V – 3rd person masculine singular perfect verb فعل ماض
فإن
|
FÎN
feini
eğer
"""Then if"
Fe,,Nun, 80,,50,
REM – prefixed resumption particle COND – conditional particle الفاء استئنافية حرف شرط
اتبعتني
ت ب ع | TBA
ETBATNY
ttebeǎ'tenī
bana tabi olursan
you follow me,
Elif,Te,Be,Ayn,Te,Nun,Ye, 1,400,2,70,400,50,10,
V – 2nd person masculine singular (form VIII) perfect verb PRON – subject pronoun PRON – 1st person singular object pronoun فعل ماض والتاء ضمير متصل في محل رفع فاعل والياء ضمير متصل في محل نصب مفعول به
فلا
|
FLE
felā
(do) not
Fe,Lam,Elif, 80,30,1,
REM – prefixed resumption particle NEG – negative particle الفاء استئنافية حرف نفي
تسألني
س ا ل | SEL
TSÊLNY
teselnī
bana soru sorma
ask me
Te,Sin,,Lam,Nun,Ye, 400,60,,30,50,10,
V – 2nd person masculine singular imperfect verb, jussive mood PRON – 1st person singular object pronoun فعل مضارع مجزوم والياء ضمير متصل في محل نصب مفعول به
عن
|
AN
ǎn
about
Ayn,Nun, 70,50,
P – preposition حرف جر
شيء
ش ي ا | ŞYE
ŞYÙ
şey'in
hiçbir şey
anything
Şın,Ye,, 300,10,,
N – genitive masculine indefinite noun اسم مجرور
حتى
|
ḪT
Hattā
kadar
until
Ha,Te,, 8,400,,
P – preposition حرف جر
أحدث
ح د ث | ḪD̃S̃
ÊḪD̃S̃
uHdiṧe
ben anlatıncaya
I present
,Ha,Dal,Se, ,8,4,500,
V – 1st person singular (form IV) imperfect verb, subjunctive mood فعل مضارع منصوب
لك
|
LK
leke
sana
to you
Lam,Kef, 30,20,
P – prefixed preposition lām PRON – 2nd person masculine singular personal pronoun جار ومجرور
منه
|
MNH
minhu
onu
of it
Mim,Nun,He, 40,50,5,
P – preposition PRON – 3rd person masculine singular object pronoun جار ومجرور
ذكرا
ذ ك ر | Z̃KR
Z̃KRE
ƶikran
bir hatırlatma
"a mention."""
Zel,Kef,Re,Elif, 700,20,200,1,
N – accusative masculine indefinite verbal noun اسم منصوب
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.
Konu Başlığı: -
Kırık Meal (Arapça) : |قَالَ: dedi | فَإِنِ: eğer | اتَّبَعْتَنِي: bana tabi olursan | فَلَا: | تَسْأَلْنِي: bana soru sorma | عَنْ: | شَيْءٍ: hiçbir şey | حَتَّىٰ: kadar | أُحْدِثَ: ben anlatıncaya | لَكَ: sana | مِنْهُ: onu | ذِكْرًا: bir hatırlatma |
Kırık Meal (Harekesiz) : |قال GELdedi | فإن FÎNeğer | اتبعتني ETBATNYbana tabi olursan | فلا FLE | تسألني TSÊLNYbana soru sorma | عن AN | شيء ŞYÙhiçbir şey | حتى ḪTkadar | أحدث ÊḪD̃S̃ben anlatıncaya | لك LKsana | منه MNHonu | ذكرا Z̃KREbir hatırlatma |
Kırık Meal (Okunuş) : |ḳāle: dedi | feini: eğer | ttebeǎ'tenī: bana tabi olursan | felā: | teselnī: bana soru sorma | ǎn: | şey'in: hiçbir şey | Hattā: kadar | uHdiṧe: ben anlatıncaya | leke: sana | minhu: onu | ƶikran: bir hatırlatma |
Kırık Meal (Transcript) : |GEL: dedi | FÎN: eğer | ETBATNY: bana tabi olursan | FLE: | TSÊLNY: bana soru sorma | AN: | ŞYÙ: hiçbir şey | ḪT: kadar | ÊḪD̃S̃: ben anlatıncaya | LK: sana | MNH: onu | Z̃KRE: bir hatırlatma |
Abdulbaki Gölpınarlı : O, bana uyarsan dedi, sana ona âit bir söz söyleyinceye dek hiçbir şey sorma bana.
Adem Uğur : (O kul:) Eğer bana tâbi olursan, sana o konuda bilgi verinceye kadar hiçbir şey hakkında bana soru sorma! dedi.
Ahmed Hulusi : (Hızır) dedi: "Eğer bana tâbi olacaksan, bana hiçbir şeyden (niye bunu yaptın diye) soru sormayacaksın; tâ ki ben sana o işin hakikatine dair söz açıncaya kadar!"
Ahmet Tekin : Hızır:
'Eğer bana yoldaş olduysan, sana bilgi vermediğim, sırrını açıklamadığım bir konuda, bana sual sorma' dedi.
Ahmet Varol : Dedi ki: 'Eğer bana uyarsan ben ondan sana söz edinceye kadar bana bir şey hakkında soru sorma.'
Ali Bulaç : Dedi ki: "Eğer bana uyacak olursan, hiç bir şey hakkında bana soru sorma, ben sana öğütle anlatıp söz edinceye kadar."
Ali Fikri Yavuz : Hızır dedi ki: “- O halde bana tâbi olacaksan, kendisinden ben bir söz açmadıkça, bana hiç bir şeyden sorma.”
Bekir Sadak : O da: «O halde, bana uyacaksan, ben sana anlatmadikca herhangi bir sey hakkinda bana soru sormayacaksin» dedi. *
Celal Yıldırım : O: «O halde bana uyacaksan, ben sana anlatmadıkça hiçbir şeyden (sebep ve iç yüzünden) sorma» dedi.
Diyanet İşleri : O da şöyle dedi: “O hâlde, eğer bana tabi olacaksan, ben sana söylemedikçe hiçbir şey hakkında bana soru sormayacaksın.”
Diyanet İşleri (eski) : (69-70) O da: 'O halde, bana uyacaksan, ben sana anlatmadıkça herhangi bir şey hakkında bana soru sormayacaksın' dedi.
Diyanet Vakfi : (O kul:) Eğer bana tâbi olursan, sana o konuda bilgi verinceye kadar hiçbir şey hakkında bana soru sorma! dedi.
Edip Yüksel : Dedi: 'Bana uyacaksan, ben sana anlatmadıkça bana hiç bir şey hakkında soru sorma.'
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : (Hızır) dedi ki: «O halde bana tabi olacaksın; ben sana sırrını anlatmadıkça, hiçbir şey hakkında bana soru sorma!»
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : O: «O halde eğer bana uyacaksan, bana hiçbir şey hakkında soru sorma, ta ki ben sana ondan söz açıncaya kadar.»
Elmalılı Hamdi Yazır : O halde dedi: eğer bana tabi olacaksan bana hiç bir şeyden suâl etme tâ ben sana ondan bir söz açıncıya kadar
Fizilal-il Kuran : O kulumuz, Musa'ya dedi ki; «Eğer benimle birlikte geleceksen yapacağım hiçbir iş hakkında bana soru sorma, benim sana o konuda açıklama yapmamı bekle.»
Gültekin Onan : Dedi ki: "Eğer bana uyacak olursan, hiç bir şey hakkında bana soru sorma, ben sana öğütle anlatıp söz edinceye kadar."
Hakkı Yılmaz : Âlim ve rahmete mazhar kul: “O hâlde eğer bana uyacaksan, bana hiçbir şey hakkında soru sorma, ta ki ben sana öğüt olarak ondan söz açıncaya kadar.”
Hasan Basri Çantay : (O: «Eğer bu suretle) bana tabî' olacaksan ben, sana anıb söyleyinceye kadar, bana hiç bir şey sorma» dedi.
Hayrat Neşriyat : (Hızır:) 'O hâlde bana tâbi' olursan, artık (ben) sana ondan söz açıncaya kadar(yaptığım) hiçbir şey hakkında bana soru sorma!' dedi.
İbni Kesir : O halde bana uyacaksan; ben sana anlatmadıkça herhangi bir şey hakkında soru sormayacaksın, dedi.
İskender Evrenosoğlu : (Hızır A.S): “Bana tâbî olduğun taktirde, sana anlatmadığım konularda (anlatmadıkça) bana bir şey sorma.” dedi.
Muhammed Esed : (Bilge kişi:) "Pekala" dedi, "O halde, eğer benim peşimden geleceksen, (yapacağım) şeyler hakkında, bu hususta ben sana bir açıklamada bulununcaya kadar bana hiçbir şey sormayacaksın."
Ömer Nasuhi Bilmen : (70-71) Dedi ki: «Eğer bana tabî olacak isen artık bana hiçbir şeyden sual etme, ondan sana ben haber verinceye değin.» Bunun üzerine gidiverdiler. Vaktâ ki bir gemiye bindiler, o, gemiyi yaraladı. Dedi ki: «Onu yaraladın mı ki, ahalisini garkediveresin? Doğrusu pek münker bir şey yaptın.»
Ömer Öngüt : O kul dedi ki: “O halde eğer bana tâbi olacaksan, ben sana anlatmadıkça, herhangi bir şey hakkında bana soru sorma!”
Şaban Piriş : -Eğer bana uyacaksan, ben sana anlatmadıkça hiç bir şey sormayacaksın, dedi.
Suat Yıldırım : "O halde" dedi, "bana tâbi olduğuna göre, hangi konuda olursa olsun, ben onun hakkında sana söz açmadıkça, asla bana soru sormayacaksın!"
Süleyman Ateş : (O kul): "O halde, dedi, eğer bana tabi olursan ben sana anlatıncaya kadar (yaptığım) hiçbir şey hakkında bana soru sorma."
Tefhim-ul Kuran : Dedi ki: «Eğer bana uyacak olursan, hiç bir şey hakkında bana soru sorma, ben sana öğütle anlatıp söz edinceye kadar.»
Ümit Şimşek : O dedi ki: 'Eğer bana uyacaksan, o konuda ben bir söz söyleyinceye kadar bana hiçbir şey hakkında soru sormayacaksın.'
Yaşar Nuri Öztürk : Dedi: "Bak, eğer bana uyarsan, ben sana kendisinden bahis açıncaya değin hiçbir şey hakkında bana soru sorma!"
Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için
TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen
dikkatli olunuz.]