» 11 / Hûd  5:

Kuran Sırası: 11
İniş Sırası: 52
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123

 » 11 / Hûd  Suresi: 5
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. أَلَا (ÊLE) = elā : iyi bilin ki
2. إِنَّهُمْ (ÎNHM) = innehum : onlar
3. يَثْنُونَ (YS̃NVN) = yeṧnūne : bükerler
4. صُدُورَهُمْ (ṦD̃VRHM) = Sudūrahum : göğüslerini
5. لِيَسْتَخْفُوا (LYSTḢFVE) = liyesteḣfū : gizlenmek için
6. مِنْهُ (MNH) = minhu : ondan
7. أَلَا (ÊLE) = elā : yine iyi bilin ki
8. حِينَ (ḪYN) = Hīne : ne zaman
9. يَسْتَغْشُونَ (YSTĞŞVN) = yesteğşūne : bürünseler
10. ثِيَابَهُمْ (S̃YEBHM) = ṧiyābehum : elbiselerine
11. يَعْلَمُ (YALM) = yeǎ'lemu : bilir
12. مَا (ME) = mā : şeyleri
13. يُسِرُّونَ (YSRVN) = yusirrūne : gizledikleri
14. وَمَا (VME) = ve mā : ve şeyleri
15. يُعْلِنُونَ (YALNVN) = yuǎ'linūne : açığa vurdukları
16. إِنَّهُ (ÎNH) = innehu : şüphesiz O
17. عَلِيمٌ (ALYM) = ǎlīmun : bilendir
18. بِذَاتِ (BZ̃ET) = biƶāti : olanı
19. الصُّدُورِ (ELṦD̃VR) = S-Sudūri : gönüllerde
iyi bilin ki | onlar | bükerler | göğüslerini | gizlenmek için | ondan | yine iyi bilin ki | ne zaman | bürünseler | elbiselerine | bilir | şeyleri | gizledikleri | ve şeyleri | açığa vurdukları | şüphesiz O | bilendir | olanı | gönüllerde |

[] [] [S̃NY] [ṦD̃R] [ḢFY] [] [] [ḪYN] [ĞŞV] [S̃VB] [ALM] [] [SRR] [] [ALN] [] [ALM] [] [ṦD̃R]
ÊLE ÎNHM YS̃NVN ṦD̃VRHM LYSTḢFVE MNH ÊLE ḪYN YSTĞŞVN S̃YEBHM YALM ME YSRVN VME YALNVN ÎNH ALYM BZ̃ET ELṦD̃VR

elā innehum yeṧnūne Sudūrahum liyesteḣfū minhu elā Hīne yesteğşūne ṧiyābehum yeǎ'lemu yusirrūne ve mā yuǎ'linūne innehu ǎlīmun biƶāti S-Sudūri
ألا إنهم يثنون صدورهم ليستخفوا منه ألا حين يستغشون ثيابهم يعلم ما يسرون وما يعلنون إنه عليم بذات الصدور

 » 11 / Hûd  Suresi: 5
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ألا | ÊLE elā iyi bilin ki No doubt!
إنهم | ÎNHM innehum onlar They
يثنون ث ن ي | S̃NY YS̃NVN yeṧnūne bükerler fold up
صدورهم ص د ر | ṦD̃R ṦD̃VRHM Sudūrahum göğüslerini their breasts
ليستخفوا خ ف ي | ḢFY LYSTḢFVE liyesteḣfū gizlenmek için that they may hide
منه | MNH minhu ondan from Him.
ألا | ÊLE elā yine iyi bilin ki Surely,
حين ح ي ن | ḪYN ḪYN Hīne ne zaman when
يستغشون غ ش و | ĞŞV YSTĞŞVN yesteğşūne bürünseler they cover (themselves)
ثيابهم ث و ب | S̃VB S̃YEBHM ṧiyābehum elbiselerine (with) their garments,
يعلم ع ل م | ALM YALM yeǎ'lemu bilir He knows
ما | ME şeyleri what
يسرون س ر ر | SRR YSRVN yusirrūne gizledikleri they conceal
وما | VME ve mā ve şeyleri and what
يعلنون ع ل ن | ALN YALNVN yuǎ'linūne açığa vurdukları they reveal.
إنه | ÎNH innehu şüphesiz O Indeed, He
عليم ع ل م | ALM ALYM ǎlīmun bilendir (is) All-Knower
بذات | BZ̃ET biƶāti olanı of what
الصدور ص د ر | ṦD̃R ELṦD̃VR S-Sudūri gönüllerde (is in) the breasts.

11:5 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

iyi bilin ki | onlar | bükerler | göğüslerini | gizlenmek için | ondan | yine iyi bilin ki | ne zaman | bürünseler | elbiselerine | bilir | şeyleri | gizledikleri | ve şeyleri | açığa vurdukları | şüphesiz O | bilendir | olanı | gönüllerde |

[] [] [S̃NY] [ṦD̃R] [ḢFY] [] [] [ḪYN] [ĞŞV] [S̃VB] [ALM] [] [SRR] [] [ALN] [] [ALM] [] [ṦD̃R]
ÊLE ÎNHM YS̃NVN ṦD̃VRHM LYSTḢFVE MNH ÊLE ḪYN YSTĞŞVN S̃YEBHM YALM ME YSRVN VME YALNVN ÎNH ALYM BZ̃ET ELṦD̃VR

elā innehum yeṧnūne Sudūrahum liyesteḣfū minhu elā Hīne yesteğşūne ṧiyābehum yeǎ'lemu yusirrūne ve mā yuǎ'linūne innehu ǎlīmun biƶāti S-Sudūri
ألا إنهم يثنون صدورهم ليستخفوا منه ألا حين يستغشون ثيابهم يعلم ما يسرون وما يعلنون إنه عليم بذات الصدور

[] [] [ث ن ي] [ص د ر] [خ ف ي] [] [] [ح ي ن] [غ ش و] [ث و ب] [ع ل م] [] [س ر ر] [] [ع ل ن] [] [ع ل م] [] [ص د ر]

 » 11 / Hûd  Suresi: 5
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ألا | ÊLE elā iyi bilin ki No doubt!
,Lam,Elif,
,30,1,
INC – inceptive particle
حرف ابتداء
إنهم | ÎNHM innehum onlar They
,Nun,He,Mim,
,50,5,40,
ACC – accusative particle
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
حرف نصب و«هم» ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
يثنون ث ن ي | S̃NY YS̃NVN yeṧnūne bükerler fold up
Ye,Se,Nun,Vav,Nun,
10,500,50,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
صدورهم ص د ر | ṦD̃R ṦD̃VRHM Sudūrahum göğüslerini their breasts
Sad,Dal,Vav,Re,He,Mim,
90,4,6,200,5,40,
N – accusative masculine plural noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم منصوب و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
ليستخفوا خ ف ي | ḢFY LYSTḢFVE liyesteḣfū gizlenmek için that they may hide
Lam,Ye,Sin,Te,Hı,Fe,Vav,Elif,
30,10,60,400,600,80,6,1,
PRP – prefixed particle of purpose lām
V – 3rd person masculine plural (form X) imperfect verb, subjunctive mood
PRON – subject pronoun
اللام لام التعليل
فعل مضارع منصوب والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
منه | MNH minhu ondan from Him.
Mim,Nun,He,
40,50,5,
P – preposition
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
جار ومجرور
ألا | ÊLE elā yine iyi bilin ki Surely,
,Lam,Elif,
,30,1,
INC – inceptive particle
حرف ابتداء
حين ح ي ن | ḪYN ḪYN Hīne ne zaman when
Ha,Ye,Nun,
8,10,50,
N – accusative masculine noun
اسم منصوب
يستغشون غ ش و | ĞŞV YSTĞŞVN yesteğşūne bürünseler they cover (themselves)
Ye,Sin,Te,Ğayn,Şın,Vav,Nun,
10,60,400,1000,300,6,50,
V – 3rd person masculine plural (form X) imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
ثيابهم ث و ب | S̃VB S̃YEBHM ṧiyābehum elbiselerine (with) their garments,
Se,Ye,Elif,Be,He,Mim,
500,10,1,2,5,40,
N – accusative masculine plural noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم منصوب و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
يعلم ع ل م | ALM YALM yeǎ'lemu bilir He knows
Ye,Ayn,Lam,Mim,
10,70,30,40,
V – 3rd person masculine singular imperfect verb
فعل مضارع
ما | ME şeyleri what
Mim,Elif,
40,1,
REL – relative pronoun
اسم موصول
يسرون س ر ر | SRR YSRVN yusirrūne gizledikleri they conceal
Ye,Sin,Re,Vav,Nun,
10,60,200,6,50,
V – 3rd person masculine plural (form IV) imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
وما | VME ve mā ve şeyleri and what
Vav,Mim,Elif,
6,40,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
REL – relative pronoun
الواو عاطفة
اسم موصول
يعلنون ع ل ن | ALN YALNVN yuǎ'linūne açığa vurdukları they reveal.
Ye,Ayn,Lam,Nun,Vav,Nun,
10,70,30,50,6,50,
V – 3rd person masculine plural (form IV) imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
إنه | ÎNH innehu şüphesiz O Indeed, He
,Nun,He,
,50,5,
ACC – accusative particle
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
حرف نصب والهاء ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
عليم ع ل م | ALM ALYM ǎlīmun bilendir (is) All-Knower
Ayn,Lam,Ye,Mim,
70,30,10,40,
N – nominative masculine singular indefinite noun
اسم مرفوع
بذات | BZ̃ET biƶāti olanı of what
Be,Zel,Elif,Te,
2,700,1,400,
P – prefixed preposition bi
N – genitive feminine singular noun
جار ومجرور
الصدور ص د ر | ṦD̃R ELṦD̃VR S-Sudūri gönüllerde (is in) the breasts.
Elif,Lam,Sad,Dal,Vav,Re,
1,30,90,4,6,200,
N – genitive masculine plural noun
اسم مجرور
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |أَلَا: iyi bilin ki | إِنَّهُمْ: onlar | يَثْنُونَ: bükerler | صُدُورَهُمْ: göğüslerini | لِيَسْتَخْفُوا: gizlenmek için | مِنْهُ: ondan | أَلَا: yine iyi bilin ki | حِينَ: ne zaman | يَسْتَغْشُونَ: bürünseler | ثِيَابَهُمْ: elbiselerine | يَعْلَمُ: bilir | مَا: şeyleri | يُسِرُّونَ: gizledikleri | وَمَا: ve şeyleri | يُعْلِنُونَ: açığa vurdukları | إِنَّهُ: şüphesiz O | عَلِيمٌ: bilendir | بِذَاتِ: olanı | الصُّدُورِ: gönüllerde |
Kırık Meal (Harekesiz) : |ألا ÊLE iyi bilin ki | إنهم ÎNHM onlar | يثنون YS̃NWN bükerler | صدورهم ṦD̃WRHM göğüslerini | ليستخفوا LYSTḢFWE gizlenmek için | منه MNH ondan | ألا ÊLE yine iyi bilin ki | حين ḪYN ne zaman | يستغشون YSTĞŞWN bürünseler | ثيابهم S̃YEBHM elbiselerine | يعلم YALM bilir | ما ME şeyleri | يسرون YSRWN gizledikleri | وما WME ve şeyleri | يعلنون YALNWN açığa vurdukları | إنه ÎNH şüphesiz O | عليم ALYM bilendir | بذات BZ̃ET olanı | الصدور ELṦD̃WR gönüllerde |
Kırık Meal (Okunuş) : |elā: iyi bilin ki | innehum: onlar | yeṧnūne: bükerler | Sudūrahum: göğüslerini | liyesteḣfū: gizlenmek için | minhu: ondan | elā: yine iyi bilin ki | Hīne: ne zaman | yesteğşūne: bürünseler | ṧiyābehum: elbiselerine | yeǎ'lemu: bilir | : şeyleri | yusirrūne: gizledikleri | ve mā: ve şeyleri | yuǎ'linūne: açığa vurdukları | innehu: şüphesiz O | ǎlīmun: bilendir | biƶāti: olanı | S-Sudūri: gönüllerde |
Kırık Meal (Transcript) : |ÊLE: iyi bilin ki | ÎNHM: onlar | YS̃NVN: bükerler | ṦD̃VRHM: göğüslerini | LYSTḢFVE: gizlenmek için | MNH: ondan | ÊLE: yine iyi bilin ki | ḪYN: ne zaman | YSTĞŞVN: bürünseler | S̃YEBHM: elbiselerine | YALM: bilir | ME: şeyleri | YSRVN: gizledikleri | VME: ve şeyleri | YALNVN: açığa vurdukları | ÎNH: şüphesiz O | ALYM: bilendir | BZ̃ET: olanı | ELṦD̃VR: gönüllerde |
Abdulbaki Gölpınarlı : Haberiniz olsun ki onlar, içlerindekini gizlemek için göğüslerini kapatırlar; bilin ki onlar, duymamak için elbiselerine kat kat bürünmeye çalışırlar; fakat o vakit bile gizlediklerini de bilir, açığa vurduklarını da. Şüphe yok ki o, gönüllerde ne varsa hepsini bilir.
Adem Uğur : Bilesiniz ki, onlar Peygamber'den, (düşmanlıklarını) gizlemeleri için göğüslerini çevirirler (gönüllerinden geçeni gizlerler). İyi bilin ki, onlar elbiselerine büründükleri zaman dahi, Allah onların gizlediklerini de, açığa çıkardıklarını da bilir. Çünkü O, kalplerin özünü bilendir.
Ahmed Hulusi : Kesinlikle bilin ki! O'ndan gizlemek için, içlerindekini dürüp bükerler (gerçek düşüncelerini başka fikirlerle örtüp gizlerler)! Kesinlikle bilin ki! Onlar elbiselerine büründüklerinde (iç dünyalarındakini örttüklerinde), onların sırlarındakini ve açığa vurduklarını da bilir! Çünkü O, sadırların (beyinlerindeki dünyalarının) zâtı olarak Aliym'dir.
Ahmet Tekin : Bakınız! Onlar peygambere kinlerini, kıskançlıklarını, düşmanlıklarını gizlemek için, gönüllerindekilerini nasıl da saklıyorlar. Gözünüzü açın! Onlar tebliği duymamak, Kur’ân’ı görmemek için örtülerine bürünürlerken, Allah’ın, onların gizlemeye çalıştıklarını, halkı yanıltan fısıltılar yayarak yaptıkları faaliyetleri de, açığa vurduklarını, alenen yaptıklarını da bildiğini unutuyorlar. O gönüllerdeki sırları bilir.
Ahmet Varol : İyi bilin ki onlar ondan gizlenmek için göğüslerini bükerler. Yine iyi bilin ki, onlar elbiselerine bürünürlerken O onların gizlediklerini de, açığa vurduklarını da bilmektedir. Şüphesiz O, gönüllerde olanı bilendir.
Ali Bulaç : Haberiniz olsun; gerçekten onlar, ondan gizlenmek için göğüslerini büker (Hak'tan kaçınıp yan çizer)ler. (Yine) Haberiniz olsun; onlar, örtülerine büründükleri zaman, O, gizli tuttuklarını da, açığa vurduklarını da bilir. Çünkü O, sinelerin özünde saklı duranı bilendir.
Ali Fikri Yavuz : Haberiniz olsun ki, münafıklar, Peygambere olan düşmanlıklarını gizlemek için, göğüslerini hakdan çevirirler, arkalarını dönerler. Evet amma, örtülerine bürünüp yatarlarken de Allah, onların neyi gizlediklerini bilir. Çünkü O, bütün kalblerin özünü bilendir.
Bekir Sadak : Bilin ki, onlar Kuran okunurken gizlenmek icin iki buklum olurlar. Bilin ki, elbiselerine burunduklerinde bile Allah onlarin gizlediklerini ve aciga vurduklarini bilir. Cunku O, kalblerde olani bilendir.
Celal Yıldırım : Dikkat et ki, onlar O'ndan gizlenmek için göğüslerini katlayıp (iki) büklüm olurlar. Haberiniz olsun ki, elbiselerine büründüklerinde, Allah onların gizlediklerini de, açığa vurduklarını da bilir. Şüphesiz ki Allah göğüslerde dönüp dolaşanı bilendir.
Diyanet İşleri : İyi bilin ki onlar, O’ndan gizlenmek için kalplerindeki düşmanlığı gizliyorlar. Yine iyi bilin ki, elbiselerine büründükleri zaman bile, Allah onların gizlediklerini de açığa vurduklarını da bilir. Çünkü O, göğüslerin özünü (kalplerde olanı) hakkıyla bilendir.
Diyanet İşleri (eski) : Bilin ki, onlar Kuran okunurken gizlenmek için iki büklüm olurlar. Bilin ki, elbiselerine büründüklerinde bile Allah onların gizlediklerini ve açığa vurduklarını bilir. Çünkü O, kalblerde olanı bilendir.
Diyanet Vakfi : Bilesiniz ki, onlar Peygamber'den, (düşmanlıklarını) gizlemeleri için göğüslerini çevirirler (gönüllerinden geçeni gizlerler). İyi bilin ki, onlar elbiselerine büründükleri zaman dahi, Allah onların gizlediklerini de, açığa çıkardıklarını da bilir. Çünkü O, kalplerin özünü bilendir.
Edip Yüksel : Onlar, göğüslerindekini bilinç altına itip O'ndan gizlemek isterler. İyi bilin ki elbiselerini büründükleri zaman dahi onların gizlediklerini ve açıkladıklarını bilir. O, gizli düşünceleri bilendir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Dikkat edin! Görmüyor musunuz, onlar düşmanlıklarını gizlemek için göğüslerini çeviriyorlar. İyi bilin ki, onlar örtülerine bürünürlerken, neyi gizleyip, neyi açığa vurduklarını Allah biliyor. Muhakkak ki Allah, gönülde gizlenenleri de bilir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Bak onlar O'ndan gizlenmek için göğüslerini büküyorlar! Evet, ama onlar örtülerine bürünürlürken, Allah onların neyi gizlediklerini ve neyi açığa vurduklarını bilir çünkü O bütün sinelerin özünü bilir!
Elmalılı Hamdi Yazır : Bak amma onlar ondan gizlenmek için göğüslerini büküyorlar, evet amma onlar ondan örtülerine bürünürlerken o onların neyi gizlediklerini ve neyi açığa vurduklarını bilir çünkü o, bütün sinelerin künhünü bilir
Fizilal-il Kuran : Haberiniz olsun ki, müşrikler kendilerine Kur'an okunurken Allah'dan gizlenmek için başlarını göğüslerine yapıştırarak iki büklüm olurlar. Haberiniz olsun ki, Allah başlarını elbiselerinin altında sakladıklarında gerek gizli tuttukları ve gerekse açığa vurdukları tüm duygularını bilir. O kalplerin özünü bilir.
Gültekin Onan : Haberiniz olsun; gerçekten onlar, ondan gizlenmek için göğüslerini büker (Hak'tan kaçınıp yan çizer)ler. (Yine) Haberiniz olsun; onlar, örtülerine büründükleri zaman, O, gizli tuttuklarını da, açığa vurduklarını da bilir. Çünkü O, sinelerin özünde saklı duranı bilendir.
Hakkı Yılmaz : Haberiniz olsun! Şüphesiz onlar, Elçi'den/ vahiyden gizlenmek için göğüslerini dürüp bükerler. Haberiniz olsun! Onlar örtülerine bürünürlerken, gizledikleri şeyleri, açığa vurdukları şeyleri Allah biliyor. Şüphesiz Allah, göğüslerdekileri en iyi bilendir.
Hasan Basri Çantay : Haberiniz olsun ki ondan (o peygamberden düşmanlıklarını) gizlemeleri için göğüslerini dürüb bükerler. (Hakkı işitmemek için) elbiseleriyle örtündükleri zaman da (hallerine) dikkat et. (Halbuki) Allah Onların gizleyeceklerini de, açığa vuracaklarını da biliyor. Çünkü O, sinelerin ta özünü bilendir.
Hayrat Neşriyat : Dikkat edin! Şübhesiz ki onlar, ondan (o peygamberden kendilerini) gizlemek için göğüslerini bükerler. Bilesiniz, (onlar) elbiselerine bürünecekleri zaman dahi (Allah), onlar neyi gizlerler ve neyi açıklarlarsa bilir. Çünki O, sînelerin içinde olanı hakkıyla bilendir.
İbni Kesir : Dikkat edin, onlar peygambere düşmanlıklarını gizlemek için iki büklüm olurlar. Elbiselerine büründükleri zaman da dikkat edin. Allah, onların gizlediklerini ve açığa vurduklarını bilir. Çünkü O, göğüslerde olanı bilendir.
İskender Evrenosoğlu : Gerçekten onlar, O'ndan (Allah'tan) gizlenmek için, göğüslerini bükmüyorlar mı? Böylece elbiselerini perde (örtü) yapmıyorlar mı? (Allah, onların) gizledikleri şeyleri ve açıkladıkları şeyleri bilir. Muhakkak ki O, sinelerde olanı bilendir.
Muhammed Esed : Bakın hele, (kitabın doğruluğunu inkara şartlanmış olanlar) kendilerini Onun gözetiminden gizlemek için kalplerini (nasıl) kat kat örtülerle örtüyorlar. Bilin ki, (hakikati görmemek ya da duymamak için kat kat) giysiler içine girdikleri zaman (bile) O, onların gizli tuttuklarını da, açığa vurduklarını da bütünüyle bilmektedir; çünkü O, kalplerde olan hakkında mutlak ve eksiksiz bilgi sahibidir.
Ömer Nasuhi Bilmen : Haberdar olunuz ki, onlar şüphesiz ondan gizlenmek için göğüslerini bükerler. Agah olunuz ki, onlar örtülerine bürünürlerken de O, onların gizlediklerini ve açığa vurduklarını bilir. Şüphe yok ki o, bütün sinelerin ahvalini hakkıyla bilicidir.
Ömer Öngüt : İyi bilin ki onlar, içlerindekini O'ndan gizlemek için göğüslerini çevirirler. İyi bilin ki onlar elbiselerine büründükleri zaman da, Allah onların gizlediklerini ve açığa vurduklarını da bilir. Şüphesiz ki O, göğüslerin özünü bilendir.
Şaban Piriş : Dikkat edin, O’ndan gizlenmek için iki büklüm oluyorlar. İyi bilin ki, Allah elbiselerine büründükleri zaman da gizlediklerini ve açıkladıklarını bilir. O, kalplerin özünü bilir.
Suat Yıldırım : Dikkat edin, işin farkına varın: O kâfirler, eğilip bükülerek haktan yan çizer, böylece Peygamberden gizlenmek isterler.(Aslında Allah’tan kaçıp saklanmak isterler, ama nasıl saklanabilirler ki!)Onlar örtülerine büründükleri zaman dahi Allah onların içlerinde gizlediklerini de, açığa vurduklarını da pek iyi bilir.Çünkü O bütün sinelerin kökünü, künhünü dahi bilir.
Süleyman Ateş : İyi bilin ki, onlar O'ndan gizlenmek için göğüslerini bükerler. Yine iyi bilin ki onlar, örtülerine büründükleri zaman dahi (Allâh onların) içlerinde gizlediklerini ve açığa vurduklarını bilir. Çünkü O, göğüslerin özünü bilendir.
Tefhim-ul Kuran : Haberiniz olsun; gerçekten onlar, ondan gizlenmek için göğüslerini büker (Hak'tan kaçınıp yan çizer) ler. (Yine) Haberiniz olsun; onlar, örtülerine büründükleri zaman, O, gizli tuttuklarını da, açığa vurduklarını da bilmektedir. Çünkü O, sinelerin özünde saklı duranı bilendir.
Ümit Şimşek : Bakın, onlar Allah'tan gizlenmek için sinelerini nasıl sarıp sarmalıyorlar. Heyhat! Onlar örtülerine büründüklerinde, Allah onların gizlediklerini de bilmektedir, açığa vurduklarını da. Hiç şüphe yok ki, O sinelerde olan herşeyi hakkıyla bilir.
Yaşar Nuri Öztürk : Dikkatle bakın! Onlar O'ndan gizlenmek için göğüslerini bükerler. Dikkat edin! Onlar giysileriyle sarılıp sarmaladıkları zaman da O, onların gizlemekte olduklarını da açığa vurduklarını da bilmektedir. Çünkü O, göğüslerin içini çok iyi bilendir.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}