» 18 / Kehf  97:

Kuran Sırası: 18
İniş Sırası: 69
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110

 » 18 / Kehf  Suresi: 97
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. فَمَا (FME) = femā : artık
2. اسْطَاعُوا (ESŦEAVE) = sTāǔ : ne güçleri yetti
3. أَنْ (ÊN) = en :
4. يَظْهَرُوهُ (YƵHRVH) = yeZherūhu : onu aşmaya
5. وَمَا (VME) = ve mā : ne de
6. اسْتَطَاعُوا (ESTŦEAVE) = steTāǔ : güçleri yetti
7. لَهُ (LH) = lehu : onu
8. نَقْبًا (NGBE) = neḳben : delmeye
artık | ne güçleri yetti | | onu aşmaya | ne de | güçleri yetti | onu | delmeye |

[] [ŦVA] [] [ƵHR] [] [ŦVA] [] [NGB]
FME ESŦEAVE ÊN YƵHRVH VME ESTŦEAVE LH NGBE

femā sTāǔ en yeZherūhu ve mā steTāǔ lehu neḳben
فما اسطاعوا أن يظهروه وما استطاعوا له نقبا

 » 18 / Kehf  Suresi: 97
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فما | FME femā artık So not
اسطاعوا ط و ع | ŦVA ESŦEAVE sTāǔ ne güçleri yetti they were able
أن | ÊN en to
يظهروه ظ ه ر | ƵHR YƵHRVH yeZherūhu onu aşmaya scale it
وما | VME ve mā ne de and not
استطاعوا ط و ع | ŦVA ESTŦEAVE steTāǔ güçleri yetti they were able
له | LH lehu onu in it
نقبا ن ق ب | NGB NGBE neḳben delmeye (to do) any penetration.

18:97 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

artık | ne güçleri yetti | | onu aşmaya | ne de | güçleri yetti | onu | delmeye |

[] [ŦVA] [] [ƵHR] [] [ŦVA] [] [NGB]
FME ESŦEAVE ÊN YƵHRVH VME ESTŦEAVE LH NGBE

femā sTāǔ en yeZherūhu ve mā steTāǔ lehu neḳben
فما اسطاعوا أن يظهروه وما استطاعوا له نقبا

[] [ط و ع] [] [ظ ه ر] [] [ط و ع] [] [ن ق ب]

 » 18 / Kehf  Suresi: 97
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فما | FME femā artık So not
Fe,Mim,Elif,
80,40,1,
REM – prefixed resumption particle
NEG – negative particle
الفاء استئنافية
حرف نفي
اسطاعوا ط و ع | ŦVA ESŦEAVE sTāǔ ne güçleri yetti they were able
Elif,Sin,Tı,Elif,Ayn,Vav,Elif,
1,60,9,1,70,6,1,
V – 3rd person masculine plural (form X) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
أن | ÊN en to
,Nun,
,50,
SUB – subordinating conjunction
حرف مصدري
يظهروه ظ ه ر | ƵHR YƵHRVH yeZherūhu onu aşmaya scale it
Ye,Zı,He,Re,Vav,He,
10,900,5,200,6,5,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb, subjunctive mood
PRON – subject pronoun
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
فعل مضارع منصوب والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل والهاء ضمير متصل في محل نصب مفعول به
وما | VME ve mā ne de and not
Vav,Mim,Elif,
6,40,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
NEG – negative particle
الواو عاطفة
حرف نفي
استطاعوا ط و ع | ŦVA ESTŦEAVE steTāǔ güçleri yetti they were able
Elif,Sin,Te,Tı,Elif,Ayn,Vav,Elif,
1,60,400,9,1,70,6,1,
V – 3rd person masculine plural (form X) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
له | LH lehu onu in it
Lam,He,
30,5,
P – prefixed preposition lām
PRON – 3rd person masculine singular personal pronoun
جار ومجرور
نقبا ن ق ب | NGB NGBE neḳben delmeye (to do) any penetration.
Nun,Gaf,Be,Elif,
50,100,2,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |فَمَا: artık | اسْطَاعُوا: ne güçleri yetti | أَنْ: | يَظْهَرُوهُ: onu aşmaya | وَمَا: ne de | اسْتَطَاعُوا: güçleri yetti | لَهُ: onu | نَقْبًا: delmeye |
Kırık Meal (Harekesiz) : |فما FME artık | اسطاعوا ESŦEAWE ne güçleri yetti | أن ÊN | يظهروه YƵHRWH onu aşmaya | وما WME ne de | استطاعوا ESTŦEAWE güçleri yetti | له LH onu | نقبا NGBE delmeye |
Kırık Meal (Okunuş) : |femā: artık | sTāǔ: ne güçleri yetti | en: | yeZherūhu: onu aşmaya | ve mā: ne de | steTāǔ: güçleri yetti | lehu: onu | neḳben: delmeye |
Kırık Meal (Transcript) : |FME: artık | ESŦEAVE: ne güçleri yetti | ÊN: | YƵHRVH: onu aşmaya | VME: ne de | ESTŦEAVE: güçleri yetti | LH: onu | NGBE: delmeye |
Abdulbaki Gölpınarlı : Artık bu seti aşmaya da güçleri yetmez, delmeye de güçleri yetmez.
Adem Uğur : Bu sebeple onu ne aşmaya muktedir oldular ne de onu delebildiler.
Ahmed Hulusi : Artık onu, ne aşmaya muktedir olabildiler ve ne de delebildiler!
Ahmet Tekin : Artık Ye’cüc ve Me’cüc bu seti ne aşabildiler, ne de delebildiler.
Ahmet Varol : Böylece onlar (Ye'cuc ve Me'cuc) ne onu aşmaya ne de delmeye güç yetirebildiler.
Ali Bulaç : Böylelikle, ne onu aşabildiler, ne onu delmeye güç yetirebildiler.
Ali Fikri Yavuz : Artık onu (seddi), ne aşabildiler, ne de delebildiler.
Bekir Sadak : Artik Yecuc ve Mecuc onu ne asabildiler ve ne de delip gecebildiler.
Celal Yıldırım : Artık o Ye'cûc - Me'cûc ne onu aşabildiler, ne de bir gedik açmaya güç getirebildiler.
Diyanet İşleri : Artık onu ne aşabildiler, ne de delebildiler.
Diyanet İşleri (eski) : Artık Yecüc ve Mecüc onu ne aşabildiler ve ne de delip geçebildiler.
Diyanet Vakfi : Bu sebeple onu ne aşmaya muktedir oldular ne de onu delebildiler.
Edip Yüksel : Artık onu ne aşabildiler, ne de delebildiler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Artık Ye'cuc ve Me'cuc bu seti ne aşabildiler ne de delebildiler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Artık ne onu aşabildiler, ne de delebildiler.
Elmalılı Hamdi Yazır : Artık onu ne aşabilirler ne de delebilirler
Fizilal-il Kuran : Ye'cuc ile Me'cuc, bu setin ne üzerinden aşabildiler ve ne de bir yerinde delik açabildiler.
Gültekin Onan : Böylelikle, ne onu aşabildiler, ne onu delmeye güç yetirebildiler.
Hakkı Yılmaz : Artık söz anlamaz o toplum, sağlamca yapılan sözleşmeyi aşmaya güç yetiremediler, onu delmeye de güç yetiremediler.
Hasan Basri Çantay : Artık onu aşmıya da güc yetiremediler, onu delmiye de muktedir olamadılar.
Hayrat Neşriyat : Artık (Ye’cüc ve Me’cüc) onu ne aşmaya güç yetirebildiler! Ne de onu delmeye tâkatleri yetti!
İbni Kesir : Onlar; artık onu, ne aşabildiler, ne de delip geçebildiler.
İskender Evrenosoğlu : Artık ona zahir olmaya (onu aşmaya) güçleri yetmez ve onu delmeye muktedir olamazlar.
Muhammed Esed : Ve böylece (set inşa edilmiş oldu, öyle ki) artık onların düşmanları ne onu aşabilirlerdi ne de onda gedik açabilirlerdi.
Ömer Nasuhi Bilmen : Artık ne onun üstüne çıkmaya kâdir oldular ve ne de onun için delik açmaya güçleri yetti.
Ömer Öngüt : Artık onu ne aşabildiler, ne de delip geçebildiler.
Şaban Piriş : Artık, seddi aşmaya güçleri yetmedi ve delip geçmediler.
Suat Yıldırım : Artık o Ye’cüc ve Me’cüc’ün, ne seddi aşmaya, ne de onda delik açmaya güçleri yetmedi.
Süleyman Ateş : Artık (Ye'cûc Me'cûc) onu ne aşabildiler, ne de delebildiler.
Tefhim-ul Kuran : Böylelikle, ne onu aşabildiler, ne de onu delmeye güç yetirebildiler.
Ümit Şimşek : Ondan sonra ne seddi aşabildiler, ne de onda bir delik açabildiler.
Yaşar Nuri Öztürk : Artık onu ne aşabildiler ne delebildiler.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}