat Yıldırım : Kalplerine kuvvet ve metanet verdik de onlar ayağa kalkıp:"Rabbimiz, dediler, göklerin ve yerin Rabbidir. Ondan başka hiçbir ilaha yönelmeyiz.Şayet böyle bir şey yapacak olursak, gerçek dışı, pek saçma bir söz söylemiş oluruz."
Süleyman Ateş : Kalblerinin üstüne metânet bağlamıştık. Kalktılar, dediler ki: "Rabbimiz göklerin ve yerin Rabbidir. Biz O'ndan başkasına Tanrı demeyiz. Yoksa saçma söylemiş oluruz."
Tefhim-ul Kuran : Onların kalpleri üzerinde (sabrı ve kararlılığı) rabtetmiştik; (Krala karşı) Kıyam ettiklerinde demişlerdi ki: «Bizim Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbi'dir; ilah olarak biz O'ndan başkasına kesinlikle tapmayız, (eğer tersini) söyleyecek olursak, andolsun, gerçeğin dışına çıkarız.»
Ümit Şimşek : Hükümdara karşı çıktıklarında, Biz onların kalplerine metanet verdik. Onlar 'Rabbimiz, Göklerin ve Yerin Rabbidir,' dediler. 'Biz ondan başka bir tanrıya dua etmeyiz; öyle birşey yaparsak saçmalamış oluruz.
Yaşar Nuri Öztürk : Kalpleriyle aramızda bir bağ kurduk/kalplerini dayanıklı kıldık. Kalkıp şöyle dediler: "Rabbimiz, göklerin ve yerin rabbidir. O'ndan başka hiçbir ilaha yakarmayız. Aksini yaparsak saçma söz söylemiş oluruz."


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}