» 11 / Hûd  112:

Kuran Sırası: 11
İniş Sırası: 52
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123

 » 11 / Hûd  Suresi: 112
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. فَاسْتَقِمْ (FESTGM) = festeḳim : dosdoğru olun
2. كَمَا (KME) = kemā : gibi
3. أُمِرْتَ (ÊMRT) = umirte : emrolunduğun
4. وَمَنْ (VMN) = ve men : ve kimseler
5. تَابَ (TEB) = tābe : tevbe eden
6. مَعَكَ (MAK) = meǎke : seninle birlikte
7. وَلَا (VLE) = ve lā : ve
8. تَطْغَوْا (TŦĞVE) = teTğav : aşırı gitmeyin
9. إِنَّهُ (ÎNH) = innehu : şüphesiz O
10. بِمَا (BME) = bimā : şeyleri
11. تَعْمَلُونَ (TAMLVN) = teǎ'melūne : yaptıklarınız
12. بَصِيرٌ (BṦYR) = beSīrun : görmektedir
dosdoğru olun | gibi | emrolunduğun | ve kimseler | tevbe eden | seninle birlikte | ve | aşırı gitmeyin | şüphesiz O | şeyleri | yaptıklarınız | görmektedir |

[GVM] [] [EMR] [] [TVB] [] [] [ŦĞY] [] [] [AML] [BṦR]
FESTGM KME ÊMRT VMN TEB MAK VLE TŦĞVE ÎNH BME TAMLVN BṦYR

festeḳim kemā umirte ve men tābe meǎke ve lā teTğav innehu bimā teǎ'melūne beSīrun
فاستقم كما أمرت ومن تاب معك ولا تطغوا إنه بما تعملون بصير

 » 11 / Hûd  Suresi: 112
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فاستقم ق و م | GVM FESTGM festeḳim dosdoğru olun So stand firm
كما | KME kemā gibi as
أمرت ا م ر | EMR ÊMRT umirte emrolunduğun you are commanded
ومن | VMN ve men ve kimseler and (those) who
تاب ت و ب | TVB TEB tābe tevbe eden turn (in repentance)
معك | MAK meǎke seninle birlikte with you,
ولا | VLE ve lā ve and (do) not
تطغوا ط غ ي | ŦĞY TŦĞVE teTğav aşırı gitmeyin transgress.
إنه | ÎNH innehu şüphesiz O Indeed, He
بما | BME bimā şeyleri of what
تعملون ع م ل | AML TAMLVN teǎ'melūne yaptıklarınız you do
بصير ب ص ر | BṦR BṦYR beSīrun görmektedir (is) All-Seer.

11:112 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

dosdoğru olun | gibi | emrolunduğun | ve kimseler | tevbe eden | seninle birlikte | ve | aşırı gitmeyin | şüphesiz O | şeyleri | yaptıklarınız | görmektedir |

[GVM] [] [EMR] [] [TVB] [] [] [ŦĞY] [] [] [AML] [BṦR]
FESTGM KME ÊMRT VMN TEB MAK VLE TŦĞVE ÎNH BME TAMLVN BṦYR

festeḳim kemā umirte ve men tābe meǎke ve lā teTğav innehu bimā teǎ'melūne beSīrun
فاستقم كما أمرت ومن تاب معك ولا تطغوا إنه بما تعملون بصير

[ق و م] [] [ا م ر] [] [ت و ب] [] [] [ط غ ي] [] [] [ع م ل] [ب ص ر]

 » 11 / Hûd  Suresi: 112
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فاستقم ق و م | GVM FESTGM festeḳim dosdoğru olun So stand firm
Fe,Elif,Sin,Te,Gaf,Mim,
80,1,60,400,100,40,
REM – prefixed resumption particle
V – 2nd person masculine singular (form X) imperative verb
الفاء استئنافية
فعل أمر
كما | KME kemā gibi as
Kef,Mim,Elif,
20,40,1,
P – prefixed preposition ka
SUB – subordinating conjunction
جار ومجرور
أمرت ا م ر | EMR ÊMRT umirte emrolunduğun you are commanded
,Mim,Re,Te,
,40,200,400,
V – 2nd person masculine singular passive perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض مبني للمجهول والتاء ضمير متصل في محل رفع نائب فاعل
ومن | VMN ve men ve kimseler and (those) who
Vav,Mim,Nun,
6,40,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
REL – relative pronoun
الواو عاطفة
اسم موصول
تاب ت و ب | TVB TEB tābe tevbe eden turn (in repentance)
Te,Elif,Be,
400,1,2,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
معك | MAK meǎke seninle birlikte with you,
Mim,Ayn,Kef,
40,70,20,
LOC – accusative location adverb
PRON – 2nd person masculine singular possessive pronoun
ظرف مكان منصوب والكاف ضمير متصل في محل جر بالاضافة
ولا | VLE ve lā ve and (do) not
Vav,Lam,Elif,
6,30,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
PRO – prohibition particle
الواو عاطفة
حرف نهي
تطغوا ط غ ي | ŦĞY TŦĞVE teTğav aşırı gitmeyin transgress.
Te,Tı,Ğayn,Vav,Elif,
400,9,1000,6,1,
V – 2nd person masculine plural imperfect verb, jussive mood
PRON – subject pronoun
فعل مضارع مجزوم والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
إنه | ÎNH innehu şüphesiz O Indeed, He
,Nun,He,
,50,5,
ACC – accusative particle
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
حرف نصب والهاء ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
بما | BME bimā şeyleri of what
Be,Mim,Elif,
2,40,1,
P – prefixed preposition bi
REL – relative pronoun
جار ومجرور
تعملون ع م ل | AML TAMLVN teǎ'melūne yaptıklarınız you do
Te,Ayn,Mim,Lam,Vav,Nun,
400,70,40,30,6,50,
V – 2nd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
بصير ب ص ر | BṦR BṦYR beSīrun görmektedir (is) All-Seer.
Be,Sad,Ye,Re,
2,90,10,200,
N – nominative masculine singular indefinite noun
اسم مرفوع
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |فَاسْتَقِمْ: dosdoğru olun | كَمَا: gibi | أُمِرْتَ: emrolunduğun | وَمَنْ: ve kimseler | تَابَ: tevbe eden | مَعَكَ: seninle birlikte | وَلَا: ve | تَطْغَوْا: aşırı gitmeyin | إِنَّهُ: şüphesiz O | بِمَا: şeyleri | تَعْمَلُونَ: yaptıklarınız | بَصِيرٌ: görmektedir |
Kırık Meal (Harekesiz) : |فاستقم FESTGM dosdoğru olun | كما KME gibi | أمرت ÊMRT emrolunduğun | ومن WMN ve kimseler | تاب TEB tevbe eden | معك MAK seninle birlikte | ولا WLE ve | تطغوا TŦĞWE aşırı gitmeyin | إنه ÎNH şüphesiz O | بما BME şeyleri | تعملون TAMLWN yaptıklarınız | بصير BṦYR görmektedir |
Kırık Meal (Okunuş) : |festeḳim: dosdoğru olun | kemā: gibi | umirte: emrolunduğun | ve men: ve kimseler | tābe: tevbe eden | meǎke: seninle birlikte | ve lā: ve | teTğav: aşırı gitmeyin | innehu: şüphesiz O | bimā: şeyleri | teǎ'melūne: yaptıklarınız | beSīrun: görmektedir |
Kırık Meal (Transcript) : |FESTGM: dosdoğru olun | KME: gibi | ÊMRT: emrolunduğun | VMN: ve kimseler | TEB: tevbe eden | MAK: seninle birlikte | VLE: ve | TŦĞVE: aşırı gitmeyin | ÎNH: şüphesiz O | BME: şeyleri | TAMLVN: yaptıklarınız | BṦYR: görmektedir |
Abdulbaki Gölpınarlı : Artık sen, sana nasıl emredildiyse öylece dosdoğru hareket et ve seninle berâber bulunan ve tövbe etmiş olanlar da dosdoğru hareket etsinler ve taşkınlıkta bulunmayın, çünkü şüphe yok ki o, ne yapıyorsanız hepsini de görür.
Adem Uğur : O halde seninle beraber tevbe edenlerle birlikte emrolunduğun gibi dosdoğru ol! Aşırı da gitmeyin. Çünkü O, sizin yaptıklarınızı çok iyi görendir.
Ahmed Hulusi : O hâlde sen hükmolunduğunca hakikati yaşa (istikamet sahibi olmak, hidâyetin açığa çıkması sonucu olarak hakikatin yaşanması, demektir. A. H. )! Seninle beraber, tövbe edenler de (hakikati yaşayamamalarına neden olan şeylere tövbe edenler). . . Sakın taşkınlık yapmayın! Çünkü O, yapmakta olduklarınızı (B sırrınca) Basıyr'dir.
Ahmet Tekin : O halde, tevbe ederek seninle beraber olanlarla, günah işlemekten, isyandan vazgeçerek Allah’a itaate yönelenlerle birlikte emrolunduğun gibi ilâhî emirleri doğru uygulayarak itaatte daim ol. Aşırı da gitmeyin, azmayın. O sizin işlediğiniz amelleri biliyor, görüyor.
Ahmet Varol : Emrolunduğun gibi dosdoğru ol; seninle birlikte tevbe edenler de (dosdoğru olsunlar) ve aşırı gitmeyin. O, yaptıklarınızı görmektedir.
Ali Bulaç : Seninle birlikte tevbe edenlerle birlikte emrolunduğun gibi dosdoğru davran. Ve azıtmayın. Çünkü O, yaptıklarınızı görendir.
Ali Fikri Yavuz : Onun için sen, emrolunduğun şekilde, beraberinde tevbe edenlerle dosdoğru hareket et. Aşırı gitmeyin; çünkü Allah, yaptıklarınızın hepsini kemaliyle görücüdür.
Bekir Sadak : Sen, beraberindeki tevbe edenlerle birlikte emrolundugun gibi dosdogru ol. Asiri gitmeyin, dogrusu Allah yaptiklarinizi gorur.
Celal Yıldırım : O halde sen —ve beraberinde tevbe edenlerle birlikte— em-rolunduğun gibi dosdoğru ol! Aşırı gitmeyin. Allah ne yaptıklarınızı şüphesiz ki iyiden iyiye görendir.
Diyanet İşleri : Öyle ise emrolunduğun gibi dosdoğru ol. Beraberindeki tövbe edenler de dosdoğru olsunlar. Hak ve adalet ölçülerini aşmayın. Şüphesiz O, yaptıklarınızı hakkıyla görür.
Diyanet İşleri (eski) : Sen, beraberindeki tevbe edenlerle birlikte emrolunduğun gibi dosdoğru ol. Aşırı gitmeyin, doğrusu Allah yaptıklarınızı görür.
Diyanet Vakfi : O halde seninle beraber tevbe edenlerle birlikte emrolunduğun gibi dosdoğru ol! Aşırı da gitmeyin. Çünkü O, sizin yaptıklarınızı çok iyi görendir.
Edip Yüksel : Emredildiğin gibi dosdoğru ol, seninle beraber yönelmiş olanlarla birlikte... Aşma ve azgınlaşma. O, sizin yaptıklarınızı Görendir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : İşte bundan dolayı emrolunduğun gibi doğru ol! Beraberindeki tevbe edenler de (doğru olsunlar). Aşırı gitmeyin! Muhakkak ki O, bütün yaptıklarınızı görüp durmaktadır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Onun için emrolunduğun gibi doğruluk et; sen ve beraberinde tevbe edenler de böyle olsun ve aşırı gitmeyin! Çünkü O, bütün yaptıklarınızı görür.
Elmalılı Hamdi Yazır : Onun için emr olunduğun gibi doğruluk et: sen ve beraberinde tevbe eden de aşırı gitmeyin, çünkü o her ne yaparsanız basîrdir
Fizilal-il Kuran : Ey Muhammed, sana emredildiği gibi dosdoğru ol; yanındaki eski sapıklıklarından tevbe edenler de öyle olsunlar. Sakın ölçüleri aşmayınız. Hiç kuşkusuz Allah bütün yaptıklarınızı görür,
Gültekin Onan : Seninle birlikte tevbe edenlerle birlikte buyrulduğun gibi dosdoğru davran. Ve azıtmayın. Çünkü O, yaptıklarınızı görendir.
Hakkı Yılmaz : İşte bundan dolayı emrolunduğun gibi dosdoğru ol! Beraberindeki tevbe edenler de doğru olsunlar. Ve aşırı gitmeyin! Kesinlikle Allah, bütün yaptıklarınızı hakkıyla görendir.
Hasan Basri Çantay : O halde sen [habîbim), maiyyetindeki tevbe edenlerle beraber, emr olunduğun vech ile, dosdoğru hareket et. Aşırı gitmeyin. Çünkü O, ne yaparsanız (hepsini) hakkıyle görücüdür.
Hayrat Neşriyat : O hâlde, emrolunduğun gibi dosdoğru ol! Berâberindeki tevbe edenler de! Ve(Allah’ın koyduğu) hudûdu aşmayın! Çünki O, ne yaparsanız hakkıyla görendir.
İbni Kesir : Öyleyse sen, emrolunduğun gibi dosdoğru hareket et. Beraberindeki tevbe edenler de. Aşırı gitmeyin. Çünkü O, yaptıklarınızı görür.
İskender Evrenosoğlu : Artık sen, sana tövbe ederek, tâbî olanlarla birlikte emrolunduğun gibi istikamet üzere ol. Ve azgınlık yapmayın (aşırı gitmeyin). Muhakkak ki O, yaptıklarınızı görendir.
Muhammed Esed : Öyleyse, artık emredildiğin yönde, yanında yer alanlarla birlikte, doğru yolu tutun ve sizden hiç biriniz gurura kapılıp da çizgiyi aşmasın: çünkü, unutmayın, yaptığınız her şeyi O görüyor.
Ömer Nasuhi Bilmen : Artık emrolunduğun gibi istikamette bulun ve tevbe etmiş, seninle beraber bulunmuş olanlar da. Ve haddi tecâvüz etmeyin, şüphe yok ki O, yapar olduğunuz şeyleri bihakkın görücüdür.
Ömer Öngüt : Emrolunduğun gibi dosdoğru ol! Beraberindeki tevbe edenler de. Aşırı gitmeyin. Çünkü O, yaptıklarınızı görmektedir.
Şaban Piriş : Sen, yanındaki yönelmiş insanlarla birlikte emrolunduğun gibi dosdoğru ol! Taşkınlık yapmayın. Kuşkusuz O, yaptıklarınızı görür.
Suat Yıldırım : Öyleyse ey Resulüm, sen beraberinde olup tövbe edenlerle birlikte, sana nasıl emredilmişse öyle dosdoğru hareket et. Aşırı gitmeyin. Çünkü O, yaptığınız her şeyi görmekte olup işlerinizin karşılığını da size verecektir.
Süleyman Ateş : Öyleyse emrolunduğun gibi doğru ol; seninle beraber tevbe edenler de (doğru olsunlar), aşırı gitmeyiniz! Zira O, yaptıklarınızı görmektedir.
Tefhim-ul Kuran : Seninle birlikte tevbe edenlerle birlikte emrolunduğun gibi dosdoğru davran. Ve azıtmayın. Çünkü O, yapmakta olduklarınızı görendir.
Ümit Şimşek : Beraberindeki tevbe edenlerle birlikte, emrolunduğun gibi dosdoğru ol. Aşırı gitmeyin. O sizin bütün yaptıklarınızı görür.
Yaşar Nuri Öztürk : O halde sen, emrolunduğun gibi dosdoğru yürü! Seninle birlikte tövbe edenler de... Sakın aşırılık edip azmayın! O, yapmakta olduklarınızı görüyor.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}