» 18 / Kehf  93:

Kuran Sırası: 18
İniş Sırası: 69
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110

 » 18 / Kehf  Suresi: 93
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. حَتَّىٰ (ḪT) = Hattā : nihayet
2. إِذَا (ÎZ̃E) = iƶā : ne zaman ki
3. بَلَغَ (BLĞ) = beleğa : ulaştı
4. بَيْنَ (BYN) = beyne : arasına
5. السَّدَّيْنِ (ELSD̃YN) = s-seddeyni : iki sed
6. وَجَدَ (VCD̃) = vecede : buldu
7. مِنْ (MN) = min :
8. دُونِهِمَا (D̃VNHME) = dūnihimā : onların dışında
9. قَوْمًا (GVME) = ḳavmen : bir kavim
10. لَا (LE) = lā :
11. يَكَادُونَ (YKED̃VN) = yekādūne : neredeyse
12. يَفْقَهُونَ (YFGHVN) = yefḳahūne : hiç anlamayan
13. قَوْلًا (GVLE) = ḳavlen : söz
nihayet | ne zaman ki | ulaştı | arasına | iki sed | buldu | | onların dışında | bir kavim | | neredeyse | hiç anlamayan | söz |

[] [] [BLĞ] [BYN] [SD̃D̃] [VCD̃] [] [D̃VN] [GVM] [] [KVD̃] [FGH] [GVL]
ḪT ÎZ̃E BLĞ BYN ELSD̃YN VCD̃ MN D̃VNHME GVME LE YKED̃VN YFGHVN GVLE

Hattā iƶā beleğa beyne s-seddeyni vecede min dūnihimā ḳavmen yekādūne yefḳahūne ḳavlen
حتى إذا بلغ بين السدين وجد من دونهما قوما لا يكادون يفقهون قولا

 » 18 / Kehf  Suresi: 93
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
حتى | ḪT Hattā nihayet Until,
إذا | ÎZ̃E iƶā ne zaman ki when
بلغ ب ل غ | BLĞ BLĞ beleğa ulaştı he reached
بين ب ي ن | BYN BYN beyne arasına between
السدين س د د | SD̃D̃ ELSD̃YN s-seddeyni iki sed the two mountains,
وجد و ج د | VCD̃ VCD̃ vecede buldu he found
من | MN min besides them
دونهما د و ن | D̃VN D̃VNHME dūnihimā onların dışında besides them
قوما ق و م | GVM GVME ḳavmen bir kavim a community,
لا | LE not
يكادون ك و د | KVD̃ YKED̃VN yekādūne neredeyse who would almost
يفقهون ف ق ه | FGH YFGHVN yefḳahūne hiç anlamayan understand
قولا ق و ل | GVL GVLE ḳavlen söz (his) speech.

18:93 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

nihayet | ne zaman ki | ulaştı | arasına | iki sed | buldu | | onların dışında | bir kavim | | neredeyse | hiç anlamayan | söz |

[] [] [BLĞ] [BYN] [SD̃D̃] [VCD̃] [] [D̃VN] [GVM] [] [KVD̃] [FGH] [GVL]
ḪT ÎZ̃E BLĞ BYN ELSD̃YN VCD̃ MN D̃VNHME GVME LE YKED̃VN YFGHVN GVLE

Hattā iƶā beleğa beyne s-seddeyni vecede min dūnihimā ḳavmen yekādūne yefḳahūne ḳavlen
حتى إذا بلغ بين السدين وجد من دونهما قوما لا يكادون يفقهون قولا

[] [] [ب ل غ] [ب ي ن] [س د د] [و ج د] [] [د و ن] [ق و م] [] [ك و د] [ف ق ه] [ق و ل]

 » 18 / Kehf  Suresi: 93
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
حتى | ḪT Hattā nihayet Until,
Ha,Te,,
8,400,,
INC – inceptive particle
حرف ابتداء
إذا | ÎZ̃E iƶā ne zaman ki when
,Zel,Elif,
,700,1,
T – time adverb
ظرف زمان
بلغ ب ل غ | BLĞ BLĞ beleğa ulaştı he reached
Be,Lam,Ğayn,
2,30,1000,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
بين ب ي ن | BYN BYN beyne arasına between
Be,Ye,Nun,
2,10,50,
LOC – accusative location adverb
ظرف مكان منصوب
السدين س د د | SD̃D̃ ELSD̃YN s-seddeyni iki sed the two mountains,
Elif,Lam,Sin,Dal,Ye,Nun,
1,30,60,4,10,50,
N – nominative masculine dual noun
اسم مرفوع
وجد و ج د | VCD̃ VCD̃ vecede buldu he found
Vav,Cim,Dal,
6,3,4,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
من | MN min besides them
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
دونهما د و ن | D̃VN D̃VNHME dūnihimā onların dışında besides them
Dal,Vav,Nun,He,Mim,Elif,
4,6,50,5,40,1,
N – genitive noun
PRON – 3rd person masculine dual possessive pronoun
اسم مجرور والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
قوما ق و م | GVM GVME ḳavmen bir kavim a community,
Gaf,Vav,Mim,Elif,
100,6,40,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
لا | LE not
Lam,Elif,
30,1,
NEG – negative particle
حرف نفي
يكادون ك و د | KVD̃ YKED̃VN yekādūne neredeyse who would almost
Ye,Kef,Elif,Dal,Vav,Nun,
10,20,1,4,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع اسم «يكاد»
يفقهون ف ق ه | FGH YFGHVN yefḳahūne hiç anlamayan understand
Ye,Fe,Gaf,He,Vav,Nun,
10,80,100,5,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
قولا ق و ل | GVL GVLE ḳavlen söz (his) speech.
Gaf,Vav,Lam,Elif,
100,6,30,1,
N – accusative masculine indefinite verbal noun
اسم منصوب
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |حَتَّىٰ: nihayet | إِذَا: ne zaman ki | بَلَغَ: ulaştı | بَيْنَ: arasına | السَّدَّيْنِ: iki sed | وَجَدَ: buldu | مِنْ: | دُونِهِمَا: onların dışında | قَوْمًا: bir kavim | لَا: | يَكَادُونَ: neredeyse | يَفْقَهُونَ: hiç anlamayan | قَوْلًا: söz |
Kırık Meal (Harekesiz) : |حتى ḪT nihayet | إذا ÎZ̃E ne zaman ki | بلغ BLĞ ulaştı | بين BYN arasına | السدين ELSD̃YN iki sed | وجد WCD̃ buldu | من MN | دونهما D̃WNHME onların dışında | قوما GWME bir kavim | لا LE | يكادون YKED̃WN neredeyse | يفقهون YFGHWN hiç anlamayan | قولا GWLE söz |
Kırık Meal (Okunuş) : |Hattā: nihayet | iƶā: ne zaman ki | beleğa: ulaştı | beyne: arasına | s-seddeyni: iki sed | vecede: buldu | min: | dūnihimā: onların dışında | ḳavmen: bir kavim | : | yekādūne: neredeyse | yefḳahūne: hiç anlamayan | ḳavlen: söz |
Kırık Meal (Transcript) : |ḪT: nihayet | ÎZ̃E: ne zaman ki | BLĞ: ulaştı | BYN: arasına | ELSD̃YN: iki sed | VCD̃: buldu | MN: | D̃VNHME: onların dışında | GVME: bir kavim | LE: | YKED̃VN: neredeyse | YFGHVN: hiç anlamayan | GVLE: söz |
Abdulbaki Gölpınarlı : Tâ iki setin arasına vardı, onların yanında bir topluluk buldu ki hemen hiçbir söz anlamıyorlardı.
Adem Uğur : Nihayet iki dağ arasına ulaştığında onların önünde, hemen hiçbir sözü anlamayan bir kavim buldu.
Ahmed Hulusi : Nihayet iki sed (set, dağ) arasına ulaştı. . . Orada neredeyse -hiçbir- uyarıyı değerlendirmeyecek hâlde bir kavim buldu.
Ahmet Tekin : Nihayet iki dağ arasına ulaştığında, dağların eteğinde, nerdeyse anlaşabilecekleri müşterek bir dile sahip olmayan bir kavme rastladı.
Ahmet Varol : Nihayet iki seddin arasına ulaştığında onların önünde neredeyse hiçbir söz anlamayan bir kavim buldu.
Ali Bulaç : seddin arasına kadar ulaştı, onların (sedlerin) önünde hemen hemen hiç bir sözü kavramayan bir kavim buldu.
Ali Fikri Yavuz : Nihayet (sed yaptırmış olduğu Ermenistan ve Azerbaycan’daki) iki dağ arasına vardığı zaman, bu dağların önünde bir kavim buldu ki, söz anlamıyacak durumda idiler (lisan bilmiyorlardı).
Bekir Sadak : Sonunda, iki dagin arasina varinca, orada nerdeyse hic laf anlamayan bir millete rastladi.
Celal Yıldırım : Tâ ki, iki sed arasına ulaştığında, onların önünde neredeyse hiç söz anlamaz bir millete rastladı.
Diyanet İşleri : İki dağ arasına ulaşınca, bunların önünde, neredeyse hiçbir sözü anlamayan bir halk buldu.
Diyanet İşleri (eski) : Sonunda, iki dağın arasına varınca, orada nerdeyse hiç laf anlamayan bir millete rastladı.
Diyanet Vakfi : Nihayet iki dağ arasına ulaştığında onların önünde, hemen hiçbir sözü anlamayan bir kavim buldu.
Edip Yüksel : İki seddin arasına varınca, ötesinde, nerdeyse söz anlamayan bir topluluk buldu
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Nihayet iki dağ arasına ulaştığında onların önünde, hemen hiç söz anlamayan bir kavim bulmuştu.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Nihayet iki set arasına vardığı zaman, önlerinde neredeyse hiç söz anlamayan bir kavim buldu.
Elmalılı Hamdi Yazır : Tâ iki sedd arasına vardığı vakit önlerinde bir kavm buldu ki hemen hemen söz anlayacak bir halde değil gibi idiler
Fizilal-il Kuran : Sonunda iki seddin arasına varınca setlerin berisinde nerede ise hiç söz anlamayan bir toplumla karşılaştı.
Gültekin Onan : İki seddin arasına kadar ulaştı, onların (sedlerin) önünde hemen hemen hiç bir sözü kavramayan (yefkahune) bir kavim buldu.
Hakkı Yılmaz : Sonunda iki sözleşme arasına ulaştığında iki toplumun [Medîne ve Mekke toplumlarının] astlarından, hemen hemen hiç söz anlamayan bir toplum [Hayber Yahudilerini] buldu.
Hasan Basri Çantay : Nihayet iki dağ arasına ulaşdığı zaman onların önünde hemen hiç bir söz anlamaz bir kavm buldu.
Hayrat Neşriyat : Nihâyet iki dağ arasına varınca, bunların önünde öyle bir kavim buldu ki, (lisan ve anlayış cihetiyle) hemen hemen söz anlamayacak bir hâlde idiler.
İbni Kesir : En sonunda iki dağın arasına varınca; orada hemen hemen hiç bir söz anlamayan bir kavme rastladı.
İskender Evrenosoğlu : İki sed arasına ulaştığı zaman o ikisinden (o iki kavimden) başka, (neredeyse hiç) söz anlamayan bir kavim buldu.
Muhammed Esed : Ve derken, iki set arasında (bir yere) vardığında onların yamacında (yaşayan ve onun konuştuğu dilden) çok az şey anlayabilen bir kavme rastladı.
Ömer Nasuhi Bilmen : Vaktâ ki, iki dağın arasına kavuştu, onların yakınında bir kavim buldu ki, söz anlayabilmeye yaklaşacak bir halde değildiler.
Ömer Öngüt : En sonunda iki dağın arasına ulaştığında, onların önünde öyle bir kavme rastladı ki, hemen hemen hiçbir sözü anlamıyorlardı.
Şaban Piriş : Sonunda iki dağ arasında, hemen hemen hiçbir söz anlamayan bir kavme rastladı.
Suat Yıldırım : Nihayet iki dağ arasına ulaştığında, onların önünde, hemen hemen hiç söz anlamayan bir millet buldu.
Süleyman Ateş : Nihâyet iki sed arasına ulaşınca onların önünde hemen hiç söz anlamayan bir kavim buldu.
Tefhim-ul Kuran : (92-93) Sonra (yine) bir yol tuttu. Nihayet iki dağ arasına ulaştığı zaman orada hiç söz anlamayan bir kavim buldu.
Ümit Şimşek : Nihayet iki dağ arasına geldiğinde, onun önünde, hemen hemen hiç söz anlamayan bir kavme rastgeldi.
Yaşar Nuri Öztürk : Nihayet, iki set arasına ulaştı. Setler arasında öyle bir topluluk buldu ki neredeyse söz anlamıyorlardı.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}