» 11 / Hûd  36:

Kuran Sırası: 11
İniş Sırası: 52
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123

 » 11 / Hûd  Suresi: 36
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَأُوحِيَ (VÊVḪY) = ve ūHiye : vahyolundu
2. إِلَىٰ (ÎL) = ilā :
3. نُوحٍ (NVḪ) = nūHin : Nuh'a
4. أَنَّهُ (ÊNH) = ennehu : gerçekten
5. لَنْ (LN) = len :
6. يُؤْمِنَ (YÙMN) = yu'mine : kimse iman etmeyecek
7. مِنْ (MN) = min : -den
8. قَوْمِكَ (GVMK) = ḳavmike : kavmin-
9. إِلَّا (ÎLE) = illā : dışında
10. مَنْ (MN) = men : kimselerin
11. قَدْ (GD̃) = ḳad : (şimdiye kadar)
12. امَنَ ( ËMN) = āmene : iman eden
13. فَلَا (FLE) = felā :
14. تَبْتَئِسْ (TBTÙS) = tebteis : üzülme
15. بِمَا (BME) = bimā : dolayı
16. كَانُوا (KENVE) = kānū :
17. يَفْعَلُونَ (YFALVN) = yef'ǎlūne : onların yaptıklarından
vahyolundu | | Nuh'a | gerçekten | | kimse iman etmeyecek | -den | kavmin- | dışında | kimselerin | (şimdiye kadar) | iman eden | | üzülme | dolayı | | onların yaptıklarından |

[VḪY] [] [] [] [] [EMN] [] [GVM] [] [] [] [EMN] [] [BES] [] [KVN] [FAL]
VÊVḪY ÎL NVḪ ÊNH LN YÙMN MN GVMK ÎLE MN GD̃ ËMN FLE TBTÙS BME KENVE YFALVN

ve ūHiye ilā nūHin ennehu len yu'mine min ḳavmike illā men ḳad āmene felā tebteis bimā kānū yef'ǎlūne
وأوحي إلى نوح أنه لن يؤمن من قومك إلا من قد آمن فلا تبتئس بما كانوا يفعلون

 » 11 / Hûd  Suresi: 36
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وأوحي و ح ي | VḪY VÊVḪY ve ūHiye vahyolundu And it was revealed
إلى | ÎL ilā to
نوح | NVḪ nūHin Nuh'a Nuh,
أنه | ÊNH ennehu gerçekten """That"
لن | LN len will never
يؤمن ا م ن | EMN YÙMN yu'mine kimse iman etmeyecek believe
من | MN min -den from
قومك ق و م | GVM GVMK ḳavmike kavmin- your people
إلا | ÎLE illā dışında except
من | MN men kimselerin (those) who
قد | GD̃ ḳad (şimdiye kadar) have already
آمن ا م ن | EMN ËMN āmene iman eden believed.
فلا | FLE felā So (do) not
تبتئس ب ا س | BES TBTÙS tebteis üzülme (be) distressed
بما | BME bimā dolayı by what
كانوا ك و ن | KVN KENVE kānū they have been
يفعلون ف ع ل | FAL YFALVN yef'ǎlūne onların yaptıklarından doing.

11:36 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

vahyolundu | | Nuh'a | gerçekten | | kimse iman etmeyecek | -den | kavmin- | dışında | kimselerin | (şimdiye kadar) | iman eden | | üzülme | dolayı | | onların yaptıklarından |

[VḪY] [] [] [] [] [EMN] [] [GVM] [] [] [] [EMN] [] [BES] [] [KVN] [FAL]
VÊVḪY ÎL NVḪ ÊNH LN YÙMN MN GVMK ÎLE MN GD̃ ËMN FLE TBTÙS BME KENVE YFALVN

ve ūHiye ilā nūHin ennehu len yu'mine min ḳavmike illā men ḳad āmene felā tebteis bimā kānū yef'ǎlūne
وأوحي إلى نوح أنه لن يؤمن من قومك إلا من قد آمن فلا تبتئس بما كانوا يفعلون

[و ح ي] [] [] [] [] [ا م ن] [] [ق و م] [] [] [] [ا م ن] [] [ب ا س] [] [ك و ن] [ف ع ل]

 » 11 / Hûd  Suresi: 36
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وأوحي و ح ي | VḪY VÊVḪY ve ūHiye vahyolundu And it was revealed
Vav,,Vav,Ha,Ye,
6,,6,8,10,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine singular (form IV) passive perfect verb
الواو عاطفة
فعل ماض مبني للمجهول
إلى | ÎL ilā to
,Lam,,
,30,,
P – preposition
حرف جر
نوح | NVḪ nūHin Nuh'a Nuh,
Nun,Vav,Ha,
50,6,8,
"PN – genitive masculine proper noun → Nuh"
اسم علم مجرور
أنه | ÊNH ennehu gerçekten """That"
,Nun,He,
,50,5,
ACC – accusative particle
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
حرف نصب من اخوات «ان» والهاء ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
لن | LN len will never
Lam,Nun,
30,50,
NEG – negative particle
حرف نفي
يؤمن ا م ن | EMN YÙMN yu'mine kimse iman etmeyecek believe
Ye,,Mim,Nun,
10,,40,50,
V – 3rd person masculine singular (form IV) imperfect verb, subjunctive mood
فعل مضارع منصوب
من | MN min -den from
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
قومك ق و م | GVM GVMK ḳavmike kavmin- your people
Gaf,Vav,Mim,Kef,
100,6,40,20,
N – genitive masculine noun
PRON – 2nd person masculine singular possessive pronoun
اسم مجرور والكاف ضمير متصل في محل جر بالاضافة
إلا | ÎLE illā dışında except
,Lam,Elif,
,30,1,
RES – restriction particle
أداة حصر
من | MN men kimselerin (those) who
Mim,Nun,
40,50,
REL – relative pronoun
اسم موصول
قد | GD̃ ḳad (şimdiye kadar) have already
Gaf,Dal,
100,4,
CERT – particle of certainty
حرف تحقيق
آمن ا م ن | EMN ËMN āmene iman eden believed.
,Mim,Nun,
,40,50,
V – 3rd person masculine singular (form IV) perfect verb
فعل ماض
فلا | FLE felā So (do) not
Fe,Lam,Elif,
80,30,1,
REM – prefixed resumption particle
NEG – negative particle
الفاء استئنافية
حرف نفي
تبتئس ب ا س | BES TBTÙS tebteis üzülme (be) distressed
Te,Be,Te,,Sin,
400,2,400,,60,
V – 3rd person feminine singular (form VIII) imperfect verb, jussive mood
فعل مضارع مجزوم
بما | BME bimā dolayı by what
Be,Mim,Elif,
2,40,1,
P – prefixed preposition bi
REL – relative pronoun
جار ومجرور
كانوا ك و ن | KVN KENVE kānū they have been
Kef,Elif,Nun,Vav,Elif,
20,1,50,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع اسم «كان»
يفعلون ف ع ل | FAL YFALVN yef'ǎlūne onların yaptıklarından doing.
Ye,Fe,Ayn,Lam,Vav,Nun,
10,80,70,30,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَأُوحِيَ: vahyolundu | إِلَىٰ: | نُوحٍ: Nuh'a | أَنَّهُ: gerçekten | لَنْ: | يُؤْمِنَ: kimse iman etmeyecek | مِنْ: -den | قَوْمِكَ: kavmin- | إِلَّا: dışında | مَنْ: kimselerin | قَدْ: (şimdiye kadar) | امَنَ: iman eden | فَلَا: | تَبْتَئِسْ: üzülme | بِمَا: dolayı | كَانُوا: | يَفْعَلُونَ: onların yaptıklarından |
Kırık Meal (Harekesiz) : |وأوحي WÊWḪY vahyolundu | إلى ÎL | نوح NWḪ Nuh'a | أنه ÊNH gerçekten | لن LN | يؤمن YÙMN kimse iman etmeyecek | من MN -den | قومك GWMK kavmin- | إلا ÎLE dışında | من MN kimselerin | قد GD̃ (şimdiye kadar) | آمن ËMN iman eden | فلا FLE | تبتئس TBTÙS üzülme | بما BME dolayı | كانوا KENWE | يفعلون YFALWN onların yaptıklarından |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve ūHiye: vahyolundu | ilā: | nūHin: Nuh'a | ennehu: gerçekten | len: | yu'mine: kimse iman etmeyecek | min: -den | ḳavmike: kavmin- | illā: dışında | men: kimselerin | ḳad: (şimdiye kadar) | āmene: iman eden | felā: | tebteis: üzülme | bimā: dolayı | kānū: | yef'ǎlūne: onların yaptıklarından |
Kırık Meal (Transcript) : |VÊVḪY: vahyolundu | ÎL: | NVḪ: Nuh'a | ÊNH: gerçekten | LN: | YÙMN: kimse iman etmeyecek | MN: -den | GVMK: kavmin- | ÎLE: dışında | MN: kimselerin | GD̃: (şimdiye kadar) | ËMN: iman eden | FLE: | TBTÙS: üzülme | BME: dolayı | KENVE: | YFALVN: onların yaptıklarından |
Abdulbaki Gölpınarlı : Nûh'a, kavminden inananlardan başkaları kesin olarak inanmayacak, artık sen de onların yaptıkları işler yüzünden kederlenme diye vahyedildi.
Adem Uğur : Nuh'a vahyolundu ki: Kavminden iman etmiş olanlardan başkası artık (sana) asla inanmayacak. Öyle ise onların işlemekte olduklarından (günahlardan) dolayı üzülme.
Ahmed Hulusi : Nuh'a vahyolundu ki: "Halkından, iman etmiş olanlar dışında kimse iman etmeyecek. . . (Artık) onların yapmakta olduklarından dolayı üzgün olma!"
Ahmet Tekin : Nuh’a: 'Kavminden iman etmiş olanlardan başkası artık asla sana iman etmeyecek. Öyleyse onların sergilemeye devam ettikleri günahkâr, isyankâr davranışlarından dolayı üzülme.' diye vahyedildi.
Ahmet Varol : Nuh'a vahyolundu ki: 'Kavminden şimdiye kadar iman etmiş olanların dışında artık kimse iman etmeyecek. Onların yaptıklarından dolayı üzülme!
Ali Bulaç : Nuh'a vahyedildi: "Gerçekten iman edenlerin dışında, kesin olarak kimse inanmayacak. Şu halde onların işlemekte olduklarından dolayı üzülme."
Ali Fikri Yavuz : Nûh’a şöyle vahyolunmuştu: “- Haberin olsun, önceden iman edenlerden başka, kavminden hiç biri asla iman etmiyecek. O halde yaptıkları şeylerden (eziyet ve tekziplerden ) ötürü kederlenme.
Bekir Sadak : (36-37) Nuh'a, «Senin milletinden, inanmis olanlardan baskasi inanmayacaktir; onlarin yapageldiklerine uzulme; nezaretimiz altinda, sana bildirdigimiz gibi gemiyi yap. Haksizlik yapanlar icin Bana bas vurma, cunku onlar suda bogulacaklardir» diye Allah tarafÙndan vahyolundu.
Celal Yıldırım : Nuh'a, senin kavminden imân edenlerden başkası, şüphen olmasın ki (sana) inanmıyacaktır. Artık onların işleyegeldiklerinden dolayı üzülüp tasalanma.
Diyanet İşleri : Nûh’a vahyolundu ki: “Kavminden daha önce iman etmiş olanlardan başka, artık hiç kimse iman etmeyecek. O hâlde, onların yapmakta oldukları şeylerden dolayı üzülme.”
Diyanet İşleri (eski) : (36-37) Nuh'a, 'Senin milletinden, inanmış olanlardan başkası inanmayacaktır; onların yapageldiklerine üzülme; nezaretimiz altında, sana bildirdiğimiz gibi gemiyi yap. Haksızlık yapanlar için Bana baş vurma, çünkü onlar suda boğulacaklardır' diye Allah tarafından vahyolundu.
Diyanet Vakfi : Nuh'a vahyolundu ki: Kavminden iman etmiş olanlardan başkası artık (sana) asla inanmayacak. Öyle ise onların işlemekte olduklarından (günahlardan) dolayı üzülme.
Edip Yüksel : Nuh'a vahyedildi: 'Şu ana kadar inanmış olanların dışında artık halkından hiç kimse inanmıyacaktır. Onların tavırları seni üzmesin.'
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Ayrıca Nuh'a şöyle vahyettik: «Bil ki kavminden şimdiye kadar iman etmiş olanlardan başka artık kimse iman etmeyecektir. Onun için yaptıkları şeylerden dolayı kederlenme.»
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Bir de Nuh'a vahyolunmuştu ki: «Haberin olsun, kavminden iman etmiş olanların dışında hiçbiri iman etmeyecektir; onun için her ne yaparlarsa gam yeme!
Elmalılı Hamdi Yazır : Bir de Nuha vahyolunmuştu ki haberin olsun kavminden iyman etmiş olanlardan maada hiç biri iyman etmiyecek, onun için her ne yaparlarsa gam yeme de
Fizilal-il Kuran : Nuh'a vahiy yolu ile bildirildi ki; «Daha önce inananlar dışında soydaşlarından başka inanan olmayacaktır. Onların yaptıklarından dolayı üzülme.»
Gültekin Onan : Nuh'a vahyedildi: "Gerçekten inananların dışında, kesin olarak kimse inanmayacak. Şu halde onların işlemekte olduklarından dolayı üzülme."
Hakkı Yılmaz : (36,37) "Ve Nûh'a vahyolundu: “Kesinlikle toplumundan iman etmiş olanlardan başka artık kimse iman etmeyecektir. Onun için onların yaptıkları şeylere üzülme. Ve Bizim gözetimimiz altında ve vahyimize göre gemiyi yap. Şirk koşmak sûretiyle yanlış; kendi zararlarına iş yapan kimseler hakkında da Bana hitapta bulunma. Kesinlikle onlar, suda kesin boğulacaklardır.” "
Hasan Basri Çantay : Nuha şu hakıykat vahy olundu: «Kavminden gerçek îman etmiş olanlardan başkası asla îman etmeyecekdir. O halde (bîhûde üzülüb de) işleyegeldikleri şeylerden (tecâvüzlerden) dolayı tasalanma».
Hayrat Neşriyat : Nûh’a da şübhesiz şöyle vahyolundu: 'Kavminden, gerçekten îmân etmiş olanlardan başka kimse aslâ îmân etmeyecek; öyle ise onların yapmakta olduklarından dolayı üzülme!'
İbni Kesir : Nuh'a vahyolundu ki: Senin kavminden iman edenlerden başkası asla inanmayacaktır. Bunun için onların işlediklerine üzülme.
İskender Evrenosoğlu : Ve Nuh'a: “Senin kavminden âmenû olmuş olanlar hariç, onlar asla mü'min olmayacak.” (diye) vahyedildi. Artık onların yapmış olduğu şeylerden dolayı sen, yeise kapılma.
Muhammed Esed : Ve Nuh'a: "Senin kavminden, şimdiye kadar inanmış olanların dışında kimse inanmayacak" diye vahyettik, "Bu yüzden, onların yapabilecekleri şeylerden ötürü sakın tasalanma,
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve Nûh'a vahyolundu ki, «Muhakkak kavminden imân etmeyecektir, ancak cidden imân etmiş olanlar müstesna. Artık yapar oldukları şey ile mahzun olma.»
Ömer Öngüt : Nuh'a vahyolundu ki: “Kavminden, iman etmiş olanlardan başkası aslâ imana gelmeyecektir. O halde onların yaptıklarından dolayı tasalanma. ”
Şaban Piriş : Nuh’a: “Gerçekten iman edenlerin dışında, kesin olarak kavminden kimse inanmayacak. O halde, onların yaptıklarına üzülme.” diye vahyedildi.
Suat Yıldırım : (36-37) Nuh’a şöyle vahyolundu ki: "Artık halkından, daha önce iman etmiş olanlar dışında, hiç kimse iman etmeyecek. Öyleyse o kâfirlerin yaptıklarından dolayı kederlenme de, Bizim gözetimimiz altında ve vahyimiz doğrultusunda, gemiyi yap ve o zalimler lehinde Ben’den hiçbir ricada bulunma. Çünkü onlar suda boğulacaklardır."
Süleyman Ateş : Nûh'a vahyolundu ki: "Kavminden, inanmış olanlardan başka kimse inanmayacak, onların yaptıklarından dolayı üzülme!"
Tefhim-ul Kuran : Nuh'a vahyedildi: «Gerçekten iman edenlerin dışında, kesin olarak kimse inanmayacak. Şu halde onların işlemekte olduklarından dolayı üzülme.»
Ümit Şimşek : Derken Nuh'a 'Şimdiye kadar iman edenlerden başka, kavminden sana iman eden olmayacak,' diye vahyolundu. 'Artık onların yaptıkları için tasalanma.
Yaşar Nuri Öztürk : Nûh'a şöyle vahyolundu: "Toplumundan, daha önce inanmış olanlar dışında hiç kimse iman etmeyecektir. Artık onların yaptıkları yüzünden tasalanıp durma."


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}