» 11 / Hûd  66:

Kuran Sırası: 11
İniş Sırası: 52
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123

 » 11 / Hûd  Suresi: 66
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. فَلَمَّا (FLME) = felemmā : nihayet
2. جَاءَ (CEÙ) = cā'e : gelince
3. أَمْرُنَا (ÊMRNE) = emrunā : emrimiz
4. نَجَّيْنَا (NCYNE) = necceynā : kurtardık
5. صَالِحًا (ṦELḪE) = SāliHen : Salih'i
6. وَالَّذِينَ (VELZ̃YN) = velleƶīne : ve kimseleri
7. امَنُوا ( ËMNVE) = āmenū : iman eden(leri)
8. مَعَهُ (MAH) = meǎhu : beraberindeki
9. بِرَحْمَةٍ (BRḪMT) = biraHmetin : bir rahmetle
10. مِنَّا (MNE) = minnā : bizden
11. وَمِنْ (VMN) = ve min : ve
12. خِزْيِ (ḢZY) = ḣizyi : aşağılığından
13. يَوْمِئِذٍ (YVMÙZ̃) = yevmiiƶin : o günün
14. إِنَّ (ÎN) = inne : muhakkak ki
15. رَبَّكَ (RBK) = rabbeke : senin Rabbin
16. هُوَ (HV) = huve : O
17. الْقَوِيُّ (ELGVY) = l-ḳaviyyu : güçlüdür
18. الْعَزِيزُ (ELAZYZ) = l-ǎzīzu : mutlak üstündür
nihayet | gelince | emrimiz | kurtardık | Salih'i | ve kimseleri | iman eden(leri) | beraberindeki | bir rahmetle | bizden | ve | aşağılığından | o günün | muhakkak ki | senin Rabbin | O | güçlüdür | mutlak üstündür |

[] [CYE] [EMR] [NCV] [ṦLḪ] [] [EMN] [] [RḪM] [] [] [ḢZY] [] [] [RBB] [] [GVY] [AZZ]
FLME CEÙ ÊMRNE NCYNE ṦELḪE VELZ̃YN ËMNVE MAH BRḪMT MNE VMN ḢZY YVMÙZ̃ ÎN RBK HV ELGVY ELAZYZ

felemmā cā'e emrunā necceynā SāliHen velleƶīne āmenū meǎhu biraHmetin minnā ve min ḣizyi yevmiiƶin inne rabbeke huve l-ḳaviyyu l-ǎzīzu
فلما جاء أمرنا نجينا صالحا والذين آمنوا معه برحمة منا ومن خزي يومئذ إن ربك هو القوي العزيز

 » 11 / Hûd  Suresi: 66
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فلما | FLME felemmā nihayet So when
جاء ج ي ا | CYE CEÙ cā'e gelince came
أمرنا ا م ر | EMR ÊMRNE emrunā emrimiz Our command
نجينا ن ج و | NCV NCYNE necceynā kurtardık We saved
صالحا ص ل ح | ṦLḪ ṦELḪE SāliHen Salih'i Salih,
والذين | VELZ̃YN velleƶīne ve kimseleri and those who
آمنوا ا م ن | EMN ËMNVE āmenū iman eden(leri) believed
معه | MAH meǎhu beraberindeki with him,
برحمة ر ح م | RḪM BRḪMT biraHmetin bir rahmetle by a Mercy
منا | MNE minnā bizden from Us,
ومن | VMN ve min ve and from
خزي خ ز ي | ḢZY ḢZY ḣizyi aşağılığından (the) disgrace
يومئذ | YVMÙZ̃ yevmiiƶin o günün (of) that Day.
إن | ÎN inne muhakkak ki Indeed,
ربك ر ب ب | RBB RBK rabbeke senin Rabbin your Lord,
هو | HV huve O He
القوي ق و ي | GVY ELGVY l-ḳaviyyu güçlüdür (is) All-Strong,
العزيز ع ز ز | AZZ ELAZYZ l-ǎzīzu mutlak üstündür All-Mighty.

11:66 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

nihayet | gelince | emrimiz | kurtardık | Salih'i | ve kimseleri | iman eden(leri) | beraberindeki | bir rahmetle | bizden | ve | aşağılığından | o günün | muhakkak ki | senin Rabbin | O | güçlüdür | mutlak üstündür |

[] [CYE] [EMR] [NCV] [ṦLḪ] [] [EMN] [] [RḪM] [] [] [ḢZY] [] [] [RBB] [] [GVY] [AZZ]
FLME CEÙ ÊMRNE NCYNE ṦELḪE VELZ̃YN ËMNVE MAH BRḪMT MNE VMN ḢZY YVMÙZ̃ ÎN RBK HV ELGVY ELAZYZ

felemmā cā'e emrunā necceynā SāliHen velleƶīne āmenū meǎhu biraHmetin minnā ve min ḣizyi yevmiiƶin inne rabbeke huve l-ḳaviyyu l-ǎzīzu
فلما جاء أمرنا نجينا صالحا والذين آمنوا معه برحمة منا ومن خزي يومئذ إن ربك هو القوي العزيز

[] [ج ي ا] [ا م ر] [ن ج و] [ص ل ح] [] [ا م ن] [] [ر ح م] [] [] [خ ز ي] [] [] [ر ب ب] [] [ق و ي] [ع ز ز]

 » 11 / Hûd  Suresi: 66
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فلما | FLME felemmā nihayet So when
Fe,Lam,Mim,Elif,
80,30,40,1,
REM – prefixed resumption particle
T – time adverb
الفاء استئنافية
ظرف زمان
جاء ج ي ا | CYE CEÙ cā'e gelince came
Cim,Elif,,
3,1,,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
أمرنا ا م ر | EMR ÊMRNE emrunā emrimiz Our command
,Mim,Re,Nun,Elif,
,40,200,50,1,
N – nominative masculine noun
PRON – 1st person plural possessive pronoun
اسم مرفوع و«نا» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
نجينا ن ج و | NCV NCYNE necceynā kurtardık We saved
Nun,Cim,Ye,Nun,Elif,
50,3,10,50,1,
V – 1st person plural (form II) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
صالحا ص ل ح | ṦLḪ ṦELḪE SāliHen Salih'i Salih,
Sad,Elif,Lam,Ha,Elif,
90,1,30,8,1,
"PN – accusative proper noun → Salih"
اسم علم منصوب
والذين | VELZ̃YN velleƶīne ve kimseleri and those who
Vav,Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
6,1,30,700,10,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
REL – masculine plural relative pronoun
الواو عاطفة
اسم موصول
آمنوا ا م ن | EMN ËMNVE āmenū iman eden(leri) believed
,Mim,Nun,Vav,Elif,
,40,50,6,1,
V – 3rd person masculine plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
معه | MAH meǎhu beraberindeki with him,
Mim,Ayn,He,
40,70,5,
LOC – accusative location adverb
PRON – 3rd person masculine singular possessive pronoun
ظرف مكان منصوب والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
برحمة ر ح م | RḪM BRḪMT biraHmetin bir rahmetle by a Mercy
Be,Re,Ha,Mim,Te merbuta,
2,200,8,40,400,
P – prefixed preposition bi
N – genitive feminine indefinite noun
جار ومجرور
منا | MNE minnā bizden from Us,
Mim,Nun,Elif,
40,50,1,
P – preposition
PRON – 1st person plural object pronoun
جار ومجرور
ومن | VMN ve min ve and from
Vav,Mim,Nun,
6,40,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
P – preposition
الواو عاطفة
حرف جر
خزي خ ز ي | ḢZY ḢZY ḣizyi aşağılığından (the) disgrace
Hı,Ze,Ye,
600,7,10,
N – genitive masculine noun
اسم مجرور
يومئذ | YVMÙZ̃ yevmiiƶin o günün (of) that Day.
Ye,Vav,Mim,,Zel,
10,6,40,,700,
T – time adverb
ظرف زمان
إن | ÎN inne muhakkak ki Indeed,
,Nun,
,50,
ACC – accusative particle
حرف نصب
ربك ر ب ب | RBB RBK rabbeke senin Rabbin your Lord,
Re,Be,Kef,
200,2,20,
N – accusative masculine noun
PRON – 2nd person masculine singular possessive pronoun
اسم منصوب والكاف ضمير متصل في محل جر بالاضافة
هو | HV huve O He
He,Vav,
5,6,
PRON – 3rd person masculine singular personal pronoun
ضمير منفصل
القوي ق و ي | GVY ELGVY l-ḳaviyyu güçlüdür (is) All-Strong,
Elif,Lam,Gaf,Vav,Ye,
1,30,100,6,10,
N – nominative masculine singular noun
اسم مرفوع
العزيز ع ز ز | AZZ ELAZYZ l-ǎzīzu mutlak üstündür All-Mighty.
Elif,Lam,Ayn,Ze,Ye,Ze,
1,30,70,7,10,7,
ADJ – nominative masculine singular adjective
صفة مرفوعة
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |فَلَمَّا: nihayet | جَاءَ: gelince | أَمْرُنَا: emrimiz | نَجَّيْنَا: kurtardık | صَالِحًا: Salih'i | وَالَّذِينَ: ve kimseleri | امَنُوا: iman eden(leri) | مَعَهُ: beraberindeki | بِرَحْمَةٍ: bir rahmetle | مِنَّا: bizden | وَمِنْ: ve | خِزْيِ: aşağılığından | يَوْمِئِذٍ: o günün | إِنَّ: muhakkak ki | رَبَّكَ: senin Rabbin | هُوَ: O | الْقَوِيُّ: güçlüdür | الْعَزِيزُ: mutlak üstündür |
Kırık Meal (Harekesiz) : |فلما FLME nihayet | جاء CEÙ gelince | أمرنا ÊMRNE emrimiz | نجينا NCYNE kurtardık | صالحا ṦELḪE Salih'i | والذين WELZ̃YN ve kimseleri | آمنوا ËMNWE iman eden(leri) | معه MAH beraberindeki | برحمة BRḪMT bir rahmetle | منا MNE bizden | ومن WMN ve | خزي ḢZY aşağılığından | يومئذ YWMÙZ̃ o günün | إن ÎN muhakkak ki | ربك RBK senin Rabbin | هو HW O | القوي ELGWY güçlüdür | العزيز ELAZYZ mutlak üstündür |
Kırık Meal (Okunuş) : |felemmā: nihayet | cā'e: gelince | emrunā: emrimiz | necceynā: kurtardık | SāliHen: Salih'i | velleƶīne: ve kimseleri | āmenū: iman eden(leri) | meǎhu: beraberindeki | biraHmetin: bir rahmetle | minnā: bizden | ve min: ve | ḣizyi: aşağılığından | yevmiiƶin: o günün | inne: muhakkak ki | rabbeke: senin Rabbin | huve: O | l-ḳaviyyu: güçlüdür | l-ǎzīzu: mutlak üstündür |
Kırık Meal (Transcript) : |FLME: nihayet | CEÙ: gelince | ÊMRNE: emrimiz | NCYNE: kurtardık | ṦELḪE: Salih'i | VELZ̃YN: ve kimseleri | ËMNVE: iman eden(leri) | MAH: beraberindeki | BRḪMT: bir rahmetle | MNE: bizden | VMN: ve | ḢZY: aşağılığından | YVMÙZ̃: o günün | ÎN: muhakkak ki | RBK: senin Rabbin | HV: O | ELGVY: güçlüdür | ELAZYZ: mutlak üstündür |
Abdulbaki Gölpınarlı : Emrimiz gelince Sâlih'i ve onunla berâber bulunan inananları, bir rahmet olarak kurtardık ve o günün horluğundan necat verdik onlara. Şüphe yok ki Rabbin, çok kuvvetlidir, o, pek üstündür.
Adem Uğur : Emrimiz gelince, Sâlih'i ve onunla beraber iman edenleri, bizden bir rahmet olarak (azaptan) ve o günün zilletinden kurtardık. Şüphesiz Rabbin kuvvetlidir, (her şeye) galip gelendir.
Ahmed Hulusi : Hükmümüz açığa çıktığında Sâlih'i ve beraberindeki iman etmişleri, rahmetimizle kurtardık. . . O sürecin aşağılamasından da (kurtardık). . . Muhakkak ki senin Rabbin Kaviyy'dir, Aziyz'dir.
Ahmet Tekin : Planımız, azâbımız gerçekleştirilirken Sâlih’i ve onunla beraber, iman edenleri, tarafımızdan bir rahmet olarak azaptan ve o günün zilletinden kurtardık. Şüphesiz Rabbin güçlü, kudretli ve hükümrandır.
Ahmet Varol : Nihayet emrimiz gelince Salih'i ve beraberindeki iman edenleri bizden bir rahmetle o günün aşağılığından kurtardık. Muhakkak ki senin Rabbin güçlü ve yüce olandır.
Ali Bulaç : Emrimiz geldiği zaman, tarafımızdan bir rahmetle Salih'i ve O'nunla birlikte iman edenleri o günün aşağılatıcı azabından kurtardık. Doğrusu senin Rabbin, güçlü olandır, aziz olandır.
Ali Fikri Yavuz : Azab emrimizin vakti gelince, Sâlih’i ve beraberinde iman etmiş olanları, tarafımızdan bir merhamet ile kurtardık; hem o günün rüsvaylığından da... Gerçekten senin Rabbin çok kuvvetlidir, her şeye galibdir.
Bekir Sadak : Buyrugumuz gelince, Salih'i ve beraberindeki inananlari katimizdan bir rahmet olarak o gunun rezilliginden kurtardik. Dogrusu Rabbin pek kuvvetli ve gucludur.
Celal Yıldırım : Buyruğumuz gelince, Salih'i ve beraberindeki imân edenleri, katımızdan bir rahmetle kurtardık, hem de o günün rezilliğinden.. Şüphesiz ki, Rabbin yegâne güçlü ve yegâne üstündür.
Diyanet İşleri : (Helâk) emrimiz geldiğinde Salih’i ve beraberindeki iman etmiş olanları tarafımızdan bir rahmetle helâktan ve o günün rezilliğinden kurtardık. Şüphesiz Rabbin mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.
Diyanet İşleri (eski) : Buyruğumuz gelince, Salih'i ve beraberindeki inananları katımızdan bir rahmet olarak o günün rezilliğinden kurtardık. Doğrusu Rabbin pek kuvvetli ve güçlüdür.
Diyanet Vakfi : Emrimiz gelince, Sâlih'i ve onunla beraber iman edenleri, bizden bir rahmet olarak (azaptan) ve o günün zilletinden kurtardık. Şüphesiz Rabbin kuvvetlidir, (her şeye) galip gelendir.
Edip Yüksel : Emrimiz gelince, Salih'i ve beraberinde inanmış olanları bizden bir rahmet ile o günün rezilliğinden kurtardık. Rabbin, kuşkusuz Güçlü ve Üstündür.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Ne zaman ki, azap emrimiz geldi, Salih'i ve beraberindeki iman edenleri, tarafımızdan bir rahmet sayesinde kurtardık, üstelik o günün perişanlığından da kurtardık. Hiç şüphesiz Rabbin güçlüdür, mutlak üstündür.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Emrimiz geldiğinde Salih'i ve beraberinde iman etmiş olanları, tarafımızdan bir rahmetle azaptan ve o günün rezilliğinden kurtardık. Çünkü Rabbindir çok güçlü, çok üstün olan.
Elmalılı Hamdi Yazır : Vaktâ ki emrimiz geldi, Salihi ve maıyyetinde iyman etmiş olanları tarafımızdan bir rahmet ile kurtardık, hem de o günün zilletinden, çünkü rabbın öyle kavî, öyle azîz
Fizilal-il Kuran : Azaba ilişkin emrimiz geldiğinde Salih ile beraberindeki mü'minleri helak olmaktan ve o günkü onur kırıcı perişanlıktan, rahmetimizin sonucu olarak, kurtardık. Hiç şüphesiz senin Rabbin güçlüdür, üstün iradelidir.
Gültekin Onan : Buyruğumuz geldiği zaman, tarafımızdan bir rahmetle Salih'i ve O'nunla birlikte inananları o günün aşağılatıcı azabından kurtardık. Doğrusu senin rabbin güçlü olandır, aziz olandır.
Hakkı Yılmaz : Artık ne zaman ki emrimiz geldi, Sâlih'i ve o'nunla birlikte iman etmiş olan kişileri tarafımızdan bir rahmetle kurtardık. O günün perişanlığından da kurtardık. Hiç şüphesiz ki senin Rabbin, o güçlü, mutlak üstün olandır.
Hasan Basri Çantay : Vaktaki (azâb) emrimiz geldi, Saalihi de, onun maiyyetinde îman etmiş olanları da tarafımızdan bir esirgeme olarak (azâbdan ve) o günün rüsvaylığından kurtardık. Şübhesiz ki senin Rabbin, O, çok kuvvetlidir, mutlak gaalibdir.
Hayrat Neşriyat : Nihâyet emrimiz gelince, Sâlih’i ve berâberindeki îmân edenleri tarafımızdan bir rahmetle (hem o azabdan), hem de o günün zilletinden kurtardık. Şübhesiz ki, Kaviyy (pek kuvvetli olan), Azîz (kudreti herşeye galib gelen) ancak Rabbindir.
İbni Kesir : Emrimiz gelince; Salih'i ve beraberindeki mü'minleri, tarafımızdan bir rahmet ile azabdan ve o günün rüsvaylığından kurtardık. Doğrusu Rabbın; Kavi'dir, Aziz'dir.
İskender Evrenosoğlu : Bundan sonra emrimiz geldiği zaman Salih (A.S)'ı ve onun yanındaki âmenû olan kimseleri Bizden bir rahmetle kurtardık. Ve izin gününün zilletinden (de) kurtardık. Muhakkak ki senin Rabbin, O; Kaviyy'dir (güçlü), Azîz'dir (yüce).
Muhammed Esed : Ve derken, hükmümüz vaki olunca, katımızdan bir esirgemeyle Salih'i ve o'nunla aynı inancı paylaşanları kurtardık; ve (onları) o (kıyamet) Gün(ü Bizim lanetimize uğramanın vereceği) alçalmadan (da kurtardık). Doğrusu, senin Rabbin, gerçekten sınırsız kuvvet ve kudret sahibi O yüceler yücesidir.
Ömer Nasuhi Bilmen : Vaktâ ki emrimiz geldi, Sâlih'i ve O'nunla beraber imân etmiş olanları Bizden bir rahmet sebebiyle necâta erdirdik, hem de o günün mezelletinden (kurtardık). Şüphe yok ki çok kuvvetli, çok izzet sahibi olan, ancak senin o Rabbindir.
Ömer Öngüt : Nihayet emrimiz gelince, Sâlih'i ve beraberindeki inananları, katımızdan bir rahmet olarak o günün rezilliğinden kurtardık. Doğrusu Rabbin pek kuvvetlidir ve Azîz'dir.
Şaban Piriş : Emrimiz gelince Salih’i ve beraberindeki müminleri, katımızdan bir rahmet ile o günün aşağılatıcı azabından kurtardık. Kuşkusuz Rabbin, güçlüdür, onurludur.
Suat Yıldırım : Azap emrimiz gelince, tarafımızdan bir lütuf olarak Salih’i ve beraberindeki müminleri azaptan ve o günün zilletinden kurtardık. Şüphesiz ki senin Rabbin kavî ve azîzdir (çok kuvvetlidir, mutlak galiptir).
Süleyman Ateş : Nihâyet emrimiz gelince Sâlih'i ve onunla beraber inanmış olanları, bizden bir rahmetle kurtardık, (onları) o günün zilletinden (kurtardık). İşte Rabbin öyle güçlü, öyle gâliptir.
Tefhim-ul Kuran : Emrimiz geldiği zaman, tarafımızdan bir rahmetle Salih'i ve onunla birlikte iman edenleri o günün aşağılatıcı azabından kurtardık. Doğrusu senin Rabbin, güçlü olandır, aziz olandır.
Ümit Şimşek : Emrimiz geldiğinde, Salih'i ve beraberindeki mü'minleri, tarafımızdan bir rahmetle o azaptan ve o günün rezilliğinden kurtardık. Şüphesiz ki Rabbinin yakalayışı pek güçlü, kudreti herşeye üstündür.
Yaşar Nuri Öztürk : Emrimiz gelince Sâlih'i ve onunla birlikte iman edenleri bizden bir rahmetle kurtardık. O günün rezilliğinden kurtardık. Senin Rabbin, evet O, Kavî'dir, Azîz'dir.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}